Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 2001 PAZAR
10 PAZAR YAZELARI
Amelie Poulain striptizci Loana'ya karşıKendi aralannda "dküşmeyi" pek sever
Fransızlar. "Didişmenin" bireyleri olduğu
kadar toplumlan da yıprattığı söylense bile
Fransa her ne hikmetse bir biçimde kazançh
çıkar. Her "didişmeden" ders almayı (kendileri
her seferinde itiraf etmeseler bile) bilmeleri
kuşkusuz bir ayncahktır. Çoğu zaman kendi
aralannda dahi savaşır gibi kapışırlar. Hatta
"sokaktaki adanuT sorarsanız, "kamuoyunun
yüzde 50'si hep öteld yüzde 5O'ye karşuur".
"Derin Fransa" kendini zaten hep
bölünmüş (!) addeder. Iş karara geldi mi
"Anglosakson uzlaşmadan" ziyade "Latin
saygının" ağırlığı kendini göstenr ve
olabildiğince demokratik bir biçimde yüzde
49.9 diğer yüzde 50.l'e boyun eğer(!). Bir
sonraki rauntta yeniden hesaplaşıncaya kadar...
"Liberal küresdleşmenin" dayanılmaz
"hafiffiğT şimdilik her ne kadar "Bağunsız
Cumhuriyet" bayrağını gönderde yanya
indirememiş olsa da, bir aydır Fransa'yı saran
bir "röntgencilik salgmı" üike sakinlennın
ezicı çoğunluğunu yanına çekmiş durumda.
Hani şu "Kültürde Fransız İstisnasT (kaba
özetle Mac Donalds ve Hollyvvood
egemenliğine 'Hayır') efsanesi var ya,
neredeyse suya düşmek üzere. Niçin mi
diyeceksiniz? "Big Brother" sayesinde...!
Görmeyi veya duymayı reddetmiş olsanız bile
kendinize rağmen bildiğiniz Biri Bizi
Gözetliyor'un (BBG) Fransız yorumu "Loft
Story" (Ne yaman Fransızca ama değil mi?)
26 Nisan'dan beri TV ekranlanmıza avdet etti.
Bir yıl önce tüm özel kanallann aralannda
yaptığı bir "centilmenlik anlaşmasT, pazar
ekonomisinin dayanılmaz cazibesınde
eriyince, yıllardır reklamlannı "her daim
yüksden, yûkselen küçük kanal" diye yapan
M6 (6. Kanal) Loft Story ile aradan fırlayıp
"devlerin arenasına" sıçradı. 5'i kadın, 5'i
erkek 10 katılımcıyla, 50 ayn kamera eşliğinde
225 m2'lik bir lüks mekânda, Loft'ta başlayan
"Apartman Dairesi Hikâyesi - Loft Story",
içinde yaşanan toplumun "prototipi/aynası"
olmak iddiasındaki senaryosuz bir hikâyeyi
canlandınyor. Program M6'ya ait kablolu bir
kanalda 24 üzerinden 23 saat naklen
yayımlanıyor. Kanal birkaç günde abone
PARIS
UĞUR
HÜKÜM
sayısını 100 bine
çıkartmış. Ulusal
düzeyde yayın yapan
M6'nın ise her
akşam 19'daki yanm
saatlik görüntülü
özetleri ve perşembe
günleri 20.45'te
başlayan 3 saatlik
özel programı Fransa'nın "medya izleyici
potansiyeti"nin yüzde 43'ünü kafakola
alıverdi. 15-24 yaş grubunun yüzde 94'ünün
izlediği ılen sürülen 10 kişilik "kobay
kadronun" serüvenleri "Loft sakinlerinin"
bırer ikişer elenmeleriyle renkleniyor. Bizzat
seyircilerin "Alo" telefon hatlanyla (haftada
ortalama 3.4 milyon telefon) eledikleri kobay
kahramanlar, izleyiciye güzel ve iyi
görünebilmek için her türlü ikiyüzlülüğü,
üçkâğıdı yapmak zorundalar. Bu arada tabii ki
tek başına dağıtıldığı bakkallarda kendini
"ekmek" gibi nimetten gören bir Türkiye
gazetesi, Loft Story'yi aklı sıra hem Fransa'yı
yermiş olmak için, hem de dünya aktüalitesıni
ne denlı apış arasından izledıklerini
kanıtlamak için Fransız BBG'sınde "Rezaletin
bini bir para. İçld ve sigara \e marihuana gırla.
Vakit geçinnek için canı sıküan seks yapıyor. En
hoşgöriilü izleyid bfle arnk çileden çıkıyor,
kızgın gnıpiar TV' binasının önünde protesto
gösterileri yapryor", diye bire bin katarak
yazıyor. Ve de dehşet açıklamalannı duşlarda
buzlu camlar ardından alınmış çıplak kadın
fotoğraflanyla süslüyor(!). Söz konusu kobay
kahraman, başımıza yıldız kesilen, sahte
sanşın ve seksapeliyle Fransız buhar basınmı
da yakından ilgilendiren Loana hakkında
geçen hafta "ifşaatlarda" bulunuldu.
Loana'nın verilen ilk bilgılerin aksine saf bir
kenar mahalle güzeli olmayıp, 3. sınıf birgece
kulübü "striptizcisi" olduğu anlaşılnuş. Şimdi
Fransa bir kez daha bölünmüş oldu. Bir yanda
"Striptizci Loana'nın Fransasr ile
röntgencilik mı, karşı tarafta "Amelie
Pbulain'in Fransası" ile Polyannacılık mı?
Farkındasmız veya değilsıniz, sevgili
Cumhuriyet okurlan! Bilin kı Türkiye'nın en
ayncalıklı gazete okurlan arasında
Göteborg'da
gerçek doruk
sokaktaydı
Avrupa Birliği'nin
Göteborg Doruğu'nda
polısin sıktığı üç kurşun
her şeyi değıştirdi. Kımı
yazdı. 1939'danberi
polıs ilk kez
göstericilere ateş ediyor
diye. Öyle ya, bu ülkede
son 5 yılda polis
kurşunuyla öldürülen 11
zanlı, dünya medyasının
kameralan önünde
öldürülmemişti, şöyle
kenarda köşede,
otoparkta, apartman
merdivenlerinde
filan. Göteborg'da
vurulan 19 yaşındaki
genç komada.
Sayıca çok az kalan
polislere kaldınm
taşlanyla saldıran ve
çoğu uluslararası bela
olarak tanımlanan
maskeli ve kara giysili
gençler, bir polisi
yaralayınca. onun üç
arkadaşından biri veya
ikisi, en saldırgan
gence ateş açtı.Önceden
ikaz ateşi açmalan
gerekirdi ama, bunu
o durumda, o anda
olan kişilerin düşünmesi
belki de güçtü. Gence
isabet eden kurşun,
hedefini bulmasaydı,
arkada olaylan dehşet
içinde izleyen bir
başkasını kurban
edebilirdi. Isveç ve
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
dünya basını, polis
şeflerine ve en yakın
bakan durumundaki
adalet bakamna
veryansın etti. Öyle ya.
dört ülkenin
delegasyonu, bir gece
önce Başkan Bush'un
güven içinde kaldığı
otelde güvenlik
nedeniyle kalamıyor ve
başka bir otele transfer
ediliyordu. AB
liderlerinin görkemli
yemeği. mönüsü aynı da
olsa. ünlü bir
restorandan ahnıp
doruğun yapıldığı fuar
binasına taşınıyordu.
Yani, Dönem Başkanı
Isveç, "200-300
uluslararası kavgacıya"
karşı konuklannı
koruyamıyordu.
Adalet Bakanı Thomas
Bodström, "Polis
durumu kontrol altında
tutuyor" dediği zaman
televizyonlar. taş atarak
koşan kitlenin önünde
10-15 atlı polisinnasıl
"dıgıdıkdıgıdık"
kaçtığını gösteriyordu.
*Su sıkan panzeriniz yok
mu?" diye soruyor bir
yabancı gazeteci.
Konuştuğu polis şefinin
yanıtı traji- komik: "Var
ama 1968'den beri
kullanılmadığı için Poüs
Müzesi'nde." Üstelık
ekliyor da: "İçinde hâlâ
18büı500litresuvar!"
Bu işin bir yanı, yani
lsveç pohsinin önceden
hem kendi yaptığı
araştırmalara, hem de
gelen uyanlara karşın
yeterli bir hazırlık
yapmamış olması.
(Yabancı gazeteciler
olaylar sürerken, Içişleri
Bakanı yok denilince, ya
Adalet Bakanı, diye ısrar
ediyorlardı. Bakanda
yürütmeye eikoyma
yetkisi yok, denilince
daha şaşınyorlardı. Aksi
halde bakan. "tepeden
inme yönetimle"
suçlanabilirdi.)
Doruk'ta. biri 15, öteki
25 bin kadar banşçı
katılımcı toplayan AB
karşıtı iki büyük yürüyüş
oldu. Izinli ve polisle
aynntılan tartışılan bu
yürüyüşlerde verilen
mesajlar, maskeli
marjinal güruhun attığı
taşlar, devirdiği
otomobiller ve kırdığı
vitrinlerin arkasında
kaldı. Üstelik bu olaysız
yürüyüşlere katılan
gençlerin bir kısmı, o
korkunç geceden önce,
polis terörüne hedef
olmuşlardı. Gereksiz
yere ıslak çimenlere
yüzükoyun yatınlmışlar,
başını kaldıran herkes
coplardan paymı almıştı.
Her iki yürüyüşte de,
"AB'ye hayır", "AB'nin
askerileşmesine hayır",
"Kahrolsun küreseUik"
diye sloganlannı
atmışlar. taşkınlara
katılmamışlardı. Isveç
AB'ye halk oylaması
sonucu, evet dedi. Ama
sonra yapılan kamuoyu
yoklamalannda halkın
çoğunluğunun karşı
görüşte olduğu
gözüküyor. O zaman,
şiddet yoluyla devrim
yapmayı uman marjinal
grubu bır kenara
bırakırsak, sayılan 20-
30 bini bulan, sırt
çantalı,
burnu, kaşı halkalı,
üç beş kuruş öğrenci
bursuyla bu kente gelen
gençlerin arasında
neden yetişkinler yoktu?
Neden küreselleşme
dolanına karşı
duyduklan tiksintiyi
çocuklanyla birlikte
haykırmadılar? Neden
bir kez daha. genciyle
yaşlısıyla halkın sesini
haykırmak gençlere
kaldı? Günahıyla,
sevabıyla sokaklan,
parklan dolduran
gençlere?..
Yanlışlanyla,
doğrulanyla?.. Yeni
Dünya Düzeni, eski
sorunlara gebe...
Tren
nehire
uçtu
Hindistan'ın Kerala
eyaletinde, önceki gün
bir yolcu treninin 6
vagonunun raydan
çıkması ve vagonlardan
3'ünün nehrc uçması
sonucu en az 59 kişi
öldü. Kazada 83'ü ağır
250 yolcu da yaralandı.
Sulara gömülen
vagonlarda
kurtarma çakşmalannı
sürdûren ekipler,
sağ kalan olmadığuıı
belirttiler. Trenin
6 vagonu, önceki gece
120 yıllık köprünün
çökmesi sonucu raydan
çıkmış. 3 vagon da
sulara gömülmüştü.
(REUTERS)
bulunuyorsunuz. Zira sizler Amelie Poulain'in
kısa bir portresiyle geçen pazar günü
gazetenizin kültür sayfasında tanıştınız.
Umanz kısa bir süre sonra Umut Sanat
şirketinin Türkiye dağıtımı için satın aldıgı
Ameüe Poulain'in Efsanevi Kaderi adlı filmi
görürsünüz de, yaşamanın hâlâ çok güzel
şeyler ifade edebileceği, dünyanın bir
anlamının olduğu inancı doğrultusunda
yaptığımız "iflah obnaz iyimserlik"
propagandasını ve bu filmin ön reklamını
üstlenmek gibi bir densizliği bağışlarsınız.
Evet şu sıralar Fransa bir kez daha ikiye
bölünmüş durumda. Bir yanda uyanık
Hollandalı John de MoU'un dünyada sürümünü
yaptığı George OrvveU'ın "Big Brother'ını yaya
bıraktıracak, Fransız versıyonu "Striptizci
Loanah Loft Story" olan BBG
prodüksiyonlan. Öte yanda fare deliğinde veya
otomat makinelerinde bulduğu fotoğraf ve
nesnelerin ışığında çevresine "onanlmaz bir
tutkuyla muthıhık dağıtmaya çalışan genç bir
'Cafe'ci garson laz, Amelie'nin" hikâyesi.
"Deücatessen" (Türkiyedeki adıyla Şarküteri)
adlı enfes filmin iki
yönetmeninden, Jean- Pierre
Jeunet'in olağan ötesi bır
duyarhhk ve mizahla yansıtmaya
çahştığı belki de günümüz
dünyasına bir meydan okuma;
geçmişte kaldığı sanılan evrensel
bazı değerlerin savunusu.
Beyazperdede rekora koşan filmi
şu ana kadar Fransa'da görenlerin
sayısı 5 milyona ulaştı. TV'de bir
gecede 15 milyonu toplayanla
kuşkusuz karşılaştınlamaz. Hatta,
Amelie Poulain'i seyreden gençler
arasında belki bır çoğu Loft Story'ı
de heyecanla izliyor olabilir. Hatta
bir kısmı sinema salonundan
çıktıktan sonra heyecanından
"Amelie PresidentyAmelie Devlet
Başkanı" diye bağıranlar arasında
bile yer alabılır, ama telefonla Loft
Story'de adam da eleyebilır...
Bakalım Fransa bu "didişmeden"
de ders almasını bılebılecek mı?
Sonuçta bır kez daha Striptizci
Loana'm McDonald'lı.
Hollywood'lu dünyası mı galebe
çalacak, yoksa Amelie Poulain'in
"İdeal" insanı bır nebze olsun
geleceğe "pembe umutlar"
taşıyabilecek mi?
Ve şimdi de sıra Cenova ve BrüksePde!Nice'te de benzeri gösteriler
yaşanmıştı. AB'nin Isveç'in
Göteborg kentinde düzenlenen iki
günlük doruk toplantısına da
gösteriler ve şiddet olaylan
damgasını vurdu. Protestolar 20-
22 Temmuz'da Cenova'da G-8
Doruğu'nu düzenleyecek
Italyanlarda panığe yol açtı. Aynı
kaygılar nedeniyle 1 Temmuz'da
Dönem Başkanhğı'na hazırlanan
Belçika'dan dönem başkanlığı
sırasında toplantılann yapılacağı
Brüksel, Liege ve Gent
şehirlerinin polisleri ve Federal
Içişleri Bakanlığı kriz masası
elemanlan doruk sırasında
Göteborg'daydı. Polis Göteborg'da
ki eylemlerin Cenove ve
Brüksel'de gerçekleştirilecek olan
daha şiddetli gösterilere bir tür
hazırlık olduğundan şüpheleniyor.
Özellikle 14-15 Aralık'ta
Brüksel'de gerçekleştirilecek olan
doruğun dünyanın dört bir
yanından Brüksel'e gelecek
küreselleşme karşıtlannın
da katılacak olması nedeniyle
riskli bir toplantı olduğu
düşünülüyor. Şiddet olaylannın
toplantının yapılacağı Brüksel'deki
Laken Sarayı çevresıyle sınırlı
kalması umuluyor. Poüs bir buçuk
yıldır üzerinde çahştığı güvenlik
planını sonuçlandırmak üzere.
Ancak aralıkta tüm Avrupa'nın
Belçika'ya taşınmasından
korkuluyor. Daha zaman olduğunu
düşünen polis, Göteborg'dan
dönen meslektaşlannın verdikleri
bilgiler ışığında güvenlik planını
daha da geliştirmeye başladı.
Eylemciler de hazırlık yapıyor.
Göteborg'a antrenman yapmaya
giden Belçikalı aşın sol
gruplardan birinin sözcüsü
medyaya "Gent (19 Ekim),
Brüksel (24-25 EylüL 6 Kasım. 12
Kasun ve 14-15 Arahk) ve Liege'de
(7 Temmuz ve 22-23 Eylül) AB
üderferini yanuz
bırakmayacaklannT haykınyordu.
Başbakan Guy Verhofstadt
göstericılen uyararak "Belçika'da
poüsin sert müdahale edeceğnû,
göstericileri durdurma konusunda
deneyimli olduklaruu, bunu da
Euro 2000 Avrupa Futbol
ŞampiyonasTnda kanıtladıklannı"
söyledi. Ancak fanatik
holiganlarla "tnternet, cep telefonu
vb. modern iletişim araçlaruıdan
yararianan ve bilinçli gösteri
teknikleri kullanan" ve
kamuoyunun sempati duyduğu
siyasi amaçlı eylemcileri aynı
kefeye koymakla hata yaptığının
henüz ayırdında olmayan
Başbakan, "Gösteri olabileceğini.
BRÜKSEL
ERDtNÇ
UTKU
ancak Göteborg'da yaşanan şiddet
eylemlerinin siyasi eylem olarak
göz yumulmasııun olanaksız
olduğunu" belırttı. Isveç
polisinden daha sert müdahale
edılebileceğini ise benim aklım
henüz almadı. Zaten
Göteborg'daki gibi şıddete karşı
olduklannı belirten kapitalizm
karşıtı bağımsız medya
Indymedia'dan medya eylemcişi
Han Soete, "Polisin, hakü
eylemlerini şiddet olaylan gibi
algılanmasını sağlamak amacıyla
özellikle şiddcti kışlarttığını"
söylüyor. Bır Belçikalı Göteborg
eylemcisı Karl Debbaut, "Taşh
saldınya geçen ilk tarafin sivil tsveç
polisleri olduğunu" belırtıyor.
Belçıka ıçın güvenlik sadece
Dönem Başkanlığı'yla sınırlı
değıl. Kendinden emin Verhofstadt
Nice'te yapılan bir önceki AB
doruğunda "Tüm AB doruklannın
Brüksel'de yapdmasını" önermişti.
Gelecek yılın ilk döneminde AB
Dönem Başkanı olacak olan
Ispanya'daki toplantılardan sonra
gelecektekı tüm doruklar
Brüksel'de yapılacak. AB
doruklannın küreselleşme
karşıtlannca keşfedilmesinden
sonra Verhofstadt öneriyi
yaptığına bin pişman olmuştur.
Doruğun güvenliğiyle ilgilenen
Almanya ve Fransa işbirliği
önerdi. Almanya şiddet kullanması
olası göstericilerin Belçika'ya
sokulmamasını öneriyor. Brüksel
Belediye Başkanı Ffceddy
Thielemans kent dışında ve
denetimi kolay olması nedeniyle
doruğun Heizel'de yapılmasını
istedi. George Bush'lu NATO
doruğunu kazasız belasız atlatan
Belçıka'nın AB doruğunu da
yüzünün akıyla gerçekleştirmesi
olası. Brüksel'de neredeyse
protestosuz gün geçmıyor. Polis
göz yaşartıcı bomba ve tazyikli su
konusunda uzman. Ateş açan
Göteborg polisi gıbı deneyimsiz
değil. Ancak olaylı bir doruk
sonrası tutuklanacak eylemcileri
yargılayacak olan Brüksel Adliyesi
kadrolannın sadece yüzde 70'i
dolu ve yargılama süreci oldukça
karmaşık ve uzun. Brüksel'deki
savcı ve yargıçlarda iki dil
(Fransızca, Flamanca ve
Almanca'dan ikisi) bilme
zorunluluğu aranması nedeniyle
kadrolar doldurulamıyor.
Komisyonun 2. dil sınavlannı
basitleştirme önerisini Adalet
Bakanı, adaleti hızlandırma
önerisiyle birlikte hükümet
gündemine aldırmaya çalışacağını
söyledi. Belçika yargıyı da
eylemcilere karşı caydıncı bir
unsur olarak kullanmayı
düşünüyor.
Şaşırtıcı, gizem dolu ve güzel Mısır...
Aynlışımdan bu yana geçen 2.5 yıl içinde
Türkiye'dekine oldukça benzer değişimler
geçirmiş Mısır. Özelleştirme. Mısır'da da
moda. Pahalılık ciddi bir sorun ve Mısır
Lirası, ABD Dolan karşısında eriyor. Ancak
Kahire kent merkezini Heliopolis ve Nasr
City'ye bağlayan üst arterler ile Kahire
metrosunu Nil'in altından batı yakasına
bağlayan bölüm tamamlanmış. Bunlar
pahalı projeler. Bu kadar kısa sürede
tamamlanmış olmalan insanı şaşırtıyor.
Özelleştirmenin sonuçlan ise her yerde aynı.
tçki sektöründe gözlenen, bira ve şaraplann
ambalajlannın değiştiği ve fiyatlannın da
arttığı. Pahalılık kendini en çok marketlerde
belli ediyor. Sanayi ürünlerinde de ciddi fiyat
artışlan var. Ancak, temel gıdalarda pek
fıyat artışlan olmuyor. Kiralar da öyle.
Normal bir apartman dairesi ya da villa
katına ayda birkaç dolar kira ödendiğine bile
tanık olunabılır. Mısır Lirası 2.5 yıl öncekine
göre Dolar karşısında yüzde 15 değer
yitirmiş. Mısır'da da bir ekonomik kriz
yaşanıyor; birçok fabrika kapanıyor ya da
yok pahasına el değiştiriyor. Yabancı
yatınmcılann Mısır sanayiinin gözbebeği
teşvikli bölgelere yöneldiği belirtiliyor.
KAHİRE
Darbeyi küçük ve orta ölçekli sanayicilerin
yediği, "hükümette kulağı bulunan" büyük
yatınmcılann memnun olduklan söyleniyor.
Kahıreliler ise günlük politikalara boğulmuş
durumdalar. Şimdilerde feminist Naval Al
Saadavi'nın başı mahkemelerle dertte.
Saada\i, El Midane dergisinde erkeklerin
miras haklan ile kadınlann örtünmelerine
ilişkin birçok dini
kuralı eleştırmiş ve
"Müslüman
kadınlann
başlanm
kapatmalanna
dair dini bir
^ ^ ^ ^ ^ _ _ ^ ^ _ ^ ^ ^ _ zorunluluk
bulunmadığmı"
belırtmiştı Bunun üzerine Mısır Müftüsü
Şeyh Nasr Ferid Vassd'ın fetvasmı da
arkasına alan hükümetin girişimiyle Saadavi
aleyhine dava açıldı. 15 ay önce Islami aile
hukukunda yapılan köklü değişikliklerden
boşanma amacıyla Hıristiyan kadınlann da
yararlanmak istemeleri ise bir başka gündem
konusu. Bu amaçla açılan davalarda
Hıristiyan kadınlar yeni düzenleme ile
Müslüman kadınlar için kabul edilen
TAHStN
USLUOĞLU
boşanma kolaylığını (!) kendilerine de
tanınmasını istiyorlar. Buna göre, erkeklerin
istedikleri zaman evlilik anlaşmasını tek
taraflı olarak bozabilme ayncalıklan
ekonomik haklanndan feragat etmek
koşuluyla kadınlara da tanuııyordu. Bu
hakkın elde edilişinin, Müslüman ya da •
Hıristiyan, kadınlara neler sağlayacağı
bilinmez. ama dinler arası uyuma güzel bir
ömek oluşturacağından kuşku yok. Kipti
olarak bilinen Hıristiyanlar nüfusun 5'te l'i.
Ancak, Mısırlı kimlikleri dinsel kimliklerine
oranla daha ağır basıyor. G-l 7, Mısırlılann
parlamentodaki Müslüman kardeşler üyesi
17 milletvekili için kullandıklan bir deyim.
Bu 17 kışı geçen yılki seçımlerde ıktidardaki
Ulusal Demokratik Parti'ye karşı önemli bir
sürpnzı gerçekleştirerek seçildiler.
Muhalefet yaparak meclisin çahşmasını
engellemeye çabalıyorlar. Gazeteler
geçenlerde olaylı bir oturumun ardından
başkan Fathi Surour'un "Buraya demokrasi
yoluyla geldiniz, ama demokrashi tahrip
ediyorsunuz. Buna izin verme>eceğim"
dediğini yazdı. Devlet Güvenlik Birimi Şefi
General Fuad Allam ise bunlann
amaçladıklan tslamcı Hizbullah partisinin
kuruluşuna izin verildiğı takdirde Kıptilerin
de bir Hıristiyan Partisi kurmak
isteyebileceklerinı belırterek iki ana dini
cemaat arasında güçlükle sağlanmış olan
uyumun bir kaosa dönüşebileceği uyansında
bulundu. Mısır'a gidecekler, Dahshur
piramitlerini mutlaka görmeliler. Dahshur,
Giza piramitlerinin 40 km. güneyinde bir
köy. Hemen yakınında Memphis kentinin
kalıntılan bulunuyor. Dahshur'daki iki
piramitten biri olan Kızıl Piramit'in ilk
bakışta diğer piramitlerden farkı yok. Ama
doğu yönünde biraz açılarak akşam
beklendiğinde güneşi arkasına alan dev
yapının kızardığı görülebiliyor. Iç düzeni de
farklı. Piramitlerin merkezinde firavunun
ölüsünü banndıran tek oda varken burada iç
içe iki büyük odadan geçılerek, 10 metre
yükseklikteki lahit odasına ulaşılıyor. Diğer
piramit ise en az tahrip olanlardan biri.
Giza'daki Kefren piramidinin yalnızca
tepesinde kalan düzgün yüzey kaplaması
neredeyse tümüyle duruyor. Şaşmamak elde
değil. Ama Mısır her zaman şaşırtıcı, güzel
ve gizemli. Mısır'ın anası Kahire de öyle.
Tıpkı îstanbul gibi yarattığı tutku ile insanı
kendine bağlayan dünya kentlerinden biri.