Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2001 PERŞEMI
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Görgün Taner, 1994'teki talep patlamasının bu yıl da yaşandığını belirtiyor
git, krizî luıııtICUMHUR CANBAZOĞLU
8. nuslararası tstanbul
Caz FestKali, yann gece
BigBadYoodooDaddy'nın
, Babylon'dakı konseriyle
açılı\or. Festıvalın yönet-
menı Görgün Taner, me-
kân ve konser sayısındaki
1
azalmaya karşın bu yılki
programın da hayli zengin
olduğunu, biletlerin yan-
dan fazlasının satıldığını,
, bazı konserlerin biletlerinin
, tükendığıni belirtiyor...
2001 'in bir başka yenili-
- ğı de Açıkhava Tiyatrosu 'nda
merdiven biletlerinin satışın-
dan vazgeçılmesi...
- Bu yılki program hangi
özelliklern le öne çıkıyor?
GÖRGÜN TANER - Sayı-
ca daha az sanatçı var ama, nı-
telık olarak en zengin prog-
ramlanmızdan biri. Projele-
rin bir bölümünü de gelecek
1
seneye aktardık, aynı Tür-
kiye'nin kendini bir sonra-
' ki seneye ertelemesi gibi.
Cazseverin gerçek sayısı f?
- Dolardaki arüş, festivali
nasıl etkiledi? Müzik festi-
vali gibi, sanatçılar para ko-
nusunda indirim yapolar ıru?
TANER-Pazarhklan sür-
dürürken kriz patladı, ayar-
lamalan da ona göre yaptık,
ayağımızı yorganımıza ona
, göre uzattık. Bir de Türkiye,
artık yurtdışına deprem gi-
bi nedenler öne sürecek du-
rumda değil; aynca sanatçı-
lann ajanslanyla muhatap
olduğumuz için böyle bir indirim
söz konusu olmadı.
- Cazla alakasız türierin festival-
de yer alması yine tepki çekhor...
TANER- Bir ömek vereceğim; her
ne kadar, 'Kenny Barron ya da Brad
Mehldau buraya bir gelsin, yer gök
inler' dense de şu ana kadar Mehl-
dau'nun 280, Barron'un da 110 bi-
letinin satılması, cazseverlerin bel-
ki de Türkiye'deki gerçek sayısını
gösteriyor. Bu konserlerin kaderi,
diğer festivallerde de biraz böyle. Bu-
nu yıllar önce Montreux görmüş ve
caz festivallerini diğer türlerle renk-
lendirmeye başlamış. Bir örnek da-
ha; basında çıkan yazılann yüzde
99"unda bu yıl Istanbul Caz Festi-
vali'nin ağır toplan arasında Sting,
Nick Cave. PJ Harvey gösterildi;
kimse çıkıp 'Brad Mehldau, Way-
ne Shorter, Dianne Reeves geliyor,
bunlar da festivalin vıldızlan' de-
medi. Biz artık bu gerçeği kabullen-
dik ve manşete cazla çıkamıyoruz.
Festival eninde sonunda varlığını
sürdürmek zorunda olduğu için star-
lan programa koyup onlann loko-
motiflığinde tanıtımı ve bilet satışı-
nı arttırmayı deniyoruz.
'Yeni mekânlar arayacağız'
- Pekiyi, nereye doğru akıyor fes-
tival; yeni hedefler nedir?
TANER - Bundan sonraki hede-
fimiz, yeni mekânlara geçebilmek
ve daha iyi yiyecek, içecek ortamı
yaratmak. Festival sadece gelip de
müzik dinlenilen bir olay değil, bir
arada olma pratiğınin ve atmosferın
de gelişmesi önemli. Esma Sultan
ve Babylon'u ayırarak söylüyorum,
mekânlarda sağhk, yiyecek, içecek,
hijyen koşullan yeterli değil. Oysa
ızleyiciden aldığımız ücretler, Tür-
kiye koşullarında küçük çaph birer
yatınm. Herkes de, verdiği paranın
karşılığını sadece müzik dinlerken
değil, konser öncesi ve sonrası da
görmek istıyor... Bundan sonra hem
mevcut koşullann nasıl düzeltilebi-
leceği konusunda kafa yoracağız
hem de yeni mekân arayacağız. özel-
likle de açık mekânlar. Çünkü din-
leyıci, yazın kapalı mekânlan sev-
mıyor.
- Kimdir tstanbul Caz'uı tipikdin-
leyicisi?
TANER - Bızım ızleyicilerimiz,
belirli bir gelir düzeyinin üzerinde
kazanan, en azından bir yabancı di-
li bılen, bırkaç gazete okuyan ve
günlük yaşamda da müzik dınleyen
insanlar. Sayılannı arttırmamız da
mümkün ama, onlan salonlarda bek-
lemek yenne yaz mevsiminin ren-
ginı, canhlığını destekleyen açık
mekânlann gerekli olduğunu görü-
yoruz.
- Festivalin bu vılki seyirci kapasi-
tesi nedir? Kriz dönemlerinde kül-
türel etkinliklere ilginin artöğı söy-
leniyor; şündiye dek biletlerin kaçı-
nısattmız?
TANER-45 bin bilet kapasitemiz
var ve bu sayının yüzde 60'ını sat-
tık. Nick Cave, Buena YTsta'cılar,
Sting, Cubanismo, Pink Martini,
Bıg Bad Voodoo Daddy konserle-
rinin biletleri tükenmiş durumda.
Kriz dönemlerinde konserlere ilgi-
nin arttığı doğru; örneğin 1994'te ta-
lep patlaması olmuştu, caz ve mü-
zik festıvallerine. Aynı kıpırtıyı se-
zinliyoruz.
'Ayakta bilet satışı yok'
- Açıkhava'da merdhenlere insan
oturtulması, güvenlik \ e deprera gi-
bi endişelerle rahatsızlık yararb. Bu
yıl durum nedir merdiven biletle-
rinde?
TANER - Bırtakım misafir kart-
lan veriyoruz ama, bunun dışında bu
sene ayakta bilet satışı yok. O ne-
denle herkesin içi rahat olsun. Ar-
tık Açıkhava Tiyatro-
su'nda ayakta ya da
merdiven bileti satma-
yacağız.
-Türksanatçılannda
ağu-hğı azaldı program-
da. Bunda yerli projele-
rin tarüşılan kaütesinin
payı nedir?
TANER -Bizim sanat-
çıların festivalde daha az
yer almalanmn birincil
nedeni, programı ulusla-
rarası kriterlere göre oluş-
turmamız.
Ücincisi de ödediğimiz
paralann yine uluslarara-
sı kriterleri göz önüne ala-
rak şekillenmesi.
Aynca insanlar sene için-
de birçok kez izlediği Türk
sanatçılan, doğal olarak,
festivaldeki programına al-
mıyor. Projeler de genelde
albüm projesi oluyor ve bu
iş için bir araya gelmiş isim-
len sonra festivalde birlıkte çaldır-
mak, yüklü bir maliyete neden olu-
yor. Yurtdışından gelen sanatçılara
ödediğimizin üç dört katı maliyet or-
taya çıkıyor. Bir sorun da, grup ola-
bilme ve bir arada prova yapabilme
eksikliği. Konser gününde iki saat
birlikte çalışarak bu işler olmuyor.
Alınganlığa hiç gerek yok, bizim
haricimizde birçok festival ve kon-
ser var. Onlar denenebilir.
Diğer yabancı festival yöneticı-
leriyle de görüştüm, onlann da ken-
di yerel sanatçılanyla sorunlan var.
Bulduklan çözüm, yerel sanatçıla-
n belirli gecelerde topiamak. Ayn-
ca bizdeki sanatçılann müzikalite
ve performans olarak dışanda neler
olup bittiğini yakalamalan gereki-
yor.
'Gelecek yıl Supertramp var'
-Getetim programa; hangi konser-
leri öneriyorsunuz müzikseveriere?
TANER-Basının öne çıkardıkla-
n dışında, benim başka festivallerin
programında olsa koşturarak gide-
ceğim Brad Mehldau, Esbjön Sven-
son Trio, Big Bad Voodoo Daddy,
Dezoriental konserlerini önerebili-
rim izleyicilere. Bir de Buena Vis-
ta gecesinde Cachaito Lopez'e dik-
kat çekmek istiyorum. Omara Por-
tuondo'dan çok, onu dinlemek için
Açıkhava 'da olurdum o gece. Bir de
Sting böyle küçük kapasiteli yer-
lerde konser veren biri değil, bu açı-
dan Istanbul konseri özel olacak.
- Gelecek yıl için isimler belli mi?
TANER- Şimdiden göriişmelere
başladığımız ve caz festivalinde ni-
ye yer alıyor diye binlerce sonı sor-
duracak birkaç isim var listede. Bun-
lardan biri de Supertramp.
Ilk albümü 'Gel Git'le beğeni toplayan Aylin Aslım, ikinci albümü için sabırsızlanıyor
Aynaya metaforîk yabıız bir bakış
MELTEM KERRAR
'Bir gün burdan gidersem / Hiç kimse bilsin
istenıem / Kalbim / Kaybolmuş bir gemi / Hiç
kimse bulsun istemem /Benim derdim bana ye-
ter / Yalnız gelen yalıuz gider'
Kırık. yalnız. bir o kadar yalın ve sade bir ses-
le anlatıyorkendini 'sevdiğinıavielbisesi'yle so-
kak sokak dolaşırken. "Artık başka türlü yaşı-
yorum aşkT derken gözlerinde, sürekli kendi-
ni anlatma telaşı. Ilk albümü 'Gel Git'te elekt-
ronik ağırlıklı bir sound sunan Aylin Aslım.
pop müziğin içinde alternatif arayanlara ger-
çekten cevap v erebilen bir isim oldu.
Kemancı'da çıktığı Zeytin ve Süpersonik g-
ruplannda söyledikten sonra kendi sesini du-
yurduğu albümün piyasaya çıkması, hazırkk aşa-
masını saymazsak 1.5 yılını almış. Ortaya çı-
kandan oldukça memnun. Müzik onun için bir
tutku, başansının en önemli sebebi de bu, ona
göre. iyi müzik yapmak en büyük hedefi. Al-
bümde bu sonuca ulaşmasında birlikte çalıştı-
ğı ekip etkin rol oynamış.
'Nereye ne kadar gidebileceğimi gördüm'
"Kafamda duyduğum şeylerin çoğunu ger-
çeğe dönüştürdüm ya da dönüştürttüm. Enst-
rümanist değilim, sürekli takip ediyorum ama,
onlara hâkim değüim. Bu açıdan Ümit Kuzer
ve Umut Gökçen inamlmaz kapılar açûlar. Ben
sadece söz, hikâye ve meJodi üzerinde yoğunla-
şıyorum. ama onlar mümkün olduğunca hayal
gücümüzü nasıl zorlayabiliriz bu aletlerie diye
uğraşıyorlar. Nereye kadar gidebileceğimi on-
lar smesinde gördüm. Tamamen hayal ettiğim
seslerin o aletier sayesinde duyulur hale gelebi-
leceğini gördüm."
'Gel Git'in tamamında sözler ve müzik bü-
tünlük içinde. Çalışırken en büyük amaçlann-
danbiri bütünlüğü sağlamak olmuş. Çoğunluk-
Müzik onun için bir tutku, ona göre başansuun sebebi de bu. (Fotoğraf: KAAN SAG ANAK)
ta olduğunu düşündüğü bilinçsiz dinleyici bu-
nu fark etmiyor ve hep alışılageldiği üzere her
dinlediğini 'aym' olarak değerlendiriyor. Din-
leyicinin kolay yoldan daha önce bildıği örae-
ğe benzetme alışkanlığını, biraz da piyasada ya-
pılan ışlere bağlıyor.U
Okadar ahşmışlarkild-
şiliksiz, Idmliksiz albümlere, bir parça dans, bir
parça rock, birazTürk motifleri biraz pop, ara-
besk...' Bu albümde belli bir tarza bağlı kalmak
ıstemedik, bu albümde herkes bir şey bulsun
istedık' diyorlar. Bunlar espri gibi geliyor ba-
na! Resmen, herkesi memnun etmeye çalıştım,
benim kişiliğim yok diyor adam! Böyle bir din-
leyici bilincinden dolayı yapmak istediğiniz bü-
tünlük, çoğu zaman benzeıük ya da lasırhk ola-
rak görülebiliyor."
Aylin Aslım sık sık Özlem Tekin, Şebnem Fe-
rah gibi alternatif müzik içinde adı geçen isim-
lerle karşılaştınhyor. Kendisinin de, benzetil-
diği isimler gibi alternatif pop yaptığını söy-
lüyor. Popun içinde alternatif bir iş yapmak, ço-
ğunluktan farklı olmak onun için; ama alter-
natif müzik yapanlann arasında da çok büyük
farklılıklar \ar.
hi bir şarki yazan ohnayı hedefliyor
"Alternatif müziği bir müzik türii olarak gö-
renler var. tld tane alternatifalbüm demek, ild-
sinin de aym tür müzik yapbğı anlamma gelmi-
yor. Şebnem'inyapoğı nıüziklebenimki arasın-
da en ufak bir benzeıük yok. O rock yaprvor,
ben çok daha başka bir şey yapıyorum. Ozlem
başka bir şey yapıyor. 'Tek ortak noktamız, ka-
dın olnıamız ve müzik yapıyor olmamız' de-
miştim bir gün, ama bu bile onlann gözünde ay-
nı şey demek! Sözü geçen insanlann hepsi, bir
şekilde kendi şarküannı yapmaya çahşan, ken-
dilerini ifade etmeye çalışan insanlar. Uç farkh
insan nasıl aynı şekilde kendini anlatabiĞr ki?"
iyi bır şarkı yazan ohnayı hedefliyor. Şarkı
sözleri 'kendine ait' bir dünyayı duyuruyor din-
leyene. Sözlerini deneme yanıhna yoluyla ya-
zıyor. Ona göre söz yazmak, öğrenilebilecek
bir şey değil. "îyi bir şarkı yazan olmak için
önce iyi bulduğun şarküan dinleyip onlan ne-
den iyi bulduğunu anlamak gerekryor."
Türkiye'de iyi şarkı yazarlan olduğunu dü-
şünüyor. Mazbar Alanson ve Bülent Ortaçgfl
favorileri. Sezen Aksu'nun da şarkı yazarlığın-
da çok usta olduğunu düşünüyor ve bir kadın
bir şarkı yazan olarak bu kadar başanlı ohna-
sı ftkrini çok hoş buluyor.
Albümün tümüne yayılan kişisel dünyayı
'bir tür metaforik bir aynaya bakma' olarak
görüyor. Hikâyeci bir söz yazan olarak anılmak
istemiyor, ama her şarkı küçük bir 'hikâye'
parçası gibi. Artık başkalannın ve başka duy-
gulann şarkılannı da yazmak istiyor. Sürekli
izliyor. "Antenleriaçıkdolaşmakve sürekli hi-
kâye üretmeye hazır oünak». O ruh haü içinde
ohnayı seviyonım. Herhangi bir şeyi şarkrya
dönüştürmeye hazır bir durumdayun. Gözüm,
kulağun ve yüreğim açık obnaya çahşıyorum.
Yazmaya oturduğumda da. sanınm bütün bun-
lann topiamı bir iç ses hahne dönüşüyor. Asıl
kaynak o iç sesim diyebüirim.''
Yeni albümüne başlamak için oldukça telaş-
lı. Şarkılann bir kısmı onun için eskimiş bile.
"Anladım ki bu hep olacak. Bir şey yapıyorsun,
o insanlara yeni bir şey olarak sunulduğunda
senüı için esköniş oluyor. Ama ben arök daha
başka bir insanım, aşkı başka bir biçimde ya-
şıyonun. Sürekli kendini ifade etme telaşı için-
desin, bir an önce anlatman gerek"
IŞILDAK VE YELPAZ3
ATtLLA BtRKİYE
'Şiir Okuma' Zamanı
Sabah hava parçalı bulutluydu, öğlene doğru k
padı, kapadı; şimdi iyice karanlık bir gün içindeyi
sanki bir kış ıkindisi.
önce gök gürültüsü geldi, yaşamım boyunca g
gürültüsü heptedirgin etti beni, ardından Salacak
üstünde, bir iki yukarıdan aşağıya ya da aşağıd
yukanya doğru ışık yolu göründü.
Temmuzun başındayız, yaz yağmuru, yalnız
kenti değil, bedenlerimizi, hatta ruhumuzu da s
rinletiyor.
Şu an, şu an derken ister istemez o "an" geçiy
ya neyse, şu an yazımın başında, parçalanmaz z
manın içinde, açık pencereden yaz yağmurunı
insanı esenleten müzığını dinliyorum.
Yağmurhızlandıkça hızlanıyor, gök gürültüsü sa
ki bütün kentin, Istanbul'un üzerine bir sofra ört
sü gıbı seriliyor. Zamanıdır, artık şiire geçmeliyinr
Yaz yağmurunun kente düşmesi gibi, Melih Ce
det Anday'ın Yaz Sonu Şiirieri'nin birincisini, ya
mur iyice hızlanmışken, şarkısı iyice yükselmişke
yazının ortasına düşürmeliyım:
Dûn gece yağmuryağdı kente,
Sonra sabah, güneşte ayıklanmış,
Bir kahvede düşünüyorum,
Sen geleceksin ya, dalgınlık
Kopuverdi bir daldan, sallanarak
Geçen bayrak açmış bir bulut,
Sonra ikindı ve akşam, bakarsın,
Uyurken bir daha o yağmur.
• • •
Artık, bir şiir neyi "anlatır", bu şiir neyi "anlatıyo
sorusunun yanıtını bulmaktan çok, şiirin "çözün
lemesini" yeğliyoruz. Imgelerinin peşine takıima;
kavram /anlam alanlannı bulmayı daha çok beniıi
siyoruz.
Çünkü şair, zaten ne anlatmak / söylemek istı
diğini şiirde yazmış. O dizeler onun anlatmak / sö'
lemek istediği. Belkı de şiirden bizim "anladığımız
"duyumsadığımız", "şiir okumaları "nda daha çel<
ci. Şainn gizli /açık yapısal özelliklerini bulmak iî
daha sürekleyici.
Şiir okumalarımızda, dilin göstergelerine ilişk
çözümlemelerine galıba daha çok yöneliyoruz. E
şiirin (bir sanat yapıtının), etrafında dans ediyoru
onu "anlamaya" çalışıyoruz.
Ama buradaki "anlama", o şiirin daha çok Ber
çet Necatigil'in dedıği gibi anahtar sözcüklerin
peşine takılarak vardığımız "kavram I anlam alar
lannı" bulmak oluyor (ya da keşfetmek oluyor).
Ya da tüm bu sözcük ve imgelem atmosferinde
ydaçıkarak, kendimizın oluşturduğu bir "anlam" yül
lüyoruz, şiire.
Bu kaçınılmaz, ama bu anlam yükleme, işte
anahtar sözcüklen, değerlendirmekle bizı, -dah
doğru demeyeceğım ama- daha "tutarlı" bir okı
maya doğru surüklüyor. Bunun verdiği tat da birys
yağmuru gibi ruhumuzu esenletiyor.
Bir şiiri, şairin "kurduğu I oluşturduğu" gibi, ar
layabilir / algılayabilır miyiz? Ya da buna, böyle b
çabaya gerek var mı? Yoksa okumamız, yukand
da belirttiğim gibi, daha "özgür" mü olmalı?
Geçen hafta sözünü ettiğim kitapta (Çağdaş Eleş
tiri, Adnan Benk) yer alan konuşmada şöyle sö>
lüyor Melih Cevdet Anday:
"Sırası gelmişken anlatayım: Her şiirin düşünst
bazı temelleri, bazı öğeleri vardır. Fakat bu temt
öğeler şiirin sesını buluncaya kadar ışe yarar, da
ha doğrusu bahanedir bunlar. Şiirin sesini buldu.
mu, temel öğeler kalkar ortadan, silinir gıder, artı
onlan aramak boşunadır. Şiir kendi kendine va
olabilir. Nitekim demin sen bu türiü sorularsorma
yacağız dedin, ama gene sorulara geldik, dayan
dık. Metni incelemeyönteminde, bilimselyöntem
de artık ozanın düşünleri nedir, hangi dönemd
yetişmiş, hatta hangi koşullariçinde yaşamış, bun
lan hesaba katmamak bu yöntemin asıl sağlamlı
ğını getıren yanıdır. Ama gene de herşıırde düşün
sel öğeleraraştınlabilir. llle de bunlan bulmaya katk
mamalı diyorum."
Yağmur dindi, mutlu bir serinlik esiyor Boğaz'dan
İşte yazının da sonu; tam sırası "şiir okuma"nın...
Soprano Özcan Özman öldü
• Kültür Servisi - Istanbul Devlet Operası
solistlerinden Özcan Özman tedavi edildiği
hastanede önceki gün yaşamını yitirdi. Meslek
yaşamına Istanbul Şehir Operası'nda başlayan
sanatçı, 'Rigoletto', 'La Boheme', 'Anna
Bolena', 'Hoffmann'ın Masallan", 'Satılmış
Nişanlı', 'Manon', 'Kadın'ın Fendi Kadı'yı
Yendi', 'EbuHasan', 'Suor Angelica', 'Adre
Chenier' operalannın yanı sıra pek çok operette
de rol aldı. 70 yaşındaki Özman. Teşvikiye
Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından
Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
Yazar Mordecai Richler öldü
• Kültür Servisi - Kanadalı yazar Mordecai
Richler 70 yaşında kansere yenildi. Kanada'nın
Quebec eyaletüıde yaşayan ve çok sayıda romanı
bulunan yazar, Montreal'deki Yahudi
toplumunun yaşamına ilişkin eserleriyle
tanınıyordu. Richler'in eserleri arasında
'The Apprenticeship of Duddy Kravitz',
'Solomon Gursky VVas Here', 'Joshua Then and
Now','Barney's Version'un yanı sıra çocuklar
için yazdığı 'Jacob Two-Two Meets the Hooded
Fang' da bulunuyordu. 40 yıllık meslek yaşamı
boşunca pek çok ödüle layık görülen Mondecai
Richler kitaplannda kişilık, kimlik sorunlan ve
modern kent yaşamını işlıyordu.
Edebiyatçılar Derneği
• Kültür Servisi - Edebıyatçılar Derneği'nin
genel başkanlığına Çetin Öner seçildi. Derneğin
30 Haziran'daki 9. Olağan Genel Kurulu'nda
genel başkan yardımcılığına Özcan Karabulut,
genel sekreterliğe Gökhan Cengizhan, genel
sekreter yardımcılığına Aysu Erden ve genel
saymanlığa Mustafa Kademoğlu getirildi.