17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2001 PAZAR «12 PAZAR KONUGU TMMOB Genel Başkanı Kaya Güvenç, SİT alanlarını gasp edenlerin ödüllendirildiğini söyledi Hazine arazileritalanedilecekLEYLA TAVŞANOGLU Bu hükümet yine arazi talanınayol açacakyasalar hazırlayıp TBMM'den geçirtiyor. Kamu kurumlarınca deneîlenmesi gereken yapılann denetimi görevini özel şirketlere vermek için yasal kılıf hazırlıyor. 1999 Ağustos ve Kasım depremlerinin yol açtığıfelaketlerden hiç mi ders ahnmadı ki hâlâ eski yanlış uygulamaların sürdürülmesinde ısrar ediliyor? Yapı denetimi yapabileceği söylenen bu şirketleri kim denetleyecek? Hazine amzilerinin satışlan orman alanlarını da kapsayacak mı? Zaten beîon ormamna28 Temmuzda miting yapacağız' - Peki, projeyi yapacak mfihendis ve mi- marlann TMMOB'den yetki almaian ge- rekmiyor mu? - Mutlaka öyle. Çünkü üniversiteyi yeni bitirmiş genç bir arkadaşımızın meslekte- ki bilgi ve deneyimini beüi bir ölçüye ge- tirmeden. mesleki becerisini yükseltmeden yapacağı projelerde hatalann olnnası kaçı- nılmazdır. Bütün meslek dallarında belli yetkiler verilirken de belli kriterlerin konul- ması zorunludur. Kanun, projelendirme aşamasındadabu- nu ortadan kaldmyor. Projeyi yapan için herhangi bir kıstas getirmiyor. Sadece pro- jeyi yapı denetim kuruluşlanna onaylattı- nyor. - Bu ne kadar doğru? - Bu da yanlış. Önemli gördüğümüz bu alanda da çok önemli bir eksiklik yaratıh- yor. Demin sözünü ettiğim. birinci derecede deprem bölgesi olup deprem bölgesi kap- samma ahnmayan iller var. Bir de, kanun bu illerin kapsammı ya daraltıyor ya da ge- nişletiyor. Daraltma olayını da anlayama- dık. - Neden daraltıyoriar? Türfcrye'nin dört- te üçünden fazlası deprem bölgesi değü mi? - Tabii ki. Bu kanun son derece özensiz hazırlanmış. Bilimsel bir planlama, bir dü- şünce yok. Henı Dünya Ticaret Örgütü (WTO), hem AB çerçevesinde son zamanlarda hizmet- lerin liberalleşmesi, serbestdolaşımı çahş- maları var. Bunlardan birisi de mühendis- lik ve mimarhk hizmetleri. Belki bu kanu- nun arkasında da bu gerekçe yatıyor. .'<. T Hangi çağdaş, uygar, demokratik ülfce- de hizmetler liberalleştirilirken kamtı de- netimi dışında tutulur? - Belki ancak birkaç geri kalmış ülkede olabilir. Biz yıllarca bakanhğa öncelikle yapı kotlaruıı çıkarmalannı söyledik. Yapı kotlan çok önemlidir. Bununla ugraşması gereken bakanhk TMMOB"nin yetkilerini kısmaya çahşıyor. Bu yasa uygulanacak bir yasa değildır. Muhtemeldir ki bu sayede birkaç firma pa- ra kazanacaktır. Bir süre sonra bu işin yü- rûmediği açıkça görülecektir. Ama ben ba- kanhğın böyle bir kaygısı olduğunu sanmı- yorum. Bir anlamda bunu yangından mal kaçınr gibi çıkardılar. Türkiye'de 20 yıldır uygulanan pohtika- lar nedeniyle mühendisler ve mimarlann özlük haklan da büyük ölçüde zedelendi. Kamuda çalışan mühendis ve mimarlann ücretleri ortalama 350-400 milyon lira. Bu, asgari geçim standardının yansı demektir. Çıkanlacak iyileştirme yasalannın da, bugün kamuda çalışan mühendis ve mi- marlann sorunlannı çözecek nitelikte ol- madıklannı biliyoruz. Bu ücretler özel sek- törde çalışan mühendis ve mimarlara da emsal oluşturuyor. Onur mücadelesi verme noktasına geldikleri gibi bir durumlan var. Kamuda çalışan arkadaşlanmızın özlük haklan sorununun, bu alanda bir sendika yasasının çıkanlmasıyla çözüleceğine ina- ruyoruz. Geçenlerde Cumhurbaşkanı tara- fından imzalanan yasa ise grev ve topmsöz- leşme hakkı içermediği için bir sendika ya- sası değildir. O nedenle de artıküyelerimiz, "Onurumuza sahip çıküğıınızı bir kez da- ha alanlarda göstermekzorundayız" diyor- lar. 28 Temmuz'da Ankara'da bir miting dü- zenliyoruz. Bu mitingde. "ÜHcemize, mes- leğimize, onurumuza sahip çüayoruz" slo- ganını kullamyoruz. Türkiye, IMF, Dünya Bankası politikalanyla bir yere varamaz. Bağımsız, demokratik bir üîke olmadan ne halkımızın ne de bu halkın bir parçası olan mühendis ve mimarlanmızın sorunlannın çözüleceğine inanıyonız. PORTRE / KAYA GÜVENÇ 1945, Osmaniye doğumlu. Fransay da Insa Üniversitesi'nde makine yüksek mühendisliği eğitimi yaptt. Önce devlet sektöründe, ardından özelsektörde uzun yıllar çalıştu 30 yıldır Türk Mühendis ve Mimar Odalan BirliğVnin (TMMOB) çeşitli kademelerinde görev aldu 1976-78 arasında TMMOB'nin genel sekreterliğini yürüttü. Geçen haziran ayında düzenlenen TMMOB genel kurulunda yönetim kurulu başkanhğına seçildl - Hazine arazilerinin satışıyla HgiUyasa TBMM'den geçti. Sizce bu hükümet Hazine arazilerini elden çıkarmaya neden gerek gördü ve yangından mal kaçınr gibi bu yasamn TBMM'den geçmesini sağladı?.. - Türkiye'de 1980'li yıllarda 24 Ocak kararlanyla bir politika de- ğişikliği oldu. Bununla, Türkiye bir anlamda sanayıleşmekten \az- geçri. 24 Ocak kararlan. hepimızın anımsadığı gibi, yıne IMF'nin başı- nı çektiği ve bugün devlet bakanı olan Kemal Derviş'ın o tarihlerde hazırladığı rapora dayanılarak yürürlüğe konuldu. 1980'lenn ortasından itıbaren. özellikle 199O'lı yıllarda devlet ka- mu harcamalannı karşılamak için vergilendirmekten vazgeçti: bunu birşekildeborçlanmayoluylaçözmeyeçalıştı. Borçlanmanınbızi ne- relere getirdiği malum. Özellikle 199O'lı yıllarda bankalann saadet zinciri başladı. Yeni bankalar topladıklan paralan devlete çok yüksek faizlerle borç ola- rak verdiler. Bu iç borçlanma faizlenyle bugün artık o krizlere neden olduğu söylenen noktaya kadar gelindi. - Yaniborcu borçla kapatma yolu mu seçildi? - Evet, öyle. -Süleyman Demirel, "Borçyiğidin kamçısıdır"demişti... - Demirel ın böyie ilginç sözlen vardır. Kimin söyledığıne değil de söze bakarsak... Borçlanıp da yatınm yapıyorsanız. üretime yönelik çalışmalannız varsa, özellikle bızim gibi ülkelerde gen kalmışlıktan kurtulup ileri doğru bir adım atmak istiyorsanız o zaman burada bel- ki bir mantık vardır. Ama üretmeyeceksiniz, vergilendirmeyeceksiniz, borç alacaksınız ve borcu kapatmak için yeniden borçlanacaksınız. Türkiyedeki son 20 yılın iktisat politikalannın özetı bu. Kasımdaki knz, son knzin aşa- ğı yukan ıpuçlannı da vermişti. Borcu borçla kapatma yolunda da bırtakım kısıtlar ortaya çıkınca aslında topluma ait olan ellerindekı her türlü varlığı satarak işi götür- meye çahşıyorlar. Biz önce buna karşı çıkıyoruz. Öncelikle üretime dönmemizin ge- rekliligi üzerinde bir vurgu yapıyo- ruz. Şöyle dıyoruz: "Bu poütikadan vazgeçmezseniz satarsınız." Hazine arazilerinin satışıyla ilgi- lı konuya gelelim. - Hazine arazilerinin satışı ara- Zİ talanına yol açmayacak mı? - Bu bir talan. Bizim düşünce- miz, bu yasa Cumhurbaşkanı tara- ftndan onaylanırsa Anayasa Mah- kemesi'ne götürülür. orada da bir aykınlık bulunmazsa muhtemelen Cumhuriyet tarihinin en büyük or- man ve arsa talanına yol açacaktır. Devletin elinde Hazine arazilen- nin ne kadar olduğu, bu satışlann hangilerini kapsayabıleceği ve bu satışlardan ne kadar gelir elde edi- leceğine ılişkın hiçbir planlama yok. Söylenen rakamlar çok ilginç. Başbakan, "120 trüyon lira gelir el- de edilecek" dıyor. Bazı milletvekillerine göre de beklenen gelir 100 milyar dolar. Bir anlamda hükümete bırakılmış olan belirleme yetkisi çerçeve- sinde olayın nereye varabileceği belli değil. - Peki, Hazine arazilerini satalım, diyorlar da bunun hiç mifizi- bilitesiyapılmadı ? - Hayır, bu da yapılmadı. Muhtemelen siyasal baskılarla birlikte bu- rada büyük çapta talana yol açılacaktır. En büyük sıkıntı da şu: Anayasa Mahkemesi'nin kararlanna ve anayasanın maddelenne or- man alanlanyla ilgili düzenleme getiriyor. "Orman alanı dışına çıka- nlmış yerler de sadece orman köylülerine değil. belli bir bekleme sü- resinden sonra isteyenkre saulacaktır" dıyor. Bir tehlıkelı gidişi daha anlatmak ıstıyorum. Hükümetin şu anda elinde bir tasan var. Kestane ve kızılağaç ormanlan orman alanı dı- şına çıkanlıyor. Bu, olayın Türkiye'de sadece kentsel arazilerle sınır- lı olmadığının bir göstergesi. Kentlerde kaçak yapılaşma var. Kaçak yapılaşma olan yerlerde bina- lar, buralan işgal etmiş olanlara satılacak. Bunun iki büyük sıkıntısı var. - Nedir bunlar? - Birincisi, gecekondu bölgelerinde ihtiyaç nedeniyle kendi evini yapmış olan insanların çok daha fazlası arsa mafyalannın elinde. Bu- nun arkasında, koşullar nedeniyle büyük kentlere göç etmış o > oksul insanlara evlerini vermek gibi bir amaç yok. Biz bunun yine bir arsa talanına yol açacağı düşüncesindeyiz. Bunlar kaçak olduğu için her türlü denetimin dışındaki yapılar. Ka- çak yapılaşmanın nelere mal olduğunu, daha üzerinden iki yıl geç- meyen deprem felaketinde gördiik. Buna karşın bu kaçak yapılaşma- va yeni bir olanak getiriliyor. Güniin birınde \eniden bir doğal afet meydana geldiğinde bu de- netimsız yapılar yüzünden yine bir felaketin olacağını kaçınılmaz göriiyoruz. 1950'lıyıllardanberi Pürkiye'de 11 tane ımar affı yaşandı. Bu 12.'si olacak. tmar aflan da. doğal olaylann felaketlere dönüşmesinin baş- ta gelen nedenlenndendır. - SİT alanlarını gasp edenler de ödüllendirilmiyoriar mı? - Evet. Orada da bir takas olayı var. Sİ1 alanlarını gasp edenlere başka > erde arazı gösterilecek. Bu da akıl almayan bir uygulama. Tür- kiye'de şöyle ilginç bir uygulama var: Yapılan bütün kötülüklerden sonımlu olanlara dokunulmuyor, hat- ta ödüllendıriliyor. Ama bu kötülüklerden mağdur olanlara da yapı- lanlann faturası ödettirilıyor. Bakın. yaşanan bu ekonomik krizlerde mil\ arlarca dolarlık servet- ler bir verlerden bir yerlere aktanldı. Bütün bunlar Türkıyedekı akıl almaz, ırrasyonel olayların parçalan. TBMM'de gözlennıze inanamayacağınız sahneler yaşandı. Tele- v izyonda ızlerkeıı IBMM genel kurul oturumunu bir cımnastik der- suıe benzettim. Birisi bir şey söylüyor: eller kalkıyor. eller inıyor. Böy- lesine alelacele yasalar çıkardılar. Arazılerın satışıyla ilgili ımar affı gündeme getiriliyor; bir anlam- da kaçak yapılara af çıkanlıyor. Öbür yanda da yapı denetimi diye. hıçbır anlamı oünayan yanlış bir işleyiş getiriliyor. - Peki, sizce vapı denetimi bu yasayla neden özel şirketlere verili- yor? - Geçen yıl yapı denetımiyle ilgili kanun hükmünde bir kararname (KHK) çıkanldı. Bu K.HK. FP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne gö- türülmüştü. Anavasa Mahkemesı bunu ıptal etti. Ama gerekçelı ka- rar hâlâ açıklanmadı. Bu yasa özü itibanyla özelleştirmedir. Belediyelerin fenni sorum- lular aracılığıyla denetimi ticari şirketlere dewedıliyor. Oysa her de- netimde olduğu gıbı, \apı denetimi de kamusal bir hizmettir. bir kâr anıacı güdemez. Ve her yerde eşıt olarak yapılnıası gerekır. - Buyasa sizce neden hazırlandı? - Bunu da ticarıleşme ya da özelleştırme çerçevesinde değerlendir- nıek lazım. Daha önceki KHK'yle bu yasanın özü itibanyla çok bü- v ük farklılıklar yok. Kamusal denetim. diye ısrarla üzerinde durduk. Bazı verlerden de bu konuda bıze eleştinler yöneltildı. "Özel şirkelier bu denetimi ya- parsa üeolurmuş?" dedıler. Size bir örnek vereyım: Otuz iki ilımız. il merkezleri itibanyla bınncı derecede deprem böl- gesınde sayılıyor. Bu yasada 32 ilden sadece 13 tanesı binnci derece deprem bölgesi ıllen kapsamına alınmış. Gen kalan 19'u bu kapsam- da değil. Örneğin Erzıncan bu kapsamda değil. Oysa Erzincan, Tür- kiye'de depremi çağnştıran bir ıl. Aynca. Bingöl ve Tokat gibi iller de birinci derecede deprem bölgesi kapsamına alınmamış. Kapsam dışı bırakılan illerin özelliklerine baktığınız zaman, özel- liklerının yoksul iller olduğunu görüyorsunıız Bu >asa kapsamında bir başka il. Ankara. Oysa ,\nkara dördüncü derecede deprem bölge- si illeri içinde. Ama GSMH'den aldığı pay viizde 8. Antah/a ikinci derecede deprem bölgesinde olmasına karşın bu il de birinci derece deprem bölgesi kapsamına alınmış. Bayındırlık ve Iskân Bakanlı- ğı'nın anlayışına göre yoksul ıllerde eski. yani 3194 sayılı kanuna gö- re denetim yapılanuyor. Bakanhk açık açık şunu söylüyor: dönen ülkemizin akciğerlerini böylece kesip atacak mıyız? Bu nasıl bir mantıktır? Türk insam ağaca, ormana karşı nasıl bu kadar duyarsız kalabilir? Ormanı yok eîmek için neden böylesine çaba harcarız? Insafları kuruyanlar bütün bu yaptıklarına karşın hâlâ başarılı olduklarında ısrar edecekler mi? Bu sorular aklımızdan geçtikçe içimiz daralarak Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı Kaya Güvenç le Hazine arazilerinin satışı kararı ve yapı denetimi yasasının gerisinde yatan ovunların ne olabileceğini, bu yasaların yaratacağı ciddi tehlike ve sakıncaları konuştuk. "Yoksul bir Useniz yapı denetimi yapdmasa da olur. Zengin iiseniz ben burada yapı denetimini uygulanm." Bizim anlayışımıza göre tican şirketlerle yapı denetiminin vapıl- ması mümkün değildir. Burada bakanhk bir anlamda kendi mantığıy- la çelişmektedir. Bakın. yapı denetimi kanununu çıkanrken Anayasa Mahkeme- si'nin gerekçeli karannı beklemediler. Kanunun gerekçesinde şöyle diyor: "Anayasa Mahkemesi'nin 595 sayüı KHK'yi iptali nedeıüyle yasal boşluk doğmuştur." Yanlış. Bunu bızzat kendileri açıkladılar ve Anayasa Mahkeme- si'nin karanndan sonra genelge yayımlayarak "Yasal boşluk yokrur. 3194 sayıü Imar Kanunu \ürürlüktedir" dediler. Her alanı olduğu gibi bu alanı da özelleştırmek istiyorlar. - Özellikle Gölcük depreminden sonra kurulan özelyapı denetim şirketleriyarartansut diye mi bu kanun çıkanldı yoksa? - Evet, 500 kadar yapı denetim şirketi kuruldu. Bence bunların bas- kılanna dayanamadılar ya da dayanmak ıstemediler. Cumhurbaşkam bu kanunu onayladı. Ama TMMOB bunu kesın- likle Anayasa Mahkemesi'ne götürmek için elınden gelen her türlü çabayı harcayacaktır. Bu, önemli bir alandır. Bu işin içine girdiğimiz yaklaşık 25 yıldan ben yapı denetimi ko- nusunda şikâyetlerimiz sürmektedir. Bu konuda TMMOB 'nin etkin- likleri bızzat bakanlar tarafından engellendi.Yapı denetimi kamusal bir hizmettir. Bunun da etkmleştirilmesi gerekir. -^ma bunun yolu, bu- nu tıcarileştirmek değildir. Yasanın getirdiği iki konu daha v ar ki bun- lar bizim açımızdan önemli. Birincisi, TMMOB'nin kendi alanına doğrudan birmüdahale yapılıyor. Biz. anayasanın 135. maddesine gö- re kurulmuş kamu niteliğindeki bir meslek kuruluşuyuz. Kendi meslektaşlanmızuı mesleki yeterlıliğini ölçmek. bunların ve kendi üyelenmizin ahlak kurallanna uyup uymadıklannı denetlemek gibi görevlerimiz var. Ancak Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı bir \ıl önce yine kendisinin çıkarmış olduğu bir KHK'yi tümüyle iptal etti. Şimdi. "Denetçi olarak mühendisle- re ve mimarlara belgelerini ben \ere- ceğnn" dıyor. Biz bunu anlamakta bir hayli zor- landık. Ama kulağımıza gelen fısıltı- lar, Bayındırlık Bakanlığı'nın TM- MOB'yi bir anlamda siyasi hasım gi- bi görme eğılimınde olduğunu bıze duv'urdu. Bu ne kadar doğrudur, bi- lemiyoruz. Ama fısıltılar bu vönde gelışıyor. - Bakanhk buyasayı bu maddele- riyle geçirterek bir anlamda kendi kendini özelleştirmiyor mu? - Doğru. Bakanlık bu yasayla ken- di kendini devre dışı bırakıyor. - Galiba dünyada iik kez bir ba- kanhk kendi kendini özelleştiriyor... - Siyasi iktidar her alanda kendi kendini özelleştirdıği için bunu belki bu sürecin bir devamı olarak görebi- liriz. Biz yapı denetiminin ticarileş- tirilmesini hem anlamsız hem tehli- keli bulduk. Demokrasi diye adlandı- nlan rejimde galiba kurum ve kuruluşlann görev \e yetkilerinin sa- dece siyasi iktidarda toplanması otoriter dev let anlayışını getinr De- mokrasilerde sivıl toplum kuruluşlannın konumlan güçlendırilir. A- ma buna karşın bu yapılan iş doğrudan doğruya yetkilerimıze müda- haledir. Yine de biz kendi çalışmalanmızı, üyelerimizi denetlemeye devam edeceğiz. TMMOB'ye ilişkin bu yasayla getirilen bir başka konu daha var. Yaklaşık 25 yıldan beri TMMOB'nin odalannın ve şubelerinin yapmış olduklan proje denetimleri vardır. Şimdi bu yet- kimizi de almaya çalışıyorlar. Kanuna bir madde getirdiler. Kanun kapsamındaki iller nedeniyle bizleri bunu yapamamaya mecbur ediyorlar. Yapı üretim süreci plan- lamayla başlar. Imar planlannın yapımı aşamasında devreye gire- mezseniz, denetimlerinizi yapamazsanız buradan büyük bir sorun doğar. 1999 Ağustos ve Kasım depremlerinden sonra incelemeleri- mizde gördük ki esas sorun yerleşim alanlannın belirlenmesindedır. Yani ımara açılmaması gereken yerler imara açılmıştır. Imar aflany- la o zeminlenn kaldıramayacağı binalann yapılmasuıa izin verilmiş- tir. Bütün bu süreç de bir anlamda denetimsizdir. Dolayısıyla etkin bir yapı denetimi düşünüyorsanız o zaman bu işe imar aşamasından başlamak zorundasınız. Hatta yerleşim alanlannın belırlenmesinde ulusal, bölgesel, kentsel planlama gibi kavTamlan bü- tünsellik içinde düşünmek zorundasınız. Yapı Denetimi Kanunu'nda da, bundan önce çıkanlan KHK'de de bu konuya ilişkin hiçbir hü- küm yok. Olayuı en önemli parçalanndan birisi olan bu konunun de- netimi söz konusu edibniyor. tkinci aşama projelendirmedır. Bu asa- mada da bu kanunda belirsiz hükümler var. Ticari şirketlere. yapıla- cak projeleri denetleme yetkisi veriyor. KOVANCILAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1990 322 E.-1997 308 K. 1990 271 E.-1997 128 K. 1QOO 299 E.-1997,304 K. Mahkememizin 17.11.1997 T. ve 1990-322 E.-l997/308 K. sayılı ılamı ıle Değırmen- taşı Köyü'nde kain 52 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu sıciline tesci- line. Mahkenıemızin 14.04.1997 T. ve 1990271 E.-1997/128 K. sayılı ilamı ile Değir- mentaşı Köyü'nde kaın 57 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu siciline tes- cilıne, Mahkenıemızin 17.11.1997 T. ve 1990/299 E.-l997/304 K. sayılı ılamı ıle Değirmen- taşı Kövü'nde kain 42 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu siciline tesci- line, Dair verilen kararlar zabıtaca yaptınlan tüm araştırmalara rağmen Fahrettin Uğur, Yunsur Duran. AbduIIah Duran, Kenan Köprücü, Suna Köprücü, Kenadi Köpriicü, Nec- mettin Elmaal. Fıkri Müjde. Aziz Müjde, Seher Müjde, Selahattin Elmaal. Bedriye Baş- gün. Gülderen Başgün. Zekiye Ezberci. Firdevs Elmaal, Nebahat Müjde, Bedri Müjde. Kaki>e Müjde. Sebahat Müjde. İzzet Müjde, Lütfiye Müjde, Güllü Müjde, Saadet Müj- de ye tebliğ edilemediğtnden işbu ilanla yukanda özeti belirtilen kararlar Yargıtay yolu açık olmak uzere muhataplara ilanen tebliğ olunur. 03.07.2001 Basın: 40518 KOVANCILAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1990 279 E.-1997 108 K. 1990/331 E.-1997125K. Mahkememizin 14.04.1997 T. ve 1990 279 E.-1997 108 K. sayılı ılamı ile Değirmen- taşı Köyü'nde kain 35 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu siciline tesci- line, Mahkememizin 14.04.1997 T. ve 1990/331 E.-1997/125 K. sayılı ilamı ile Değirmen- taşı Köyü'nde kain 15 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu siciline tesci- line, Dair verilen kararlar zabıtaca yaptınlan tüm araştırmalara rağmen Fahrettin Uğur. Yunsur Duran, Abdullah Duran, Kenan Köprücü, Suna Köprücü. Kenadi Köprücü, Nec- mettüı Elmaal, Fikri Müjde. Aziz Müjde. Seher Müjde. Selahattin Elmaal, Bedriye Baş- gün. Gülderen Başgün. Zekiye Ezberci. Firde\s Elmaal. Nebahat Müjde, Bedri Müjde. Kakiye Müjde. Sebahat Müjde, İzzet Müjde, Lütfiye Müjde. Güllü Müjde, Saadet Müj- de'ye tebliğ edilemedığınden işbu ilanla yukanda özeti belirtilen kararlar Yargıtay yolu açık olmak üzere muhataplara ilanen tebliğ olunur. 0? 0 7 2001 Basın 40516 KOVANCILAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1990/345 E.-1997/118 K. 1990/343 E.-1997-129 K. 1990-302 E.-1995,7 K. Mahkememizin 14.04.1997 T. ve 1990/345 E.-1997,118 K. sayılı ilamı ile Değirmen- taşı Köyü'nde kain 49 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu siciline tesci- line, Mahkememizin 14.04.1997 T. ve 1990 343 E.-1997,129 K. savılı ılamı ıle Değır- mentaşı Köyü'nde kain 58 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu siciline tesciline. Mahkememizin 01.05.1995 T. ve 1990 302 E.-l995/7 K. sayılı ilamı ile Değirmenta- şı Köyü'nde kain 28 nolu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapu siciline tescili- ne, Dair verilen kararlar zabıtaca yaptınlan tüm araştırmalara rağmen Fahrettin Uğur, Yunsur Duran. Abdullah Duran, Kenan Köprücü, Suna Köprücü. Kenadi Köprücü, Nec- mettın Elmaal, Fikri Müjde. Aziz Müjde, Seher Müjde. Selahattin Elmaal, Bedriye Baş- gün. Gülderen Başgün, Zekiye Ezberci, Firdevs Elmaal, Nebahat Müjde, Bedn Müjde. Kakiye Müjde. Sebahat Müjde. İzzet Müjde, Lütfiye Müjde, Güllü Müjde, Saadet Müj- de'ye tebliğ edilemediğinden işbu ilanla yukanda özeti belirtilen kararlar Yargıtay v olu açık olmak üzere muhataplara ilanen tebliğ olunur. 03.07.2001 Basın: 40517
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle