17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIZI RESTORAN GÖZDOYURAN TURHAN SELÇUK DURUST TABİA1LI İSTANBUL EFENDISİ ABDÜLCAHfiAZ IN HARÎKüLÂDE I1ACERALABI EIS1M 1EKMİLİ BİRDEN PAHA GrüçLil BİK. Jİt I3u M E M - KErrı HALİ ?.. CbKUZU Hlç MEMEk, >ÜKE<£K Eltübü köyüneyapüğtmızziyaretteKafkasya'nın gelenekselmisafirseveriiğine tatuk olduk Yukan Çegem'deyolculuk , GÜRCİSTAN Balkar *" IJJJiesînde \ ATAOL BEHRAMOĞLU 7 ukan Çegem'le Gürcistan sınınnda Tihtengen Dağı var. Yolumuzun yaklaşık olarak yansında, yolun iki dev kaya kütlesi arasından geçtiği bir yerde mola verdik. Buraya 'Çegem Çuçkurlan' deniyor. 'Çuçkur' Balkar dilinde 'şelale' demek. Gidiş yönümüze doğru solumuzdaki dev kaya kütlesinden akan dağ sulan bir şelale oluşturuyor. 4 Nisan Çarşamba sabahı, Gür- cistan sınınna, "Yukan Çegem"e hareket ettık. Kaysuı Kuliyev'in doğduğu Eltübü köyünü ziyaret edeceğiz. Yollar bozuk, çamurlu. Bizim köy yollannda olduğu gibi yol boyunca her türden evcil hayvan görülüyor. Evler tek katlı ve villa ti- pinde. Bu küçük, kırsal yerleşim yerlerinde rastladığımız bütün ka- dınlar, özgür, modern giyim kuşam- lanyla bizler içın alışılmadık bir gö- rüntü oluşturuyor... Terek Nehri'nden doğup Hazer Denizi'ne dökülen Çegem Irmağı boyunca uzanan yol giderek yükse- liyor. Bu yolun sonunda. Yukan Çe- gem'le Gürcistan sınınnda Tihten- gen Dağı var. Yolumuzun yaklaşık olarak yansında, yolun iki dev ka- ya kütlesi arasından geçtiği bir yer- de mola verdik. Çegem çuçkurlan Buraya "Çegem Çuçkurlan" de- niyor. "Çuçkur" Balkar dilinde "şe- lale" demek. Gidiş yönümüze doğ- ru solumuzdaki dev kaya kütlesin- den akan dağ sulan bir şelale oluş- turuyor. Onun tam karşısında. gidiş yönümüze doğru sağımızdaki dev kaya kütlesinin yolla kesiştiği yer- deki mağaramsı girintide sofra ku- ruldu... Ve diyebilirim ki, başlıca su- numlan "hıçuı" (bir çeşit gözleme), Kabardin-Balkar Cumhuriyeri'nde gördüğümüz ilgi büyüktü. Haritada bir nokta olarak görülebilen ülkede unutamayacağunız dostluklar kazandık. şaşlık, votka ve ayran olan bu sof- ralar. Kabardin-Balkar ülkesinde kalacağımız günler boyunca bir da- ha hiç kalkmadı... Kaymakam yardımcısının hoş- geldıniz konuşmasını izlerken yine sanki Orhun Yazıtlan'nın Türkçesı- ni dinlemiş gibi oluyoruz... Bu yolculukta Balkar edebiyatı- nın seçkin temsılcileri arasında çağ- daş Balkar şiinnın yaşayan en bü- ği başladı. Kafkasya'da, iki kişi bi- le başbaşa yemek yerken birinin "tamata" (yani, sofra büyüğü, sof- ra başkanı) olacağına burada kana- at getirdim... Tamatalık olayı Tamata bir açış konuşması yapı- yor ve sonra sofrada bulunan herke- sebirbiçimde söz veriyor... "Tama- at canlılıkla sürdü. Kafkasya 'dakin- den farklı olan, bizde ikide bir ça- lan cep telefonlan ve özellikle de gençlerin bir yerleri ağnyormuş gi- bi birkaç dakikada bir yerlerinden kalkıp bir yerlere gidip gelmeleri.) "Tamata" faslını bitirmeden ön- ce, bu şölen sırasında öğrendiğim i- ki Balkar deyişini de okurla payla- şayım. Ilki Kafkas konukseverliğiy- le ilgili: Burada misafiri üç gün ye- ir satıcı, büyük fabrikalann bölünüp ufaldığını, üretimin durduğunu, . sadece ticaret yapıldığım anlatıyor... Ülkeyi daha da içerden tanıdıkça, yıkılan sistemin yerine yenisinin kurulamadığım, ciddi toplumsal, ekonomik sorunlar yaşandığını, kentin sağlam altyapısının ve görkeminin ise yıkılan o sistemin ürünü olduğunu daha iyi anlıyorsunuz... Kabardin yazar Haçim KonfoL "Ya- zar ve Zaman" adlı bir TV progra- mının yapımcısı Balkar şair ve TV programcısı Asker Doduyev, tüm yolculuk boyunca en yakın dostlu- ğunu gördüğümüz şair Salih Gurtu- yev ve başkaca arkadaşlar birlikte- yiz. Salih, Türk şairlerinin de Bal- karcaya çevirmeni ve hissedebildi- ğimce bunlarbaşanlı çeviriler. Dev- let TV'si günde beş saat Balkarca yayın yapıyormuş. TV yönetmeni Tahir Şavayev'le de burada tanıştık. Dostluk Bu gezi izlenimlerinin giriş bölü- mündeki sözlerle "haritada bir nok- ta" olan ülke, somut bilgıye, tanışık- lığa, dostluğa dönüşüyor. Salih, As- ker, Alim, Magomet Mokayev, Mut- talip Beppuev,Zeytun Tolgurov, baş- kalan, belli kı artık hıç unutulmaya- cak dostluklann adıdır. Yıllar son- ra da karşılaşsak, sanki az önce ay- nlmışız gibi, kaldığımız yerden baş- layabiliriz... Yabancı ürünlerin (Italyan ayak- kabılan, Türkiye dokuma ürünleri, Fransız parfumleri) satıldığı "Uni- vermag" bizler için ilginç değil. Ko- nuştuğumuz bir bayan satıcı, büyük fabrikalann bölünüp ufaldığını, üre- timin durduğunu, sadece ticaret ya- pıldığım anlatıyor... Ekonoml Ülkeyi daha da içerden tanıdıkça, yıkılan sistemin yenne yenisinin ku- rulamadığını, ciddi toplumsal, eko- nomik sorunlar yaşandığını, kentin sağlam altyapısının ve görkeminin ıse yıkılan o sistemin ürünü olduğu- nu daha iyi anlıyorsunuz... 5 Nisan Perşembe günü "Meçiyev Halk Kütüphanesi"nde Kabardin- Balkar yazarlan, sanatçı ve aydınla- nnın katılımıyla düzenlenen toplan- tıda yaptığmı konuşmada, biraz da bunlara değinme gereğini duy- dum... Yugoslavya örneğinden, em- peryalizmin bölgedeki çıkarlann- dan, böl ve yönet politikasmdan söz ettim. Gezi notlanmın son bölü- münde bu konuya bir kez daha dö- neceğim... Tamata, yani sofra başkanı Kafkasya'da yemek geleneğinin önemli bir parçası. Sokaklarda ise ekonominin kötü durumu sabcüann ortak şikâyetL Yarill: NatSIOnalfiaya Ideya yük şairi sayılan Bayan Tanzila Zu- makulova, bir de Kabardin yazar var. Tanzila Zumakulova ile yıllar önce tanışmış olduğumuzu daha sonra anımsayacağız... Kaysın Ku- liyev'in köyünde bir dizi geleneksel Kafkas giysileri içinde bizi karşıla- yan çiftin sunduğu ekmek ve ayran- dan tattıktan sonra, yakındaki bir başka köyün, Bulungu Köyü'nün Şah Mirzayev Ortaokulu'nda küçük öğrencilerin düzenlediği törene ka- tıldık. Bizler de şıir okuduk, konuş- malar yaptık. Bu törenden sonra bu kez okulun yemek salonunda Kaf- kasya'nın geleneksel konukseverli- ta"hk başlı başma büyük bir kültür olayı. Bizde içki sofralan bir süre sonra bozulur, bölünür, kargaşaya dönüşür. "Tamata"lık sofra "ada- bı"nın, birlikteliğin baştan sona ko- runmasını sağlıyor. Kendine söz söyleme sırası geleceğini bilen her- kes, başka konuşmalan dinlerken ve kafasında kendı söyleyeceklerini ta- sarlarken hem eğleniyor, hem belli bir ölçülülük içinde kalıyor... (Kabardin-Balkar dönüşü gitti- ğim Biga'da, dinleti sonrasında ku- rulan masada "tamata"lığımı ilan ettim ve sanıyorum kı kısa süre son- ra sönükleşebilecek sofra birkaç sa- dirip içirir, ondan sonra geliş nede- nini sorarlarmış... Ikinci deyiş "tosfla (söz söyleyip şerefe kadeh kaldırmayla) ilgili ve şöyle: "tkitost arasına hançer girmemelL." Devlet Televlzyonu'nda "Yukan Çegem"den gece geç sa- atte döndük. Kafkasya'nın doğasıy- la, insanıyla büyülenmiş olarak. Ka- ranlık dağ kütlelerinin arasından ge- celeyin akan ırmağın sesini işiten onu bir daha unutamaz... Ertesi gün Kabardin-Balkar Devlet Televizyo- nu'ndayız. Yazarlar Birliği Başkanı DUZYAZI ORHAN BtRGİT Damada da Dokunulmazhk.. Birkaç gün önce başkentin en seçkin semtlerinden birisi olan Oran'da, Milletvekilı Lojmanlan çevresinde ilginç bir polis kovalamacası olmuş. Güvenlik güçleri, izini sürdükleri bir katil sanığının Ankara'ya geldiğini öğrenmiş ve Oran'da kayın- babasının evine girerken, polis sözcüğündeki yazılışı ile "derdest edip" iki yıldan beri kendisini arayan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin önüne çıkart- mak için harekete geçmişler. Tam, bu tür polisiye filmlerdeki gibi, aramakta olduklan kişi, gecenin karanlığında gözüne kestirmiş olduğu eve kapağı atarken, silahlannı çekecekler ve "Kıpırdama dur. Kanun adına tutuklusun" diyecek- leri o bekledikleri an gelmiş. Gelmiş ama, güvenlik güçleri çaresizlikle de karşı karşıya kalmışlar. Çünkü temsilcısi olduklannı sandıklan "kanun", aranan şahsın Batman DYP Mil- letvekili Faris Özdemir'in evıne girdiği için, el- lerinden kaçmış sayılacağını söylüyormuş! Ben bu "mış"\\ sergüzeşti, dünkü Hürriyet'te Nurettin Kurt isimli genç meslektaşımın yazdığı haberi okuyarak öğrendim. Sizlere de anlatmak is- terim: 1999'da Ankara'da Gölbaşı TEM Otoyolu'nda öldürülen Aydın Demircan adındaki yurttaşın katil sanıklan olarak üç kişinin adı geçiyor. Bu üç kişi yakalanıyor, ifadeleri alındıktan sonra Gölbaşı Savcısı tarafından salıveriliyor. Ve olayın dosyası "faili meçhur\er dolabına kaldırılıyor. Ancak ölen de- likanlının babasının bulduğu bir avukatın titiz araştır- malan sonunda, serbest bırakılan bu üç kişinin öldürme olayı ile ilişkilerini ortaya koyan deliller toplanınca, katil zanlılarından ikisi ele geçıriliyor ve yargılanma sonunda ömür boyu hapse mahkûm ediliyortar. Üçüncü kişi, bir milletvekilinin hem yeğeni, hem de damadı olmanın "dayanılmaz avantajı" sayesinde, kayınbabasımn lojmanına girip çıkıyor. Nusret Güler adındaki avukatın ısrarla sürdüğü iz, Ankara Emniyeti'nı de harekete geçirdıği için, O- ran'daki Milletvekilı Lojmanları'nın kıyısına kadar geliyor. Tam orada, Ferruh Özdemir'in sığındığı evin bir milletvekilinin konutu olduğu anlaşılınca, polis Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi'nden arama ızni al- mak istiyor. Haber doğru ıse mahkeme, bir milletvekilinin evinin anayasadaki dokunulmazhk rtükmüne göre aranmasına olanak tanınamayacağını söyleyerek, polisin isteğini geri çeviriyor! • • • Dünyanın hangi uygar ülkesinde, bırfikte suç- landığı iki katil sanığının, haklanndaki iddialargeçer- li görüldüğü için ömür boyu hapisle hüküm gıydik- leri birdosyanın üçüncü sanığı, kayınbabasının sahip olduğu yasama dokunulmazhğından böylesine sınırsız olarak yararianabiliyor? Ve yine çağdaş parlamenter demokrası ile yönetilen hangi ülkede, polisler, ellenndeki yakala- ma müzekkereleri ile getdikleri bir evin kapısından, bu evde bir parlamenter oturduğu için, hem de hâkim karan ile geri çevrilebiliyorlar? Sayın Adalet Bakanı'nın, bağımsız yargı ilkelerini zedelediğine inandığım bu karan veren hâkfm hakkında Savcılar ve Hâkimler Yüksek Kurulu'na suç duyurusunda bulunacağını umanm. Ya o Sayın Milletvekili? Damadı ve yeğeni de ol- sa, biradam öldürmüş olduğu suçlaması ile aranılan kişiyi evinde saklamak ıddialan karşısında dün bütün gün niçin susmayı yeğlemıştır? Habenn yer aldığı gazeteyi kendisi okumadı ise Doğru Yol Partisi'nin yöneticileri de mi okumamaktadır? • • • Dünyada parlamenter dokunulmazlığı üzerine araştırma yapmak isteyen bılim adamlan için, bizim anayasamızın 83. maddesinın o delinmeyen kalkanı, adeta başka hiçbir ülkede eşıne rastlanmayacak ölçüde bir maden değeri taşıyor. Kaç şaibeli liderı, yolsuzluk iddıalan karşısında ko- rumakla kalmadı bu madde. yaptıklannı unutturup, karşımıza bırer kurtancı karıraman olarak çıkartacak hale getirdi. Bu yetmiyormuş ki, şimdi milletvekillerinin damat- lannı bile kanatlan altına alıyor. Faks:0212-677 07 62 E-mait: obirgtt(a e-kolay.net Büyükelçi Volkan Vural Avrupa Birliği için destek çağnsı İZMÎR (AA) - Baş- bakanlık AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Vural, Türki- ye'nin AB'ye tam üye- İik sürecinde sivil top- lum örgütlerine büyük sonımluluklar düştü- ğünü belirterek bu sü- recin sadece siyasi oto- riteye ve bürokrasiye bırakılmaması gerekti- ğinı söyledi. Vural, AB'nin tan- hinin en büyük geniş- leme sürecini yaşadı- ğını, Türkiye dışında 11 aday ülke ve Kıbns Rum Kesimi'nın bir- çoğunun tam üyelik yolunda hızla ilerledi- ğini ifade ederek Tür- kiye'nin de hazırlık sü- recini hızlandırması gerektiğini anlattı. Türkiye'nin henüz AB 'ye tam üyeliğe ha- zırlanan ülke psikolo- jisinde olmadığını ile- ri süren Vural, toplu- mun bilgilendirihrıesi ve hazırlanması anla- mında sivil toplum ör- gütlerine önemli so- nımluluklar düştüğü- nü bildirdi. AB tarafın- dan ortaya konulan kriterlerin gündemde tutulması için sivil top- lum örgütlennın talep- lerinin gündemde tu- tulması gerektiğini sa- vunan Vural, şunlan söyledi: "Toplumun bilgilen- dirilmesi için shil top- lum örgürJerinden des- tek bekliyonız. AB'ye tam üyelik konusu sa- dece siyasetçilerin, ba- kanlann değil hepûni- zin. Hükümet, bu yolda elbette bir şej'ler yapa- cak, ama bu noktada hükümetedestek oluB- malı. Toplumumuzun ban hassasiyetleri var. Uzun jıllar terör olav lan yaşadık, çokcanlar kaybedildi, maddi ka- yıplanmız oldu. terör olgusu nedeniyle önemli zararlara uğra- dık. Bazı hassasiyetie- rimiz var, ama bunla- ruı giderilmesi için si\^ toplum örgütleri elbir- liğrv le çalışmah. Hükü- met Ulusal Programı kabul ederken çok önemli ve cesur karar verdi. Bunun uygulanr ması için toplumdaı talep gelmeli. Bu iştc hepimizin sorumlulu- ğuvar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle