Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÜL 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
3
g
•Otı
Tet: 0.212^1205 OSfate: 0.212.512 44 97Elektronik posta: denizsom#cumhuriyet.com.tr
- Zindanlanyla ünlü
12 Eylül'ün üzerinden
21 yılgeçmiş...
"Bu yıl Bodrum'dayız
netekim!"
Bira yasağı
Dr. Dolgun Dalgıçoğlu,
«şi ve iki çocuğuyla ge-
^en pazar Izmir'den Is-
«anbul'a otomobille dö-
nerken Bandırma'da de-
r\iz otobüsüne biniyor...
Kalkışa yanm saat ka~
1a limandaki büfenin
önüne gidiyor...
Feribotta ȍki sa-
uşıyasakolduğu
—
i
L için yol yorgun-
luğunu atmak ve
eşiyle paytaşmak üzere
dışandan aldığı bir ku-
tu birayı açıyor... Kutu-
yu açmış ve biradan bir
yudum içmişken başın-
da bir polis dikiliyor;
"Burada içki içmek ya-
sak" dtyor... Niye yasak
olduğunu, yasağın han-
gi yasaya dayandığını
sorunca polis, "Ben ya-
saklıyorum" diyor... Ya-
saktan amirinin haberi
olup olmadığını sorun-
ca polis, "Buranın şeri-
fi benim" diyor... Polis,
çevreye duyuracak şe-
kilde "Utanmıyor mu-
sun burada içki içme-
ye" diye hakarete baş-
lıyor... Tartışmanın ka-
rakolda b'rteceğini an-
layan Dr. Dakjıçoğlu'nun
eşi, bira kutusunu alıp
çöpe atarak deniz oto-
büsünde olduğu gibi li-
manda da şeriat devte-
tinin kurallanna uymak
zomnöa kalıyorl
merika Biıieşik Devletleri, cehennemi ya-
şıyor... Kaçınîan yolcu uçaklan binalann üs-
tüne çakılıyor... New York ve Washington
yanıyor... Dünya ticaretinin sembolü gök-
delenler çöküyor, dünyanın en büyük askeri gücü-
nün sembolü Pentagon'dan dumanlar yükseliyor...
Amerika saldınnın ne olduğunu anlamaya çalışır-
ken Pentagori'agökten birkaç uçakdahadüşüyor...
Belli ki... Dünyanın efendisi olmakyetmiyor... Ye-
ni Dünya Düzeni'ni kurmak, kurtarmıyor...
Terör, bugüne kadar görülmüş en büyük organi-
zasyonu ile Amerika'ya vurdukça vuruyor...
New York Borsası kapanıyor, petrol fiyatlan fıriı-
yor, dolar düşüyor...
Nereden geleceği ve nereye yöneleceği belli ol-
mayan saldırılarla, dünya tarihinin en büyük terörü
yaşanıyor... Hem de canlı yayınlaria...
Aynen Körfez Savaşı'ndaki görüntüler gibi... Bu
kez masum Amerikalılar sokaklarda kaçışıyor... Te-
Savaş gibilevizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, Ameri-
ka'da terörden de öte savaş gibi bir kabus, dehşet,
büyük bir trajedi yaşandığını gösteriyor...
Amerika "savaş hali"ne geçiyor amadüşman bel-
li değil... Ortada, Amerika'nın nükleer füzelerini fır-
tatabileceği birdevletyok... Belki deYeni Dünya Dü-
zeni'nin yeni savaşları böyle olacak...
Birercanlı bombaolarakdüşen uçaklardaöien yol-
culann sayısı yüzleri, çöken gökdelenlerde yaşamı-
nı yitiren insanlann sayısı binleri buluyor...
Insanlar masum... Insanlar çareşiz... Insanlar bir
savaşta üzeıierine bomba düşmüşçesine kitleler
halinde ölüyor ama ekrana yansıyan görüntülerde
insan unsuru yok... Ekranlarda patlama var, ateş
var, duman var...
Dünya, Hollyvvood senaristlerinin bile tasarlaya-
mayacagı bir "terminatör" fılm izler gibi terörün bu-
güne kadar görülmüş en büyük yüzünü seyredi-
yor...
Dünyanın tekegemeni ABD'nin Başkanı George
W. Bush da seyrediyor... Dışişleri Bakanı Colin Po-
well, düzenlediği basın toplantısında saldınları de-
mokrasiye inanmayanlann eylemi olarakniteliyor, de-
mokrasiye inanılmasını istiyor...
Canım demokrasi...
Amerika'nın, dünyayı terörden kurtarmak için ne
denli etkin olduğu, terörle nasıl mücadele ettiği bi-
liniyor... Ama Amerika'nın aynı etkinliği demokrasi-
nin dünya çapında filizlenmesi için gösterdiği söy-
lenem'ıyor... Amerika'nın "yeşil kuşak"larla suladığı
topraklarda ve "arka bahçe'İerinde hiç de demok-
rat olmadığı biliniyor...
Amerika ektiği rüzgarlann îırtınasını biçiyor...
Dünyada yeni bir dönem başlıyorî
SESŞÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Büyükişadamı Ali Şen ne iş yapar?
Haftalıkfutbol gülmece dergisi Yır-
tık Krampon, yayın hayatına başlaya-
lı dört hafta oldu ama kısa süre için-
de ses getirmeye de başladı...
Yırtık Krampon'un daha ilk sayısın-
daki "Nedir bu Türkçe düşmanlığı"
yolundaki yayını üzerine Fenerbahçe,
Galatasaray ve Beşiktaşfutbol takım-
lan, "captain" yazan pazubantlardan
vazgeçti...
Artık takım kaptanları kollannda
"kaptan" yazan bantlarla sahaya çı-
kıyor...
Yırtık Krampon, şimdi de ödüllü bul-
maca ile yeni bir gündem yaratıyor...
Soru, Fenerbahçe Kulübü'nün es-
ki başkanlanndan, Kenan Evren'in
yakın dostu, kamuoyunda zengin ve
büyük işadamı olarak tanınan Ali
Şen'in ne iş yaptığr.
"Ali Şen bir zamanlar dericilik yap-
mıştır. Deri ceketfalan satarakolacak
işler midir bunlar? Bir iki helikopter
ihalesinde bulunmuştur. Birkaç heli-
kopterin komisyonu bütün bu ge-
tiriyi sağlar mı? Ali Şen bütün
bu parayı nereden kazanmış-
tır. Mesela, vergi mükellefi mi-
dir? Ne kadar vergi vermiştir?
Muhakkak vermiştir. Mutlaka,
Bodrum'daki devlet arazisi üzerinde
bulunan ve kayrtlara hayvanat bahçe-
si olarak geçen muhteşem villasına
uygun bir ticaret ya da vergi usul ka-
nunu maddesi vardır. Vardır da bizim
cahilliğimiz işte..."
Yırtık Krampon, Ali Şen'in ne iş yap-
tığını dogru bilen 10 kişiye, Haşim
Şahin'in "Kral ve Imparator" kitabını
armağan ediyor...
Yanıtlar için faks numarası:
0.212.259 24 43.
Elektronik posta adresi:
yirtik2001 (âyahoo.com.
ÇED KÖŞESÎ
OKTAY EKÎNCİ
12Eylül'ü
6
Onlar'
Unutmuyor...
Bugün, 12 Eylül 1980'dekı fa-
şist darbenin 21. yıldönümü...
Kimileri, haklı olarak "nefret-
le" anmayı sürdürüyor; kimile-
ri de "unutmuş" görûaüyor ya
daherkesin artık "unutmasınT
istiyor...
Ne var ki ister unutulmaya
başlansın. isterse de nefretle
anılsın, 12 Eylül'ün "tahriba-
tı" hâlâ devam ediyor...
Üstelik bu tahribat, samldığı
gibi sadece demokrasi, insan
hakları hukuku, özgürlükler,
ekonomi ve siyaset.. gibi, as-
lında "değişebilir" olan, an-
cak 12 Eylül'den bu yana bir
türlü "değiştirilmeyen" alan-
lardayaşanmıyor...
Bu alanlara ek olarak. ülke-
de ve toplumsal çıkarlarda "ka-
hcı tahribatlara" yol açan,
çe\Teye duyarsızve "yağmacı"
politikalarda da " 12Eylûl des-
teği" hemen tüm yasal ve ku-
rumsal gücüyle varlığuu göste-
riyor...
mu arazüeri" başta geliyor...
Ormanları, kıyıları, SİT'leri
devletten ucuza kiralayarak te-
sıslerini inşa eden yatınmcüar,
"Alın,tapusu da sizin olsun"-.
sözûnü çekici bulurlarsa, işgal
ve tahrip edilen alanlardaki bu
yağmada "tapuya bağlanmış"
olacak... Ancak yatınmcılarbu-
nun yerine; "49 jıl kullanmak
bize yeter, tapu için ayrıca ni-
ye para ödeyelim..." derlerse,
beklenen gelir de "rûya" ola-
eak...
• • •
Peki; "Bunun 12 EylüTle ne
ügisivar?" derseniz...
Çok ilgisi var; dahası "de-
rinden bir bağı" da var...
Çünkü bu kamu arazileri, 12
Eylül döneminde ve "anaya-
sanın olmadığı" 1982 yıluun
mart ayında yûrürlüğe sokulan
"Turizmi feşvik Yasası" ile
yıllarcatahsis edildi ve halende
aynı yasayla benzer tahsisler
sûrüyor...
Dolrnabahçe'yi ezen Swiss Otel de 12 Eylül yasalarının ürü-
nü... Şimdi "tapuya" bağlanıyor...
Nasıl mı?...
Hazme arazilerinin "kulla-
nıcılara satışını" öngören
"4706sa>
t
üı yasa" bununen son
örneğı... Daha doğrusu, ancak
12 Ey'.ül dönemi gibi "anaya-
sasız"biryönetimde devreye so-
kulablecek kadar "toplumsal
taaklara aykırı" bir yağmacı
uygulımada. aynı hukukdışvlı-
ğı "laücı bir güvenceye" de
bağlavabilmenin "doruğa" çı-
kan a-Tnazlığı...
Açılım
•••
Bilyorsunuz, TBMM'nin yaz
tatiliıe girdigı 29 Haziran 2001
Curra gûnü akşam saatlerinde
kabu edilen, Cumhurbaşkanı
Seze' in ise onaylamasına rağ-
men"iptali" için Anayasa
Matkemesi'ne gönderdiği
470) sayıli Yasa. Hazine ara-
zilerinin sadece "işgakilere"
değ, başkayasalarla "tahsisi-
ni"" kuUanımını) alanlara satı-
şımda "olanak" sağlıyor...
Bı olanağın "hemen para-
ya evrilmesi'" yönünde siya-
sal ktidann "umut bağladı-
ğı"";ahsisler arasında ise "tu-
rbzn vatınmlarına verilen ka-
Bu yasarun "anayasaya ay-
kınhğı" ise iddiabile edilemi-
yor; 6Kasım 1982'de kabul edi-
len anayasanın "sözde gecici"
15. maddesi, 12 Eylül dönemi
yasalanhakkında Anayasa Mah-
kemesi'nde iptal davası açılma-
sını engelliyor...
Böylece kıyılar, SİT'ler ve
ormanlar, "12 Eylül hukuku-
nun koruması altında" ve ana-
yasaya da aykın ama yürürlük-
te tutulan bir yasayla 49 yıl ay-
ncalıklı kullanımlara verilir-
ken, şimdi de bu kullanımlar
4706 sayılı son yasayla "tapu
karşılığı pazarlanıyor"...
Ne dersiniz; 12 Eylül'ü artık
unutmamızı isteyenler, aynı dö-
neminyasalanna dörtelle san-
larak "iş bitirmeye" devam
edenler için acaba ne düşünü-
yorlar?.. 21 yıl önceki bu "dar-
beyi" biz unutsakbile, aynı dar-
benin "lağvettiğT TBMM'nin
üyeleri unutmuyOT ve "konsey
yasalannı" dayanak tutan ye-
ni düzenlemelerle "faşizmin
kahcı tahribatına" hâlâ onay
veriyorlar...
Oekinci ((cumhuriyetcom.tr.
KtM KÎME DUM DUMA BEUÎÇ AK beh fcak@turfc.net
ÇtZGtLtK KÂMtL MASARACl
HARBt SEMtH POROY semihporoy@yahoo.com
TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 12 Eylül
ç s y y
oçer anhmnda, on*
A+atitrk taraftn-
v dan ırerilmifHr:
TÛRK DILİNB ALTIN BİRANAHTAR..
1973'OA 8U6ÜH, ÜNUİ TVKK OtLgİÜMa'Sİ A6OP 0/'-
IÂÇAR ÖLMÜŞTİJ. BÜMenİ fiSlLU MAer/IYAN Aİt-E-
SİA/DEN 6ELBN ASOP 8€y,I. DÛNYA SAVAŞI
PA YEü£KSuB#y *ÜT*ESİrL£ OSMAA/LI
OA &öeeıs YAPMtşrt. OAHA GCNÇ YAŞLAGDA
LiMLE U6BAÇMAYA BAŞLAMtÇ, 8ıK. SÜR.E ŞONRA
SOFY* uHit/eestresı '/voe POĞU oıusüt üze.füNE
PCRS VEKMEYE KDYUUJUÇrU. <3SZ'D€, MuSTAFA KE-
MAL TARAFMDAN ALPiĞI OAv£rt£ DİL ÇAUÇMALA-
Rl YAPMAIC İÇİN YUROfi PÖNEN A6OP 8£Y, SU KO-
NUDA SÜYÜK HİZMErL££PE 6ULUHMUŞTU. TİİIHC
PİLIMlM KÖKLERtNE tMİLMESİ.ÖZLEŞri&İLMeSI,
YABflNCt K£LİMELERE tCAKŞtLIKLAR SüUlNMASl
Gl8ı KONULA&LA ÖM0Ü BOYUNCA YAMNDAti IL6İ-
LBNMİÇ, BİRÇOK ABAÇTlRMA mPtTf YAZMIÇTI..
KARTAL 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 2000/787 KararNo: 2001/315
Davacı Melahat Şen tarafından davalı Tuncay Alpı aleyhine mahkemetnize ikame edilen baba adının (ve Nüfus Müdûrlügü akyhine)
tashihi davasmda,
tstanbul ili, Fatihilçesi, MüftüaliMah. Cilt: 56, Hane: 799"da nüfusa kayıth Abdullah ve Melahat'tan olnıa 15.2.1990 dogumluKü-
çük Melis Şen'in Abdullah olan baba isminin iptali ile baba adı Tuncay olarak düzeltilmiştir. tlan olıınur. 03.09.2001
Basın: 50764
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Tembe Kdar Barı'
Orgeneral Kenan Evren ile öbür generaller yir-
mi bir yıl önce, yine böyle bir "12 Eylül"günü o tank-
lı-toplu-tüfekli darbeleriniyapmamış olsalardı, Ham-
burg'un limana açılan küçük sokaklanndan birin-
de "Bar Rosamaedchen" adında bir bann bulun-
duğunu çoğu kimse öğrenemeyecekti. Fakat sa-
hiplerinin ve müşterilerinin "travesti" olmasından
başka dikkat çekici hiçbir özelliği olmayan bu bar,
başlattığı bir imza kampanyası ile kısa sürede ka-
muoyunun ilgi odaklanndan biri olmuştu... Bann üç
ortağından biri olan Nena'nın birtelevizyon röpor-
tajını dinledikten sonra ben de artık merakımı gem-
leyememiş, "pembe kızlan" görmeye gitmiştim...
Sonuçta "Türkiye" idi söz konusu olan...
• • •
"Bar Rosamaedchen" tıka basa doluydu... Ka-
pının girişinin sağındaki duvar boyunca uzanan iç-
ki tezgâhının arkasında, bol makyajlan yüzlerinde-
ki belirgin erkeksiliği gizleyememiş üç kadın duru-
yordu. Nena'yı tanımıştım aralannda... Tezgâhm
önünde dikilen kalabalığı yarmayı başardıktan son-
ra biramı ısmariarken "Sizi televizyonda dinledim..."
demiştim, "Türküm..." Yüzündeki ifade daha da er-
keksileşmiş, "Çokayıp şeyleryapıyorsunuz orada!"
demişti. Türkiye'de olup biten "nerşey"den sorum-
lu tutulmak, yurtdışındayaşayan başkaTürkler gi-
bi benim de çok canımı sıktığındanyüzüm asılmış,
"kadın\ "Ben uzun yıHardır burada yaşıyorum..."
diye terslemiştim. Nena, biraz sonra yumuşamış,
ikinci biramı uzatırken "Haber buraya bomba gibi
düştû..." demişti...
Darbeden sonra Bülent Ersoy'a konan "sahne
yasağı"n\ üç günlükbirturia Istanbul'agidip gelen
bir arkadaşlarından öğrenmişlerdi... Arkadaşları,
Türkiye'ye sık sık giden, orada Türk dostlan olan
biri olmaiıydı... Gelirken birkaç Bülent Ersoy pos-
teri ile iki adet de Kenan Evren'in ünrformalı res-
minigetirmiştiyanında... Posterlerden ikisi bann du-
varına asılmış, üzerierine pembe ve siyah kurde-
leler iliştirilmişti. Kenan Evren'in resimleri ise tuva-
let kapılannın iç tarafınayapıştınlmıştı. Klozete otu-
rup aptes bozarken, ne kadar "darbeci" de olsa
üntformalı bir generalle göz göze gelmenin bence
hiç "esprili" bir yanı yoktu. Nena'ya, bunu doğru
bulmadığımı, kınadığımı söyleyince, yeniden sert-
leşmiş, bana uzun uzun demokrasiden, özgürlük-
ten, insan haklanndan söz etmişti... Bir ara söze
girmek istediğimde, beni durdurmuş, "Darbenin
nedeni eğersiyasiise, bana bu sahneyasağının si-
yasette ne ilgisi olduğunu anlatırmısın?" diye sor-
muştu...Bu, bana "12 Ey/ü/"sonrasında yurtdışın-
da, "askeh darbe'ye ilişkin yöneltilen soruların en
zoruydu gerçekten...
• • •
Hertüriü yasaklamalar, gözaltına almalar, tutuk-
lamalar, idamlar darbecilerin ideolojik yaklaşımla-
rına, siyasi anlayışlarına, yürüriükteki yasalan yo-
rumlayışlanna bağlı olarakaçıklanabiliyordu, fakat
Bülent Ersoy'un sahne yasağı nasıl açıklanabilir-
di? Nena ve arkadaşları işte "bu boşluğu" gör-
müşler, buna, ideolojinin, siyasetin çok uzağında,
tümüyle "özeV" bir yorum getirmişlerdi... "Pembe
Kızlar Ban"na bir anda ün kazandıran da onlann
bu "ilginç" yorumlanydı zaten... Nena televizyon
röportajında kendisine sorulan soruyu yanıtlarken
'Bunun arkasında mutlaka bir aşk öyküsü var..." de-
mişti. İmza kampanyalarınt da bu "absürd" senar-
yo üzerine kurmuşlardı...
Kenan Evren "sesine âşık olduğu", "fotoğrafla-
nndangörüp beğendiği"şarkıcıya karşı içinde "pla-
tonik bir aşk" beslemeye başlamış, sonra da dar-
beyi "fırsat bilip" kadına sahne yasağı koymuştu.
Nenave arkadaşlartna göre "72 Ey/ü/"ün bu uygu-
laması "tamamen" bir "kıskançlık olayı", Kenan
Evren'in davranışı ise "tamamen" bir "maço/uk"tu...
"12 Eylül"e ne kadar karşı olsam da, ne kadar kah-
nnı çeksem de bu akıl almaz senaryo karşısında,
adını koyamadığım bir öfke duymuştum... Alman-
lar ise işin gırgınndaydılar. Uzatılan imza listeleri-
ne adlarını yazarken gülüyorlardı... Bir süre sonra
"Pembe Kıhar"\v\ ellerindeki imza listeleriyle Türk
Konsolosluğu'na gittiklerini, ama içeri alınmadık-
larını okumuştum günlük basında...
"12 Eylül" her yönüyle bir rezaletti yani...
(Faks:0 212-723 84 97)
(e-posta: dkavukcuoglu(u superonline.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Anado- 1
lu'nun bazı
yörelerinde, 2
düğündenbir 3
günöncesağ-
dıç tarafından
kız evine gö-
türülen, üstü
meyvelerle
bezenmiş
ağaç dalı. 2/
Notadadurak
işareti... Antalya'run
bir ilçesi. 3/ Eti için -, r
avlanan göçebe bir
kuş. 4/ Bayağı, sıra-
dan...t)stün,çokiyi.
5/ Ege Bölgesi'nde
birgöl... Aldatmaişi,
bile. 6/ Anlamlı iz...
Bir siyasal toplulu-
ğu, uluslararası hu-
kuk anlamında bir
devlet olduğunu kabul etme. 7/ Liste başı obnuş
hafif müzik parçası... tnce deri ya da ince örtû.
8/ Korunmak içinbir yerebırakılan eşya... Bir no-
ta. 9/ Manisa'mn bir ilçesi.
YUKAMDAN AŞAĞIYA:
1/Karabiberebenzer bir türbaharat. 2/Hamam...
Anadolu halklarının en eski ana tannçası. 3/ Do-
ku teli... Üstü kapalı pazar yeri. 4/ "EUer yârin
almış — olup gezer / Hemen kara yazm bana mı
felek" (Karacaoğlan)... Avrupa'dabirbaşkent. 5/
Hayvançulu... Vücutısısı. 6/ Şanlıurfa'nm bir il-
çesi... Bir cetvel türü. II Turşusu yapılan bir tür
yaban soğam. 8/ "Ayva san nar kırimzı sonba-
har / Her — biraz dahabenimsediğim" (C.S. Ta-
rancı)... Bir Afrika ülkesi. 9/ Hava ve gaz akım-
lan oluşturmakta kullanılan aygıt... Büyük kıl
çuval.