Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR/YET 8TEMMUZ2001PA:
8 HABERLERIN DEVAMI
G Ü N C E L CIİNEYT AKCAYTREK
I Baştarafi 1. Sayfada
yerine getirmediğini içeren görüşünde direndiği de
anlaşılıyor.
IMF'den son izlenim: Uzlaşmaya varmak için han-
gi yolu yeglemek gerektiğine işaret ediyor. Ancak
Köhler mektubunda hükümetin yapması gerekenle-
ri -tabii yumuşak bir üslup ve önerilerle- yineliyor.
Haberlerde adını vermek istemeyen IMF yetkilisi,
şu sözlerle Köhler mektubunun içeriğini doğruluyor:
"Ankara 'dan yapılan açıklamalarda, sanki Türk hü-
kümetinin niyet mektubundaki her şeyi yaptığı gibi
bir hava yaratıldı. Oysa doğru değil". Oysa, doğru.
VVashington'dan gelen suçlamalann yavanlığını,
"Türkiye'nin ödevini tam anlamıyla yerine getirdiği-
m" anlatabilmek için...
Başbakan "Biz daha ne yapsaydık" sorusuna ya-
nıt anyor.
"Hangi demokratik ülkede Meclis, gece gûndüz
çalışarak yasa üstüne yasa çıkarır" demesi ve Köh-
ler'in mektubundan önce. IMF'den gelen kimi dayat-
malara Türkiye'nin direneceği izlenimi vermesi bu
yüzden.
Kemal Derviş ise IMF'de var olan "bazı bankacılık
düzenlemelerinin tamamlanmasını ve mali sektöre
sağlanacak güvenin etkisiyle faizlerin aşağı çekilme
beklentisini" kolayl/kla yerine getirebileceğimize ina-
nıyor.
Ne çare; Dervişimizin Telekom konusunda daha
önce dayattığı IMF'ye koşut görüşlerinden bir türiü
vazgeçemediği de ortada.
Gerekçesini yine IMF koşutunda daha geniş ala-
na yaydı. "Telekom Yönetim Kurulu'nun uluslarara-
sı finans çevrelerinde yarattığı güvensizliğin gideril-
mesinde" ısrar ediyor.
Başbakan ise bu kanıda değil. Diyor ki: "Aslında
(Telekom Yönetim Kurulu üyelerine) tek tek bakıldı-
ğı vakitpekâlâ kriterlere uygun bir kurul oluşturuldu-
ğu anlaşılıyor."
Ne dersiniz: Başbakan mı, bakanı mı haklı?
Biz bize
Daha önce yazdıklanmız doğrulanıyor ve IMF per-
desinin arkasında "Ankara'yı ekonomi programına
harfiyen uymaya zorlayan tutumun asıl mimaıiarının
ABD ve Ingiltere başta olmak üzere IMF'yibüyük öl-
çüde kontrol eden G-7ülkeleri olduğu" sanısı güç-
leniyor.
Bundan ç/kan soru şu olabilir: Türkiye, IMF adını
kullanan G-7'lerin dayatması ve baskısıyla karşı kar-
şıya mı?
Bu mantığın hükümet çevrelerine giderek egemen
olduğunu gösteren tek belirti; Başbakan'ın katı tutu-
munu esnetmek amacıylaABD yönetiminin IMF üze-
rinde ağırlığını koyması için "Dışişleri'ni Amerikalt
yetkililer nezdinde harekete geçirdiğini" söyleme-
si...
Son gelişmelerle Telekom Yönetim Kurulu'nu
programa uyduracak veya başka konu/arda IMF'yi
tatmin edecek "formüller" üzerinde IMF'nin Ankara
ile birlikte çalıştığını gösteren ışaretler yoğunlaşıyor.
Fakat Türkiye'de ucuz yoldan daha çok kazan-
mak için Başbakan'ı "Şayialara göre ötmüşüm" de-
dirtecek kadar karamizaha zorlayan ölüm haberteri..
Borsayı, dolan çığnndan çıkardı.
Olayın ilginç yanı; Ecevit'in öldüğü söylentisinin,
sadece istanbu/'da, Ankara'da değil, Türkiye'nin de-
ğişik yerierinde °aynıanda birdenbire "ortaya çıkma-
sı.
Ölmediğini kanıtlamak için canlı yayında Ecevit,
sağlığıyla ilgili soruya öyle bir yanıt veriyor ki:
"Her tü/iü aksine iddiaya rağmen sağlığım yerin-
de. Geçen gün Bilkent Üniversitesi Hastanesi'ne
(oysa demek istediği ünlüüü Mehmet Haberal'ın
'Başkent Üniversitesi Hastanesi) göz ve kulak mu-
ayenesiiçingittim. Çekaptan geçtim, çokşükürher
şey sağlam çıktı."
O denli yoğun çalışıyor ve yoruluyor ki Başbakan;
herhalde bu yüzden Sağlığım yerinde" derken yü-
rüyüşünde ve hareketlerindeki aksamanın, bellekza-
fiyetlerinin nedenini açıklamayı unutuveriyor!
Zaten medyada olsun, siyasette ofsun bilinen ger-
çekleri Başbakan'a anımsatan da yok ya...
KKTC'de uluslararası etkinlik
Magosa'da
festivalgünleri
ORAL ÇALIŞLAR
MAGOSA- The
New York Times gaze-
tesi. Magosa'da 6 yıldır
süren Uluslararası
Kültür Sanat ve Tu-
rizm Festivali'ni bu yıl
ilk kez uluslararası
kültür etkinlikleri ara-
sında saydı. Geçen beş
yıl içinde festivale fn-
giltere. Almanya. Tür-
kiye, ABD. Fransa.
Rusya. Bulgaristan. Ja-
maika, Latin Amerika.
Aftika gibi değişik ül-
kelerden sanatçılar ka-
tıldı.
Kuzey Kıbns"ta 15
Haziran'da başlayan
Magosa 6. Uluslarara-
sı Festival i ile birbirin-
den güzel festival me-
kânlarında. dünyadan
ve Türkiye 'den gelen
konuklanyla sürüyor.
Ünlü konuklar
OthelloKalesi.Sala-
mis Antik Tiyatrosu.
Namık Kemal Meyda-
nı gibi tarihi mekânlar.
Teoman, Yıldjz Ken-
ter, Okay Temiz, Yıl-
dız Ibrahimova, Aydın
Esen, Sandımay Sokak
Tiyatrosu, Artis Quar-
tet Vienna, Jvo Papa-
zovgibi ünlülerin oyun
ve konserlerine tanık-
lık ediyor. Yıldız Ken-
ter'in Salamis antik ti-
yatroda sergilediği
Hep Aşk Vardı oyunu
3500 seyirci tarafindan
izlendi. 9 Temmuz Pa-
zartesi gecesi dünyaca
ünlü Joshua Redman
Quartet KKTC'lilere
ve turistlere unutulmaz
bir gece yaşatacak. Ta-
rihi Othello Kalesi "nde
seyircinin karşısına çı-
kacak olan Joshua
Redman'ın vereceği
konser Ada'da ilgiyle
bekleniyor.
Geçen yıl 25 bin ki-
şinin izlediği festival
seyircisinin bu yıl 30
bini aştığı gözleniyor.
Magosa 6. Uluslarara-
sı Kültür Sanat ve Tu-
rizm Festivali bu yıl ilk
kez uluslararası festi-
vallerin tanıtıldığı in-
ternet sitesinde de yer
aldı.
The Nevv York Ti-
mes gazetesi, uluslara-
rası kültür sanat etkin-
likleri içinde Magosa
Festivali'ni sayarak,
festivalin uluslararası
niteliğine dikkat çekti.
KKTC'nin açılama-
dığı uluslararası arena-
ya Magosa Belediye-
si'nin düzenlediği fes-
tivalle açılmayı başarı-
yor. Festival. 11 Tem-
muz gecesi Salamis
Antik Tiyatro'daki
Tango Turco gösteri-
siyle kapanacak.
Dolar üstüne oyıuı• Baştarafi 1. Sayfada
kararıyla, Türk halkının alım
gücü ve malvarlıkJannın değe-
ri bir gün içinde yüzde 55'i aş-
kın düzeyde değer yıtimine uğ-
radi. Bugüngelinen noktada ise
dalgalı kura geçiş tarihinde do-
lar kurunun 688 bin lira olduğu
dikkate alınırsa değer yitimi,
önceki gün dolar kurunun 1
milyon 350 bin liraya ulaşma-
sıyla yüzde 96.2'ye ulaştı.
Dolann yükselişinin ardında
IMF'yle yaşanan gerilimin yanı
sıra Başbakan BüJent Ecevit'in
öldüğü yönünde çıkanlan söy-
lentiler de etkili oldu.
Ekonomik genekçe yok
Uzmanlar, güven unsurunun
yerleştirilememesi nedeniyle ül-
kede yeterli döviz bulunmasına
karşın dolan bulunanlann sat-
mak istememeleri sonucunda
ekonomik gerekçeleri olmayan
bir döviz sorunu yaşandığına
dikkat çekiyorlar. Bankacılık ke-
simleri. normalde 4-5 milyon
dolar olan bankalararası döviz
işlem hacminin önceki gün 25
milyon dolara çıktığını belirti-
yorlar. Dolann yükselişıyle bir-
likte beklemede olan yabancıla-
nn. ülke varlıklannı daha düşük
bir maliyetle kapatma olanağı el-
de etmeye çalıştıklan belirtili-
yor. Koç Grubu'ndan Inan Kı-
raç'ın. işadamlanna "Satmaya-
cağız diye söz verelim'" çağnsm-
da bulunması da yerli sermaye
kesiminin bundan kaygılı oldu-
ğunu ortaya koymuştu. Başba-
kan Bülent Ecevit'in, dünkü
açıklamasında Emlak Bankası
ve Telekom'la ilgili iddiaların
gerçek olmadığırun ortaya çıktı-
ğını söylemesi, yüksek faizlerin
de IMF'yle birlikte uygulanan
politikalar sonucu olduğunu be-
lirtmesi, yaşanan bunahmın ger-
çek yüzünün ortaya çıkanlmadı-
ğını gösteriyor.
Ecevit: Faizleri IMF dayaüyor
ANKARA (Cumhuri-
yef Bürosu) - Hükümet ile
IMF arasındaki kredi bu-
nalımı sürerken Başbakan
BüJent Ecevit faizlerin
düşmemesi konusunda
fon yönetimini suçladı.
Ecevit, "Faizlerin vüksek-
liğinden en basta IMF'nin
dayatmış olduğu dalgalı
kur sistemi sonımludur.
Çözümü de birlikte bul-
mamız gereklidir" dıye
konuştu. Ecevit. IMF Baş-
kanı Horst Köhler'den
dün gelen mektupta
"IMF'nin parasal desteği-
nin sona erdirilmeyeceği-
ni özellikie v urguladığuu"
kaydettı. Ecevit, fonun,
desteğin sürmesi için Te-
lekom yönetimi. Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fo-
nu'ndaki (TMSF) banka-
larla ilgili koşullannın
(Türkbank) bulunduğunu
dile getirirken Köhler'in
haksız iddialanndan geri
dönmediğini söyledi.
IMF'nin Türkiye'de de-
mokratik hukuk devieti
bulunduğunu göz ardı et-
tiğinı belirten Ecevit.
IMF'ye alternatif bir hü-
kümet programına ihtiyaç
duyulmadığmı söyledi.
Ecevit, IMF ile yaşanan
kredi bunalımı ve sağlığı
hakkında çıkanlan spekü-
lasyonlann ardından dün
saat 11.00'de basının kar-
şısına çıktı. Ecevit. sağlı-
ğı ile ilgili herhangi bir so-
run olmadığını. bu tür ha-
berleri Türkiye'de istikra-
n bozmak isteyenlerin çı-
kardığını savundu.
EJeştirileri sürdü
Ecevit, toplantının ba-
şında IMF'ye yönelik
eleştirilerini sürdürdü.
IMF'nin önerdıği yasala-
nn TBMM'nin yoğun ça-
lışmasıyla çıkarıldığını
kaydeden Ecevit, Telekom
ile ilgili sorunun da uzlaş-
mayla sonuçlandığını söy-
ledi. IMF'nin işçilere ve-
rilen zammı fazla bulma-
sını da eleştiren Ecevit.
"Ovsa ücretleri fazla ol-
madığı gibi Türk-İş'iıı bu
zamlan geiecek vıla bırak-
ması sağlandı. Vine IJVIF
hububat fivatlarını aşın
buluvordu. Oysa fivatlar-
dan çokdaha yüksek fiyat-
laria tüccariar alım yapı-
yorlar" dive konuştu.
Köhler'ın faizlerin yük-
sekliğinden de vakındığı-
nı anımsatan Ecev ıt. şöy-
le konuştu:
"Ovsa faizlerin \ üksek-
liğinden en başta HVIF'nin
dayatmış olduğu dalgalı
kur sistemi sorumludur.
Çözümü de birlikte bul-
manuz gerekir. IMF borç
viikünün ağırhğuıdan va-
kınıvor. Doğrudur. fakat
zaten biz de bu borç yü-
künden kurtulmamıza
yanümcı olması için IMF
İle ilişki kurduk. IMF'nin
bugibikunuiardaki haksız
iddialan ve bazı vaatlerini,
kredikrini ertelemesi iç ve
dışpiyasalarda Türkiye've
zarar \ermektedir. LVİF
Türkiye'de birhukuk dev-
k'ri olduğunu fazlasrvla göz
ardı ediyor."
EVlF'nüı çekincekri
Ecevit, gazetecilere
Köhler'den dün yeni bir
mektup aldığını belirterek
söz konusu mektubu Der-
viş'in dönüşünden sonra
aynntılı şekilde inceleye-
ceklerini belirttı. Mektup-
ta. gerçekleştirilen yasa-
ma çalışmalarından öv-
güyle söz edildiğini belir-
ten Ecevit, Köhler'in çe-
kıncelerini şöyle anlattı:
-Ivgulamada bazı eksik-
iikler bulunduğunu, ben-
ce inandıncı oimayan bir
biçimde ortaya koyuvor.
Ancak söylediğim gibi Sa-
vin Köhler'in mektubuge-
nellikle ilişkilerimizi sıcak
tutmakisteğini yansıtır ni-
Ankara'da 'mektup' trafîği
ANK4RA(Cumhuri-
yrtBürosu)- Uluslarara-
sı Para Fonu (IMF) Baş-
kanı Horst KöhJer'in.
Devlet Bakanı Kemal
Derviş Washington'da
bulunmasına karşın
Başbakan BüJent Ece-
vit'e mektup gönderme-
si, hükümet düzeyinde
istenen taleplerin söz
konusu olduğu değer-
lendirmesine yol açtı.
Başbakan Ecevit, dün
akşam saatlerinde önce
Merkez Bankası Başka-
nı Süreyya Serdengeçti.
ardından da Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin
Özkajı ile görüştü.
Köhler'in, Derviş
Washington"da temasla-
nrn sürdürürken hükü-
mete mektup göndermesi, Anka-
ra kulislerinde farklı yorumlara y-
ol açtı. Mektubun, IMF'nin istek-
lerinin Derviş düzeyinde çözüle-
memesi ve sert açıklamalar yapan
Ecevit'e doğrudan göriişlerin ile-
tilmesi ya da Derviş'in IMF'yle
yaptığı görüşmelerde. "başta Tele-
kom olmak üzere konulann siyasi
olduğu" mesajını vermesi üzerine
de gündemegehrus olabileceği be-
lirtiliyor. Ecevit'in, Dünya Banka-
sı Başkanı'nın gönderdiği mektu-
bu ve IMF Başkanf yla yaptığı gö-
rüşmeyi basına açıklamastna kar-
şm son gönderilen mektuba iliş-
kin basına yalnızca Telekom ve
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo-
nu'ndaki bankalarla ilgili haksız
iddiaiann sürdürüldüğünü söyle-
mekle yetinmesi, kuşkulann daha
da artmasına neden oldu. IMF'nin
mektuplaAnkara 'ya, Telekom yö-
netimi, faizler, Türkbank başta ol-
mak üzere fondaki bankalann tas-
fiye sürecinin hızlandınlmasına
ilişkin formülleri de iletmiş olabi-
leceği belirtiliyor.
Ece\ıt ekonomi
bürokratiamia görfiştû
Başbakanlık'ta dün akşam ha-
reketli saatler yaşandı.
Başbakan Ecevit, önce
Merkez Bankası Başka-
nı Süreyya Serdengeç-
tı'yi kabul etti.
Serdengeçti, 20 daki-
ka süren görüşmeninar-
dmdan hiçbir açıklama
vapmazken IMF'nin
vüksek faizlerle ilgili
kaygısı dikkate alındı-
ğında Merkez Banka-
sı dan yeni bir politika
talebinde bulunup bu-
lunmadığı sorulan da
gündeme geldi.
Hüsamettin Özkan
Ankara'ya çagnkfa
Başbakan Ecevit daha
sonra tstanbuFdan Anka-
ra'ya çağırdığı Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin
Özkan ile bir araya geldi. Görüş-
menin sürdüğü^ sırada Hazine
Müsteşan Faik Oztrak da Basba-
kanhk'agelerek toplantıya katıldı.
Derviş erken donthor
Bu arada Washington'da bulu-
nan Devlet Bakanı Kemal Derviş
de programının aksine dönüş ta-
rihini bir gün öne aldı. Derviş'irij
Ecevit'in açıklamaları üzerine
Köhler'in mektubunu değerlen-
dirmek üzere Türkiye'ye dönme
karan aldığı öğreniJdi. Derviş'in
bugün öğleden sonra Ankara'da
olması bekleniyor.
Türkiye'nin üzerine düşen her şeyi yaptığını belirten Öksüz'den eleştiri:
IMF kendini yargdanıa]ı
SERTAÇEŞ
DİYAJ*BAKIR- Ulaştırma Ba-
kanı EnisÖksüz. Türkiye'nin üze-
rine düşen her şeyi yaptığını belir-
tirken kredi dilimini serbest bırak-
mayan ve buna gerekçe olarak da
Telekom yönetimini gösteren
Uluslaran Para Fonu'nu (IMF) sert
bir şekilde eleştirdi. Öksüz,
IMF'nin kendisıni sorgulaması ve
yargılaması gerektiğini kaydede-
rek "Bunun için emredici kuruluş-
lar oimakyerine yol göstericü anla-
vişb ve gerçekten problem çözmek
için yaklaşmalı" dedı.
Ulaştırma Bakanı Öksüz, Türki-
ye ile IMF arasmdaki kredi buna-
lımuıın nedenlerinden birisi olarak
gösterilen Telekom yönetimi ile il-
gili sorulan Diyarbakır'da yanıtla-
dı. DiyarbakırHavaalanı Termina-
li'nin açılış konuşmasında IMF'yi
eleştiren Öksüz, gazetecilerin bu
yöndeki sorulannı da yanıtladı.
Gazetecilerin IMF ve Devlet Baka-
nı Kemal Derviş. ile iigiii soruları-
na tepki göstererek yanıtlamak is-
temeyen Öksüz, Türkiye'nin üze-
rine düşen her şeyi yaptığını kay-
detti. Zaman zaman gazetecilere de
sert yanıtlar veren Öksüz. IMF'nin
kendisini sorgulaması gerektiğini
dile getirdi. Öksüz. "EYflF otorite-
lerideidarecileri de kendilerine dü-
şeni bir gözden geçinnelidir ve ha-
tanuı sadecedara düşmüş olan \iiz-
lerceülkededeğil bir şev ler vapmak
isteven idarecilerde de olabileceğini
düşürımeli" dedı.
Emredici değil
yol gösterici olunnıalı
ABD Başkanı George W.
Bush'un da IMF'yi eleştirdiğini
anımsatan Öksüz, "Bunun için em-
redici kunıluşlar oimak yerine. yol
gösterici, anlayıslı ve gerçekten
problem içine düşen yerlere İnsan
Hakları Evrensel Beyannamesi'ne
göreyaklaşım sağtamak lazım" de-
ğerlendırmesini yaptı. Bir soru
üzerine kendisinin tavnnın belli ol-
duğunu, bunun da "milletiçin" ol-
duğunu kaydeden Öksüz, "Sadece
Telekom ya da bir tek kuruluş için
veya yönetim kurulunda şu veya bu
görevı kinıin alacağj meselesinden
dolav ı mı bu iş kanşıyor sanıv orsu-
nuz? Neden buraya çekip topluyor-
sunuz hepsini? 20 tane proMemin
içinde kıvtınk bir problem. Prob-
lem mi acaba" dedi.
Öksüz. kendilerine düşen her
şeyi yaptıklannı belirterek "Şim-
di biz tavrı nereden bekliyoruz?
Bahane üretme merkezlerinden
değil. Basmdaki tarafgir ve kendi
ülkesinin insanlarını görevlilerini
(enkit ederek başkasına yaranma
imkinı gösterenler var. Bu anlayı-
şın dışında olmamız lazım" diye
konuştu. Öksüz, sorunun nasıl çö-
züleceğinin sorulması üzerine de
şunlan söyledi: "Bize göre sorun
voktur. Sorun çıkaranlar vardır.
Sorunu çıkaranlar, probiemin çö-
zümünü de beraberinde getirirler.
Benim bakanlığımla ilgili olan kı-
sınıda haksı/Jık vardır. Yönetimin
nasıl ve kiın olacağı konusunda
prensipler vardır. O prensiplere
uv uinıuştur. Bunun ötesinde konu-
yu konuşmam."
teliktedir. Mektubunda
Köhler IMF'nin parasal
desteğinin sona erdirilme-
veceğini özellikie vurgulu-
yor.Ancak bu desteğin de-
vam ettirilmesi için bazı
koşullann yerine getirii-
mesini vineü'vor."
IMF koşulîanndan biri-
nin Telekom yönetimi ol-
duğunu kaydeden Ecevit,
"KöbJer'in öne sürdüğü
iddialann gerçekie ilgisi ol-
madıguıı burada dilegetir-
dim. Buna rağmen Sayın
Köhler,haksıziddiasından
geri dönmüyor" dıye ko-
nuştu. Köhler'in Emlak-
bank sorununun çözüldü-
ğünü kabul ettiğini kayde-
den Ecevit. şöyle konuştu:
"Ancak, Tasarruf Mevdu-
aüSigorta Fonukapsamın-
daki bankalar konusunda
bazı endişeleri de bulunu-
vor. Ben IMF ile üişküeri-
mizin ktsa sürede normaJ-
leşeceğine inanıvorum. Sa-
ym Köhler. Türkiye ile iliş-
kilerini sürdürmekte
IMF'nin kararh olduğunu
özeUikie vurguladL Fakat
hiçbir devlet IMFile ilişkj-
lerinde Türkivt kadar ko-
şullanna özenli davrannuş
değikür.'*
İlişküerdevam edeeek
IMF'nin Telekom'u
bahane ederek Türki-
ye'den desteğini çekip
çekmeyeceğinin sorul-
ması üzerine Ecevit, Köh-
ler'in "Tiirkiye ikilişldle-
ri sürdürmektekararlı ol-
duklaruu" mektupta ılet-
tiğini söyledi.
Ecevit. bunalım nede-
niyle "Teknokrat hükü-
meti" söylentilerinin çık-
tığmın anımsatılması
üzerine, "Teknokrat hü-
kümeti saçmahktır. Bazı
çevreler Türkiye'de rejimi
buiandırmak ve bunu
sarsmak için birtakım ça-
balarda bulunuyorlar"
diye konuştu.
Sezer'in yetkilerini
EV1F eleştiremez
Ecevit, KöhJer'in Cum-
hurbaşkanı AhmetNecdet
Sezer'i eleştirdiğinin
anımsatılması üzerine.
"Sayu Cumhurbaşkanı
ile bizim anav asal kural-
lar içinde lartışmalanmız
olabilir, fakat Cumhur-
başkanhğı'nın yetkilerini
başka ülkelerin kuruluş-
lan eleştiremezler'' diye
konuştu. Ecevit, bir soru
üzerine Dışişleri Bakanlı-
ğı Müsteşan Faruk Lo-
ğoğlu'nun ABD'nin An-
kara Büyükelçisi Robert
Pearson ile görüşerek
Türkiye'nin görüşlerini
aynntılı olarak anlattığını
söyledi. Ecevit, "İlkdefa
bir başbakan IMF ile iliş-
küerde dayatma sözcüğü-
nü kullandı" arumsatma-
sı üzerine, "inceükler üze-
rinde durmavın" dedi.
Üslup daha sıcak
Ecevit. Köhler iie ge-
çen cuma yaptığı görüş-
meyle mektup arasında
üslup farkı olup olmadı-
ğının soruhnası üzerine.
"Mektup daha sıcak ve
mntiu edici" değerlendir-
mesini yaptı.
Ecevit, "Türkiye'nin
bir hukuk devieti olduğu-
nu söylediniz. Demokrasi
ileyönetildiğini söylediniz.
3 Mavis'ta ni>et mektubu-
na invza atarken fürki-
ve'nin demokratik bir ül-
ke olduğunu bilmiyor
muydunuz? Hükümetin
IMF'ye alternatif bir pla-
nıvarmı?" şeklindeki so-
ruya, "Havır alternatif bir
hükümet programına ge-
rek duymuyoruz" yanıtı-
nı verdi.
G U N D E M MUSTAFA BALB
• Baştarafi 1. Sayfada
re olan göl genişliği 50 kilometreye kadarindi. t
rinlik bir metre. Gölün çevresinde 100 metre <
nişliğinde bir balçık oluştu. Bu yüzden göle
yaklaşamıyoruz. Balık bırakamadığımız için ba
çılık da öldü..."
Şenliği düzenleyenler, göl yerine kazana ma
çalalım demişler. Keşke yine de göl k/yısına gic
seydi de, maya kayalara çalınsaydı. Hoca, baş
birders verseydi...
Geçen yıl Akşehir Gölü kıyısından geçerken b<
de ürpermiştim. Yo/un hemen devamında taş
alan, ardından balçık, dikkatle bakınca, taa ötec
Akşehir Gölü. Boğulmakta olan çaresiz bir kişi ç
bi sessiz inliyor.
Aslında Akşehir Gölü'nün kaderini bütün Anadc
)u gölleri paylaşıyor. Beyşehir Gölü iki metre indi,
Eskiden Akşehir'e su taşıyan Eber Gölü'nün ar
ca kendisine faydası var...
Sultansazlığı'na gidenler çölleşmiş yeşilsiz b
alanla karşılaşıyorlar...
Ulubat Gölü'nün 'ulu'su gitti 'bat't kaldı...
1970'lerde 8 metre derinliğindeki Manyas Gölı
2 metreye indi; artık, ikinci hecesiyle anılıroldu...
Yapılan araştırmalar, hemen bütün göllerimizir
kirlilik ve kuraklık tehdidi attında olduğunu, ancat
büyük çogunluğunun iyi bir planlamayla kurtanla-
bilecegini gösteriyor.
Devlet Su Işleri (DSİ) Genel Müdürlüğü uzun yıl-
lar yan sulak alanlann kurutulması için çalıştı. Ha-
tay'da Amik Gölü'nü 'başanyla' kurutup tanma ka-
zandırırken sel felaketlerinin de hazırlayıcısı oldu.
DSİ bugün de tarım alanlannın sulanması için ön-
cülük ediyor, yeraltı sulannın çıkanlmasını sağlıyor.
Ancak bunun bilinçsiz yapılması gölleri kurutuyor,
yörelerin iklimlerini olumsuz etkiliyor.
Ya tutarsal..
Biz yeniden Akşehir'e dönelim...
Sultan Dağlan'nın etekleriyle göl arasında salın-
cak kurup yüzyıllarca keyifli bir yaşam süren Ak-
şehir'e ne zaman gitsem, gölün yanı sıra mimari-
sinin de kurumakta olduğunu görür, hayıflanınm.
İki katlı Akşehir evlerinin pek çoğunun camlann-
da şu yazı asılıdır
'Satılık!'
Aslında satılık olan bizim tarihimiz!
Anadolu'nun pek çok eski yerleşim yeri gibi Ak-
şehir'de de eski kent alanında insarr güzel mima-
ri örnekteri izlerken zenginleşiyor, bunlann adım
adım erozyona uğradığını görünce üzülüyor. Tî-
mur'un Yıldınm Beyazrt'ı tutuklu olarak bulundur-
duğu Ferruh Şah Mescıdi açılmamış bir kitap say-
fası gibi dururken, hemen devamındaki sokakta
evlerin kapılanyla duvarian birbirine yaslanıp ortak
sonlarını bekliyor.
Kurtarılan kimi evler, taa uzaktan, "ben restore
edildim" diyor, ama nedense o doğallığın içinde bi-
raz yapay kalıyor.
Cengiz Bektaş, 'Akşehir Evleri' kitabını yazar-
ken pek çok eski ustayla konuşmuş. Evlerin inşa
biçimini, pencere yerinin seçiminden temei kazı-
mına kadar her şeyi aynntılanyla anlatmışlar. Eski
ustalar pencere yerini, hem ev sahibiyle hem de
komşularla konuşarak belirlermiş...
Gölü ve mimarisi kurumakta o\an Akşehir, Ana-
dolu'nun tarihi ve doğal zenginliklerinin bugünkü
durumunun fotoğrafını veriyor. Hoca'yı selamla-
yarak noktayı koyalım...
Nasreddin Hoca, Akşehir G-ölü'nün bu halini
görse.. Kuruyan gölün taşlannı bir bir topJayıp,
memleketi bu hale getirenlerin üzerine fırlatsa...
"Hoca napıyorsun, adamlann basına geiecek" di-
ye uyanldığında bağırmaz mıydı:
- Ya tutarsa!..
ankcum@ttnet.net.tr
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu
Kredininpsikolojik
yönü önemü
İZMİR (Cumhuri-
yetEgeBürosu)-Türki-
ye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) Başka-
nı Rıfat Hisarcıklıoğlu,
IMF ve Dünya Banka-
sı'ndan Türkiye'ye ak-
tanlacak kredi dilimle-
rinin parasal değerinin
çok yüksek olmadığını
ifade ederek "Ancak
bunun psikolojik etkisi
var. Bu açıdan önemli"
dedi.
TOBB Başkanı Hi-
sarcıklıoğlu ve yönetim
kurulu üyeleri, Izmir'in
Bergama. Aliağa ve
Menemen ilçelerinin ti-
caret odalannı ziyaret
ettiler. Hisarcıklıoğlu,
odalan ziyaretinde
yaptığı konuşmada,
Dünya Bankası'nın
Türkiye'ye aktaracağı
1.2 milyar dolar kayna-
ğın gelmesinde bir so-
run olmadığını dile ge-
tirerek "Bu para getir.
Maddi açıdan büyük
bir meblağ değil. Ama
geiecek paranın psiko-
lojik etkisi var. Ekono-
mi moral değerier üze-
rine oturur, moral ol-
mazsa güven olmaz"
diye konuştu. Hisar-
cıklıoğlu. erken seçim
tartışmalan konusunda
da bir değerlendirme
yaparak, bu tartışmala-
rın mevcut koşullarda
ülkeye yaran olmaya-
cağını savundu.
Laila Bar önünde gösterf
• Istanbul Haber Servisi - Ünlülerin eğlenci
mekânı olarak bilinen Kuruçeşme'deki Laila
Bar önünde dün gece 20 kişilik bir grup gösteri
yaptı. Pankart açan ve "Patronlar eğleniyor,
emekçiler eziliyor". "Hortumcular burada"
şeklinde slogan atan gruptakiler, daha sonra ara
sokaklara kaçarak dağıldı.
Sayısolh1 Mşitutturdu
ANKARA (Cuıuhuriyet Bürosu) - Sayısal Lo-
to'nun dün gece yapılan çekilişinde kuponunda
4,18,28,36,38 ve 39 rakamlannı işaretleyen bir
kişi 478 milyar 17 milyon 690 bin lira ikramiye
kazandı.
Milli Piyango Idaresi'nden yapılan açıklama-
ya göre Sayısal Loto'da 5 tutturanlar 1 milyar 107
milyon 690 bin, 4 tuttaranlar 10 milyon 265 bin,
3 tutturanlar ise 1 milyon 85'er bin lira kazandı.
Büyük ikramiyeyi kazanan talihlinin kuponunu
Istanbul Beşiktaş'tan yatırdığı bildirildi.