23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MaUSTOS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13 L RKETLERDEN I SESU KOZMETİK, smiş ûrün yelpazesinde e r alan Sesu Tüy >ökûcü Krem ve Sesu ü y Sarartıcı Kremi, czanelerde ve larfîimerilerde yer alan Jesu Standları'nda ergileniyor. Sesu Soğuk \ğda da, cildine özen »österen bayanlann aayatını kolaylaştınyor. • ANGEL ürünleri, yıkama ile çıkmayan desenleri ayırt edilebilme öz^UiğL, gaz yapmayı önleyen özel biberonlan, zengin çeşidi ve uygun fiyaüarla Türtdye piyasasında saülmaya başlandı. • KLAStSRESORT Hotel, müşterilerine su kayağı, rüzgâr sörfü, kneeboard, kano ve ringo gibi sporlan yapma zevkini ve heyecanını sunuyor. Hotel müşterileri, su sporlannda uzman eğitmenlerden ders alabiliyorlar. • FtNNET Elektronik Yayıncıkk, iki yeni ûrünü ile borsaya ilgi duyanlan en son teknolojilerle taıuşürmaya devam ediyor. Teknik ve temel analize alternatif analizler yapabüecek bir platform hazırlayan Finnet, portföy oluşturmayı kolaylaştınyor. • SİNGER, "150 Yılın Anılan Öykü Yanşması"na, Singer'le ilgili öyküsü ve anısı olanlan katılıma çağınyor. Yanşmaya katılmayı isteyenler Singer bayilerinden, Singer bilgi hattından bilgi alabilecekler. • DIESEL. ürünkrinde yüzde 50*ye varan indirimler uyguluyor. DieseU İstanbul Akmerkez, Beyoğhı, Bağdat Caddesi, Taksim. Ankara Karum. lzmir Kuşadasu Bodrum mağazalannda tüketicilerin beğenisine sunuluyor. • CASTROL, Fransa- Ürdün arasında gerçekleştirilecek Master Rallye 20001'de yanşacak Türk motorsporlan dünyasmın önde gelenlerinden Kemal Merkit'e destek venyor. • TURK NOKTA NET, yaz aylannda fazla küolanndan kurtulmak isteyenlere sağhk sitesinde dhet seçenekleri sunuyor. "Lzmanına Sor" uygulamasında beslenme ve diyet ile ilgili sorular vanrtlaruvor. Ara bağlantı sözleşmesini değiştirmeyen Turkcell ve Telsim'in 30 trilyon lirasına el konuldu Telekom'da oyunun sonuANKARA (CurnhuriyetBü- rosu) - Telekom, ara bağlantı sözleşmesini yenilemeyen ve yan yanya paylaşım isteğinı kabul etmeyen Turkcell ve Tel- sim'e bu ay ödeme yapmaya- rak 30 trilyon liraya yakın bir paraya el koydu. Hazine'nin de şirketlerin ödemedikleri yüzde 15'lik paylara yönelik olarak Telekomünikasyon Ku- rumu'na başvurmaya hazır- landığı belırtildi. Hazine yetkilileri. "MaMya- pısı güçlü görünen Telekom, 2003 yıkna gelindiğinde hurda şeklini de alabüir" derken iki seçenek bulunduğunu belirtti- ler. Birincisinin özelleşrirmey- le teknolojik yatınmlan getire- T L R K T E l F • "Mali yapısı güçlü görünen Telekom. 2003 yıhna gelindiğinde hurda şeklini de alabilir" diyen yetkililer, günümüz koşullannda Türk Telekom'u modernleştirmenin satmaktan daha Önemli olduğuna dikkat çektiler. cek bir ortağın almması. bu yapılamıyorsa ikinci olarak bu şirketi modem hale getirmek gerektiğini savundular. Acil modernleştinne Uluslararası operatör bulma- nın, 1999'un ikinci yansından itibaren Telekom sektöründe yaşanan daralma ve Türkı- ye'nin geç kalması nedeniyle birinci strateji olmaktan çıktığı- nı belirten yetkililer, acıl çözü- mün Telekom1 un modem hale getınlmesı olduğunu söylediler. Oluşturulan yeni ihale ko- mısyonunun Telekom'un satış. stratejısinı belirlemesi ve özel şırket gibı çahşmasının sağlan- ması gerektiğini belirten Hazı- ne yetkilileri. profesyonel yö- neticılikte *eğjtim,sektördetec- rübeve vizyömuT olup olmadı- ğma baküması gerektiğini. oluşturulan yönetımın ılk 2 ko- şula uygun olduğunu. şımdı or- taya çıkaracaklan vızyonu bek- lediklennt söylediler. Turkcell ve Telsim'ın başlan- gıçta 400 milyon aboneye kar- şılık Telekom'un 18 milyon abonesı bulunması nedeniyle sabıt telefon-cep telefonu gö- rüşmelerindekı gelırlerin pay- laşımına ılışkın 1996 yıhnda yapılan ara bağlantı protoko- lünde gelirin yüzde 90'nın GSM operatörlerine bırakıldı- ğını anlatan Hazine yetkilileri, 2 yılda bir yenılenmesi gereken bu sözleşmenin bir türlü yeni- lenemedığıne dikkat çektiler. Telekom'un yüzde 50-50 adıl paylaşım istediğini, kuru- mun 2000 yılı kânnın düşme- sinde budurumun ve iyi yöne- tilmemesirün etkili olduğunu söyleyen yetkililer, Telekomü- nikasyon Kurumu'nun aktif rol alması gerekirken "Betıim işim değjT diyerek kaçındığı- na dikkat çektiler. Dünyada teknoloji yanşı Hazine yetkilileri, ülkele- rin askeri teknolojiden daha çok Telekom'da yanş yaptık- lanna, bu yarışın 2010-2020 döneminde tüm sektörlerde- ki teknolojik yarışm da te- melini oluşturucağına dikkat çektiler. Yetkililer, dünyada telekom sektöründe piyasa- ya hâkim 8-10 şirket bulun- duğunu kaydettiler. ORÇLANMA PROGRAM1 Riski Haziııe üstlendiBANUSALMAN ANKARA - Hazine'nin güçlü ekonomiye geçış programındayıllıkyüzde 81 olan faiz he- defi, ılk 7 ayda ortalama faız oranının yüzde 112'lere ulaşması sonucu yüzde 91 olarak de- ğiştirilirken artan iç borç stokunun yapısı da değişti. tç borç stokundakı sabit faizli borçla- nn payı büyük ölçüde azalırken döviz ve dö- vize endeksli ve değişken faizli borçlar arttı. Bu yolla, kasım krizinden doğan faiz ve şubat krizınden doğan kur riskmin büyük bölümünü Hazine üstlenmiş oldu. Hazine yetkililerine göre, Hazine'nın kamu bankalannın görev zararlanru iç borçlanma kâ- ğıdına bağlaması, fondaki bankalann maliye- ti ve kriz nedeniyle gelen etküer yüzünden ıç borç stoku 36.4 katnlyondan 90.3 katrılyon li- raya yükseldi. Bu arada iç borçlann faiz yapı- sında ve iç borç stokunun yapısında da önem- li değişiklikler oldu. 2000 sonunda iç borçla- nn yüzde 56'sını oluşturan sabit faizli borçla- nn stok içerisindeki payı Haziran 2001 sonun- da yüzde 18'e kadar geriledi. tç borç stoku döndürükmiyor Hazine yetkilileri, ıç borcun. yüzde 57'sini oluşturmaya başlayan değişken faizli borçla- nn payında yaşanan bu artış yüzünden enflas- yon yaratarak iç borç stokunu döndürmenin olanağının kalmadığmı belirttiler. Aynca bu nedenle stokun faiz oranlannaçok duyarh ha- le geldiğini ve faizdeki düşüşün anında iç borç stokuna yansıy abileceğini ifade ettiler. Bu yol- la ilerde faiz oranlannm düşmesı halinde dev- letin uzun süre reel faiz ödemekten kurtulma- sına da olanak bulunduğunu savundular. Hazine yetkilileri, son haftalarda yoğunlaşan dövizle borçlanmayla ilgili olarak da şimdilik bir sınır ya da limitleri bulunmadığım belirtti- ler. Yetkililer, son iç borç operasyonunun, ka- muoyunda oluşan "borçlan çevirme riski algı- layışınT değiştirmeye yönelik olarak gerçek- leştirildiğini ifade ettiler. Yetkililer. operasyo- nun kamu bankalannın yeniden yapılandml- malan için öngörülen süreyi 1 yıldan 1.5-2 yıla uzatabileceği endişelerini doğruladılar. JLENİBÜTÇEYIEBAŞLIYOR Kamuya harcama disipliıııı ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Ka- mu harcama reformu çerçevesinde 3-6 pi- lot kuruluş seçilerek ilk uygulamalar 2002 yılı bütçesiyle birlikte başlatılacak. Buku- ruluşlara harcamalarda esneklik sağlanır- ken. nerelere harcama yapılacağını kuru- luşun belirleyeceği torba bütçeler de gün- deme gelebilecek. Dünya Bankasf yla yü- rütülen kamu harcama reformuna ilişkin çalışma, yolsuzlukla mücadeleye ilişkin 21 Eylül'de yapılacak "Etidn Devlet 1" kon- feransının ardından kasım ayında yapıla- cak "Etkin Devlet 2" konferansıyla sunu- lacak. Projenin ikinci aşaması olarak 2002 yıhnda 3 yıllık bütçe sistemine geçiş baş- latılacak ve 2003'ten itibaren daha uzun vadeli bütçeler yapılacak. Denetim sistemleri geüştirilecek 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesin- de başlatılan kamu harcama reformuna ilişkin düzenlemeler 2002 bütçesiyle yer- leştirilmeye başlanıyor. Dünya Bankası ta- rafından başlatılan "Kamu Harcamalan- nın Gözden Geçirilmesive Kurumsal tnce- leme^EIR)" çalışması çerçevesinde Mart 2000-Mayıs 2001 tarihleri arasındabir plan hazırlandı. Bu kapsamda Haziran 2001 'de oluşturulan Maliye Bakanhğı müsteşan başkanhğındaki Hazine, DPT ve Sayış- tay'dan oluşan yönlendirme komitesi, ça- lışmalan yürütüyor. Hazine yetkililerinin verdiği bilgiye göre bu plan çerçevesinde öngörülen düzenlemeler şöyle: "Bütçe dtşı fonlann kapaülması. Genel devlet tanımıyapdması vetekbir hesap pla- nına tabitutulması.Tahakkuk esasbmuha- sebe>e geçüecek. Devletin nereye ne kadar para harcadığını göstervcek bütçe kod sis- temiyaygınlaştınlacak. Devlethesaplannın içdenetimlekontrolüneyönelik ABve Dün- ya Bankası'yia ortak çahşma \Tirütülüyor. IçKontrolveDenetimYasaTasansL, 2002'de TBMM'ye sunulacak. Sayıştay, harcama sonrası denetime geçirilerek denetim alanı genişktilecek. Yeni bir borç yonetim yasası çıkaruarakdevtetborçlanilegarantiler3 ay- da bir TBMM'ye raporlanacak." Tanma destek bitmedi, şekil değiştirdi ANKARA(Cumhuri>et Bû- rosu) - Kamuoyu tarafından üretimi arttırmaya yönelik ön- lemler ıçermediği %e üretici- nin gereksinimlerine yanıt veremeyeceği gerekçe- ( siyle eleştirilen tanm- ' da doğrudan gelir des- < teği (DGD) gelecek yıl uy- gulamaya giriyor. Hazine yetkilileri. "•söyle- nenlerin aksine reformla bir- likte daha çok kaynak ayrda- cağını, ancak destegin şekli- nin değjştiğjni" sasoındu. 2002 yıhnda tanmda destek alrrru olmayacak. Tütün ve v ' fındıkta ise alternatif ürün projesiyle üreticile- |Jrinbaşka ürüne geçmele- ri karşılığında geçici ola- rak "gelir kaybı ödemesi" ya- pılacak. Tütünde. alternatif ürün projesinin uygulanacağı iller. "Adıvaman, BingöL, Bat- man, Bitüs, Dharbaku*, Hak- kâri, Malatya, Mardin. Muş, Sürtve Van" olarak belirlendi. Tanmda, tütün, şeker panca- n ve hububattaki fiyat ı yoluyla destekleme alımlan, gübre, ilaç. fı- dan ve tohum alımlann- daki girdi desteklen, Ta- nm Satış Kooperatifleri ve KlT'lere düşük faizli kredi ile Zıraat Bankası'ndan tanma yönelik düşük faızh kredilerintamamı kaldınlacak. 1/ Şeker Yasası'yla şeker şirke- tinin özelleştirilmesinin önü- nün açılacağını, 2002-2003 t döneminden itibaren •! destekleme fiyatı ve alımı yapılmayarak ilk y , kotalann dağıtılacağı- nı kaydeden yetkililer, DGD'nın ekim koşu- luyla verildiğini. bu çerçevede kiracı olan üretici- leri de kapsadığın\ belirttiler. Tekel'in destekleme alımla- n nedeniyle 2000 yıl sonunda 1.5 katrilyon lira görev zaran oluştuğunu, 1995-2000 döne- minde kamunun harcadığı her 1 dolar için 4.7 dolar maliyet üstlendiğini kaydeden Hazine yetkilileri, Tütün Yasası'yla Tekel'in kamu iktisadi kuru- luş statüsünden çıkanhp ikti- sadi devlet teşekkülü konumu- na getirilmesiyle ÖİB kapsa- mında özelleştirilmesinin önü- nün açılacağını söylediler. Dünya Bankası Başkanı VVolfensohn, dünya ekonomisindeki sorunlan değerlendirdi: Küresel ekonomi tehdit altında James Wolfensohn Ekonomi Servisi - Dünya Bankası Başkanı James VVol- fensohn. küresel ekonomik reformun tehdit altında oldu- ğunu söyledi. Küreselleşme- den kaynaklanan sorunlann çözümünde birinci ve üçüncü dünya ülkeleri arasında ıletı- şim eksikliği olduğunu vur- gulayan Wolfensohn. bu ko- nuda sürekli başarısız adımla- nn atıldığmı belirttı. Avustralya asıllı James VVol- fensohn. dün Sydney'de katıl- dığı bir tele\ izyon programın- da küreselleşmenin yarattığı sorunlan ve küreselleşme kar- şıtı hareketlen değerlendırdi. Dünya genelınde küresel ekonomiden ve gücün belirli noktalarda odakîanmasından olumsuz etkilenen ınsan sayı- sının bir milyar civannda ol- duğunu iddia eden VVolfen- sohn. "Dûnya ticaret reformu- nun gelecek raundunu kaybet- me tehtikesiyle karşı karşıya- yiz, ancak bu tehlike samldığı gibi sokaklardan gelmeyecek- tir. Tehlikeyi yaıatan, yoksul \e zengin ülkeler arasındaki farklı anlayışlar ve bu ikisinin diyalog kurma konusundaki yeteneksizliğKÜr" dedi. KüreseUeşme karşıüan Küreselleşme karşıtlanna yönelik eleştirısine "Küresel- leşme konusunda tercih hak- kımız olduğunu düşünmüyo- rum" sözlenyle başlayan VVolfensohn. yapılması gere- kenin bu sistem içerisinde za- rar görenlere yardım etmek olduğunu belirtti. Cenova, Melbourne ve Seattle zirvele- rinde tartışılan sorunlann, protesto gösterilerinden daha önemli olduğunu söyleyen Dünya Bankası Başkanı VVol- fensohn, "Bence sokaktakile- rin çoğunun yakıp yıkmak dı- şuıda hiçbir anlayışı yok. On- lar, otorite olan herhangi bi- rinden kurtulma derdin- deler" diyekonuştu. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Sadaka Dünya Bankası, yoksulluğu önleme amacıyla ül- kemize 500 milyon dolar bağışlıyor. Bu büyük müj- de, kamuoyuna süslenerek sunuluyor; kimileri ne- redeyse mutluluktan uçuyor. Dünya Bankası'nın Hindistan kökenli temsilcisi, ülkemizin yoksullukla savaşımına öncülük ediyor. Bu ilginç gerçeği, nasıl yorumlarsanız yorumlayın, sonuç değişmez. Türkiye, kendisini yönetenler ta- rafından uluslararası dilenci durumuna getiril- miştir. Daha birkaç ay önce, uluslararası basına "Tür- kiye'nin yolsuzluk batağında buiunduğunu" açık- lamaktan bile çekinmeyen Dünya Bankası temsil- cisi, doğal olarak bu 500 milyon dolann nasıl kul- lanılacağını da sağlama almaya çalışıyor. Temsil- ci, VVashington'dan gönderilecek Dünya Bankası "uzman yetkililerinin" verilen sadakanın "dağıtı- mını baştan sona denetleyeceğini" açıklıyor. Önce, bu son noktadan başlayalım. Dünya Ban- kası paranın "dağıtımını baştan sona denetleye- cektir" demenin anlamı şudur: "Türkiye'yi yöne- tenler, bu parayı bile yerine ulaştıramaz; bunu ba- şaracak kadarbile etkin çalışmıyor. Tıpkı kimi Af- rika ya da Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi, bu para birilerinin cebine iner. özer/e, bu hükü- mete ve ona bağlı bürokrasiye, bu para emanet edilemez; bunlar, yoksula yapılan yardımı bile yağmalayacak bir karaktere sahiptır." Türkiye'ye, yolsuzluklara batık diyen temsilci, bunun gerektirdiği görevini yapıyor. Ya bizimkiler? • • • Konunun çok daha acıklı bir yönü var. IMF ve iş ortağı Dünya Bankası, önce hasta ediyor sonra da hasta iyileşsin diye, sözüm ona, ilaç veriyor. Bu ikili bunu hep yapıyor. Amerikan yardımı ola- rak okullara sût tozu dağıtılmaya başlandığı 1940'ların son yıllarında, Türkiye'nin, demir-çelik, kâğıt, petro-kimya gibi ağır sanayi üretimine yö- nelmemesi gerektiğini rapor eden Dünya Banka- sfydı. Ortalıkta daha küreselleşme yokken Türki- ye'nin, o yıllarda henüz siyasetçinin çiftliği olma- dıkları için etkin ve verimli çalışan kamu işletmele- rini, özel sektöre satın diyen de Dünya Banka- sı'ydı. Daha sonra da bu anlayış sürdü; 1960'ların planlı sanayileşme atılımına soğuk duran banka, 1970'lerin ikinci yansında ekonomi dış ödeme güç- lüğüne sürüklendiğinde, Türkiye'yi sanayileşme- de çok ısrar ettiği için eleştiriyordu. ABD'nin denetimindeki bu ikizler, sabirlı âşıklar gibi, muratlannın gelecegi günü bekler; dahadoğ- rusu o anı kendileri bilinçle getirirler. Türkiye 1980'li yıllarda, adım adım önce sana- yileşme, sonra da tarırnsal gelişmeden, yani üre- timden uzaklaştınldı. Özelleştirme adı altında KİT yağmaiandı; buna bağlı olarak sanayi üretimi çök- tü. Yüksek faizle borçlanmaya dayalı devlet yöne- timi, borsa, faiz ve döviz kuru üçlüsüne, yani günlük parasal değışmelere bağımlı, onlar tarafın- dan koşullanan bir özellik kazandı. Gelir uçurumu daha da açıldı. Ne üretim düşünüldü ne de üre- tici emek. Ülke, giderek özel sermayenin de terk ettiği bir sermaye çoraklığına doğru sürükleniyor. Küçük ve orta ölçekli özel sanayi çökertiliyor; bankalarla birlikte, sanayi tesisleri de yabancılara, yine su- dan ucuza satşa zorlanıyor. Ülke, eğitilmış işgü- cünü de yitiriyor. ikizler, "güven sağlanacak", "ekonomi istikrara kavuşacak" gibi gerekçelerle, enerji ve telekomdan sonra, şeker, tütün, içki gibi tanma dayalı sanayiin de çökertilmesi için akıl al- maz bir baskı uyguladılar. Hükümet ve Meclis bu isteklere de kayıtsız koşulsuz teslim oldu. Tann aşkına, aldığı sadakayı bile doğru-dürüst kullanabileceğinden kuşku duyulan bir hükümete, kim güvenir?.. • • • Bu ortamda hükümet ve destekçileri, deyim uy- gunsa, can çekişen kuşun tüylerinin rengini ince- ler gibi, döviz kurunun olası eğilimlerini yorumlu- yor. Dünya Bankası ise her sadaka verenin yap- tğını yapıyor, IMF ile birlikte kendisinin, Türki- ye ekonomîsinde neden olduğu kayıplann, kırk- ta birini değil, belki milyarda birini sadaka olarak veriyor. Ne mutlu bize mi diyecegiz? e-posta: yakupcâ metu.edu.tr TARIŞ'ten miting destekçüerine teşekkür İZMtR (Cumhuriyyet) - TARİŞ Tertip Komitesi, önceki gün tzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlediklen "Tarişbank'unı Geri İstiyorum" mitingine destek veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür etti. Tertip Komitesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, çiftçilerin demokratik yöntemlerle sorunlannı, taleplerini \ e tepkilenni dile getirdikleri büyük toplantıya her partiden millet\ekiUerinin katıldığı hatırlatıldı. Açıklamada şöyle denildi: "Ancak toplantı devam ederken milletvekillerimize > önelik olarak bizleri de üzen protestolar oLmuşrur. Bugüne kadar üreticilerin ve tannun sorunlaruun çözümünde, siyasi partiler ve milktvekillerimu de çaba göstermiş, destek vermişlerdir. Bu nedenle dar kapsamb söz konusu protestolar tüm üreticilere mal edilmemelidir.*' Açıklamada mitingin, tanmm dönüm noktası olduğuna işaret edilerek mitınge katılarak destek veren tüm kurum ve kuruluşlara, siyasi parti temsilcilerine v e basın camiasına teşekkür edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle