22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2001 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAM G U N C E L CITVEYTARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada temeyen kötü niyetli kimileri, akaryakıttaki indiri- mi küçümsemek amacıyla hükümetin toplumu yüzde 1 'lik indirimle alaya aldığını. zira akaryakrta 1 Ocak 2001 'den beri belirli aralıklarla toplam yüz- de 85'lere varan zam yaptığını söyleyip duruyor- lar. Ayıp, ayıp, ayıp! Yanm yüzyıltık kimliğini feda eden, hizmet aşkı ite saçını, sağlığını topluma süpürge yapan böyle bir Başbakan'ı nasıl bulacağız? Hizmet aşkı ile bedensel ve zihinsel anzaları TV'lerde sergilemekten artık sakınmıyor. Tek kişisel sorunu genç görünmek uğruna be- yazlaşan saç ve bıyıklarını Rahşan Hanım'ın usta parmaklarıyla- kömür siyahına boyaması! TV8'de bir programa katılan Ecevit'le ilgili habe- rin metninde yer alan satııiar: "Ecevit'e (eli ayağı, kulağı gözü) Başbakan Yardımcısı Özkan'ın da- madı (dünürü Prof. Erdoğan Alkin'in oğlu) Emre Alkin, güven mesajlanna karşın dolardaki yükse- lişin durmadığına dikkat çekerek sordu: 'Genç ekonomistlere bu konuda neler söylemek istersi- niz?' Sonıdaki genç ekonomistleri Ecevit 'genç gazeteciler' diye algılayıp yanıtladı." Emre Alkin soruyu farklı biçimde yineledi. Ece- vit, genç ekonomistleri yine "genç gazeteciler" diye anlayarak soruyu karşıladı. Ne yapsın Alkin? "Programı bitirdi'.' önceki gece bir TV kanalında izledim. Sakıp Sabancı kendine özgü konuşma biçîmiyle belli bir adrese sesleniyor: "To-yo-taSa'daaaa günlük ûretiiimmm sıfırrrr!" Sonra ekrana otomotiv sanayiinde yer alan bü- tün firmalann mayıs ve haziran aylarındaki üretim rakamlan geldi. Piyasaya ayda binlerce araba çı- kartan ona yakın yerli yabancı firmada en yüksek üretim rakamı birkaç 100'ü geçmiyor. Dün medyanın bu konuyu ele alışını saptamak istedim: Sabancı'nın feryadına ve otomotiv sana- yiindeki duruma değinen tek satır yokkk! Ama ekranda keyifle gulümseyerek gazetecile- re konuşurken Stanley Fischer'in "koalisyonda dayanışmayı gördüğünü" söyleyen bir Ecevit var. Fischer üzerinden övünmekte haklı Başbakan. Zira, aylardır hükümetteki uyumu anlatıyor, anla- tıyor halkımıza, iç ve dış kamuoyuna, iş çevreleri- ne.. ama birtürlü kabul ettiremiyor. Şimdi karşı çı- kamadığı dayatmacı bir gücün kendisini destek- lemesine sevinmesini çok görmemeli. Ne mutlu Ecevit'im diyene! Dün öyle.. bugün böyle Dalgalı kurdan özellıkle ış dünyamız şikâyetçi. "Dalgalar arasında boğulacağız" diyen de TÜSİ- AD. Tepkilergiderek çoğalıyor. Içimizdeki başdes- tekçi ise Başbakanımız! Bu kurdan "vazgeçme yolunda atılacak adım- lann 'olumsuz sonuçlar vereceğini 1 , yeni bir de- ğeriendirmeye gitmenin uygun olmayacağını" söyleyen Fischer'le aynı görüşte. Oysa birkaç gün önce dalgalı kuru Fischer'le ko- nuşacağını söylerken değişiklik isteklerini yadsı- mayan bir hava içindeydi. Olabilir; dün öyle.. bugün böyle! Fischer'in Ecevit'ten, Ecevit'in Fischer'den fark- lı yanı var mı? Yok! Bundan önceki "enflasyonu dü- şürme" namıyla umutlarımızı uyutan programa bu- gün olmaz dediği çıpa sistemini bize ısrarla uygu- latan Stanley Fischer'in ta kendisi. Olabilir; Fischer de dün öyle.. bugün böyle! Ecevit'le pek güzel anlaşmalarındaki temel ne- den de bu! SayısolLoto çeküdi ANKARA (Cumhu- riyet Bûrosu) - Sayısal Loto'nun dün yapılan çekilişinde kuponla- nnda 14.19.23.31.34 ve 36 rakamlannı işa- retleyen iki kişi 221 milyar 664 milyon 825'er bih lira ikrami- ye kazandı. Kazanan biletlerin Kocaeli ile Bursa'mn Iznik ilçele- rinden oynandığı açık- landı. Bu haftaki çeki- lişte3bilenler8OObin. 4 bilenler 7 milyon 265 bin. 5 bilenler ise 710 milyon 960 bin lira ik- ramiye kazandı. Milli Piyango tdare- si'nden yapılan açıkla- maya göre. Sayısal Lo- to'nun 246. hafta çeki- lişinde. 2 trilyon 955 milyar 517 milyon lira toplam hasılat elde edildi ve bunun 1 tril- yon 477 milyar 758 milyon lirası ikramiye olarak dağıtıldı. YMMO: Önlemler yetersiz • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odasınca (YMMO) hazırlanan raporda. yeni önlemlerin reel sektörü ayağa kaldıramayacağı görüşü savunuldu. Raporda, K.aynak kullanımı Destekleme Fonu'nun (KKDF) yüzde 6'dan yüzde 3'e indirilmesinin de yeterli olmadığı kaydedildi. Raporda. işsizliğin arttığı ve kamu kesiminin faiz ödemeleri nedeniyle yatınm yapma olanağmın kalmadığına dikkat çekilırken yılın ilk 5 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yatınm malı ithalatının yüzde 26.3. ara malı ithalatının yüzde 11.6 azalttığı ve küçülmenın beklenenden daha yüksek bir oranda gerçekleşeceği de ifade edildi. Vakıflar birim yönetmeliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni vakıflar birim yönetmeliği dünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe göre Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 312. maddesinin ikinci fıkrasından hüküm giymiş kişiler. affa uğramış olsalar dahi vakıf yöneticisi olamayacak. Yönetmelik, Medeni Yasa hükümlerine göre kurulan vakıflann yurtiçinde birim açması. çalışması ve kapatılması esaslannı yeniden düzenliyor. Ziraat Bankası matbaaları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - IMF'nin istemi doğrultusunda kamu bankalannm yeniden yapılandınlması süreciyle ilgili çalışmalar sürerken Ziraat Bankası"nın yan kuruluşlan da elden çıkanlıyor. 10 bin ton kâğıt işleme kapasitesine sahip matbaanın kapatılması için Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'nce bir çalışma başlatılması üzerine işten çıkarılması kararlaştınlan 75 işçi bir komite oluşturdu. Komite. matbaanın kıdem tazminatlan karşılığında işçilere devredilmesi için girişim başlattı. Banş konseri mi, propaganda mı? NtLGLN CERRAHOĞLl "Türkler vaktiyle Ermenileri kesti, ama bugün gözardı edilc- meyecek öncmli bir pazarlan var!" ttalyan devlet TVsi RAI'nin, Rkcarda Muti'nın 'banş konse- ri'ne ayırdığı bir buçuk saatlik programdan çıkan mesaj bu. Çizme'nin ünlü 'anchorman'ı BrunoVespa'nın Erivan ve Istan- bul'dan yayına hazırladığı prog- ramda. konser parçaları ile bir- likte Erivan'daki Ermeni Patriği Katholikos. 'maestro' Muti, RAI Genel Müdürü Roberto Zacca- ria ve Pirelli grubunun başkanı Marco Tronchetti ile yaptığı rö- portajlar yer aldı. Türkiye'ye iliş- kin somut, olumlu tek mesaj Tronchettı'den çıktı. Italyan gazetecinin. "Fransız- lar ve Almanlar için iştah kabar- tan bir alan (Kalkaslar ve Türki- ye) bu. İtalyan yatıruncılann du- runıu ne?r şeklindeki sorusunu. "Biz on yülardır Türldye'deyiz" diye yanıtladı Tronchetti: "Diğer İtalyan gruplar üe birlikte Türki- ye'degüçlü bağlannuzvar. Erme- nistan. kısa süre önce bağımsızlı- ğına kavuşmuş küçük bir ülke. Refah toplumu olma yolunda nıe- safe kat etmesi gerekiyor. İki ülke arasında büyük bir fark var_.~ "Türkiye. bizim için Ermenis- tan'la karşüaşorılama\ acakölçu- de büyükve önemli bir pazardır" anlamına gelen Tronchetti'nin bu sözleri dışında programı izleyen milyonlarca İtaiyan, Türkiye'ye ilişkin olarak yalnız şu 'tarüşıl- maz gerçeği'd) kaydetti: "1915 yılında Türkler Ermenileri kes- miştir!" Lütfi Kırdar'daki konser ve Çı- rağan bahçesinde yapılan çekim- lerde Istanbul bir dekor gibiydi. Günümüz Türkiye'si ve Istanbul hakkında tek satır yer almadı RAI programında. Erivan-Roma güzergâhı üzerinde. yol üzerinde tesadüfen uğranılmış görkemli bir durak gibi yansıdı Muti'nin tstanbul konseri RAI ekranlan- na. Çünkü. RAI'nin hazırladığı program aslında Erivan, Erme- nistan ve Hıristiyanlık üzerine TMMOB 'nin düzenlediği mitingde hükümete eleştiri yağmuru Emekçiler yine meydandaydı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara 'da bir ara- ya gelen 2 bine yakın mü- hendıs ve mimar. 1MF po- litikalanna ve yoksulluk sı- nırının altmdaki ücretlere "hayır" dedi. Mühendis ve mimarlara seslenen Türki- ye Mühendis ve Mimar Odaları Birliğı (TMMOB) Genel Başkanı Kaya Gü- venç, Kasım krizinden bu yana 55 bin mimar ve mü- hendisin işini kayberriğine dikkat çekerek "Türkiye ııygtüadığı politikalar sonu- cu kaybettiği yön duygusu- nu rvedilikle bulmahdır" dedi. KESK Genel Başka- nı SamiEvren, "Halkmıaç- hğa mahkûm eden hükümete hayır deme zamanı geldi" der- ken DtSK Genel Başkanı Sü- leyman Çelebi de. emekçilere güç birliği yapma çağnsında bulundu. TMMOB'nin düzenlediği aralanndaBlSK, KESK. Türk Tabipleri Birlıği. CHP ve Türk Eczacılan Birliği'rün de bulun- duğu, birçok sivil teplum kuru- luşurtun da destek verdiğî "Ül- keme, mesleğime ve onuruma sahip çıkıyonım" mitingi dün Ankara'da gerçekleştirildi. Tür- kiye'nin dört bir yanından gelen 2 bine yakın mimar ve mühen- disin, Toros Sokak'tan, hükü- met ve IMF aleyhine sloganlar atarak Abdi Ipekçi Parkı'na yü- rümesiyle başlayan mitingde. TMMOB Genel Başkanı Kaya Güvenç bir konuşma yaptı. 30 bin mimar ve mühendis işsizkaldı __ Ülkede 1980'li yıllardan itı- baren yaşaroıa geçirilen politi- kalar sonucü. emeğiyle geçi- nenlerin fakir 1eştiri1diğine dik- kat çeken Güvenç, "Kasım kri- zinden bu yana 30 bin ücretli mi- mar ve mühendis işini kayberti. Serbest çalışan meslektaşlanmı- zın ise 25 bini şu anda işsiz" dedi. Bir işi olanların ise yoksulluk sınınnın altında yaşamlar sürmek zorunda olduğuna dikkat çeken Gü- venç şunlan söyledi: u 1991'de kamudaçahşan ve 20 yıihk deneyimi olan bir meslektaşumzm ücreti an- cak 4 kişilikbir ailenin asga- ri geçim standardını yakala- yabiliyordu. Bugün ise akh- ğımız ücret, asgari geçim standardının yansıru bile karşılamıyor. * Güvenç. "Biz mühendis ve mimarlar, demokrasinin sınırlaruıın emekçiler aley- hinde daramhnasına, L\IF ve Dûnya Bankası politika- lanna, sahte ve yasakçı sendika yasasuıa. tanm. orman ve kent arazilerinin talan edümesine, iş- sizüğe, yoksulluğa \e her türlü yobuzluğa karşı mevdanlarda- yız" dedi. DİSK Genel Başkanı Süky- man Çelebi de, ülkede kızgıniık ve kırgınlığın suskunluğunun ya- şandığını belirterek "Ekmekle- rimiz küçültülüyor, buna karşı türn emekçilergüçlerimizi birleş- tirmeüyiz~ dedi. KESK Genel Başkanı Sami Evren de IMF'den izin almadan nefes bile alama- yan hükümete dur demenin za- manının geldigini söyledi. kurulmuştu. Ermenilerin yeryü- zünde Hıristiyanhğı kabul eden ilk halk olduğunu anlatarak açtı Bruno Vespa programı. "Hıristi- yanlık, burada bir din olmamn ötesindebir kirrüiktir'" dedi ve ta- rih boyunca Ermenilerin başına ne geldiyse bu yüzden geldigini anlattı. " Yuzjıllar boyunca zavallı Er- menUer" diye ifade etti bunu RAI programcısı Vespa. "Moğollar- dan İranhlara, Türktere dekçeşit- li halklann istilasına ve zulmüne uğradı. En son, 1915 yılında Jön Türkler Anadolu'da 1.5 milyon Ermeniyle birlikte yüzkrce kiüse ve manasün yok ctrl_" Ermenilerin Hıristiyanlığa ge- çişinin 1700. yıl kutlamalan çer- çevesine oturtulan bu dis- kur, 'imha edikliği' iddia edilen 1.5 milyon Erme- ninin dinler savaşı yüzün- den kıyıma uğradığı şek- linde bir izlenim yarattı. 'Durduk yerde, sebepsiz, dini baskı ve zulüm vü- 59 bin 901 kişi arasında her meslekten tutuklu ve hükümlü var Cezaevinde 23 gazeteci ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cezaevlerinde yatan 59 bin 901 kişi arasında her meslekten tutuklu veya hükümlü bulunuyor. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü. tu- tuklu ve mahkûmlan mesleklerine göre 31 ana başlık altında sınıflandırdı. Buna göre. cezaevle- rinde 23 basın mensubu. 28 doktor. 22 öğretim görevlisi. 238 öğretmen. 3 edebiyatçı, 69 bankacı ve bin 609 ev kadını bulunuyor. KÜLTÜR • SANAT Sınıflandırmaya göre. tutuklu ve- ya hükümlülerin yaklaşık 5'te bıri serbest meslek sahibi. 10 bin 262 ki- şi serbest meslekle uğraşırken ceza alırken bunu 10 bin 119 kişi ile ta- nmla uğraşanlar, 7 bin 410 kişi ile mesleği olmayanlar. 7 bin 311 kişi ile işçiler ve 4 bin 327 kişi ile hay- vancıhkla uğraşanlar izliyor. Ceza- evlerinde 23 basın mensubu. 9 avu- kat. 7 hukukçu. 31 sanatçı. 3 edebi- yatçı. 28 doktor, 22 öğretim görev- lisi. 238 öğretmen, 50 mühendis, 9 mimar, 69 bankacı, 158 müteahhit, tutuklu ya da hükümlü olarak bulu- nuyor. Tutuklu veya hükümlülerin 32'si kamu üst düzey yöneticisi, 884"ü memur, 674'ü kamu sektörü işçisi. 500'ü muhasebeci, 107'si tu- rizm işletmecisi. 73"ü ilmi eleman. 356'sı teknık eleman, 63'ü sağlık personeli, 262'sı ormancı. 73"ü av- cı, 3 bin 873'ü ulaştırma personeli ve bin 609'u ise ev kadını. (O 212) 293 89 7S (3 HAT) üt\, degıvk çımorlır, senmık «oyı, t ı m «yplama leknikleriyie tatiışıp, toma çtkmek. fıeytel n fornı rttmek ıstiyortans strin baltçcmızdıld b-otai (alışmılınıu latljtıilimniz. Atelye Keramos Moda / Kadıköy 0216 449 18 26 www.atelyekeramos.com AKADEMIISTANBUL SINEMASI I2.00-U.15-16.30-18.45-21.15 ERKAN OGUR& DJİVAN GASPARYAN 1 AĞUSTOS T1MUR SELÇUK 31 TEMMUZ NİLUFER 1,3,4 AĞUSTOS EMELSAY1N MUAZZEZABACİ SACUSTOS İlanlannız İçin Tüm konser biletierı satıj» sunulmustur. Konserierin başiama saati n:oo'dır BİLET SATIŞ YERLERİ: Harbiye Açıkhava Tıyatrosu Cıjesi Tsi: (0112) J9« ii 10 -11 Ça^rı Merkezı: (0116) 45415 55 www.bsletix.corr ve tüm Bi!etix Ciseleri (0212)293 89 78 perareklam@perareklam.com.tr perareklam@superonline.com www perareklam.com.tr www.sinemafilm.comRE\AUU zünden Hıristi\anlan kes- miş bir Müslüman halk' portresi çıktı ortaya. Her- hangi bir Hıristiyan toplu- luğu da değil. Nuh'tan bu yana (muhteşem Ağn gö- rüntüleri ile birlikte) bü- yük bir efsanesi, mitosu olan, 'ilk HıristiyanlarT kesmiş bir halkın bıraktı- ğı iz, yara olarak yansıdı bu takdim ekranlara. Papa ve kilise propagandasL.. Erivan'daki konser bö- lümlerinin ardından Pat- rik Katholicos ile Ermeni- lerin '1700. yıl bayramı' vesilesiyle yapılan görüş- me baştan sona kilise pro- pagandasıydı. Ancak bu bölümde 'sojkmm' değil, Papa'nm eylül ayında Er- menistan'a yapacağı zi- yaret ve Hıristiyan kilise- lerinin birlik beraberlik arzulan konuşuldu. Bu bölüme baştan sona 'Pa- pa'nın ziyareti' için yapı- lan bir ön takdim havası sinmişti. Revenna Festivali'nin inisiyatifinde 'kime,han- gi banş mesajı' verildı. ben çıkaramadım. Göre- bildiğim kadanyla Ra- venna Festivali ve Muti için devasa bir medya operasyonu oldu bu kon- ser. Müziğini 'insani da- valann' hizmetine sunan bir büyük sanatçı imajıy- la çıktı Muti operasyon- dan. Karşılığında, sıradan bir konser için görmeye- ceği bir 'medya kuvertu- ru' aldı. Belli başlı İtai- yan gazeteleri 'olaya' ge- niş yer ayırdı. RAI. en ün- lü 'anchorman' ve genel müdürü ile birlikte Mu- ti'yi izlemek için yollara düştü. Vatikan'ayakınlığı ile tanınan gazeteci Vespa bu özel konser ve özel program vesilesiyle bol bol 'Papa' propagandası yaptı. Ermeniler Hıristi- yalığa geçişlerinin 1700. yıhnı 'olaj konserle' taç- landırmış oldular. İtaiyan kamuoyuna konser, birbiriyle konuş- mayan iki kent, Erivan-Is- tanbul arasında bir banş köprüsü olarak takdim edildi. Erivan'daki vurgu belli ki 1700. yıl üzerin- deydi. Peki Türkiye'ye hangi ambalajla sunuldu Ravenna Festivali'nin bu inisiyatifi?.. Üç ülkeye farklı tanıtımlar mı yapıl- dı? Banş konserini izle- mek için Istanbul'dan Eri- van'a, Erivan'dan lstan- bul'a gelip gidenler mi vardı? Bu sorulann ce\ a- bını ben bulamadım. 'Dostluk yolu', 'banş köprüsü'. 'banş konse- ri'... Bunlar hoş. Gönül- den destek verdiğimiz, teşvik ettiğimiz şeyler. Ancak sanatla banş köp- rüsü kurabümek için her şeyden önce zihinlerdeki duvarlann yıkılması gere- kiyor. Revenna Festivali yö- netmeni Maria Cristina Muti'nin aldığı 'dostluk yolu/banş konseri' inisi- yatifi -RAI ekranlanna taşındığı şekliyle- ne ya- zık ki izleyiciye asırlar boyunca örülmüş duvar- lann arkasından yansıdı. * * G U N D E M MLSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada - IMF, hükümetten yana tavır alıyor. Bu kez TÜSİ- AD, IMF'ye baskı yapma kararı alıyor. IMF Başkan Yardımcısı Fischer'in önceki gün- kü Ankara görüşmelerinin ardından dünkü istan- bul temasları da yukarıdaki dalgalanmayta geçti. Krizin beşinci ayını da geçtik, hâlâ uyguladığımız yöntemin doğru olup olmadığı konusunda tartış- malar yaşıyoruz. Bunun başlıca nedeni şu: - Kriz geçmiyor, iyileşme yolunda olumlu işaret- ler gelmiyor. Hatta tam tersi de denebilir. Geldiğimiz noktaya bakın ki, krizin 5. ayında, 3. ayını anyoruz. Zira, ma- yısta dolar kuru bugünkünden düşüktü! Şimdi sırada sonbahar var. Hükumet ortakları ve Kemal Derviş, herfırsatta sonbahara doğru iyileş- me beklediklerıni söylüyorlar. Anlatılan o ki Fischer dünkü görüşmelerinde, sonbahardan da önce, 3 hafta içinde borçların döndürülebilirliği görülünce, krizin aşılması eğiliminin başlayacağını söylemiş. Artık işimiz, "3 vakte kadar şu görünüyor, son- raki 2 vakitte de şunlara dikkat et" türünden, fal tut- malara kaldı. Fischer'in gezisi için "gaz almaya geldi" diyen de oldu. Görüşmelerden çıkan kokular gazın tü- müyle alınmadığını gösteriyordu. İşimiz faldan son- ra biraz da gaza kalmış görünüyor. Demek ki, bi- raz olumsuzluk olunca gaz ahnacak, ardından iyi- ye doğru gidiş görünür gibi olunca gaz verilecek! Türk Lirası'na dönüşün sağlanması için yapılan çalışmalar da, benzetmede kusur olmaz, bende ilk Türk-Yunan ilışkılerindeki "güven arttırıcı önlem- leri" anımsattı. İki ülke, aralanndaki sorunların çö- zümünün yakın gelecekte olmadığını görürler... Arada, bir araya gelip, sirtaki oynayıp halalayka çe- kerler... Sorunların çözümü için masaya oturma havasını yaratmak amacıyla da birbirlerine kur ya- parlar... ikitaraf dabilirki, bu güven arttırıcı önlem- ierle sorun çözülmez, ama diyalog ortamının var- lığı da taraflan rahatlatır... Türk ürası'na güven iyice sarsılınca, bankalarda- ki hesaplann TL cinsinden olması özendiriliyor, a- ma hükümet borçlanırken de dolar üzerinden he- sap yapıyor! Arada doların tepesi atıyor, 300 bin li- ra artıyor, 200 bin lira gerileyınce herkes rahatlıyor! Yaman bir çelişki! Bu durumda dolar TL'ye kur mu yapıyor, dalga mı geçiyor? Her iki olasılığın da sonu hoş görünmüyor! Kurtuluş müjdeleri Hükümet kanadına geçelim... MHP Genel Baş- kanı, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli de ilk kez IMF heyetine randevu verdi. Kriz sürecindeki MHP politikalarını ayrıca irdelemek gerekir. Bize öyle geliyor ki, hedefledikleri bazı konular vardı, tut- madı. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz daha Fisc- her gelmeden işadamlarına, programın alternati- finin olmadığını üstüne basa basa aktardı. Önce- ki programın sorumluluğunu üstlenmeyip, satt son durumla ilgilenen IMF heyetinin rahatlığının bir kay- nağı da bu olsa gerek. Başbakan Bülent Ecevit, Fischer'le konuştuk- tan sonra kararlarını kesinleştireceklerini söyledi. Yani IMF'nin görüşlerine hükümet de katılmış ola- cak! Felaket tellallığı yapmanın krizi aşmaya faydası- nın olmayacağını biliyoruz. Ancak, bütün karar mekanizmalannı IMF'ye teslimedip, kaç vakte ka- dar iyileşiriz diye fal açmak da bir başka tellallık de- ğil mi? 18. kez IMF ile benzer programlar etrafında ma- saya oturup kurtuluş sevinci yaşamak, sınıfta ka- lan öğrencinin kamesıyle babasına koşup bağır- masına benziyor: - Müjde baba, önümüzdeki yıl bana ders kitabı almana gerek yok! ankcum@ttnet.net.tr Eski Ankara Eczacı odası başkanı Olcay Seles yaşamını yitirdi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Eczacı Odası'nın 1993- 1999 yıllan arasında üç dönem başkanlığını yü- rüten uzınan eczacı Ol- cay Seks yaşamını v ıtir- di. Seles için bugün sa- at 15.00te Konur Sokak 13/2 adresinde bulunan Ankara Eczacı Odası Düşün Sanat Atölyesı önünde tören yapılacak. Seles"in cenazesi. Ko- catepe Camisi'de kılına- cak ikindi namazınm ar- dından Karşıyaka Gö- mütü'nde toprağa \eri- lecek. Olcay Seles, 27 Eylül 1952'de Erzu- rum'da doğdu. llkokulu Istanbul \e Gazian- tep'te, ortaöğrenimini Erzurum'da tamamla- dıktan sonra Ankara Ec- zacılık Fakültesi'nden mezun oldu. Sağlık Ba- kanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezı Başkanhğı'nda eczacı olarak göre\e başladı. Bu kurum bünyesinde llaç ve Kozmetikler Araştınna Müdürlüğü Farmakoloji Laboratu- varları'nda asıstan ve bölüm şefi olarak çalış- tı. 1982 yılında Sağlık Bakanlığı'nın TıptaUz- nıanlık Sınavını kaza- narak farmakoloji asis- tanlığına başladıktan sonra 1984 yılında tezi- ni vererek farmakoloji uzmanı oldu. 1989-1991 yıllannda özel sektörde çalışması- nın ardından yeniden kamuya dönerek 1991- 1999 yıllannda Hacet- tepe Üniversitesi Ecza- cılık Fakültesi Araştır- ma Laboratuvan'nda pirojen. safety ve toksi- site testlerinin sorumlu- su olarak çalıştı ve far- makoloji anabilım dalı bünyesine 'müstahzar bilgisi* dersi verdi. 1986 yılında Ankara Eczacı Odasfnın yöne- tim kurulu üyeliğine se- çildi. 1993-1999 yıllan arasında da Ankara Ec- zacı Odası'nın başkanlı- ğını yürüttü. 1999 yılı Temmuz ayında Hacet- tepe Üniversitesi Ecza- cılık Fakültesi Farmako- loji Anabilim Dalı'ndan emeklı oldu. 2000 yılın- da Türk Eczacılar Birli- ği Büyük Kongresi de- legeliği yaptı. Kanalizasyon çukurunda göçük: 1 ölü • İstanbul Haber Ser\isi - Eyüp Yeşılpınar Taşocağı Me\kii'nde. inşaat halindeki bir binanın kanalizasyon çukurunda çalışan Izzet Kahraman (60). toprak kayması sonucu göçük altında kalarak yaşamını yitirdi. Kahraman'ın cesedi göçükten itfaiye ekiplerince çıkanldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle