22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2001 PAZA OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr "•...Güvercinlerimize uçsuz bu- cıksızmavilikler.J' diye imzalamış Rrfat Dgaz bir ımza gününde "Gü- vereiııinı Uyur mu" adlı şiir yapı- tını, 2 Temmuz 1985'te bana. 2 Temmuz Sıvas cankınmının yıldönümü günleri gelip çattığında. o kara günü anlatan yapıtlan. yitır- diğimiz ozanlann, yazarlann kitap- lannı bir bir ındirip kitaphktan ye- niden yenıden okurum. Ama yine de bir şeyler eksik gelir bana... Ya o büyük acıya dayanamayarak on- lann ardından gidenler?.. Sıvas can- Rıfat Ilgaz ve Güvercinler •r- kınmında otuz beş aydın yaşamını yitirdi. Ya o otuz beş aydının acı- sıyla aramızdan aynlanlar? Onlar kaç otuz beş kişi acaba?.. Işte onlardan biri, 2 Temmuz ka- rayelinin vurduğu Anadolu çınarla- nndan biri de Rıfat Ilgaz'dı. Kara günden beş gün sonra (7 Temmuz A. Kadir PAKSOY 1993), u ArükvaşamyalamaoJdu" diyerek aynldı aramızdan. Yaşamı boyunca, yaşamı güzel- leştirmek için savaşım veren, elle- rinden hiçbir şey gelmeyip de *ar- ük benden geçti" diyenlere "Aç ild koiunu ild yana / korkuluk ol" dı- yen bir ozanın, "Artık yaşam yala- ma okhı" demesı ne kadarhüzün ve- rici... Bu hüzünle açtım "Güverci- nim Uyur mu" kitabını Rıfat II- gaz'ın. Bu kitapta en çok sevdiğım iki şiirden biri, kitaba adını veren "Güvercininı Uyur mu", ötekı de "Aydın mtsuT şiıridir. Bu iki şiir ba- na her zaman umut vermiş, güç ver- Sıcak kırk derece! Bir deniz kıyısı. Günlerden pazar. Muğla bura- ya akmış. Adım atacak, kulaç atacak yer kalma- mış denizde... Geçmiş yazlan anımsıyorum... Dostlar çay içi- yor. ilhan, gidip dondurma getirtiyor. Beğenmi- yor, erimiş gitmiş! Su serin. Bir dalıp çıkıyorum. Bir batıp... Hep böyle kalmak! Hep bu temmuz denizinin tadını duymak... Ne yapsak ne etsek, günün sorunlanndan kur- tulmak yok. Bizimkisi, hep ülke işleri, hep gaze- temiz... Eleştiriler var. Hep oldu, olacak! Bana da gelir telefonla, sözle, yazıyla... Şu "Cumhuriyet" okuru gazetesinin sanibidir. Hepsini hoşnut etmek zor. Kimi onu, kimi bunu beğenmez. O neden öy- le yazdı? Kim, niçin öyle yapıyor? Akşamlan Yücelen'in terasında aynı konu... Oy- sa başka şeylerden söz etmek daha güzel değil mi? Şunun şurasında eş dost toplanmışız. Bir iki .kadeh rakı, peynir, domates... Yaşamın güzellik- lerini yaşıyoruz işte! Bize yeter bu kadan diyerek. Dostluk var, sevgi var, daha ne olsun! "Sevgilenyannlara bıraktınız" demişti Necati- gil... Yannlara hiçbir şey bırakılmaz! Tank Buğ- ra'nın bir kitabının adıydı "Yann Diye Bir Şey Yok- tur"... Yok mu gerçekten? Var, hem de nasıl var, yann, öbür gün, daha sonrası, hep var! Hep var olacak. Biz varken de, yokken de! EVET/HAYIR OKTAYAKBAL 40 Derece Sıcakta... Kaç yıl oldu? "Sizler varmıydınız, sizleryaşa- dınız mı?" Yaşadık! Yaşama buydu, bu kadardı... Sevgili Handan birazdan gelecek. llhan'la deni- ze gireceğiz. Ayia kumsaldan bakıyor. Hamdi Bey sofrayı kurdurtmuş. Çakırhan rakıdan vis- kiye geçmiş. Unutulmaz anlar. Geçmişte yaşan- mış, hep yaşanacak. Ne etsek kurtulamıyoruz gerçek yaşamdan. Düş de kurulamıyor artık! Büyük mutsuzluk bu- lutları sarmışken ülkeyi... Yoksulluk, halkın yüzde doksanını pençesine almışken. Uzaklardan gelen buyruklarla kendimizi yönet- tiğimize inandınlırken! Neden kendimizi kurtara- madık, neden bu yurdu kurtaracak adamlar ola- madık diye kendimizi yerken! Gel de temmuz sı- cağının bunaltısını serin sularda yok etmeye ça- l.ş İlhan, gazeteyi eleştiren bir okura nasıl yanrt verdi: "Nerdekatkınız?" Eleştiri, sorumluluk ister. Yoksa, kolay iş beğenmemek! Ben de eleştiririm, ben de beğenmem kimi şeyleri! Ama bir uğraşa, bir çabaya katkın yoksa sözcüklerle oynamak neye yarar? "Cumhuriyet" en yaşlı, ama en genç bir gazete... Tek gazete, tek bağımsız olan. Kü- reselleşme karşrtıyız. Kemalist devrimin sürdürü- cüsüyüz, halk yararından yanayız. Binbirgüçlük- le savaşarak, türlü yoksunluklar çekerek... Bak yemyeşil yamaçlar, kayalar. Bak yanında dostlar... Hepsi seni yaşamın güzelliklerini tatma- ya çağırıyor. Bir kısacık süre kopmak günün dert- lerinden, tanımsız sıkıntılanndan. Öyleleri de var, ne gazete okurlarmış, ne haberleri dinleriermiş! Bak, Anayasa Mahkemesi'nde işkenceciler az kaldı affa giriyormuş! Tek oy farkla adalet yerine gefmiş! Nasıl düşünmezsin, işkencecileri kurtar- mak isteyenlerin kimliklerini?.. Ya o Amerikan elçisinin "Dervişyoksa para da yok" azarlamasını!.. Borsanın cambaz gibı ınip çık- masını!.. Solda sağda oluşum çıkmazlannı!.. Ce- binde bir delik varmış gibi paranın çıkıp gitmesi- ni!.. Yannlann bugünkünden daha karanlık olup olmayacağı kuşkusunu... Işte dostlar, işte çocukluk arkadaşım Kemat... Bu sıcakta parti tartışmaları, ülke sorunlan!.. Hep- sini itebilirsen, it bir yana... Aç şişeyi. Doldurkadehi. Biraz da buz... ver ken- dini akşam esintisine... Bir pazar da böyle geç- sin de.'.. Diyebilirsen! miş, insana olan inancımı tazelemiş- tir. Ne demişti kitabının sunu yazı- sında büyük ozan: "Güvercinlerimize uçsuz bucak- sız maviiikler." Oturdum düşündüm, güvercin- lenmızi ve mavilikleri. Büyük ozanın aramızdan aynldı- ğı günden bu yana sekiz yıl geçmiş. Bu sekiz yılda, güvercinlerimize "uçsuz bucaksız mavUikler" sağla- yamadığımızgibi, "kara kuşlar"ın dokuduğu mutsuzluk göklerimizi öyle karartmış ki güvercinlerimiz bir iki kanat çırpışından sonra dönü dönüveriyorlar hava- landıklan yere yeniden. Güvercinlerimizin "haJi pürmelaJi''ne gelince: Ki- mi, deliler gibi cami avlu- lannda saçılan küflü ithal buğday tanelerine üşüşü- yor, kimi kapah spor salon- lannda göklerini satan po- litikacılann ellerinde şaş- kın, güya "banş" için uçu- ruluyorlar, kargalar bakıp bakıp gülüyor bu duruma; kimi kesmiş umudunu uç- maktan, bir saçak altına sı- ğınmış, kimi de bılducın ol- muş haramilerin, bezirgân- lann sofralannda... Benim gözlerim "kurşun buğusu... / Kanaüan çelik yeşilL. / Sevgiden üpır öpır bir yörek / Özgüriüğünce dövüşken" güvercinlerini anyor Rıfat Ilgaz'm... Selam olsun onlara. Onlann şiiri- ni yazan Rıfat Ilgaz'a. h Xaz Dopingiı Şi Carousel'den 2 Mazda birden!.. 10 Temmuz-20 Eylül arasında günlük toplam 30 milyonluk her alışverişe bir kura numarası! Daha çok alışverişe daha çok Mazda kazanma şansı!.. & Premacy OtobOa Iftetnratari A ış*gf 5 ve /sşarr BAYMER Turfem ve Y M m KŞ. kuruluşlandr. Bu kampanya Mıllı Pıyango idaresı'nın 03.07/2001 tanh ve B 02 I MPI 0 13 00 02/1012-5472 sayılı ıznıyle gecçekteştırılmehtedır- "Alışveriş ve yaşam merkezi" PENCERE Uçlu... KutlanzL Saadet Partisi kuruldu. Peki, partinin adı neden Saadet?.. Cümle âlemin bildiği gibi "Asr-ı Saadet" Peygamber Efen dimizin yaşadığı dönemdir. Yoksa Hoca bizim komşu Saadet Hanım'ın hatınna ye ni kurduğu partiye adını verir mi?.. Erbakan ışini bilir. Ya Tayyip?.. Bizim boyalı medyayı şavullamış Tayyip, demek ki o di işini biliyor. Erbakan bizi Peygamber Efendimizin yaşadığı çağa gö- türecek... Tayyip ne yapacak?.. Komşunun oğlu olmuş, Nasrettin Hoca ziyarete gitmiş, babaya demiş ki: - Sakın oğlunun adını Tayyip koyma!.. - Neden?.. - Sonra Tayyip'i kısaltıriarsa ip olur... Tayyip "camileri kışla, kubbeleri miğfer, minareleri sün- gü" olan bir Türkiye mi düşlüyor?.. • Yerküre patronlan, yanlanna Rusya'yı da alarak, Cenova'da toplandılar; küreselleşme karşıtlan da kente doluştular; pro- testo gösterilerine giriştiler; ilk günün sonucu: "1 ölü, 120yaralı..." Hürriyet gazetesi polisin tabancayla vurduğu gösterici için başlık atmış: "Küresel şehit!.." Peki, öldürülen protestocu Müslüman mı ki "şehit" diyo- ruz?.. Polisin göz göre göre canına kjyd/ğı genç, Ispanyolmuş; büyük olasılıkla Katolik... Katolikten şehit olur mu?.. Olur.. Cenova'da küreselleşme karşıtlan yoksullar için eylem yapıyorlar Müslümanlann çoğu yoksul değil mi!.. • ÖSS'de sonuçlar şaşırtıcı!.. Bizim gazetenin başlığı vur- guluyor: "ÖSS'de Anadolu Devrimi" Öğrenci Seçme Sınavlan'nda zafer, yerden yere vurduğu- muz devlet okullarına güldü!.. Geçinrrtek için pazarda simit satan yoksul öğretmenlerin okuttuklan çocuklar, olanaksız- lıklar içinde yetişen öğrenciler, dolar üzerinden paralı özel okullara fark attılar. Üniversiteye girmek isteyen öğrencilere sorulan sorular, aklı başında bir kişinin aklının ereceği türden değil... Arabistan bilginleri Akşehir'e gelmişler, Nasrettin Hoca ile yanşmaya girmek istemişler... Hoca sormuş: - Girdi çıktı girecek, girdi çıktı girmeyecek, girmedi gire- cek, ne girdi ne girecek... Hacı Fışfışlar bilemeyince, Hoca yanıtı açıklamış: - Bilmecenin karşılığı Hawa, Şeytan, Müslüman ve kafir- dir. Adem ile Havva Cennet'e girdiler, kovuldular, tekrar gi- recekler; Şeytan girdi, kovuldu, tekrar giremeyecek; Müs- lüman girmedi, ama girecek; kâfır ne girdi, ne girecek... Üniversiteye giren, girecek, giremeyecek veçıkacak genç- lere Nasrettin Hoca'dan selam!.. ÖZK1, BİR ••AST\İ\K Gastroenteroloji Uzmanı (tercihen Prof. veya Doç.) ve Diyet Uzmanı (tecrübeli) aranmaktadır. Teh O 216 575 26 66 Fax: 0 216 575 79 37 Kardeşımiz, eşimiz, babamız ve dayımız, TKP'li, ÖDP kurucusu ve yöneticisi, sosyalist hareketin yılmayan 68'Lisi SITKI COŞKUN'u toprağa verilişinin 3. yılında özlem ve sevgiyle anıyonız. AİLESİ SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 988/4 H. Vasi Mahkememizce hacir altına alınmış bulunan Hüsnü Yıldız'ın vasisi Lale Denız Yıldız'ın vasilik görevine son veriJerek yerine 1969 dogumlu kızı Meral Yıldız'ın vasi olarak atanmasına karar venlmiştir. llan olunur. 14.6.1999 Basın: 42447 EŞKİŞEHtR 3. İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN TEBLİGAT E>osya No: 2001/2363 Alacaklı: Hasan Ayar Vekili: Av Rıza Öztekin Borçlu: 1- Bünyamin Ancan, 2- Mehmet Ancan Borç Miktan. 6.447.726.160.-TL Alacaklı tarafından borçlular aleyhine yukanda dosya numara- sı yazılı dosyadan yapılan kambiyo senetleri üzerine haciz yolu ile yapılan icra takibınde borçlulara çıkanlan ödeme emirleri bila tebliği iade ediliş, zabıtaca yapılan tahkikatta da adreslen meçhul kalmış olmakla işbu tebligatın 7201 sayılı tebligat kanununun 20, 30 ve 31 'inci maddeleri gereğince ilanen tebliğine karar venlmiş- tir. Yukanda yazılı borç ve masraflan ödeme emnnin ilanen teb- liğinden itibaren kanuni süreye 15 gün ilavesiyle 25 gûn içinde ödemeniz, takibin dayanağı senet kambiyo niteliginde değilse 20 gün içinde merciye şikayet etmeniz, takip dayanağı senetteki im- zanın size ait olmadığı yolunda itirazınız varsa yine 20 gün için- de aynca icra tetkik mercii mahkemesine bildirilmesi aksi takdir- de senetteki imzanın kendinize ait olduğu ve imzanıza haksız ye- re itiraz ettığıniz takdirde bu senete dayanan takip konusu alaca- ğın yüzde 10'u oranında para cezasına mahkûm edileceğiniz, merciden itirazın kabulüne daır bir karar getirmediğuıiz takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç da ödeme- diği takdirde lîK'nun 74. maddesı gereğince 25 gün içerisinde mal beyamnda bulunmanız, bulunmadığınız veya hakikate aylun be\ anda bulunmanız halinde hapısle cezalandınlacağınız hususla- n ödeme emri yerine kaım olmak üzere ihtar, ilan ve tebliğ olunur. Basın: 38369
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle