Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMU2 2001 PAZA.
10 PAZAR YAZILARI
Mersinli Muzaffer ile Afnkalı TriomphanîHaziran ayı bitti mi kuzey
yanmkürenin gençleri rahat bir nefes
ahr. Öğretim yılı sona ermiş, yeni
döneme kadar gerilim dolu günler
geride kalmıştır. Elbette bu arada
soluklanan yalnızca öğrenciler
değiidir; ülkesine, toplumsal konum
ve hassasiyetine göre çocuklanyla
"eğhinı" kâbusunu yaşayan
ebeveynler de bu rahatlamadan
paylannı alır. 14 yaşındakı (Muzaffer
anlamına gelen) Triomphant Koyame-
Unga'nın (T.K-L.) Orta Afrika'da
yaşayan anne ve babasmın
çocuklanndan yana pek dertleri yok.
T.K-L, geçen ekim ayında 5 sınıf
atlayarak Fransa'da burslu bilgisayar
mühendisliği okuyan ağabeyinin
yanına geldiğinde 13 yaşındaydı.
Çocuğun üstün zekâlılığını
kanıtlaması için Strasbourg Marie-
Curie Lisesi'nde bir sezon geçirmesi
yetmişti. Bölge Eğitim
Müdürlüğû'nden 3 Temmuz'da
yapılan açıklamaya göre T.K-L.
haziranda. üstelik de fen dahnda
girdiği lise bitirme sınavlannı
(Bakalorya) yüksek başan ile
tamamlamıştı. Ancak "Bakalorya" -
teorik olarak- ders bilgisi kadar
"olgunluk" da gerektirdiği için T.K-
L'nin arzusu ve ailesinın onayıyla
Kara Afnkalı "süper bücûr" yüksek
eğitimine kadar 1 yıl daha lisede
okumaya karar verdi.Bu seneki lise
bitirme sınavlannda -çoğunluğu-
terleyen 631.429 aday arasında T.K-
L'nin dışında 14 yaşında olan üç
gençle 77 yaşında az genç (!) bir kişi
daha vardı. Fransa, öğrenme ve
olgunluğun yaşla kısıtlı olmadığını;
temel ve orta eğitimi küçümseme
eğilimi gösteren bir
tt
dünya"da
Bakalorya'nın erdemlerini, bunun
halen adeta olmazsa olmazlığını
kanıtlayan bir ınatla klasik eğitim
sistemini sürdürüyor.
Ancak muhafazakâr
gözüken sistemine karşın
"TGV-ÇokHKnTren"il5
yıl önce kamu hizmetine
sokan mühendis
ekibinden, AIDS
virüsûnü, "Ödeme-Telefon
Kartiar"ındaki çipleri
keşfeden bilim insanlanna; Picrre
Bourdieu, Jacques Derrida'dan
(sırasıyla sosyolog ve filozof),
Zinedine Zidane'a (dünyanın en pahalı
futbolcusu) çeşitli "yarancılarr
üretmeye devam ettiği gibi; Sınır
Tanımayan Doktorlar ve Gazeteciler
veya Jose Bove gibi küreselleşme
karşıtı hareket ve liderler
yetiştinnekten, sol iktidannda
komünist bakanlar bulundurmaya
yeltenen tek Batı ülkesi olma
"onurunu" da taşıyor. Taşıyor zira,
"Franaz Cumhuriyeti", cumhuriyet
PARİS
UĞUR
HÜKÜM
kavramına layık 4 temel
ılkeyi kayıtsız şartsız
benimsemiştir: "Bağımsız
Eğitim Özgüriüğü, 6-16
Yaş Arası Zorunlu Eğitinı,
Laiklik ve Ücretsiz
Eğföm."
_ ^ _ ^ _ _ Her şey kâğıt üstündeki
mükemmelliyette mi
yürüyor? Doğaldır ki hayır... Ama:
Anaokulu, kreşi de dahil tüm temel ve
yüksek eğitim bedava. Yalnızca
yüksek eğitimde en pahalısı 150
milyon TUyi geçmemek kaydıyla bir
kerelik kayıt ücreti alınıyor. Ilk ve orta
eğitimde öğrenciye kitaplar bedava,
fakat ödünç veriliyor. Öğrenci yıl
sonunda, ahndığı gün kaplanması
gereken kitaplan okunmayacak
derecede eskitip iade ederse kitaplar
kendisinde kalıyor ve taban ederi
velilerden talep ediliyor. Ailelerin
(yani çocuklann) okul seçimindeki tek
ölçüt "coğra/ı veidari" ölçüttür.
Çocuğunuz oturduğu mahalle, kent
veya belediyenin okullanna devam
etmek "zorundadır". Yok siz
çocuğunuzu paralı bir okula yollamayı
tercih ediyorsanız başınızın çaresine
bakmak zorundasınız. Sayın okur,
"Vahşi Hberal Thateher - T. Özal"
ekonomisınin kaçınılmaz uzantısı
"krizm" etkisiyle çocuklannı özel
okullardan çekmek zorunda kalan
veya ne yapacağını bilemeyen
Türkiye'deki dostlanmızın durumunu
öğrenince "sosyal devlefin ne demek
olduğunu daha iyi anlıyoruz.Fransa'da
en değerli okulJar ne Amerikan, ne
ttalyan, ne Alman (Fransız
diyemiyoruz anlam kaydırması
çıkıyor!!!) ne de bilmem ne özel
sermaye gruplannın okullan değildir.
Fransa'nın en iyi eğitim kurumlan
devlet okullandır. Hali vakti veya
ilişkisi yerinde olan aileler,
Belçika AB'ye damgasını
vurmayı planlıyor ama...
Belçika, geçen pazar, 6 ay
için Avrupa'run başkanlık
kolruğuna oturdu. Uyeler
arasmdaki anlaşmazlıklan
dahiyane uzlaşma
kültürüyle çözmesiyle ünlü
Belçika'nın 11. dönem
başkanlığı olmasına karşın
ilk kez bir Belçika
hükümetı "Daha federal bir
Avrupa ve güçiü bir Avrupa
Komisyonu" olarak
özetlenebilecek görüşlerini
AB'ye kabul ettirmek için
çaba harcıyor. Isveç'in
dönem başkanhğının
bitmesine 2 ay kala 2
Mayıs'ta önceliklerini
açıklayan ihtiraslı Guy
Verbofstadt hükümeti,
AB'ye damgasını vurmayı
planlıyor. Dönem
başkanhğının önemli
oyunculan Verhofstadt ve
hafta başında Ankara'ya
gelip "Kıbns komısunda
masaya oturun, AGSP'yi
engelİemeyin ve Ulusal
Programı uyguIayuT
mesajlannı ileten Dışişleri
Bakanı Louis Mkhel
olacak. Verhofstad 2
Temmuz'da Avrupa
Komisyonu ile yaptığı
toplantıda dönem
başkanlığı önceliklerini 7
başlıkta özetledi: Avrupa
sosyal modeli; Euro ve yeni
ekonomik gündem;
özgürlük, güvenlik ve
adalet; sürdürülebilir
kalkmma ve daha iyi bir
yaşam kalitesi; genişleme;
AB'nin uluslararası rolü ve
geleceği. Ancak bir de
madalyonun öbür yüzü var.
Planlara karşın dönem
başkanlığı diğer olaylarla
engellenme tehlikesiyle
karşı karşıya kalabiliyor.
Ömeğin genişleme konusu.
Göteborg doruğu (her ne
kadar AB hükümetleri
zamanlama konusunda
kuşkulu olsa ve Almanya
ve Fransa gibi iki büyük
ülke sadece aday ülkelere
îrlanda'nın genişlemeyi
öngören ve adaylann AB
üyeliklerini ilgilendiren
Nice anlaşmasını
reddetmesinin AB'ye
girişlerini geciktirmeyeceği
güvencesini vermek
amacıyla kabul etmiş olsa
da) "yeni üyelerin 2004
vılında AB've katümasT
isteğini ortaya koyarak,
Nice doruğunu somut bir
a
amaç"a dönüştürdüğü için
başan olarak kabul ediliyor.
Bu nedenle Belçika'mn,
dönem başkanlığı sırasında
aday üyelerle yapılacak
genişleme görüşmelerinde
"hassas konulan" en
azından 2. Irlanda oylaması
olumlu atlatılıncaya kadar
sumenaltı edip, arka plana
atması gerekecek. Zaten
Belçika'mn genişleme
konusunda yapabileceği
fazla bir şey yok. Önemli
genişleme konulannın
çözümü gelecek yıl
yapılacak Fransa ve
Almanya seçimlerini
beklemek zorunda. Bu
sorunJann 2004'te
adaylann üyeliğe kabulünü
yetiştirecek hızda
çözülmesı şansı ise çok az.
Kurumsal reformlar
konusunda federalistlerle
BRUKSEL
ERDtNÇ
UTKU
ulus-devletçiler arasmdaki
farklıhklar arttı. Almanya
Başbakanı Gerhard
Schröder Göteborg'da
"güçlü bir Avnıpa
komisyonu ve ulusal
hükümetkr hakkında daha
az söz sahibi olan bir
Avrupa Parlamentosu
isteyerek" federal görüşünü
dile getirdi. Schröder. AB
bütçesinin bir kısmını
karşılamak üzere bir AB
vergisi de önerdi. Avrupa
Komisyonu Başkanı
Romano Prodi ile
düzenlediği basm
toplantısında "Avrupa
vergisi'' kavramını
"doğrudan finansman"
adıyla öneren Verhofstadt,
bununla Avrupalı'yla AB
arasmdaki bağı pekiştirmek
istiyor. Dönem
başkanlıgına oturmadan 2
gün önce tam federal
Belçika'ya giden yolda 5.
devlet reformunu "tarun,
dış ticanrt ve mali
konularda bötgeiere daha
fazla vetki verilmesini
öngören" Lambermont
anlaşmasını kabul ederek
yapan Belçika, doğuştan
federalist olmasına karşın
AB Başkanlığı süresince
Almanya, Fransa ve
tngiitere'nin başını çektiği
diğer ülkeler arasında
tarafsız bir yol izlemek
zorunda kalacak. Bu
tartışmanın 2-3 yıl daha
sürmesi bekleniyor.
Siyasi açıdan ise AB,
Belçika'ya potansiyel bir
tehlike olarak
Makedonya'nın
şekillendirilmesini bıraktı.
Ekonomide ise gelecek
biraz daha parlak. Euro
bölgesindeki enflasyon 8
yıldır ilk kez mayısta yüzde
3.4'e çıktı. Belki de
durgunluk kapıda bekliyor.
Euro konusunda ortahğa
korku yayılıyor.
Kalpazanlann, hırsızlann
ve kara para aklayıcılann
Euro'ya geçildiğinde
yaşammuzı nasıl bir
eziyete dönüştüreceği
konuşuluyor. Hatta
Fransa'nm, 1 Ocak'tan
sonra durum kontrolden
çıkarsa Fransız Frankı'nı
tek ulusal para birimi
olarak kullanmaya devam
etmeyi düşündüğü
söyleniyor. Euro'ya geçiş
konusunda kararlar, Avrupa
Merkez Bankası ve ulusal
hükümetler tarafından
sorunlar ortaya çıktıkça
alınacak. Böylesi bir
durumda Belçika dönem
başkanlığında ne yapabilir?
Bunu aralıkta yapılacak
Laken doruğunda
göreceğiz. Belki o zaman
adaylann durumu, AB'nin
sorumluluklan, üyelerin
görevleri, AB finansmanı
vb. açıklığa kavuşabilecek.
Nice doruğunda küçük
ülkelerin sözcülüğüne
soyunup adı "Nke Guy"a
çıkan Guy Verhofstadt'ın
AB'den fazla AB'ci olması
nedeniyle oy kaybetme
riski bile ihtirasmı
azaltmaya yetmiyor.
Türkiye'nin AB üyeliği
konusunda ise Belçika'mn
yetkililerimize görevlerini
anımsatmaktan başka
yapabileceği fazla bir şey
yok. Aynı Dışişleri Bakanı
Michel'in yaptığı gibi!
ElHaliVde
yine
çatışma
Baü Şeria'daki
ElHalil
kentindedün
yine Fılistinliler
Ue tsrail
askerieri
arasuıda silahlı
çatışma çıkO.
SUahiı
Filistinliler
kentteki
Avraham Avinu
Yahudi verkşim
birimine ateş
açarken tsrail
askerieri buna
'bütün
yönJerden yoğun
ateşle' karşüık
verdi. Öfketi
yerieşimciler de,
Fılistinlileriıı
dükkânlanna
saldırdL Olaylar
sırasmda
2FiKstinli
yaralandL
(REUTERS)
çocuklannı örneğin Paris'in, Lyon'un
şu veya bu semtinde oturuyor
göstertip oradaki devlet okuluna
yazdırtmak için uğraşırlar. Tüm kalite
farklanna karşın çoğu taşra veya kenaı
mahalle okullan dahi ülke
seviyesindeki başanya yakın oranda
başanlı mezun verir. Her yıl ülke
çapında yüzde 75 ile yüzde 80 arası
değişen liseden mezun olma oranı
bunun en somut kanıtıdır. Liseyi
bitiren gençler, diledikleri üniversiteye
girmekte serbesttirler, yeter ki oyunu
kuralına göre oynasınlar. Gençler
erken yönlendirmeyle ne
yapacaklannı bilirler... Bir başka •>..
deyişle sosyal sınıflann ve gelir
düzeylerinin etki ve etkinliği bir
biçimde kendini yine de gösterir.
Fırsat eşitliğı, fırsat özgürlüğüyle her
zaman atbaşı gitmez, gidemez. Bu
yüzden de sendikalar, sivil toplum
kuruluşlan sürekli bir "sosyal
mücadele" sürecinde yaşarlar.
Işte bu noktada Mersinli ikinci
Muzaffer'den söz edebiliriz. Bir
göçmen çocuğu olan Muzaffer K.
ile Orta Afnkalı göçmen çocuk
"Muzaffer" T.K-L. arasmdaki tek
paralellik, her ikisinin de 13
yaşında Fransa'ya gelmesinde
yatar. Türkiye'deki taşra
ortaokulundan göçen Muzaffer
K'nin de emekçi ancak aydın
annesı ve babasmın uzun süredir
bu ülkede olması pek bir şey
değiştirmez. Akıllı ve çalışkan
bir çocuktur Muzaffer K. Ancak
ortaokul ve lisede başanlı
olamaz. Devlet liselerinde
başanlı olamayan çoğu alt gelir
gruplan veya göçmen
çocuklannın gittiği meslek
okullanna yönlendirilen
Muzaffer, daha diplomasını
almadan iş hayatına atıldı. 4 yıl
önce ünlü bir ayakkabı
mağazalan zincirine girdi ve
şimdi bu "marka" mağazalardan
birinde reyon şefi. Her ne kadar
"Bakalorya", Muzaffer K. ile
"Muzaffer" T.K-L. "kaderini"
belirleyemiyorsa veya
belirlememiş de olsa, kuraldışılar,
kuralı değiştiremiyor...
Ten renginiz koyu ise daha az maaş!
Nüfusu 32 milyonu geçmeyen
göçmenler ülkesi Kanada, her yıl
yüz binlerce göçmen kabul ederek
üretim-tüketim çarkını
döndürmektedir. Caddeler boyunca
yürürken sağınızda ve solunuzda
Hintliler, Çinliler, Uzakdoğulular
ve daha birçok ırkı kolaylıkla ayırt
edersiniz, hatta bazı sokaklarda
kendinizi Çin'de hissedebilirsiniz.
Tüm tabelalar, restoranlar ve banka
isimleri Çincedir. Şaşırmayın,
burası Kanada'nın en kalabalık ve
göçmeni yoğun şehri Toronto. Yine
Toronto Universitesi'nde bir tur
attığınızda, üniversite nüfusunun
da hatın sayılır bir kısmının Asyalı
yahut Uzakdoğulu olduğunu fark
edip, şaşınrsmız. Fakat bu kadar
yoğun bir göçe rağmen ülkenin
işgücü ihtiyacı bir türlü son
bulmaz, çok popüler bir tanımla
"beyin göçü" Kanada'nın
kavuştuğu ışgücünü eritir. Zira
Kanada'nın güney komşusu ABD.
çok daha yüksek maaş seviyeleri
ve daha az gelir vergisi ile
göçmenleri ve hatta Kanada'nın
kendi vatandaşlannı bile
cezbetmektedir. Geçen kasımda
yapılan seçimlerin ana tertışma
konulanndan biri de Amerika'ya
beyin göçü idi ve çözüm olarak
vergi oranlan düşürüldü. Elbette ki
söz konusu böyle bir mozaik
olunca, her anlamda toplumsal
dengenin sağlanması çok büyük bir
önem kazanıyor. Örneğin iş
hayatında aymmcıhk, böyle
gelişmiş bir ülkede dahi halen
ülkenin en hassas toplumsal
konulanndan biri. Bu konuya
kamunun dikkatini çekmek ve
çözümler getirmek amacı ile çeşitli
kurumlar faaliyet göstenyor.
Bunlardan biri olan Kanada Ulusal
Irk llişkileri Kuruluşu, eğitim ve iş
alanlannda, özellikle beyaz ırktan
olmayan göçmenlere uygulanan
aynmcıhğı yok etmeye yönelik
programlar yürütüyor. Bu
kuruluşun araştırmasına göre
işyerlerinde, Anglo-Sakson
beyazlar ve bunlann
dışında olanlar
arasında, gelir
seviyeleri ve çalışan
eşitliği anlamında ırk
aynmcıhğı devam
etmektedir. Ülkeye yeni
göç eden bir beyazın
kazandığı 1 dolara — — —
karşılık, beyaz olmayan bir
göçmen 78 cent kazanmaktadır.
Rapor Özetle diyor ki ten rengi,
aksan gibi görülür farklıhklar,
kariyer yolunda tüm göçmenlerin
korkusu olmaya devam ediyor.
Üniversite mezunu olan göçmenler
arasında yapılan bir başka
araştırma, beyaz olmayan bir
göçmenin bir beyaza nazaran yılda
7000 dolar daha az kazandığını ve
ten rengi koyulaştıkça bu farkm
daha da açıldığmı ortaya
koymaktadır. Bir yandan bu
eşitsizliklere çözümler aranırken,
ibadet imkânlan anlamında verilen
hizmetler de nüfus yoğunluğuna
göre dengeli bir şekilde
sağlanmaya çalışılıyor. Örneğin
mayıs ortalannda yaşadığımız
sayımda ilk defa, kişinin dinsel
inancmı saptamaya yönelik bir
soru soruldu. Böylece ibadet
mekânlannın yeterli olup olmadığı
saptanabilecek. Bu soru 59
sorudan oluşan uzun anket
formunda yer alıyordu. Kısa
formda ise 7 sonı vardı. Uzun
versiyon, nüfusun yüzde yirmisine
dağıtıldı ve bu
örnekleme oranının
toplumun yapısı
hakkında yeterince
sağlam bir bilgi
vereceği düşünülüyor.
Bu sayımın bir özelliği
de, ilk defa, aynı
cinsiyetten olup da
aile hayatı yaşayan çiftlerin
sayılması oldu. Sayım günlerinde
bütün bir günü evde kapalı
geçirmek zorunda olan bir ülkenin
vatandaşı olarak, böylesi acısız bir
sayıma gıpta etmemek elde değil.
Her haneye tek tek içinde anket
formu ve postaya atılmaya hazır bir
zarf olan paketler dağıtılıyor; tek
yapacağınız, eğer şansınıza 59
soruluk form çıkmamış ise, beş
dakikaruzı ayırmak ve zarfınızı
posta kurusuna atmak. Daha
evvelden anket formlannı geri
TORONTO
BERNA
DEMİRYOL
göndermedikleri için kara listeye
alınmış semtlerde ise görevliler
kapı önünde cevaplan
kaydediyorlar. 1901 'deki
sayımlarda uygulanan 561 soruluk
anketi düşünürsek 59 soru peynir
ekmek gibi gelebilir. Bilgi
kaynaklan ve toplama
yöntemlerinin çok kısıtlı olduğu o
dönemlerde sayımlar tek bilgi
kaynağı durumunda imiş ve her
sayımın ardından kayıtlan bilgi
haline getirmek için birkaç yıl
çalışılıyormuş. Şimdi ise hem çok
çeşitli kanallar ile bilgi toplamak
mümkün, hem de otomasyon
sayesinde sayımlann ardından kısa
bir süre içinde nüfusun ne
kadannın işe toplu taşıma araçlan
kullanarak gidip geldiğine kadar
detaylı bilgiler ediniliyor. Uzun tip
anketteki sorulara göz attığınızda
gerçekten anlamlı ve hizmet
üretmeye yönelik sorular
sorulduğuna ve sayım denen bir
günlük eziyetin sadece "vay be 62
mihon olmuşuz" demek için değil,
aslında bir planlama aracı olarak
nasıl verimli kullanılabilecleğine
tanık oluyorsunuz. Geçen gün
Kanada Istatistik'in web sitesinde
dolanırken 1871 sayım kayıtlannı
buldum. Aileler köklerini
araştırabilsin diye koymuşlar. Fikir
öyle hoşuma gitti ki, sanki dedem
\^ınus'u orada görebilecekmişim
gibi kayıtlar arasında
dolaşmaya başladım.
TEŞEKKUR
Genç yaşta ani ölümüyle bizleri
derin acılar içinde bırakan
Alaçam ailesinin oğlu, Eylem Ekmekçi
Alaçam'ın eşi, Ekmekçi ailesinin damadı
Sevgili varhğımız
MUSTAFA
MELİH
ALAÇAM'ın
vefatı dolayısıyla acımızı paylaşmak üzere bizzat
cenaze törenine katılan, dernek ve vakıflara bağış
yapan, çelenk gönderen, telefon, telgraf ve
ziyaretleriyle bizleri yalnız bu-akmayan ve
desteğini bizden esirgemeyen tüm dost, arkadaş,
akrabalanmıza, kurum ve kuruluşlara
sonsuz teşekkürlerimizı sunanz.
AL4ÇAM VE EKMEKÇİ AİLELERİ
tLAN
T.C.
FOÇA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1979/87
Karar No: 1984/148
Davacı Maliye Hazınesi tarafından davalılar Veliyit-
tin Ürüncü, Latife Aypar, Zatıye Genç aleyhlerine açı-
lan kadastro kotnisyon karannın ıptali ve tescil davasın-
da verilen karar davalılar tarafından temyiz edılmış ol-
makla, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 27.2.1989 tarih
ve 1989/604-1956 Esas ve Karar nolu ilamıyla bozul-
masına karar verilmış olup, yukanda adı geçen davalı-
lara tehligat yapılamadığından yukanda açıldanan boz-
ma karannın davalılara teblığ yenne kaim olmak üzere
ılan olunur. 19.02. 2001
Basın: 38655
DÜZELTME
5 Temmuz 2001Perşembe günü gazetemizde
Basın: 38437 numarası ile yayımlanan Dikılı Icra
Daıresı ilanında dosya nosu
1992/204 Tal. olarak sehven yazılmıştır.
Doğrusu 1998/204 Tal.'dır.
düzeltiriz.
KADIKÖY 3. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2000532
Davacı Türkan Coşkun vekılı A\ Tahsın Topçu tarafindan da-
valılar Burhanettın Kaya vd. aleyhlenne açılan veraset ılamının
ıptali ve yeni mırasçılık belgesı \ enlmesı davasında,
Dahılı davalılar
- Ömer Kajabay.
- Arzu A>ikgezmez,
- İbrahım Ayıkgezmez,
- Ajiıur Ayıkgezmez,
- H. Kamran Ayıkgezmez.
- Ferhan K. Ayıkgezmez,
- Ferda F Ayıkgezmez,
- Fatma Zabye Bûyükçentmen
ve Sabahat Oncü'nün müşterek adreslen olarak bıldınlen "Ha-
sanpaşa Nebızade Sokak No 21 Kadıkoy lstanbul" adresıne gön-
denlen davetıyeler teblığ edılememış bulunduğundan kendılenııe
ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmış olmakla Davalılar
Ömer Kayabay-Arzu AyTkgezmez-lbrahım Ayıkgezmez-Aynur
Ayıkgezmez-H Kamran Ayıkgezmez-Ferhan K. Ayıkgezmez-
Ferda F. Ayıkgezmez-Fatma Zatıye Bûyükçentmen ve Sabahat
Oncü'nün duruşmanın bırakıldığı 12 7.2001 günü saat 10.15'te
mahkemede hazır bulunmalan. bulunmadıklan takdırde ve bir
vekıl manfetıyle kendılennı temsıl ettırmelen, dava ile ılgılı tüm
belgelennı ıbraz etmelen. belırtılen gun ve saatte duruşmaya gel-
medıklen veya kendılennı bir vekıl manfetıyle temsıl ettırmedik-
len takdırde duruşmaya yokluklannda devam olunacağı hususu
HMUK'nın 509-510 maddelen geregınce ılanen teblığ olunur.
15 6 2001 Basur 39282
İ L A N • • <.
KARŞHAKA ASLÎYE TtÇARET
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN
Esas No: 1998/489
r
-
Karar No: 2000/123
Davacı Yapı ve Kredi Bankası AŞ vekili tarafindan davaldar Hülya Enger ve Se-
bahattın Zeytun aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının venlen karan gereğin-
ce; Mahkemece verilen 30.5.2000 tanh 1998'489 esas 2000/123 karar sayıh ilamı,
davalı Sebahattin Zeytun vekili tarafından temyiz edılmış ve Yargıtay 15. Hukuk
Dairesi'nin 7.5.2001 tarih ve 2001/2078 esas 2001/2451 karar sayılı üamı ile tüm
temyiz ıtirazlannın reddi ile temyiz eden davalı üçüncü şahıs yaranna bozulmasına
karar venlmıştir.
Davalılardan Hülya Engür tüm aramalara rağmen bulunamadığından, yukanda
özetı yazılı davaya karşı Yargıtay ilamı ilanen tebliğ olunur. Basın: 39161
tLAN
T.C.
KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2001/277 Vasi Tay.
Mahkememizce verilen 29. 05.2001 tarih ve 2001/277 Esas. 2001/400 Karar sayılı
ilamı ile, Çorum, Sungurlu, Kemallı, Cilt: 81, Hane No' 149 da nüfusa kayıth bulunan,
Yılmaz Sertaç oğlu, Ülya'dan olma, 18.09 1980 d.lu davalı-mahçur Ernre Özaydın
M.K.nin 355. maddesı geregince vesayet altına aluıarak kendisıne annesı Ülya Özaydın
vasi tayin edilerek M.K.nin 369. maddesi geregince velayet hükümlennın tatbıkıne ka-
rar verilmiştir. Ilan olunur. 13. 06.2001 Basın: 39042