22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2001 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Çocukluk Yazlam Sevgili, Göle nazır çınann altına oturmuşum, Görece serin gölgede bir de türkü tutturmu- şum: 'Nasıl da geçmişti o yaz?.." Geçmiş yazları ve nelerin değiştiğini düşünü- yorum. Gölün üstünde, hepsi birbirine kanşmış, bir sürü yaz görüntüsü oluşuyor. Gözlerimi kapıyor, belleğimi tanyor, anılanmı sıraya koyuyorum. Zamanın bitmeyecek sanıldığı çağların sıcak günleri... Erik ağacının dalında Tarzan, bahçe- nin dibindeki kullanılmayan çamaşırhanenin da- mında korsan, sonra anneannesinin ile annesi- nin elini tırtup ilkçağ insanlannın su kıyısında, di- rekler üstünde inşa ettikleri evlere benzeyen "Moda Kadınlar Deniz Hamamr"na yollanan afacan... Kırklı yılların ortalannın biraz sonrasında, Fe- nerbahçe Plajı'nda büyükbabanın, "Bu derin suya atlarmısın" diye soran arkadaşlanna şöy- le bir bakıp "Nasıl olsa bunlar burada beni bo- ğulmaya bırakmazlar" diye düşünerek kendini korkmadan suya atan çocuğun derin suda ilk çırpınışlannın yavaş yavaş kulaçlara dönüşme- si... Zamanın ilk ihanetini, boğaz kıyısında bir Fe- riye sarayındaki yatılı okula gönderildiğinetanı- yan bacaksızın, kış sabahlarında alamanaların geçtiği, yunusların cirit attığı, ilkbahar günlerin- de şehir hatları vapurları kaptanlarının, parmak- lıklara sanlmış veletlerin "kaptan düdük.. kap- tan düdük." çağnlarını iki kısa bir uzun düdük- lerle yanıtladığı günlerde lacivert sulara bakarak hasretle beklenen, özgürlükle eşanlamh yaz günleri... Özgürtemmuz günlerinde, Göztepe'de, o za- manki deniz kentinin sayfiye semtinde, Peri- han Abla'nın evinde, loş odalarda zorla yatınlı- nan öğlen uykularına direnmeler, ardından rüz- gânn çamlann dallarındaki ninnisiyle dalıp git- meler... • • • Denize inen gölgeli sokaktan, Eskişehir'den doğduğu kente gelişinde, her şeyi coşkuyla bir anda yaşamak isteyen, Mühürdar sahillerinin biraz lağım biraz yosun kanşmış kokusunu "Ooh, mis gibi deniz kokusu" diye içine çeken büyükbaba ile Kurbağalıdere girişinden, Kara- denizli Mehmet Ali Kaptan'dan 4-5 saati 1 li- raya kiralanan sandalla Moda Koyu'na açılma- lar, istavrit ve izmarfte olta sallayıp, sonra laci- vert sulan kulaçlayıp, ardından kızgın güneş al- tında, sofrada zeytinyağlı ayşekadın fasulyenin beklediği eve kan ter içinde dönmeler... Kapının önünden tenteli beyazarabasıylage- .çen Arnavut dondurmacının çağnsına olumlu yanıt verilmesi için büyüklere nafile dikilen göz- ler... Yirmi kuruşluk harçlığın yansıyla alınıp yalar- ken bir kısmı üste dökülen dondurmalar... • • • Alman Kampı'nın kıyısında gidiş-geliş, topu topu 30 metrelik afanda yapılan ve kazanıldığın- da, galibin kendisini dünya şampiyonu zannet- tiği yarışlar... Çayırlarda yapılan futbol maçları... Denize inen sokağın köşesinde, Eczacı Ala- addin Bey'in köşkünün karşısında, sonradan Haldun Taner'in bir süre oturacağı Eddyler'in evinin bahçesinde, büyük meşin topla yapılan ilk basket karşılaşmaları... Rasttan nihavente, uşşaktan muhayyere gi- den istanbul Radyosu'nun fasıllarıyla başlayan akşamüstleri... "Silivriiii kaymaaak yoğurt"u hepsi de aynı makamda söyleyen yoğurtçuların saati... Akşam yemeğinden sonra kimi geceler gidi- len bahçe sinemalan... Kırk yılda bir de olsa, herkesin zeytinyağlı dol- masını, söğüş etini, kuru köftesini kendi hazır- layıp topluca gittikleri Küçük Moda Gazino- su'ndaki mehtap sefalannda, akranlarla oyna- nan koşmaca ve saklambaç oyunları, sonunda bastıran uyku ve bitmek bilmeyen kısa dönüş yolu... Nasıl da geçti o yazlar?.. Çocukluk yazları Sevgili, çok uzaklarda kaldı şimdi... Ama ne gam! Hâlâ yazlar ve çocuklar olduğuna göre, hâlâ yaşanıyor çocukluk yazları. Galiba gerçekten de geçen zaman değil, o du- ruyor, geçen biziz... Ölüm orucuna engelleme Küçükarmutlu'ya polis baskısı İstanbul Haber Servi- si - F tipı cezaevlerine karşı cezaevlennde sür- dürülen ölüm oruçlan- na dışardan destek ve- renler, güvenhk güçle- rinin baskısı altında ol- duklannı ilen sürdüler. Küçükarmutlu'da ce- zası ertelenerek tahliye edilen tutuklu ve hü- kümlüler ile yakınlan tarafından sürdürülen ölüm orucu eylemınin sona erdirilmesi için. bölgede güvenlik güç- lerinin baskı kurduğu belırtildi. lnsan Hakla- n Derneği İstanbul Şu- besi 'nce yapılan açıkla- mada, Küçükarmutlu giriş ve çıkışlannda po- lis kontrollerinın arttığı ve evlere baskmlar ya- pıldığı belirtildi. Öte yandan İHD'li Kadınlar, ÖDP'lı Ka- dınlar, Emekçi Kadınlar Birhğı ve HADEP'li Kadınlar gibi sivıl top- lum örgütlerinin de ara- lannda bulunduğu 17 kadın örgütü, cezaevle- rindeki kadın tutuklu ve hükümlülere destek amacıyla kart gönderdi. Eylemın ardından basın açıklaması yapan kadın- lar, Adalet Bakanlı- ğı'nın. ölüm orucuna karşı çözümü, eylemci- leri tahliye etmekte gör- düğünü ve tahliye edilenlerin de sürekli tacizle karşı karşıya kal- dıklannı belirttiler. Savcı Göktürk, Cumhuriyet'te, banka batıranlann çete suçundan yargılanamayacaklannı yazmıştıi HoıiıuiKiılamıyiiziigiiliiyorİstanbul Haber Servisi - tstanbul DGM'nin Bankekspres davasında 'çete' ve 'dolandıncıhk' suçlannı ayır- ması 'bankalann içini boşaltanlann' yüzünü güldürdü. DGM'nın, Kork- maz Ylğit de dahıl 22 Bankekspres sanığı hakkında görevsızlik kararı vermesinin ardından Yurtbank'ın içi- ni boşaltmakla suçlanan bankanın es- ki sahibi Ali Balkaner hakkında da tahliye karan vermesi. diğer banka dolandıncılan için umut oldu. Ege- bank'ın eski sahibi Yahya MuratDe- mireL Sümerbank'ın eski sahibi Hay- yam Garipoğlu. Egebank soruştur- ması kapsamında tutuklanan Sabah gazetesınin sahibi Dinç Bilgin, rek- lamcı Nail Keçili. işadamı Cavit Çağ- lar, şimdi hâkim karşısına çıkacakla- n günü bekliyorlar. Cumhuriyet Sav- cısı Mete Göktürk'e göre bankalan soyanlar. hazırlanışındakı eksiklikler nedeniyle 4422 Sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanu- Munzur Festivali Bukezde komando yürüdü FERİT DEMİR TUNCELİ - Tuncelitiedüzenle- nen 2. Munzur Doğa ve Kültür Fes- tivali'nde önceki gün çıkan olaylar sırasında Güvenlik Komutanı Dur- stın Bak'ın aracmın tahrip edılme- si üzerine dün yaklaşık 500 koman- do yürüdü. Tunceli'de önceki gece yaşanan gerginliklere karşın dün sabah sa- atlerinde festival programı olağan şekılde devam ettı. Gazetecı, yazar, sanatçı ve yurttaşlardan oluşan yak- laşık 5 bin kişılik grup Ovacık'a ha- reket etti. Saat 13.00 sıralannda da kent merkezinde YaşarSeyman,Pe- rihan Mağden, StlUnır Sezer, Vlc- dan Baykara, l may Umay \e Mu- kaddes Çeük'm konuşmacı olarak katıldığı panelde kadmlann yaşa- dıklan sorunlar tartışıldı. Tam teçhizath gösteri Ancak saat 16.30 sıralannda. ön- ceki gece çıkan olaylarda Tuğgene- ral Dursun Bak'ın aracının tahrip edilmesini gerekçe gösteren Tun- celi 4. Komando Tugay Birliği'ne bağlı yaklaşık 500 kışilık komando timi, tam teçhizath olarak kent mer- kezinde yürüdü. Komando bırlik- leri 'Herşey Vatan İçin', 'Vatan Sa- . na Camm Feda' sloganlan atarken Çevik Kuvvet ekipleri ve Özel Ha- rekât timleri de Cumhuriyet Mey- danı ıstıkametinde olan yollan tra- fiğe kapatarak çevrede geniş gü- venlik önlemleri aldı. Askeri bir- likler, Cumhuriyet Meydanı 'nda bir süre bekledikten sonra, ayn kolla- ra aynlarak kentin önemli noktala- nnda bekledi. Vali Mustafa ErkaL yürüyüş de- vam ederken çevrede biriken yurt- taşlara seslendi. Erkal, Tunceli'de- ki eylemlere yol acanlar kent dışın- dan gelen provokatörierdir. Güven- Hk güçlerimiz, yaralanma uğruna masum vatandaşlannuzı sağduyuy- la korumuşlardır" dedı. Daha sonra gazetecılerin sorula- nnı yanıtlayan Erkal. "Olaylarsıra- sında çok sayıda sol örgüt üyesi tes- pit edikfr Bunlan il dışına çıkmadan yakalayacağız'" diye konuştu. CUMMURtVET OLAVLAR VE GORUŞLER Mantar Tabancasıyla Kurt Avlamak... Mete <X>K 11 RK • *«,*»- v« btr kez zvn s harv- giilaınjı -»t «İc* •vetı-n pjiabtlecc*tt*hv >c> 44Z2 < duJc ısicdtgı b nu"na göre yargılanamayacaklar, a- ma yetersiz ve çarpık yanlanna kar- şın yine DGMde 'çete kurmak, üye otmak, yardım etmek* suçlannı dü- zenleyen TCK'nın 313 ve 314'üncü maddelerınden yargılanabilecekler. Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner"ın 5394 yıl hapis istemiy- le yargılanmasına karşın tahliye edil- mesı. bankalann ıçını boşaltanlann, 4422 sayılı 'Çıkar Amaçlı Suç Ör- gütleriyle Mücadele Kanunu' kapsa- mında yargılanmalannı tartışma ko- nusu yaptı. Diğer davalarda ne olaca- ğı merak edılirken önümüzdeki gün- lerde batık bankacılann yargılanma- sına devam edılecek. Göktürk uyarmışü Cumhuriyet Savcısı Mete Göktürk, gazetemizde yayımlanan yazılann- da, bankalan soyanlann 4422 sayılı Cıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mü- cadele Kanunu'na göre yargılanama- yacaklannın bilinmesine karşın so- ruşturma sırasında sağladığı olağan dışı imkânlardan yararlanabilmek için bankalan boşaltanlara 4422 sa- yılı kanundan dava açıldığına dikkat çekmişti. Göktürk, 2 Mayıs 2001 ta- rihinde gazetemizde yayımlanan 'Mantar Tabancasıyla Kurt Avla- mak' başlıklı yazısında, 4422 sayılı kanunun 1. maddesıne göre, suçun yasal unsurlannın oluşabihnesi için çetenın zor ya da tehdit kullanması gerektiğini ifade ederek bugüne dek ortaya çıkartılan hortumlama eylem- lerinin hiçbirinde şiddet ve zor unsur- lanna rastlanmadığını vurguladı. « Göktürk, çete oluşturarak banka-' lann içini boşaltanlann yıne EHjM'de' ancak 'çeteoluştarmak, üye olmak ve; yardım' suçlannı düzenleyen; TCK'nin 313. ve 314. maddelerine; göre yargılanabileceklerinı kaydetti.; 1991 yıhnda TCK'nın 313. madde- sinde yapılan değişiklikle. çok sayıda suç işleyen çete üyelerinin yabızca bu suçlardan en ağın olan zimmet su- çunun aşağı haddi ve 'çete oluşrur- mak' suçundan cezalandınldığına dikkat çeken Göktürk. çetecilerin iş- ledikleri diğer suçlann cezasız kalaca- ğını ifade etti. Göktürk, 30 Mayıs 2001 tanhınde gazetemizde yayımla- nan 'Kazmayla Saat Onanmı" başlık- lı yazısında da, bankalan ve kamu ku- rumlannı soyanlar hakkında yalnızca 313. ve 314. maddeler gereğince da- va açılabilineceğinin bilinmesine kar- şın, soruşturmalann, 4422 sayılı ka- nuna göre yürütüldüğünü anlattı. IĞNELl FIRÇA ZAFERTEMOÇtN DlSKten Pişkinsüfe destek Hukuka güven sarsılıyor İstanbul Haber Servisi - DSP Aydın Milletveki- li Sema Pişkinsüf ün, TBMM lnsan Haklan Komisyonu Başkanı ol- duğu dönemde hazırla- nan raporlarda ifadeleri- ne yer verilen işkence mağdurlannın adını sav - cılığa vermediği için yar- gılanması istemiyle hak- kında fezleke hazırlan- masına tepki gösteren DİSKGenel Başkanı Sü- leyman Çelebi. "Htıkuk sistemini yürütenlerin yanhşlan tehlike sinyalle- ri veriyor. Başta barolar olmak üzere meslek oda- lanru sendika ve sivil top- lum kuruluşlannı huku- kun üstüniüğü için göre- ve çağmyor, Pişkinsüt'ün haklı ve onuriu mücade- lesine destek verhoruz" dedi. DlSK Genel Başkanı Çelebi yaptığı açıklama- da, suç işledikleri yönün- de iddialar bulunanlar hakkında işlem yapıl- mazken yapılan yanlış- lıklan ortaya koyanlann suçlu ilan edilmeye çalı- şıldığını belirtti. Huku- kun, birlikte yaşamanın kurallannı koyan bir sis- tem olduğunu ve sistemi yürütenlerin davranışla- rının toplumun güven içinde yaşamasında etki- li olduğunu vurgulayan Çelebi, "Buradakien kü- çük yanlışlık toplumu toplum olmaktan çıkanr ve en büyük tehlikedir" dedi. Pişkinsüt'e Insan Hak- lan için Hukukçular Ko- mitesi de sahip çıktı. Ko- mite. Adalet Bakanı'na bir kınama mekfubu ya- zarak "Kıt ka\naklann Pişkinsüt gibi kişilerin yargılanmasına aynlma- sı, Adalet Bakanlığı'nın niyeti hakkında kesinlik- le kötü sinvaller vermek- tedir" dedi. Komite, Adalet Bakanhğfnı "hâ- kim ve savcüann görevi- nin işkence>e maruz kal- mak değil, işkenceyi araş- tırmak ve cezalandır- mak" olduğunu açıkça göstermeye çağırdı. Liderlerinin ölüm cezası almasının ardından örgütün sempatizanlan da azaldı IBDA-C dağdmanın eşiğindeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şeriatçı terör örgütü tslami Büyük Doğu AkıncılarCephesi'nın (İBDA- C) dağılmanın eşığine geldiğı bildi- rildi. Orgüte yönelik operasyonlar ve liderleri Saüh İzzet Erdişin (Salih Mirzabeyoğlu) İstanbul DGM'de ölüm cezasına mahkûm edılmesının ardından örgüt tabanını tamamen kaybetme noktasına geldi. ÎBDA- C'yi yeniden toparlamak amacıyla liderliğıni ılan eden Ali Osman Zor'un örgüt çevrelerinde tam kabul görmedığı bıldinldi. Örgüt. Türki- ye'ye yönelik propaganda faaliyetle- rini Almanya'daki temsılcilen ara- cılığıyla yürütmeye çalışıyor. IBDA-C, son dönemlerde iyice • Salih İzzet Erdiş'in ardından liderliğini ilan eden Ali Osman Zor. tabanda tam kabul görmedi. Türkiye'deki birçok sempatizaru ve cephe örgütleri pasif duruma gelen örgüt, propagandasını elektronik posta yoluyla sürdürmeye çalışıyor. gücünü yıtirdi. Örgüt lideri Erdiş'in İstanbul DGM'de ölüm cezasına çarptınlmasının ardından örgütte da- ğılma hızlandı. Türkiye ıçindeki birçok sempatizanı \e birçok ile ya- yılmış cephe örgütlen pasıf duruma gelen örgüt. propagandasım elektro- nık posta yoluyla Almanya'dan sür- dürmeye çalışıyor Erdiş'in ölüm cezasına çarptınl- masının ardından aynı davadan yar- gılanan Ali Osman Zor. ocak ayında tahliye oldu ve örgüt içinde liderli- ğini ilan ettı. Tabanda Zor'a karşı ge- lebılecek bir güç bulunmazken ör- güte yakın çevrelerin toparlanma ça- lışmalan hakkında ciddi endişe taşı- dıklan öğrenildi. Örgütün önde gelenlerine değer- lendirme yapan Zor. İBDA-C'yi ye- niden yapılandırma sürecinde "cep- he" sisteminden, "konsej" sistemi- ne geçmeyi hedeflediğini bildirdi. Konsey başkanlannın kendisine mutlak bağlılığını isteyen Zor, ey- lem için talimat vermeyeceğini, ki- şisel eylemlere de engel olmayaca- ğını iletti. Zor, ekonomik bunalım nedeniyle halkı kışkırtmaya çalışma- lanna karşın başanlı olamadıklannı söyledi. Krizi kullanmak isthoriar Türkiye'deki ekonomik, sosyal so- runlann halkı kışkırtmak için kendı- lerine firsat verdiğini savunan Zor, ancak bu şekilde şeriat sısteminin se- çenek durumuna gelebileceği iddi- asında bulundu. Zor. örgüt tabanına, bu koşullann henüz olgunlaşmadığı- nı, bunalımın 3-4 yıl daha sürmesi gerektiğini bildirdi. STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Avrupa'da (beğenirsiniz, beğen- mezsiniz), bir iki istisna dışında ne- redeyse bütün ülkelerde sol partiler iktidarda. Türkiye'de ise solun bütün renkleri başarısız. DSP'den başlaya- lım: Sanırım Avrupa'nın en milliyetçi ve devletçi sol partisi DSP'dir. Avru- pa sol partilerinin çoğunluğu kendi- sini Marksist kökenli kabul eder, DSP ise antimarksisttir. DSP sol mu- dur, derseniz; kendisini solda kabul eden, ama kendine özgü ve dunya- da az benzeri olan bir partidir. CHP, düzen taraftarlıgında sağı ge- ride bırakacak bir çizgi sürdürüyor. Geçenlerde Kıbrıs'ta 20 Temmuz müdahalesinin yıldönümü kutlanı- yordu. Denktaş ı alkışlayanların ba- şında Deniz Baykal'ı gördüm. Şaşır- dım diyemem. DSP'nin Kıbrıs Baka- nı Şükrü Sina Gürel'in Kıbrıs'taki konuşması ise aşırı sağcı bir partiyi gölgede bırakacak kadar milliyetçi ve otoriterdi. • • • Türkiye'deki yasal sosyalist parti- Türk Solu Neden Başansız? leri şöyle bir sayarsak ODP, SIP, E- MEP, İP aklıma gelıyor. Bu partilerin geçen seçimlerde en çok oy alanı ODP'ydi. Oyu yüzde 1 'i bulmadı. Di- ğerlerinin tümünün aldıkları oyların toplamı bile yüzde 1 'i bulacak dü- zeyde değildı. Yasadışı sosyalistlerin ya da radikal sosyalıstlenn de son dönemde sürekli küçüldüğü ve gi- derek etkilerıni yitirdiği bir gerçek. Sosyal demokrasiden radikal sos- yalist sola kadar solun butün renkle- rinin başarısız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu başarısızlığın nedeni üzerinde daha derinlemesine düşün- meye ihtiyacımız var. Acaba solun hangi ortak zaafları buna yol açıyor diye düşünmeden edemiyoruz. ••• Derya Sazak'ın, AB Türkiye Tem- silcısi Karen Fogg'la geçenlerde yaptığı bir söyleşi dikkatimi çekmiş- ti. Bayan Fogg, Türk solunu değer- lendirirken şöyle demişti: "Avru- pa 'daki benzerierin aksine, sol bu ül- kede daha çokyönetime (establish- ment), sisteme yakın duruyor. Deği- şimden çok statükoyu temsil ediyor. Ortodoks yapıda. Merkez solda ek- sikolan halkın kendisidir. Partiler da- ha elitist kalıyor, tabanı tam kavraya- mıyor." Fogg'un saptamalarına benzer saptamalan bizler de yapıyoruz. Türk solunun, birçok alanda savunmacı bir tutum içinde olduğunu görüyo- ruz. Demokrasi dediğiniz zaman so- lun hemen önemli bir kesimi, "Ya Türkiye bölünürse, ya şeriatgelirse" diyerek savunmaya geçiyor. Daha ileri bir özgüriük ve eşitlik çizgisini savunacağına, bir şeylerin elden gi- deceğı korkusu içinde sistemi sa- vunmaya girişiyor. ••• Bu söylediklerim yalnızca sosyal demokrat sol için değil, sosyalistler ve radikal sosyalistler için de geçer- li. Sosyalistler, belki de Stalinci ahş- kanlıklann ve geleneğin etkisiyle, sü- rekli yukandan aşağı çözümleri des- tekliyorlar. Halka güvenmeyen bu mantık, "Öncü her şeyi bilir" anlayı- şıyla halktan kopuyor ve halkın jako- ben yöntemlerle adam edilmesi ge- rektiğini düşünüyor. Proletarya diktatörlüğü teorisinin esası da halka güvenmemek biçi- minde anlaşılıyor. Küçük bir öncü azınlık, halk adına, işçi sınıfı adına zor yoluyla toplumu değiştirmeyi üst- leniyor. Sovyetler Birliği'nde, Arna- vutluk'ta ve birçok sosyalist ülkede uygulanan bu sistem, sonunda halk- tan kopuk diktatörlüklere neden ol- du ve büyük bir gümbürtüyle çöktü gitti. Ancak, o gelenek sosyalist sol için- de hâlâ geçerii. Sol, sistemin korku- larının sözcüsü gibi sürekli sistem karşıtı güçlerin isteklerine soğuk baktı. Siyasi Islama karşı mücadele- de solla iktidar işbirliği yaptılar. Sol, iktidann bu konuda yavaş davrandı- ğını, uzlaşmacı davrandığını bile dü- şünüyor. Siyasi islama karşı daha sert önlemler alınsa solun önemli bir kesimi bunu daha çok destekleye- cek. Aynı şey Kürt sorunu için de geçer- li. Bu konuya da sol soğuk baktı. Bu- rada evrensel ilkeleri savunmak ye- rine, milliyetçi rüzgânn peşine takıl- dı. AB'ye giriş ve demokrasi progra- mı konusunda da solun önemli bir kesiminin sistem yanlısı bir direnişe destek verdiğini görüyoruz. Fogg, "Sol, yönetime yakın duru- yor" derken haksız mı? "Vatan", "millet", "bayrak" edebiyatını daha çok sağcılaryaparlardı. Şimdi bu ko- nuda sol onlan geride bıraktı. Solun başarısızlığının nedenleri arasında belki de en önemli neden statükocu olması. Bunu tartışalım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle