Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 TEMMUZ 2001 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Çocukluk Yazlam
Sevgili,
Göle nazır çınann altına oturmuşum,
Görece serin gölgede bir de türkü tutturmu-
şum:
'Nasıl da geçmişti o yaz?.."
Geçmiş yazları ve nelerin değiştiğini düşünü-
yorum.
Gölün üstünde, hepsi birbirine kanşmış, bir
sürü yaz görüntüsü oluşuyor.
Gözlerimi kapıyor, belleğimi tanyor, anılanmı
sıraya koyuyorum.
Zamanın bitmeyecek sanıldığı çağların sıcak
günleri... Erik ağacının dalında Tarzan, bahçe-
nin dibindeki kullanılmayan çamaşırhanenin da-
mında korsan, sonra anneannesinin ile annesi-
nin elini tırtup ilkçağ insanlannın su kıyısında, di-
rekler üstünde inşa ettikleri evlere benzeyen
"Moda Kadınlar Deniz Hamamr"na yollanan
afacan...
Kırklı yılların ortalannın biraz sonrasında, Fe-
nerbahçe Plajı'nda büyükbabanın, "Bu derin
suya atlarmısın" diye soran arkadaşlanna şöy-
le bir bakıp "Nasıl olsa bunlar burada beni bo-
ğulmaya bırakmazlar" diye düşünerek kendini
korkmadan suya atan çocuğun derin suda ilk
çırpınışlannın yavaş yavaş kulaçlara dönüşme-
si...
Zamanın ilk ihanetini, boğaz kıyısında bir Fe-
riye sarayındaki yatılı okula gönderildiğinetanı-
yan bacaksızın, kış sabahlarında alamanaların
geçtiği, yunusların cirit attığı, ilkbahar günlerin-
de şehir hatları vapurları kaptanlarının, parmak-
lıklara sanlmış veletlerin "kaptan düdük.. kap-
tan düdük." çağnlarını iki kısa bir uzun düdük-
lerle yanıtladığı günlerde lacivert sulara bakarak
hasretle beklenen, özgürlükle eşanlamh yaz
günleri...
Özgürtemmuz günlerinde, Göztepe'de, o za-
manki deniz kentinin sayfiye semtinde, Peri-
han Abla'nın evinde, loş odalarda zorla yatınlı-
nan öğlen uykularına direnmeler, ardından rüz-
gânn çamlann dallarındaki ninnisiyle dalıp git-
meler...
• • •
Denize inen gölgeli sokaktan, Eskişehir'den
doğduğu kente gelişinde, her şeyi coşkuyla bir
anda yaşamak isteyen, Mühürdar sahillerinin
biraz lağım biraz yosun kanşmış kokusunu
"Ooh, mis gibi deniz kokusu" diye içine çeken
büyükbaba ile Kurbağalıdere girişinden, Kara-
denizli Mehmet Ali Kaptan'dan 4-5 saati 1 li-
raya kiralanan sandalla Moda Koyu'na açılma-
lar, istavrit ve izmarfte olta sallayıp, sonra laci-
vert sulan kulaçlayıp, ardından kızgın güneş al-
tında, sofrada zeytinyağlı ayşekadın fasulyenin
beklediği eve kan ter içinde dönmeler...
Kapının önünden tenteli beyazarabasıylage-
.çen Arnavut dondurmacının çağnsına olumlu
yanıt verilmesi için büyüklere nafile dikilen göz-
ler...
Yirmi kuruşluk harçlığın yansıyla alınıp yalar-
ken bir kısmı üste dökülen dondurmalar...
• • •
Alman Kampı'nın kıyısında gidiş-geliş, topu
topu 30 metrelik afanda yapılan ve kazanıldığın-
da, galibin kendisini dünya şampiyonu zannet-
tiği yarışlar...
Çayırlarda yapılan futbol maçları...
Denize inen sokağın köşesinde, Eczacı Ala-
addin Bey'in köşkünün karşısında, sonradan
Haldun Taner'in bir süre oturacağı Eddyler'in
evinin bahçesinde, büyük meşin topla yapılan
ilk basket karşılaşmaları...
Rasttan nihavente, uşşaktan muhayyere gi-
den istanbul Radyosu'nun fasıllarıyla başlayan
akşamüstleri...
"Silivriiii kaymaaak yoğurt"u hepsi de aynı
makamda söyleyen yoğurtçuların saati...
Akşam yemeğinden sonra kimi geceler gidi-
len bahçe sinemalan...
Kırk yılda bir de olsa, herkesin zeytinyağlı dol-
masını, söğüş etini, kuru köftesini kendi hazır-
layıp topluca gittikleri Küçük Moda Gazino-
su'ndaki mehtap sefalannda, akranlarla oyna-
nan koşmaca ve saklambaç oyunları, sonunda
bastıran uyku ve bitmek bilmeyen kısa dönüş
yolu...
Nasıl da geçti o yazlar?..
Çocukluk yazları Sevgili, çok uzaklarda kaldı
şimdi...
Ama ne gam!
Hâlâ yazlar ve çocuklar olduğuna göre, hâlâ
yaşanıyor çocukluk yazları.
Galiba gerçekten de geçen zaman değil, o du-
ruyor, geçen biziz...
Ölüm orucuna engelleme
Küçükarmutlu'ya
polis baskısı
İstanbul Haber Servi-
si - F tipı cezaevlerine
karşı cezaevlennde sür-
dürülen ölüm oruçlan-
na dışardan destek ve-
renler, güvenhk güçle-
rinin baskısı altında ol-
duklannı ilen sürdüler.
Küçükarmutlu'da ce-
zası ertelenerek tahliye
edilen tutuklu ve hü-
kümlüler ile yakınlan
tarafından sürdürülen
ölüm orucu eylemınin
sona erdirilmesi için.
bölgede güvenlik güç-
lerinin baskı kurduğu
belırtildi. lnsan Hakla-
n Derneği İstanbul Şu-
besi 'nce yapılan açıkla-
mada, Küçükarmutlu
giriş ve çıkışlannda po-
lis kontrollerinın arttığı
ve evlere baskmlar ya-
pıldığı belirtildi.
Öte yandan İHD'li
Kadınlar, ÖDP'lı Ka-
dınlar, Emekçi Kadınlar
Birhğı ve HADEP'li
Kadınlar gibi sivıl top-
lum örgütlerinin de ara-
lannda bulunduğu 17
kadın örgütü, cezaevle-
rindeki kadın tutuklu ve
hükümlülere destek
amacıyla kart gönderdi.
Eylemın ardından basın
açıklaması yapan kadın-
lar, Adalet Bakanlı-
ğı'nın. ölüm orucuna
karşı çözümü, eylemci-
leri tahliye etmekte gör-
düğünü ve tahliye
edilenlerin de sürekli
tacizle karşı karşıya kal-
dıklannı belirttiler.
Savcı Göktürk, Cumhuriyet'te, banka batıranlann çete suçundan yargılanamayacaklannı yazmıştıi
HoıiıuiKiılamıyiiziigiiliiyorİstanbul Haber Servisi - tstanbul
DGM'nin Bankekspres davasında
'çete' ve 'dolandıncıhk' suçlannı ayır-
ması 'bankalann içini boşaltanlann'
yüzünü güldürdü. DGM'nın, Kork-
maz Ylğit de dahıl 22 Bankekspres
sanığı hakkında görevsızlik kararı
vermesinin ardından Yurtbank'ın içi-
ni boşaltmakla suçlanan bankanın es-
ki sahibi Ali Balkaner hakkında da
tahliye karan vermesi. diğer banka
dolandıncılan için umut oldu. Ege-
bank'ın eski sahibi Yahya MuratDe-
mireL Sümerbank'ın eski sahibi Hay-
yam Garipoğlu. Egebank soruştur-
ması kapsamında tutuklanan Sabah
gazetesınin sahibi Dinç Bilgin, rek-
lamcı Nail Keçili. işadamı Cavit Çağ-
lar, şimdi hâkim karşısına çıkacakla-
n günü bekliyorlar. Cumhuriyet Sav-
cısı Mete Göktürk'e göre bankalan
soyanlar. hazırlanışındakı eksiklikler
nedeniyle 4422 Sayılı Çıkar Amaçlı
Suç Örgütleriyle Mücadele Kanu-
Munzur Festivali
Bukezde
komando
yürüdü
FERİT DEMİR
TUNCELİ - Tuncelitiedüzenle-
nen 2. Munzur Doğa ve Kültür Fes-
tivali'nde önceki gün çıkan olaylar
sırasında Güvenlik Komutanı Dur-
stın Bak'ın aracmın tahrip edılme-
si üzerine dün yaklaşık 500 koman-
do yürüdü.
Tunceli'de önceki gece yaşanan
gerginliklere karşın dün sabah sa-
atlerinde festival programı olağan
şekılde devam ettı. Gazetecı, yazar,
sanatçı ve yurttaşlardan oluşan yak-
laşık 5 bin kişılik grup Ovacık'a ha-
reket etti. Saat 13.00 sıralannda da
kent merkezinde YaşarSeyman,Pe-
rihan Mağden, StlUnır Sezer, Vlc-
dan Baykara, l may Umay \e Mu-
kaddes Çeük'm konuşmacı olarak
katıldığı panelde kadmlann yaşa-
dıklan sorunlar tartışıldı.
Tam teçhizath gösteri
Ancak saat 16.30 sıralannda. ön-
ceki gece çıkan olaylarda Tuğgene-
ral Dursun Bak'ın aracının tahrip
edilmesini gerekçe gösteren Tun-
celi 4. Komando Tugay Birliği'ne
bağlı yaklaşık 500 kışilık komando
timi, tam teçhizath olarak kent mer-
kezinde yürüdü. Komando bırlik-
leri 'Herşey Vatan İçin', 'Vatan Sa-
. na Camm Feda' sloganlan atarken
Çevik Kuvvet ekipleri ve Özel Ha-
rekât timleri de Cumhuriyet Mey-
danı ıstıkametinde olan yollan tra-
fiğe kapatarak çevrede geniş gü-
venlik önlemleri aldı. Askeri bir-
likler, Cumhuriyet Meydanı 'nda bir
süre bekledikten sonra, ayn kolla-
ra aynlarak kentin önemli noktala-
nnda bekledi.
Vali Mustafa ErkaL yürüyüş de-
vam ederken çevrede biriken yurt-
taşlara seslendi. Erkal, Tunceli'de-
ki eylemlere yol acanlar kent dışın-
dan gelen provokatörierdir. Güven-
Hk güçlerimiz, yaralanma uğruna
masum vatandaşlannuzı sağduyuy-
la korumuşlardır" dedı.
Daha sonra gazetecılerin sorula-
nnı yanıtlayan Erkal. "Olaylarsıra-
sında çok sayıda sol örgüt üyesi tes-
pit edikfr Bunlan il dışına çıkmadan
yakalayacağız'" diye konuştu.
CUMMURtVET
OLAVLAR VE GORUŞLER
Mantar Tabancasıyla Kurt Avlamak...
Mete <X>K 11 RK • *«,*»-
v« btr kez zvn
s harv- giilaınjı -»t
«İc* •vetı-n
pjiabtlecc*tt*hv >c> 44Z2 <
duJc ısicdtgı b
nu"na göre yargılanamayacaklar, a-
ma yetersiz ve çarpık yanlanna kar-
şın yine DGMde 'çete kurmak, üye
otmak, yardım etmek* suçlannı dü-
zenleyen TCK'nın 313 ve 314'üncü
maddelerınden yargılanabilecekler.
Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni
Balkaner"ın 5394 yıl hapis istemiy-
le yargılanmasına karşın tahliye edil-
mesı. bankalann ıçını boşaltanlann,
4422 sayılı 'Çıkar Amaçlı Suç Ör-
gütleriyle Mücadele Kanunu' kapsa-
mında yargılanmalannı tartışma ko-
nusu yaptı. Diğer davalarda ne olaca-
ğı merak edılirken önümüzdeki gün-
lerde batık bankacılann yargılanma-
sına devam edılecek.
Göktürk uyarmışü
Cumhuriyet Savcısı Mete Göktürk,
gazetemizde yayımlanan yazılann-
da, bankalan soyanlann 4422 sayılı
Cıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mü-
cadele Kanunu'na göre yargılanama-
yacaklannın bilinmesine karşın so-
ruşturma sırasında sağladığı olağan
dışı imkânlardan yararlanabilmek
için bankalan boşaltanlara 4422 sa-
yılı kanundan dava açıldığına dikkat
çekmişti. Göktürk, 2 Mayıs 2001 ta-
rihinde gazetemizde yayımlanan
'Mantar Tabancasıyla Kurt Avla-
mak' başlıklı yazısında, 4422 sayılı
kanunun 1. maddesıne göre, suçun
yasal unsurlannın oluşabihnesi için
çetenın zor ya da tehdit kullanması
gerektiğini ifade ederek bugüne dek
ortaya çıkartılan hortumlama eylem-
lerinin hiçbirinde şiddet ve zor unsur-
lanna rastlanmadığını vurguladı. «
Göktürk, çete oluşturarak banka-'
lann içini boşaltanlann yıne EHjM'de'
ancak 'çeteoluştarmak, üye olmak ve;
yardım' suçlannı düzenleyen;
TCK'nin 313. ve 314. maddelerine;
göre yargılanabileceklerinı kaydetti.;
1991 yıhnda TCK'nın 313. madde-
sinde yapılan değişiklikle. çok sayıda
suç işleyen çete üyelerinin yabızca
bu suçlardan en ağın olan zimmet su-
çunun aşağı haddi ve 'çete oluşrur-
mak' suçundan cezalandınldığına
dikkat çeken Göktürk. çetecilerin iş-
ledikleri diğer suçlann cezasız kalaca-
ğını ifade etti. Göktürk, 30 Mayıs
2001 tanhınde gazetemizde yayımla-
nan 'Kazmayla Saat Onanmı" başlık-
lı yazısında da, bankalan ve kamu ku-
rumlannı soyanlar hakkında yalnızca
313. ve 314. maddeler gereğince da-
va açılabilineceğinin bilinmesine kar-
şın, soruşturmalann, 4422 sayılı ka-
nuna göre yürütüldüğünü anlattı.
IĞNELl FIRÇA ZAFERTEMOÇtN DlSKten Pişkinsüfe destek
Hukuka güven
sarsılıyor
İstanbul Haber Servisi
- DSP Aydın Milletveki-
li Sema Pişkinsüf ün,
TBMM lnsan Haklan
Komisyonu Başkanı ol-
duğu dönemde hazırla-
nan raporlarda ifadeleri-
ne yer verilen işkence
mağdurlannın adını sav -
cılığa vermediği için yar-
gılanması istemiyle hak-
kında fezleke hazırlan-
masına tepki gösteren
DİSKGenel Başkanı Sü-
leyman Çelebi. "Htıkuk
sistemini yürütenlerin
yanhşlan tehlike sinyalle-
ri veriyor. Başta barolar
olmak üzere meslek oda-
lanru sendika ve sivil top-
lum kuruluşlannı huku-
kun üstüniüğü için göre-
ve çağmyor, Pişkinsüt'ün
haklı ve onuriu mücade-
lesine destek verhoruz"
dedi.
DlSK Genel Başkanı
Çelebi yaptığı açıklama-
da, suç işledikleri yönün-
de iddialar bulunanlar
hakkında işlem yapıl-
mazken yapılan yanlış-
lıklan ortaya koyanlann
suçlu ilan edilmeye çalı-
şıldığını belirtti. Huku-
kun, birlikte yaşamanın
kurallannı koyan bir sis-
tem olduğunu ve sistemi
yürütenlerin davranışla-
rının toplumun güven
içinde yaşamasında etki-
li olduğunu vurgulayan
Çelebi, "Buradakien kü-
çük yanlışlık toplumu
toplum olmaktan çıkanr
ve en büyük tehlikedir"
dedi.
Pişkinsüt'e Insan Hak-
lan için Hukukçular Ko-
mitesi de sahip çıktı. Ko-
mite. Adalet Bakanı'na
bir kınama mekfubu ya-
zarak "Kıt ka\naklann
Pişkinsüt gibi kişilerin
yargılanmasına aynlma-
sı, Adalet Bakanlığı'nın
niyeti hakkında kesinlik-
le kötü sinvaller vermek-
tedir" dedi. Komite,
Adalet Bakanhğfnı "hâ-
kim ve savcüann görevi-
nin işkence>e maruz kal-
mak değil, işkenceyi araş-
tırmak ve cezalandır-
mak" olduğunu açıkça
göstermeye çağırdı.
Liderlerinin ölüm cezası almasının ardından örgütün sempatizanlan da azaldı
IBDA-C dağdmanın eşiğindeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Şeriatçı terör örgütü tslami Büyük
Doğu AkıncılarCephesi'nın (İBDA-
C) dağılmanın eşığine geldiğı bildi-
rildi. Orgüte yönelik operasyonlar ve
liderleri Saüh İzzet Erdişin (Salih
Mirzabeyoğlu) İstanbul DGM'de
ölüm cezasına mahkûm edılmesının
ardından örgüt tabanını tamamen
kaybetme noktasına geldi. ÎBDA-
C'yi yeniden toparlamak amacıyla
liderliğıni ılan eden Ali Osman
Zor'un örgüt çevrelerinde tam kabul
görmedığı bıldinldi. Örgüt. Türki-
ye'ye yönelik propaganda faaliyetle-
rini Almanya'daki temsılcilen ara-
cılığıyla yürütmeye çalışıyor.
IBDA-C, son dönemlerde iyice
• Salih İzzet Erdiş'in ardından liderliğini ilan eden Ali
Osman Zor. tabanda tam kabul görmedi. Türkiye'deki birçok
sempatizaru ve cephe örgütleri pasif duruma gelen örgüt,
propagandasını elektronik posta yoluyla sürdürmeye çalışıyor.
gücünü yıtirdi. Örgüt lideri Erdiş'in
İstanbul DGM'de ölüm cezasına
çarptınlmasının ardından örgütte da-
ğılma hızlandı. Türkiye ıçindeki
birçok sempatizanı \e birçok ile ya-
yılmış cephe örgütlen pasıf duruma
gelen örgüt. propagandasım elektro-
nık posta yoluyla Almanya'dan sür-
dürmeye çalışıyor
Erdiş'in ölüm cezasına çarptınl-
masının ardından aynı davadan yar-
gılanan Ali Osman Zor. ocak ayında
tahliye oldu ve örgüt içinde liderli-
ğini ilan ettı. Tabanda Zor'a karşı ge-
lebılecek bir güç bulunmazken ör-
güte yakın çevrelerin toparlanma ça-
lışmalan hakkında ciddi endişe taşı-
dıklan öğrenildi.
Örgütün önde gelenlerine değer-
lendirme yapan Zor. İBDA-C'yi ye-
niden yapılandırma sürecinde "cep-
he" sisteminden, "konsej" sistemi-
ne geçmeyi hedeflediğini bildirdi.
Konsey başkanlannın kendisine
mutlak bağlılığını isteyen Zor, ey-
lem için talimat vermeyeceğini, ki-
şisel eylemlere de engel olmayaca-
ğını iletti. Zor, ekonomik bunalım
nedeniyle halkı kışkırtmaya çalışma-
lanna karşın başanlı olamadıklannı
söyledi.
Krizi kullanmak isthoriar
Türkiye'deki ekonomik, sosyal so-
runlann halkı kışkırtmak için kendı-
lerine firsat verdiğini savunan Zor,
ancak bu şekilde şeriat sısteminin se-
çenek durumuna gelebileceği iddi-
asında bulundu. Zor. örgüt tabanına,
bu koşullann henüz olgunlaşmadığı-
nı, bunalımın 3-4 yıl daha sürmesi
gerektiğini bildirdi.
STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Avrupa'da (beğenirsiniz, beğen-
mezsiniz), bir iki istisna dışında ne-
redeyse bütün ülkelerde sol partiler
iktidarda. Türkiye'de ise solun bütün
renkleri başarısız. DSP'den başlaya-
lım: Sanırım Avrupa'nın en milliyetçi
ve devletçi sol partisi DSP'dir. Avru-
pa sol partilerinin çoğunluğu kendi-
sini Marksist kökenli kabul eder,
DSP ise antimarksisttir. DSP sol mu-
dur, derseniz; kendisini solda kabul
eden, ama kendine özgü ve dunya-
da az benzeri olan bir partidir.
CHP, düzen taraftarlıgında sağı ge-
ride bırakacak bir çizgi sürdürüyor.
Geçenlerde Kıbrıs'ta 20 Temmuz
müdahalesinin yıldönümü kutlanı-
yordu. Denktaş ı alkışlayanların ba-
şında Deniz Baykal'ı gördüm. Şaşır-
dım diyemem. DSP'nin Kıbrıs Baka-
nı Şükrü Sina Gürel'in Kıbrıs'taki
konuşması ise aşırı sağcı bir partiyi
gölgede bırakacak kadar milliyetçi
ve otoriterdi.
• • •
Türkiye'deki yasal sosyalist parti-
Türk Solu Neden Başansız?
leri şöyle bir sayarsak ODP, SIP, E-
MEP, İP aklıma gelıyor. Bu partilerin
geçen seçimlerde en çok oy alanı
ODP'ydi. Oyu yüzde 1 'i bulmadı. Di-
ğerlerinin tümünün aldıkları oyların
toplamı bile yüzde 1 'i bulacak dü-
zeyde değildı. Yasadışı sosyalistlerin
ya da radikal sosyalıstlenn de son
dönemde sürekli küçüldüğü ve gi-
derek etkilerıni yitirdiği bir gerçek.
Sosyal demokrasiden radikal sos-
yalist sola kadar solun butün renkle-
rinin başarısız olduğu bir dönemden
geçiyoruz. Bu başarısızlığın nedeni
üzerinde daha derinlemesine düşün-
meye ihtiyacımız var. Acaba solun
hangi ortak zaafları buna yol açıyor
diye düşünmeden edemiyoruz.
•••
Derya Sazak'ın, AB Türkiye Tem-
silcısi Karen Fogg'la geçenlerde
yaptığı bir söyleşi dikkatimi çekmiş-
ti. Bayan Fogg, Türk solunu değer-
lendirirken şöyle demişti: "Avru-
pa 'daki benzerierin aksine, sol bu ül-
kede daha çokyönetime (establish-
ment), sisteme yakın duruyor. Deği-
şimden çok statükoyu temsil ediyor.
Ortodoks yapıda. Merkez solda ek-
sikolan halkın kendisidir. Partiler da-
ha elitist kalıyor, tabanı tam kavraya-
mıyor."
Fogg'un saptamalarına benzer
saptamalan bizler de yapıyoruz. Türk
solunun, birçok alanda savunmacı
bir tutum içinde olduğunu görüyo-
ruz. Demokrasi dediğiniz zaman so-
lun hemen önemli bir kesimi, "Ya
Türkiye bölünürse, ya şeriatgelirse"
diyerek savunmaya geçiyor. Daha
ileri bir özgüriük ve eşitlik çizgisini
savunacağına, bir şeylerin elden gi-
deceğı korkusu içinde sistemi sa-
vunmaya girişiyor.
•••
Bu söylediklerim yalnızca sosyal
demokrat sol için değil, sosyalistler
ve radikal sosyalistler için de geçer-
li. Sosyalistler, belki de Stalinci ahş-
kanlıklann ve geleneğin etkisiyle, sü-
rekli yukandan aşağı çözümleri des-
tekliyorlar. Halka güvenmeyen bu
mantık, "Öncü her şeyi bilir" anlayı-
şıyla halktan kopuyor ve halkın jako-
ben yöntemlerle adam edilmesi ge-
rektiğini düşünüyor.
Proletarya diktatörlüğü teorisinin
esası da halka güvenmemek biçi-
minde anlaşılıyor. Küçük bir öncü
azınlık, halk adına, işçi sınıfı adına
zor yoluyla toplumu değiştirmeyi üst-
leniyor. Sovyetler Birliği'nde, Arna-
vutluk'ta ve birçok sosyalist ülkede
uygulanan bu sistem, sonunda halk-
tan kopuk diktatörlüklere neden ol-
du ve büyük bir gümbürtüyle çöktü
gitti.
Ancak, o gelenek sosyalist sol için-
de hâlâ geçerii. Sol, sistemin korku-
larının sözcüsü gibi sürekli sistem
karşıtı güçlerin isteklerine soğuk
baktı. Siyasi Islama karşı mücadele-
de solla iktidar işbirliği yaptılar. Sol,
iktidann bu konuda yavaş davrandı-
ğını, uzlaşmacı davrandığını bile dü-
şünüyor. Siyasi islama karşı daha
sert önlemler alınsa solun önemli bir
kesimi bunu daha çok destekleye-
cek.
Aynı şey Kürt sorunu için de geçer-
li. Bu konuya da sol soğuk baktı. Bu-
rada evrensel ilkeleri savunmak ye-
rine, milliyetçi rüzgânn peşine takıl-
dı. AB'ye giriş ve demokrasi progra-
mı konusunda da solun önemli bir
kesiminin sistem yanlısı bir direnişe
destek verdiğini görüyoruz.
Fogg, "Sol, yönetime yakın duru-
yor" derken haksız mı? "Vatan",
"millet", "bayrak" edebiyatını daha
çok sağcılaryaparlardı. Şimdi bu ko-
nuda sol onlan geride bıraktı. Solun
başarısızlığının nedenleri arasında
belki de en önemli neden statükocu
olması. Bunu tartışalım.