23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
« 8 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA H J J v U i ^ l \J1Y1JL / ekonomi(o cumhuriyet.com.tr 13 Ingiliz ve ABD'li ekonomistlerin değerlendirmesi ortaya karamsar bir tablo çıkardı e sıratköprüsündeV\ASHT\GTON(AA)- Amenka Birleşık Devletleri'nin bilinen haber ajanslanndan United Press Lnternatıonal"da (UPI) Türkıye"mn ekonomık dummuyla ılgıli yayımlanan yorumda. Türkiye'nin '"hem başanya hem de t>aşansızlığa çok yakın olduğu " ifadesi kullanıldı. UPrnın başekonomı muhabin lan CampbelTin imzasıyla yayımlanan yorumda. Türkiye'nin IMF destekli yenı ekonomik programını gerektiğı şekilde uygulamakta olduğu ve önemli ara Pİyasalarin güveni sağlanmall Faiz oranlarının yüksek seyrettiği ve döviz rezervlerindeki kayba dikkat çeken haber ajansı, Türkiye'nin ekonomik durumunun her an iyiye de kötüye de gidebileceğini savundu. kaldınlabiür ve reform programıbaşarılar kaydettiği belirtildi. Yorumda, piyasalann bu duruma istendıği gibi tepki göstermediği hatırlatılarak şöyle denildi: 'Faiz çok yüksek' "Piyasalann güveni makul bir sürede yeniden sağlanamazsa Türkive'nin durumu umutsuz. Ekonomi, faiz oranlarının şu andaki gibi yüksek seyretmesine ve döviz rezer\ lerindeki kaybın devam etraesine uzun süre dayanamaz. Buna karşüık. eğer hükümet veya IMF, çözüme yöneük baa önlemler, hatta jestler bulabilirse, durum düzelir. Reel sektörün sıkıntılan zaman içinde ortadan meyvelerini verir." Daha fazla dış destek UPI'nın yorumunda görüşlerine yer verdıği Ingiliz ekonomıst Timothy Ash de Türkıye'nin döviz rezervlerinin artması için bir miktar daha uluslararası yardım sağlanmasının, piyasalann güvenmi yerine getirebileceğini belirtti. Ash, Merkez Bankasf nın enflasyon hedeflemesine kısa sürede geçmesinin de güven sağlayacağını söyledi. UPI'nın yorumunun sonunda, "Türkiye, hâlâ krizde ama asunda başanya da yakın. Arjantin'in tersine Türkiye, değeri suni olarak şişirilen bir para birimine sahip değil. Faiz oranlan düşürükbilirse, Türkiye yeniden büyüyecek. Türkiye'nin bu ana kadar elde ettiği başanlar kaybediHrse çok vazıkolurr> denildi. Akaryakıt fiyatları yarı yılda ikiye katlandı (TL) 1.083.000 1091.000 1.148.000 Sûperberun • Nomialbenzın M KJ Yak Motonn 671.500 680.500 698-900 713.800 50320O5096«,5 9 9 % M012001 04022001 28022001 04032001 1503.2001 2403.2001 04042001 13042001 05052001 15052001 04062001 04072001 20.07.2001 28072001 04082001 08082001 17082001 Benun ve kâğıda zam Ekonomi Servisi - Yılbaşın- dan bugüne. özellikle de şubat krizinin ardından fiyatlannda önlenemez bir yükseliş yaşa- nan benzine bir kez daha zam geldı. SEKA Genel Müdürlü- ğü'nden dün yapılan açıklama- ya göre, bazı kâğıt ve karton ürünlerinin fiyatı. yüzde 5.6 ile yüzde 9.1 oranında artınldı. Dünden ıtibaren geçerli ol- mak üzere akaryakıt pompa fi- yatlanna kurşunsuz ve süper benzinde yüzde 3.52, normal benzinde yüzde 3.39, motorin- de ise yüzde 4.74 oranında zam yapıldı. Yeni zamlarla bir- likte benzin. yılbaşına oranla neredeyse fiyatmı ikiye katla- dı. Bugünden geçerli ayarlama sonrası litre fiyatı lstanburun Avrupa yakasında kurşunsuz benzinde 1 milyon 146 bin li- ra, süper benzinde 1 milyon 148 bin lira ve normal benzin- de 1 milyon 98 bin liraya yük- seldi. Son zamlarla birlikte sü- per benzinin fiyatı yılbaşına oranla yüzde 92.2 artarken ka- lorifer yakıtında fiyat artışı da yüzde 127'yi buldu. Dünden geçerli olmak üzere 60 gram 1. hamur kâğıdının ton fiyatı 806 milyon liradan 870 milyon liraya, beyaz sülfit selüloz kâğıdının fiyatı 820 milyon liradan 885 milyon li- raya, 300 gram kroma karto- nun 426 milyon liradan 460 milyon liraya, 300 gram dosya- lık kartonun 448 milyon lira- dan 484 milyon liraya, gri kar- tonun 284 milyon liradan 300 milyon liraya, sigara kâğıdının fiyatı da 3 milyar 208 milyon liradan 3 milyar 500 milyon li- raya yükseltildi. Radelet: Kararlılık sürmeli Ekonomiye ABD denetimi Accent GLS 8.490.000.000 TL(1.3 LX Allegro Sedan için tavsiye edilen kampanyah peşin anahtar teslim fiyattdır.) PEŞİNAT vp»r?iı PH VADE TAKSİT W Toİ?AMMTL) <*Y) (TL) ı—ı JHSHİ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ABD Hazi- ne Bakanı PaulO'NeU'ın sağ kolu olarak nitelen- dırilen Bakan Yardımcısı Steve Radelet hükümetin reform programı üzerin- dekı kararhhğını \ e taah- hütlennı tam anlamıyla yaşama geçirmeye de- vam etmesı durumunda, Türk ekonomisinde net gelişmeler sağlanacağma güvenlerinin tam olduğu- nu söyledi. ABD Hazıne Bakan Yardımcısı Steve Rade- let. Ankara'da inceleme- lerde bulundu. Hazine ve Malıye başta olmak üze- re ekonomideki geüşrne- leri kontrol eden Radelet, Devlet Bakanı Kemal Derviş'ten sonra dün de Devlet Bakanı Tunca Toskayla görüştü. Rade- let. görüşmelerde progra- mın kararlılıkla sürdürül- mesini istedı. Toskay'la görüşmesi- nin ardından gazetecile- rin sorularını yanıtlayan Radelet, programı "son derece hırslT olarak nite- lendiri. Radelet. şöyle konuştu: tt Çok az sayıda ülke, bu kadar kısa bir dönemde. bu kadarçokreformu u\ - gulamaya koyabildi. Hü- kümetin bu reforndar progranuna bağlıuğuu ve kararülığını göstermesi açısından son derece önenüidir." Programın önünde be- lirgin bir engel görmedi- ğini söyleyen Radelet, bankacıhk sektörünün yeniden yapılandınlma- sında gelişmeler sağlan- dığını, bu tip reformlann etkisini görmenin biraz zaman aldığını. ancak bunlann doğru program- lar olduğunu savundu. Radelet, enflasyonun dü- şüşe geçtiğini, sonbirkaç haftada yükselen faizle- rin inişe geçtiği yönünde işaret bulunduğunu belir- tirken, diğer cesaret veri- ci gelişmenin ihracat ol- duğunu vurguladı. Rade- let'e. Devlet Bakanı Der- viş'le yaptığı görüşmede ne konuştuklanna ilişkin soru üzerine, ABD An- kara Büyükelçisi Robert Pearson devreye girerek "BirtekKemalDervişgö- rüşmesi gibi bir ayrun yapmak istemiyorum. Burada önemli olan hü- kümetin tüm bakanlanv- la olan görüşmelerimiz- dir. Tüm bu görüşmeler verimüvdi" dedi. IMF Dış Direktörü Davvson: Türkiye programı iyi uyguluyor 2002 model Hyundai'lerde, hem 24 aya varan vade hem de 268 milyondan başlayan düşük taksit tutarları sizleri bekliyor! Diğer 2002 model binek-ticari araçlarımızı ve uygun ödeme koşullarını görmeniz için yetkili satıcılarımıza bekliyoruz! Vergılerde olabılecek değışıklıklerden Hyundaı Assan sorumlu değıldır Hyundaı Assan bu ılanda yer alan araçların heıtıangi bir teknik veya donanım özellığım önceden haber vermeden değıştırme hakkını saklı tutar. www hyundaı com tr • ınfo@byundaı com tr HYunDnınssnn mrUNDAI ASSAN OTOMOTIV SAN. VE TIC. A.Ş HYUNOAI ASSAM BİLGİ HATTI HYunDnı \VASHEVGTON(AA) - Uluslararası Para Fonu (IMF) Dış İhşkiler Di- rektörü Tom Davvson, Türkiye'nin ekonomik programının iyi bir şe- kılde uygulanmakta ol- duğunu, iyi uygulama- nın sürmesi durumunda, piyasaların güvenine ilişkin sorunun aşılma- sını beklediklerinı bil- dirdi. Davvson'ın, Washing- ton'daki IMF merkezin- de düzenlediği basm toplantısmda ilgi Arjan- tin üzerine yoğunlaşır- ken, IMF yetkilisi Türki- ye'ye de değindi. Bu arada Dawson'ın verdiği bilgiye göre IMF Türkiye Masası Şefı Ju- ha Kahkonnen başkanlı- ğındaki IMF heyeti, programın onuncu dö- nem gözden geçirme ça- lışmaları için eylül ba- şında Ankara'ya gele- cek. IMF Dış llişkiler Di- rektörü, "Bu çahşmala- nn olumlu sonuçlanaca- ğj varsayımıyla IMF lc- ra Direktörleri Kuru- hı'mın Türkiye'ye ilişkin onay toplanûsının, eylül sonu ya da ekim başında yapüacağuu söyleyebili- rim" dıye konuştu. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ayna 17 Ağustos'un yıldönümünde haberier, gazete say- falan, içinde yaşadığımız için boyutlânnı asla algılaya- madığımız bir felaketin dününden, bugününden gele- ceğe uzanan boyutlanndan kesitler veriyor. Kimi haber ve görüntulerde, gözlerden durdurulamayan yaşlar ini- yor. Kimilerinde çaresizlik, kimtlennde öfke, kimilerinde kaygılar ağır basıyor. Tümunün ortaya çıkardığı tek gerçek, bir doğal afe- tin, en yukandan en aşağıya uzanan bir kirii çıkar dü- zeni içinde nasıl katlanan birfelakete dönuştüğüdür. Ay- nı şiddetteki bir depremin, doğal afetin, bu kadar yay- gın, bu kadar çok insan ölumü, yaralanması, bına yıkı- mı ile sonuçlanması, insana, çevreye, ekonomiye bu ka- darağır zarariar vermesi, ancak bu kadar çok kirli, soy- gun, vurgun düzeni ağının bileşkesinde olabilirdi. Marmara depremi asıl bu yüzü ile düzenimize ayna tuttu. Sanayileşmenin, bilimsel-teknolojik gelişmelerin haksrz çıkarlar adına elbirliği ile kullanılmasının, nasıl ya- pay, bir anda çöküveren bir gelışme yarattığını çok acı bir dersle öğretti. Lüks yazlıklar, dizı dizi apartmanlar, ko- ca koca fabnkalar çökerken sadece içlenndeki insanla- n öldürmek, yaralamakla kalmadılar... Getirdıkleri ile gö- türdüklerinin gerçek hesabı yapılmadan, bilimsel kural- lanna uyulmadan, bedeli ödenmeden "patates tarlası- na fabrika dikmenin" tek başına uygarlık, çağdaşlaşma ölçütü olamadığı, çok ağır bedeli ile ortaya çıktı. Marmara depreminin, daha önce de pek çok insanın vurguladığı gibi, en son bu yıl yaşadığımız ekonomik kriz gibi, bizi çarpan, yanlışlanmıza, haksızlıklanmıza, suç- lanmıza ayna tutan, ders alabilirsek çok acı, bedeli çok ağır da olsa çok önemli dersler verici boyutlan var. Bizi sarsıntının, dipten gelen seslerin uykumuzdan korku ile uyandırdığı saatten bugüne, bireysel olarak yaşamamış olsak da tanıklık ettiğimiz acılann her aşaması, her bo- yutu aynı zamanda öylesine ders verici ki... Tabii ışimize gelmediği için kulaklanmızı tıkayıp, göz- lerimizı kapayıp, sırtımızı gerçeklere çevirmesek... Depremin ilk saatlerinin şokundan bugüne, yıldönü- münde yapılan yayınların bütunune, biraz konuya bu- laşmış biri olarake)den geldiğince tarafsız bakmaya ça- lışıyorum. Olayın, acılann boyutunun büyükluğu elbet- te saklamaya, yok saymaya elverişlı değil. Ama ağrt yak- mak, kendimize, başımıza gelenlere dovünmek, açık- lanmızı, suçlanmızı görmek, yapmamız gerekenleri yap- maktan dafıa kolay. Medya da bu duygulanmızı çok gü- zel kullanıyor. Salya sumük, halimize ağlayarak iç ve dış hesaplaşmalardan uzak duruyoruz. Depremden, ekonomik krizden de, acılan içimizde olarak elbette eskisinden çok daha fazla korkuyoruz. Ama en kuçuk bir t'rtreşimde çığlıkla yerlerinden sıçra- yan, ölum korkusu taptaze yüreklerinde depremzede- ler bile, deprem kayıplannın, acılannın ardından ellerin- dekini kurtaımanın derdınde, bir yolunu bulup daha yüksek katlı binaiar ruhsatı almanın peşindeler. Depremden aldıklan ders, olsa olsa, daha önce bir- çok deprem yaşamış Adapazarlılann inşaatlannda bi- raz daha özenli olmalan ile sınırlı sayilabilir. Anımsaya- caksınız, Yalova yazlıklannda, Gölcük'te daha az bina yıkımından daha çok ölü çıkmıştı. Adapazan inşaatlan sadece inşaat teknolojisi anlamında daha sağiam ol- duklanndan akordeon gibi çökme yerine devrilmişler, daha yüksek sayılarda yapı yıkımına karşın daha çok ınsan içlerinden sağ çıkâbilmiştı. Ama kişisel çıkar kay- gısı, siyasal oyla, en tepeye uzanan çıkar ağlannda bu- luştuğunda, bile bile lades denilmişti. Deprem bölge- sinde ya çok pahalı, sağiam zemıne inen teknoloji ya da az katlı bina bilimsel gerçeklığinde buluşmak gibi bir sağduyu yolu seçılmemişti. Şimdi bu buyük felaketin ardından bile seçilen yol, göreceli önlemler almakla sınıriı. Tanm için en verimli topraklar, yapılaşmaya elverişsiz deprem alanlannda yoğun yerteşim, sanayileşme yanlışını ılkokul çocukla- n, okuma-yazma bilmeyenler bile öğrendiler. Ama ken- di özel çıkar alanına indirgendiğinde, herkes bile bile, söyleye söyleye, aksini yapmaktan çekinmiyor. Gözü- müz kara; bedel odememek, çoğunluğumuz da düze- nin çarklannda ezilmış olarak, çaresizlikten, çok daha hafif depremleri bile felaketle karşılayacak yapılaşma- lann içinde yaşamayı sürdürüyoruz. Siyasi, yasal sorumlutar ise büyük tehdidi gündem dışında tutmayı, bizlere unutturmayı tek çıkar yol seçmişler. Depreme ilişkin reflekslerimiz, ekonomik kriz refleks- lerimizle ne kadar da çakışıyor. Bugün dolann önlemez yükselişi, krizin boyutlanarak buyumesı karşısında en etkin, en anlamlı adımın dolanzasyondan kurtuluş ol- duğunu bilmeyen, görmeyen mi var? Ama küçükya da büyük parasını dolara çevirebilecekler için, parasını değerlendirmenin en kolay, en çekici yolu da bu. Iştet- melerinin kapısına kilit vurmaktan yakınan sanayiciler bile, ihracat karşılığı kazandıkian dolarlan tutuyoriar. Hep birlikte, gunlük çıkarlar, kendimizı kurtarma adına, bildik aynı suçlan işleyip kendi bindiğimiz dalı kesmeye, geleceğimizi karartmaya devam ediyoruz. Marmara depremi, kriz, gun gün bütün yaşadık- lanmız, eylemlerimiz bize ayna tutuyoriar. Pariak ışıklı bir kiriı düzenle özdeşleşmenin, parçası olmanın bedel- lerint ödüyoruz... Çukurovalı pamuk üreticisi kaygıh SAVAŞKÜRKLÜ ADANA- Çukurova , bölgesindeki kuru alanlardan toplanan pamuğun ağustos ayı başında piyasaya gelmesiyle ahmlara başlayan ÇUKOBlRLÎK'in bu dönem ne kadar pamuk alacağının netleşmemesi üreticiyi tedirgın etti. Bu yıl daha geniş alana ekim yapıldığrnı belirten üretici kuruluşlan yetkilileri, birliğin en az geçen yıl olduğu kadar alım yapmaması durumunda çiftçinin çok zor durumda kalacağmı belirtirken Çiftçiler Birliği Başkanı Cumali Doğnı, dünya piyasalannda fiyatı düşük olan pamuğun ülkemizde maliyetinin yüksek olduğunu anımsatarak, "Bu nedenle prim sistemi çok Önemli*' dedi. ÇUKOBlRLlK Yönetim Kurulu Başkanı HamzaÖztürk ile Genel Müdür Yakup Şahin'in, "Biıiikbu dönem kütlü almunda zorlanacak. Para olmadığı için geçen yılld kadar alım yapmayacak" sözleri üzenne görüşlerini açıklayan Çiftçiler Birliği Başkanı Doğru. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Şahin Tekin ve Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Barut, taban fiyatm açıklanması gerektiğini vurguladılar. Tanm temsilcileri, ÇUKOBlRLlK olmak üzere tüm birlik ve kooperatiflerin ahmlan aksatmadan yapmalan gerektiğini, aksi halde üreticinin tüccara boğdurulacağını belirttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle