Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı İbrahim
Yüdız • Yazıışlen Müdürü: Salim
Alpaslan # Sorumlu Müdur.
Fikret tlkiz • Haber Merkezı
Muduru Hakan Kara
tstıhbarat Cengiz Yıldırım 0 Ekonomı Özlem
\ ü/ak 9 Kultur Handan Şenkökcn • Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 9 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Bılgı-
Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı Mehmet
Faraç • A\rupa Temsılcısı Güray Öz
Yayın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikinet Çetinkaya. Şükran
Soner, İbrahim Yİldız, Orhan
Bursalı, Mustafa Balbay,
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balba> Ataturk BuK an N'o
125.Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4l95020(7hat). Faks
4195027 0 kmır Terasıkısı Serdar Kızık. H Zıya Blv
1352 S 23Tel 4411220, Faks 44191170AdanaTemsılcısr
Çetin Yiğenoğlu. tnönü Cd 119 S No 1 Kat 1. Tel 363
12 11, Faks-363 12 15
Muessese Mudürü Erol
Erkut 0 Koordınatör
Ahmet Korulsan 0 Mu-
hasebe Bülent N ener 0
tdare Hüscyin Giirer
0 Satış Faziiet Kuza
MEDV \ C: 0 >onetmı Kurulu
Ba^kanı - Oenel Mııdur Cülbin
Erduran # Koordınator Reha
Işılman • Cıenel MudurYardımciM
SevdaÇoban lel 514 (T 53 •
ks 5118463
la>an \e Basan: *l eııı Gun liabcr Ajansı. Basm \e Ya\ın<:ıİLk A î>
jŞı C ad 19 4 U ağaloğlu W 4 Islanbul PK 246 - SıVkecı 34435 lsunbul
Tel lO2l2l5l2O5U5(2ühat)
Fakb (0 212) 513 85 t5 ww\v.cumh urivet.com.tr 6AĞUSTOS2001 lmsak:4.13 Güneş: 5.58 Öğle: 113.17 Ikindi: 17.18 Akşam: 20.24 Yatsı: 22.00
Dragon
• Haber Merkezi -
Uzakdoğu mutfağının
lezzetlerini tstanbul'a
getiren Dragon. Hilton
tstanbul'dakı şubesini yaz
sezonu ıçin Hilton
ParkSA'nın terasına taşıdı.
Açılışı işadamı Sakıp
Sabancı gerçekleştirdi.
Başta Hong Kong ve
Szchuan olmak üzere Çin
mutfağının spesiyallerine
ağırlık veren Dragon'da
tüm aşçılar Hong Konglu.
Beatlesçılara
çağrı
• VVASHINGTON(AA)
-ABD'de, efsanevi
Beatles müzik grubunun
hayranı bir gazeteci.
'şimdi geri ödeme
zamanf diyerek
dünyadaki bütün Beatles
hayranlannı. bu grubun
kanser hastası üyesi
George Harrison'ı, dün
aynı saatte düşünerek iyi
enerjilerini göndermeye
çağırdı. Beatlefan
dergisinin yazan Rip
Rense. herkesten aynı
anda Harrison'ın onuruna
'Hare Krishna' diye
bağırmalannı da istedi.
Beatles'ın şarkılannda
anlattığı 'aldığmız aşk.
yarattıgınız aşka eşittir'
(The love you take is
equal to the love you
make" sözünü örnek
gösteren Rense, dün saat
19.00"da Beatles
hayranlanna. bu
topluluğun şarkılannı
dinlemelerinı de önerdi.
'Bond' Brosnan
evlendi
• BALLKSTUBBER
(AA) - James Bond
filmlerinin yıldızı Pierce
Brosnan, gazeteci
nişanlısı Keely Shaye
Smith ıle trlanda'nın
batısındaki 800 yıllık
Ballintubber
Manastm'nda evlendi.
Çifti görebilmek
umuduyla manastınn
dışında toplanan yüzlerce
kişi ve 30 kadaı basm
mensubu, Brosnan'ın
düğün fotoğrafları için
anlaştığı "Hello!" adlı
magazin dergisinin
haklannı korumak için
görevlendirilen
korumalann engellemelen
yüzünden nikâh törenini
ve çifti görme isteklerine
ulaşamadı.
Demi Moore'un
çokuşu
• ANKARA (AA)-
Hollywood'un bir dönem
en çok kazanan kadın
oyuncusu olan Demi
Moore, şöhret
basamaklarını birer birer
inmeye başladı.
İnternetteki "imdb' ve
'peoplenews' sitelerinin
haberine göre ünlü yıldız
önümüzdeki günlerde
tıpkı şöhretle tamşmamış
oyuncular gibi kamyon
firmasmın reklamlanna
sesiyle renk katacak.
Tansiyonu olana
sinir yasak
• CHICAGO(AA)-
Sürekli sinirlilik
sergileyen yüksek
tansiyon hastalannın inme
riski altında olduklan yeni
bir araştırma ile bir kez
daha belirlendi. Isveç'te
Göteborg Üniversitesi
Gerontoloji Araştırma
Merkezi bilim adamlan,
yüksek tansiyon
hastalannın sinirlenmeden
önce. sağlıklan ıle ilgili
olarak düşünmeleri
gerektığinı açıkladı.
Insanın sinirlenmeyi
önleyebileceğine, fakat
'geliyorum" diyen inmeyi
önleyemeyeceğine ışaret
eden uzmanlar, bılerek
inme riskini davet etmenin
anlamsız olduğunu
kaydettı.
Dünyanın sanayileşmeyle bozulan dengesini yeniden kurmak amacıyla doğaya zarar vermeyen güneş enerjisine yöneliniyor
Biz büyüdükvekMendi dünyaStBELKIZmŞIK
Var oluş değerlerini bırakıp madde pe-
şinde koşan insan, "para ve nıaktan baş-
ka değer tanımayan, acımasız, sınırsız
tüketim anlayışı, doğaya düşmanca yak-
laşunı, benciL, başka canhlara yaşam hak-
kı tanımaz" tutumuyla kirletici bir uy-
garlık yarattı. Dış ve iç dünyasıyla kir-
lenen insan, yaşamı tehlikeye soktu. Or-
tadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğ-
retim Üyesi Çetin Göksu, Anadolu'nun
doğal zenginliklerinin de yok olmaya
başladığına dikkat çekerek dünyanın kir-
letici uygarlıklanna karşı Anadolu'da,
güneş enerjisi odaklı yeni bir uygarlık mo-
deli geliştirme önerisinde bulundu. Gök-
su'nun "Anadolu Güneş Uygaruğı" ad-
• Hızla artan çevre kirliliği dünyanın en önemli sorunlanndan biri haline geldi. Sanayileşmiş
ülkelerin çıkardığı sera gazlan ve atıklann küresel ısınmaya yol açması, iklimleri değiştirmeye
başladı bile. Bilim adamlan da bu kirliliği aşağı çekmek için alternatif enerji kaynaklan aramaya
başladılar. Türkiye için ise birinci alternatif güneş enerjisi olarak gösteriliyor.
lı kitabında ele aldığı model, köylerde
ve kentlerde güneş enerj isine, güneş mi-
marisine. güneş teknolojilerine yönelme-
yi öngörüyor.
çevre kirliliği bir
uygarlık sorunu
Gittikçe artan çevre kirliliğini insanın
varlığına yönelmiş bir uygarlık sorunu ola-
rak niteleyen Doç. Dr. Çetin Göksu, ''İn-
san, kendi düşüncesiyle bu ekolojik krizi
yarattı. İklim değişikliğine yol açan çevre
kirliliğinin ardında, teknolojik gelişme-
den sanayileşmeye, tüketim ekonomisin-
den yaşam biçimine dek uygarhğın tüm
değerleri ve biçimi var. Suçlu, aynı za-
manda dış ve iç dünyasıyia kuienen insa-
na, bu kirlenmev i ortadan kaldırmakdü-
şüyor" diye konuştu.
Tüm canlılann enerjisini güneşten al-
ması nedeniyle yaşamın özünün güneş
ışınlan olduğunu söyleyen Göksu. tü-
kenmeyen güneş enerj isinin, yaşama en
uygun ve canhlara zarar vermeyen tek
enerji olduğuna dikkat çekti.
Göksu, yaşamı devam ettirmek iste-
yen insanlığın, güneş enerjili bir uygar-
lığa yönelmek zorunda olduğunu vurgu-
ladı."
Türkiye'nin ise toplam enerjisinin ya-
nya yakınını güneşten sağladığını ifade
eden Göksu, şunlan söyledi:
"Türkiye, bir güneş ülkesi. Tûrkiye'ye
gerek doğrudan ışın şeklinde gelen, ge-
rekse dogada depolannuş güneş enerjisi-
nin kuDanılabflecekrniktanda ülkenin top-
lam enerjisinin on katından fazla. Her
mevsünde ve tüm yörelerde bu enerjiden
yararlanma imkânı var."
Türkiye'nin, oluşturacağı güneş uy-
garlığıyla, bu enerj iyi etkin şekilde kul-
lanarak
Batı'nın kartellerinden bağımsız olaca-
ğını da vurgulayan Göksu. tasarladığı uy-
garlığı ise şöyle anlattı:
"Güneş uygaruğında amaç, doğayı, gü-
neşten yararİanmayi sağlayacakşekilde ye-
niden restore etmek, kuîeten teknoloji-
lerdcn, ürünlerden vazgeçmek. Tertemiz
birçevreyaratmak. Bunun için kent ve köy-
lerin mimarisl, güneş enerj isinden yarar-
lanmayi sağlayacak şekilde yeniden oluş-
turulacak."
G-string firtınası
Almanya'nın Düsseldorf kentindeki moda
haftası sürüyor. Ünlü modacılann tasanmlannı
sunduğu moda günlerinde özellikle iççamaşın ve
mayo defileleri ilgiyle izleniyor. Fotoğrafta görülen Alman tasanmcı Bernd Berger'e ait
iççamaşıriannda son günlerde Türkiye'deki işjerierinde tartışma varatan G- string iççamaşırtan
ilgi odağı oldu. Defilenin bir başka ilgi çeken yönü de tasanmlann ilginç aksesuarlaria
tamamlannuş olmasıydı. Bu aksesuarlar arasında Bizans dönemini antmsatan bilek bağcıklan ve
kovboylann kullandıklan deriden yapılma şapkalar, püsküllü pantolonlar yer aldı. (AP)
Caretta carettalann üreme alanı belediyeye devredilmiyor
Kaplumbağa evi işgal edildi
İZMtR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) -Caretta caretta denizkaplum-
bağalannın dünyadaki en güven-
li üreme alanı olan Dalyan Bele-
diyesi sınırlan içindeki tztuzu Pla-
jı, Özel Çevre Koruma Kuru-
mu'nun karanna karşın birtürlübe-
lediyeye devredilemiyor.
1980'li yıllarda kumsalda tu-
rizm yatınmı yapılması için bazı
özel şirketlere tahsis edilen plaj
bölgesinin, doğal koruma alanı ol-
duğu gerçeğinden yola çıkan çe\ -
recilerin müdahalesi sonucu bura-
daki turistik işlerme inşaatlan dur-
durulmuştu. Süreç içinde plajın
tamamen belediyenin denetimine
• Yatınmcı firma,
kaplumbağalar için
dünyadaki en güvenli üreme
alanı olan Dalyan Belediyesi
sınırlan içindeki İztuzu
Plajı'nı terk etmiyor.
girmesi yönünde karar çıktı. An-
cak yatınmcı firma, İztuzu Pla-
jı'nı terk etmemek için direniyor.
Dalyan, 1988 yılında Özel Çev-
re Koruma Kurumu'nun (ÖÇK)
ilk 'özel çevTe koruma alanı' ilan
edilmişti. Tasarruf hakkı ÖÇK'ye
geçen iztuzu Plajı, buna rağmen
1991 yıhnda, ANAP'tan iki dö-
nem belediye başkan adayı olan \e-
dat Metin ve ailesinin Binlik Mo-
torlu Araçlar Sanayi ve Ticaret AŞ
adlı işletmesine yap-işlet-de\ret
modeliyle 10 yılhğına verildi.
Çevre Bakanlığı yetkililerine
ulaşamamaktan yakınan yurttaşlar.
"Başvurulanmıza yanıt alamıyo-
ruz. Bir oyun döndüğünü hissedi-
yoruz, ama çözemiyoruz" dediler.
tşletmenin 'fuzuliişgalden' tah-
liyesi için hazırlık yapılmasına ve
sorumlu tüm yetkililerin hazır bu-
lunmasına karşın ÖÇK görevlile-
rinin gelmemesi nedeniyle İztuzu
Plajı'ndaki işlerme hâlâ boşal-
tılamadı.
Ptvzac'inyüzde 40
daha ucuzuyolda
CHICAGO (AA) - Antidepresyon ilacı Prozac.
başka firmalar tarafından da imal edilerek hasta-
lara daha ucuz fiyatla verilecek. llacın ana firma-
sı Eli Lilly ile Barr laboratuvarlan arasında uzun
süredir devam eden mahkeme, Prozac 'ın 2003 yı-
lına kadar uzatıhnış patent anlaşmasma rağmen
geçen ay Barr laboratuvarlan lehine sonuçlandı.
Patenti 1986 yıhndan beri elinde bulunduran Eli
Lilly firmasının, çift patent sistemi uygulayarak
yasalara aykırı davrandığı kabul edildi. Prozac
Barr firması tarafından yüzde 25 ile yüzde 40
ucuz fiyatla hastalara ulaştınlacak.
Omurilik hastahklan
tanuımiyor
İZMIR (AA) - Spina Bif ida (omurilik açıklığı)
Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üye-
si Doç. Dr. İbrahim Uunan. doğum öncesi geli-
şen ve insanın tüm yaşamını etkileyen omurilik
açıklığı hastalığının, Türkiye'de yüksek oranlar-
da olmasına rağmen yeterince tanınmadıgını
söyledi. Doç. Dr. Ulman, hastalıkla mücadelenin
arttınlması gerektiğini belirtti. Ulman, hamileli-
ğin ilk 16 ile 25 günü süresince meydana gelen
omurilik açıklığının en sık görülen doğumsal
anomalilerden birisi olduğunu kaydetti.
Izgören'in 'Dikkat Vücudunuz Konuşuyor' adlı kitabı:
Hoşlanan kadın dokunur
ANKARA (AA) - Ahmet Şerif
İzgören ın kaleme aldığıu
Dikkat
Vücudunuz Konuşuyor" adlı ki-
taba göre eller, bakışlar ve duruş
ruhun aynası.
Emniyet Genel Müdürlüğü, Ge-
nelkurmay Başkanlığı, üniversite-
ler ve özel sektör kuruluşlannda
"vücut dili" üzerine seminerler
veren İzgören, kitabında kişilerin
karşısındakine mesajı yüzde 7 ora-
nında sözlerin, yüzde 93 oranın-
da ise ses ve beden dilinin verdi-
ğine dikkati çekiyor.
Kitaba göre, işaret parmağını
kaldırarak konuşanlar, gizli birbi-
çimde karşısındakini tehdit edi-
yor. Örnek olarak. yeni genel mü-
dür gülümseyerek "Arkadaşlar
buradaseneierce beraberçahşaca-
ğtz" derken bu ışareti yapıyorsa ça-
lışanlara "Ayağınızıdenkalın,ça-
hşma>anıgönderirun
r
mesajı içe-
riyor.
Elleri kenetli olanlar genel bir
olumsuzluk ya da hayal kınklığı
yaşadıklannın mesajını veriyor.
Ellerini önde birleştirerek "el pen-
çe dhan" duranlar karşısındakine
"Ne isterseniz yaparun" demek
isterken ellerin arkada birleşme-
si ise kendine olan özgüveni, mey-
dan okumayı anlatıyor.
Kitaba göre kişiler yaşamlann-
da kendilerini güvende hissetmek
için genelde masa. kürsü gibi bir
yerin arkasında olmak istiyor, eğer
r - - -• -^ —~T--—i
• 'Dikkat Vücudunuz
Konuşuyor' adlı kitaba
göre işaret parmağını
kaldırarak konuşanlar gizli
biçimde karşısındakini
tehdit ediyor.
bu yoksa savunma güdülerini ba-
cak bacak üzerine atarak ya da
kollan kavuşturarak gösteriyor.
Özellikle yabancı ortamlarda
bulunan kişiler kollannı kavuştu-
rarak savunmaya geçiyor, bu sıra-
da başparmaklannı dışanda bıra-
kanlar ise "Savunmadayım, ama
rekabete hazmm' mesajı veriyor.
Bacak bacak üstüne atma ise sa-
vunmanın diğer bir şekli. Daha
çok kadınlann tercih ettiği bu otu-
ruş içine kapanıklık ve savunma-
ya geçme duygusunun gösterge-
si kabul ediliyor.
Kişi kabuğuna çekiliyor ve fik-
rini açıklamaya karar verdiğinde
bacak bacak üzerine atmaktan vaz-
geçiyor. Bacağını dizden büküp di-
ğerinin üzerine koyarak oturuş ise
meydan okuma, hırs ve rekabetin
işareti olurken, ayaklan çapraz
durumda olan kişilerin sakladık-
lan ıtirafları veya verebilecekleri
tavizler bulunuyor.
Birbirine ilgi duyan kişiler, da-
ha dik durmaya ve üstünü başını
düzeltmeye başlıyor. Karşısında-
kine ilgi duyan kadınlar. farkında
olmadan saçlanyla oynuyor, iç-
güdüsel olarak erkeğe dönüyor.
İki tarafın verdiği diğer mesaj
ise bir firsat bulup karşısındakine
bir saniye de olsa dokunmak.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
• ••
j kisi de 'ecnebi' hâkimiyeti altına -bıri ingiliz, öbü-
I rü Alman- (Onlar, 'himaye' demeyı yeğterdi) düş-
mekle sonuçlanan, son iki Osmanlı 'Isiahatı'nın,
ne anlama geldiğini sorana; cahil, ama sağduyu-
su olan mahalle komiserinin cevabı meşhurdur:
"-...fazlasına aklım ermez! Anladığım kadarıyla,
bundan sonra 'Gâvur'a 'Gâvur' denmeyecek!".
Lord Palmerstone'un riiyası malûm: 'Türkler, an-
cak Hıristiyan olurlarsa, Avrupa'ya kabul edilebi-
lirler!'. 'Koca' Reşit Paşa, bu kapıyı Tanzimat-ı
Hayriyye ile açmıştır; Jöntürk irtihatçılan'nın 'Hür-
riyetin ilânı'yla. bu işi Almanya için yapmış olduk-
larını, Kaiser VVilhelm 'bızzat' not etmişti, kimbi-
lir kaç kere aktamnışımdır: "...Osmanlı ordusun-
da, kendilerine Almancı denilen zâbitleryaptı!"
Müdafaa-i Hukuk ('Kemalizm'), adı 'ıslahat',
mahiyeti 'yarı sömürgeleşme' olan bu iki 'Ba-
tılılaşma' hareketine, Anadolu halkının özgür-
lük ve bağımsızlık tepkisidir, a'dan z'ye 'ulusai'dır.
Son yarım yuzyıl boyunca, Ankara'y' 'tutsak eden'
'Sistem'; hem Washington üzerinden. hem Brük-
sel üzerinden, Yeni Dünya Düzeni'ni, evrensel
bir 'degişim' diye yutturmaya çabalıyor: 'özelleş-
tirme' ve 'küreselleşme', gerçekte, XXI. yy. Tan-
zimatçılığı'nın yeni silahları: yabancı sermaye
ile çıkar birliğine girmiş 'Oligarşi' (Bürokrasi +
Burjuvazi) 'ulusallığın' ve 'ulusalcılığın' artık
gündem dışı kaldığını söyleyerek Anadolu hal-
kına yeni 'tutsaklığını' hazırlıyor.
Nereden mi belli? 'Sistem' in elebaşısı Was-
hington'ın, daha işin başında 'ulusal'a ve 'ulusal-
cılığa' sımsıkı sarılmasından! Sermayeye tutsak
edeceği, yeryüzü halklanna, harıl hanl, 'özel-
leştirme'nin ve 'küreselleşme'nin 'faziletinden'
dem vuran ABD; XXI. yy. için 'Savaş Strateji-
si'ni tepeden tırnağa, 'ulusal çıkarlan'na göre;
'ulusal çıkarlannın güvenliği' üzerine kuruyor.
Bilmez değilsinizya, bunu bizanlattıkmı, o 'kıl'. o
'alafranga' aydınlarımız burun kıvırır, dudak büker;
iyisi mi dedim, Hamphshire Üniversitesi nden
Prof. Dr. Michael T. Klare'in değerlendirmesini,
sakallarına dayayalım bakalım. ne diyecekler?
'Sürekli ulusal çıkarları korumak!..'
"...2000'de başkan seçilmesinden azsonra, Mr.
George W. Bush. Savunma Bakanı Donald Rums-
field'den, 'Pentagon'dak/ statükoyu devirmesini'
söylemiş, yerine 'XXI. yy. Güvenlik (Savaş) Stra-
tejisini oluşturmasını' istemişti; o stratejinin ba-
zı aynntılan, henüz bilinmiyorsa da, ana çizgileri ar-
tık meydana çıkmıştır..."
"... Amerika'nın yeni savunma mimarisi üç ana
temel üzerine oturacaktı: önce, Amerikan/mer-
kezci bir anlayışa, yâni -müttefiklerle beraber gi-
rişilse bile- eldeki gücün, ulusal çıkarları öne çı-
karan, bir savunma doktrinine! Sonra, yeryüzü
hâkimiyetine, yâni her an, hangi şart altında olur-
sa olsun, her tarafa kuvvet gönderebilmek potan-
Aleme Verir Talkını!..'
siyeline sahip olmaya! Nihayet, üstünlüğün sürek-
liliğine; başka bir deyjşle, Amerikan Silahlı Kuv-
vetleri 'nin üstünlüğünü sürekli kılabilmek ama-
cıyla, gerektiği anda bilimi, teknolojiyi ve ekono-
mik kaynaklan kullanmaya!.."
"...bu fikirier, elbette, yeni sayılamaz. Başka ül-
kelerde, başka yönetimler, içlehnden birine ya da
ötekine öncelik tanımıştı, ama şimdiye kadar, hiç-
biri, bu kadar hararetle ve tutaıiı olarak ifade edil-
memiştir, öyle ki, Birieşik Devletler'ın Stratejik Dü-
şüncesi'nin altüst olmasına tanıklık etmekteyiz de-
nilebilir..."
"...her yerde olduğu gibi, Amerikan Savun-
ma Doktrini de, Silahlı Kuvvetler'in öncelikli
olarak, ecnebi ülkelerdeki kullanılışını, ülkenin
güvenlik çıkarlarına bağlıyordu; bağlıyordu
ama, stratejik nedeflerin, eskiden bir soyluluk
iddiası olurdu; sözün gelişi, 'demokrasinin sa-
vunulduğunun' altı çizilir, ya da amacın 'totali-
terlikle mücadele' ya da 'banşın korunması'
olduğu ileriye sürülürdü. Başkan George W.
Bush döneminde, bu soyluluk tamamıyla kay-
bolmadıysa bile, kesinlikle ulusal çıkarlann ge-
risine ralmiştir..."
"...artık 'küresel bir tehdit' altında olmadıklan-
na inandıklan için, günümüzün Amerikan yöneti-
cileri, ulusal çıkartannı, herhangi bir 'ortak savun-
manın'vazgeçilmezzorunluluğuna bağlamayı ge-
rekli görmüyorlar. Mr. Bush, 1999 'da şöyle demiş-
ti:"-.. .Amerika yeryüzünün heryerinde hazır olma-
lı, ama bu demek değildir ki, dış politikada beliren
her zorluk anında, cevabı Silahlı Kuvvetler'ce ve-
rilecektir!" Ona göre silaha başvurmak, ancak 'sü-
rekli ulusal çıkartan korumak' maksadıyla yapıla-
bilir; başka bir deyişle, bu tür ABD angajmanlan,
ülkenin en kilit (temel) amaçlan için gerçekleşecek-
ti..." (Le Monde Diplomatique, Temmuz 2001.)
Niye bozuk çalıyorlar'?
t Oatıir ve 'alafranga' aydın, ister'ileriTanzimat-
D ç ı ' deyiniz, ister 'Mütareke aydını', son on yıl-
dır içine yuvarlandığı yanılgıyı, her gün kafasını ay-
nı katı gerçeğe vurarak, daha açık anlıyor:
Ankara'ya -daha kimlere?..- 'küresellik' öneren
VVashington, hele Başkan W. Bush'tan itibaren,
basbayağı bir 'ulusalcılık' davası gütmektedir. İşin
hoş tarafı, harıl hanl, ABD'nin 'ulusal haklannı sa-
vunmak'tan söz ediyorlar; iyi de, 'ulusal hakları
korumak
1
demek, bizim Kuva-yı Milliye Türkçe-
sinde, kelimesi kelimesine, 'Müdafaa-i Hukuk'
demektir; o zaman, Türkiye, bu eski faziletine sa-
hip çıkınca, acaba niye 'bozuk çalıyorlar'? Bunlar
'padişahçı' filan olmasın?
http://www.prizma.net.tr/AILHAN
http://www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/26019 88