25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMUZ 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 kisi tarafından bıcaklandı J_ urku soyledigı ıçııı oldııruldu SÖZÇİZGİNİN T\ırhan Selçuk lZMtR(AA)-tzmir'ın Usancak semtınde. dün abaha karşı. "sokakta üksek sesletürküsöyledi- £T gerekçesiyle 3 kışının ,aldınsına uğrayan 22 ya- .ındaki Fevzi Şenyurt bı- ;aklanarak öldürüldü. Fevzı Şenyurt, kardeşi Vbdullah Şenyurt (20) ve cardeşinın kız arkadaşı 3zJem Gönenci ile Alsan- ;ak Plevne Bulvan'nda ürkü söyleyerek yürür- «n "Neden yüksek sesle türkü söyMiyorsunuz" dı- ye soran üç gençle tartış- tı. Kavgaya dönüşen olay- da, kimliklen belirlene- meyen üç kışıden bin, Şenyurt'u bıçakladı. Al- sancak Devlet Hastane- si'ne kaldınlan yaralı genç, yapılan tüm müda- halelere rağmen kurtan- lamayarak yaşamını kay- betti. Cinayetin görgü tanığı durumundaki Şenyurt'un kardeşi Abdullah Şenyurt ve kardeşinin kız arkada- şı Özlem Gönenci, Cina- yet Büro Amirliği'nde tek tek ifade verdiler. Şenyurt ve Gönenci, tanımadıkla- n üç kışinin, Efes Pasta- nesi önünde yollanıu kes- tiklerini, "Neden yüksek sesle türkü söylüyorsu- nuz" diye kendileriyle tar- tışmaya başladıklarını, ar- dından da birisinin Fevzi Şenyurt'u bıçakladığını anlattılar. Şenyurt'un işsiz oldu- ğu; kardeşinin, annesinin ölümü nedeniyle asker- den ızinli geldiği, olay ge- cesi de Alsancak semtine gezmeye çıktıklan belir- lendi. Emniyetyetkilileri, Şenyurt ile aralarında "husumet" bulunan kişi- lerin de tespitine çahştık- lannı kaydettiler. GÖKTEN ÜÇ AYVA DÜŞMÜŞ, ÜÇÜ DE YOKSUL YURTTAŞA.. Istanbullular, boğazdan geçen tankerlerin yaratabileceği tehlikeyle iç içe yaşıyor Kentin içinden geçen bomba BirsüreöncebakunaahnanAtatürk (Unkapanı)Köprüsübugüntrafiğe açıuyor. Köprünün kapah bulundu- ğu siire içinde tstanbullulan çileden çıkaran trafik sıkışıklığv yeni başlayacak yol düzenleme ça- hşmaian nedeniyle uzun bir süre daha devam edecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfıt Gürtuna, L nkapanı köprüsü'nün bugün yeniden trafiğe açılacağıru belirterek "Köprü açüdık- tan sonra bölgedeki trafik rahadayacak" dedi. Cağaloğlu'nda yol düzenleme çalışmalaruun ya- püdığı Nuruosmaniye Caddesi ile sokaklan gezen Gürtuna, burada >aptığı açıklamada, cadde- nin çevre düzenleme çalışmasının önümüzdeki günlerde tamamlanacağıru, daha sonra Sulta- nahmet, Beyazıt ile Laleli'de çahşmalara başlanacağını söyledi. (Fotoâraf. BİROL KELEŞ) • Türk boğazlanndan geçen LPG yüklü bir tankerin kaza sonucu patlaması halinde atom bombası etkisi yaratacağı bildirildi. Amonyak yüklü bir tankerin kaza yapması durumunda ise ortaya çıkacak 1.3 gram amonyağın yanm saatten az bir süre solunması halinde ölüme neden olabileceğine dikkat çekiliyor. îstanbul Boğazı için tahmin edilen risk, depremden 43 kat daha fazla. ANKARA (AA) - Boğazlardan geçen LPG erden 4 bin 937'si ham petrol tankeri, 474'ü yüklü bir tankerin kaza sonucu patlaması halinde atom bombası etkisi yaratabileceği, amonyak yüklü bir tankerin kaza yapması du- rumunda ise ortaya çıkacak 1.3 gram a- monyağın yanm saatten az bir süre solunması halinde ise ölüme neden olabileceği bildiril- di. Denızcilik MüsteşarhgYnın verüerine göre, toplam 325 kilometreden oluşan Türk boğazlan, güvenli seyri engelleyen doğal un- surlann yanı sıra sahip olduğu trafik yoğun- luğu ile çarpıcı özelliklere sahip. Montrö An- laşması'nın imzalandığı 1936 yılında ortala- ma yılda 4 bin 400 gemi geçerken, günümüzde 26 bin 900 uğraksız olmak üzere ortalama 45 bin gemi geçiş yapıyor. Dünyanın en dar kanallanndan biri olan îs- tanbul Boğazı'ndan geçen yıl 48 bin 79 gemi geçiş yaptı. Bu gemilerin günlük ortalaması 134 olurken, günlük ortalama geçen tanker sayısı da 17. Bu, her 10 dakikada bir gemi geçişi anlamına geliyor. Îstanbul Boğazuıdan geçen gemilerin 5 bin 93'ü petrol ve petrol türevleri olan tehlikeli yük taşıyor. Bu gemil- LPG (Likit Petrol Gazı) ve 682'si ise kimyasal yük taşıyan tankerler oluşturuyor. Îstanbul Boğazı aracılığıyla yaklaşık 70 milyon ton tehlikeli yük taşınıyor. Çanakkale Boğazı'ndan geçen yıl 6 bin 93 petrol ve petrol yükü taşıyan gemi geçerken, bu gemilerin taşıdığı tehlikeli yük miktan ise 83 milyon ton. Denızcilik Müsteşarhğf ndan alınan bılgiye göre, amonyak gazı taşıyan bir tankerin kaza yapması durumunda havada metreküpte 1.3 gram amonyak olması ve yanm saatten az bir süre solunması halinde ölüme, bu oranın hava- da metreküpe 3.7-7.5 çıkması halinde ise ani ölümlere yol açıyor. Petrol gazı, yaklaşık 300 kat küçültülerek sıvılaştırmak suretiyle tankerlerle boğazlar aracıhğıyla taşınıyor. Çok özel tasarlanmış bu LPG tankerlerinin her- hangı bir kaza sonucu patlaması durumunda ise "atom bombası etkisi" yaratacağına dikkat çekiliyor. Böyle bir kaza anında atom bom- basının yaratacağı "yanma, yakma, büyük padamalar ikzehirlenme'' olaylanna neden o- labileceği bildirildi. Evliliklerin yüzde 21.7'si akrabalar arasında yapılıyor ANKARA (ANKA) - Türkiye'de yapılan her beş evlilikten birinde eş- îerin akraba olduğu bildirilirken ak- raba evliliğinden doğan çocuklarda doğumsal hastalıklann görülme ora- nmın daha yüksek olduğu kaydedil- çilesi bitmiyop • tSTANBUL(AA)- Adapazan'nda, 17 Ağustos depreminden sonra yerleştirildikleri prefabrike konutta çıkan yangından annesi tarafından kurtanlan 4 yaşındaki Adem Taşkın, tedavi edilmezse sakat kalacak. Bütün vücudu yanan 4 yaşındaki Taşkın, ellerini kullanamıyor, güneşe çıkamıyor. Yangından sonra yaklaşık iki ay tedavi gören Adem Taşkın'm yaşıtlan gibi normal bir hayat sürebilmesi için güneş koruyucu bir elbise ve ellerini kullanabilmesi için de bir cihaza ihtiyacı bulunduğu bildirildi. • SANDDOI(AA)-Afyon'un Kızılören ilçesinde belediye binasına pencereden giren kimliği henüz belirlenemeyen kişı ya da kişiler, kasayı aşağıya indirip Belediye Başkanı Yusuf Canh'nın 03 EC 020 plakalı makam otomobiline yüklediler. Makam aracıyla kaçan hırsızlar, boş bir arazide indirdikleri kasayı açamayınca, otomobili de bırakarak kayıplara kanşülar. di. UNlCEF'in "Türkiye'de Kadm ve Çocuklann Durumu Raponı"na gö- re, Türkiye'de evliliklerin yüzde 21.7'si akrabalar arasında yapılıyor, akraba evliliklerinin yüzde 70'i ise birinci dereceden akrabalar arasında gerçekleşiyor. Raporda, akraba evliliklerinin oto- zomal resesif (eşlerden birinde hasta- lık görülüyorsa genetik geçişle çocuk bunun taşıyıcısı olabiliyor) geçişli hastalıklann toplumdaki sıklığım art- tırdığı kaydedilirken "Akraba evBH- ğinden doğan çocuklarda doğumsal hastalıklann görülme oranı. genel top- lumda bildirilen yaklaşık yüzde 4 ora- nına göre yüksektir" denildi. Halk eğitimi gerekli Raporda. akraba evliliklerinin sık görüldüğü talesemi yönünden riskli bölgelerin bulunduğu Türkiye'de, ge- netik hastalıklardan korunma için halk eğitiminin planlanması ve sunu- munun gerekliligi vurgulandı. UNlCEF'in raporunda, multifaktö- riyel (genetik dışı) kalıtımla geçen hastalıklann aile bireylerinde görül- me olasılığının birinci derece akraba- lar arasında yaklaşık yüzde 2-10 ol- duğu bildirilirken bunun, genel top- lumda görülme riskine oranla 20-40 kat fazla olduğu kaydedildi. Raporda, genetik hastalıklarda te- davinin değil, bu hastalıklann önlene- bilmesinin önemi vurgulandı. Rapora göre, yenidoğanlarda sinir sistemi hastalıklan, kalçanın normal gelişimini gösterememesi, doğuştan kalp problemleri, yank damak-dudak, midenin çıkışında darlık nedeniyle sık sık kusma; erişkinlerde kalp has- talıklan, alerjik hastalıklar, hipertan- siyon, diyabet gibi hastalıklarda aile hikâyesi büyük önem taşıyor. ASPENDOS •ULUSLARARASI OPERA VE BALE EESTÎVALİ 2W1 ANTALY^k MvM Op*n m BaM* Gml UudûrtüJÜ ^ --, 15 Hulran 2»ftl D«M Optra M BaİKİ e t M MMürtü$> 17 Haürv 2001 20 HulfM 3MI A ^ * Ytann Ulunl Opw|i . ^ 4 ktnbulOwlMap«r*v#BdMİ ' 2* ttemn 2001 3 TMmu !M1 AnMytOmtMOpmMBalMl "" HttÇMDZ- HÛtKMSIAIAN % %• k * moittro 1 l CAIMEM 1A1UVUTA JC. H. Stott. / 0. Sc«ta« N.KodaUı L " ^ M.Taodorakiı | î • G. Biat B * Opm Opm Opwa T TM nmuı $PA(TACUS A. ıauehWıırl«n . . . . Tecnsil başUma SaMi 213^e> >î Rezervasyon ve Bitet Saîış : '' Devlet Opera ve Bdesi Genel Mwi6rlüğü / ANKARA: 0 312 309 14 09 C Antdya Arkeolofı Muzesi: 0 242 241 45 28 Katkılarından dolayı Sheraton Voyager Antalya Hotfcl, Barut Oteilerı, 1 ^ "»• ^ f T " " " " " Akşam, Cumhurıyet, Hürrıyet, Radikal, Sabah, Aty, BRT, ETV, TV8 teşekkûr « t e ı t ^ T ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Düzeni Değiştirmek Pazartesi akşamüstü; IMF, salı günkü toplantısı- nın gündeminden, Türkiye'ye verilecek kredinin gö- rüşülmesinı çıkartınca, birileri fena halde paniklediy- seler de durumu idare etmesini bildiler. (Zaten bu 'krediye' 'yardım' denilmesinden de bir türlü vaz- geçmediler). Aynı akşam StarTV'nin 'akşam habeheri'nüe sev- gili Ali Kırca, Eser Karakaş'ı konuk etti. IMF'nin bu tutumunu degerlendirdiler. • • • Prof. Dr. Eser Karakaş'la çok uzun yıllar aynı ça- tı altında çalıştık. Böylesine zeki ve birikimli bir aka- demisyenin böylesine ters 'yorumlar' yapabilmesi- ne her zaman hayret etmişimdir. Ve o haber prog- rammda da, aynı biçimde hayretler içinde kaldım. Sayın Karakaş, haklı olarak Türkiye'de bir degi- şim gerektiğini dile getiriyor ve bu değişimin bazı çevrelerce engellendiğini ileri sürüyordu. Pek gü- zel... Fakat bu değişimin 'liberal' bir anlayışla gerçek- leşmesi gerektiğini ima edıyordu. "IMF önerilerini dinleyen ve bu polıtikaları cesur bir biçimde uygu- layan devletlerin, sorunlarını önemli ölçûde çöz- düklerini" ileri sürüyordu. Ömek olarak da, eski sos- yalist blok ülkelerini gösteriyordu. Acaba doğru bir analiz mi bu?.. Eski sosyalist blok ülkelerinin, 'sorvnlannı'nede- recede çözmüş olduklan çok tartışma götürür. Fa- kat bu tartışmaya, en azından bu yazı çerçevesin- de, girmek istemiyorum. Benim bildiğim; Türkiye gibi, gelışmekte olan ül- keler arasında, IMF reçetelerıyle sorunlannı çözen hiçbir ülke yok. Hatta IMF'nin başarılı olma şansı olan tek ülke Tün^iye. Onun için üzenmize titriyor- lar. Eğer IMF polıtikaları Türkiye'de de başarılı ol- mazsa, dünya üzerinde hiçbir yerde başarılı olama- mış olacaklar. Ve 'temennim'olmasabile, 'kesin tahminim'oki bu pol'rtikalann Türkiye'de de başanlı olamayacağı çok açık. Zira bambaşka 'etlışkanlıklan' olan bir ül- kede 'monoterist' polıtıkaların uygulanmasının ge- tireceği tek sonuç, 'zenginin daha zengın, fukara- nın daha fukara olması' ve eninde sonunda 'fop- lumsal sorunlann' gündeme gelmesidir. ••• Prof. Karakaş gibi değerli bir akademisyenın bu noktaları bilmemesı mümkün değil. Ama 'yüzyüze' yaptığımız tartışmalarda da bir türlü kıramadığım 'inadını', bu kez IMF politikaları vesılesiyle ekrana taşımasına 'üzülmedim' desem yalan olur. Fakat Ali Kırca ile Eser Karakaş arasındaki soh- bette beni asıl üzen nokta, günumüz Yugoslavya yö- netiminın 'üç kuruşluk' kredı uğruna Sırp onurunu böylesine ayaklar altına alarak Miloşeviç'ı Ameri- kalılara teslım etmelennı 'övmesı' oldu. Bu tavrı, "Yugoslavya 'nın kendıyle hesaplaşması" olarak de- ğeriendirmelerine gerçekten çok üzüldüm ve çok utandım. Miloşeviç denilen adam, (bence) günümüzün en kanlı canisi ve en utanmaz adamıdır. 'Sırp kasabı' srfatı çok yerindedir. Fakat onun cezasını, Yugo^- lav halkı vermeliydi. Hele ABD gibi bir ülkenin üş- sünden kalkan bir uçağa 'paketlenmesı' müthiş u- tanç verici bir tutumdu. • • • 'Değişim'... Elbette değişim. Bu 'bezirgân düze- ninin' elbette değişmesi gerek. Fakat liberal politi- kalaria değil. Pazartesi günü, 2 Temmuz idi. Sıvas'ta yakılan- lar da değişim istiyoriardı. Aynen darağaçlannda, yaşamlannın bahannda, bir gül bahçesine girerce- sine ölümü seçen Deniz'lerin, Yusuf'lann, Hüse- yin'lerin ya da Mahirlerin, Ulaş'lann, Cemgil'lerin, Kaypakkaya iarın değişim ıstedıklerı gibi... Bu ülkede, gerçekten 'değişim' isteyenler, akla gelmeyecek acılara ıtilirken, 'ellerinı taşın altına hiç sokmayan' kimi 'seçkıncilerin'değişim talepleri bı- raz gülünç olmuyor mu?.. Tehlikeli atık gîrişine önlem • Tehlikeli atıklann sınır ötesi taşınmalannın asgari düzeye indirilmesi ve denizlere boşaltılmasının engellenmesini hedefleyen uluslararası sözleşme TBMM'ye sunuldu. ANKARA (AA) - Tehlikeli atıklann sı- nır ötesi taşınmalan- nın asgari düzeye indi- rilmesi ve denizlere boşaltılmalannın en- gellenmesini hedefle- yen uluslararası söz- leşmenin uygun bu- lunduğuna ilişkin ta- san, TBMM Başkan- lığı'na sunuldu. Türkiye, "TehBkeli Atıklann Suıır Ötesi Taşınımmuı ve Berta- raf Edilmesinin Kont- rolüne tlişkin Basel Sözleşmesi''ne 1994 yılında taraf oldu. 1989'da imzaya açılan Basel Sözleşmesi, tehlikeli atıklann çev- reyle uyumlu yöneti- mini, bu atıklann mik- tannın üretildikleri kaynaktayken azaltıl- masını, sınır ötesi ta- şınmalannın asgan düzeye indirilmesini, denizlere ve okyanus- lara boşaltılmalannın engellenmesini amaç- lıyor. Tasannın gerekçe- sinde, sözleşmede 1995 yılında yapılan değişiklikle, OECD ve AB ülkeleri ile Li- echtenstein'dan diğer ülkelere, tehlikeli atık- lann nihai olarak ber- taraf edilmeleri ama- cıyla taşınmalannın yasaklanmasına dair hükümler getirildiği ve bu amaçla oluştu- rulan atık listelerinin sözleşmeye eklendiği ifade edildi. Tasannın gerekçesinde şu ifade- lereyer verildi: "Tehlikeli atık tica- reti geneUikle gelişmiş ülkelerden, teknik ve idari altvapısı tamam- lanmamış gelişmekte olan ülkelere yapd- maktadır. Bu temel gerçeği göz önünde bulunduran Basel Sözleşmesi'ne taraf devletler, sözleşmede günün değişen koşul- lanna uyum sağlamak için değişiklikler yap- ma gereğini duymuş- lardır. Söz Konusu de- ğişikliklerle yeteru" sa- yı ve büyüklükte atık işleme tesisine sahip ol- mayan ülkemize ve benzer durumdaki ül- kelere yasadışı atık gi- rişi ve çıkışının engel- lenmesi amaçlanmak- tadırr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle