22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 3 g •Otı Tet: 0.212^1205 OSfate: 0.212.512 44 97Elektronik posta: denizsom#cumhuriyet.com.tr - Zindanlanyla ünlü 12 Eylül'ün üzerinden 21 yılgeçmiş... "Bu yıl Bodrum'dayız netekim!" Bira yasağı Dr. Dolgun Dalgıçoğlu, «şi ve iki çocuğuyla ge- ^en pazar Izmir'den Is- «anbul'a otomobille dö- nerken Bandırma'da de- r\iz otobüsüne biniyor... Kalkışa yanm saat ka~ 1a limandaki büfenin önüne gidiyor... Feribotta »çki sa- uşıyasakolduğu — i L için yol yorgun- luğunu atmak ve eşiyle paytaşmak üzere dışandan aldığı bir ku- tu birayı açıyor... Kutu- yu açmış ve biradan bir yudum içmişken başın- da bir polis dikiliyor; "Burada içki içmek ya- sak" dtyor... Niye yasak olduğunu, yasağın han- gi yasaya dayandığını sorunca polis, "Ben ya- saklıyorum" diyor... Ya- saktan amirinin haberi olup olmadığını sorun- ca polis, "Buranın şeri- fi benim" diyor... Polis, çevreye duyuracak şe- kilde "Utanmıyor mu- sun burada içki içme- ye" diye hakarete baş- lıyor... Tartışmanın ka- rakolda b'rteceğini an- layan Dr. Dakjıçoğlu'nun eşi, bira kutusunu alıp çöpe atarak deniz oto- büsünde olduğu gibi li- manda da şeriat devte- tinin kurallanna uymak zomnöa kalıyorl merika Biıieşik Devletleri, cehennemi ya- şıyor... Kaçınîan yolcu uçaklan binalann üs- tüne çakılıyor... New York ve Washington yanıyor... Dünya ticaretinin sembolü gök- delenler çöküyor, dünyanın en büyük askeri gücü- nün sembolü Pentagon'dan dumanlar yükseliyor... Amerika saldınnın ne olduğunu anlamaya çalışır- ken Pentagori'agökten birkaç uçakdahadüşüyor... Belli ki... Dünyanın efendisi olmakyetmiyor... Ye- ni Dünya Düzeni'ni kurmak, kurtarmıyor... Terör, bugüne kadar görülmüş en büyük organi- zasyonu ile Amerika'ya vurdukça vuruyor... New York Borsası kapanıyor, petrol fiyatlan fıriı- yor, dolar düşüyor... Nereden geleceği ve nereye yöneleceği belli ol- mayan saldırılarla, dünya tarihinin en büyük terörü yaşanıyor... Hem de canlı yayınlaria... Aynen Körfez Savaşı'ndaki görüntüler gibi... Bu kez masum Amerikalılar sokaklarda kaçışıyor... Te- Savaş gibilevizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, Ameri- ka'da terörden de öte savaş gibi bir kabus, dehşet, büyük bir trajedi yaşandığını gösteriyor... Amerika "savaş hali"ne geçiyor amadüşman bel- li değil... Ortada, Amerika'nın nükleer füzelerini fır- tatabileceği birdevletyok... Belki deYeni Dünya Dü- zeni'nin yeni savaşları böyle olacak... Birercanlı bombaolarakdüşen uçaklardaöien yol- culann sayısı yüzleri, çöken gökdelenlerde yaşamı- nı yitiren insanlann sayısı binleri buluyor... Insanlar masum... Insanlar çareşiz... Insanlar bir savaşta üzeıierine bomba düşmüşçesine kitleler halinde ölüyor ama ekrana yansıyan görüntülerde insan unsuru yok... Ekranlarda patlama var, ateş var, duman var... Dünya, Hollyvvood senaristlerinin bile tasarlaya- mayacagı bir "terminatör" fılm izler gibi terörün bu- güne kadar görülmüş en büyük yüzünü seyredi- yor... Dünyanın tekegemeni ABD'nin Başkanı George W. Bush da seyrediyor... Dışişleri Bakanı Colin Po- well, düzenlediği basın toplantısında saldınları de- mokrasiye inanmayanlann eylemi olarakniteliyor, de- mokrasiye inanılmasını istiyor... Canım demokrasi... Amerika'nın, dünyayı terörden kurtarmak için ne denli etkin olduğu, terörle nasıl mücadele ettiği bi- liniyor... Ama Amerika'nın aynı etkinliği demokrasi- nin dünya çapında filizlenmesi için gösterdiği söy- lenem'ıyor... Amerika'nın "yeşil kuşak"larla suladığı topraklarda ve "arka bahçe'İerinde hiç de demok- rat olmadığı biliniyor... Amerika ektiği rüzgarlann îırtınasını biçiyor... Dünyada yeni bir dönem başlıyorî SESŞÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Büyükişadamı Ali Şen ne iş yapar? Haftalıkfutbol gülmece dergisi Yır- tık Krampon, yayın hayatına başlaya- lı dört hafta oldu ama kısa süre için- de ses getirmeye de başladı... Yırtık Krampon'un daha ilk sayısın- daki "Nedir bu Türkçe düşmanlığı" yolundaki yayını üzerine Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaşfutbol takım- lan, "captain" yazan pazubantlardan vazgeçti... Artık takım kaptanları kollannda "kaptan" yazan bantlarla sahaya çı- kıyor... Yırtık Krampon, şimdi de ödüllü bul- maca ile yeni bir gündem yaratıyor... Soru, Fenerbahçe Kulübü'nün es- ki başkanlanndan, Kenan Evren'in yakın dostu, kamuoyunda zengin ve büyük işadamı olarak tanınan Ali Şen'in ne iş yaptığr. "Ali Şen bir zamanlar dericilik yap- mıştır. Deri ceketfalan satarakolacak işler midir bunlar? Bir iki helikopter ihalesinde bulunmuştur. Birkaç heli- kopterin komisyonu bütün bu ge- tiriyi sağlar mı? Ali Şen bütün bu parayı nereden kazanmış- tır. Mesela, vergi mükellefi mi- dir? Ne kadar vergi vermiştir? Muhakkak vermiştir. Mutlaka, Bodrum'daki devlet arazisi üzerinde bulunan ve kayrtlara hayvanat bahçe- si olarak geçen muhteşem villasına uygun bir ticaret ya da vergi usul ka- nunu maddesi vardır. Vardır da bizim cahilliğimiz işte..." Yırtık Krampon, Ali Şen'in ne iş yap- tığını dogru bilen 10 kişiye, Haşim Şahin'in "Kral ve Imparator" kitabını armağan ediyor... Yanıtlar için faks numarası: 0.212.259 24 43. Elektronik posta adresi: yirtik2001 (âyahoo.com. ÇED KÖŞESÎ OKTAY EKÎNCİ 12Eylül'ü 6 Onlar' Unutmuyor... Bugün, 12 Eylül 1980'dekı fa- şist darbenin 21. yıldönümü... Kimileri, haklı olarak "nefret- le" anmayı sürdürüyor; kimile- ri de "unutmuş" görûaüyor ya daherkesin artık "unutmasınT istiyor... Ne var ki ister unutulmaya başlansın. isterse de nefretle anılsın, 12 Eylül'ün "tahriba- tı" hâlâ devam ediyor... Üstelik bu tahribat, samldığı gibi sadece demokrasi, insan hakları hukuku, özgürlükler, ekonomi ve siyaset.. gibi, as- lında "değişebilir" olan, an- cak 12 Eylül'den bu yana bir türlü "değiştirilmeyen" alan- lardayaşanmıyor... Bu alanlara ek olarak. ülke- de ve toplumsal çıkarlarda "ka- hcı tahribatlara" yol açan, çe\Teye duyarsızve "yağmacı" politikalarda da " 12Eylûl des- teği" hemen tüm yasal ve ku- rumsal gücüyle varlığuu göste- riyor... mu arazüeri" başta geliyor... Ormanları, kıyıları, SİT'leri devletten ucuza kiralayarak te- sıslerini inşa eden yatınmcüar, "Alın,tapusu da sizin olsun"-. sözûnü çekici bulurlarsa, işgal ve tahrip edilen alanlardaki bu yağmada "tapuya bağlanmış" olacak... Ancak yatınmcılarbu- nun yerine; "49 jıl kullanmak bize yeter, tapu için ayrıca ni- ye para ödeyelim..." derlerse, beklenen gelir de "rûya" ola- eak... • • • Peki; "Bunun 12 EylüTle ne ügisivar?" derseniz... Çok ilgisi var; dahası "de- rinden bir bağı" da var... Çünkü bu kamu arazileri, 12 Eylül döneminde ve "anaya- sanın olmadığı" 1982 yıluun mart ayında yûrürlüğe sokulan "Turizmi feşvik Yasası" ile yıllarcatahsis edildi ve halende aynı yasayla benzer tahsisler sûrüyor... Dolrnabahçe'yi ezen Swiss Otel de 12 Eylül yasalarının ürü- nü... Şimdi "tapuya" bağlanıyor... Nasıl mı?... Hazme arazilerinin "kulla- nıcılara satışını" öngören "4706sa> t üı yasa" bununen son örneğı... Daha doğrusu, ancak 12 Ey'.ül dönemi gibi "anaya- sasız"biryönetimde devreye so- kulablecek kadar "toplumsal taaklara aykırı" bir yağmacı uygulımada. aynı hukukdışvlı- ğı "laücı bir güvenceye" de bağlavabilmenin "doruğa" çı- kan a-Tnazlığı... Açılım ••• Bilyorsunuz, TBMM'nin yaz tatiliıe girdigı 29 Haziran 2001 Curra gûnü akşam saatlerinde kabu edilen, Cumhurbaşkanı Seze' in ise onaylamasına rağ- men"iptali" için Anayasa Matkemesi'ne gönderdiği 470) sayıli Yasa. Hazine ara- zilerinin sadece "işgakilere" değ, başkayasalarla "tahsisi- ni"" kuUanımını) alanlara satı- şımda "olanak" sağlıyor... Bı olanağın "hemen para- ya evrilmesi'" yönünde siya- sal ktidann "umut bağladı- ğı"";ahsisler arasında ise "tu- rbzn vatınmlarına verilen ka- Bu yasarun "anayasaya ay- kınhğı" ise iddiabile edilemi- yor; 6Kasım 1982'de kabul edi- len anayasanın "sözde gecici" 15. maddesi, 12 Eylül dönemi yasalanhakkında Anayasa Mah- kemesi'nde iptal davası açılma- sını engelliyor... Böylece kıyılar, SİT'ler ve ormanlar, "12 Eylül hukuku- nun koruması altında" ve ana- yasaya da aykın ama yürürlük- te tutulan bir yasayla 49 yıl ay- ncalıklı kullanımlara verilir- ken, şimdi de bu kullanımlar 4706 sayılı son yasayla "tapu karşılığı pazarlanıyor"... Ne dersiniz; 12 Eylül'ü artık unutmamızı isteyenler, aynı dö- neminyasalanna dörtelle san- larak "iş bitirmeye" devam edenler için acaba ne düşünü- yorlar?.. 21 yıl önceki bu "dar- beyi" biz unutsakbile, aynı dar- benin "lağvettiğT TBMM'nin üyeleri unutmuyOT ve "konsey yasalannı" dayanak tutan ye- ni düzenlemelerle "faşizmin kahcı tahribatına" hâlâ onay veriyorlar... Oekinci ((cumhuriyetcom.tr. KtM KÎME DUM DUMA BEUÎÇ AK beh fcak@turfc.net ÇtZGtLtK KÂMtL MASARACl HARBt SEMtH POROY semihporoy@yahoo.com TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 12 Eylül ç s y y oçer anhmnda, on* A+atitrk taraftn- v dan ırerilmifHr: TÛRK DILİNB ALTIN BİRANAHTAR.. 1973'OA 8U6ÜH, ÜNUİ TVKK OtLgİÜMa'Sİ A6OP 0/'- IÂÇAR ÖLMÜŞTİJ. BÜMenİ fiSlLU MAer/IYAN Aİt-E- SİA/DEN 6ELBN ASOP 8€y,I. DÛNYA SAVAŞI PA YEü£KSuB#y *ÜT*ESİrL£ OSMAA/LI OA &öeeıs YAPMtşrt. OAHA GCNÇ YAŞLAGDA LiMLE U6BAÇMAYA BAŞLAMtÇ, 8ıK. SÜR.E ŞONRA SOFY* uHit/eestresı '/voe POĞU oıusüt üze.füNE PCRS VEKMEYE KDYUUJUÇrU. <3SZ'D€, MuSTAFA KE- MAL TARAFMDAN ALPiĞI OAv£rt£ DİL ÇAUÇMALA- Rl YAPMAIC İÇİN YUROfi PÖNEN A6OP 8£Y, SU KO- NUDA SÜYÜK HİZMErL££PE 6ULUHMUŞTU. TİİIHC PİLIMlM KÖKLERtNE tMİLMESİ.ÖZLEŞri&İLMeSI, YABflNCt K£LİMELERE tCAKŞtLIKLAR SüUlNMASl Gl8ı KONULA&LA ÖM0Ü BOYUNCA YAMNDAti IL6İ- LBNMİÇ, BİRÇOK ABAÇTlRMA mPtTf YAZMIÇTI.. KARTAL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 2000/787 KararNo: 2001/315 Davacı Melahat Şen tarafından davalı Tuncay Alpı aleyhine mahkemetnize ikame edilen baba adının (ve Nüfus Müdûrlügü akyhine) tashihi davasmda, tstanbul ili, Fatihilçesi, MüftüaliMah. Cilt: 56, Hane: 799"da nüfusa kayıth Abdullah ve Melahat'tan olnıa 15.2.1990 dogumluKü- çük Melis Şen'in Abdullah olan baba isminin iptali ile baba adı Tuncay olarak düzeltilmiştir. tlan olıınur. 03.09.2001 Basın: 50764 PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Tembe Kdar Barı' Orgeneral Kenan Evren ile öbür generaller yir- mi bir yıl önce, yine böyle bir "12 Eylül"günü o tank- lı-toplu-tüfekli darbeleriniyapmamış olsalardı, Ham- burg'un limana açılan küçük sokaklanndan birin- de "Bar Rosamaedchen" adında bir bann bulun- duğunu çoğu kimse öğrenemeyecekti. Fakat sa- hiplerinin ve müşterilerinin "travesti" olmasından başka dikkat çekici hiçbir özelliği olmayan bu bar, başlattığı bir imza kampanyası ile kısa sürede ka- muoyunun ilgi odaklanndan biri olmuştu... Bann üç ortağından biri olan Nena'nın birtelevizyon röpor- tajını dinledikten sonra ben de artık merakımı gem- leyememiş, "pembe kızlan" görmeye gitmiştim... Sonuçta "Türkiye" idi söz konusu olan... • • • "Bar Rosamaedchen" tıka basa doluydu... Ka- pının girişinin sağındaki duvar boyunca uzanan iç- ki tezgâhının arkasında, bol makyajlan yüzlerinde- ki belirgin erkeksiliği gizleyememiş üç kadın duru- yordu. Nena'yı tanımıştım aralannda... Tezgâhm önünde dikilen kalabalığı yarmayı başardıktan son- ra biramı ısmariarken "Sizi televizyonda dinledim..." demiştim, "Türküm..." Yüzündeki ifade daha da er- keksileşmiş, "Çokayıp şeyleryapıyorsunuz orada!" demişti. Türkiye'de olup biten "nerşey"den sorum- lu tutulmak, yurtdışındayaşayan başkaTürkler gi- bi benim de çok canımı sıktığındanyüzüm asılmış, "kadın\ "Ben uzun yıHardır burada yaşıyorum..." diye terslemiştim. Nena, biraz sonra yumuşamış, ikinci biramı uzatırken "Haber buraya bomba gibi düştû..." demişti... Darbeden sonra Bülent Ersoy'a konan "sahne yasağı"n\ üç günlükbirturia Istanbul'agidip gelen bir arkadaşlarından öğrenmişlerdi... Arkadaşları, Türkiye'ye sık sık giden, orada Türk dostlan olan biri olmaiıydı... Gelirken birkaç Bülent Ersoy pos- teri ile iki adet de Kenan Evren'in ünrformalı res- minigetirmiştiyanında... Posterlerden ikisi bann du- varına asılmış, üzerierine pembe ve siyah kurde- leler iliştirilmişti. Kenan Evren'in resimleri ise tuva- let kapılannın iç tarafınayapıştınlmıştı. Klozete otu- rup aptes bozarken, ne kadar "darbeci" de olsa üntformalı bir generalle göz göze gelmenin bence hiç "esprili" bir yanı yoktu. Nena'ya, bunu doğru bulmadığımı, kınadığımı söyleyince, yeniden sert- leşmiş, bana uzun uzun demokrasiden, özgürlük- ten, insan haklanndan söz etmişti... Bir ara söze girmek istediğimde, beni durdurmuş, "Darbenin nedeni eğersiyasiise, bana bu sahneyasağının si- yasette ne ilgisi olduğunu anlatırmısın?" diye sor- muştu...Bu, bana "12 Ey/ü/"sonrasında yurtdışın- da, "askeh darbe'ye ilişkin yöneltilen soruların en zoruydu gerçekten... • • • Hertüriü yasaklamalar, gözaltına almalar, tutuk- lamalar, idamlar darbecilerin ideolojik yaklaşımla- rına, siyasi anlayışlarına, yürüriükteki yasalan yo- rumlayışlanna bağlı olarakaçıklanabiliyordu, fakat Bülent Ersoy'un sahne yasağı nasıl açıklanabilir- di? Nena ve arkadaşları işte "bu boşluğu" gör- müşler, buna, ideolojinin, siyasetin çok uzağında, tümüyle "özeV" bir yorum getirmişlerdi... "Pembe Kızlar Ban"na bir anda ün kazandıran da onlann bu "ilginç" yorumlanydı zaten... Nena televizyon röportajında kendisine sorulan soruyu yanıtlarken 'Bunun arkasında mutlaka bir aşk öyküsü var..." de- mişti. İmza kampanyalarınt da bu "absürd" senar- yo üzerine kurmuşlardı... Kenan Evren "sesine âşık olduğu", "fotoğrafla- nndangörüp beğendiği"şarkıcıya karşı içinde "pla- tonik bir aşk" beslemeye başlamış, sonra da dar- beyi "fırsat bilip" kadına sahne yasağı koymuştu. Nenave arkadaşlartna göre "72 Ey/ü/"ün bu uygu- laması "tamamen" bir "kıskançlık olayı", Kenan Evren'in davranışı ise "tamamen" bir "maço/uk"tu... "12 Eylül"e ne kadar karşı olsam da, ne kadar kah- nnı çeksem de bu akıl almaz senaryo karşısında, adını koyamadığım bir öfke duymuştum... Alman- lar ise işin gırgınndaydılar. Uzatılan imza listeleri- ne adlarını yazarken gülüyorlardı... Bir süre sonra "Pembe Kıhar"\v\ ellerindeki imza listeleriyle Türk Konsolosluğu'na gittiklerini, ama içeri alınmadık- larını okumuştum günlük basında... "12 Eylül" her yönüyle bir rezaletti yani... (Faks:0 212-723 84 97) (e-posta: dkavukcuoglu(u superonline.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Anado- 1 lu'nun bazı yörelerinde, 2 düğündenbir 3 günöncesağ- dıç tarafından kız evine gö- türülen, üstü meyvelerle bezenmiş ağaç dalı. 2/ Notadadurak işareti... Antalya'run bir ilçesi. 3/ Eti için -, r avlanan göçebe bir kuş. 4/ Bayağı, sıra- dan...t)stün,çokiyi. 5/ Ege Bölgesi'nde birgöl... Aldatmaişi, bile. 6/ Anlamlı iz... Bir siyasal toplulu- ğu, uluslararası hu- kuk anlamında bir devlet olduğunu kabul etme. 7/ Liste başı obnuş hafif müzik parçası... tnce deri ya da ince örtû. 8/ Korunmak içinbir yerebırakılan eşya... Bir no- ta. 9/ Manisa'mn bir ilçesi. YUKAMDAN AŞAĞIYA: 1/Karabiberebenzer bir türbaharat. 2/Hamam... Anadolu halklarının en eski ana tannçası. 3/ Do- ku teli... Üstü kapalı pazar yeri. 4/ "EUer yârin almış — olup gezer / Hemen kara yazm bana mı felek" (Karacaoğlan)... Avrupa'dabirbaşkent. 5/ Hayvançulu... Vücutısısı. 6/ Şanlıurfa'nm bir il- çesi... Bir cetvel türü. II Turşusu yapılan bir tür yaban soğam. 8/ "Ayva san nar kırimzı sonba- har / Her — biraz dahabenimsediğim" (C.S. Ta- rancı)... Bir Afrika ülkesi. 9/ Hava ve gaz akım- lan oluşturmakta kullanılan aygıt... Büyük kıl çuval.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle