23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2001 PERŞEMI 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Görgün Taner, 1994'teki talep patlamasının bu yıl da yaşandığını belirtiyor git, krizî luıııtICUMHUR CANBAZOĞLU 8. nuslararası tstanbul Caz FestKali, yann gece BigBadYoodooDaddy'nın , Babylon'dakı konseriyle açılı\or. Festıvalın yönet- menı Görgün Taner, me- kân ve konser sayısındaki 1 azalmaya karşın bu yılki programın da hayli zengin olduğunu, biletlerin yan- dan fazlasının satıldığını, , bazı konserlerin biletlerinin , tükendığıni belirtiyor... 2001 'in bir başka yenili- - ğı de Açıkhava Tiyatrosu 'nda merdiven biletlerinin satışın- dan vazgeçılmesi... - Bu yılki program hangi özelliklern le öne çıkıyor? GÖRGÜN TANER - Sayı- ca daha az sanatçı var ama, nı- telık olarak en zengin prog- ramlanmızdan biri. Projele- rin bir bölümünü de gelecek 1 seneye aktardık, aynı Tür- kiye'nin kendini bir sonra- ' ki seneye ertelemesi gibi. Cazseverin gerçek sayısı f? - Dolardaki arüş, festivali nasıl etkiledi? Müzik festi- vali gibi, sanatçılar para ko- nusunda indirim yapolar ıru? TANER-Pazarhklan sür- dürürken kriz patladı, ayar- lamalan da ona göre yaptık, ayağımızı yorganımıza ona , göre uzattık. Bir de Türkiye, artık yurtdışına deprem gi- bi nedenler öne sürecek du- rumda değil; aynca sanatçı- lann ajanslanyla muhatap olduğumuz için böyle bir indirim söz konusu olmadı. - Cazla alakasız türierin festival- de yer alması yine tepki çekhor... TANER- Bir ömek vereceğim; her ne kadar, 'Kenny Barron ya da Brad Mehldau buraya bir gelsin, yer gök inler' dense de şu ana kadar Mehl- dau'nun 280, Barron'un da 110 bi- letinin satılması, cazseverlerin bel- ki de Türkiye'deki gerçek sayısını gösteriyor. Bu konserlerin kaderi, diğer festivallerde de biraz böyle. Bu- nu yıllar önce Montreux görmüş ve caz festivallerini diğer türlerle renk- lendirmeye başlamış. Bir örnek da- ha; basında çıkan yazılann yüzde 99"unda bu yıl Istanbul Caz Festi- vali'nin ağır toplan arasında Sting, Nick Cave. PJ Harvey gösterildi; kimse çıkıp 'Brad Mehldau, Way- ne Shorter, Dianne Reeves geliyor, bunlar da festivalin vıldızlan' de- medi. Biz artık bu gerçeği kabullen- dik ve manşete cazla çıkamıyoruz. Festival eninde sonunda varlığını sürdürmek zorunda olduğu için star- lan programa koyup onlann loko- motiflığinde tanıtımı ve bilet satışı- nı arttırmayı deniyoruz. 'Yeni mekânlar arayacağız' - Pekiyi, nereye doğru akıyor fes- tival; yeni hedefler nedir? TANER - Bundan sonraki hede- fimiz, yeni mekânlara geçebilmek ve daha iyi yiyecek, içecek ortamı yaratmak. Festival sadece gelip de müzik dinlenilen bir olay değil, bir arada olma pratiğınin ve atmosferın de gelişmesi önemli. Esma Sultan ve Babylon'u ayırarak söylüyorum, mekânlarda sağhk, yiyecek, içecek, hijyen koşullan yeterli değil. Oysa ızleyiciden aldığımız ücretler, Tür- kiye koşullarında küçük çaph birer yatınm. Herkes de, verdiği paranın karşılığını sadece müzik dinlerken değil, konser öncesi ve sonrası da görmek istıyor... Bundan sonra hem mevcut koşullann nasıl düzeltilebi- leceği konusunda kafa yoracağız hem de yeni mekân arayacağız. özel- likle de açık mekânlar. Çünkü din- leyıci, yazın kapalı mekânlan sev- mıyor. - Kimdir tstanbul Caz'uı tipikdin- leyicisi? TANER - Bızım ızleyicilerimiz, belirli bir gelir düzeyinin üzerinde kazanan, en azından bir yabancı di- li bılen, bırkaç gazete okuyan ve günlük yaşamda da müzik dınleyen insanlar. Sayılannı arttırmamız da mümkün ama, onlan salonlarda bek- lemek yenne yaz mevsiminin ren- ginı, canhlığını destekleyen açık mekânlann gerekli olduğunu görü- yoruz. - Festivalin bu vılki seyirci kapasi- tesi nedir? Kriz dönemlerinde kül- türel etkinliklere ilginin artöğı söy- leniyor; şündiye dek biletlerin kaçı- nısattmız? TANER-45 bin bilet kapasitemiz var ve bu sayının yüzde 60'ını sat- tık. Nick Cave, Buena YTsta'cılar, Sting, Cubanismo, Pink Martini, Bıg Bad Voodoo Daddy konserle- rinin biletleri tükenmiş durumda. Kriz dönemlerinde konserlere ilgi- nin arttığı doğru; örneğin 1994'te ta- lep patlaması olmuştu, caz ve mü- zik festıvallerine. Aynı kıpırtıyı se- zinliyoruz. 'Ayakta bilet satışı yok' - Açıkhava'da merdhenlere insan oturtulması, güvenlik \ e deprera gi- bi endişelerle rahatsızlık yararb. Bu yıl durum nedir merdiven biletle- rinde? TANER - Bırtakım misafir kart- lan veriyoruz ama, bunun dışında bu sene ayakta bilet satışı yok. O ne- denle herkesin içi rahat olsun. Ar- tık Açıkhava Tiyatro- su'nda ayakta ya da merdiven bileti satma- yacağız. -Türksanatçılannda ağu-hğı azaldı program- da. Bunda yerli projele- rin tarüşılan kaütesinin payı nedir? TANER -Bizim sanat- çıların festivalde daha az yer almalanmn birincil nedeni, programı ulusla- rarası kriterlere göre oluş- turmamız. Ücincisi de ödediğimiz paralann yine uluslarara- sı kriterleri göz önüne ala- rak şekillenmesi. Aynca insanlar sene için- de birçok kez izlediği Türk sanatçılan, doğal olarak, festivaldeki programına al- mıyor. Projeler de genelde albüm projesi oluyor ve bu iş için bir araya gelmiş isim- len sonra festivalde birlıkte çaldır- mak, yüklü bir maliyete neden olu- yor. Yurtdışından gelen sanatçılara ödediğimizin üç dört katı maliyet or- taya çıkıyor. Bir sorun da, grup ola- bilme ve bir arada prova yapabilme eksikliği. Konser gününde iki saat birlikte çalışarak bu işler olmuyor. Alınganlığa hiç gerek yok, bizim haricimizde birçok festival ve kon- ser var. Onlar denenebilir. Diğer yabancı festival yöneticı- leriyle de görüştüm, onlann da ken- di yerel sanatçılanyla sorunlan var. Bulduklan çözüm, yerel sanatçıla- n belirli gecelerde topiamak. Ayn- ca bizdeki sanatçılann müzikalite ve performans olarak dışanda neler olup bittiğini yakalamalan gereki- yor. 'Gelecek yıl Supertramp var' -Getetim programa; hangi konser- leri öneriyorsunuz müzikseveriere? TANER-Basının öne çıkardıkla- n dışında, benim başka festivallerin programında olsa koşturarak gide- ceğim Brad Mehldau, Esbjön Sven- son Trio, Big Bad Voodoo Daddy, Dezoriental konserlerini önerebili- rim izleyicilere. Bir de Buena Vis- ta gecesinde Cachaito Lopez'e dik- kat çekmek istiyorum. Omara Por- tuondo'dan çok, onu dinlemek için Açıkhava 'da olurdum o gece. Bir de Sting böyle küçük kapasiteli yer- lerde konser veren biri değil, bu açı- dan Istanbul konseri özel olacak. - Gelecek yıl için isimler belli mi? TANER- Şimdiden göriişmelere başladığımız ve caz festivalinde ni- ye yer alıyor diye binlerce sonı sor- duracak birkaç isim var listede. Bun- lardan biri de Supertramp. Ilk albümü 'Gel Git'le beğeni toplayan Aylin Aslım, ikinci albümü için sabırsızlanıyor Aynaya metaforîk yabıız bir bakış MELTEM KERRAR 'Bir gün burdan gidersem / Hiç kimse bilsin istenıem / Kalbim / Kaybolmuş bir gemi / Hiç kimse bulsun istemem /Benim derdim bana ye- ter / Yalnız gelen yalıuz gider' Kırık. yalnız. bir o kadar yalın ve sade bir ses- le anlatıyorkendini 'sevdiğinıavielbisesi'yle so- kak sokak dolaşırken. "Artık başka türlü yaşı- yorum aşkT derken gözlerinde, sürekli kendi- ni anlatma telaşı. Ilk albümü 'Gel Git'te elekt- ronik ağırlıklı bir sound sunan Aylin Aslım. pop müziğin içinde alternatif arayanlara ger- çekten cevap v erebilen bir isim oldu. Kemancı'da çıktığı Zeytin ve Süpersonik g- ruplannda söyledikten sonra kendi sesini du- yurduğu albümün piyasaya çıkması, hazırkk aşa- masını saymazsak 1.5 yılını almış. Ortaya çı- kandan oldukça memnun. Müzik onun için bir tutku, başansının en önemli sebebi de bu, ona göre. iyi müzik yapmak en büyük hedefi. Al- bümde bu sonuca ulaşmasında birlikte çalıştı- ğı ekip etkin rol oynamış. 'Nereye ne kadar gidebileceğimi gördüm' "Kafamda duyduğum şeylerin çoğunu ger- çeğe dönüştürdüm ya da dönüştürttüm. Enst- rümanist değilim, sürekli takip ediyorum ama, onlara hâkim değüim. Bu açıdan Ümit Kuzer ve Umut Gökçen inamlmaz kapılar açûlar. Ben sadece söz, hikâye ve meJodi üzerinde yoğunla- şıyorum. ama onlar mümkün olduğunca hayal gücümüzü nasıl zorlayabiliriz bu aletlerie diye uğraşıyorlar. Nereye kadar gidebileceğimi on- lar smesinde gördüm. Tamamen hayal ettiğim seslerin o aletier sayesinde duyulur hale gelebi- leceğini gördüm." 'Gel Git'in tamamında sözler ve müzik bü- tünlük içinde. Çalışırken en büyük amaçlann- danbiri bütünlüğü sağlamak olmuş. Çoğunluk- Müzik onun için bir tutku, ona göre başansuun sebebi de bu. (Fotoğraf: KAAN SAG ANAK) ta olduğunu düşündüğü bilinçsiz dinleyici bu- nu fark etmiyor ve hep alışılageldiği üzere her dinlediğini 'aym' olarak değerlendiriyor. Din- leyicinin kolay yoldan daha önce bildıği örae- ğe benzetme alışkanlığını, biraz da piyasada ya- pılan ışlere bağlıyor.U Okadar ahşmışlarkild- şiliksiz, Idmliksiz albümlere, bir parça dans, bir parça rock, birazTürk motifleri biraz pop, ara- besk...' Bu albümde belli bir tarza bağlı kalmak ıstemedik, bu albümde herkes bir şey bulsun istedık' diyorlar. Bunlar espri gibi geliyor ba- na! Resmen, herkesi memnun etmeye çalıştım, benim kişiliğim yok diyor adam! Böyle bir din- leyici bilincinden dolayı yapmak istediğiniz bü- tünlük, çoğu zaman benzeıük ya da lasırhk ola- rak görülebiliyor." Aylin Aslım sık sık Özlem Tekin, Şebnem Fe- rah gibi alternatif müzik içinde adı geçen isim- lerle karşılaştınhyor. Kendisinin de, benzetil- diği isimler gibi alternatif pop yaptığını söy- lüyor. Popun içinde alternatif bir iş yapmak, ço- ğunluktan farklı olmak onun için; ama alter- natif müzik yapanlann arasında da çok büyük farklılıklar \ar. hi bir şarki yazan ohnayı hedefliyor "Alternatif müziği bir müzik türii olarak gö- renler var. tld tane alternatifalbüm demek, ild- sinin de aym tür müzik yapbğı anlamma gelmi- yor. Şebnem'inyapoğı nıüziklebenimki arasın- da en ufak bir benzeıük yok. O rock yaprvor, ben çok daha başka bir şey yapıyorum. Ozlem başka bir şey yapıyor. 'Tek ortak noktamız, ka- dın olnıamız ve müzik yapıyor olmamız' de- miştim bir gün, ama bu bile onlann gözünde ay- nı şey demek! Sözü geçen insanlann hepsi, bir şekilde kendi şarküannı yapmaya çahşan, ken- dilerini ifade etmeye çalışan insanlar. Uç farkh insan nasıl aynı şekilde kendini anlatabiĞr ki?" iyi bır şarkı yazan ohnayı hedefliyor. Şarkı sözleri 'kendine ait' bir dünyayı duyuruyor din- leyene. Sözlerini deneme yanıhna yoluyla ya- zıyor. Ona göre söz yazmak, öğrenilebilecek bir şey değil. "îyi bir şarkı yazan olmak için önce iyi bulduğun şarküan dinleyip onlan ne- den iyi bulduğunu anlamak gerekryor." Türkiye'de iyi şarkı yazarlan olduğunu dü- şünüyor. Mazbar Alanson ve Bülent Ortaçgfl favorileri. Sezen Aksu'nun da şarkı yazarlığın- da çok usta olduğunu düşünüyor ve bir kadın bir şarkı yazan olarak bu kadar başanlı ohna- sı ftkrini çok hoş buluyor. Albümün tümüne yayılan kişisel dünyayı 'bir tür metaforik bir aynaya bakma' olarak görüyor. Hikâyeci bir söz yazan olarak anılmak istemiyor, ama her şarkı küçük bir 'hikâye' parçası gibi. Artık başkalannın ve başka duy- gulann şarkılannı da yazmak istiyor. Sürekli izliyor. "Antenleriaçıkdolaşmakve sürekli hi- kâye üretmeye hazır oünak». O ruh haü içinde ohnayı seviyonım. Herhangi bir şeyi şarkrya dönüştürmeye hazır bir durumdayun. Gözüm, kulağun ve yüreğim açık obnaya çahşıyorum. Yazmaya oturduğumda da. sanınm bütün bun- lann topiamı bir iç ses hahne dönüşüyor. Asıl kaynak o iç sesim diyebüirim.'' Yeni albümüne başlamak için oldukça telaş- lı. Şarkılann bir kısmı onun için eskimiş bile. "Anladım ki bu hep olacak. Bir şey yapıyorsun, o insanlara yeni bir şey olarak sunulduğunda senüı için esköniş oluyor. Ama ben arök daha başka bir insanım, aşkı başka bir biçimde ya- şıyonun. Sürekli kendini ifade etme telaşı için- desin, bir an önce anlatman gerek" IŞILDAK VE YELPAZ3 ATtLLA BtRKİYE 'Şiir Okuma' Zamanı Sabah hava parçalı bulutluydu, öğlene doğru k padı, kapadı; şimdi iyice karanlık bir gün içindeyi sanki bir kış ıkindisi. önce gök gürültüsü geldi, yaşamım boyunca g gürültüsü heptedirgin etti beni, ardından Salacak üstünde, bir iki yukarıdan aşağıya ya da aşağıd yukanya doğru ışık yolu göründü. Temmuzun başındayız, yaz yağmuru, yalnız kenti değil, bedenlerimizi, hatta ruhumuzu da s rinletiyor. Şu an, şu an derken ister istemez o "an" geçiy ya neyse, şu an yazımın başında, parçalanmaz z manın içinde, açık pencereden yaz yağmurunı insanı esenleten müzığını dinliyorum. Yağmurhızlandıkça hızlanıyor, gök gürültüsü sa ki bütün kentin, Istanbul'un üzerine bir sofra ört sü gıbı seriliyor. Zamanıdır, artık şiire geçmeliyinr Yaz yağmurunun kente düşmesi gibi, Melih Ce det Anday'ın Yaz Sonu Şiirieri'nin birincisini, ya mur iyice hızlanmışken, şarkısı iyice yükselmişke yazının ortasına düşürmeliyım: Dûn gece yağmuryağdı kente, Sonra sabah, güneşte ayıklanmış, Bir kahvede düşünüyorum, Sen geleceksin ya, dalgınlık Kopuverdi bir daldan, sallanarak Geçen bayrak açmış bir bulut, Sonra ikindı ve akşam, bakarsın, Uyurken bir daha o yağmur. • • • Artık, bir şiir neyi "anlatır", bu şiir neyi "anlatıyo sorusunun yanıtını bulmaktan çok, şiirin "çözün lemesini" yeğliyoruz. Imgelerinin peşine takıima; kavram /anlam alanlannı bulmayı daha çok beniıi siyoruz. Çünkü şair, zaten ne anlatmak / söylemek istı diğini şiirde yazmış. O dizeler onun anlatmak / sö' lemek istediği. Belkı de şiirden bizim "anladığımız "duyumsadığımız", "şiir okumaları "nda daha çel< ci. Şainn gizli /açık yapısal özelliklerini bulmak iî daha sürekleyici. Şiir okumalarımızda, dilin göstergelerine ilişk çözümlemelerine galıba daha çok yöneliyoruz. E şiirin (bir sanat yapıtının), etrafında dans ediyoru onu "anlamaya" çalışıyoruz. Ama buradaki "anlama", o şiirin daha çok Ber çet Necatigil'in dedıği gibi anahtar sözcüklerin peşine takılarak vardığımız "kavram I anlam alar lannı" bulmak oluyor (ya da keşfetmek oluyor). Ya da tüm bu sözcük ve imgelem atmosferinde ydaçıkarak, kendimizın oluşturduğu bir "anlam" yül lüyoruz, şiire. Bu kaçınılmaz, ama bu anlam yükleme, işte anahtar sözcüklen, değerlendirmekle bizı, -dah doğru demeyeceğım ama- daha "tutarlı" bir okı maya doğru surüklüyor. Bunun verdiği tat da birys yağmuru gibi ruhumuzu esenletiyor. Bir şiiri, şairin "kurduğu I oluşturduğu" gibi, ar layabilir / algılayabilır miyiz? Ya da buna, böyle b çabaya gerek var mı? Yoksa okumamız, yukand da belirttiğim gibi, daha "özgür" mü olmalı? Geçen hafta sözünü ettiğim kitapta (Çağdaş Eleş tiri, Adnan Benk) yer alan konuşmada şöyle sö> lüyor Melih Cevdet Anday: "Sırası gelmişken anlatayım: Her şiirin düşünst bazı temelleri, bazı öğeleri vardır. Fakat bu temt öğeler şiirin sesını buluncaya kadar ışe yarar, da ha doğrusu bahanedir bunlar. Şiirin sesini buldu. mu, temel öğeler kalkar ortadan, silinir gıder, artı onlan aramak boşunadır. Şiir kendi kendine va olabilir. Nitekim demin sen bu türiü sorularsorma yacağız dedin, ama gene sorulara geldik, dayan dık. Metni incelemeyönteminde, bilimselyöntem de artık ozanın düşünleri nedir, hangi dönemd yetişmiş, hatta hangi koşullariçinde yaşamış, bun lan hesaba katmamak bu yöntemin asıl sağlamlı ğını getıren yanıdır. Ama gene de herşıırde düşün sel öğeleraraştınlabilir. llle de bunlan bulmaya katk mamalı diyorum." Yağmur dindi, mutlu bir serinlik esiyor Boğaz'dan İşte yazının da sonu; tam sırası "şiir okuma"nın... Soprano Özcan Özman öldü • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Operası solistlerinden Özcan Özman tedavi edildiği hastanede önceki gün yaşamını yitirdi. Meslek yaşamına Istanbul Şehir Operası'nda başlayan sanatçı, 'Rigoletto', 'La Boheme', 'Anna Bolena', 'Hoffmann'ın Masallan", 'Satılmış Nişanlı', 'Manon', 'Kadın'ın Fendi Kadı'yı Yendi', 'EbuHasan', 'Suor Angelica', 'Adre Chenier' operalannın yanı sıra pek çok operette de rol aldı. 70 yaşındaki Özman. Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Yazar Mordecai Richler öldü • Kültür Servisi - Kanadalı yazar Mordecai Richler 70 yaşında kansere yenildi. Kanada'nın Quebec eyaletüıde yaşayan ve çok sayıda romanı bulunan yazar, Montreal'deki Yahudi toplumunun yaşamına ilişkin eserleriyle tanınıyordu. Richler'in eserleri arasında 'The Apprenticeship of Duddy Kravitz', 'Solomon Gursky VVas Here', 'Joshua Then and Now','Barney's Version'un yanı sıra çocuklar için yazdığı 'Jacob Two-Two Meets the Hooded Fang' da bulunuyordu. 40 yıllık meslek yaşamı boşunca pek çok ödüle layık görülen Mondecai Richler kitaplannda kişilık, kimlik sorunlan ve modern kent yaşamını işlıyordu. Edebiyatçılar Derneği • Kültür Servisi - Edebıyatçılar Derneği'nin genel başkanlığına Çetin Öner seçildi. Derneğin 30 Haziran'daki 9. Olağan Genel Kurulu'nda genel başkan yardımcılığına Özcan Karabulut, genel sekreterliğe Gökhan Cengizhan, genel sekreter yardımcılığına Aysu Erden ve genel saymanlığa Mustafa Kademoğlu getirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle