25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ 14 KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr İlk Koreografi MDT ekimde perde açıyor ANKARA (AA)-Yeni kcreografların yetişmesi için ilk.emızde ılk kez gerçekleştirilen 'Dans Platform Türkiye' projesinin ardmdan, Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu, Tlatformdan Ük Koreografı1 ile 9 Ekim'de perdelerini açıyor. Israil'de yapılan Uluslararası Dans Yanşması'nda altın madalya kazanan Serhat GüdûTün solo dansının da yer aldığı programda topluluk aynca 11 Kasım'da altı yabancı koreografın yapıtlannı yorumlayacak. Modern Dans Topluluğu Sanat Yönetmeni Beyhan Murphy'nin 'Seyahatname 20ftl'i de sezonun bir diğer programı olarak Şubat 2002'de sahnelenecek. Jackson, Spears 'la düetyapacak KûHürServisi-Ünlü popmüziksa- natçısı MichaelJackson ın7Eylül'de yapılacak, sanat yaşamının 30. yıldö- nümü kutlamalanna birçok ünlü sa- natçı katılacak. New York'taki Madison Square Gar- den'da yapılacak gecede Jackson ve pop müziğin genç ismi Britney Spe- ars, 1987 yılında yapılan 'Bad' albü- münden 'The Wfcy You Make Me Fe- el' adlı parçasını birlıkte seslendire- cekler. Şarkıcı Ricky Martin, sahnede 'Dont Stop 'TB You Ğet Enough' ile dans ede- cek. Marc Anthony. 'She'sOutof My Life' isimli parçayı seslendırecek. Ga- laya aynca Lil' Kim, Mya, Deborah Cox, Tamia, Missy Elliot ve Nelly Fur- tado da katılacak. Lenny Kravitz ve Guns N' Roses'm eski gitaristi Slash de, Jackson ile birlikte 'Beat It' par- çasını söyleyecek. Jackson'ın yakın arkadaşı Liza Minnelli ise 300 kişilik kilise korosuyla 'You Are Not Alone' isimli parçasmı seslendirecek. 23 Ağustos'ta çıkıyor Yeni Harry Potter kitabı Kültür Servisi - J.K. Rowling'in Harry Potter kitaplannın üçüncüsü 'Harry Potter ve Azkaban Tutsağı', 23 Ağustos'ta Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıkıyor. Sevin Okyay ve Kutluhan Kutlu'nun Ingilizceden Türkçeye çevirdiği kitapta Harry'nin büyücülük okulundaki üçüncü yılında başından geçenler anlatılıyor. Azılı katil Sirius Black'in on ikı yıl tutsak kaldığı Azkaban Kalesi'nden kaçıp Harry'nin peşine düşmesi, kahramanın ilk kez alacağı kehanet dersi, Quidditch maçlan, karanhk sanatlara karşı savunma öğretmeni ve büyücülük köyü Hogsmeade'i konu edinen kitap, Potjer'ın dünyasına yeni bir kapı açıyor. Mustafa Erdoğan, bakanlığın öngördüğü 90 desibellik ses smırlamasma uyduklannı söylüyor FoDdorun ateşle yapbğı dansGAMZEAKDEMtR Mydonose Shovvland'in prodüksıyonluğunda gerçekleştirilen, genel sanat yönetmenliğını ve koreografisini Mustafa Erdoğan'ın, süpervizörlü- ğünü ise Yılmaz Erdoğan'ın yaptığı 'Dansın Sul- tanlan' (Sultans of the Dans) 26 Ağustos tarihine dek Efes'te, 30 Ağustos - 9 Eylül tarihleri arasm- da Aspendos'ta, ardından Hasankeyf ve Harran'da izleyicilerle buluşacak. Türkiye'nin zengin folklorik kültürü ve ezgile- rinin temel ahnarak Anadolu'daki çeşitli kültür- lerin danslannın harmanlandığı gösteri, 90 kişi- lik dansçı kadrosunun 1 yılı aşkın bir sürede haf- tada 6 gün, günde 10 saat çalışmalanyla oluştu- rulmuş. Başrollennde Oktay Keresteci, Sibel Sü- rel, Hasan Yalnızoğlu. Mehtap Fidan ve Gökhan Ayatar'ın yer aldığı gösterinin müzik aranjörlüğü Taner Demiralp'e, kostüm tasanmı ise Canan Göknil'e ait. Mustafa Erdoğan ve Mydonose Şir- ketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı- sı Güvenç Kıbç'la Türkiye'de bir ilki gerçekleşti- ren ekibin zorlu yolculuğunu konuştuk. - Proje nasıl hayata geçirikü? GÜV'ENÇ KILIÇ - Mydonose'un ilk kuru- luşundan bu yana yalnız Türkiye değil yurt- dışında da bizi taşıyacak bir proje düşünü- yorduk. Yurtdışındaki müzikallere, dans şov- lanna gidiyor, sektörü iyice tammaya ça- lışıyor, buraya neler getirebiliriz diye araştınyorduk. Anadolu sonsuz bir kaynak. Coğrafyada yüzlerce hikâ- *• ye banndıran 7 tane bölge ve her birinin halk oyunu stili var. Yılmaz Erdoğan aracılığıyla Mustafa Erdo- ğan'la bir araya geldik. Türkiye'yi, dünyayı heyecanlandıracak, bizden ola- cak, modernleştirecek ama özünü asla kaybetme- yecek, buram buram Anadolu kokacak, ama dün- yaya da hitap edecek büyük bir dans projesi ger- çekleştirmek istiyoruz diyerek düşüncelerimizi anlattık. Mustafa'nın anlattığı ile bizim işe bakı- şımız örtüşünce yola çıkıldı. 'Seyirci garlp bir güdüyle Izllyor' ansın Sultanlan zaten Efes, Aspendos gibi mekânlarda üç bin yıl önce de yapılan şölenlerin bir benzeridir. Bımu Nezih Başgelen ve Hakan Kıran'a danışarak yaptık. Dansçılann sayısını azalttık, davullarda yapay deri kullandık. Aspendos'taki taşlann üzerine platformlar koyarak inşa ettik sahneyi. Bu dokuya zarar verebilecek en son kişi benim.' - Seyircinin Ugisini nasıl buluyorsunuz? MUSTAFA ERDOĞAN- Yıllardır yüreğimde barındırdığım hayalin, bu güdünün toplumda kar- şılık bulacağını biliyordum. Gösterilen yoğun il- gi de tahminimden de öte bir kültürel açlığın ol- duğunu gösterdi. Aynca ülkenin içinde bulundu- ğu kriz ortamının verdiği özgüven eksikliği, ya- şamın her alanında insanımızın başansız olması, bir tane başanlı çalışmayı böyle yüreklendirdi. Seyirci garip bir güdüyle izliyor. Bir sanat eseri- ni desteklemenin. alkışlamanın yanı sıra bir tür ga- leyana geliyor. Belki de kendinden olan bir şeye bu kadar aç bırakılmış bir ulusun sahip çıkması- dır bu. Yüzde yüz yerli bir proje olması da çok önemlı. Türkiye'de folklor hemen her evde var- dır, ama para etmez bir etkinlik olarak görülür, sa- nattan sayılmaz. Folkloru bu kadar zengin bir ulu- sun topluluk bilgisinin bu kadar zayıf ohnası çok trajiktir. Biz biraz da bunu deştik aslında. - Nasıl bir araşarma yapünız? ERDOĞAN - Proje 1.5 sene gibi az bir zamanda hayata geçirildi. Benzerlerinde bu süre en az 5 senedir. Batı'da dansçı ; altyapısı hazırdır. Biz önce dansçıyı ya- "%« ratıp daha sonra dansı yarattık. Böyle bir süreç işledi. Elbette her sağlam sa- natsal proje öncelikle bir bilgi kuramına dayanır. Bunu dünya gezileriyle destekledik. Türk doku- lu bir folklorik araştırma için mutlaka Orta Asya coğrafyasına da gitmek gerekiyordu. Türkmenis- tan, Kazakistan, Rusya ve Gürcistan'a gidip araş- nrmalaryaptım. Türkiye coğrafy asını etkileyen folk- lorik akımlan ve o göç yollan üzerinde Türklerin Anadolu'ya getirdiği danslar ile Anadolu'da mev- cut bulunan ritüeller üzerine araştırmalar yaptım. - Müzikal kolaj için neler dikkate ahndı? ERDOĞAN- Makam ve ritim uyumuna dikkat ettik elbette. Ama bizim en çok zorlandığımız alanlardan biridir. Orijinal ritimlerimiz aksak ri- timlerdir. Dokuz sekizlik, onbir sekizlik, yedi se- kizlik gibi bize özgü ritimlerin bağlantılarda prob- lemli yanlan var ama onu sahnedeki gerilimle destekleyip seyircinin hissetmemesini sağladık. Ay- nı zamanda ritim topluluğuyuz. 'Adnn' çahşma- lanna kilitlendik. Bugün yörelerde hâlâ kulla- nılagelen dans adrmlanrun ateşritüellerineda- yandığı sezgısiyle bazı danslara bu içeriği yük- ledik. Hazır dans adımlan üzerine yaptığı- mız kronoloj ik çalışmalar ile tamamen sıfırdan yarattığımız özgün koreografiler var. Mesela bir modern dans kombinasyonu var dokuz sekizlik. Hem metronomu çok hızhdır hem de dokuz se- kizlik bir modern dans koreografısi olarak herhal- de tek önıektir. - Folklor dokusunda bir modern dans varattuuz. ERDOĞAN - Ben iade-i iti- bar dediğimde bazı kesimlerde yanlış anlaşıldı. Ama iade-i itibar budur. Israr ediyorum bu kavram- da. Türkiye Halk Danslan'na layıkol- duğu itiban vermeye, onu görsel bir sanat, sahne sanatı yapmaya çalışıyoruz. Türkiye tari- hinde ilk defa bir folklor gösterisine insanlar pa- ra verip bilet alıp geldi. Folklor gösterisi derken aslında bire bir folklor değil, özgün bir koreogra- fiyle gücünü. kaynağını bizim folklorumuzdan alan bir dans gösterisidir. Hareket noktasını, omur- gasını bizim folklorumuz oluşturur. Mutlaka mü- dahalelerimiz ve yorumumuz vardır. Bunu moder- nize etmek. stilize etmek olarak da adlandırmak istemiyorum. Bana göre bir halk dansı adımını mo- dernize etmek haddime düşmez. Eğer o 5 bin se- nedir bu halkın içinde yaşıyorsa, o halk da onu ya- şatması gerektiği için bugüne kadar taşımıştır. Biz sadece yorumlayabıliriz. - Yurtdısına açümayı da düşündünüz... ERDOĞAN - Evet yurtdısına sunmak gibi bir derdimiz var. Ama bu turistik faaliyet değil sa- natsal bir faaliyettir. Hedefim, dış ülkelerden bu- raya turlar düzenleyenlerin Istanbul'da görülme- si gerekenler arasında 'Sultans of The Dance'ı bir ya da ikinci sıraya almalandır. Işte o zaman yurt- dışmı başardık demektir. Efesteki gösteriyi DVD haline getirip yurtdı- şında pazarlayarak Türkiye'nin tanıtımma katkı sağlamayı amaçlıyoruz. - Bundan sonraki projeniznedir? ERDOĞAN - İkinci proje he- nüz kesinleşme- mekle birlikte benzer bir do- kuda yine kay- nağını bir Ana- dolu mitolojisin- den alacak. -Aspendos'ta yük- sek sesli gösterilerin sahnelenmesinin bu tür antik tiyatrolara verdiği zarar konusunda ne düşünüyorsunuz? ERDOĞAN - Ortada bir tartışma yok. Antal- ya kaynaklı bir-ıki haberin dışında bu konuya çok hâkim değilim. Efes, Aspendos, Harran ve Hasan- keyf eserimi yaparken sahnelemeyi hedefledi- ğim kutsal mekânlardı. Kaldı ki Dansın Sultanla- n, kendi kültürüne âşık. kendi kültürüyle banşık bir projedir. Canlandırmaya çalıştığımız dans gös- terisi zaten Efes, Aspendos gibi mekânlarda üç bin yıl önce de yapılan şölenlerin bir benzeridir. Bu- nu Nezih Başgelen (Dansın Sultanlan'nin tarih da- nışmanı) ve Hakan Kıran'a (restoratör mimar) danışarak yaptık. Dansçılann sayısını azalt- tık ve davullarda yapay deri kullandık. Aspendos'ta oradaki taş- lann üzerine platform- lar koyarak inşa ettik sahneyi. Kaldı ki Kül- tür Bakanlığı'nın bi- ze verdiği izinde arka- daki taş doku kullanıma açıldı, biz kendi hassasiye- timizden o kayalara dokun- madık. Bu dokuya zarar vere- bilecek en son kişi benim. Dansın Sultanlan'nı yapmış bir ekip olarak Aspendos gi- bi mekânlan savunmak en başta bizim hakkımız- dır. Ses düzeniyle ilgili hassasiyete de katılıyorum. Verilen sınırlama 90 desibel. Buna uyuyoruz. Bu- nun için Mydonose Shovvland'de provalar yapıyo- ruz. Çadırda az gelen ses orada 90 desibelin altrn- da çok rahat yetecektir. Avrupa Filmleri Festivali'nde zenginprogram FestivakleTrfer'nin 'Suç Unsuru' filmi gösterüecek. Kültür Servisi - 7. Avrupa Filmleri Gezici Fes- tivali bu yıl 12 Ekim-7 Kasım tarihleri arasın- da yapılacak. Ankara Sinema Demeği tarafın- dan Kültür Bakanhğı, Avrupa Komisyonu Tür- kiye Temsilciliği ve Europe Cineması'mn kat- kılanyla gerçekleştirilecek olan festival, 12-18 Ekim'de Ankara'da, 19-25 Ekim'de Bursa'da , 26-1 Kasım'da Izmir'de ve 2-7 Kasım arasında Diyarbakır'da zengin bir program sunacak. Etkinlikte bu yıl ilk kez kısa film dalında iz- leyicilerin oylan ile belirlenecek olan izfcyidödü- Ki'nün yanı sıra 50. sanat yılını kutlayan AtrfYü- maz için hazırlanan Yönetmen: Aöf Yılmaz ad- lı kitap, yönetmene festivalin açılış gecesinde verilecek. Yılmaz'ın Ankara ve Bursa festival- lerine konuk olan 'Adı Vasfiye' adlı filmi gös- terilecek. Aynca Zeki Demirkubuz: Aşk, Adı ve Merha- met Öyküleri -1994-2001 başlığı altında yönet- menin beş filminden oluşan toplu gösterim yapılacak. Bu bölümde 'C Blok'. 'Masumiyet', 'Üçüncü Sayfa'nın yanı sıra çekimleri yeni bi- ten 'Yazgı' ile 'itiraP filmleri izlenebilecek. Festivalin Avrupa'nın En Kikri bölümünde Ing- mar Bergman'ın 'Yüz', CostaGavras'ın 'ÖKim- süz-Z', Ken Loach'ın 'Kes', Istvan Szabo'nun 'Baba\ Lars Von Trier'in 'Suç Unsuru', Eric Rohmer'in 'Sonbahar Öyküsü', Milos For- man'm 'Maça Ası', JiriMenzel'ın 'Ktsalüna'.Ve- re Chitilova'nın 'Küçük Papatyalar". Claude Goretta'nın 'Davet'. Pedro.AJmodovar'ın 'Bu- nu Hak Etmek İçin Ne YaptuT. Andrei Tar- kovsky'nin Solaris ve Jean VTgo'nun 'Hal veGi- diş Sıflr' isimli filmi gösterilecek. Odüllü festival filmleri 'Avrupa Avrupa' bölümünde son yıllarda Av- rupa'daki çeşitli festivallerde ödüle layık görü- len Stephan Frears'ın 'Liam', Jan Svankma- jer'in 'Otesanek', DavidOnrdicek'ın 'Loners', Achim Von Barries' in 'England' ve Bella Tarr'ın 'Karanhk Armonileri' adlı filmleri izlenebile- cek. 7. Avrupa Filmleri Gezici Festivali'nde ay- nca Çek kukla ustası Jan Svankmajer'in ve Fransız yönetmen Agres Varda'nın kısa filmle- rinden oluşan toplu gösterimler ile ve Kısa İyi- dir başlığı altında ödüllü kısa filmlerden oluşan bir seçki sunulacak. Gezici Festival'de aynca Avrupa Film Festi- valleri Birliği'nin katkılanyla iki toplu gösteri- me de > er verilecek. Kısa FihnlerAvrupa 5 - Kla- sik Belgeseller adı altında Marcel Carne, Hans Richter, Joris Ivens, Vittorio de Seta, Claude Goretta, AlainTannergibi yönetmenlerin 1920- 1967 yıllan arasında çekilen ve Avrupa tarihi- ne ışık tutan belgeselleri gösterilecek. Aynı kuruluş tarafından hazırlanan Kısa Film- lerle Avrupa 6 adlı program kapsamında ise sinemaseverler Avrupada'ki çeşitli festivaller- de ödül almış on kısa filmi izleme imkânı bulacak. CÖRÜS SELMI ANDAK Kuntalan Ekspres Cem Karaca El Ele Bir süreden beri Türkiyemizde özlemi- ni çektiğimiz "gerçeksanat" alanındaay- dınlık bir müzik şöleni izledik. Bu etkinlik, artık temelli bir müzik topluluğu niteliğine ulaşmış olan ve halkın sevgisi'nl kazan- mış bulunan "KurtalanEkspres" ileonun eşliğinde, yine toplumsal karakterde bü- yük değer ve önemli atılım sahibi sanat- çı Cem Karaca'nın biriikteliğinde verdik- leri konser... Istanbul Büyükşehir Beledi- yes/'nin ve Başkanı Ali Mûfit Gürtuna'nın desteğiyle ve Kültür A.Ş.'nin Genel Mü- dürü Cengiz Özdemir'in emeğiyle dü- zenlenen "Yıldızlann Altında YıldızlarGe- çidi" adlı, Yaz Konserleri kapsamında yer alan "Cem Karaca ve Kurtalan Ekspres" etkınliği, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkha- vaTiyatrosu'nu tamamen dolduran izle- yici kitlesinin bitmez tükenmez heyeca- nı, coşkusu ve alkışları ile değer kazandı. Böylece bu konser, hem sanatsal açıdan hem de toplumsal bir konu olarak uydu- ruk bir yönde yuvarlanmakta olan günü- müzdeki medyatik ve reytingsel müzik ve gösteri etkinliklerinin bolluğu karşısında, nihayet "gerçeksanat"ve "gerçeksanat- çı"nın ne olduğunu ve nasıl olabileceğini kanıtlamış oldu. Aynı zamanda, gerçek sanatsever ve müziksever izleyici kitlesi- nin de var olduğunu gösterdi. Her şeyden önce, bu konseri tanımla- manın, yorumlamanın ve olumlu-olum- suz eleştirmenin ötesinde gerçek olan bir ayncalık var. Bu olaya, ayncalık taşıyan açı- dan bakıldığı zaman, sadece bir müzik et- kinlığı olarak ne denli başanlı olduğunu be- lirtsek ve övsek, yine de önemli sayılabi- lecek bir durumu eksik tanımlamış, değer- lendirmiş oluruz. Evet, kuşkusuz bu kon- ser müzikal ve sanatsal açıdan, dünyada ses getiren, alkışlanan ve yankı uyandı- ran benzeri konserler gibi başanlı bir kon- serdi. Aynı zamanda, bir yandan Ahmet Güvenç (bas), Bahadır Akkuzu (gitar), Ci- hangir Akkuzu (davul) ve Eser Taşkı- ran'dan (klavye)'dan kurulu Kurtalan Eksp- res ve topluluğun eşliğinde solist yorum- cu Cem Karaca, bu konserde gerektiği zaman coşturan, gerektiği zaman duy- gusal ve her şeyin üstünde "topluma olumlu ve ileri anlamda" mesajlar veren bir etkinlik yarattılar, yorumladılar ve ya- şattılar. Bir de, madalyonun öteki yanı gi- bi, önemli ve ayrıcalık dediğimiz bir du- rum şu: Uzun yıllannı aynı müzik türü (Ana- dolu Rock) yolunda emek vererek yarat- mış, yorumlamış ve yoğrulmuş sanatçı- lar olarak bir yandan günümüz kadrosuy- la Kurtalan Ekspres var, diğer yandan yi- ne aynı müzik türünde, ama kendi stili, an- layışı, yorumu ve kişiliği ile yaratıcı Cem Karaca var... Ve öyle uyumlu, öyle başa- nlı, kişiliklerini hiç kaybetmeden birlikte, el ele ses getirmeye başlamışlar. Bundan daha olumlu dayanışma olamaz... Kon- ser programında, değer açısından ayrıl- maz 17 bestenin düzenlemeleri de olağa- nüstü yenilenme... "Türk rock'nda biryük- seliş." Edinburgh'da film yasağı • Kültür Servisi - Elinde biyolojik silahı olan ırkçı bir teröristin Glasgow'daki Kürtler'e yaptığı saldınyı anlatan Iskoç yapımı 'Gas Attack' adlı film, Edinburgh Film Festivali'nde 22 Ağustos'taki prömiyerini gerçekleştirecek, Glasgow'da ise 24 Ağustos'ta gösterime gırecekti. Ancak filmin Iskoçya'nın Glasgow şehrinde etnik gruplar arasındakı gerginliği arttırabileceği gerekçesiyle yasaklanması düşünülüyor. Scotsman gazetesinin haberine göre şehir konseyi, geçen günlerde iki mültecinin öldürülmesi üzerine böyle bir karar alabileceğini belirtti. Filmin gösterime gireceği Glasgow Film Theatre ise sinema biletlerinin satışını durdurdu. Irkçılık karşıtı bir örgüt olan Positive Action'ın yöneticisi ve filmde de oynayan Robina Qureshi yaptığı açıklamada, koşullar nedeniyle filmi yasaklamak istediklerini, ama asıl Glasgovv'da örgütlenen aşın sağcı gruplann yasaklanması gerektığinı söyledi. Pıdp Istanbul'a geliyor • Kültür Servisi - Ünlü Ingıliz grup Pulp. 21 Eylül'de Istanbul'da bir konser verecek. 1 Ekim'de 'Trees / Sunrise' adlı yeni single'mı çıkaracak olan grup, 'Razzmatazz', 'Common People'. 'This is Hardcore' ve 'Disco 2000' gibi parçalarla 90'h yıllara damgasını vurmuştu. Pulp'ın Istanbul'da vereceği konser resmi sitesınden duyurulurken, nerede yapılacağı ve biletlerin ne zaman satışa çıkarılacağı henüz belirlenmedi. Konserin ertesi günü yapılacak bir partıde, grubun vokalisti Jarvis Cocker ve bas gitarist Steve Mackey'in Dj'lik yapacağı da gelen bilgiler arasında. Yıldız Teknikte seminerler • KüMr Senisi - Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasanm Fakültesi bünyesinde 'ses ve kişilik' şan semineri verilecek. Prof. Yıldız Dağdelen tarafından yürütülecek seminere katılacak 10 kişi sınavla belirlenecek. Isteyenlerin izleyeci statüsünde katılabileceği ve yaş sınınnın olmadığı seminere 19 Ekim'e dek başvurulabilecek. (212 259 70 70)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle