Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2© TEMMUZ 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bülent EceviTten
Piştonsüte davet
• AiNKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Bülent Ecevit,
DSP'nin en son yapılan
olağan büyük
kongresinde karşısına
genel başkan adayı
olarak çıkan ve bu
nedenle "istenmeyen
milletvekili" ilan edilen
Aydın Milletvekili Sema
Pişkinsüt'ü konutunda
görüşmeye çağırdı.
Pişkinsüt, Ecevit
çiftinden önceki gün
aldığı çağnya olumlu
yanıt verdi. Pişkinsüt,
yann Ecevitler'i ziyaret
edecek.
Sünbül afişle
aramyor
• ANKARA (ANKA)-
Bursa Emniyet
Müdürlüğü, işadamı
Nesim Malki cinayetinin
planlayıcısı ve tetıkçisi
olduğu ileri sûrülen
Mehmet Sünbül'ü
bulmak için "ilginç" bir
yol deniyor. Emniyet,
Hizbullah tarafından
öldürüldüğü de ileri
sürülen Sünbül'ü
afişlerle anyor. Emniyet
Müdürlüğü Asayiş Şube
Müdürlüğü'nce
hazırlanan "Kayıp
Aranıyor" başlıkh
afişlerde, "Malki cinayeti
tetikçisi" Mehmet
Sünbül'ün de fotoğrafı
yer aldı.
Erdoğan'dan
Gökçek'e çağn
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Parti kurma çalışmasını
sürdüren Recep Tayyip
Erdoğan dün Ankara'da
Keçiören Belediyesi'ni
ziyaret etti. Yeni oluşuma
katılan Belediye Başkaru
Bekir Altınok ile yemek
yiyen Erdoğan, Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek'e
de kapUannın açık
olduğunu söyledi.
Erdoğan. ziyaretin
ardından bir gazetecinin
"4 eğilimi birleştirmeye
çalışıyorsunuz, Özal ruhu
yeniden mi canlanacak"
sorusunu "Haşa... Ruh
canlanır mı" şeklinde
cevapladı.
Özgür Radyo yine
kapanacak
• tstanbul Haber Servisi
- Özgür Radyo, 9
Teminuz 2000 tarihinde
yayunlanan "Önsöz" adlı
programında, Kızıhrmak
Müzik Topluluğu'nun
'Gidenlerin Ardından'
adlı albümünden çaldığı
'OğJOğul'(Nurhak)
adlıtiirkü nedeniyle
dörciincü kez kapatılma
cezası aldı. RTÜK'ün
verdği ceza 31 Temmuz
taribnden iribaren
geçerli olacak. Özgür
Radyo, yaymına
intemette
"wvw.ozgurradyo.com"
adresi üzerinden devam
edecek.
SPde H istifa
• vNKARA
(Cunhuriyet Bürosu) -
Saa:et Partisi (SP)
Şanıurfa Milletvekili
Nijızi Yanmaz ve Hatay
MiLetvekili Metin
Kakan, partinin grup
yöKtim kurulu
üyeiğinden istifa ettiler.
K.akan, yoğun işleri
rneoaıiyle istifa ettiğini
belıtirken Yanmaz, bu
türrörevlerin fedakârlık
istedğini, milletvekli
olaık partisine hizmet
edeeğini söyledi.
Fezlekenin siyasi olduğunu söyleyen Pişkinsüt> dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyecek
Hodrimeydan dediAYŞE SAYEV
ANKARA - TBMM Insan
Haklannı lnceleme Komisyo-
nu Başkanhğı döneminde ha-
zırlanan "işkence raporlan"
nedeniyle Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın hakkında fez-
leke düzenlediğı DSP Aydın
Milletvekili Sema Pişkinsüt,
girişimin "siyasiolduğunu" sa-
vundu. Komisyon raporunun
yayımlanmasından bu yana
yaklaşık 1.5 yıl geçtiğini belir-
ten Pişkinsüt, "Bu kadar uzun
bir aradan sonra, böyle bir gi-
rişimde bulunulmasını siyasi
nedenlerle biıiikte değertendir-
mek daha doğru olur" dedi.
Benİ korkutamazlar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığrnın hakkında
fezleke düzenlediği DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, "Raporlar,
şahsi çahşmam değildir. O nedenle fezleke, parlamentoya karşı
hazırlanmıştır. Biz adli bir kovuşturma yürütmedik, isimleri o nedenle
vermedik" dedi.
TBMM raporlanmn kişisel
çalışması olmadığını da vurgu-
layan Pişkinsüt, "Bu raporlar,
komisyonda oybirliğhie kabul
edilmiştir. Dolayısıyla. bu fezle-
keyi TBMM'ye karşı düzenlen-
miş kabul etmek gerekhor. İd-
dialar siyasi. Beni korkutamaz-
lar" dedi. Pişkinsüt, buna kar-
şın, fezleke TBMM'ye ulaştı-
ğında. dokunulmazlığının kal-
dınlmasını kendisinin Meclis
Başkanhğfndan isteyeceğini
bildirdi. Savcılığın komisyon
raporlannda kod adlanyla be-
lirtilen ve işkenceye uğradığı-
nı söyleyen kışilerin isimlenni
saklamakla suçladığı Pişkin-
süt, yargılanmaktan çekinme-
diğini söyledi.
Yapılan işlemin bir "adli so-
ruşturma olmadtğına" dikkat
çeken Pişkinsüt, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Bu çaüşma-
lar, parlamento denetimi ile il-
gilidir. Bu nedenle iddia sahip-
leri kadar konu ile ilgili olan
görevlilerin de açık kimlikleri
kitaplarda kuUanılmamıştır.
Anayasa güvencesi alünda bu-
lunan ve egemenliğin temsil
edildiği parlamento çahşma-
lan hakkında, fezleke düzen-
lcnmesi üzücü. düşündürücü
ve kajgı vericidir."
Bu konuda kamuoyunu ay-
dınlatma görevinin Adalet Ba-
kanı Hikmet Sami Türk'e ait
olduğunu söyleyen Pişkinsüt,
"Hiçkimse kendisini. bir baş-
kasmdan daha çok ülkesini se-
ven ilan etmesin. Türkiye şeffaf
olmak zorunda" görüşünü di-
le getırdi. Hiçbir zaman doku-
nulmazlık zırhına sığınmadığı-
nı belırten Pişkinsüt, şunlan
söyledi: "Cumhuriyet tarihi
boyunca. dokunulmazhğı kal-
dırüdıktan sonra tekcelsede sa-
de yurttaş gibi aklanarak geri
dönen tek milletvekili benim.
Üstelik bu sefer parlamentonun
savunmasını. bir pariamenter
olarak yüklenmekten onur du-
yarak yargıya gjdeceğjm."
KoMÎSYONDAN SAVCILARA:
isimleri bırakın
işkenceye bakın
• TBMM Insan Haklan Komisyonu
üyeleri, dokunulmazlığının kaldınlması
istemiyle hakkında fezleke hazırlanan
Sema Pişkinsüt'e sahip çıktı.
EMİNEKAPLAN
ANKARA-TBMM
Insan Haklan Komis-
yonu, mahkûm adlan-
nı vermediği için do-
kunulmazlığının kaldı-
nlması istemiyle hak-
kında fezleke hazırla-
nan DSP Aydın Millet-
vekili Sema Pişkin-
süt'e sahip çıktı.
Ankara Cumhuriyet
Başsavcıhğı'nca Piş-
kinsüt hakkında fezle-
ke hazırlanırken ko-
misyona bugüne kadar
savcılıklardan mah-
kûm adlannın istendi-
ği 5O'ye yakın başvuru
yapıldığı ortaya çıktı.
Komisyonun, savcı-
lıklara gönderdiği ya-
zıda. "Adalet Bakanb-
ğı yetkilikrinin ve cum-
huriyet sav cılarımızın
üzerinde durmalan ge-
reken esas nokta; orta-
ya çıkanlan işkence ve
kötü muamele olayla-
rmda iddia sahiplcrinin
künfikkrinden ziyade,
işkndiği iddia edilen su-
çun niteliği olmahdır"
denildı. Yazıda. "Şu
anda ülkemizdeki ceza-
evlerinde işkence ve kö-
tü muamele suçuna ait
hüküm ahnış hiçbir ka-
mu görevnsi yoktur. Bu
durum, başta söz konu-
su suçun mağdurlan
olmak üzere tüm top-
lunıda rahatsızhk ya-
ratmakta ve bu gibi
suçlann ortaya çıkard-
masını güçleştirmekte-
dir" denildi.
ANAP'h Emre Ko-
caoğlu, savcılann Mec-
lis'i soruşturma gibi
bir yetkisinin olmadı-
ğını belirterek şu gö-
rüşleri dile getirdi: " O
raporlar komisyonun
raponıdur, soruştur-
mada işkence varsa so-
rumlusu savcüannr."
DYP'li Kadir Boz-
kurt ise mahkûmlann
adlannın gizli tutulaca-
ğı yönünde karar ahn-
dığını belirtti.
Insan Haklan Der-
neği (İHD), Pişkin-
süt'ün raporuyla ilgi-
li, Ankara Cumhuriyet
Savcılığı tarafından so-
ruşturma açılmasının,
işkencenin "sistema-
tik" oluşunun en açık
gostergesı
belirtti.
olduğunu
Hkveto DSP'den gelmiştiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, DSP Aydın
Milletvekili Sema Pişkinsüt hakkında
dokunulmazlık fezlekesi düzenlemesine neden olan
"işkence" raporlan, Türkiye'de bir ilk olma özeüiği
taşıyor. Pişkinsüt, bu çalışmasının bedeüni önce
TBMM Insan Haklan Komisyonu Başkanhğı'ndan
ahnmakla, daha sonra partisinden dışlanmakla
ödedi. Parlamentoya 1995 seçimlerinde giren
Pişkinsüt, dönem sonuna yakın, komisyon
başkanhğına getirildi. Ceza ve tutukevlerindeki ilk
incelemeleri de 1998 yılında başlatan Pişkinsüt, 18
Nisan seçimlerinden sonra da aynı göreve seçildi.
1998 ve 2000 yıllannın karşılaştırmalan yapılarak
hazırlanan raporda, hangi cezaevlerinde iyileşme
olduğu, hangisinde işkencenin bulundugu; tutuklu,
hükümlü, emniyet görevlisi, cezaevi görevlilerinin
ifadelerine dayanarak ve yerinde yapılan
ûıcelemelerle ortaya konuldu. Komisyon, 14 ildeki
ceza, tutukevi ve karakolda incelemeler yaptu Bu
incelemeler sırasmda 8 bin 500 tutuklu-hükümlü ile
göriişüldü. Hazırlanan 11 ayn rapor, bütün devlet
birimlerine gönderildi. Bu çahşmalardan en çarpıcısı
ise komisyon üyelerinin tstanbul Küçükköy
Karakolu'na yaptıklan gece yansı baskını ile ele
geçirdikleri filistin askısını TBMM'ye taşıması oldu.
Fstanbul Valisi Erol Çakır. Pişkinsüt'ü. güveniik
görevülerini rencide etmekle suçladı. Dönemin
ıçişleri Bakanı Saadettin Tantan ile Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk de Pışkınsüt'e cephe aldı. Geçen
yasama yıhnın başlangıcında ise DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit komisyon başkanlığını MHP'ye
"ikram" ederek Pişkinsüt'ü "sade üye* olarak
gösterdi. Halen komisyon üyesi olan Pişkinsüt,
başkanhktan alınmasından bu yana komisyon
çahşmalanna aktif olarak katılmıyor.
Bakan Türk:
İşkencenin
üzerine
gidiliyor
İLHANTASÇI
ANKARA-Adalet Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk. DSP Aydın Milletvekili Sema
Pişkinsüt hakkında fezleke hazırlayan
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iş-
kence iddialannın üzerine gitmek istedi-
ğini söyledi.
Türk, Pişkinsüt'le ilgili fezlekeyi de-
ğerlendirirken işkence suçunun niteliği
gereği mağdurun belirlenmesi gerektiği-
ne işaret ederek "tşkenceyi yapanı ceza-
landırmak için mağdurun beUiolması ge-
rekiyıor. Biz aletlere ceza vermiyoruz" de-
di. Yürürlükteki yasalar çerçevesinde sav-
cılann göre\ yaptığını kaydeden Türk.
"İfadevi alacak olan kişiler savcılardır. Bu
ülkenin savcılanna güvenibniyorsa o za-
man işkencenin önlenmesinde, işkence ya-
panın cezalandırdmasuıda nasıl başanh
olunabilir" diye konuştu.
Türk, bazı başsav cılıklann. istenilenle-
rin komisyon başkanlığınca verilmemesi
üzerine, işkence savlannın "soyut ve ge-
nel niteükte" olduğu görüşüyle "kamu
adına kovıışturmaya yer olmadığına" ka-
rar verdiklerini söyledi. Türk, ancak An-
kara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bunu
yeterli bulmadığını ve olayın üzerine git-
mek istediğini kaydetti.
Yargının Meclis çalışmasına müdaha-
lesiye ilgili kuşkulara u
Ne münasebet"
karşılığını \eren Türk, "Yargıdiyorki 'ld-
dialan ortaya koymuşsunuz. Görev şim-
di bana düşüyor. Ben de olayın üzerine gi-
deceğim. faillerin cezalandınhnasını iste-
yeceğim. Numaralarla kimseyi dinleye-
mem.' Rapordaki kişüeri savcüaruı dinle-
mesi gerekir'' dıye konuştu.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(a doruk.net.tr
Öğrenci pasomu
kaybettim.
Hükümsüzdür.
HASANKOCABEY
Yazının başlığını Dr. Meh-
met Ali Kılıçbay dan ödünç
aldım. Üçaydabiryayımlanan
Kanzma dergisinin son sayı-
sında keyifli bir yazısı yer alı-
yor. O, yazısının başlığını da-
ha da uzun tutmuş: "Ey Hal-
kım, Ürettiğin Kadannı Yeme-
ye Razı Olmazsan, Krizler de
Bitmez" demiş.
Haftalardır yazmaya kalkış-
tığım, ama yeterince duru bir
anlatım tutturamadığım için
yazıp yazıp çöpe attığım bir
"kördüğümü" pek yalın sergi-
lemiş. Izninizle ve izniyle okka-
lı bir paragrafını buraya akta-
racağım:
"... Hiçbirtoplum, ürettiğin-
den fazlasını harcayamaz. Ih-
tiyaçlanmızı gökler değil, an-
cak kendimiz karşılayabiliriz.
Insanlar tüketimlerini doğanın
cömertliği sonucu değil cim-
riliği sonucu, çalışarak elde
edebiliher. Doğa herkesin nz-
kını verir, ilkesinin hiçbir ger-
çekliğiyoktur. Eğerbirtoplum
(devlet de dahil) ürettiğinden
fazlasını harcıyorsa, borçlanı-
yor, yani gelecekte üretecek-
lerini şimdiden harcıyor de-
mektir. Üstelik hiçbir borç fa-
Ürettiğinden Fazlasını Tüketemezsin
izsiz olamayacağı için, ileride,
bugün harcadığı borçtan da-
ha fazlasını geri ödeyecektir.
Borçlanarak elde ettiklerini
yatmma değil de tüketime
harcayanlar, gün gelir duvara
toslar, buna da kriz denilir..."
Türkiye'nin bu ölçüde ve bu
mantıkta, yani ürettiğinden
fazlasını tüketmek üzere borç-
lanması, topu topu son 20 yı-
la dayanıypr.
ilkesiz Ozal'ın çapsız ardıl-
ları, onlardan iktidan kapıp on-
lannki kadar beter bir yörün-
gede ilerleyen Demirel, Çil-
ler, Ecevit-Bahçeli hükümet-
leri, Türkiye'yi duvara doğru
gitgide hızlandırarak sürdüler.
Geçen yılın kasım ayında
duvara çarptık.
O gün bugündür de habire
kafamızı duvara çarpmakta ve
krizden kurtulma düşleri kur-
maktayız.
Gerçekten de "düş" kuru-
luyor. Çünkü son yirmi yılda
iyiden iyiye pekişmiş "üretti-
ğinden fazlasını tüketme" alış-
kanlıklannı terk etmeden ülke-
nin krizden çıkabileceği umu-
luyor.
Kemal Derviş'in masallar-
daki "mucize sahibi" derviş
gibi gelip ekonomiyi krizden
çıkaracağını umarken de düş
kurulmaktaydı; Derviş'in prog-
ramı uygulanmasına rağmen
krizden çıkılmadığını görüp
homurdanırken de aynı düş
görulmekte.
Ürettiğimizden daha çoğu-
nu tüketmeye devam edece-
ğiz ve yine de bir yolunu bu-
lup krizden çıkacağız...
l-ıh, buna ancak avanaklar
ınanır.
Ortaokul fizik derslerinde
öğretilen Lavoisier (okunuşu:
Lavvaziye) Yasası, burada da
geçerli: Hiçbir şey yoktan var
olmaz, var olan hiçbir şey yok
olmaz!.. Ürettiğinden daha
fazlasını tüketemezsin.
•••
Biliyorum, buraya kadarı bi-
linenlerin birtekrarıydı.
Ama bu yalın gerçeği kavra-
dıysak, benimsediysek kaçı-
nılmaz bir soruyu da yanıtla-
mak zorundayız:
Türkiye son 20 yılda üretti-
ğinden daha fazlasını tüketti.
Bunun için habire borçlandı.
Hem içeriye borçlandı hem dı-
şanya. Dış borç 130 milyardo-
ları buldu. iç borcun dolar cin-
sinden değeri de 70-80 mil-
yar.
Şimdi yol bitti, olanca hızı-
mızla duvara tosladık.
lyi güzel de bu 20 yıl boyun-
ca alınmış toplam 200 milyar
dolarlık borç üretime yöneltil-
mediğine göre, kimler tarafın-
dan tüketildi?
Soru bu kadar yalın: Üretti-
ğimizden fazlasını tükettik, ta-
mam. Peki bunu kim(ler) tü-
ketti?
Sorunun yanıtına tersten
başlayalım.
Ben tüketmedim.
Bu kesin. Ben ürettiğim ka-
dannı bile tüketemedim. (Ara
sıra Cumhuriyet'teki maaşla-
rın düşüklüğünden yakınırken
dalga geçtiğimi mi sanıyordu-
nuz?)
Cumhuriyet'teki öteki med-
ya amelesi de tüketmedi.
Bırakın Cumhuriyet'i, bıra-
kın medya amelelerini, bu ül-
kenin emekçileri de tüketme-
di.
Son günlerin modası, "Des-
tekleme alımlanyla köylüler
tüketti" deniyor. Valla, meslek
dolayısıyla çok dolanan biri-
yim. Ben bu ülkenin köylüleri-
nin, bu tüketimden ciddi bir
pay aldığının hiçbir kanıtına
bugüne dek rastlamadım.
Peki o zaman kim tüketti bu
kadar parayı?
Bu sorunun yanıtını bilmek
istiyorum. Çünkü krizden çı-
kış reçetesi yazan herkes, bu
borcu "Hep biriikte ödeyece-
ğiz" diyor; ben de "Payalma-
dığım bir borcun ödemesine
niye ben de katılacakmışım"
sorusunu sormadan edemi-
yorum.
Biliyorum, ne kadar itiraz
edersem edeyim, borcu bana
da (sana da, ona da, yani bi-
ze de) ödetecekler. Ama hiç
olmazsa hırsızı bir iyi, adıyla
sanıyla, sınıfıyla tanısam...
Ikına sıkına borç öderken
hiç olmazsa ana avrat düz gi-
der, içimi serinletirim...
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Dingin Akan Irmak...
On binlerce insan işsiz, binlerce işyeri kepenk
indirdi...
Türkiye'de 6 ayda kapatılan işyeri sayısı 52 bi-
ne ulaştı...
Çalışma ve Sosyal Güveniik Bakanı Yaşar Oku-
yan, ülkemizde 1 milyon 200 bin kaçak yabancı
işçi çalıştığını açıkladı...
Gaziantep'ten Izmir'e; Bursa'dan Istanbul'a dek
hemen hemen heryerde KOBl'ler kapanıyor...
Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan'la
konuşuyordum...
Doğan şöyle dedi:
"Çok sayıda işyeri kapandı Gaziantep'te. Bazı-
lan ise Bulgahstan'a gitti..."
Önceki akşam ÖDP Genel Başkanı Ufuk
Uras'la konuşurken de tarım kesiminin içinde bu-
lunduğu çöküntüye tanık olduk bir kez daha...
Uras, medyadan şikâyet ediyor, Trakya'da dü-
zenledikleri üretici mitinglerinin coşkulu ve an-
lamlı geçtiğini anlatıyordu...
Uras'a "Peki" dedim, "siz Tayyip'in yeni kura-
cağı partiye ne diyorsunuz"? Uras, "Bana söyler
misiniz, Tayyip Erdoğan 7a Necmettin Erbakan
arasında ne fark var?" deyip ekledi:
"Aynı kökten gelen iki gerici. Bin genç diğeri
yaşlı..."
Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesindeydik...
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği
"Basında sansürün kaldınlışının 93. yıldönümü"
resepsiyonundaydık...
Hava güzeldi!..
Mavi tırtıllar önünde temmuz, kınlmış mevsim-
lerden yanaydı...
Nedense dingin akan bir ırmağı anımsadım o an-
da. Sonra giderek çoğalan kaygıları...
Bilinmeyen bir zamanın içine takılıp kaldım...
Sınırsız hüzünler içinde bir süre Kız Kulesi'ni
seyrettim...
.. * * *
Dolmabahçe'de Üsküdar'ın san donuk ışıklan-
na bakıp gökteki yıldızlarla avunurken, dingin ır-
mak kıyısında yürüyüşü sürdürüyordum...
OHAL yasağı nedeniyle Evrensel gazetesi Gü-
neydoğu'ya sokulmuyordu...
Üstelik sansürün kaldınlışının 93. yıldönümün-
de...
Türkiye çelişkiler ülkesi olmakta kararlıydı...
Başta Başbakan Bülent Ecevit, Türkiye'nin de-
mokratik bir hukuk devleti olduğunu vurgulamış,
özgür basından söz etmişti...
Yargı yasaklann kaldınlması için çabalıyor, yö-
neticiler ise yasaklan, baskılan arttınyordu...
Uzun bir sevdada yitirilmiş tutkulara benziyor-
du yaşadığımız ve yaşadıklanmız...
Gözlerimi kısarak bir kez daha baktım Üskü-
dar'a...
Selimiye Kışlası'nın üzerindeki kule ışıklandınl-
mıştı...
İlk kez fark ettim...
Yeniden anılara daldım, birden ışıksız tepeler
arasından süzülüp Dicle kıyılanna indim...
Güneydoğulu işadamlan Kemal Derviş'i bekli-
yoriardı. Aleko'nun meyhanesinden Boğaz'ın la-
civert sulannda varsıl düşü kuran Derviş, Güney-
dogu'yagidecekti...
Diyârbakır çarşısında dolaşırken dokuz yaşında-
ki R.'nin öyküsüyle karşılaştım...
Bir eli parçalanmıştı R.'nin...
Diyarbakır'ın Ovacık köyünde uçaksavar mer-
misiyle oynarken yaralanmıştı. Babası Sait Özel,
hastane kapısından geri çevrilmişti R.'yle biriikte...
Güneydoğu'da böyle öyküler çok dinlemiştik...
Işsizlik ve yoksulluk...
Güneydoğu'nun alın yazısı olmuştu...
Düşlerimle çoğalırken bir ara içim toprak ve çi-
çek kokusuyla doldu...
Trakya'da 6 bin kişi işten çıkanlmış, Gazian-
tep'te 11 bin emekçi işsiz kalmıştı...
Birden başımı göğe çevirdim...
Bir yıldız kaydı...
* • •
Yüreğimizin ısınacağı, yannlara umutla baka-
cağı engin sulan düşündüm bir ara...
Ama olmadı, oralara alışık değildik!..
Alışık olsak Aydın milletvekili Sema Pişkin-
süt'ün dokunulmazlığının kaldınlması için bu den-
li uğraşır mıydık?
Dün sabah cumhuriyet savcılığının fezlekesine
baktım:
"Tutuklu ve hükümlülerin beyanlan ait alta ya-
zılarak rapor adı altında kamuoyuna duyurulmuş,
bununla da soruşturmalarda işkence yapıldığı
imajı yaratılmıştır..."
Benim Türkiyem'de işkenceyi kanıtlamak suç-
tu!
Aynı gün Içişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yüce-
len'in AIHM kararian sonucu Türkiye'nin 'işkence-
ci ülke' olarak nitelenmesini önlemek için emniyet
birimlerine gönderdiği genelgeye ne diyecektik?
Dışanyaçıktım...
Cağaloğlu'nda insanlar telaş içindeydi...
Demek ki Türkiye'de 'işkence imajı' yaratılıyor-
muş...
Yürüdüm...
Aydınlığa açılan kapılara doğru gitmek istiyor-
dum...
Öyle bir kapı çıkmadı karşıma!..
hikmetcetinkaya© cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
PEŞİN FİYATINA
10TAKSİT!
İFERROLIİ
-IS/TMA y» KLİMA SİSTEMLERİ"
Istanbul (0216)573 38 41
Ankara (0312)384 56 44
Izmır (0232) 449 71 84