Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MaUSTOS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13
L RKETLERDEN
I SESU KOZMETİK,
smiş ûrün yelpazesinde
e r alan Sesu Tüy
>ökûcü Krem ve Sesu
ü y Sarartıcı Kremi,
czanelerde ve
larfîimerilerde yer alan
Jesu Standları'nda
ergileniyor. Sesu Soğuk
\ğda da, cildine özen
»österen bayanlann
aayatını kolaylaştınyor.
• ANGEL ürünleri,
yıkama ile çıkmayan
desenleri ayırt edilebilme
öz^UiğL, gaz yapmayı
önleyen özel biberonlan,
zengin çeşidi ve uygun
fiyaüarla Türtdye
piyasasında
saülmaya başlandı.
• KLAStSRESORT
Hotel, müşterilerine su
kayağı, rüzgâr sörfü,
kneeboard, kano ve ringo
gibi sporlan yapma
zevkini ve heyecanını
sunuyor. Hotel
müşterileri, su
sporlannda uzman
eğitmenlerden ders
alabiliyorlar.
• FtNNET Elektronik
Yayıncıkk, iki yeni ûrünü
ile borsaya ilgi duyanlan
en son teknolojilerle
taıuşürmaya devam
ediyor. Teknik ve temel
analize alternatif
analizler yapabüecek bir
platform hazırlayan
Finnet, portföy
oluşturmayı
kolaylaştınyor.
• SİNGER, "150 Yılın
Anılan Öykü
Yanşması"na, Singer'le
ilgili öyküsü ve anısı
olanlan katılıma
çağınyor. Yanşmaya
katılmayı isteyenler
Singer bayilerinden,
Singer bilgi hattından
bilgi alabilecekler.
• DIESEL. ürünkrinde
yüzde 50*ye varan
indirimler uyguluyor.
DieseU İstanbul
Akmerkez, Beyoğhı,
Bağdat Caddesi, Taksim.
Ankara Karum. lzmir
Kuşadasu Bodrum
mağazalannda
tüketicilerin beğenisine
sunuluyor.
• CASTROL, Fransa-
Ürdün arasında
gerçekleştirilecek Master
Rallye 20001'de
yanşacak Türk
motorsporlan dünyasmın
önde gelenlerinden
Kemal Merkit'e destek
venyor.
• TURK NOKTA NET,
yaz aylannda fazla
küolanndan kurtulmak
isteyenlere sağhk sitesinde
dhet seçenekleri sunuyor.
"Lzmanına Sor"
uygulamasında beslenme
ve diyet ile ilgili sorular
vanrtlaruvor.
Ara bağlantı sözleşmesini değiştirmeyen Turkcell ve Telsim'in 30 trilyon lirasına el konuldu
Telekom'da oyunun sonuANKARA (CurnhuriyetBü-
rosu) - Telekom, ara bağlantı
sözleşmesini yenilemeyen ve
yan yanya paylaşım isteğinı
kabul etmeyen Turkcell ve Tel-
sim'e bu ay ödeme yapmaya-
rak 30 trilyon liraya yakın bir
paraya el koydu. Hazine'nin
de şirketlerin ödemedikleri
yüzde 15'lik paylara yönelik
olarak Telekomünikasyon Ku-
rumu'na başvurmaya hazır-
landığı belırtildi.
Hazine yetkilileri. "MaMya-
pısı güçlü görünen Telekom,
2003 yıkna gelindiğinde hurda
şeklini de alabüir" derken iki
seçenek bulunduğunu belirtti-
ler. Birincisinin özelleşrirmey-
le teknolojik yatınmlan getire-
T L R K
T E l F
• "Mali yapısı güçlü görünen Telekom. 2003 yıhna
gelindiğinde hurda şeklini de alabilir" diyen yetkililer,
günümüz koşullannda Türk Telekom'u modernleştirmenin
satmaktan daha Önemli olduğuna dikkat çektiler.
cek bir ortağın almması. bu
yapılamıyorsa ikinci olarak bu
şirketi modem hale getirmek
gerektiğini savundular.
Acil modernleştinne
Uluslararası operatör bulma-
nın, 1999'un ikinci yansından
itibaren Telekom sektöründe
yaşanan daralma ve Türkı-
ye'nin geç kalması nedeniyle
birinci strateji olmaktan çıktığı-
nı belirten yetkililer, acıl çözü-
mün Telekom1
un modem hale
getınlmesı olduğunu söylediler.
Oluşturulan yeni ihale ko-
mısyonunun Telekom'un satış.
stratejısinı belirlemesi ve özel
şırket gibı çahşmasının sağlan-
ması gerektiğini belirten Hazı-
ne yetkilileri. profesyonel yö-
neticılikte *eğjtim,sektördetec-
rübeve vizyömuT olup olmadı-
ğma baküması gerektiğini.
oluşturulan yönetımın ılk 2 ko-
şula uygun olduğunu. şımdı or-
taya çıkaracaklan vızyonu bek-
lediklennt söylediler.
Turkcell ve Telsim'ın başlan-
gıçta 400 milyon aboneye kar-
şılık Telekom'un 18 milyon
abonesı bulunması nedeniyle
sabıt telefon-cep telefonu gö-
rüşmelerindekı gelırlerin pay-
laşımına ılışkın 1996 yıhnda
yapılan ara bağlantı protoko-
lünde gelirin yüzde 90'nın
GSM operatörlerine bırakıldı-
ğını anlatan Hazine yetkilileri,
2 yılda bir yenılenmesi gereken
bu sözleşmenin bir türlü yeni-
lenemedığıne dikkat çektiler.
Telekom'un yüzde 50-50
adıl paylaşım istediğini, kuru-
mun 2000 yılı kânnın düşme-
sinde budurumun ve iyi yöne-
tilmemesirün etkili olduğunu
söyleyen yetkililer, Telekomü-
nikasyon Kurumu'nun aktif
rol alması gerekirken "Betıim
işim değjT diyerek kaçındığı-
na dikkat çektiler.
Dünyada teknoloji yanşı
Hazine yetkilileri, ülkele-
rin askeri teknolojiden daha
çok Telekom'da yanş yaptık-
lanna, bu yarışın 2010-2020
döneminde tüm sektörlerde-
ki teknolojik yarışm da te-
melini oluşturucağına dikkat
çektiler. Yetkililer, dünyada
telekom sektöründe piyasa-
ya hâkim 8-10 şirket bulun-
duğunu kaydettiler.
ORÇLANMA PROGRAM1
Riski
Haziııe
üstlendiBANUSALMAN
ANKARA - Hazine'nin güçlü ekonomiye
geçış programındayıllıkyüzde 81 olan faiz he-
defi, ılk 7 ayda ortalama faız oranının yüzde
112'lere ulaşması sonucu yüzde 91 olarak de-
ğiştirilirken artan iç borç stokunun yapısı da
değişti. tç borç stokundakı sabit faizli borçla-
nn payı büyük ölçüde azalırken döviz ve dö-
vize endeksli ve değişken faizli borçlar arttı.
Bu yolla, kasım krizinden doğan faiz ve şubat
krizınden doğan kur riskmin büyük bölümünü
Hazine üstlenmiş oldu.
Hazine yetkililerine göre, Hazine'nın kamu
bankalannın görev zararlanru iç borçlanma kâ-
ğıdına bağlaması, fondaki bankalann maliye-
ti ve kriz nedeniyle gelen etküer yüzünden ıç
borç stoku 36.4 katnlyondan 90.3 katrılyon li-
raya yükseldi. Bu arada iç borçlann faiz yapı-
sında ve iç borç stokunun yapısında da önem-
li değişiklikler oldu. 2000 sonunda iç borçla-
nn yüzde 56'sını oluşturan sabit faizli borçla-
nn stok içerisindeki payı Haziran 2001 sonun-
da yüzde 18'e kadar geriledi.
tç borç stoku döndürükmiyor
Hazine yetkilileri, ıç borcun. yüzde 57'sini
oluşturmaya başlayan değişken faizli borçla-
nn payında yaşanan bu artış yüzünden enflas-
yon yaratarak iç borç stokunu döndürmenin
olanağının kalmadığmı belirttiler. Aynca bu
nedenle stokun faiz oranlannaçok duyarh ha-
le geldiğini ve faizdeki düşüşün anında iç borç
stokuna yansıy abileceğini ifade ettiler. Bu yol-
la ilerde faiz oranlannm düşmesı halinde dev-
letin uzun süre reel faiz ödemekten kurtulma-
sına da olanak bulunduğunu savundular.
Hazine yetkilileri, son haftalarda yoğunlaşan
dövizle borçlanmayla ilgili olarak da şimdilik
bir sınır ya da limitleri bulunmadığım belirtti-
ler. Yetkililer, son iç borç operasyonunun, ka-
muoyunda oluşan "borçlan çevirme riski algı-
layışınT değiştirmeye yönelik olarak gerçek-
leştirildiğini ifade ettiler. Yetkililer. operasyo-
nun kamu bankalannın yeniden yapılandml-
malan için öngörülen süreyi 1 yıldan 1.5-2 yıla
uzatabileceği endişelerini doğruladılar.
JLENİBÜTÇEYIEBAŞLIYOR
Kamuya
harcama
disipliıııı
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Ka-
mu harcama reformu çerçevesinde 3-6 pi-
lot kuruluş seçilerek ilk uygulamalar 2002
yılı bütçesiyle birlikte başlatılacak. Buku-
ruluşlara harcamalarda esneklik sağlanır-
ken. nerelere harcama yapılacağını kuru-
luşun belirleyeceği torba bütçeler de gün-
deme gelebilecek. Dünya Bankasf yla yü-
rütülen kamu harcama reformuna ilişkin
çalışma, yolsuzlukla mücadeleye ilişkin 21
Eylül'de yapılacak "Etidn Devlet 1" kon-
feransının ardından kasım ayında yapıla-
cak "Etkin Devlet 2" konferansıyla sunu-
lacak. Projenin ikinci aşaması olarak 2002
yıhnda 3 yıllık bütçe sistemine geçiş baş-
latılacak ve 2003'ten itibaren daha uzun
vadeli bütçeler yapılacak.
Denetim sistemleri geüştirilecek
8. Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesin-
de başlatılan kamu harcama reformuna
ilişkin düzenlemeler 2002 bütçesiyle yer-
leştirilmeye başlanıyor. Dünya Bankası ta-
rafından başlatılan "Kamu Harcamalan-
nın Gözden Geçirilmesive Kurumsal tnce-
leme^EIR)" çalışması çerçevesinde Mart
2000-Mayıs 2001 tarihleri arasındabir plan
hazırlandı. Bu kapsamda Haziran 2001 'de
oluşturulan Maliye Bakanhğı müsteşan
başkanhğındaki Hazine, DPT ve Sayış-
tay'dan oluşan yönlendirme komitesi, ça-
lışmalan yürütüyor. Hazine yetkililerinin
verdiği bilgiye göre bu plan çerçevesinde
öngörülen düzenlemeler şöyle:
"Bütçe dtşı fonlann kapaülması. Genel
devlet tanımıyapdması vetekbir hesap pla-
nına tabitutulması.Tahakkuk esasbmuha-
sebe>e geçüecek. Devletin nereye ne kadar
para harcadığını göstervcek bütçe kod sis-
temiyaygınlaştınlacak. Devlethesaplannın
içdenetimlekontrolüneyönelik ABve Dün-
ya Bankası'yia ortak çahşma \Tirütülüyor.
IçKontrolveDenetimYasaTasansL, 2002'de
TBMM'ye sunulacak. Sayıştay, harcama
sonrası denetime geçirilerek denetim alanı
genişktilecek. Yeni bir borç yonetim yasası
çıkaruarakdevtetborçlanilegarantiler3 ay-
da bir TBMM'ye raporlanacak."
Tanma destek bitmedi, şekil değiştirdi
ANKARA(Cumhuri>et Bû-
rosu) - Kamuoyu tarafından
üretimi arttırmaya yönelik ön-
lemler ıçermediği %e üretici-
nin gereksinimlerine yanıt
veremeyeceği gerekçe- (
siyle eleştirilen tanm- '
da doğrudan gelir des- <
teği (DGD) gelecek yıl uy-
gulamaya giriyor.
Hazine yetkilileri. "•söyle-
nenlerin aksine reformla bir-
likte daha çok kaynak ayrda-
cağını, ancak destegin şekli-
nin değjştiğjni" sasoındu.
2002 yıhnda tanmda destek
alrrru olmayacak. Tütün ve
v
' fındıkta ise alternatif
ürün projesiyle üreticile-
|Jrinbaşka ürüne geçmele-
ri karşılığında geçici ola-
rak "gelir kaybı ödemesi" ya-
pılacak. Tütünde. alternatif
ürün projesinin uygulanacağı
iller. "Adıvaman, BingöL, Bat-
man, Bitüs, Dharbaku*, Hak-
kâri, Malatya, Mardin. Muş,
Sürtve Van" olarak belirlendi.
Tanmda, tütün, şeker panca-
n ve hububattaki fiyat ı
yoluyla destekleme
alımlan, gübre, ilaç. fı-
dan ve tohum alımlann-
daki girdi desteklen, Ta-
nm Satış Kooperatifleri
ve KlT'lere düşük faizli
kredi ile Zıraat Bankası'ndan
tanma yönelik düşük faızh
kredilerintamamı kaldınlacak.
1/
Şeker Yasası'yla şeker şirke-
tinin özelleştirilmesinin önü-
nün açılacağını, 2002-2003
t döneminden itibaren
•!
destekleme fiyatı ve
alımı yapılmayarak ilk
y , kotalann dağıtılacağı-
nı kaydeden yetkililer,
DGD'nın ekim koşu-
luyla verildiğini. bu
çerçevede kiracı olan üretici-
leri de kapsadığın\ belirttiler.
Tekel'in destekleme alımla-
n nedeniyle 2000 yıl sonunda
1.5 katrilyon lira görev zaran
oluştuğunu, 1995-2000 döne-
minde kamunun harcadığı her
1 dolar için 4.7 dolar maliyet
üstlendiğini kaydeden Hazine
yetkilileri, Tütün Yasası'yla
Tekel'in kamu iktisadi kuru-
luş statüsünden çıkanhp ikti-
sadi devlet teşekkülü konumu-
na getirilmesiyle ÖİB kapsa-
mında özelleştirilmesinin önü-
nün açılacağını söylediler.
Dünya Bankası Başkanı VVolfensohn, dünya ekonomisindeki sorunlan değerlendirdi:
Küresel ekonomi tehdit altında
James Wolfensohn
Ekonomi Servisi - Dünya
Bankası Başkanı James VVol-
fensohn. küresel ekonomik
reformun tehdit altında oldu-
ğunu söyledi. Küreselleşme-
den kaynaklanan sorunlann
çözümünde birinci ve üçüncü
dünya ülkeleri arasında ıletı-
şim eksikliği olduğunu vur-
gulayan Wolfensohn. bu ko-
nuda sürekli başarısız adımla-
nn atıldığmı belirttı.
Avustralya asıllı James VVol-
fensohn. dün Sydney'de katıl-
dığı bir tele\ izyon programın-
da küreselleşmenin yarattığı
sorunlan ve küreselleşme kar-
şıtı hareketlen değerlendırdi.
Dünya genelınde küresel
ekonomiden ve gücün belirli
noktalarda odakîanmasından
olumsuz etkilenen ınsan sayı-
sının bir milyar civannda ol-
duğunu iddia eden VVolfen-
sohn. "Dûnya ticaret reformu-
nun gelecek raundunu kaybet-
me tehtikesiyle karşı karşıya-
yiz, ancak bu tehlike samldığı
gibi sokaklardan gelmeyecek-
tir. Tehlikeyi yaıatan, yoksul
\e zengin ülkeler arasındaki
farklı anlayışlar ve bu ikisinin
diyalog kurma konusundaki
yeteneksizliğKÜr" dedi.
KüreseUeşme karşıüan
Küreselleşme karşıtlanna
yönelik eleştirısine "Küresel-
leşme konusunda tercih hak-
kımız olduğunu düşünmüyo-
rum" sözlenyle başlayan
VVolfensohn. yapılması gere-
kenin bu sistem içerisinde za-
rar görenlere yardım etmek
olduğunu belirtti. Cenova,
Melbourne ve Seattle zirvele-
rinde tartışılan sorunlann,
protesto gösterilerinden daha
önemli olduğunu söyleyen
Dünya Bankası Başkanı VVol-
fensohn, "Bence sokaktakile-
rin çoğunun yakıp yıkmak dı-
şuıda hiçbir anlayışı yok. On-
lar, otorite olan herhangi bi-
rinden kurtulma derdin-
deler" diyekonuştu.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Sadaka
Dünya Bankası, yoksulluğu önleme amacıyla ül-
kemize 500 milyon dolar bağışlıyor. Bu büyük müj-
de, kamuoyuna süslenerek sunuluyor; kimileri ne-
redeyse mutluluktan uçuyor.
Dünya Bankası'nın Hindistan kökenli temsilcisi,
ülkemizin yoksullukla savaşımına öncülük ediyor.
Bu ilginç gerçeği, nasıl yorumlarsanız yorumlayın,
sonuç değişmez. Türkiye, kendisini yönetenler ta-
rafından uluslararası dilenci durumuna getiril-
miştir.
Daha birkaç ay önce, uluslararası basına "Tür-
kiye'nin yolsuzluk batağında buiunduğunu" açık-
lamaktan bile çekinmeyen Dünya Bankası temsil-
cisi, doğal olarak bu 500 milyon dolann nasıl kul-
lanılacağını da sağlama almaya çalışıyor. Temsil-
ci, VVashington'dan gönderilecek Dünya Bankası
"uzman yetkililerinin" verilen sadakanın "dağıtı-
mını baştan sona denetleyeceğini" açıklıyor.
Önce, bu son noktadan başlayalım. Dünya Ban-
kası paranın "dağıtımını baştan sona denetleye-
cektir" demenin anlamı şudur: "Türkiye'yi yöne-
tenler, bu parayı bile yerine ulaştıramaz; bunu ba-
şaracak kadarbile etkin çalışmıyor. Tıpkı kimi Af-
rika ya da Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi,
bu para birilerinin cebine iner. özer/e, bu hükü-
mete ve ona bağlı bürokrasiye, bu para emanet
edilemez; bunlar, yoksula yapılan yardımı bile
yağmalayacak bir karaktere sahiptır."
Türkiye'ye, yolsuzluklara batık diyen temsilci,
bunun gerektirdiği görevini yapıyor. Ya bizimkiler?
• • •
Konunun çok daha acıklı bir yönü var. IMF ve iş
ortağı Dünya Bankası, önce hasta ediyor sonra
da hasta iyileşsin diye, sözüm ona, ilaç veriyor.
Bu ikili bunu hep yapıyor. Amerikan yardımı ola-
rak okullara sût tozu dağıtılmaya başlandığı
1940'ların son yıllarında, Türkiye'nin, demir-çelik,
kâğıt, petro-kimya gibi ağır sanayi üretimine yö-
nelmemesi gerektiğini rapor eden Dünya Banka-
sfydı. Ortalıkta daha küreselleşme yokken Türki-
ye'nin, o yıllarda henüz siyasetçinin çiftliği olma-
dıkları için etkin ve verimli çalışan kamu işletmele-
rini, özel sektöre satın diyen de Dünya Banka-
sı'ydı. Daha sonra da bu anlayış sürdü; 1960'ların
planlı sanayileşme atılımına soğuk duran banka,
1970'lerin ikinci yansında ekonomi dış ödeme güç-
lüğüne sürüklendiğinde, Türkiye'yi sanayileşme-
de çok ısrar ettiği için eleştiriyordu.
ABD'nin denetimindeki bu ikizler, sabirlı âşıklar
gibi, muratlannın gelecegi günü bekler; dahadoğ-
rusu o anı kendileri bilinçle getirirler.
Türkiye 1980'li yıllarda, adım adım önce sana-
yileşme, sonra da tarırnsal gelişmeden, yani üre-
timden uzaklaştınldı. Özelleştirme adı altında KİT
yağmaiandı; buna bağlı olarak sanayi üretimi çök-
tü. Yüksek faizle borçlanmaya dayalı devlet yöne-
timi, borsa, faiz ve döviz kuru üçlüsüne, yani
günlük parasal değışmelere bağımlı, onlar tarafın-
dan koşullanan bir özellik kazandı. Gelir uçurumu
daha da açıldı. Ne üretim düşünüldü ne de üre-
tici emek.
Ülke, giderek özel sermayenin de terk ettiği bir
sermaye çoraklığına doğru sürükleniyor. Küçük
ve orta ölçekli özel sanayi çökertiliyor; bankalarla
birlikte, sanayi tesisleri de yabancılara, yine su-
dan ucuza satşa zorlanıyor. Ülke, eğitilmış işgü-
cünü de yitiriyor. ikizler, "güven sağlanacak",
"ekonomi istikrara kavuşacak" gibi gerekçelerle,
enerji ve telekomdan sonra, şeker, tütün, içki gibi
tanma dayalı sanayiin de çökertilmesi için akıl al-
maz bir baskı uyguladılar. Hükümet ve Meclis bu
isteklere de kayıtsız koşulsuz teslim oldu.
Tann aşkına, aldığı sadakayı bile doğru-dürüst
kullanabileceğinden kuşku duyulan bir hükümete,
kim güvenir?..
• • •
Bu ortamda hükümet ve destekçileri, deyim uy-
gunsa, can çekişen kuşun tüylerinin rengini ince-
ler gibi, döviz kurunun olası eğilimlerini yorumlu-
yor. Dünya Bankası ise her sadaka verenin yap-
tğını yapıyor, IMF ile birlikte kendisinin, Türki-
ye ekonomîsinde neden olduğu kayıplann, kırk-
ta birini değil, belki milyarda birini sadaka olarak
veriyor.
Ne mutlu bize mi diyecegiz?
e-posta: yakupcâ metu.edu.tr
TARIŞ'ten miting
destekçüerine teşekkür
İZMtR (Cumhuriyyet) - TARİŞ Tertip
Komitesi, önceki gün tzmir Gündoğdu
Meydanı'nda düzenlediklen "Tarişbank'unı
Geri İstiyorum" mitingine destek veren tüm
kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.
Tertip Komitesi tarafından yapılan yazılı
açıklamada, çiftçilerin demokratik yöntemlerle
sorunlannı, taleplerini \ e tepkilenni dile
getirdikleri büyük toplantıya her partiden
millet\ekiUerinin katıldığı hatırlatıldı.
Açıklamada şöyle denildi: "Ancak toplantı
devam ederken milletvekillerimize > önelik
olarak bizleri de üzen protestolar oLmuşrur.
Bugüne kadar üreticilerin ve tannun
sorunlaruun çözümünde, siyasi partiler ve
milktvekillerimu de çaba göstermiş, destek
vermişlerdir. Bu nedenle dar kapsamb söz
konusu protestolar tüm üreticilere mal
edilmemelidir.*' Açıklamada mitingin, tanmm
dönüm noktası olduğuna işaret edilerek
mitınge katılarak destek veren tüm kurum ve
kuruluşlara, siyasi parti temsilcilerine v e basın
camiasına teşekkür edildi.