25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 9 "EMMUZ 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tûrk: Amacımız siyasi linç değil • TRABZON (Cumhuriyet) - Çeşitli temaslarda bulunmak üzere seçim bölgesi Trabzon'a gelen Adalet Bakanı Hikmet Sami TüTk. TBMM lnsan Haklannı Inceleme Komısyonu'nun eski başkanı, Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt ile ilgıli bir soruya, "Bir miiletveldli arkadaşımızı siyasetten silmek kendisinin kullandığı terimle 'siyaseten lınç etmek' hiçbir zaman bizim amacımız olamaz" dedı. Türk. u Hiç kimsenin savcılan tehdit etmesine yetkisi ve hakkı yoktur" diye konuştu. İltıami Arslan yaşamım yitirdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Batıkent Şubesi Başkanı llhamı Arslan, geçirdiği trafîk kazası sonucu yaşamını yitirdi. Alınan bilgiye göre, Afyon'a bağlı Bayat ilçesi yakınlannda hatalı sollama nedeniyle meydana gelen kazada tlhami Arslan. eşi Zahıde Arslan. torunlan Ozan Banş Patır. ADD Batıkent Şubesi Yönetim Kurulu üyesı Gülşen Kıymaz, Eray Kıymaz ve Selçuk Kıymaz yaşamlannı kaybettı. Ölenlerin cenazeleri bugün Karşıyaka Gömütü Camisi'nde kılınacak öğle namazmın ardından toprağa verilecek. Karakoyunlu Karabük'te • KARABÜK(AA)- Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu, KARDEMlR Mühendisleri Lokali"nde düzenlediğı basın toplantısmda "Devlet demir-çelik sektöründen elini çekecektir" dedi. Ekonominin içınde bulunduğu sıkıntılardan KARDEMlR'in etkilenmemesının elbette ki söz konusu olmadığını belirten Karakoyunlu, "Ancak KARDEMlR'in kendınden kaynaklanan bazı sorunlan da olduğu anlaşılmıştır" diye konuştu. DYP'lilere piknik yapın' talimatı • ANKARA (ANKA) - DYRmillenekillerine parti çahşmalan çerçe\esinde tatilde partide kaynaşmayı ve banşı sağlayacak şekilde •pıknık' yapmalannı, spor karşılaşmalanna ve sergi açılışlanna katılmalannı önerdi. Yaz tatili nedeniyle DYP'li millet\ ekıllerine dağıtılan bilgi notunda söz konusu öneriler sıralanırken bunlara duyarlı davranmalannın yarar sağlayacağı ifade edildi. Uyuştupucu satan • MERSİN (Cumhuriyet) - Mersin'de. 'esrarsatmak' ve 'görevi kötüye kullanmak' >uçlarından gözaltına ılınan aralannda 1 karakol amiri. 1 komiser /ardımcısı ile 7 polis nemurunun bulunduğu 15 kişinin sorgulanması >ürdûrülüyor. Operasyon ;erçe\esınde, 2 bekçinın laha gözaltına alındığı, I'i polis 2 kişinin /akalanmasına çalışıldığı îildinldi. Erdoğan, politikalarmm 'ABD ve Siyonizm karşıtlığı olmayacağı' yönünde güvence verdi Te gizligörüşme• Baştarafı 1. Sayfada Yeni oluşumun kurmayların- dan Abdullah Gül de Ingilte- re'nm Ankara Büyükelçisı Da- vid Logan ile geçen hafta büyü- kelçilik makamında yaklaşık 1 saat görüştü. Erdoğan'ın ekibi, yeni oluşu- ma "sürpriz" ısimleri almak için girişımlerini sürdürüyor. Yusuf Bozkurt Özal'ın oğlu İbrahim Ozal ile lMKB'nin kurucusu ve ilk başkanı Muharrem Kars- h'nın da yeni oluşumun kurucu- lan arasında yer alabileceği öğ- renildi. Gökçek bunalımı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in duru- • Recep Tayyip Erdoğan, îsrairin yeni Ankara Büyükelçisi David Sultan'a yeni oluşumu anlattı. Abdullah Gül de îngiltere'nin Ankara Büyükelçisi'ne bilgi verdi. Melih Gökçek'in. Erdoğan'ın yasağının sürmesi için kulis yaptığı savı yeni oluşumu karıştırdı. Abdullah GüTün yanı sıra Erdoğan'ın da Gökçek'i kuracaklan partide istemediği öğrenildi. mu ise yeni oluşumda sıkıntı ya- rattı. Abdullah Gül'ün yanı sıra Tayyip Erdoğan'ın da Gökçek'i istemediği öğrenildi. Anayasa Mahkemesı. Hasan Celal Güzel dosyasını görüşürken yayılan kulisler Erdoğan'ı rahatsız etti. Yeni oluşum kaynaklan, Melih Gökçek'in "Erdoğan'ın yasağn nın sürmesr yönünde çaba gös- terdığinı ıddia ettiler. Melih Gökçek'in. bazı DYP milletve- killeriyle birlikte Anayasa Mah- kemesi düzeyinde gırişımde bu- lunduğu ıddıası Erdoğan'a ulaş- tınldı. Yeni oluşumun kurmayla- nndan bıri. Anayasa Mahkeme- si Başkanı MustafaBumin ın si- yasi içerikli baskılara tepki gös- terirken "Siyasetten ve bu tûr si- yasetyapanlardaniğrcndim" de- diğini söyledi. Erdoğan. ABD Başkonsolosu Frank Urbancic'ın önceki gûn ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Bi Ş4N6 VBRÎM N'OUJRL. m.kart(« superonline.com.tr CHP lideri Baykal, bunalımın insanlan çökerttiğini söyledi Umuda ihtiyacımız var Deniz Baykal dûn Gümüşlük'tcydi. ÎZMÎR (Cumhuriyet Bürosu) -CHP Genel Başkanı DenizBay- kal, Türkiye'nin başanlara. gü- zelliklere ıhtiyacı olduğunu be- lirterek "•Şikâyetlere,yakınnıa>a, ağlamaya, umutsuzluğa değil, bir şeylerin yapılabUir olduğunu gös- termeye ihtiyacımız var" dedi. Baykal, Bodrum'un Gümüş- lük beldesinde belediyenin yap- tırdığı açık otoparkı hizmete aç- tı. Baykal. iki yıl önce yapılan yerel seçımlerde Gümüşlük'ün belde olduğunu. ilk belediye baş- kanının da CHP'den Mehmet Ül- küm olduğunu anımsattı. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Sade- ce Gümüşlükte. Bodrum'da de- ğiL tüm Türkiyc'de çok daha gü- zel şeylerin yapılabildiği inancım, umudunu avakta rutma\ a ihtiya- cımız \ an Çünkü gerçekten daha iyi şeyler yapılabUir. Bu iji şeyle- rin yapılamaması için de hiçbir neden yok. Yüreginizdeki kara- basanın etkisinden kendinizi kur- tann. Omuzlannız çökmesin. Türkiye battı. bitti, kriz geldi, çöktük. bunaldık. iflas ettik. ö\- dük. yandık demeyin artık. Tüm bunlar doğru olabilir, ama öyley- se de artık bundan böyle bunlar olmayacak. Bundan sonra öylc yapmayacağızr kendisine yaptığı ziyaretin ki- şisel olmadığını belırterek "Başkonsotosla Türkiye ile U- güi kanaati gerektiren konu- lan ve ekonomiyi konuştuk" dedi. Istanbul Fındıkzade'de bir restoranın açılışına katılan Erdoğan, ziyarette merak edi- lecek bir nokta olmadığını ifa- de etti. Istanbul Büyük- v şehir Belediye Başkanı Ali Müfıt Gürtuna'yı yanmda istemediğine ilişkin haber- lerin doğru ol- madığını söy- leyen Erdoğan. "Biz arkadaşız, kardeşiz" dedi. FP'deki tüzük oyunu yinelendi Saadet'te konuşmak suç sayıldı • Kongrede yönetimi eleştiren GlK üyelerine disiplin yolu açıldı. Parti içi muhalefetin önünü kesmek amacıyla 'seçimli' kongre istemi zorlaştınldı. Yargıtay Başsavcılığı'nın iptal ettiği hüküm. tümce oyunlanyla yeniden getirildi. ANKARA(Cumhuri- lerse basılı listelerden birini, isterlerse adaylar arasından kendi iradele- riyle yazdıklan özel bir listeyi sandığa atmalan yet Bürosu) - Saadet Par- tisi (SP) yönetimi, yeni bir parti içı muhalefetin önünü kesmek amacıyla tüzükte kongre mücade- lesini zorlaştırıcı hü- kümler öngördü. FP dönemınde GlK üyesi Oğuzhan Asütürk tarafından yapılan tüzük oyununun benzeri, SP'de de yinelendi. Ola- ğanüstü kongre istemi için Siyasi Partiler Ya- sası'nda öngörülen 5'te 1 delege çoğunluğu tü- zükte aynen geçti. Ancak Yargıtay Cum- hunyet Başsavcıhğı'nın gözünden kaçırılmaya çahşılan ilginç hüküm, devam eden tümcede getirildi. Seçimle ilgili maddede, "Seçim mad- desinin gündemde yer alması için talebin dele- ge tamsayısının üçte iki- sinin imzalan noteriikçe onaylı müracaatı gere- kir" denildi. Böylece olağanüstü kongre top- lansa bile, yönetimi de- ğiştirmeye dönük bir se- çim zorlaştırıldı. Genel İdare Kurulu için demokratik bir ya- nş sağlayan "çarşaf lis- te" uygulaması öngö- rülmedi. Üyelerin ister- hükmedildi. Muhalcfete engel Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca iptal edılen eski tüzükte, "üzerinde çizik olan lis- telerin geçersiz sayılaca- ğı" belırtıliyordu. Bu hüküm bu kez yer alma- dı. Ancak "Diğerhusus- lar kongre yönetmeliği ile düzenknir" denile- rek parti içi muhalefeti engellemeye dönük ye- ni hükümlere açık kapı bırakıldı. Parti içi demokrasi açısından şaşırtıcı bir düzenleme de büyük kongre çalışmalanyla ilgili 14. maddede geti- rildi. Kongrede yönelti- lebilecek eleştırilere karşı da ceza yaptınmı hükmedildi. Bu maddede. "GİK üyeleri, kendi üyesi ol- duklan kurulun faaüyet- leri aleyhinde konuşma yapamazlar. Aksi davra- nışta bulunanlar hakkın- da disiplin kovuşturma- sı yapıhr" denildi. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(a doruk.net.tr Dün kaldığımız yerden sürdu- relim. Dünkü Tırmık'\ okumayan- lar için bir özetleme yapmayalım. Çünkü dünkü Tırmık'm kendisi bir özetlemeydi. Hürriyet yazan Serdar Turgut arkadaşımızın ortayaattığı "teknokratlar hükü- meti", "ara rejim" önerilerini, seçkınlerin kuracağı "gerçekde- mokrasi" ve bu seçkinlerı nıtele- mek uzere icat ettiği "derin halk" gibi yeniyetme kavramlan anım- satmış; yer kalmadığından bu- güne devretmiştik. Demokrasiden umudunu kesmek ya da var olan sistemi demokrasiden saymamak Ser- dar Turgut'un buluşu değil. "Bir fabrika dolusu işçiyı bi- linçlendirmek için uğraşacağı- ma bir albayı bilinçlendiririm" diyen (6O'lı yıllarda bu sahiden dendi ve yazıldı) tepeden inme- ci -darbeci- cuntacı eğilimlere kendını kaptıranlar; demokrasi- nin, hele hele Türkiye'de uygu- lanan demokrasimsı sistemın ülkelerin gelişmesine, toplumun esenliğine değil, ülkelerin çık- maz sokaklara dalmasına, top- lumun mutsuzlaşmasınayol aç- tığını söyleyegeldiler ve sıyasal hesaplarını bu tanıtlar (=argu- manlar) üstüne oturttular. Halkın Derini, Demokrasinin Seçkini Geniş halk kitlelerinin eğitim- siz, kötü yetişmiş, dar çıkarlar- dan ötesini gözü görmez yığın- lar olduğu; demokrasinin bu yı- ğınsal körlüğe çanak tuttuğu; halk yığınlarının, iyi yetişmiş, iyi eğitim görmüş, mesleğinde uz- man ve hünerli seçkinler tarafın- dan güdülmesi gerektiğini sa- vunanlann kökü de pek eskile- re dayanır. Platon'un "bilge yargıçlar devleti", bu yönelimin bilinen en eski örneği. Platon'a göre, bil- gelikletaçlanmış, soylu bir ada- let duygusu ile donanmış seç- kinler, cahil halkyığınları için "iyi olanın ne olduğuna" isabetle karar verir ve uygularlar. Sonuç, halk için de iyi olur. ••• Toplumların ekonomik ve ah- laki olarak dibe vurduğu dö- nemlerde bu yargılar, pazarda iyi müşteri bulur; bu eğilimler kabarır. Demokrasi denen sistemin "kötülüklerı, sakatlıklan" üstü- ne soylenebilecekler, salt bun- larla sınırlı da değil. Sayfalar do- lusu "demokrasi kusuru ve ayı- ö;"sıralanabilir. Sorun "En iyi sistem demok- rasidir" diye kondu mu, bu yar- gıyı çürütmek işten bile değildir. Peki "demokrasi en az kötü olan sistemdir" yargısına ne dersiniz? Tarih, seçkinlerin toplum mü- hendisliğine kalkışıp en hafıfin- den her şeyi eskısinden berbat hale getirdiklerının örneklerıyle dolu. Kımi seçkinler iktidarı, ül- kesini cehenneme de çevirdi. Hitier'in Nazi Partisi'nin resmi tezi, seçkin "arienler''\n yeni, guçlü, esen bir "Geırnania" ya- ratma hedeflerinin programatik ifadesinden ibarettir. Türkiye için somutlarsak, Serdar Turgut'un "iyi eğitim görmüş, mesleklerini ve ülkele- hni seven, iş yaşamında başa- nlı, kaliteli biryaşam kültüru ile donanmış" diye tanımladığı "derin halk"\n, bugune dek bu ülkede adaletı, sosyal adaleti mertçe ve yığıtçe savunduğu, zorbalık düzenlerıne uygar in- sana yaraşır bir cesaretle karşı çıktığına ilişkin kanıt yok. 12 Mart ve 12 Eylül'ün "fa- şizm karanlığı" ülkenin üstüne çöktüğünde susmayı, sinmeyi, karşı çıkmamayı yeğleyen bu "derin halk"m, bugun kolları sı- vayıp, "gerçek demokrasiyi" kurup bıze armağan edecekle- rine inanmamız için bana tek bir neden söyleyin. 12 Eylülcu generallerin düze- nine ilk başkaldınnın simgesi sayılan "AydınlarDilekçesi"nüe imzası olanlar arasında "derin halk"tan kim vardı? Besbelli kı o karanlık günlerde çok "de- rin "lere saklanmışlardı. Evet, demokrasi, sistemlerin en iyisi değil en az kötü olanı. Insanlık, demokrasiden daha iyisini üretene kadar da ona sı- kı sıkı sarılmaktan öte çaremiz yok. Evet, seçkinlerin iktidarının, despotlann, zorbaların, faşist- lerin, ırkçılann, hırsıztann iktida- rından daha iyi" olacağı söyle- nebilir. Ama bu görecelık, onu de- mokrasinin önünde bir yere oturtmaz. Buna karşılık şu Türkiye'ye özgü, sünnetli, kısıtlı, yer yer göstermelık, sığ demokrasi ko- şullarında bile medyanın takip- çiliği ile, aydınlann ınatçı diren- ci ile, Serdar Turgut'un tanımla- dığı seçkinlerin denetimi, eleş- tirisi, itirazı, engelleri ile çapsız siyasetçinin önünü, olmadı hızı- nı kesmek, çok ağır da olsa yol alabilmek mümkündür. Bir seçkinler erkinde bu ola- nak da yok. Ayrıcason kırkyılda, bu ülke- nin canına okuyanların büyük çoğunluğu Serdar Turgut'un "derin halk" diye tanımladığı seçkinlerin arasından çıktı. Siyasete atılıp foyası ortaya çıkmasaydı Tansu Çiller de de- rin halkın seçkin birevladı sayıl- mayacak mıydı? Serdar Tur- gut'un haklı olarak dövüştüğü "ekovoleci" ekonomi uleması, derin halkın en derinlerinden değil midir? ••• Derdim, Serdar Turgut'u çü- rütmek değil. Onun içtenliğine inanıyorum; çaresizliğinin bo- ğuntusunu ben de yaşıyorum. Benim derdim, onun yazdıkla- nndan yola çıkıp bazı kavram- lan yeniden tartışabilmek. O yüzden izin verin yann da sür- düreyim. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İsyancıl Tutku... Havada yasemin kokusu vardı... Kadının gözleri parlıyordu... Dedi ki: "Senınle çok mutluyum, biliyor musun?" Kadının dudaklarına mavinin gölgesi düşmüş- tü... Biten isyancıl tutku yeniden alevlenmişti... Nezval ve Maria'nın öyküsü o yıllar dilden dile dolaşıyordu... Nezval, Maria'nın elinden tuttu... Nezval: "Biliyor musun, bir kış sabahı aynı yerde aynl- mıştık seninle... O zaman bana söylediklerini anımsıyor musun?" Maria: "Evet, anımsıyorum. O gün sana şöyle demiş- tim: 'Sen bu ilişkiye hiç sahip çıkmadın.' Ama ben konuşmuştum sadece, sen susmuştun..." Nezval başını önüne eğdi... Marıa ıse Anna Ahmatova dizelerini mırıldanı- yordu: "Hiç kimse daha yakın olmadı bana Hiç kimse böylesine üzmedi beni, Acıya salıp gidenler bile, Okşayıp bırakanlar bile hatta." Tan küllu renklerde sevgiyi yakalayan iki insan; şafağın soğuk ürpertisini anımsadılar... Gün yaz dökuyordu... Ama duşler paramparça değildi... Sanki yarı kül rengi bir uykudan uyanmışlar- dı... Gözlerinı kapattıklarında akşamüstü yağmurla- n boşalıyordu... Yüreklerinde çocuksu bir sevinç vardı... • • • Gecenin içinde yankılanan çığlık. bir ölum sancağı çekilmiş dudaklarda kopan fırtınaya ben- zıyordu... Çekingen kestane ağacı çevrede yıldızlan arıyor, camlan kızıla dönüştüren renkler sanki soluk alıp veriyordu... Maria yerınden kalkıp çıçeklere doğru yürudü... Maria'nın gözleri parlıyordu... Sanki gözlerine ayışığı düşmüşıu... Nezval elinden tuttu Maria'nın... Maria şöyle dedi: "Bence bir erkek kendine güvenmeli..." Nezval, "Evet" deyip ekledi: "Ama kımı kadınlar kendılenne güvenmeyen er- kekleri seçerler!" Maria gülümseyerek yanıt verdi: "Sen yokken böyle birini bulmuştum!" Nezval: "Burnumu sürtmek için mi?" Maria: "Evet öyle Nezval. Ama o ezildi benim yanım- da. Ezildiğı ıçın de ben senin yanındayım şimdi. Onunla sevışirken bile hep seni düşündüm..." Bir kaçışın geride bıraktığı tek başına kalan sev- da, karanlığınr içinde yükselen sesle bırleşti... Maria'nın ışıldayan gözleri buğulanmıştı... "Artık aynı bardaktan içmeyeceğiz/Ne suyu n& tatlı şarabı/Erken sabahlarda öpüşmeyeceğiz,/Ve birlikte gözlemleyeceğiz camdan akşamı./Sen gü- neşle soluklanıyorsun, ben aylaJAma yaşamada- yız biz aynı sevdayla." Nezval elinden tuttu Maria'nın... Dedi ki: "Bırak kendinle hesaplaşmayı. Bunlann yaşan- ması gerekiyordu..." Maria "Neden" diye sordu. Nezval, başını göğe çevirip yanıtladı: "Bazı acılar, mutluluğun habercisidir!" • • • Gecenin ışıkları söndu... Mana ve Nezval kayboldu... Bir gıtarın tellerinde bir genç kız, sevgilisi için soyluyordu: "Siyah tülün altında sıktım elini... . - 'Bugün neden büründün bu solgunluğa' - Içırdım ona buruk kederimi, Sarhoş ettim sızdırasıya. Nasıl unuturum? Yalpalayarak çıkıp gitti. Eğri bir acı konmuştu ağzına. Korkuluklara değmeden merdiveni indim, Ardından koştum avlu kapısına. Soluk soluğa bağırdım, 'Şaka tüm olanlar. Gi- dersen beni öldürürsün' Güldü tüyler ürperten bir rahatlıkla Ve dedi: Rüzgârda durma üşürsün." , hikmet.cetinkayafocumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 PEŞİN FİYATINA 10TAKSİT! |FERROLI| "ISITMA ve KLİMA SİSTEMLERİ' Istanbul (0216)573 38 41 Ankara (0312)384 56 44 Irmır (0232)449 71 84 KADIKÖY 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No l W ) 919 •• Davacı Bahn>eTırşakı \ekılı A\ Ozlem Aksungartarafından davalı Nazım I ırvakı alevhıne açılan boşanma da\asmın \arsıla- ıtıası sonunda Karar I Da\anınkabulune. 2 Gıresun Evnesıl Balcılı kovuC 0007 K 0022de nufusa kaşıtlı Kemal ile Fatma'dan olma Sapan- ca 1968 doğumludaN acı BahnyeTırsakı ılea\nı \ er nufu^una ka- yıtlı Alı ile Emıneden olma Fvnesıl 1960 doğumlu da\alı Nazım Tırvakı"nın bo^antnalarına. ınu>terek çocuk 1988 doğumlu Ha- kan'ın \elaye!ının davalı baba\a verılmesıne. çocuğun hafta son- ları pazar gunlen ile dını ve mıllı ba\ramların bınncı gunlen sa- bah 9 00 ile ak^am 18 00 ara-.ı anne >anına verılmesı surelı\le şahsı ılışkının kunılmasına daır \enlen karar halen adresı tespıt edilemeyen \e ılanen leblıgı gereken Ja\alı\a ışbu ılanın ya\ın ta- rıhınden ıtıbaren ba^lamak uzere 7 gun sonrakı 15 gunluk surede tem>ıze baş\urmadı£ı takdırde hakkındakı hukmun kesinleşece£ı hukmu ılan olunur 1942001 Basın 44216
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle