16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA , OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr Atatürk Yin6 Ûnutulmasın... Prof. Dr. Cem EROGUL Anatuze (4ııa\asa Hııkuku) Oğıetım 2 4 Mayıs 2001 gunlu Cumhuriyet'e bakılırsa. Partılerarası Uzlaşma Komısyonu 51 madde- lık bır anayasa değışık- lığı demetını goruşme- ye başlamış Bu gınşım sonuç v enr- se, 1982 Anayasası altıncı kez değış- tmlnıış olacak Bugunku anayasa ne denlı değış- tınlırse değıştınlsm. bunun Turkı- ye'nın demokratıkJeşme ozlemıne yanıt veremeyeceğı doğru Yıne de. ozellıkle 1995'teyapıldığıgıbı, ana- yasanın kımı buyuk kusurlannın bu yoldan torpulenmesı olanaklı Ger- çı her anayasa değışıklığı bu yonde atılmış bır adım olmayabılıyor Ağus- tos 1999 da yapılan son anayasa de- ğışıklığınde bunu açıkça gorduk Orada, esas olarak. arsıulusal (*) sermayenın çıkarları kollandı Şu anda hazırlanmakta olan bır dızı değışıklık ıçınde de. anayasa duzenımızı buyuk tehlıkeye atabıle- cek onerıler bulunduğu bılınıvor Ankaıa Lnı SıyasalBılgilet Fakultesı ü\esı " ' Orneğın, I7Ocak2001 gunlu Cum- hunyet'te belırttığım gıbı "Cum- hurbaşkanınm Yeniden Seçilebilme- si". 1961 Anayasası'nın yurutme gu- cune ılışkın olarak kurduğu temel ya- pıyı kökunden sarsabılecek rutelık- te bır onen Ancak bugunku konum bu değıl Bugun dıkkatlere sunmak ıstedığım konu. boylesıne kapsamlı bır anaya- sa değışıklığı hazırlanırken zama- nında Atatürk'e karşı ışlenen buyuk bır ayıbın, aradan yırmı yıl geçme- sıne ve anayasanın beş kez değıştı- nlmesıne karşın, hâlâ olduğu gıbı durması Bu ayıba son verme firsa- tı bu kez artık kaçınlmamalı En ılkel tuze (hukuk) duzenlenn- de bıle. bır ınsanın son dıleğı, tuze ve aktore (ahlak) kurallanna aykın değılse, kesınkes yerıne getırılır Mustafa Kemal Atatürk. olmeden kısa bır sure once hazırladığı vası- yetnamede, Iş Bankası'ndakı payla- nndan kaynaklanan gelınn Turk Dıl Kurumu ıle Turk Tanh Kurumu'na verılmesmı dıledı Atatürk olduk- ten sonra doğal olarak, bu dıleğe uyuldu Dıl devrınune karşı olan De- mokrat Partı zamanında bıle de\ le- tın kurucusunun kahtyazısmı (vası- yetını) çığneme densızlığını kımse goze alamadı 12 Eylulculer ıse uslara durgunluk verecek bır şey yaptılar Ataturk'un bırer dernek olarak kurdurduğu Turk Dıl Kurumu ıle Turk Tanh Kuru- mu'nu kapattılar ve malvarlıklanna el koydular Sonra, aynı adlarla bı- rer devlet daıresı kurup Ataturk'un bıraktığı gelırlen bu daırelere von- lendırdıler Butun bunlan da anaya- sa kuralı durumuna getırdıler Tüzedışıhk Bunun ne demek olduğunu anla- tabılmem ıçın kuçuk bır benzetme yapmama ızrn venlsın Dıyelım kı olmeden malınızı, Alı ıle Ayşe adm- da çok sevdığınız ıkj kışıye bırakı- yorsunuz Sız oldukten bır sure sonra, bın- len çıkıp Alı ıle Ayşe'y1 olduruyor, (sızden kalanlar dahıl) butun malla- nnı alıyor, bu sevdığınız ınsanlarla hıçbır ılgısı olmayan ıkı kışıye Alı v e Ayşe adlannı v enyor, sonra da ya- sal mırasçılannızın mallannı \e sı- zın mırasınızdan kaynaklanan gelı- n bu yabancılara aktanyor Bu yapılanların tuze dılınde ne anlama geldığı çok açık Ikı derne- ğın maharhklan dahası adlan bıle gasp edılmış. yasa ve anayasa yoluy- la bır kalıtyazısı (vasıyetname) de- ğıştınlmıştır Boylesıne bır tuzedı- şılık (hukuksuzluk), gen bır toplu- mun bıle ıçıne sındıremeyeceğı bo- yuttadır Ustelık butun bunlar. Ata- turk'un kurdurduğu ıkı derneğe ya- pılmıştır Yasa yoluyla hukumsuz kılınan kalıtyazısı da Ataturk'un ka- lıtyazısıdır Anayasa ve yasa ıle de\ - letın kurucusunun kalıtyazısı değış- tınlmıştır Sıradan bır ınsana yapı- lamayacak bır şey de\ letın kurucu- suna >apılabılmıştır Bu benzersız saygısızlığı yapanlar da. bugune dek gelmış geçmış butun yonetıcıler ara- smda en Ataturkçu geçınen takım- dır Yasayla kapatılan sıyasal partı- lenn yeniden açılması ve mallan- nın gen \ enlmesı dahıl 12 Eylul un bırçok haksızlığı bugune dek duzel- tılmıştır Ama nedense en buyuk haksızlık Atatürk evapılanhaksrz- lık, oldugu gıbı durmaktadır Yapılması gerekenler çok açıktır Anayasanın 134 maddesı yururluk- ten kaldınlmalıdır Hemen arkasın- dan da. gereklı yasal değışıklık ya- pılarak Turk Dıl Kurumu ıle Turk Ta- rıh Kurumu eskı tuzel konumlann- da (yıne bırer dernek olarak ve eskı uyelenyle) venıden kurulmalı, gasp edılen butun mallan ve haklan. ya- sal faız eklenerek kendılenne gen ve- nlmelı bundan sonra da Ataturk'un vasıyetıne uygun olarak lş Banka- sı'ndakı paylardan kaynaklanan ge- lırler bu kurumlara odenmelıdır Yırmı vılda beş anayasa değışık- lığınde bunlar unutuldu dıyelım An- cak artık kımsenm mazeretı kalma- mıştır Bu yenı değışıklık demetın- de de bu ayıp sılınmezse 12 Eylul- culenn suçlanna başkalan da bıle- rek v e ısteyerek katılıvor (ıştırak edı- yor) demektır (*) Arsıulusal (uluslararası) soz- cuğu bıze Atatürk donemmden bır armağandıı ARADA BİR M. METE GÖKTÜRK Cumhuı n et Sa\ cısı Kazmayla Saat Onarımı Kamu kurumları ve bankalarda yapılan yolsuz- lukların bırer bırer ortayadokulmesının, toplumda- kı yansıması denn ve sarsıcı oldu Bu duyarlılık ka- çınılmaz olarak bu suçlarla ılgılı soruşturma ve ko- vuşturma yapma gorevını ustlenen kışılerı de yo- ğun bıçımde etkılıyor Herkes bu olaylann bır an on- ce açıklığa kavuşması, sorumluların ortaya çıkma- sı ıçın elınden gelenı yapma konusunda adeta bır- bırlenyle yanşa gırıyor Ancak organıze suçlarla ılgılı yasal duzenleme- lerın yetersız olması yuzunden çıkartılan ve 30 07 1999 tanhınde yururtuğe gıren 4422 sayılı "Çı- karAmaçlı Suç Örgutlenyle Mucadele" yasasının bu tur organıze suçlan kapsamaması yalnızca şıd- det, korkutma, yıldırma, sındırme oğelerını (unsur- lannı) ıçeren "mafya" tıpı orgutleşmış (organıze) suç orgutlennı kapsayacak şekılde duzenlenmış ol- ması karşısında, bu suçlarla mucadele ıçın elde es- kı ve yetersız yasal duzentemeyı (TCK 313-314 mad- delen) uygulamaktan başka bır olanak kalmıyor Işte bır yandan bu tur yolsuzluk suçlan ıle mu- cadele ıçın elde yeterlı ve elvenşlı bır aygrt bulun- maması, ote yandan bu konuda bır an once sonu- ca ulaşma endışesının rekabetçı bır acelecılık ve gayretkeşlığe donuşmesı, gıderek hukukun go- zardı edılmesıne ve onun gosterdığı çızgıden sap- malara yol açabılıyor Karşımıza bu noktada ışte bu yenı tehlıke çıkıyor Bu tehlıkenın onlenmesı, kamu gorevlılennın, so- kaktakı ınsandan farklı olarak, olaylara duygusal de- ğıl, duyarlı yaklaşmak zorunda olduklannın bılıncı- ne vaımalarına bağlıdır Olaylara duyarlı yaklaşım sorunlara hukukun ıçınde kalacak çozumler uretme sonucunu doğu- nırken, olaylara duygusal yaklaşım, zamanzaman hukukun dışına kayılmasına, hatalar yapılmasına ve çozumsuzlğe neden olur Orneğın bu tur suç faıllen haklannda TCK'nın 313 ve 314 maddelen gereğınce cezalandınlmalan ıstemıyle kamu da- valan açılabılmesıne ve bu durum daha soruştur- maya başlanırken bılınmesıne karşın, sanıklar hak- kında çoğu kez araştırma ve hazırlık soruşturma- ları, bu suçlan kapsamı dışında bırakan 4422 sa- yılı yasa hukümlerıne gore yurutuluyor Bu yasaya gore ızlemeler, telefon dınlemelen yapılıyor Bu ya- sanın sağladığı olağan dışı olanaklarla suç kanıt- lan toplanıyor Oysa burada açıkça bır hukuka ay- kınlık soz konusudur Bu uygulamanın ağır ve ka- bul edılmesı guç sonuçları yargılama sırasında ve ozellıkle karar aşamasında açıkça karşımıza çıka- bılecektır Şoylekı CMUK'un 254/2 maddesı, "Soruştur- ma ve kovuşturma organlannın hukuka aykın şekilde elde ettiklen delıller hükme esas alına- maz" hukmunu ıçerır Yargılama sırasında bu suçlann sanıklan ve ve- kıllen toplanan kanıtlann bu suçlar ıçın uygulan- maması gereken bır yasanın haksız olarak uygu- lanması suretıyle hukuka aykın şekılde elde edıl- dıklennı, bu nedenle yok sayılmalan gerektığını ve CMUK'un 254/2 maddesınegore hukme esas alı- namayacaklannı ılerı surduklerı takdırde ne yapı- lacaktır? Suçlan sabrt olsa bıle, zaten toplumun beklen- tılennın çok altında cezalar ongoren TCK'nın 313- 314 maddelenne gore cezalandınlabılecek olan sa- nıklar boylesıne yanlış bır uygulama sonucu belkı bu kuçuk cezalardan da kurtulabıleceklerdır Bu nedenle zorunlu olan yenı yasal duzenleme- ler ya da duzeltmeler yapılıncaya kadar soruştur- ma ve kovuşturma gorevını ustlenen kışılenn, duy- gusal ve yanlı davranıldığı ızlenımı bırakmayan, yargının sıyasallaştınldığı suçlamalanna hak verdır- meyecek, arkasını bazı guç odaklarına dayayıp onların tetıkçılığını yapıyor ıddıalannı boşa çıkar- tacak bır objektıflık ve sennkanlılık ıçınde hukukun çızdığı sınıriarın dışına çıkmayan bır tutum sergı- lemelen gerekıyor Aksı takdırde yapılan ış kazmayla saat onanmına (tamınne) kalkışmaya benzer Kaş yapalım derken goz çıkar ve başarısızlık kaçınılmaz olur DURSUNBEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosvaNo 2001 1 Davacı Resmıye Akbacak tarafından davalı Rama- zan Akbacak ale\ hıne açılan boşanma davasında, Davalı Ramazan Akbacak ın açık adresı tespıt edı- lemedığınden da\a dılekçesının ılanen tebhğıne karar venlmekle davalı Ramazan Akbacak ın duruşmanın yapılacağı 20 06 2001 gunu saat 09 00'da mahkeme mızde hazır bulunması v eva kendısını bır v ekılle tem- sıl ettırmesı gelmedığı takdırde vokluğunda karar v e- nleceğı davetıve yenne kaım olmak uzere ılan olunur Basın 29674 - . .. İmzalı Kitaplanmla... Prof. Dr. Çetin YETKİN Dava arkadaşım' Emın menAnkara'dakıevımdekurdu- Değer e ımılen ıçın kı- taplan yaşam- larının a>nl- maz bır parça- sıdır Onlarsız edemezler Hep kıtaplan ıle çev - nlı bır yerde. bır odada yaşa- mak ısterler Kıtaplarla bırlıkte bulunmak yaşamlanna daha bır anlam kazandınr, onlarsız ken- dılennı bır ganp duyumsarlar Ben de bu kışılerden bınyım Kımı kereler gozum kıtaplık raflannı dolduran kıtaplara ta- kılır Işte şu kıtap o an ıçın bır- den bır pencereyı yeniden ara- layıv enr, anımsaran sayfalann- da öylece durup duran ıletısını Eğer bır romansa belleğımde c^rdanıv^rîfTcahramanTânT on- lann yaşadıklan Kıtaplanmızın arasmda sız- den soz eden, sızın yazdıklan- nızdan alıntılar yapan ya da bun- lara gondermeler yapanlan var- sa. onlann yen doğallıkla daha bırbaşkadırgozumuzde Nevar kı imzalı kıtaplann yen çok da- ha başkadır Oyle laf olsun dı- ye yazannın ımzalayıp da ver- dığı kıtaplardan soz etmıyorum içtenJıkle, dostlukla, sevgıyle, saygıyla ımzalananlardan soz edıyorum Bunlara gözunuz ılıştığınde, tozlarını alıp yeniden yerıne koyduğunuzda, zaman zaman elınıze alıp yazannın yapıtını ımzalarken sıze ne yazdığını, geçmışe gızlı bır ozlemle bır kez daha okumak gereksınımı du> duğunuzda. sayfalannı ye- nıden çev ırmeye başladığınızda, ımzanın yanındakı tanh. bırden canlanır O an yeniden yaşanır, bunu bırlıkte geçırdığınız gun- lenn anılan ızler Işte, bır gece yansı, bu kere bakışlanm nasılsa bırden Mu- zaffer Buyrukçu'nun "Gûrûl- tülü Birkaç Saat" romanına ka- yıverdı Anımsayıverdım he- ğumuz sofranın başında dostlar- la bır yandan ıçtığımızı bır yan- dan da bağıra çağıra dertleşıp soyleştığımızı Onundekı ta- bağı bır yana ıten Muzaffer Buy- rukçu. çantasından çıkardığı ro- manını bana ımzalay ıp venyor Kalemı kıtabın ılk sa\fası uze- nnde gıdıp gelırken y azdıkları- nı bır an once okumak ıçın na- sıl da sabırsızlanıyorum Çetin Yetldn kardeşimcsev gi- lerimJe. Havat güruMIü birkaç saat- ten çok gürültüsüz saatierin için- dedir, dhorum. Yalnız -scssizli- ği- duy anz da pek değerlendire- me>1z. Belkı değertcndırdığımiz gün iBşkilen daha dennden ka\ - rayabileceğiz. Tanh, 27 Mart 1973 Aradan tam 28 yıl geçıp gıtmış Amadün gıbı 1 Ben, imzalı kıtaplanmı a>n bır kıtaplıkta saklıyorum Yazarla- nnın soyadlanna gore abecesel (alfabetık) olarak raflara yer- leştırdım Kımılennde çok ozel şeyler de yazılmış bulunuyor Ben bu dunyadan goçup gıttık- ten sonra sahaflarda oksuz ka- lıp olmadık ellere geçmesınler dıye onlan topluca ayn bır yer- de banndınyorum Her bın be- nı geçmışten alıp geleceğe go- tunıyor Hasan Husejin Kork- mazgil'ın "Kızılırmak r 'ı bana 12 Eylul 1970'te ımzaladığın- da \ azdığı gıbı "... yaşamür bir Turki>e için" geleceğe' "Kı- zılırmak*'ı yenne koyuyorum. elımı uzatıp yanındakı kıtabı kucaklıyorum O da Korkmaz- gıl'ın "Bmklar Konuşuyor"u Onun benı nasıl da hala yalnız bırakmadığını, zor gunlenmde hep yanımda olduğunu bır kez daha ıçımdekı yangmı nasıl son- durmeye çabaladığını > ureğım- de beynımde yaşıyorum Aziz Kardcşim Çetin Yetkin'f Bir Antep rürkusmle: "Zor gunler geçer ağlama. Zor gürüer geçer ağlama.»" Sağ ol Hasan Huseyın. ben de bılıyorum geçer Ama ya geçınceye kadar1 Her imzalı kıtap, anılann canlanması, par- laması ıçın bır kıvılcım Anılar bırbınnı ızlıyor Asıstan Uğur Mumcu'nun Hukuk Fakultesı dergısınde yayımlanan ılk ya- zısının yapılan ayn basımlan- nı ımzaladığı gunlerde çoğu za- man gıydığı o sıyah derı ye- lek Çokbeğenırdımoyeleğı. ona da yakışıyordu Sonra sav- cılık yaptığım gunlerde 1 Ma- vıs 1977 olayının ılk duruşma- sından once bıldığı bır şey var- sa oğrenmek ıstedığım ıçın Mumcu'nun benı Emın Değer'e gondermesı Emın Değer'le boyle tanıştım Demek kı 24 yıl olmuş tanışalı Bir Yûce însan^ Emın Değer'ın imzalı kıtap- lannaeğıhyorumbukezde De- ğer. bazı kıtaplarında benden alıntılar yapmış. kaynak goster- mış olduğu ıçın onun imzalı kı- taplarının daha da ozel bır yen var gozumde Hele 21 Ocak 1997'de ımzalayarak bana ver- dığı "UğurMıuncu ve 12 Mart- Gerhe Donuşun tlk Adunı"nın "Sunuş" bolumunde 21 sa>fa- da " _ göruş ve duşunceleriyle katkıiannın otesinde. ozel arşi- vınden de yararianma olanağı ta- myan Prof. Dr. Çetin Yetldn'e teşekkurlerimi sunuyorum" de- mış olması benı oylesıne kı- vançlandınyor ve onurlandınyor kı Emın Değer'ın 2 Ağustos 1995 'te bana v enrken "Düşün- ce Ozgürtuğu Çıkmazı" kıtabı- na yazmış olduğu şu sozler. be- nı bır kez daha tanımlanamaz duygular gırdabına surukluyor Çetin Yetkin'e Bir toplumsaJ kavgada birlik- te olmanın krvancrvla sevgi ve sa>gılar. Hele Emın Değer'ın "Bir Cumhuriyet Duşmanının Port- resi \-a da Fethullah Gulen Ho- caefendinin Derin Misvonu" kı- tabında ımzasının ustunde yer alan ve kalemınden çıkmış olan şu sozcukler Değerti dav a arkadaşım Prof. Dr. Çetin Yetkin'e Cumhuriyeti koruma karan- mızın ne denlı vennde ve guç koşula bağlı olduğunun bihnciy- le_. Tanh, daha çok yenı 15 Nı- san 2000' Emın Değer gıbı bır vuce ınsan benım ıçın boyle du- şunurse nasıl olur da ovun- mem 1 Emın Değer denınce usuma hemen yıne Uğur Mum- cu gelıvor Onun katlı sanıkla- nnın yargılandığı davada. Mum- cu aılesının av ukatı olması de- ğıl bu çağnşımın tek nedenı Aralanndakı dostluk ve duşun bırlığı' Ote yandan bır başka neden de. benım de Uğur Mum- cu ıle ta fakulte yıllannda baş- layan arkadaslığım UğurMum- cu, "Suçlular ve Guçluler" kı- tabını 26 Eylul 1981 'de ımzala- dığında bana şöyle seslenmış Dostum, devrimci avdın ar- kadaşım Çetin Yetkin'e sevgi- lerle». Ben de Uğur a seslenıyorum sessızce Yaşamım boyunca se- nı >alancı çıkarmamaya çaba- ladığımı bılıvorsun, değıl mı° Hıç kuşkusuz senın gıbı asla olamam ama bızlere çızdığın y oldan sapmamak ıçın her olum- suzluğa karşı elımden ne geiır- se yapmaya çalıştığımın farkın- dasındır Hatta kendı kendıme karşı bıle savaşım verıyorum bunun ıçın Ama bırden ıçıme bır sıkıntı basıyor Dostlanmın dava arkadaşlanmın bana ım- zalayıp verdıklen kıtaplan ben- den sonra bırbırlennden ayrıl- masınlar, ılgısız ellere geçme- sınler dıye Mahmut Yübaş'ın vakfina bağışlamay ı tasarladığı- mıanımsayıvenvorum Yabuta- sarımı gerçekleştırmış olsay- dım ! Neyse kı bu duygulanmı kâ- ğıda doktuğum uzun gece gu- ne donuşuyor Guneş doğuyor yeniden Yureğımıdağlayanbu sıkıntı ateşı, guneşın parlaklığı karşısında sonukleşıp >akıcılı- ğını yıtınyor Savaşlar Ülkesinde miyiz Yoksa... Melih B t R S E L htanbul Varhğını Koruma Grubu B ır suredır, ıçınde yaşadığı- ni Amerika'da mı sanıvor? Burası Turld- mız ekonomık koşullann, ve.Buulkeninkendineözgukoşullaruubil- daha ılk gunlennde, Sayın mİYor" gıbı sozlenn dozaj ı artarak suruyor Basbakanımız olayın çozu- Bır an ıçın bunun doğru olduğunu kabul et- munu "tophunca ekonomik sek de, memleketın dort bır bucağından, bı- savaş" ıçınde olduğumuz zıtemsılenTBMM'yı dolduran (yadadol- daha ılk gunlennde, Sayın Basbakanımız olayın çozu- munu "tophunca ekonomik savaş" ıçınde olduğumuz goruşu ıle açıkladı Ondan once de değı- şık adlar altında "savaşmak" zorunluluğu- na alıştınlmıştık Önıeğın, terore karşı "savaş", trafık ca- navanna karşı "savaş", bankalann hortum- lanmasına karşı "savaş", yoksulluğa karşı "savaş" vb Ancak yanılmıyorsam savaş, duşmana karşı uygulanacak bır korunma yontemıdır Buna da en guzel ornek "Istik- İal Savaşımız"dır Insanın kendı kendıne savaş açtığı baş- ka bır orneğe pek rastlamadım Akıl, man- tık, bılgı ve bınkımı sureklı kullanmak alış- kanlığını kazanmamız durumunda "sürek- li savaş" psıkozundan kurtulabıhr mıyız acaba9 Aynı surede, yasamakta olduğumuz bu- nalımla ılgılı olarak, her onune gelen (baş- ta mılletvekıllen) aklına her gelenı soylu- yor Orneğın, "Sayın Kemal Dervış kendi- duramayan) sayın mılletvekıllenmızmem- leketle ılgılı bılgı ve deneyımlennı kullan- dıklan ıçın mı bugunlere geldık7 Dunya Bankası nın ust basamaklarında yıllardan ben gorev yapan Sayın Derv ış'ın gelışmemış ulkelenn ekonomık koşullan hakkında bızden çok daha bılgı sahıbı ol- duğuna emınım Bu ulkeler arasında olan Turkıye'nın de ekonomık koşullannı. gorevı gereğı su- reklı ızleyıp bılgı sahıbı olduğuna ınanıyo- rum Kendısını eleştırenler bır noktada hak- lı olabılırler Turkıye nın kendıne ozgu "demokratik sıyasal kultür" ortamına ya- bancı olabılır Onu da oğrendığı gun, bız- den bır farkı olmayacaktır Ne yazık değıl mı 9 "Ekonomiksavaşa" başka bır açıdan ba- kacak olursak, ulkemızde -yanılmıyorsam- 1964'ten ben yaşama geçen bır planlı do- neme gırdık Bu amaçla genış kadro ve yetkılerle kurulan Devlet Planlama Teşkı- latı (DPT), Başbakanhğa bağlı olarak 5 yıllık donemlerle, ulkenın sosyo- ekonomık kalkınma hedeflennı saptadığı gıbı. her vıl ıçın de. kurum ve kuruluşların bu hedefle- n uygulama olçutlen v e programlannı uret- mekJe gorev lı Hatta değıştınlmedıyse. bu olçutlenn "kamu sektorü için bağlayKi", "ozel sektor için de vonlendirici" olması gerekıvordu Değerlı ınsanlann gelıp geç- tığı. gorev aldığı bu DPT nerede 7 "Ekono- mik savaşta hangi cephede çarpışıvor?!. Bır zamanlar "plan değil. pilav istiyoruz" gıbı sozlenn sahıplen "Yuksek Planlama Kurulu"nda yer aldığı bu ortamda, ger- çekten DPT butçesının karşılığı ıle "pilav olmasa bile, pirinç satın alarak". (ozellık- le ıthal ederek) fakır fukarav a dagrtmak. ay- nı zamanda "muteşebbise" yenı ış olanak- lannı sağlamakla onları daha mutlu etmek fırsatımız doğacaktır1 Yuksek Planlama Kurulu hukumet uye- lennden meydana geldığı surece ne DPT ne de onun yuksek kurulunun bır yaran ola- bıleceğını zannedıvorum Einstein'ındedı- ğı gıbı "Bu durumıı yaratanlardan, onu değiştirmesini beklemeyin..." PENCERE Hâki ve Kırmızı Koşe yazarlığı zor ış' Her yıl 27 ve 29 Mayıs'ta gunun anlam ve onemı uzenne yazılır mı9 Yazmak zorunda kalıyorsun Istanbul 29 Mayıs 1453'te fethedılmış, 16 Mart 1920'de ışgal edılmış, 6 Ekım 1923'te kurtulmuş .. Fetıh işgal Kurtuluş Tarıhte yaşanan olguları anlatan uç sozcuk kı herbırının anlamı ayrıdır Pekı, Hınstıyanların ağababalarının "Fetıh"ten yaklaşık 500 yıl sonra Istanbul'u ele geçırerek uç buçuk yıl ışgal yonetımı uygulamaları bır ruya mı- dır^ Yoksa gerçek mıdır'? Mustafa Kemal olmasaydı Istanbul elden gıttı gıder mıydı? Gıtmıştı • Koşe yazarlığı zor ış Yazmaktan bıktım, fetıh kavramının çağımızda bır anlamı yok ya da olumsuz bır anlamı var, bır ulus vatanını fethettı dıye bayram yapabılır mı? Ancak "Kurtuluş Bayramı çağımız ınsanlığına yakışır Fetıh Bayramı çok partılı rejımden sonra ıcat edıl- mış bır "bıdat"tır, Cumhunyet Turkıyesı'nde yalnız "Istanbul'un Kurtuluş Bayramı" kutlanırdı • Ya 27 Mayıs? Yemınlı duşmanlan vardır 27 Mayıs'ın kı bu do- ğaldır 1923 Cumhunyetı'nı de bır kaşık suda boğ- mak ısteyenler eksık değıldır Her yıl dıncı, bolucu, ıkıncı cumhunyetçı, entel ta- kımı 27 Mayıs yıldonumunde evlere şenlık yorum- lar yapartar bızde askere çatmak demokratık ma- nfet sanıldığından çoğunlukla bu yolda kalem oy- natılır Aradan 41 yıl geçtı Tanhsel, sınıfsal toplumsal, yansız bır yaklaşımı ara kı bulasın1 Nedır 27 Mayıs? Şu sozcuklerı (geçmış yıllarda olduğu gıbı) bır kez daha anımsayalım Sosyal devlet ^ Sendıka duzenı Anayasa Mahkemesı Insan haklan ve temel ozgurlukler Unıversıteye ozerklık Yargıç bağımsızlığı Hukuk devletı Toplusozleşme Bu kurumlar ve kavramlar 27 Mayıs Devnmı'yle gerçekleşen 1961 Anayasası'yla Turkıye'nın dev- let ve sıvıl toplum hayatına gırdı Gınş o gınş Pek ayırdında değılız, ama, 27 Mayıs Devnmı bu- gun de suruyor • Askere çatmayı demokratık manfet sanmak ne- reden kaynaklanıyor'' Askenn Turkıye Cumhunyetı'ndekı etkınlığı suç ıse bu olgu bızım değıl Avrupalının marıfetıdır; em- peryalızmın patronları -Ingıltere, Fransa Italya Yu- nanıstan'ı da fıştekleyerek- Anadolu'yu s ı l a h l ^ askerle ışgal etmeselerdı, Turkıye Cumhunyetı'nın temellerı de 'asker-sıvıl ıttıfakı'yİa kurulmayacaktı Dıncı, bolucu, entel takımı hâkı renge boğanın kır- mızıya baktığı gıbı bakıyor Boğa kırmızıya bakarken matadoru gormez TÜRKİYE SOSYAL EKONOMİK SİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKH 2000'Lİ YILLARDA SOSYAL GUVENLİK SİSTEMİ (SORUNLAR - ÇÖZÜMLER) Prof.Dr. Bernd Baron von MAYDELL Kemal KILIÇDAROĞLÜ Prof.Dr. Tüla> ARIN Bülent PtRLER Özcan KESGEÇ Yer Istanbul Dedeman Otelı Tanh 2 Hazıran 2001 Cumartesı Saat (09 45-13 00)-(14 00-17 00) Sımultane çevın vardır "ey hayat onu bana bagışla yırtıp atayım butun şıırlenmı ne boşnakça konuşayım ne brahmsı dınleyeyım ey hayat onu bana bağışla duşmesın ardıma olu bır kadın yuzu" Behçet Aysan Ölümsüzdür şaırın sevdalısı ADVtYE AYSAN'a (1951-2001) ANKARA T4BÎP OD4SI VE DOSTLAR1 ANTALYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 1999 1147 Davacı Stela Uluca tarafından davalı Bekır Uluca aleyhıne açılan boşanma davastnda Karar gereğınce Atatürk Cad No 41 Antalva adre- sınde otunır Hasan oğlu 1938 d lu Bekır Lluca va teb lıgat vapılamamış başkaca adresı tespıt edılemedığın- den HUMK nun 213 ve 377 md gereğınce dava yenı lenmış olduğundan duruşma gunu olan 26 6 2001 gunu saat 11 40'da mahkeme salonumuzda hazır bulunması veya kendını bır v ekılle temsıl ettırmesı hazır bulunma- dığı veva kendısını bır \ekılle temsıl ettıımedığı takdır- de dava dılekçesı teblığ edılmış sayılavarak yargılama ya vokluğunda de\am olunacağı ve sonuçlandrnlacağı ılanen teblığ olunur 1 5 2001 Basın 29373
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle