23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURtYET 30 MAYIS 2001 ÇARŞAft HABERLER 53 devlet üniversitesi rektörü, sorunları çözülmediği takdirde toplu istifaya kadar gidecek Rektörler eylemde kararhEBRUTOKTAR ANKARA - Ankara. ODTÜ, Ga- zi ve Hacettepe üniversitesi rektör- lerinin öncülüğünde başlayan *hü- kümete tepki" girişimu yann 53 devlet üniversitesi rektörünün im- zalannm bulunduğu bir deklarasyo- na dönüşecek. Sert bir uyan metni- ninkaleme ahnacağı toplantı sonun- da, toplu istifaya kadar uzanabilecek eylembiçimieri açıklanacak. llkkez vakıf üniversitesi rektörlerinin dış- landığı toplantı. Yükseköğretim Kurulu'nda (YÖK) gerçekleşecek. 53 devlet üniversitesi rektörü, ya- nn saat 10.30'da YÖK'te bir araya geliyor. Devlet üniversitesi sorun- larının tartışılacağı toplantı sonun- •Devlet üniversitesi rektörlerinin yann YÖK'te gerçekleştireceği toplantıya vakıf üniversitesi rektörleri çağnlmacu. Sert bir uyan metninin kaleme almacağı toplantı sonunda, toplu istifaya kadar uzanabilecek eylem biçimleri açıklanacak. Dr. Rıza Ayhan. "Tüm rektörleror- politikalar sonucunda üniversitele- takhareket edeceğjz.tjniversitelerin nn çalışamaz hale geldiğine işaret e- ve eğitimin sorunlanna ülkemizin den Ayhan, tepkisini şu sözlerle di- da yayımlanacak bir deklarasyonla, rektörler ilk kez hûkümete karşı ör- gütlübir tepki gösterecekler. Hükü- metin sorunlarına çözüm getirme- mesi halrnde "toplu istifaya kadar" uzanabilecek restier çekmeye hazır- lananrektörler, sonuç alınıncaya ka- dar mücadele etme konusunda ka- rarh. Toplantırun ilk kez YÖK'ün inisiyatifi dışında gerçekleşmesi ve devlet üniversitesi rektörlerinin "özelgündem" maddesi adı altında vakıf üniversitelerini dışlayarak bir araya gelmeleri de dikkat çekiyor. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. geleceği için çözüm bulmak zorun- dayız. Başkaçaremizyok" dedi. Ay- han, sorunlanna çözüm getirilme- mesihalinde "istifaedipetmeyecek- teri" sorusuna "Son olarak yapaca- ğınua ilkbaştan söylemekistemho- ruz* yanıtını vererek kararlıhklan- m dolaylı yoldan açıkladı. Ayhan, "Hükümet 15yasayı çıka- rabilivorsa, ünrsersitekrin önünde- ki engeöerin kaldınlması için 1 yasa daha çıkarabilir" dedi. Uygulanan le getirdi: "Araşbrmafonlan kaldınbyor,öğ- retim üyelerinin ödük haklan dü- zehümîyor, dönersermave faizkrine el konuluyor. Üniversitelerin amacı eğnitn ve araştırma yapmak. Ama bunları yapamaz hale getirildik. Araştırma görevlisi sorunu yaşar- ken, istediğimiz 6 bin 500 kadroya 3 bin kadro yanıtı verilrvor. Bunu ka- bul edemeyiz." Haklılıklanm kamuoyuna ilan edeceklerini, eğitimdeki darboğazı duyurmak için ellerinden geleni yapma konusundakararh olduklan- nı vurgulayan Ayhan, "Sonuna ka- dar mücadele edeceğiz. Artık geri dönüşyok. Eylem biçimimiz de üıü- versiteyeyakışacakveöğrencilereör- nek olacak nitelikte gerçekleşecek. Eylemde karariıyız. Sadece biçimi- ni tartışacağız'' diye konuştu. ODTC Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut ekonomik krizin ardın- dan tüm rektörlerin örgütlü hale geldiklerine işaret ederek "Her krizden çözüm tohumlan da filiz- lenir.Biz de krizlebirfikteörgütien- dik ve sorunlara çözüm geürmek için ne gerekiyorsa yapmak için södeştik" dedi. TANTAN'A ELEŞTİRÎ ANAP: Derviş bize katılsın • ANAP GrapToplantısı dün Mustafa Taşar başkanhğmda yapıldı. Kemal Derviş'i "sanal kahraman" diye nitelendiren Taşar, tçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ı kastederek "Aym sıralan paylaştığımız siyasiler, bizi itham etmek için savurduklan sözlerle bir gün kendilerinin . de imtihan edileceklerini unutmamalılar" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanvekili Mustafa Taşar, isim vermeden, "sanal kahraman" diye nitelendirdiği ekonomiden sorumlu Devlet Bakam Kemal Derviş'i eleştirirken "Türkiye'tıin geleceginde söz sahibi olmak isteyenlerin yuvas» ANAP'ür. Kapımız sonuna kadar açıkür, Imyursunlar gelsinler" diye konuştu. ANAP Grubu dün Genel Başkan Mesut Yılmaz'm MGK toplantısma katılması nedeniyle Genel Başkanvekili Mustafa Taşar"ın başkanhğmda toplandı. İsim vermeden Derviş'i de hedef alan Taşar şunlan söyledi: "Bugün baa çevrelerin ve siyasi istikrarsı/hktan beslenenlerin pompaladığı sanal kahratnanların; vatandaşımızm gûnlûk olağan sohbeüerini aşamayan düşüncelerini mucize formüUer olarak sunması, Türkiye ve dünya gerçekleri karştsmda keümenin tam manasıyla komik düşmektir.'' Mustafa Taşar, sanal kahramanlardan medet umulmasırun, derinliği bilinmeyen karanhk sulara atlamaktan bir farkı olmadığım ileri sürdü. Tantan hedefte Siyasetçilerin "bumerang işlevi gönnemeye özen göstermesim" isteyen Mustafa Taşar, w Aym sıralan paylaştığımız siyasiler, bizi itham etmek için savurduklan sözlerle bir gün kendilerinin de imtihan edileceklerini unutmamabJar" diyerek tçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ı hedef aldı. 1ĞNEIİFIRÇA ZAFERTEMOÇİN KC^İM^^GORİİOTÜ^ *•«»«•«••###•»••»»»•••••••••••••«••••••» MHP'liler, Derviş'i yıpratmaya dönük çıkışlannı sürdürecek Kavga devam edecekANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Devlet Bakanı Kemal Derviş,, hukümet içerisınde gi- derek yahuzlaşıyor. BülentEcevit, kamudaki toplusözleş- me pazarlıklan ve hububat fiyatlan- nın belirlenmesinde Derviş'in direni- şine karşın niyet mektubunda verilen sözlere uymadı. MHP'nin, hububat fıyatlan konusundaki restleşmenin ardından Derviş'i yıpratmaya yönelik çıkışlannı sürdürmesi bekleniyor. Derviş'in tribüne oy- nadığını savunan MHP kurmaylan, "Kendisini liderlerk eş tutuyor, an- cak hükümette Çevre Bakarundan farkı ol- madjğuuanlayacak Bu- rası Türkiye, IMF'ye göre değiL Türldye'nin koşuflannagörehareket etmesi gerektiğini ögre- teceğiz* dedıler. Başbakan Yardımcı- sı Devlet BahçetTmn "bakan otduğu" mesa- jının verilmesi ve *4.or- tak" görüntüsünü kır- makamacıyla Derviş'in katıldığı liderler zirve- sine katılmama eğili- minde olduğu kaydedildi. Bahçeli, Ecevit ve Mesut Yıhnaz'dan, ''Der- viş'in ihtiyaç. duyulmadıkça liderler zirvesineçağrümaması'"nı istedi. Ece- vit ve Yılmaz tarafından da kabul edi- len bu önerinin ilk uygulaması hubu- bat fiyatlarının belirlendiği liderler zirvesinde gerçekleştirildi. Derviş muhatabımız değjl MHP Genel Başkan Yardımcısı ŞevketBülentYahnki. partisinin baş- kanhk divanı toplantısında Kemal Derviş' in etraftnda bir siyasi arayışın olup olmamasının kendilerini ilgilen- dirrnediğini söyledi. Yahnici, "Bizbu- nun tarafi değiliz, olmayı/ da. Sayın Derviş, siyasi muhatabunız değildir" dedi. Kemal Derviş'le MHP arasında bir sorun olmadığmı belirten Yahni- ci, " Derviş.hükümetin birbakanıdır" dedi. Yahnici. daha sonra ANKA'ya verdiğidemeçte ise yaptığı açıklama- nın yanhş iletildiğinden yakındı. Yah- nici, "Ben açıklamamda Sayın Der- viş'in şahsını rencide edebÜecek ve şahsuıa karşı hoş ounayan bir konuş- ma y^pmadun" diye konuştu. ÖDP Yolsuzluk kahramanı, hoş geldiniz' diye karsıladı Tansu Çiller'e pankartlı protesto SAMSUN/ORDU (Cumhuriyet) - DYP Genel Başkanı Tansu Çffler, Çar- şamba'da Özgürlük ve Dayamşma Par- tisi'nin (ÖDP) pankartlı protesto- suyla karşılaştı. Karadeniz gezisini sürdürenÇil- ler, beraberinde parri yöneticileri ve milletveküleriyle dün Çarşam- ba, Salıpazan, Terme, Onye, Fatsa ve Perşembe üçelerini ziyaret etti. Çiller, Çarşamba"run küçük alanında halka ses- knirken birkaç metre uzağındaki ÖDP ü- çeteşkilaürıınpenceresine pankartlar asıl- dı. ODP'liler, "Yolsuzluk kahramanı, hoş geküniz", "Hortumculara ne yapü- nız", "5 Nisan'ı unurmadık" söz- leriyleÇiller'e tepkilerini gösterdi- ler. Çiller, pankartlara örtülü bi- çimde yanıt verirken "Allah'ın adatetine bakın, iftira atülar atb- lar, sonunda hepsi geldi dolandı. 5 Nisan'da biz de programı uyguladık. A- makîmsenin Önüne geçip de elimi açûm nu? 1 yılda krtri aşük*" dedi. FP lîderi Kutan. Ecevit'in unutkanlığı çokarttı •Hükümetin ülkeyi iflasm eşiğine getirdiğini söyleyen FP Genel Başkanı Kutan, koalisyonun 2 yıllık icraat notunun "10 üzerinden sıfır olduğunu" söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı RecaiKutan, Başbakan Bü- lentEcevit'in hükümetin iki yılını değerlendirdiği basın toplantısındaki açıklamala- nnı eleştirirken "Sayın Ece- vit'in son zamanlarda unut- kanhğı çok arto. Hükümetin ülkeyi iflasın eşiğine getirdi- ğini nasıl unutabildiklerini anlamak mümkün değil" dedi. Kutan, hükümetin 2 yıllık icraat notunun "10 üzerinden sıhr olduğunu n söyledi. Tozpembe tablo Kutan grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ece- vit' in, hükümetin 2 yıllık ic- raatı konusunda tozpembe bir tablo çizdigine dikkat çekerek şunlan. söyledi: "Havadauçuşananayasalar, krizler, nankör kedi" gibı suçlamalar, restleşmekr bu dönemdeolmadı nu? Ecevit ve ortaklan milkri ne sanı- yoriar, bu milletin daha faz- la bedel ödemeye gücü var mı? Sayın Ecevit, siyasi ha- yan boynnca hep hayal kur- du, yine hayal kuruyor." 'Bakanı akladınız' Kutan, 2 yıl boyunca dü- şünce ve ifade özgürlüğüne kısıtlamalar getirildiğini, bazı bakanlann aklandığını söyledi. Ecevit'e "Bir baka- nıdahayeniakladınız. Han- gi yolsuzluklaria mücadele- den söz ediyorsunuz" diye çatan Kutan, türban yasağı konusuna değinirken de "Oldu olacak Meclis'e bir yasa getirin, hanımlar çarşı pazarda irtica temsilcisi ba- şörtüsü takamaz, diye. Size yakışan da budur" dedi. STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Başbakan Bülent Ecevit, jandar- manın son dönemdekı operasyonla- nndan hoşnut olmadığmı ifade etti. Bir süredir bu konuda bazı imalarda bulunuyordu, ancak son açıklaması bu konudaki tutumunu net bir şekil- de ortaya koydu. Ecevit'in yakınma benzeri açıklamasını yorumlarsak ciddi bir durumla karşı karşıya geldi- ğimizi anlanz. Içişteri Bakanlığı'na bağlı olduğu söylenen Jandarma Komutanlığı'na bağlı timter bir süredir şehir içinde operasyonlaryapıyor. Bu operasyon- lar, varlığı tartışmalı DGM'nin savcı- lannın militan açıklamalanyla daha dramatikhale geliyor. Siyasiler, üt&c- lerindeki 'yolsuzluk şaibesi 'yle büyük bir prestij kaybı yaşarlarken jandar- ma harekete geçti. Savcılığın yap- ması gereken araştırma ve soruştur- ma, kırlık bölgelerdegüvenliği sağla- makla görevli jandarmanın inisiyati- fındeyürütüldü. Bu operasyonlardan en fazla canı yanan ANAP olduğu için, jandarma ve DGM savcısına da Ecevit'in Jandarma Eleştirisi en çok tepkiyi onlar gösterdiler. Ecevit açıklaması sırasında bir noktaya daha dikkat çekti, "Ben bunlara ilk tepkileri gösterdiğim sıra- da MesutYılmaz bunlara sessiz kal- dı" dedi. !şte bütün sorun da bura- da. 4422 sayrtı yasanın çıkarılma amacıyla hedeflediği sistemin birbi- rine taban tabana zıt olduğuna ilişkin yapılan itirazlar dinlenmedi. Mesut Yılmaz ya da başka bir siyasi, nasıl- sa ben güçlüyüm, bana dokunmaz- lar diyerek bu ülkeyi bir polis devleti yapacak tehlikeli bir yasa çıkardılar. Şimdi aynı tavn Fazilet Partililerde ve liberal olduğunu iddiaeden bazı çev- relerde görüyoruz. Operasyon Me- sutYılmaz'ı hedef alıncamemnun ol- dular. Buradaki yanlışlan ve tehlike- leri, şimdilik kendilerine dokunmadı- ğı için sempatiyle karşıladılar ve Yıl- maz'ın darbelenmesinden siyasi kâr elde etmeye çalıştılar. Neydi bu yasanın temel amacr. Çe- telerie mücadele etmek. Peki bu mü- cadeleyi kim yapacaktı? Jandarma, DGM Savcılan ve DGM'ler. Halbuki Susurluk kazası sonrasında JİTEM, bu olaylaria en çok bağlantısı olan kurum niteliğiyle öne çıkmıştı. Ye- şil'in JlTEM'in etemanı olduğu bilgi ve belgelerden reddedilemez hale gelmişti. Jandarma Tuğgeneral Vefi Küçük'ün Abdullah ÇatJı ile yaptığt telefon konuşmalan, Susurluk sonra- sının en önemli skandallanndan biri- siydi. O zamanın jandarma komuta- nı, daha sonra Cavit Çağlar'ın ada- mı olanTeoman Koman, TBMM Su- surluk Komisyonu'na ifade vermek tenezzülünde bile bulunmamıştı. DGM'ler zaten 12 Eylül düzeninin en önemli kurumlanndan birisiydi. Düşünceyi ve muhalefeti yargılama- yı amaçlayan bu mahkemelere daya- narak çetelerle mücadele edilecekti! 4422 sayılı yasatemelden defolu bir şekilde hazırlanmıştı. Bunu hazırla- yanlar da bugünkü hükümetin için- deki partilerdi. Sonunda olan oldu, siyasiler, kendi iktidar alanlannın bir kısmını daha bu güçlere bırakmış ol- dular. Yargıyla jandarma arasındaki işbirliği siyasileri de hedef alan ope- rasyonlara dönüşünce manzara da- ha iyi anlaşıldı. ••• Ecevit'in ve Yılmaz'm üzerinde dü- şünmelerigereken şey, her çıkardıkla- n otoriter yapılanma yanlısı kanun ve önlemlerin sonunda kendilerini de ge- lip vurabileceğini görememeleri. Aynı şey şimdi RTÜK konusunda yaşanı- yor. FTTÜKdegiderekMGK'ye bağlı bir kurum halinedönüştürülüyor. Bu alan- dan gelecek yasaklama ve müdaha- leler şimdilik küçük TV, radyo ve ga- zeteleri hedef alıyor gibi gözüküyor. Bir süre sonra böyle bir gücün, tıpkı 4422 sayılı yasada olduğu gibi kirni hedef alacağı belli olmaz. Burada ılkesel birtutumaihtiyaç var. Çetelerte gerçekten mücadele edil- mekisteniyorsa, şeffafbir araştırma ve bağımsız bir yargılamanın yolu açılır. Soruşturma için adli kolluk kurulur. En önemlisi, DGM'yle çete mücadelesi olmaz. Çünkü DGM'ler demokratikbir sistemde bu haliyle olmaması gere- ken kurumlar. Çete mücadetesi, halkın desteğini esas alan, demokratikve öz- gürlükçü bir yapılanmayla başanya ulaşır. Yargıyı ve soruşturmayı daha otoriter hale getirirseniz, buradan an- cak başka çeteler ürer. Ecevit'in "Hoş değil" dediği şey, ciddi birsoruşturmave araşbrmayı ge- rektiriyor. Bu operasyonlar sırasında yapılan aramalann yontemi, insanlara yapılan muamele bir araştınlsın, o za- man dahatatsız durumlarla karşılaşa- cağız. Yoksa, yolsuzlukla mücadele laftan ibaret kalır ve başka yolsuzluk- lann kapısı açıltr. Türkiye böyle bir aç- maz içinde yaşıyor. GLOBALPOLİTİKÜLTL ERGİN YILDIZOĞLU Moleküler Dönüştürn Italyan sosyalisti Antonio Gramscinin bazı zümlemeleri, bugün Türkiye'de "küreselleşmı konsensüsü Derviş etrafında yeniden canlandıı girişiminin kimi görüntülerinin kavranmasına yarc cı olabilir. Konumuz açısından. Gramsci'nin. italyan burj devriminiçözümlerken geliştirdiği "edilgen devn (passive revolution) ve siyasi hegemonyanın ku ması sırasında muhalefetin zayıflatılmasmı sağla "moleküler dönüştürme" kavramlan özell önemli. Gramsci büyükgüçlerin hareketine dayaı "manevra savaşı" (etkin devrim) ile "yukant aşağı" tedricen dönüştürülmeye dayanan "edilç devrim" kavramlannı Italyan devriminden çıkanı ma "edilgen devrim" kavramının bu bağtam dışır da kullanılmak üzere, genel bir siyasi analiz ara na dönüştürülebileceğini düşünür. Gramsciye g "edilgen devrim, var olan güçlerin bileşimini derek değiştiren, böylece yeni dönüşümte matrisini oluşturan moleküler dönüşümlerin < laşılmasında yorumlayıcı ölçırt olarak kullanı bilir." (Hapishane Notlarından Seçmeler- Ingilizı sf 109). Bu Önermeyi yaparken Gramsci'nin aklın "demokratik muhalefet partilerinin içindi önemli kişilerin (aydın, politikacı etc. E.Yj.btrer I rer muhafazakâr, ılımlı siyasi sınrfın içineetnilrr si", kaba kuvvete dayanan egemenlik yenne k a t le dayanan hegemonyanın kurulması surecı var Gramsci, bu hegemonyanın kurulması sırasında "s içinde insan gruplartntn moleküler dönüşûm y luyla ılımlılar kampına geçmesine, böylece g reli olarak muhafazakâr kampı güçleodirme: ne" (age: sf 58) dikkat çeker. Edilgen sömürgeleştirilme Gramsci'nin çözümlediği bu dinamikler.sonürg lerin yönetilmesi, daha sonra da bağımsszlığna k vuşan eski sömürgelerin sistem içinde tutulması s reçlerinde de karşımıza çıkıyor. Ingiliz imparatariui sömürgelerini açıkterörün yanı sıra, kend'okullanı da eğittiği ve kendi "çağdaşlaştırma projesiru kazandığı aydınlar aracıhğıyla da sürdûriıyofdu. E aydınlann oluşturduğu siyasi sınıf kendıniingilz en peryalizminin gözüyle görüyor (bu aydınlann osikt lojik dünyasına, Ingiliz emperyalizminin otcriteî adeta "büyük sürünün babasının" bakışnın /erir geçiyordu)ve siyasi vartığını o gortişe görebıçmlef diriyordu, tabii ülkesinin siyasi geleceğini öe BöyU ce, emperyalist ülkeler dışındaki toplumlann Kenı kendilerini dönüştürme iradesinden yoksunolduğı nu varsayan "oryantalist" ideoloji içseMeşiyor, sc mürgecilik etkin, açık teröründen daha sagtan, fc)t nimsemeye dayanan. edilgen bir zemin uzenneOÎL ruyordu. Sonuçta. bu toplumlann aydınlannmwha kının kafasında, toplumsal gelişme Bati'nm tnsiye tifine havale edilmiş, dışsal bir dihamtğe %«ar\% matrisine) bağlanmış oluyordu. 1960'larda oluşan nükleerdengeyte biriikîe. soğul savaşın açık, etkin bir savaşla kazanıianayscaC belli olunca, ABD hegemonyasının konjTiası vı yaygınlaştınlması bağlamında "molekület dönüş türme" stratejisinin önem kazandığı göıüü! 0 **^ 1 ^ 1964 tarihli "Soğuk Savaşı Kazanmalc: Al Ideolojik Taarruzu" başlıklı Kongre raponn* taracaklanmı, lütfen, o zamandan bu \ara9 medya üzerinde ABD hegemonyasının, inçto kullanımının ne kadar arttığını da aklıncöa nrt okuyunuz. "ABD'ninyaptıklan, yukselmekte) uluslararası iletişim sistemini büyük ölçudet lirleyecek... diğer ülkeler bizim yaptıklanmmta lit edecekler ve kurduğumuz kurumtara Keıd lerini bağlayacaklar"... "Bazı dış politikahedet lerine, yabancı ülkelerin hükümetlerindenaiya- de, halklarıyla doğrudan ilişki kurularakdata İyi ulaşılabitir. Modern iletişim teknolojisini kalla- narak uluslann etkin kesimlerine geriıs çaph ola- rak ulaşılabilir, onlar bilgilendirilebilir. tutunlan belli siyasi eylemler yönünde teşvik edileDİIir. Böylece bu kesimler kendi hükümetlen üzerin- de dikkate değer, hatta belirleyici etkiieryarata- bilirler" (Committee on Foreign A.tfaires Fapcr N o 2,27Nisan1964). Derviş fenomeni ve yeni 'orygntefenV ABD, soğuk savaş ertesinde, rıegerr-onyasmtn sürdürülmesi için küreselleşmeci bir perspektıfir ge- nel kabul görmesi gerektiğini düşiinüyor(Pazartesı yazıma bakınız). Bugün yalnızca Hollywcod filmler değil, TV dizilerini, haber kaynaklannı, tartışmako nulannı denetleyen, kimi tezleri yayarker öığeieri- ne, örneğin ulusalcı, anti emperyalist, toplumcı teztere karşı kampanyatar yüruten, kimi politikacı lan pazartayarak küreselleşme etrafında konsensü inşa eden, "oryantalizmi" (bunlardan/ aizden b şey olmaz, iyi ki küreselleşme var!) yaygınlaştıra medya tekellerinin, çoktan moleKüler dönüştüı meye uğramış köşeyazariannı etkır»Iiğıyle once so; yal demokratlar, sonra, solun, geçrnişte tazı kam| lara, özellikle Doğu Blokuna bağlı. dışanjan gel< sinyallerle taktik oluşturan, ama şirndı tw kampl çöktüğü için yönelimsiz kalan kesirninin süyük ç ğunluğu "moleküler dönüştürülme" diyolektiği i nealındılar. Bunlar giderek küreselleşme dolayıs la ABD hegemonyasına) karşı edilgen tw beniı seme içine girdiler, hatta umut baCpladıla- Böylf de ABD hegemonyasına muhalif demokratik ka giderek zayrfladı. Şimdi, küreselleşmenin gerçek y ü z ü crtaya ( yor; ABD hegemonyası zayıflamaya başluor. Bı birdönemde, "moleküler dönüştüfme" cabalî da, özellikle Derviş fenomeni etraf «ndabryoi laştıımanın başlamış olmasına şaçırmanak, bunun bir "edilgen sömürgeleştirftlme'1 i duğunu da bilmek gerekir. r^ CumhurtyyC • kitap kulübCi SevgiliKitapKur1ları! 01 Haziran2001 tarihımde Taksim Sergi Salonma'nda buluşmak üzere.. - *Açılış nedeniyle tüm kitaışplarda % 30 indirim.^^ TAKSİM SERGİ SALONUJ Adres: Istiklal Cad. Zambak Sok. r^ioA {««ane* karşıa) T^sim-lstanbul Tel:25^ 38 81
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle