22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kııyruklan kısalttık' • TRABZON(AA)- Çalışma ve Sosyal Giiv enlik Bakanı Yaşar Okuyan, "2 yılda SSK hastaneleri ve dispanserlerinin önündeki poliklinik kuyruklannı yüzde 50 aşağıya indirdik" dedi. Bakan Okuyan, çeşitli açılışlara katılmak üzere geldiği Trabzon'da, 36 milyon insana günün 24 saati sağlık hizmeti sunan SSK'ninyıllardır ihmal edilmiş olduğunu, personel eksikliğinin had safhaya vardığını anlattı. Emeklilerin zamfarkı • ANKARA(AA)- Emekli Sandığı, memur emeklilerinin 1 Temmuz'dan geçerli olan yüzdeflikzamdan doğan farklannı 1 Ağustos'tan itibaren ödeyecek. Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, aylık katsayının 22.750, taban aylık katsayısının ise 147.750 olarak belirlendigi kaydedilerek böylece en düşük emekli aylığının 195 milyon 690 bin liradan 205 milyon 930 bin liraya yükseldiği bildirildi. Buna göre EmekJi Sandığı, 1 Ağustos'tan itibaren 1 milyon 378 bin 358 kişiye46 trilyon212 milyar 19.9 milyon lira zam farkı ödemesinde bulunacak. ay sonunda • TAHRAN(AA)- Iran'dan Türkiye'ye doğalgaz ihracının ay sonunda başlayacağı bildirildi. lran Milli Gaz Şirketi Başkanı Hamdullah Muhammed Nejad, Tebriz'den Türkiye sınırındaki Bazergan sınır kapısına kadar 255 kilometrelik doğalgaz boru hattının inşaatının tamamlandığını, Iran ile Türkiye arasında 1996'da imzalanan anlaşmaya göre boru hattına gaz pompalanmasına 30 Temmuz'da başlanacağını belirtti. Durmuş'tan tekzip kitabı • ANKARA (ANKA)- Yapağı açıkJamalar ve uygJİamalanyla şimiekleri üzerine çekm Sağlık Bakanı Osııan Durmuş, gazetelere gönderdiği telaplerin küçük çıknasmdan ya da hiç yaymlanmamasından rahasız olarak basına gönierdiği tekziplerden oluan bir kitap hazrlattı. Durmuş, "SalıkOlsunDiye... Büük Puntolu Habrlere Küçük Punolu Cevaplar" başidı kitapta, basına elearilerde bulundu. Konür ocağında goçıık: 1 olu • LİHALIÇÇIK(AA)- Eskehır'in Mihahççık ilçe Koyunağılı meciinde bir özel şirke ait kömür ocanda dün sabaha kar meydana gelen göckte Cevat Doğru (4(ıdlı işçi öldü. Siyasi yasağın kalkıp kalkmadığına ilişkin tartışma sürerken Yenilikçiler seçenek anyorlar Erdoğan'ın hukuk açmazı BÜLE.NTSAR1OGLU ANKARA - Parti üyeliğiyle ilgili yasağı kalkmasına kar- şm milletvekili seçilme yeter- liliği tartışılan Recep Tayyip Erdoğan iki yönlü taktik geliş- tirdi. Danıştay'ın içtihadı bir- leştirme karanyla Yüksek Se- çim Kurulu'nun örnek bir ka- rarına göre milletvekilliğinin önünde hukuki engel bulun- madığını savunan Erdoğan. diğer yandan risk almamak için kurucu üye olmamayı dü- şünüyor. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nin 312. maddesinden mahkûm olmasma karşın Ha- san Celal Güzel'in Yeniden Doğuş Partisi'ne (YDP) üye olmasında bir sakınca bulun- madığını belirten karannın ar- dından benzer durumda olan Parti üyeliğiyle ilgili yasağı kalkan Recep Ta>yip Erdoğan'ın bu kez milletvekili seçilip seçilemeyeceği tartışma yarattı. Hukukçular, "Milletvekili olamaz" derken avukatı Hayati Yazıcı, herhangi bir engel olamayacağını savunuyor. Tayyip Erdoğan'ın "siyasi ya- sağı''nın kalkıp kalkmadığına ilişkin tartışma sürüyor. Bazı hukukçulara göre Erdoğan'ın herhangi bir siyasi partiye üye olması için engel yok, ancak milletvekili olabilmesi müm- kün değil. Milletvekili seçimine ilişkin yasanın 11. maddesi ise mil- letvekili seçilemeyecek olan- lan sıralarken, "affa uğramış olsalar bile" TCY'nin 312. maddesinden mahkûm olania- rın milletvekili adayı olama- yacaklannı düzenliyor. Bu hükmün Erdoğan açısından sı- kıntı yaratabileceği belirtili- yor. Yeni oluşumun hukukçu milletvekilleri, Erdoğan'ın, durumunun kuşkulu olması nedeniyle kurucu listesinde yer almayabileceğini belırti- yorlar. Milletvekilliği sorunu Erdoğan'ın avukatı Hayati Yazıcı. Milletvekili Seçimi Ya- sası'nın 312. maddeden mah- kûm olanların "aftan yarar- lanmış olsalar bile milletvekili adayı olamavacaklarına" iliş- kin hükmünün Erdoğan'ı bağ- lamadığını ileri sürdü. Yazıcı, bu tezlerini şu üç temele da- yandırdıklannı belirtti: 1 -Tayyip Bey'e tanınan hak af değil, ertelemedir. Ertele- me. venlmiş cezanın kişi üze- rinde sonuç doğurmasmdan \azgeçilmesi demektir. Hak yoksunluğu mahkûmiyet var- lığından kaynaklanıyor. Erte- leme, hak yoksunluğunun ki- şi üzerinde sonuç doğurmasın- dan vazgeçilmesi demektir. Mahkûmiyet sonuç döğurma- dığına göre tali zorlamalarla bir filiz çıkarmak ve bu tali un- suru yasak nedenı saymak te- melsizdir. 2 - Danıştay Idari Dava Da- ireleri Genel Kurulu'nun içti- hadı birleştirme karan Tayyip Bey için örnektir. Bu kararda 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'na göre ceza alıp me- Kamu kuruluşlarına verildi Meclis'in antikalan aranıyor ANKARA (Cumhııriyet Bürosu) - TBMM'nin, sık sık merak konusu olan antikalanndan yaklaşık 8 bin 500'ünün Cumhurbaşkanhğı'nda olduğu, çeşitli tarihlerde verilen eşyadan 175'inin kayıtlardan silindiği, 618'inin ise kaydının bulunamadığı belirlendi. TBMM Başkanı Ömer İzgL Ankara Bağımsız Milletvekili Zeki Çelik'in soru önergesine verdiği yanıtta, Milli Saraylar E)aire Başkanlığı bünyesinde yürütülen envanter çalışmalanna koşut olarak bu eşyayla ilgili girişimlerinin netlik kazanacağmı bildirdi. Izgi'nin verdiği bilgiye göre Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği demirbaşında kayıtlı, aralannda çogunluğu ünlü ressam Ayvazovskiye ait olmak üzere 14 tablo, 1 piyano ve 1 heykelin de bulunduğu eşyalardan bazılan şöyle: "İskemle, kanepe, koltuk, vazo. sürun. saksılık, etajcr, sehpa, vifrin. çiçeklik, şamdan, masa, küp. tabaklar, kaşık, çatal ve bıçaklar. kadehkr, bonboniver, portmanto. paravao, puf, kahve cezvesi, çaydanlık, sütlük. suluk. şekerlik, tepsiler, pay tabaklan, sürahiler. kebap şişjeri" Bu eşyadan 175'inin kayıtlan çeşitli nedenlerle silinirken. 618'inin ise kaydı bulunamadı. Kaydı bulunamayan eşyadan bazılan şunlar: "Tablo, masa, sehpa, koituk, vazo. saat, kâse. sigara tablası. kibriüik. kanepe takınıu koituk, ça\ masası, sigara sehpasu sigara iskemlesL şezlong. çiçeklik, sandaiye, puf, dolap. çiceklik a>ağı. sineklik. vazo ayağı, etajer, sürahi, bardak, tabak, cezve, tepsi. karvola, perde. perde kolu, pater. korniş. soba, dolap, sürahi, billur tepsi, kova, mangal tahtası, şaL hamani takımı. peçete, örtü, konyak takımı, odunluk, maşa. kürek, paravan, ayna, ayna çerçevesi, ayna konsolu, seyahat takımı, eyer takımı. yular takınu göğüslük, eyer altı, örtü, gem. yular kolu, kolon, üzengl kantarma, soluk zinciri. yorgan, fanus, su takınu. sigara takuıu, kahve tepsisi, dosva dolabı." • Meclis'in antika eşyalanndan 8 bin 500'ünün Cınnhurbaşkanlığı 'nda olduğu, çeşitli tarihlerde kamu kuruluşlarına verilen eşyadan 175'inin kayıtlardan silindiği, 618'inin ise kaydının bulunamadığı beliriendi. muriyetten çıkanlan kamu gö- revlilerinin durumuna açıklık getirilmektedir. Bu dosyada idare, erteleme karanna rağ- men memurlann görevine son vermiştir. içtihadı birleştirme karannda ise memurun mah- kûmiyetine ilişkin karar erte- lenmiş olduğundan memur ol- ması yönünde engel bulunma- dığı belirtilmektedir. Bu da er- telemenin "sonuç doğurmaya- cağı" yargısıyla verilmektedir. Yani sonuç doğurmayan bir mahkûmiyettir. 3 - Milletvekili seçilme ya- sasındaki af koşulu dikkate alınsa bile Yüksek Seçim Ku- rulu'nun bunu tanımlayan Ör- nek bir karan var. YSK "affa uğramış olsalar bile" ifadesi- nin "özel afB" düzenlediğini belirtiyor. Bu hüküm genel af- tan yararlananlan kapsamaz. Turlar başladı Yeni parti kurma hazırlıklannı sürdüren Recep Ta\yip Erdoğan, dün en güçlü olduğu bölgelerden Karadeniz'de riiın kentleri adun adım dolaşmaya başladı. Giresun'da "Başbakan Erdoğan" sloganlanyla karşılanan Erdoğan, kısa bir süre Belediye Meydanı'nda yurttaşlara seslendL Bu arada bir çocuğu kucağuıa alan Erdoğan, "Aydınhk Türkiye sizJerin olacaktır" dedL Erdoğan. bugün 4. Alucra Ekin ŞenJikleri'nin "onur konuğu" olacak. Erdoğan, önceki gece de Istanbul Eyüp Beledi\esi'nce Eyüp Stadı'nda düzenlenen geieneksel sünnet şölenine kaüldL (Fotoğraf: AA) Baykal, ülkeyi yönetenlerin geçmişin birikimini yediğini savundu Mirasyedi hükümet tBRAHtMTIĞ ALİAYAROĞLU DEVTIEK-CHP Genel Başka- nı DenizBaykal. önceki gün açık- lanan asgan ücretın ınsanca yaşa- mak için yeterli olmadığını belir- terek "Bu hükümet mirasyedi bir hükümettir. Harcadıklan paravı iş bulma> a. yafimna değil, debde- be>e.şaşaa\a,gösteriye _______ harcaduar. Türkiye bu borçlaruı altmda ezil- di" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün 17. Uluslararası Devrek Baston Festivali'nin açılışına katıldı. 600 faizcilere teslim olduğunu belir- ten Baykal, "Bugün ülke yanlış yönetilh'or. Yıllarca janişyönetil- di. Bu j önetim Türkiye halkına en ağır bedeli ödettiriyor. tnsanlar on yıllarca emekle oluşturdukla- n birikimlerini bu \anlış \önetim > üzünden bir gecede kaybettiler" diye konuştu. Baykal. insanca ya- şamak için 143 dolarkazanç sağ- • Hükümeti ağır bir dille eleştiren BaykaJ, "Yediler bol bulamaç. Mirasyedi gibi harcadılar. Harcadıklan parayı iş bulmaya, yatınma değil. debdebeye, şaşaaya, gösteriye harcadılar. Türkiye bu borçlann altında ezildi" dedi. araçlık bir konvoyla karşılanan Baykal'ın konuşması sık sık al- kışlarla kesildi. Festivale katılan Devlet Bakanı Hasan Gemici. DSP Zonguldak Milletvekili Bo- ray Baycuk. MHP milletvekili İ. Hakkı Cerrahoğiu ise Baykal'ın konuşmasını sessizce dinlediler. Hükümetin yolsuzluklara ve lanması gerektiğini, ancak önce- ki gün açıklanan asgari ücretle bu rakamın 92 dolara indirildiğini vurguladı. Iktidarların yıllarca gelecek borç parayia ülkeyi yönettikJeri- ni belirten Deniz Baykal, "Geç- miş kuşağuı tasarrufunu bugün ülkeyi yöneten kuşak yedi. Yedi- ler bol bulamaç. Mirasyedi gibi harcadılar. Harcadıklan parayı iş bulmaya, yatınma değü, debde- beye, şaşaaya, gösteriye harcadı- lar. Türkiye bu borçlaruı aJOnda ezüdi" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin tarihinde, hiçbir döneminde bu kadar geniş çaplı yolsuzlukla karşı karşıya — kalmadığıru belirterek şöy- le devam etri: "Ülkedeyol- suzluk var, ama yolsuzhık- lann hesabı sorulamıyor. Bakanlardan, müsteşaıiar- dan hcsap sorulamıyor. Müsteşardan hesap sorul- masma bakan izm vermi- •"•-" yor. Bakanlara hesap sorul- masına Meclis izin vermiy or. Böy- le hukuk, böyle devlet olur mu? \blsuzluklann, usulsüzlüklerin hesabmın sonılmadığı bir üikede emeğin, adaletin karşılığı olur mu? Bu böyle gelmiş, böyle git- mez. Önümüzdeki dönemde yeni yönetimi ohışturacaknr. Bu döne- min hesabını Türkiye görecektir." IRMIKI AYDIN ENGİN aenginrSdoruk.net.tr Erir miyim acaba? Evet, evet, sözlükte "eri- mek" fiilinin karşısında ne ya- zıyorsa tam da onu soruyo- rum. Daha şimdiden tahtası terden ıslanmış iskemlenin üs- tüne tünemiş sizin pazar günü okuyacağınız şu Tırmık'\r\ hakkından gelmeye çabalar- ken yavaş yavaş erir miyim acaba? Bir süre sonra iskemlenin üstünde bir ıslaklığa dönüşür, kısa süre sonra da buhartaşıp büsbütün yok olur muyum dersiniz? Körtalih işte!.. Bu cehennem sıcağında Cenova'da olmak isterdim. Hayır Italyan Rivierası'nın Pire- neler'den esip serin öpücük- ler taşıyan rüzgârının tadını çı- karmak için değil. Tam tersine şu güzelim yerküreyi, şu ce- hennem sıcaklanndan daha berbat bir cehennem cende- resine sokan G-7'lerin eleba- şılarını sille tokat, tekme yum- ruk protesto edip, cam çerçe- Cenova'da Değilsin, Bari Marmara'da Olaydın... ve indirip polise kaldırım taşı fırlatanlan izlemek vardı. Ga- zetecilik mesleğinin tadını çı- karmak vardı... Körtalih işte!.. Cenova orada, şu fukara Aydın Engin burada, istan- bul'da bir yandan evin içine dalıp yazı masasına saldıran güneşle boğuşuyor, bir yan- dan şu sade suya tirit yazıyı bitirmeye çabalıyor, bir yan- dan da "erir miyim, erımekte miyim, eriyor muyum" gibi korkularla pençeleşiyor. Hayır tamam, madem Ce- nova'ya yollanmadım, bari Marmara Denizi'nin ortasına uzanmış, şimdi, şu yakıcı öğ- len güneşinin altında serin çı- narlann gölgesinde öğlen uy- kusuna yatmış Marmara Ada- sı'nayollasalardı. Körtalih... Burada, parası olanların, parası az olsa bile kendine bir yazlık ayarlayabilenlerin terk ettiği, şu koca kentte, boy- numdan, gözkapaklarımdan, sırtımdan, ensemden terler boşanarak yazı yazmak zo- rundayım. Körtalih... • • • Biliyorum, kimileriniz, "£ee, sıktın ama. Bize ne senin bo- ğucu sıcaklarla boğuşman- dan, tembelliğine kılıf ara- mandan. Ne söyleyeceksen onu söyle" dedi. Söylemeyeceğim işte. Hem ben bugün sizlere, okurlara yazmıyorum ki... Ben zalim Cumhuriyet yönetiminin mer- hamet duygularını mıncıkla- mak, bana acımalarını -umut- suzca da olsa- sağlamak için yazıyorum. Bakarsınız tutar. Bakarsınız insafa gelirler. Bakarsınız, "Ta- mam, tamam haydi git Mar- mara Adası'na. Beş altı gün yazı yazma. Hatta adada is- tersen bir buçuk, iki ay kal. oradan yazı yollarsın. Nasıl ol- sa burada da olsan, orada da olsan böyle abuk sabuk, tat- sız tuzsuz yazılaryazacaksın" deyiverirler. Bakarsınız kendimi Mavi Marmara gemisinin püfür pü- für esen güvertesinde Istan- bul'a el sallarken buluveririm. Bakarsınız birkaç saat son- ra Marmara iskelesine iniver- mişim. Bakarsınız, koca çınariann altında, denizin kıyısında uza- nan kahvelerden birinde, bir yandan buz tutmuş koruk su- yunu yudumlarken bir yandan okey oynayan emeklileri sey- retmekteyim. Bakarsınız akşamüstüne doğru, elimde benzerini hiçbir yerde yiyemeyeceğiniz ahu- dudu, böğürtlen ve karadut- tan oluşan kanşık dondurma- yı yalaya yalaya Aba Burnu'na doğru yürümekteyim. Bakarsınız, Aba Koyu'nda, Amphora Bar'ın çardağının al- tına kurulmuş, Cemil Cahtt arkadaşımın kendi elleriyle ha- zırladığı martiniden küçük yu- dumlar alarak günbatımını seyretmekte, kendimi ödül- lendirmekteyim. Bakarsınız, gece geç vakit Miskinler Koyu'na dönmüş, adı bana olağanüstü yakışan koya bakan bir odada uykuya dalmışım... ••• Dişi ağrıyan kişi, dişi ağn- mayan herkesi mutlu sanır- mış. Benimki de o hesap işte. iyisi mi... iyisi mi, bu baştan çıkancı, bu tehlikeli düşünce- leri ve düşleri bir yana bırakıp, oturup bugünkü Tırmık't yaz- malı. Silkinmeli ve yazıya yumul- malı. Bakarsınız şuydu, buy- du, sıcaktı, Marmara'yciı, A- ba'ydı, çınargölgesiydi, koruk suyuydu, dondurmaydı der- ken yazı bitiverir... Bakarsınız... POLİTtKA GUNLUGU HtKMET ÇETİNKAYA Aşkın Derinliği... Denizin bittiği yerde yelkenlerte, serenlerle dolu bir düş kurulur... Havada meyve kokusu vardır!.. O saatlerde bir kadının gözbebeklerinde kırlan- gıçlar göç ediyordur başka iklimlere; o saatlerde derin sabahlar hüznün rüzgânnı götürür uzak- lara... Kaskatı kesilmiş kumsallar bir gönül erincini sak- lar, nemli karanlıklannın başladığı yerde... Bir dize dökülür Aleksandr Puşkin'in dudakla- nndan güneşler içindeki teraslarda otururken... "Seviyordum sizi ve bu aşkı belki Içimde sönmedi bütünüyle. Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi Istemem üzülmenizi hiçbir şeye. Sessizce, umutsuzca seviyordum sizi Kâh çekingenlik, kâh kıskançlıkla özgün Bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin." O sırada mavi gök altında yürüyordunuz, iri adımlarla, işgünü bitiminde... Belki düş kuruyordunuz; o adamla duygusuzlu- ğu paylaşıyordunuzL Biliyorum etkilendiğinizi; ilk kez söylediniz, de- niz kryısınidaki restoranda biraz da utanç için- deydiniz!.. Bir hafta sonra yine siz onunlaydınız!.. Göğün yükseklerinde günbatımı saatinde, anım- sıyor musunuz, nasıl yavaş yavaş sarıyordu bizi bulanık kuşkular ve inanç nasıl yavaş yavaş bi- tiyordu, iyiye, insanlara, romantikliğe ve arzulara? Göğün yükseklerinde günbatımı saatinde titri- yordu yine kanatlan beyaz martılann ve gök, ışıklarla kaplanıyordu yine, mavi mavi ışıldıyordu engin... • • • Ve şimdi acıdan sıkıp dişlerimizi geldik kendi- mize. Ve yine akşamlan yitiyordu yelkenliler beya- zımsı siste... Ve sallanıyordu dalgalann üstünde di- rekler... Siz titriyordunuz veruhunuzun üşüdüğünü fark etmiştiniz... Diyordunuz ki: "Ben doğru yerde miyim?" O gece korku şatosunda o adamla yatarken Ni- kola Vaptsarov, Puşkin'e soruyordu: "Bu hanımın, yüreği kör adamla işi ne?" Siz kaçmak istiyordunuz, kaçamıyordunuz!.. Siz, 'şefkati' ve 'şehveti' bir arada yaşamak is- tiyor, yaşayamıyordunuz!.. Anımsryor musunuz bütün bunlan? Şimdi o sevinç; acının yerini alan ve o eski sevdamız denizin kaygısız maviliği; rüzgânyla he- pimizin duygularını okşayan... Eski nefret ve eski yanılgılar yok artık!.. Siz ışıyan gözlerinizle yitip giden günlere ve ay- lara inat güneşin yine bedeninizi ısıtmasını isti- yorsunuz!.. Siz yeni yeni anlıyorsunuz aşkın yaşamı çoğalt- mak olduğunu, soluk soluğa yaşanmış geceler- de... Ne Balzac'm hükmeden aşkı ya da köleteştiri- ci aşkıdır o değişmez özgürlüğün bilincine var- mak!.. Siz bunu çok iyi biliyorsunuz; yanınızda mışıl mı- şıl uyuyan adamla Moskova'da korku şatosunda yattığınız gece!.. Sizden habersiz günlüğünüzü okudum... Şöyle yazmışsınız: "İki yatak arasında komodin vardı. Ikimiz de iki ayn yatakta yastıklanmıza sanlarak uyuduk..." • • • Nikola Vaptsarov'la konuşup dertleştiginiz gün siz, gözleriniz mavi engine takılıp kalmıştı... Denizin bittiği yerde siz kollannızı açmış, gö- ğün yükseklerinden gelecek haberi bekliyordu- nuz!.. Yeniden terk ettiğiniz sevgilinize dönmüştü- nüz... Ikide bir şöyle diyordunuz: "Aşk özgürlük müdür, yoksa bağımlılık mı?.," Nefretin yerini sevgi almıştı yeniden... Elinizde Paul Eluard'ın Gala'ya yazdığı mektup- lar vardı... Onu bıtirip, Gala'nın yazdığı mektupla- rı okumaya başladınız... Paul Eluard'a "kanm" diyor, Gala da "kocam" diye sesleniyordu... "Aşkım, canım, sevgiiim, kocam, çocuğum.. sa- na tapıyorum!" İşte o sırada Nikola Vaptsarov, Puşkin'e sordu: "Sence aşk özgürlük müdür yoksa bağımlılık mıdır?" Puşkin gülümsedi: "Ikisi birden!.." hikmet.cetinkaya(â cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 PEŞİN FİYATINA 10TAKSİT! FERROLI Istanbul (0216)573 38 41 Ankara (0312)384 56 44 Izmir (0232) 449 71 84 GÖNEN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 1998/253 Karar No 2001 62 Davacı Senıha Ayten tarafından mahkememızde açılan ga- iphk davasının mahkemeraızde yapılan açık yargılamasında. Davacı 27 07 1998 tanhlı da\ a dılekçesıyle eşı Hasan Hüse- yın Ayten ın 16 11.1993 tanhınden ben kayıp olduğunu, ken- disinden hiçbir haber alınamadığmı. ölmüş olduğundan şüphe- lendiklennı, bu nedenle gaıplığme karar venimesıni istemiştir. Mahkememızce 15 03 2001 gün, 1998 253 esas, 2001/62 karar sayılı ılamıyla davanın kabulune ve Çanakkale ılı, Yenı- ce ilçesı', Araovacık köyû, Cılt No 008 03. Sayfa No 59, Kü- tük Srra No 121 'de nüfusa kayıtlı Huseyın ve Ümmahan'dan olma 08.05 1945 doğumlu Hasan Hüseyın Ayten'ın Medenı Yasa'nm 31 \ e müteakıp maddelen gereğince gaıplığme karar venlmıştır Gaıp Hasan Huseyın Ayten'ın gaıplığıne daır işbu karar Medenı Yasa'nm 31 ve müteakıp maddelen gereğince ılanen duyurulur. Basın: 23034
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle