17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan, AB zirvesine gidiyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, AB Dönem Başkanı Isveç'in Göteborg kentinde 15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak zirveye katılacak. Ecevit. îsveç Başbakanı Göran Persson tarafından yapılan çalışma yemeği davetini kabul ettı. Genişleme sürecının ele alınacağı. AB üyesi ve aday ülkeler devlet ve hükümet başkanlannın katılacağı yemekte. Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) çerçevesindeki çahşmalar da görüşülecek. Koizumi'den Ecevife mektup • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Japonya Başbakanı Junıchiro Koızumi, Başbakan Bülent Ecevit'e bir mektup göndererek Türkiye'nin IMF ve Dünya Bankası ile vardığı uzlaşmadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Koizumi, Ecevit'e yazdığı mektupta, iki ülke arasındaki samimi ilişkileri daha da geliştirmek için etkin bir şekilde çalışmak istediğini dile getirdi. 'Hükümet, çiftçiyi yoksuHaştımyor' • tstanbul Haber Servisi -ÖDPGenel Başkanı Ufuk Uras. yaptığı yazılı açıklamada. çiftçinın her yıl olduğu gıbi bu yıl da mağdur edıldiğini belirterek hükümetin buğdaya verdiği fiyatla, üreticiyi enflasyona kurban ettığıni söyledi. Uras, "Tanmı çökertecek sinsi bir plan adım adım gerçekleştiriliyor. IMF'ye verilen sözler doğrultusunda davranan hükümet, milyonlarca çiftçiyi yoksullaştınyor. MHP'h bakanlar da kendılerini kurtarmak için çiftçinin yanındaymış gibi görünmeye çabalıyor" dedi. Oral: Mali başarısızJık yok • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hesap Uzmanlan Kurulu'nun 56. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ve Malıye Politikalan" başlıklı panelin açılışında konuşan Maliye Bakanı Sümer Oral, 2000 yılı mali politikalannda başansızlık olmadığını öne sürerken "Program yapmak önemli değil, uygulama önemlidır. Türkiye'de eksik olan, uygulamadır" dedi. ANAP, kongreyi öneçekti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP, daha önce eylül ayı başmda yapmayı planladığı 7. Olağan Büyük Kongre'sini öne çekti. 4 Haziran'da toplanacak merkez karar yönetim kurulu toplantısında kongre tarihınin resmen ilan edilmesi beklenirken Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Taşar, 4-5 Ağustos tarihınin planlandığını bildirdi. Kulislerde, kongre tarihinin daha öne çekilmesinde, parti içi muhalefetin etkınliğini kırma çabası yattığı dile getirildi. Askerler MGK'de Ecevit'e yanıt verdi: Asıl şık olmayan, Başbakan'ın açıklaması Jaıulaıiııadaıı sitem• Baştarafı 1. Sayfada MGK'nin dünkü toplantısında konu gündeme geldi ve askerler düşüncele- rini Ecevit'e ilertiler. Cumhuriyet'in güvenilir kaynaklardan aldığı bilgilere göre askerler. gerek kendı iç değerlen- dirmelerinde gerekse MGK'deki söy- lemlerinde şu noktalann altını çizdiler: • Sayın Başbakan'ın açıklamalan üzüntü verıci. Biz. attığımız her adı- mın hesabını verebilecek durumdayız. Kesinlikle yasaların dışına çıkmıyoruz. Başbakan'ın kullandığı ifadeler kabul edilemez. • Son operasyonlan yaparken bütün hareketlerimizi ölçülü attık. En ince detaylan bile dikkate aldık. Buna kar- şın hatalanmız olamaz mı? Elbette ola- bilir. Ama bunu söyleme zeminleri var. Herhangi bir olumsuzluk olduğunda ve bu bize iletildiğinde elbette dikkate alı- nz. Ancak biz, sadece yasalardan aldı- ğımız güçle hareket ediyoruz. • Biz, yolsuzluklann ortadan kaldı- nhnası için bütün olanaklanmızı se- ferber ediyoruz. Jandarma Genel Ko- mutanlığı'nın pek çok elemanı, gün- lerce uykusuz kalıyor. Bunu yapmaya- lım mı? • Jandarmanın 3 bin şehidi, 6 bin ga- zisi var. Bugün ülkede huzur ve güven ortamı varsa bunda bu şehitlerimizin, gazilerimizin payı var. Jandarma bu- güne dek kendisine verilen görevlerin tümünü yerine getirdi. Bu görevi de ye- rine getirme kararlılığındadır. • Yolsuzluklann üzerine giderken si- yasi gücü arkamızda görmek en doğal hakkımızdır. Bu olmadığı gibi, böyle-, si suçlamalarla karşı karşıya kalmak jandarmayı üzüyor. Sayın Başbakan'ın ve Başbakan Yardımcısf nın tutumunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. • Son BOTAŞ olayı jandarma ope- rasyonu değildir. Olayı savcı soruştur- maktadır, görev de polisindir. O gün jandarma, sadece savcmın güvenliği açısuıdan olay yerindeydi. Bu soruş- turmada şık olmayan, Başbakan "ın açıklamasıdır. Ecevit ne demişti? Başbakan Bülent Ecevit, köy-kent projelerinin Doğu Anadolu Bölge- ANAPlı Kocaoğlu Ecevit'e soru önergesi ANKARA (AA) - ANAP İstanbul Mıllet- vekili Emre Kocaoğlu. jandarma hakkında son günlerde yaşanan tartış- malan bir soru önerge- siyle TBMM gündemine getirdi. Kocaoğlu. Başbakan Bülent Ecevit tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanhğı'na sunduğu soru önergesin- de, jandarmanın Enerji Bakanlığfnda operas- yon yapmasının yasaya aykın olduğunun ifade edildığini kaydettı. TB- MM Insan Haklannı In- celeme Komısyonu'nun "Hayata Dönüş" operas- yonu hakkında yapılan inceleme sürecinde, jan- darmanın komisyona bilgi ve belgeleri verme- diği iddialannın kamu- oyuna yansıdığını anım- satan Kocaoğlu. bunun doğru olup olmadığının açüklanmasını istedı. ÇİZMEDEN YUKARI [email protected] MUSA KART B A K I Ş AÇISI «... si'ndeki adımlannı incelemek için git- tiği Erzurum'dan Ankara'ya dönerken gazetecilerle yaptığı sohbetin jandar- ma operasyonlanna ilişkin bölümü şöyleydi: - Bir kamu kuruluşu olan BOTAŞ'a gece baskın düzenknmesi sizi rahatsız ettimi? - Evet, o konuda ben de rahatsızım. -Herhangi bir uyan yapmayı düşün- dünüz mü? - Şimdi bir şey söylemeyeyim, ama, bunun yöntemi, soruşturulmak iste- nen kamu kuruluşuna gidilip evrakla- nn orada incelenmesidir. Aluup götü- rülmesi değildir. Bu şık olmadı... (Ko- nuşmasma bir süre ara verdikten son- ra) Cumhurbaşkanı ile aramızdaki meşhur tartışmanın sebebi buydu. Ama ben olayı büyütme- mek için bunun üzeri- ne fazla gitmedim. Bundan dolayı kaybet- tim de... Neden, soruş- turmalarda kullanılan üsluptu. Şimdi nasıl jandarma baskını eleş- tiriliyor, ben o zaman söyledim. Hatta baş- langıçta bir kez açıkla- ma yapıp bu durumun şık olmadığını belirt- tim. - Yani sizin Cum- hurbaşkanı ile tartış- manıza jandarmanın operasyon biçimi mi neden oldu? - Evet, tartışmanın başlama nedeni oy- du... - O dönemde Enerji Bakanlığı'na jandar- manın gitmesine siz karşı çıkarken Mesut Yılmaz gereken tepld- yi göstermedi mi? - Evet... - Yani, 'Olsun, fark etmez" havasındamıy- dı? - Evet, öyle dedi... Ancak şimdi ANAP en çok iriraz e- dentarafta-. - Öyle görünüyor. Biraz önce söyledim, Cumhurbaşkanı ile sorunun nedeni buydu. '* ? V Türkiye, KKTC'nin 1974 öncesi karanlık döneme çekilmesine göz yumulmayacağını belirtti Rumlara ve AB'ye Kıbrıs restiANK\R\(Cumhuri>et Bü- rosu) - Türkiye. Kıbns'ı bir Yunan adasına dönüştürmek isteyen Rumlara ve tek taraflı şekilde tam üye yapmaya çalı- şan Avrupa Birlıği'ne (AB) Milli Güvenlik Kurulu (MGK) aracılığıyla rest çekti. MGK. Kıbns'j 1974 öncesi karanlık döneme çekme çabalanna göz yumulmayacağını belırtirken "Kıbns'ta ikitarafça kabul edi- lebilir bir uzlaşının bulunmasu adadaki iki devletin egemen eşitliğinin benimsenmesine bağudır" açıklamasını yaptı. Türkiye ile KKTC arasındaki işbirliğinin derinleştirileceği- nı. ekonomik katkının sürdürü- leceğini kaydeden MGK, AB üyeliğının Doğu Akdeniz'deki banş ve istikrar ortamını olum- suz etkileyeceğini, Türki- ye'nin ıse garantör ülke olarak sorumluluklarını yerine getire- ceğıni bildirdi. MGK, dün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlı- ğında Çankaya Köşkü'nde ma- yıs ayı olağan toplantısını ger- çekleştirdi. Başbakan Bülent Ecevit, Genelkurmay Başkanı Orgeneral HüseyinKıvnkoğhı ile kurulun askeri ve sivil üye- lerinin de katıldığı kurul top- lantısında, Kıbns işlerınden sorumlu Devlet Bakanı Şükrii Sina Gürel de yer aldı. Gürel ile Dışişleri Bakanlığı Müste- şan Büyükelçi Faruk Loğoğ- hı'nun Kıbns'takı gelışmeler- le ilgili sunuş yaptığı toplantı- nın ardmdan yayımlanan bil- diride, adadaki sorun ile bunun uluslararası yansımalanna iliş- kin net ifadeler kullanıldı. KK- TC'nin ekonomik yönden güç- lendirilmesi için daha önce alı- nan önlemlerin de ele alındığı- nın belirtildiği bildiride şu gö- rüşlere yer verildi: 37 yıllık saplanti: Kıb- ns'takı sorunların 37 yıldır aşılamamasının temelinde Rum tarafının Kıbns'ı bir Yu- nan adasına dönüştürme sap- lantısından vazgeçmemesi ve uluslararası anlaşmalar ve hu- kuk açısından hiçbir meşruluk taşımayan sıfat ve ıddialannı sürdürme çabası yarmaktadır. iki e$it egemen dev- let: Adada iki eşit halk ve bun- lan temsil eden iki eşit egemen devlet bulunmaktadır. Kıbns'ta iki tarafça kabul edılebilir bir uzlaşının bulunması, adadaki iki devletin egemen eşitliğinin Uyuşmazlığı Yargıtay cözecek 'Beyaz Enerji'de yine görevsizlik karan DYP'li Cenc, Yılmaz ı hedef aldı: Heykeltıraşla suiistimal heykelini mi görüştün? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1 No'lu DGM'nin "rüşvet, ihaleye fesat kanşnrma, görevi kö- tüyekuUanma" suçlanndan görevsizlik karan verdiği "Beyaz Enerji" davasmın gönderildiği 4. Ağır Ceza Mah- kemesi de "gö- revsizlik" verdi. Tartışmalann odağındaki Be- yaz Enerji davası- nın bazı suçlar- dan aynlan kıs- mına üişkin dos- ya da "sanalara" neden oldu. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 1 No'lu DGM'nin görevsizlik karan vererek nöbetçi ağır ceza mahkemesine gönder- diği, DGM Savcısı Talat Şalkın açtığı Beyaz Enerji davasında incelemesini ta- mamladı. Mahkeme, dava- ya bakmakla görevli mah- kemenin. Ankara DGM ol- DGMSavcısıŞalk duğu görüşüne vararak gö- revsizlik karan verdi. Dava- da, hem DGM'nin hem de ağır ceza mahkemesinin gö- revsizlik karan vermesi ne- deniyle yaşanan uyuşmazlı- ğı Yargıtay 5. Ceza Dairesi çözecek. Ankara 1 No'lu DGM, 9'u tutuklu 15 sanıktan Mu- zaffer Sehi, Ünal Peker, Birsd Sön- mez, Mustafa Mendflcioğhı, Os- man tlhan, Ysvuz Gürsoy ve Hasaa Hüseyin Çoğalan hakkında TCY'nin "cürüm işiemek için çete oluşrur- mak" hükmünü içeren 313, Nuri Doğan Karadeniz. Er- han Aygün ve Mehmet Veh- bi Bilgin hakkında ise "çete üyeleriöej'ardım'' fiilini dü- zenleyen 314. maddelerine muhalefetten dava açmıştı. Sanıklar 5 Haziran'da hâkim karşısına çıkacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Tunceli Mil- letvekili Kamer Genç, Ma- vi Akım Projesi'yle ilgili olarak Rusya'da Gasprom yöneticileriyle görüştüğü savlannı yalanlayan ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaza «Heykeltı- raşla görüşmüş. Yapoğı suüstimaBe- rin he>keKni diktir- mekiçinmi" dıyerek yüklendi. ANAP Grup Başkanvekili Yaşar Dedetek de Genç ın uvuşturucu kaçakçısı Orfı Çetinkaya ile birlikte çekilmiş fotoğrafla- nnı anımsattı. TBMM Genel Kuru- lu'nda, iktidar ortaklannın medya patronlanna kamu ihaleleri yolunuaçan RTÜK tasansının ivedilikle çıkanl- ması için çalışma saatlerinin uzatılmasına ilişkin önerge- si görüşülürken DYP'li Genç söz aldı. Genç, geçen hafta kendisinin bulunmadı- ğı bir birleşimde Yılmaz'ın Mavi Akım Projesi'yle ilgi- li açıklamalar yaptığını anımsatırken suçlamalannı sürdürdü. ANAP'lı Dede- lek, Genç'in u kuü ifadefer" kullandığını sa- vunarak"Bizde kalkıp size uvuşturucu ka- çakçEaÖrfi Çe- tinkaya ikneişi- nizvanu, deme hakkına sahip olmaz mıyız" dedi. Genç bunun üzerine yeniden söz alarak "Suiisti- mallerkirli ifadelerle dilege- tirilir. Sizin yaptığınız suiisti- malleri, "Çok temiz, çok na- muslu hırsızlar' diye mi an- latacağız" açıklamasmı yap- tı. Genç, "DedeJek benimle uğraşma. Özal'la uğraştım, bitirdim. Demirel de gittL Mesut da gkJecek" dedi. benimsenmesine bağlıdır. Aksine iddialarla bir yere vanlamamıştır, vanlması da mümkün değildir. Mevcut iki devlet, herhangi bir çözümün başlangıç noktasıdır. AB'ye Uyari: Güney Kıb- ns'ın 1960anlaşmalannaaykı- n olarak yaptığı tek taraflı mü- racaat sonucu AB üyeliğine alınması, adadaki bölünmeyi derinleştireceği gibi Doğu Ak- deniz'de istikran belirsizlikler- le karşı karşıya bırakacaktır. Oldubittiye göz yu- millamaZ: Kıbns'ta, Kıb- ns Türklerine büyük acılar çektirmiş olan 1974 öncesi karanlık döneme dönülmesi ve bu yönde kapıyı aralaya- cak herhangi bir oldubittiye göz yumulması söz konusu olmayacaktır. Garantör ülke gö- revleri: Türkiye, garantör ülke olarak ahdi ve tarihi ve- cibelen doğrultusunda, Kıb- ns Türk halknun esenliği ve güvenliği için gereken her i adımı atmaya, ekonomik kat- kılannı sürdürmeye devam edecek ve KKTC ile işbirli- ; ğini güçlendirme ve derinleş- i tirme yönünde gereken çalış- malannı hızlandınlacaktır. MGK toplantısında, KK- . TC 'de yaşanan siyasi ve eko- nomik sıkıntılann da değer- i lendirildiği kaydedildi. KK- • TC'de Türkiye'deki ekono- 1 mik bunalıma paralel olarak , yaşanan sıkıntılann sonunda geçen hafta içinde hüküme- > tin istifasınrn ardından geli- nen noktanın ele alındığı top- lantıda, KKTC'ye yapıhnası öngörülen mali katkının da bir an önce yerine getirilme- i si kararlaştınldı. Toplantıda, | haziran ayında çıkması bek- ; lenen ek bütçede KKTC'ye 90 milyon dolarhk bir kayna- ğın çıkartılması, ancak bu ı miktann proje karşılığında | verilecek kredilerle arttınl- j ması benimsendı. POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Rhal Mali KarpuzL. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in alıştığımız güleç yüzü önceki gün birden değişmiş, kameralar önünde kaşlan çatık olarak konuşmuştu... Vedünsabah... Derviş yine güleç yüzlüydü... Bürokratlarla sabah kahvaltısı yaptıktan son- ra gazetecilere, buğday taban fiyatlarıyla ilgili gö- rüşlerinı aktardı: "Her şey ıstenildiğı gıbı oldu..." 1980 yılından berı tarımda yaşananlarTürkiye'yi bugünlere getirdi, üretici kesim gıderek yoksul- laştı... Buğday, ayçiçeği, zeytin, fındık, incir, pamuk üreticilerinin durumu kötü!.. Çikita muzla başlayıp kiviyte ivme kazanan mey- ve ithalatına salça eklendı... Daha bitmedi!.. Türkiye mercimek üretiminde dünyanın üç mer- cimek ülkesinden bırisiydı. 1990 yılında 846 bin ton mercimek üreten Türkiye bugün 180 bin ton üretiyor. 1990'da 240 bin ton mercimek ihracatı yapan Türkiye, bugün 100 bin ton mercimek ithal ediyor... Mercimek ihracatı yok, ithalatı var!.. llginç değıl mı? Fasulye, pirinç, nohut, buğday, pamuk. tütün, ayçiçeği ithalatı yapan Türkiye, tarımda çıkmaz sokağa doğru hızla sürükleniyor... Tonu 900 dolardan fasulye ithal eden Türki- ye'ye İran ve Suriye'den kavun giriyor... • • • Bir hafta önce Ege'deydım... Izmir'de manav tezgâhlannda ithal mali karpuz ve kavunlar duruyordu... Söke ve Gediz Ovası'nda pamuk ekım alanla- rındaürün yoktu... Üreticiler tedirgindi... j ^ _ Dediler ki: "Artık Türkiye pamuk ithal eden bir ülke oldu..." Nedenini sorduğumda ise şu yanıtı aldım: "Türkiye 'nin yıllık pamuk tüketimi 1 milyon 200 bin tondur. 1999 yılında ise 749 bin ton pamuk üretildi. Açık ise ithalatla kapatıldı..." Sordum: "Ne kadar ithalat yapıldı?" Yanıt: "282bin ton..." Saruhanlı üzerinden Akhısar'a doğru yola koyul- duk... Hacırahmanlı beldesinde tütün üreticileriyle kah- vede buluştuk... Dedik ki: "Nedir tütünde dunjm?.." Kahvedekiler "perişanız" deyıp eklediler: "Türkiye tütün ithal ediyor, biliyor musunuz?" Çünkü, Türkiye'de üretim yapan şirketler yerli üreticiyi dışlamıştı... 1999 yılında 40 bin ton tütün ithalatı gerçek- leşmişti... Ödenen kaç milyon dolardı? -1 -.w«fci -»«fc»'-» - 133 milyon dolar... İthal edilen ürünlere toplam olarak 1 milyar do- lar ödenmişti... Yoksulluk sınırının 600 milyon lira olduğu Tür- kiye'de halkın tenceresınde kaynayan fasulye, no- hut, mercimek bile ithal ediliyordu... • • • Türkiye'nin hiçbir zaman doğru dürüst bir tanm politikası olmadı... 1980 sonrası ıse Turgut Özal tanm kesiminı bi- lerek yok etmek istedı... Geldik bugünlere!.. Kemal Derviş, Türkiye'yi ABD sanıyor... ' 198O'lı yıllarda ABD'nın belırlı bölgelerınde pa- muk, tütün, hububat ekımı durduruldu. Uretım alanlarına fabrikalar kuruldu. Pamuk ve tütün dı- şarıdan ithal edilmeye başlandı... ABD ve Türkiye!.. Türkiye'yi küçük Amerika sananlar suçludur, bir gün tarih önünde hesap verecektir!.. hikmet.cetinkaya c cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 veziroğlu'ndan MGK'ye mektup: Krizin nedeni IMF reçetesi Ekonomi Servisi - Mi- ami Üniversıtesi Temiz Enerji Araştırma Ensti- tüsü'nden Prof. Dr. T. Nejat Veziroğhı. Türki- ye'de yaşanan ekono- mik krizin sorumlusu- nun Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası olduğunu be- lirterek Türkiye'nin 20 milyar dolarhk kaybı- nın fon ve bankadan tazmin edilmesi çağn- sında bulundu. Veziroğlu, Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Bü- lent Ecevit başta olmak üzere tüm Milli Gü- venlik Kurulu üyeleri- ne gönderdiği mektup- ta, Türkiye'nin maruz kaldığı son ekonomik krizin IMF ve Dünya Bankası'nın Türki- ye'ye kabul ettirdiği re- çetenin doğal bir sonu- cu olduğunu ifade etti. Mektupta, "Bir ta- raftan Dünya Bankası ileri gelenleri para spe- külasyonu yapan fir- malara danışmanlık yapmakta, bir taraftan da IMF reçetesi Türki- ye'yi para spekülasyo- nu yapan firmalar için çok uygun bir ülke ha- h'ne getirilmektedir" deniierek Dünya Ban- kası ve IMF'nin Tür- kiye'yi 'bile bile' kri- zin içine soktuğu dile getirildi. Dünya Ban- kası ve IMF'de reform yapılması çağnsında bulunulan mektupta, "Bu kuruluşlarda çah- şanların menfaat çeliş- kisi içindeolnıanıalan- nı sağlavacak tedbirle- rin alınması" da talep edildi. Veziroğlu, Milli Gü- \ enlik Kurulu'na gön- derdiği mektupta, son krizde para spekülas- yonu yapan firmalann Türkiye'nin sırtından 2ü milyar kadar kaza- nıp götürdüklerine işa- ret ederek ''Türki- ye'nin zararını karşıla- yacak tazminatın alın- ması için Dünya Ban- kası ve IMF'nin en bü- yük ortağı ABD'nin haberdar edilmesi ve desteğinin sağlanması- nı emirlerinize arzede- rim" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle