Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8XĞUST0S 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ttsarcidıoğlu'nun
ıWaryorumu
• NEVŞEHtR(AA)-
Türkiye Odalar ve
BorsalarBırliğı(TOBB)
Başkanı Rifat
Hısarcıkhoğlu, çıktığı
yurt gezileri kapsamında
dünNevşehir'e geldi.
Hisarcıkhoğlu. ilk
olarak Nevşehir Valisi
Yusuf Erbay'ı
makamında ziyaret
etti.Türkiye'yi etkileyen
ekonomik krizin
mutlaka aşılacağını
belirten Hisarcıkhoğlu,
"Dalgalı kurun zaman
içerisinde gerçek
değerlerine oturacağı
inancındayım. Kemal
Derviş ile yaptığımız
tespit toplantısında.
dolann bugün 1.200-
1.250 bin lira arasında
olması gerektiği
sonucuna vardık.
Dolann bu seviyelere
çekilebümesi için de
Türk halkının güçlü
ekonomiye geçiş
prograrmna güvenmesi
gerekiyor" dedi.
DevtetBakanı
Bal, Akkise'de
• AKKİSE(AA)-
Devlet Bakam Faruk
Bal, dün Konya'nın
Ahırh ilçesine bağh
Akkise kasabasına
giderek 1 kişinin öldüğü
3 siville 25 jandarma
personelinin yaralandığı
olayla ilgili
incelemeleTde bulundu.
Bal, yaptığı konuşmada,
"Ortaya çıkan olay,
münferit bir hadisedir.
Bununla ilgili adli ve
idari soruşturma
sûrüyor. Kanun açıktır
ve herkese karşı eşittir.
Bu hadısede sizleri,
devlete, idareye, orduya
ve jandarmaya karşı
tahrik etmek isteyen
insanlar çıkabilir.
Bunlann peşine
düşmeyin" dedi.
Kıvrıkoğlu
Bakû yolcusu
• BAKU(AA)-
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hüseyin
Kıvnkoğlu, Azerbaycan
Savunma Bakanı Sefer
Abiyev'in resmi
davetlisi olarak 25
Ağustos'ta Bakû'ya
gidecek. Bakû'daki
temaslan sırasında
Azerbaycan
Curnhurbaşkanı Haydar
Aliyev tarafından kabul
edilmesi de beklenen
Kıvnkoğlu. Azerbaycan
Harp Okulu'nun ilk
mezuniyet törenine
katılacak.
Kıvrıkoğlu'nun
Bakû'daki temaslan iki
gün sürecek.
JUDS'li anne
hastanede
• ANKARA (AA)-
Şanlıurfa'da. 1996
yılında sezaryenle
doğum sırasında verilen
kandan bebeğiyle
birlikte A1DS
hastalığına yakalanan
Müzeyyen lşıkgöz, ishal
ve mide bulantılannm
artması nedeniyle
Ankara Numune
Hastanesi'nde tedavi
altına alındı.
Rahatsızlanarak
Siverek'te hastaneye
kaldınlan ve "Tifo ve
Bruselia" tanısıyla
hastaneye gelen lşıkgöz,
Ankara Numune
Hastanesi lntaniye
Servisi'nde tedavi altına
alındı.
Milli Güvenlik Kurulu'nda ulusal güvenlikle ilgili itiraz olmadığı açıklandı
KöşkYdmaz'ı vakuıkulıANKARA(CumhuriyetBü-
rosu)-Curnhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, ANAP lideri ve
Başbakan Yardımcısı Mesut
Yılmaz'ın ulusal güvenlikle il-
gili görüşlerinin. hükümet gö-
rüşü olmaması ve devlet or-
ganlan arasında uyumsuzluk
bulunmaması nedeniyle bir
açıklama yapmaya gerek gÖr-
mediğini bildirdi. Sezer, Milli
Güvenlik Kurulu'nda (MGK)
Ulusal Program görüşülürken
ulusal güvenlik gerekçesiyle
bir itiraz ohnadığmı, milli si-
yaset belgesinin güncelleştir-
ildiği toplantıda da ulusal gü-
venlikle ilgili bir düşüncenin
ortaya konuhnadığmı bildirdi.
Yılmaz: Uzlaşılamadı
Yılmaz ise Genelkurmay'ın
sert bildirisinin ardından yap-
tığı açıklamada, "ulusal gü-
venlik konusundaMGK'deuz-
laşma sağlanamadığı için par-
ti kongresinde görüşlerini söy-
lediğmi" ıfade etmişti.
Cumhurbaşkanlığı Özel
Kalem Müdürü Tacan İldem.
dün düzenlediği basın toplan-
ttsında Yılmaz'ın ortaya attı-
ğı görüşlerin Başbakan ve ko-
alisyonun ortağı durumunda-
ki diğer siyasi parti tarafın-
dan desteklenmediğini, aksi-
ne yersiz ve zamansız bulun-
duğunu anımsatarak şunlan
söyledi: "Dolayısıyla koalis-
yona ortak bir siyasi parti li-
dcrinin yaptığı, aneak diğer
koalisyon ortaklannca be-
nimsf nmemiş açıklamalann
hükümetin görüşünü yansıt-
madığı. duraksamaya yer ver-
me\ ecek biçimde açıktır. Röy-
le bir durumda devlet organ-
ları arasında bir görüş aynh-
ğından söz edilmesine de ola-
nak bulunmamaktadırr
AB'ye tam üyelik çerçeve-
sinde KOB'nin ve bunun ışı-
ğmda hazırlanan Ulusal Prog-
ram*ın MGK'de görüşüldü-
ğünde, atılması düşünülen
adımlara ulusal güvenlik ge-
rekçesiyle bir itirazın söz ko-
nusu olmadığını belirten tl-
dem. "Milli SiyasetBelgesi'nin
görûşülüp günceUeştirildiği
MGK'nin haaran a>ı olağan
toplantısında da ulusal güven-
likle ilgili bir düşünce ortaya
konmanuştır" dedi.
STKB'den Yılmaz'a eleştiri:
Teslimiyete
göz yummayız
• Yılmaz'ın ulusal güvenlik konusunda
yaptığı açıklamalan eleştiren Sivil Toplum
Kuruluşlan Birliği Başkanı Haşmet Atahan,
"Yılmaz1
ın AB uğruna göze aldığı teslimiyet
politikası er geç yenilgiye uğratılacaktır" dedi.
İstanbul Haber Servisi
- Sivil Toplum Kuruluşla-
nBirhğı(STKB)Dönem
Başkanı Haşmet Atahan.
ANAP Genel Kuru-
lu'nda Mesut Yûmaz'm
ulusal güvenlikle ilgili
sözlerini üzüntüyle kar-
şıladıklannı belirterek
"Yümaz'ın AB'ye ginne
uğruna ulusal güvenüği-
mizden vazgeçmeyi göze
aldığını gösteren taühsiz
açıklamalan sürmekte-
dir" dedi.
Haşmet Atahan, Yıl-
maz'ın ulusal güvenlik
ve AB'yle ilgili sözleri
üzerine yazılı açıklama
yaptı. Atahan. Yılmaz'ın
MGK'nin askeri üyeleri-
nin güvenlik politikasını
halka şikâyet etmesinin
ordu komutanları ile si-
yasi iktidar arasmdaki
çelişkiyi gözler önüne
serdiğini vurguladı. Ba-
tı'nın köleliği ya da Sad-
dam diktatörlüğü ikile-
mini sunanlann yanıldı-
ğım ifade eden Atahan,
"Yumaz'ın çağdaş dün-
ya'dan anladığı ekono-
mik, siyasal, sosyal, kül-
türel ve askeri emperya-
lizme teslim olmaksa
eğer, bu teslimiyet politi-
kasıergeçyenilgiye uğra-
tüacakür" dedi. Atahan,
özgürlük geleneğinin
"dahili ve harici bedhah-
lara" karşın kökleştiğini
vurgulayarak şöyle de-
vam etti:
tt
Bu mUkt, ba-
ğunsızhğuıdan ödünver-
meksizin ve dünyanınezi-
len milletlerine yeniden
önderlik yapacak şekilde
er geç 'demokratik, laik
sosyal hukuk devleti te-
mel ilkelerini gerçek an-
lamıyla hayata geçire-
cek'tir. Geçmişte, Milo-
şeviçlerin, Saddam'lann
halkı olmadığunız gibige-
leeekte de olmayacağızr
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
V
m.kart(« superonline.com.tr
Demirel, ulusal güvenlik kavramını kabul etmeyenlerin hükümette kalmaması gerektiğini söyledi
ANAP liderine istifa çağrısıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-9. Curnhurbaşkanı Süleyman
Demirel. ulusal güvenlik kavra-
mını tartışmaya açan ANAP li-
deri ve Başbakan Yardım-
cısı Mesut Ydmaz'ı
isim vermeden
eleştirerek.
"Ulusal gü-
venlik kavra-
mını kabul
etmeyenler
hükümet
içinde kal-
masın*
dedi. De-
mirel,
"Kişüeri
istifayamı
çağınyor-
sunuz"
sorusuna
• Eski Curnhurbaşkanı Demirel, Türkiye'nin ulusal güvenlik
kavramından gördüğü bir zarar olmadığını viirgulayarak
Yılmaz'ı üstü kapalı eleştirdi. Demirel, bu şekildeki
tartışmalarla askerin incitilmemesi gerektiğini söyledi.
ise "Benim söylediğim şey genel.
Benimsöylediğim sevin içinde şahıs
yok. Türkiye'nin ulusal güvenlik
kavramından gördüğü bir zarar
yok" yamtını verdi.
Demirel, Kuleli Sokak'taki ça-
lışma ofisinde Devlet Bakanı Ab-
dulhalukÇav ile görüştü. Çay, De-
mirel'e Moğolistan'daki kazı çalış-
malannda bulunan Bilge Kağan
Hazinesi hakkmda bilgi verdi. De-
mirel, hazineninbulunmasını "gu-
rur verici bir netke" diye nitelen-
dirirken Türk adının ilk yazıldığı
yerin Orhun Abideleri olduğunu
anımsattı. Demirel, "Kökümüzü
anyorsak başka yere gitmeye gerek
yok. Çankaya'da gÖrevün devam et-
seydi, Orhun Abidesrnin benzeri-
ni Çankaya'ya dikerdim. Epeşce de
eleştiri aûrdım" dedi.
ulusal güvenlikten -
zarar görülmedl
Demirel, ulusal güvenlik tartış-
masıyla ilgilibir soru üzerine, Mil-
li Güvenlik Kurulu'nda (MGK)
280 kez toplantıya katıldığını
anımsatarak. "Ulusalgüvenlik mü-
lahazasıyla Türkiye'nin şu menfa-
aru önlenmiştir diye kinıse ortaya
çıkmadı. Türkiye'nin ulusal güven-
lik kavramından gördüğü bir za-
rar yoktur* dedi.
Demirel, ulusal güvenlik kavra-
mmı kabul etmeyenlerin hüküme-
tin içinde kalmaması gerektiğini
vurgulayarak, tartışmalar nedeniy-
le askerin incitilmemesini istedi.
İsim vermeden ANAP lideri Mesut
Yılmaz'a yönelik tepkisini ortaya
koyan Demirel. "Hükümetin için-
dekahnmaması gerekir, derken, k>-
şileriistifayamıçağuıyorsunuz'" so-
rusu üzerine "Benim söylediğim
şey, genel. Benim söylediğim şeyin
içinde şahıs \-ar mı, şahıs yok" di-
yen Demirel. şöyle devam etti:
u
Benim içinde bulunduğum 35 se-
ne zarhnda Türidye, ulusal güven-
Ük yüzünden hiçbir yerde zarar
görmemiştir. Bir ülke,ulusalgü\«n-
liğinc hassas olmayacak da neye
hassas olacak? Ulusalgü\ enliğj kâ-
bus halinegetirmenin manasıvok."
IRMIKI AYDIN ENGİN aenginC» doruk.net.tr
Türkiye'de sosyalist soldan
faşizan sağa kadar siyasal ör-
gütler yelpazesi paramparça.
Bunu söylemek aslında bir
şey söylememekle eşdeğer.
Çünkü tablo olanca açıklığı ile
ortada.
Ama bu apaçık tablonun do-
yurucu bir açıklaması olmah.
Düne kadar, bölünme, ardın-
dan bölünenlerin yeniden bö-
lünmesi "sola özgü" bir olgu gi-
biydi. Oysa şimdi sağın en sağı
bile bölünmüş durumda ve ye-
ni bölünmelere gebe. Düne ka-
dar yığınsal ve sağlam örgütler
gibi görünen merkez sağ ve
merkez solda da bir türlü dikiş
tutmuyor. Ya orada da gitgide
derinleşen bir bölünme süreci
yaşanıyor ya da bölünmeyi bile
beceremeden şiddetli bir "eri-
me" süreci.
Niye?
Sorunun doyurucu yanrtını si-
yaset bilimciler vermeli. Bir ga-
zete yazısı böyle bir çözümle-
menin (=analiz) üstesinden ge-
lemez; bir gazetecinin de çapı-
nı degilse bile haddini aşar.
•••
Lider eksikliği ile açıklanabilir
mi bu olgu?
Sanınz haytr. Lider dediğin iyi
Parçalanmasm daN'apsmlar?
konuşan, -moda deyimle- ka-
rizmatik, polemik ustası bir ade-
moğlu ya da ademkızı demek
değil. Lider başına geçtiği siya-
sal harekete eşik atlatan, basa-
mak sıçratan bir programla or-
taya çıkan, seçmen kitlesine
"Hah işte, bu, bu işi kıvınr ve iyi
kıvırır" dedirtecek hedefler ve
bu hedeftere nasıl ulaşacağının
aynntılı planını sunandır.
Örnegin Bülent Ecevit ve
Süleyman Demirel 196O'lı yıl-
larda gerçek birer liderdiler ve
bugün değiller. Türkiye için o yıl-
larda çözümler önerebiliyor,
programlanna güçlü seçmen
destekleri bulabiliyorlardı. Bu-
gün ne bir çözümieri var, ne
önerileri.
Neden?
Çünkü Demirel ve Ecevit'in
yıldızlannın pariadığı dönemden
nitel olarak farklı bir dönemeç-
teyiz. Kapitalizmin 21. yüzyıl ba-
şındaki aşamasının adı olan
"küreselleşme" olgusu bütün
yerküreyi sardı. Neoliberal eko-
nomik politikalar rakipsiz ege-
menliklerini ilan ettiler. Ulusla-
rötesi mali sermaye tüm dün-
yada engelsiz, kısıtsız at koştu-
ruyor ve direnenleri ezip geçi-
yor, ayak uyduramayanlan es-
kitiyor. Kimilerinin "mega şirket-
ler" diye adlandırdığı, bizim
"uluslarötesi şirketler" dediği-
miz, tümüyle vatansızlaşmış
sermaye, bir "şirketler oligarşi-
s/"nin yerküre çapındaki iktida-
nna koşuyor.
Bu olgu, bilinen siyasal örgüt-
lenme modellerini işe yaramaz-
lar arasına itmekte; klasik siya-
set yöntemlerini hızla geçersiz
kılmakta.
Ulus-devletleri ortadan kal-
dırmak gibi hoyrat müdahaleler
yerine ulusal egemenlik alanla-
rını kısıtlayan dayatmalarla u-
lus-devletler silikleştiriliyor, et-
kisizleştiriliyor.
Sadece "tahkim yasalan" ör-
neği bile bu olguyu kanıtlama-
ya yeter. Düne kadar ulusal ya-
saların geçerli olduğu ülkeler,
IMF kapılarmda dilenirken "ya-
bancı sermaye"n\n gelmesi için
hukuk alanındaki egemenlik
haklarını terk etmek, uluslarö-
tesi şirketler için "u/us/ararası
tahkim" denen yepyenive bam-
başka bir hukuk sistemine ka-
pılarını açmak zorunda kalıyor-
lar.
•••
Türkiye'deki siyasal örgütler,
partilerde ya bu olguya ayak uy-
duracaklar ya karşı çıkacaklar.
Şimdi Türkiye siyasetine bu
açıdan bakalım mı?
ANAP, DYP gibi merkez sağ
partilerin küreseüeşmenin önü-
nü açacak, ülkeyi uluslarötesi
mali sermaye cennetine çevire-
cek, Türkiye'yi küreselleşmenin
uyumlu bir halkasınadönüştüre-
cek bir programları, bu progra-
mı ete kemiğe büründürecek
güçleri ve liderleri var mı?
Mesut Yılmaz?
Tansu Çiller?
Güldünüz değil mi?
Peki bu -bence uğursuz- işle-
vi yenilikçisiyle, eskilikçisiyle
molla partilerinin yürütmesi
mümkün mü?
Yıne güldünüz!.
Peki kapitalist sistemi savu-
nan ama onun bugünkü aşama-
sı olan küreselleşmeye ayak uy-
durmak yerine ayak diremeye
niyetlenen MHP, DSP, BBP gibi
milliyetçi partilerin, seçmen krt-
lelerine "Hah, işte bunlar, bu
uluslarötesi şirketier egemenli-
ğine dur diyecekler ve bunun
üstesinden ge/ecek/er" umudu
veren bir programları, bir güçle-
ri, bir ufuklan var mı?
Yıne mi güldünüz?
Peki, merkez solun, yani Tür-
kiye sosyal demokratlannın, kü-
reselleşen dünyada gitgide ve
durmadan yoksullaşan bir Tür-
kiye yerine, küresel refahtan bu
ülke insanının da pay almasını
sağlayacak bir programı var da
ben mi bilmiyorum?
Biliyorum, bu kezgülmeyip sı-
rtttınız.
Peki küreselleşme olgusuna
insanlığın ulaştığıyeni bir aşama
olarak bakıp çokuluslu şirketle-
rin küresel egemenliğine karşı
küresel bir direnişe, "sermaye-
nin yerküresi" yerine, "emeğin
yerküresini" inşa edecek bir
uluslarötesi eyleme Türkiye'yi
katacak bir sosyalist sol parti ili-
şiyor mu gözünüze?
Sizi bilmem. ama son soruda
ben ağlamaklı oluyorum.
• • •
E peki bu koşullarda, bu siya-
set sahnesi paramparça olma-
sın da ne olsun?
POIİTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Ölümü Duyumsadım...'
iki yıl önce sabaha karşı gazeteye gelmiştim.
Günün ilk ışıklarıyla birlikte felaketin boyutunu öğ-
rendik...
Ögle saatlerinde ise arkadaşlar haber verdiler:
"Yıldınm Boran, eşi ve çocuklanyla Çınarcık'ta
enkaz altından çıkanlmış..."
Yıldırım, yıllardırCumhuriyet'in yazıişlerinde ça-
lışır...
Önceki gün yıllık izne çıkarken bir kitap uzartı:
"Dışarda kimse var mı?"
Yıldırım Boran yazmıştı bu kitabı...
Beyaz Balina Yayınları ndan çıkan kitap, 17
Ağustos depreminı anlatıyordu...
Bir solukta okudum...
Çınarcık'ta depremi yaşayan Yıldırım Boran'ın
anılarından bazı bölümleri aktaracağım bugün...
• • •
"Sarsıntı başladığında yatakta iyice büzüldüm.
Ölümün çok yakınımda olduğunu duyumsadım.
Ama, ilginçtir o an ölüm korkusunu hiç yaşama-
dım. Adeta serüvenci bir insanın aldığı hazza
benzer bir duyguyla olanları gözlemliyordum.
Depremde bir bina nasıl çöker, neler olur, tek tük
onlan beynime yerleştiriyordum. Sanki oyuncusu
ben olan bir film izler gibiydim. Belki de bu, yal-
nızca çaresizlik ve şaşkınlıktan böyle oluyordu.
Bina yıkılırken çıkardığı sesi ben, biryaz akşa-
mı birden bastıran sağanak yağış sırasındaki gök
gürültüsüne benzettim. Hani öyle bîr patlama
olur ki çatJrtı ile gümbürtü tüm kulaklarda yankı-
lanır; insan ister istemez bir kez irkilir. işte bina yı-
kılırken de çıkan ses aynen böyleydi. öylesine
güçlü öylesine korkunç bir sestı. Ama, şunu söy-
leyebilirim, bu sesin dtşandan böyle duyulaca-
ğını sanmıyorum. Ancak yıkılan evin içinde olan-
lar bunu bu şekilde algılayabilirler.
Bina çökmeye devam ederken içimden, 'Vay
canına! Koca bina nasıl da yıkıldı' dediğimi hatır-
lıyorum, sanki koca binalaryıkılmayacak gibi. Hal-
buki buradan çıkıp normal hayata döndüğümde,
ne koca binalann yerle bir olduğunu görmüş,
duymuştum. Deprem bu, küçük büyük affetmez.
Ama haksızlık etmeyelim, bu işte depremin bir
suçu yoktu. O doğal işlevini yerine getiriyordu.
Suçlu bizlerdik, devletti, belediyelerdi, müteahhit-
lerdi, mimartardı, mühendislerdi şimdi, sayama-
yacağım birçok kişi, kurum ve kuruluş bundan so-
rvmluydu."
• ••
"Herşey biranda olup bitti. Korkunç gürültü ye-
rini, küçük tuğla parçalannın ve tozlann yank-
lardan aşağı dökülüşü sırasında çıkardığı seslere
bırakmıştı.
Tozlann ve tuğla parçalannın dökülüşünün ar-
dmdan büyük bir sessizlik oldu.
Birkaç kez derin derin solukaldım. Ama, herso-
luk alışımda ciğerlerime toz doluyor; öksürüyor-
dum. Anladığım kadanyla bina yerle bir olmuştu.
Ama, yine de yalnızca bizim katn çöktüğünü, di-
ğer katlann sapasağlam olduklannı hayal ediyor-
dum. Beynimde daha fazlasını canlandıramıyor-
dum. Ufacık ve kapkaranlık bir yerde sıkışıp kal-
mıştım. Bulunduğum yerde sağa sola dönemi-
yordum. Dehşet içinde ellerimle etrafı kolaçan et-
tim, nasıl bir ortamda bulunduğumu merak edi-
yordum.
Tavan tam tepemdeydi ve başıma değiyordu.
Önüm, arkam her yanım soğuk ve ağır beton ki-
rişleriyle çevriliydi. Bir an önce buradan çıkmak
için umutsuzca kıvranmaya başladım. Elimle ta-
vana dokundum; ne şekilde çökmüş olduğunu
aniamak istiyordum. O an başımdan aşağı kaynar
su dökülür gibi oldu; tavan eşımın koşarak çıktığı
kapıya doğru eğimliydi. Hemen o saniye aklıma
eşimin ölmüş olabileceği geldi, ürperdim."
• • •
Yıldırım Boran, iki yıl önceki o büyük felaketi an-
latırken, bir saptama yapıyor:
"Yaşamı kucaklamak güzel şey!"
İki yıl sonra acılar bir kez daha tazeleniyor...
Çınarcık'ta. izmit'te, Adapazan'nda, Gölcük'te,
Değirmendere'de gün doğuyor!..
Gölcük'te denizin üzerinde ince bir sis...
Martılar kanat çırpıyor!..
Yaşam ateş gibıdir. buğday, ırmakgibidir...
Güneşe doğru büyüyen bir tırtku çiçegi tüm fe-
laketlere karşın büyürL
Sonra bir şiir düşer yüreklere, adı acı olsa bile
yaşamın renkleridir.
"Ne geceyle ben; seninle ben yalnız I Yapayal-
nızız, o denli birbihmizle I Delice ötesinde, bilinen
yalnız olmalann."
hikmet.cetinkayau cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
SPK'den Yimpaş'a ceza
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sermaye
Pıyasası Kurulu Haftalık Bülteni'nde yer alan
bilgiye göre.Yozgat thtiyaç Maddeleri Pazarlama
ve Ticaret AŞ'nin (Yimpaş) 2000 yılında yaptığı
sermaye arttınmı ile ilgili doğru bilgileri kurula
bildirmemesi nedeniyle 3 milyar 120 milyon lira
para cezası ile cezalandınlmasına karar verildi.
Hazine'den halka arz
• ANKARA (AA) -Hazıne Müsteşarhğı. 20, 21
ve 22 Ağustos'ta yapüacak halka arz yoluyla
Devlet lç Borçlanma Senetleri satışında
uygulanacak döv iz kurunun belirlenme
yönteminde değişiklik yaptı. Yapılan açıklamada,
döviz piyasalanndaki aşın dalgalanmalardan
yatınmcıların olumsuz etkilenmemesi için,
aritmetik ortalama yerine. cari kur uygulamasına
geçilmesinin uygun görüldüğü bildirildı. Buna
göre senetlerin bedelini TL olarak ödemek isteyen
yatınmcılara, 20 Ağustos Pazartesi günü baz
alınacak kur. 1 ABD Dolan: 1 milyon 423 bin 666
olarak belırlendı.
'Çiftçinîn yüzü gülmüyor'
• AYDIN (AA)-Aydın"dakı baba çıftlığıne yıllar
sonra gelen DYP'li Aydın Menderes, "Babam
pamuğunu hiç rüccara satmaz. ürününü TARİŞ'e
verirdi" dedi. Aydın'ın Koçarlı ilçesine bağh
Çakırbeyli Köyü'nde konuşan Aydın Menderes,
Türk çiftçısinin 1997 yılından bu yana
yüzünün gülmediğini iddia ederek "Çiftçiye
vermeyelim popülizm olmasm, demekle bu iş
düzelmez. Türkiye'nin reel kaynaklar bularak
kırsal kesimde yaşayanlara destek vermesi
zorunludur" görüşünü savundu.