Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
E k
&tatac*r.
tyyMfltfcttçfeBç...
mtyiatrUH Etektronik posta: denizsomecumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Mesut Yılmaz'ın partideki
hedefi tasfiyeymiş...
"Tavsive olmasın!"
Referans
Kapatılan Fazilet
Partisi'nden kopan
"Yenilikçiler"in ne
kadar yenilikçi olduğu,
Milli Görüş'ün rahle-i
tedrisinden geçmiş
olanlann bir günde
nasıl değişebileceği
tartışılıyor... Konuya bir
de şöyte bakalım...
Avrupa Insan Hakları
Mahkemesi, Refah
Partisi'nin kapatılma
davasında şeriatçı
partilere demokraside
yer olmadığına,
demokrasinin
kendisini koruma
hakkına sahip
olduğuna karar
verdi... Bu karan
"Gelenekçiler" gibi
"Yenilikçiler" de
beğenmedi, hatta bazı
"Yenilikçiler"in karara
yönelik eleştirisi
"Gelenekçiler"den
daha ağır oldu...
Demek ki "referans"ta
değişen bir şey yok...
O halde değişen ne?
Değişen bir şey yok
aslında... Bu bir
taktik... Avrupa Insan
Hakları Mahkemesi,
şeriata yeşil ışık
yaksaydı kucaklaşıp
yola devam
edeceklerdi... Şimdi
aynı yolda cepheyi
genişleterek
yürüyecekler...
ürkiye'de bir ilk daha gerçekleşti... Hep si-
yasi iktidarlar hukuku zorlayacak değil ya
bu kez de üyelerinin haklannı ve yarannı ko-
rumakla yükümlü bir meslek örgütü hukuk-
la ters düştü... Neyse ki yanlış hesap Danıştay'dan
döndü... Âma meslek örgütü yanlışında ısrar edin-
ce konu Danıştay Idari Dava Daireleri Genel Kuru-
lu'na yansıdı ve son karar yine meslek örgütü aley-
hine çıktı: Yanlış yapıyorsun!
Yanlış olan neydi?
Türk Tabipleri Birliği geçen yıl, İşyeri Hekimliği Ata-
ma ve Uygulama Yönergesi"ni dayanak alarak "Türk
Tabipleri Işyeri Hekimliği Atama Yönetmeliği"nde
hekimlerin çalışmalanna bazı kısrtlamalar getiriyor...
Bandırma'da hekim olarak görev yapan ve aynı za-
manda Türkiye ve Orta Doğu Amme idaresi Ensti-
tüsü'nde kamu yönetimj uzmanlık programını bitir-
miş Dr. Murat Ergöz, hem Türk Tabipleri Birliği hem
de Balıkesir Tabip Odası aleyhine "işyeri hekimliği
konusunda hukuka uygun olmayan idari işlemler
tesis ettiği" savıyla Danıştay'a dava açıyor.
Danıştay 8. Dairesi, yönergenin ve yönergeye da-
yanak olduğu belirtilen yönetmeliğin ilgili maddele-
rinin yürütülmesinin durdurulmasına karar veriyor...
Türk Tabipleri Birliği, Danıştay Idari Dava Dairele-
ri Genel Kurulu'na giderek yürütmeyi durdurma ka-
rarına itiraz ediyor... Ne ki genel kurulun 12 Temmuz
2001 tarih ve YD İtiraz: 2001/322 numaralı kararıy-
la itiraz reddediliyor... .-. -
Bu dava neden önemliydi?
12 Eylül öncesi Türk Tabipleri Birliği Merkez Kon-
seyi Sekreteri Dr. Şükrü Güner:
"Elindeki yetkileri zorlarsan, hakkaniyet ölçüleri-
ne dikkat etmezsen birileri bu işi bozar. Daha önce
de yazmıştım; Işyeri Hekimliği Atama ve Uygulama
Yönergesi zorlamadır, hakkaniyet ölçülerine uyma-
Tnaktadır ve mevzuata aykırıdır diye. Bu arada şu acı
gerçek kafamda dolaşıyor. Bir meslek kuruluşu bir
yönetmelik hazırlıyor.
Üyeleri buna karşı yasal mücadele verip yönetme-
liği iptal ettiriyor. Benim bildiğim tarihimizde ilk olay!"
Hekimlerin bu ilk olayının kahramanı Dr. Ergöz:
"Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkeleri toplu-
mumuza kalıcı olarak yerleşmeli, tüm sivil toplum
örgütlerince, özellikle toplumun vitrininde ve en elit
kesimlerinden olan hekimlerin meslek örgütünce de
geri dönüşsüz bir biçimde benimsenmelidir. Ben
inanıyorum ki, toplumumuz adına, zaman içerisin-
de demokrasi ve hukuk galip gelecektir."
Bir doktor, "Umanm, Danıştay'ın karan, Türk Ta-
bipleri Birliği yöneticilerinin de hukuka uygun dav-
ranması için vesile olur" diyor...
Her şeyin bir ilki vardır...
SESSlZSEDASIZ(f) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hatt
erdincutku(« yahoo.com
Memleketi kurtarma işını de
bir konsorsiyuma versek ya!
Kanadalı gazeteci Catherine Collins
Kanada'da yayımlanan Chicago Tri-
bune gazetesinin Istanbul'daki mu-
habiri Catherine Collins de, Nadire
Mater'in "Mehmedin Kitabı" tartış-
masına katıldı.
Kitap için 59 bin dolar veren MacArt-
hur Vakfı'nın CIA bağlantılı olmadı-
ğını savunan Kanadalı yazar, Ma-
ter ile Ertuğrul Kürkçü'nün inter-
net sitesinde de yayımlanan yazı-
sında Türkiye'de gazetecilerin Türk
ordusuyla bir bedel ödemeksizin zıt-
laşamadığını bildirerek Mater'in yaz-
dığı kitapla ordunun soylu mücadele
öyküsüne taban tabana zıt düştüğü-
nü vurguladı. Beraatıyla sonuçlanan
davayla Mater'in Türkiye'de ifade öz-
gürlüğünün sembolü olduğunu öne
süren Collins, şimdi de Mater hakkın-
da CIA bağlantılı bir kuruluştan para
aldığı yolunda komplo teorileri üretil-
diğini bildirdi. Collins, komplonun kay-
nağını ararken Mater'in görüşünü de
aldı:
"Bu basit bir şey değil. Bunu tartı-
şırken bile çok dikkatli olmak zorun-
da hissediyorum kendimi. Birilerin-
ce bir yerlerde ince ince hazırlan-
mış."
Bize göre Collins, Amerikalı ilgililer-
le konuşarak vakfın CIA bağlantıları-
nı yalanlamaya çalıştığı yazısında ek-
sik bir unsur bırakmış; MacArthur'un
direktörlerinden ve Kanada'nın eski dı-
şişleri bakanlanndan olup adı CIA des-
tekli Suharto yönetimine gizli silah
satışına karışan hemşerisi Lloyd Ax-
morthy ile de konuşmalıydı!
Dolarizasyona Ulusal Direniş
ERKAN ÖNSEL İstanbul
Eczacı Odası Başkanı
Ekonomik kriz; esas olarak
iç ve dış borç sarmalına bağ-
lı ve onlardan beslenerek yay-
gınlık ve derinlik kazanıyor. Ül-
keyi, ulusu, halkı birbiri ardın-
dan gelen deprem şokları gi-
bi vuruyor.
İç borç: 92 katrilyon TL yak-
laşık 75 milyar dolardır.
Dış borç: 70 milyar dolar.
Ülkenin Gayrisafi Milli Hası-
la'sı (GSMH) ise 170 milyar
dolardır. İç ve dış borç tutar-
ları GSMH'ye yaklaşmak üze-
redir. Bu ne demektir? İç ve dış
borcunuza karşılık ülkenizi or-
taya koysanız yetmiyor!
Ülkede her şey dolara en-
dekslenmiş, günlük hayatta
dolar esas akçe olmuştur. Em-
lak satımlanndan kiralara, ti-
cari akitlere, günlük alışverişe
kadar hemen her şey dolar
üzerinden geçeıiilik bulmakta,
"piyasalar" dolar egemenli-
ğinde "yürümektedir". Türki-
ye dolarizasyon egemenliğine
girmiştir.
Doların bir ülkeyi bu denli
egemenliği altına almasını na-
sıl açıklayabiliriz? Dünyanın
hangi ülkesinde milli para bu
denli kenara sürülmüştür? Son
elli yılın değerlendirilmesine
ihtiyaç duymalıyız.
1950'de Demokrat Parti ik-
tidan devir alırken bu ülkenin
hazinesinde 140ton altınvar-
ö\.Ve dış borç yoktu. 1920'ler-
den 1950'ye kadar ulusal eko-
nomik programlar esas alın-
mıştı. Cumhuriyet'in devrim-
ci kurucularının son kuşağı,
30 yılda borçsuz bir ülke bı-
rakmışlardı.
1950 ile başlayan dışa ba-
ğımlılık programları ise ülkeyi
yukarıda verdiğimiz rakamla-
rın gösterdiği gibi iflasa sü-
rüklemiştir. 50 yıllık tarihi sü-
recin sonuna yaklaştık. Artık
ülkenin bu süreçte girebilece-
ği bir alan kalmamıştır. İç ve dış
borç sarmalının piranalar gibi
ekonomiyi parçalayıp bitirme-
sinin son aşamasına geldik
dayandık. Borçlarına karşılık
tüm ülkeyi ortaya koysanız bu
gidişle karşılığını ödeyemeye-
ceksiniz.
Menderes'lerle başlayan
tarihi sürecin son halkası Ece-
vit - Bahçeli - Yılmaz koalis-
yonu ile noktalanmıştır. Her iki
dönemi kıyaslamaktan çarpı-
cı bir gerçek ortaya çıkıyor;
bir ulus, emperyalizme kar-
şı direndiği oranda var ola-
bilir, getişebilir.
Lozan'da Inönü'ye emper-
yalistlerin sözcüsü Batılı bir
devletadamının, "Bugünistek-
lerinizde çok karartıstnız ve di-
reniyorsunuz, yann bize geldi-
ğinizde bu isteklerinizi yeni-
denmasayayatıracağız. Vesi-
zinle o zaman görüşeceğiz"
anlamındaki sözleri unutula-
maz.
Nereden nereye geldik?
"Kapitalizm koşullanndaya-
pacak başka bir şey yoktur"
önenmesi bugünkü yıkım prog-
ramını onaylamak ve ona hak
vermektir. Hangi kapitalizm-
den söz ediliyor? Fransa'da,
Almanya'da, Yunanistan'da
kapitalizm hâkim değil midir?
Bu ülkelerde Türkiye'deki gi-
bi sınırsız bir dolarizasyon var
mıdır? Her ülke kendi milli pa-
rası ile ulusal pazarına hâkim
olabilir. Devlet olmanın gere-
ğidir bu durum. Burada baş-
ka şeylerden söz edilmelidir.
TurgutÖzal milli parayı ko-
ruma yasasını değiştirirken ta-
rihi biryol aynmını ülkenin önü-
ne koymuştur. Şimdi bu yol-
da yürüyoruz ve sonuçlar or-
tadadır. TL'nin kenara sürülme-
sinde daha çarpıcı gerçekler
aranmalıdır.
Türkiye'deki program, bir
yıkım programıdır. Ulus dev-
leti yıkmaktır bu programın
amacı.
ABD için 20-25 milyar do-
lar kredi amiyane tabirle "çe-
rez" parasıdır.
Türkiye'nin ihtiyaç duydu-
ğu krediyi almasının bedelle-
ri vardır. Ve bu bedeller eko-
nomik olduğu kadar, daha çok
siyasidir. Ulusun siyasi örgüt-
lenme hakkı da ödenecek be-
dellerin başında geliyor. "Ulus
devletin bittiği" vaazları bo-
şuna yapılmıyor.
Meclislerden geçirilen ya-
salara dikkat edilirse hemen tü-
mü kalan ulusal kaynakların
dışanya aktanlmasına yönelik-
tir.
Ülkemizin ve ulusumuzun
önünde iki seçenek vardır.
Birincisi, yıkım programına
evet demektir.
Tüm ekonomik ve siyasi be-
delleri ödeyerek gereken do-
larlara kavuşmak. "Rahatla-
mak". Ancak geriye ülke ve
ulus olmaktan başka her şey-
dir kalacak olan.
Ikincisi ise, ulusal direnme
yolunu seçmek. Yüzyılın ba-
şındaki devrimci programla
birleşerek yeni binyılın ufukla-
rına yelken açmaktır.
Dolarizasyon egemenliğine
son vermeden çıkış yoktur.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak" turk.net
-JSJÂ=^L_
ÇÎZGİLÎK KÂMtL MASARACI
KEDt LEVO APTÜÜK4 e-posta aptulikaelcioğluid hot.mail.com.
BULUT BEBEK VLRAYÇ/FTÇ/ bulutbebekC'i hotmail.com
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 3 Ağustos
SOMA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2000/500 t
Davacı: Abdullah Delil- Vekili: Av. Şerife Çıplak, Soma
Davalı: Birgül El Sadi- Dava: Tazminat
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının
yargılaması sırasında davalının adresi bütün aramalara rağmen meç-
hul kaldığından adına ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştır.
Davalı Birgül El Sadi'nın, duruşmanın yapılacağı 24.09.2001 günü
saat 09.00'da duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille
temsil ettirmesi. duruşmaya gelmediğinde davanın yokluğunda yapı-
lıp karara bağlanacağı hususlan dava dilekçesi ve duruşma günü ola-
rak ilanen tebliğ olunur. Basın: 45103
UA/LÛ Blk* YÖA/ETMBN..
1S76 'DA, ÛNLÛ FİLM YÖNETMEdf FHlTZ
LAM6 ÖLDÜ.Z.DÛHX4 SAMŞlNDAN ÖN.
C£, RESİM VE MlUARU/C ÖĞRSN'MÎ
GÖRDÜ. S/Hrtf £HZAS/MbA,SENAQyo
YAZMAYA MERAKŞALpi. İLSİNÇ fCONU.
LAR 8ULUYOİZ VE İYI /'şuyoePü. 19f9
DAN SONRA PİLM YONETMBYE8AŞLAO/.
f322'D£"OnA44BU££'Us 1323TE AİM4N
EFSm£Sİ "N/B£l.UMBŞN"İ) 1926'OA İSt
ÜMLÜ taiRSU-glU/U FİLMİ *AieTROPOUS*f
ÇEVİfİPİ. YAPITLAIilNOA ÇOK ETKİÜ
GÖRSEL SAHNELER YARATTt.
OAHA SONBA, H/TLER ZAMAN/NDA AM£
RİKAYA GÖÇ £&EREf< HOLLYWOOP'DA
MESLZĞINI SÛGOÜRMEY£ ÇAUŞT(.
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOGLU
Güneşler İçinde
ibni Sina'da yattığım günlerden ilginç gözlemle-
rim var. Ortopedi kliniğinde çarpıcı sahneler sap-
landı gözlerime. Niteliği de, niceliği de ilginç olay-
lar. Neredeyse bir patlama var klinikte. Odalarda,
koridorlarda yoğun trafik yaşanıyor, hastalar, dok-
torlarla ilginç tablolar oluşuyor. Merak ettim, sor-
dum, yalnız llker Hoca 350 ameliyat yapıyor yılda.
350 kişiye yeni ufuklar açıyor. Yeniden yürümeyi,
elini, kolunu yeniden kullanmayı öğreniyor hasta-
lar. Bıçağın gizemi yansıyortüm olaylarda. Yıllar ge-
riye gidiyor, yaşlı hastalar yeni atılımlarla yola çıkı-
yor. Örneğin bir sabah yaşlı bir kadın gördüm ko-
ridorda. Ardında asistanlar, gözleri parlayarak an-
latıyor biri:
- Bu teyze 93 yaşında, ayağa kalkınca yürüme-
ye başladı.
Bilimin ışığında yeni bir yaşam başlıyor. Her şe-
yi yeniden öğreniyor hastalar. Ameliyat sonrası ya-
tağındadoğrulmayı, ayağa kalkıp dikilmeyi. Küçük
adımlarla yürümeyi yeniden öğreniyor, sevdikleri-
ne önce korkuyla, sonra özgürce sarılarak yürüme-
yi, özgüveniyle gülümsemeyi yeniden öğreniyor.
Başka konulara yer yok bu ortamda. Hastalar,
doktorlar, hemşireler yeniden doğmayı, yaşama
dönmeyi kutlar gibi. Her şey bu duyguda odakla-
nıyor. Belki de ben böyle algılıyorum ama açıkla-
mam gerekir, kocaman bir kalbin çarpıntısını duy-
dum ortopedi kliniğinde. Hastalar, doktorlar, hem-
şireler, sayılan hayli az, nereye koşacaklarını bile-
miyor ama her yere yetişiyor! Gece yanlanna ka-
dar çalışmaya karşın sızlanmıyor, güzel direniyor.
Bu direnişi hissetmek mutlu bir olay. Ama daha gü-
zeli, mutlusu var:
• * •
Çankaya'nın birtepesinde, dünyayı yeşil bir pen-
cereye sığdırarak geçen günlere karşın dostlarla bir-
likteliği güzel yaşıyorum. Arada bir seslenmekten,
buluşmaktan geri kalmıyorum. Yıldız Kenter arı-
yor, yazılarıma ne zaman başlayacağımı soruyor.
Samsun'daki Cumhuriyet okuru iki kız kardeş, iki
öğretmen, rahmetli Prof. Velidedeoğlu'ndan bir
alıntıyla güzel sitem ediyor. Sevgili arkadaşım Ok-
tay Akbal ve eşi de çok içten seslenerek yürek-
lendiriyor beni. Kapı açılıyor Suna Kan'ı görüyo-
rum karşımda. Kıbns konserinden izlenimleri çok
hoş. Ama yakında daha güzel olaylar yaşayacak
sanatçımız. Yıllar çabukgeçti, emeklilikdeyaklaş-
tı, ama her şey yeniden başlıyor yaşamında. Ke-
manla, sevgiyle, dostlukla güzel geçiyor yıllar. İb-
ni Sina, ortopedi kliniğini de orkestraya benzetiyo-
rum kimi zaman. Güzel bir uyumla ses veriyor, ki-
mi doktorların adını da bilmiyorum, ama sesini du-
yuyorum, fon müziği gibi... Alkış da beklemiyor, yal-
nız çalıyorlar! Döne döne aynı konuya geliyorum,
ama yaşadığımız ortamda önemli bir olayı vurgu-
lamak da görev bence. Vakıf üniversiteleriyle ilgili
haberler, tartışmalar arasında böyle olaylar da var
ülkemizde. Üniversitelerin giriş sınavlarında başa-
• rı kazanan öğrenciler de eğitimin gerçek doğrultu-
sunu kanıtlayan bir olay değil mi? Bir damla ışık
niteliğinde de olsa, o damlalarla göller oluşacagı-
nı bilmek gerekir.
Kanıtları uyarıyor hepimizi. Elbet olumsuz kanıt-
lar da var ama duyarsız kişilerden, kurumlardan
olumlu dönüşümler beklenemez değil mi?
• • •
Melih Cevdet Anday'ın dizeleri kalemimetakı-
lıyor yazı sona ererken:
Bütün iş bu gelen günde,
Içim titriyor sevinçten.
Bir an, bir an daha derken,
Ortalık güneşler içinde...
• • •
İki yılda üç ameliyat, kırık, kireçlenme derken
gelen güne selamdan geri kalmıyor, güneşler için-
de bir günü bekliyorum umutla. Umudumu yeşer-
ten ya da soldurmayan tüm dostlara selam olsun!
Kronik karamsarlığı aşıp güneşler içinde bir saba-
hın ışıklarını görmezlikten gelmeyeîim.
Bir an, bir an daha derken, ortalık güneşler için-
de dizelerini yazan ozana da selam ve saygılar.
B U L M A C A SEPAr YA^4Y/4Af
SOLDAN SAĞA:
1/ Kabarık ve
yumuşak şey-
ler için kulla-
nılan bir söz-
cük. 2/Kesici
aletlerin kes-
kinyanı...Ne-
cati Cuma- 6
lı'nın. filme
de aktarılmış
bir oyunu. 3/
İç Anado-
lu'nun bazı yörele-
rinde alçıtaşı ve jips
içeren oluşuklara ve- 2
rilenad... îzmaritgil- 3
lerden bir balık. 4/
Görkem. heybet... Bir
nota. 5/ Içine sulu
şeyler konulan kap...
Zehir. 6/ Duman le-
kesi... Tedavi. 7/Ha-
vadaki su buhan...
"Geyik dağdan dağa atlarken güzel / —dalında
diş diş çatlarken güzel" (C.S. Tarancı). 8/ Öngün...
Yemin. 9/ Bir tür küçük zurna.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Özellikle Ayvalık yöresine özgü bir balık. 2/
"—Aral": Çizerimiz...Trabzon'unAkçaabatil-
çesinde bir göl. 3/ Yurdumuzda bir ırmak... Bey.
4/ Eli işe yatkın, becerikli... Donuk renkli... Bir
nota. 5/ Devlet görevlilerinin aylıklanndan her ay
belli oranda kesilen para. 6/ Andre Malraux'nun,
Ispanya Iç Savaşı'nı konu alan romanı... Rad-
yum elementinin simgesi. II Felsefede değişebi-
len, geçici nitelik... Tekirdağ'ın bir ilçesi. 8/ Ba-
ba soyu... Bir soru sözü. 9/ Kötümser.
İSTANBUL 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞl'NDEN
2OOL338VasiT.
Mahkememizin 2OOL338 Esas, 2001/367 karar sa-
yılı ilamı ile hastahğı sebebıyle mahcure Şafak Bay-
sal"a ağabeyı Ahmet Reşat Baysal'ın vasi tayinine
25.7.2001 tarihinde karar verilmiştir, ilan olunur.
25.7.2001. Basın-45252