14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZİRAN 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIZI i. ROBOTEK TURHAN SELÇUK DÜRUST TABİATLI ISTANBUL EFENDİSİ AB DÜLCANBAZ HARIKULÂTJE MACERALAPJ v j f KISIM 1EKMIIİ BİRDEN ılTÎCA ETMI Ş ûJLA-N,13"K. AME \>E KÎ OKT/vMA. K&VW Ş MU"5TU . FP'nin kapaülmasınayaklaşıldığı bir dönemde tabanda/d eğilim, sistemle banşmakU Erdoğan'ınaltındengesi F azilet Partisi içinde yenilikçi kanadın gelenekçilere karşı açıkça meydan okumaya ve kopmanın kaçınılmaz olduğunun söylenmeye başladığı andan itibaren bir rivayet başgösterdi: Tayyip Erdoğan hem yerli hem de yabancı güç odaklannın desteğini almış. Söylentiler esas olarak, ABD'nin Soğuk Savaş dönemindeki 'Yeşil kuşak' teorisinin sürdüğüne inanan çevre ve kişiler tarafından çıkarıldı. Recep Tayyip Erdoğan Istanbul Bü- yükşehır Beledıye Başkanf ydı. Dıyar- bakır DGM'nın hakkında verdığı ceza onaylanmıştı. Erdoğan, Isfalt AŞ'nin Üsküdar'daki tesislerinde yaklaşık 15 danışmanını topladı. Gece geç saatlere kadar ıstışa- rede bulundu ve ertesı gun belediye bi- nasından Saraçhane'de toplanmış bin- lerce taraftanna coşkulu bır konuşma yaptı. Erdoğan özetle, "Fermanpadişa- hınsa dağlar bizûndir" dedı Çünküda- nışmanlan, aldığı cezayı vesıle ederek bır halk hareketı başlatabıleceğine, baş- latması gerektığine kendısını ıkna et- mışlerdı. Türkiye'de yargı kararlanna Erbakan, 1973 seçimlerinden sonra CHP ile koalisyon yaptı. Erbakan daha sonra başbakanlığa kadar yükselecekti. karşı direnış hakkının olmadığını söyle- yen birkaç cılız ses "derin devlet" ıma- lanyla susturulmuş, Necmettin Erba- kan'ın velıahtı olduğu söylenen Erdo- ğan'a yeru bir hedef göstenlmiştı. "Türkiye'nin Nelson Mandela'a ol- un!" Tayy ıp Erdoğan daha sonra bır-ikı toplantıda şıır okudu, dönemın DGM Başsavcısı Vural Savaş'a laf dokundur- du, fakat 28 Şubat sürecıne karşı tslamı bir dırenış, sıvıl ıtaatsızlık çızgısı oluş- turma stratej isınden kısa sürede vazgeç- tı Dönemın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın son anda gelmedığı eskı Içış- len Bakaru Mehmet Ağar'ın oğlu Tol- ga'nın nıkâhını kıydı. Cezaevıne gırış ve çıkışlannı gövde gösterisıne dönüş- türmemeye özen gösterdi. İslamcılığın slstemle Imtlhanı FP ıçınde yenılıkçı kanadın gelenek- çilere karşı açıkça meydan okumaya ve kopmanın kaçınılmaz olduğunun söy- lenmeye başladığı andan itibaren bir n- vayet başgösterdi. Tayyip Erdoğan hem yerlı hem de yabancı güç odaklannın desteğini almış. Söylentiler esas olarak, îslamcılığın her türüne, özellıkle de "Uımh" görünenlerine kayıtsız şartsız karşı çıkan ve ABD'nin Soğuk Savaş dönemindeki "Yeşil kuşak" teonsının sürdüğüne inanan çevre ve kişiler tara- fından çıkanldı Ganp bir şekılde. kendılennı Erdo- ğan'a yakın hisseden kesımler de bun- lan açıkça yalanlama yoluna pek gıtme- dıler FP'nın kapatılmasına adım adım yaklaşıldığı bir dönemde Mılli Görüş hareketuun tabanında ağır basan eğılım sistemle çatışmayı tırmandırmak değil, bir an önce, ne yapıp edıp bu" banş, en azından ateşkes sağlamaktı. Çünkü yıllarca uğraşıp sonunda lıder- leri Erbakan'ı başbakan yapmış, ama bunun faturasıru çok ağır ödemışlerdi, hatta ödemeye devam edıyorlardı. Daha fazla kavgaya ne mecallen, ne şevkleri Sosyal demokrasinin krizinden en çok Refah Partisi yararlandı Sabrm sonu selamet12 Eylül askeri yönetiminin siya- si partilere izin vermesinin ardından avukat AB Türkmen'in başkanhğın- dakı 33 kişi, 19 Temmuz 1983 'te Re- fah Partisi'ni (RP) kurdu. Fakat se- çimlere üç partiden (Anavatan Par- tisi, Miltiyetçi Demokrasi Partisi ve Halkçı Parti) fazlasının katılmasını istemeyen cunta, bu kuruculardan 27'sini veto etti. Saptanan yeni kuru- culardan da veto yiyenler olduve so- nuçta RP. seçimlere katılma hakkını elde edemedi. Liderliğine AhmetTekdaTra geç- tiği RP, baskıcı bir ortamda "Milfi Görüş*, "MflHŞuur" gibi sloganla- n dile gerirerek. MNP-MSP gelene- ğinindevamı oldugunu örtûlübir şe- kilde dile getirmeye çalıştı. Ancak MSP'nin deneyimli kadrolan yeni partinin başma bir şey gelmemesi için aktif politikaya çekilmedi. bir süre orta ve alt düzey kadrolarla ida- re edildi. 12 Eylül, MSP'nin malvar- lığuıa el koymuş, önde gelen isimle- rine siyaseti yasaklamıştı. Bunlar- dan daha önemlisi, eski MSP'li Içiş- leri Bakanı Korkut Oaeal'm kardeşi ve kendisi de bir dönem MSP'den İzmır Milletvekih ada\ ı olmuş Tur- gotÖzal, "dört eğüinu birieştirerek" kurduğu ANAP'a MSP'den veya ona yakın çevrelerden çok sayıda nite- likli kadro devşirmişti. RP, ilk kez sandık sınavına gırdiği 25 Mart 1984 yerel seçimlennde 778.622 oyla oy oranını yûzde 4.4'te rutabildi. 1987'de yapılan referandu- mun ardından yasaklı durumdan çı- kan MSP'liler resmen yuvaya dön- düler. Erbakan 11 Ekim 1987'de ya- pılan RP 2. Kongresı'nde genel baş- kanhğa seçilirken 25 MKYK üyeü-' ğindenl3'ü,eski MSP'liler tarafın- dan dolduruldu. Fakat ANAP'ın baskın erken ge- nel seçimkaran nedeniyle RP, bu yu- lannı 2.170. 365"e, oy oranını da 9.8'e çıkardı. Konya. Şanlıurfa, Sı- vas, Van ve Kahrarnanmaraş'ta bele- diye başkanhklannı da kazanan RP, nihayetgerçekgücüne ulaşmıştı. Fa- kat bu noktaya gelmede RP örgütü- nün fedakâr ve sabırh çahşmasının oiduğu kadar ANAP'ın, yûzde 21.7'ye düşen oy oranımn da kanıt- ladığı gibi hızla popülerliğini kay- betmesinin de rolü vardı. üyük şehirlerin varoşlarındaki yoksul kesimlere "Adil Düzen" sloganıyla giden, tek tek tüm kapılan çalan RP, hızla kitleselleşti. Buna paralel olarak ANAP iktidarlan döneminde epey mutlu günler geçiren yeni muhafazakâr seçkinler -özellikle de girişimciler- iktidardan daha fazla pay istiyorlardı ve RP de bunun farkındaydı. vaya dönüşlerin meyvesini sandıktan tam olarak devşiremedi. 29 Kasım 1987 genel seçimlerin- de RP, 1.717.425 oy elde etti. Oy yüzdesini de 7.16'ya çıkardı. Bu oy- lar. 10 yıl önceki seçimsistemine gö- re RP'ye 21 milletvekili kazandıra- bilırdi, fakat Ozal'ın demokratikliği hayli tartışmah seçim yasasının ac- zme uğrayan RP, Türkiye genelinde yüzde 10 barajmı aşamadığı için Meclis'e temsilci sokamadı. ANAP için hezimet olan 26 Mart 1989 yerel seçimlennde ise RP oy- Bu arada Mehmet Zahid Kot- ku'nun yerıne iskender Paşa Dergâ- hı'nın başına geçen damadı Prof. Mahmut Esad Coşan RP'den deste- ğini çekti. Tartışmanın temelinde, Erbakan'ın, kendisinden genç şey- hin manevi otoritesini tammaması ve cemaat üyelerinin önceliği parti işlerine vermelerini istemesiydi. 1980'ler, gençlik kesiminde îs- lamcı alamların güclendiği ve buna paralel olarak '"Buişpartiyleolmaz" diyenlerin sayısmın arttığı yülardı. Sosyal demokrasinin krizinden ise en çok RP yararlandı. Büyük şehir- lerin varoşlarındaki yoksul kesimîe- re "Adil Düzen"' sloganıyla giden, tek tek tüm kapılan çalan RP, hızla kitleselleşti. MÇP-JDP Ittifakı Buna paralel olarak ANAP ikti- darlan döneminde epey mutlu gün- lergeçiren yeni muhafazakâr seçkin- ler -özellikle de girişimciler- iktidar- dan daha fazla pay istiyorlardı ve RP de bunun farkındaydı. Ne var ki RP yönetimi işi sağlama bağlamak isti- yordu. Bu nedenle 21 Ekim 1991 er- ken genel seçimlerine Alparslan Tûrkeş lıderhgindeki MÇP ve Ay- kut Edibali liderliğindeki IDP ile it- tifak yapülar. Bu seçimlerden 4.121.355 oyla (yüzde 16.2) çıkan RP. yıllar sonra ilk kez TBMM'de, hem de 62 millet- vekili iletemsil edilme şansını yaka- ladı. Ne var kı, Milli Görüş hareke- tinin belkemiği olan Kürtler, Tür- keş'le işbirliği yaptığı için RP'den soğudu. Bunun sonucunda oylar, belli bölgelerde SHP listesinden se- çimlere girmiş olan HEP'li adaylara aktt. Zaten MÇP ve IDP'li 22 miîlet- vekili de kısa süre sonra RP'den is- tifa edip yuvalanna döndüler. Yarııt: Seçim zaferleri ve 28 şubat sürecl kalmıştı Mutlaka bir uzlaşma yolu bu- lunmalı. ama bu da onur kıncı bir şekıl- de gerçekleşmemelıydı Erdoğan öncelıkle tabandakı dillendı- nlmekten çekınilen bu arayışı ka\xadı Aynca 1990 ortalannda RP'ye yönelıp 1999'da FP'den kaçan kesınileri fazla- sıyla kucaklamak ıçınse "Bunlar seçil- seier bile iktidar olamazlar'" anlaVışını kınnası gerektığını gördü. Yanı hem ha- reketın tabanı ve kadrolannı hem de top- lumun FP'lı olmayan kesunlerinı yanı- na çekmenın yolunun büyük iş çevrele- ri, medya, başta ABD ve AB olmak üze- re dış güçler ile başta ordu olmak üzere üst düzey bürokrası ve yargı ile ıyı ıliş- kilerden geçtığını kabullendı Emekll subaylarla görüşme Tayyip Erdoğan'ın ikı emekli subay- la görüştüğü haben, kendısı tarafından kısmen; bu görüşmelenn maksadınm ordu ile temas olduğu yorumuysa Ge- nelkurmay Başkanlığı tarafından bütü- nüyle yalanlandı. Bu gelışme bile ola- yın ne derece hassas ve önemlı olduğu- nu göstenyor. Ordu ile ıhşkıler bir ke- nara bırakılacak olursa, Erdogan'ın ve- ya onu temsıl eden kışilenn TUSlAD'ın önde gelenleriyle, bazı yüksek bürokrat- larla ve Batılı yetkılılerle doğrudan te- mas ıçınde olduklan bılınıyor. Bır za- manlar Erbakan'la hıçbır şekılde ıletı- şım ıçıne gıremeyen bu çevrelenn Erdo- ğan'la dıyalog içinde olmaktan mem- nun olduklan da ortada. Fakat yenilik- • çılenn ışı hıç de kolay değil, çünkü geç- mişlenyle gelecekleri arasuıda altuı bır denge kurmalan gerekıyor. Yani hem îs- lamcı kalacak, hem globalıst olacaklar. Geleneksel tabanından kopmamak için muhafazakâr; açıldığı yeni sularda yol alabılmek, lıberal görünmek zorunda hıssedecek kendısını. Yenilikçi kanadın lıderlerinden Kay- sen Milletvekih Abdullah Gül, kapat- ma karanndan kısa bır süre önce "Mu- hafazakâr kesimin sistemleolan sonınıı- nu nasıl aşmayıdüşünüyorsunuz" şeklin- dekı sorumuzu şöyle yanıtlamıştı: Ktşkırtmadan eleştirmek "Önce kendinden emin olacaksın, kendini ga>et meşrulaşnracakgn. Yani sö\lemlerink. ilkelerinle rutartı olacak. zaaf taşımayacaksın. Ondan sonra hak- h olduğun verde sonuna kadar arkasın- da duracaksın. Sistemin \ anlışlannı gö- receksin. sistemin yanhşlan karşısında bo>un eğme\eceksin. ama sistenıe de ka- buî ettireceksin \anlışlannı: kabul eder. Mesela bugün bütün siyasi partiler siste- me karşı demokrasi, insan haklan diyor. Ama inandıncı olamryorlar. Sistem senin bütün bu taleplerini boşa çıkartyor. Dü- rüstlük filan dhorsun. 'kendıne bak' di- yor. Bu zaaflardan kurtulmuş bir siyasi hareket olsa, dürüstlüğünü, demokratiı- ğını kabul ettirmiş bir hareket, sistemin haksızhklan karşısında, istismar ederek, kıskırtarak değiL ama düzeltme amacry- la eleştirebüir. Bu sadece FP'nin sorunu değil, Türkiye'de SİJBSİ partikrin başan- sızhğuun, siyasetin alanını dolduranıa- malannın temel nedenL" Gül'ün "kışkırtmadan elestirme" önermesı, .\na>asa Mahkemesı'nın FP'yı kapatma karanyla tekzıp edildi. Hem Istanbul Milletvekih Nazb Oıcak, hem Tokat Mıllerv ekılı Bekir Sobacı ye- nilikçi kanatın ön saflannda yer alıyor- lardı. Zaten 28 Şubat sürecinde Erba- kan'a dırenme telkin edenlerden bıri de Abdullah Gül'dü. Merve Ka\akçının TBMM'dekı basın toplantısında yanın- da Abdüllatif Şener vardı Bütün bun- lar, yenılıkçılerin, tslamcı tabanı sistem- le banştırma ıddıalanna gölge dûşürdü. Yarın: Celenekçller yenilenecek ml? DUZYAZI ORHAN BÎRGtT Samur Kürkçüler... Anayasa Mahkemesı'nin FP için verdiği karann gerekçesi henüz ortada yok. Her marıkeme önce- likle karannı verir; daha sonra kendisinı o karan al- mayayönelten nedenlerin hukuksal dayanağı olan gerekçesini açıklar. Bu gerekçeli kararı beklemeden, Yüksek Mah- keme'ye yöneltilen hücumların çoğunun altında, isimlerinin başında anayasa hukuku profesörü gi- bi sıfatlan bulunanların olması, biraz yadırgatıcı ol- muyor mu? Bu "bilim adamlan" ve onlann yanı sıra bir ül- kede partileri sadece seçmenin cezalandırması görüşünü savunarak Batı'nın kurumsallaşmış ge- leneklerine dayananlar, elbette bir şeyi unutuyor- lar. Unuttukları Batı demokrasilerinde radikal dini söylemlerin, devleti yönetme iddiası ile ortaya çı- kan partilerce benimsenmediğidir. Ylne aynı bi- çimde bölücülüğu savunan siyasal görüşlere de, ülkenin yönetiminin emanet edilmesine hiçbırza- man yeşil ışıkyakılmayacağı gerçeğidir. Bızim anayasamız, elbette yaşadığımız çağa, hele yaşamak istediğımiz gelecege uymayan hü- kümler taşımaktadır. 1961 Anayasası'nı koruma bılinci içinde olsaydık, bugün uygarlıkta elbette çok daha ileride bulunacaktık. Ama şimdi kendi- leri gibi düşünmeyenlerı militan demokrasi yanlı- sı olarak ya da Jakobencılıkte suçlayanlar önce 1972'de, daha sonra 1980'de hem tepeden inme- ciliğin hem tek düze düşünmenin sokaklardaki elebaşılanydılar. 12 Eylül Anayasası'na davetiye çıkartanlar, o- muz verenler de onlardı. • • • Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, önceki gun bu çevrelerın ve özellikle eski FP yö- neticilerinin yönertiği sıtem kampanyasından bu- nalmış olmalı ki, yürürlukteki iki yasayı, Anayasa ve Siyasal Partiler Kanunu'nu değiştirmesi gere- ken organın pariamento oldugunu söyledi. Bunu söylerken de. hıçbır Batı demokrasısinde özellik- le dinsel söylemlere dayanan radikal görüşlere ye- şil ışık yakılmayacağını anlatmaya'çalıştı. Kapatma karannı, mukadder yol ayrımını hız- landıracak bir etmen olarak görduğü için de Re- cai Kutan önceki gun TBMM'de yaptığı gündem dışı konuşma ile anayasa degişikliğıni askıya al- maktan ötürü iktidan suçladı ve Türkiye'de de- mokrasinin olmadığını, bir demokrasi oyunu oy- nandığını söyledi. Demokrasimizin var olan eksiklikleri ve çoğu göstermelik hükümlerinın bulunduğu elbette doğ- rudur. Ama bir demokrasi oyunu oynanıyorsa, o oyunun bir bölümünü özellikle Erbakan kafasının sergilemekte olduğu, daha da doğru olan bir olgu değil midir? Dünyanın hangı parlamentosuna, illa tesettürü siyasal bayrak yapmış bir hanımı, o kılığı ile oturt- maya "buyurun" denilmektedir? Merve olayına göz yumulmuş olsaydı, ilk genel seçimlerde çar- şaflı adaylann milletvekili olarak gireceği TBMM'de bir de harem-selamlık kurulmuş olacaktı. Onu ken- di toplantılarınızda yaparak aradığınız siyasal do- yuma ulaşmanıza kimse bır şey söylemiyor. Ama ya spor salonlanndakı gösterıleri ülkenin parla- mentosuna taşıma arzusunun adını "Gelenekçilik" olarak sürdürmeye?.. • • • Başbakan Ecevit, dünkü Hümyet'te Muharrem Sankaya'ya, anayasa değişikliğinin gecikmesin- den iktidar çoğunluğunun değil, FP'de kendileri- ne "Yenilikçi" adını veren aynlıkçılann sorumlu ol- dugunu söylüyor. Kaç kez anayasa değişikliği için partiler arasında mutabakat sağlanmaya çalışıldı- ğı halde, FP'nin bu asiler grubunun yan çizdiğini anımsatıyor. Kapatıian FP'nin yöneticılerı de onlara rejisörlük yapan Erbakan da, aynlık vaktinin gelip çatması kaçınılmaz oldukça, şımdi bölünmeyi önlemek için çeşitli alternatifler sunuyorlar. Yeni ve tek oluşum için bastınyortar. Bu silah geri tepecek ve bölünmenin aylarca önce fıilen gerçekleştiği, son Anayasa Mahkeme- si karannın ise geçimsiz çiftlerin boşanması için bir tür bahane ilamı olduğu gorülecektır. Faks: 0212-6770762 E-mail:obirgit '< e-kolay net. Yargıtay cezayı onayladı Cüppeli Ahmet Hoca 3 yıl hapis yatacak ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Yargıtav 8. Cezsa Daıresı. kamu- oyunda "Cüppeli Ahmet Hoca" olarak bilınen Ah- met Mahmut Cnlü'nün 3 yıl hapıs cezasmı onadı Yargıtay, dini gereklere uygun yaşamayıp çağın gereklenne uygun ya- şamlarını sürdürenlenn cezalandınlması gerektı- ğinı söylemenın "halkı açıkça kin ve düşnıanlığa tahrik etmeksuçu" oldu- ğu görüşüne vardı. Yargıtay 8. Ceza Da- iresi, Ünlü'nün tstanbul 2 NoTu DGM tarafın- dan Türk Ceza Yasa- sı'nın "Halkı, sınıf, ırk, din. mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik" suçunu düzenle- yen 3122. maddesinden verilen cezanın temyız ıstemmı sonuçlandıra- rak, cezayı oybirlığıyle onadı. Kararda, Cüppeh ,\h- met Hoca'nın 17 Ağus- tos 1999'da yaşanan ve bınlerce yurttaşın yaşa- mını yitırdiği depreme ılışkın konuşmalannda, felakete uğrayanlann "dini gereklere uygun" bıçımde yaşamayan, zi- na, fuhuş ve tefecilik ya- pan, haksız kazanç elde eden ınsanlar olduklan- nı. bu nedenle felakate uğradıklannı ıddıa ettiği anımsatıldı. Kararda şöyle denıldi: "Böyiece ülke genelinde sosyal ve ekonomik ya- şamlannı çağuı gerekle- rine uygun olarak sür- düren insanlan, cezalan- dınlması gereken kimse- ler olarak nitele>ip, so- nuçta halkı din farknuğı gözeterek açıkça kin ve düşmanlığa tahrik ettiği anlaşümış. kastının yo- ğunluğu, konuşmalann kanıuoyunda u> andırdı- ğı tepki gözönüne ahndV ğuıda ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşılmasın- da bir isabetsizUk görül- memiştir.''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle