15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2001 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada lis dışında -sakın CHP sanmayınız- bir başka ku- ruluş mu üstlendi? Ya da son zamanlarda Türkiye'yi yönetmekten a- cizdiye nitelediği hükümetin ekonomik programıy- la program yürütucüsünü yerden yere vuran TOBB'mi ana muhalefet partimiz? . Ekonomik ve mali konular siyasetin önüne geç- tiğinden beri TOBB Başkanı Fuat Miras ile oda başkanları Derviş'e ve ekonomik programa ateş püskürüyor. Ana muhalefet partisinin söyleyemediği ölçüler- de -ama halkın yürekten benimsediği- değeriendir- meler yapıyorlar. Derviş'e karşı çıkarken sadece programı hazırla- dığı sırada TOBB'yi es geçmesine tutulmadıklannı gösteren açıklamalarla sürekli gündemde. TOBB Başkanı Miras, adeta bir muhalefet parti- si genel başkanı. Örneğin en hafif eleştirisi: "2007 yılını (Derviş'in bir iki ay sonra ekonomi- nin düzeleceğini sürekli söylemesine karşın) zor çı- kannz. Ya fabrikalan kapatacağız ya da yaşama olanak- larının daha iyi olduğu (Bulgaristan, Romanya gi- bi) yerlere gideceğiz." iktidardan gelen (halkımızın dinlemekten usandı- ğı) umut yüklü söylemlere de muhalefet partilerin- den duymadığımız içerik ve nitelikle yanıtlar veri- yor. Miras'ın dün toplanan TOBB Genel Kurulu'nda- ki açış konuşması yenir yutulur cinsten değil. Ör- neğin şunlan "...Siyaset kurumu, ülkeyi yönetememiştir ve yö- netememektedir. Kendi içinde demokrasi tohum- lan ekilmemiş lider partilerinin siyasi kıskançlık için- de etraflannda, yetenekli insanlara yer vermeyerek, yol açtıklan zararlan ölçmek mümkün değildir... 40 yıllık süre içinde dışardan borç olarak alınan onlarca milyar dolar çarçur edilmiş, koskoca Tür- kiye Cumhuriyeti 10-15 milyar dolar yardım için tavizleri peş peşe vermek zorunda kalmıştır. Suç; sizin. benim, Türk insanının değil, suç bu ülkeyi yanlış yönetenlerindir. Sisteme güven kalmadı. Gelecekle ilgili umut or- tamı maalesef bulunmuyor. Türk özel sektörü bir var olma veya yok olma mücadelesi içine düştü. Eğer ülke aynı şekilde yönetilecekse birkaç kriz sonrası zaten yok olup gidecek. Merkez Bankası'ndan devalüasyon öncesi 680 bin liradan döviz alanlar hâlâ açıklanmadı. Bu mu şeffaflık? Sayın Derviş sorumlu bakandır, çıksın açıklasın, cesareti varsa. '81 banka döviz aldı' di- yor, 8Vini de açıklasın. Çöken programa destek olduk, ama şimdi des- teklemeyeceğiz." Neden oimasın? Zamlann ardı arkası kesilmiyor. Bireylerin canını acıtan, güncel yaşamın sabit ve görünmez kalın kazıkları sıra sıra. Zihinsel ve bedensel rahatsızlığı olmadığı savla- nan Başbakan Ecevit'in son DSP grubunda -tabii yalaka yazarların her kezinde öne sürdüğü gibi 'yor- gunluktan'- "hükümet çalışmalanna değerli katkı- lannız için siz 'Demokrat Partili milletvekillerine' şükranlannı sunduğu" ve.. ...Başbakanımızın, -maşallah maşallah- "...'en' uzun ömürlü, 'en' başanlı, 'en' uyumlu koalisyon hükümeti" diye övdüğü 57. hükümetin son zam marifetlerine -örneğin KDV'ye- muhalefet partileri- miz üstünkörü değinirken TOBB Başkanı yükleni- yor. Diyor ki: "KDV oranlan diğer ülkelerde de yük- sek, ama orada hayat standartlan yüksek. KDV'yi ne kadaryükseltirseniz kaçak o kadarartar. Bu zih- niyetle 50 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşıl- maz." Izmir Ticaret Odası Başkanı, Türkiye Ziraat Oda- lan Başkanı, TOBB Başkanı'na koşut ağır irdeleme- lerle Derviş'e, ama Derviş üzerinden hükümete ağır suçlamalar yöneltiyorlar. TOBB'nin sürdürdüğü parlamento dışı muhale- fet bugüne dek görülmeyen bir gidişe işaret. Ba- karsınız gün geliyor.. TOBB partileşiyor ve.. halkın umudu oluyor. Böylesine titrek bir iktidara sesini duyuramayan, duyursa bile önemsenmeyen muhalefet partileri boy göstermekle yetindikçe... Neden oimasın? 41.yılında27Mayıs H Baştarafı 2. Sayfada riği, kışı hak ve özgürlükle- rine ve toplumsal adalete dayalı nıteliğı, daha sonra- ki yıllarda toplumsal, siya- sal ve ekonomik yapıda ge- liştirilen köklü oluşumların dayanağı oldu. Demokratik yaşam yeni boyutlara ulaştı. Basın ve düşünce özgürlüğü. top- lumsal uyanışı hızlandırdı. Ülke sorunlannın açığa çıkanlıp eleştirilmesi, çö- züm yollannın araştmlma- sı yeni kuşaklan bilinçlen- dirdi. Topluma dinamızm getirdi ve böylece toplu- mun siyasal ve kültürel açı- dan önünün açılmasını sağ- ladı. 1961 Anayasası'nın ge- tirdiği özgürlük ortamıyla, Türkiye'nın aydınlanması- na dayanamayan tutucu ve çıkarcı bazı çevreler. sürek- li olarak "Bu anayasa Oe bu ülke yönetilemez" demış- lerdir. 3 Ekım 1978 tarihın- de sözüm ona "Barajlar ve istikrar krair dediklen es- ki Başbakan, Adalet Partı- si Genel Başkanı Süleyman DemireL, Tavas ve Acıpa- yam'da yaptığı konuşma- larda, "Sol yokken Türkiye rahatn.." dıyebılecek kadar aydınlığın karşısındaydı. 1961 Anayasası'run, 12 Mart 1971 karşıdevrimin- de bir ölçüde budanmasına, 12 Eylül 1980 karşıdevri- minde de tamamen ortadan kaldınlmış olmasına karşı- lık, 27 Mayıs Devrimi'nin özgürlüklerde, demokrasi ve toplumsal hukuk devle- ti ılkelerınde oluşturduğu kavramlann, elde etiği ka- zanımlann etkınlikleri gi- derek ve hızlanarak sür- mektedir. 41 yıl önce bugün, hayat- larını ortaya koyarak 27 Mayıs Devrımi'ni gerçek- leştirenlerin ve 27 Mayıs'ın değerini bilenlerin sevinci ve bayramı kutlu olsun. Türkiye siyasi tarihinde, 27 Mayıs 1960 Devrimi'nin değerini bılmemek, hava- daki oksijenin değerini bil- memeve benzer. Sayısal'ı 2 kişi tutturdu Haber Merkezi - Milli Piyango Idaresi tarafından düzenlenen Sayısal Loto'da bu haftanın şanslı numa- ralan 11,16. 20,28,45 ve 49 olarak belirlendi. 237. hafta çekilişinde. Konya ve Istanbul Zeytinbur- nu'dan. 6 şanslı numarayı doğru tahmin eden 2 kişi, 657 milyar 627 milyon 725'er bin lira ikramiye al- maya hak kazandı. Çekilişte. 5 bilen 491 kişi, 1 mil- yar 459 milyon 555 bin, 4 bilen 29 bin 111 kişi. 12 milyon 320 bin. 3 bilen 609 bin 441 kişi ise 1 mil- yon 175'er bin lira ikramiye kazandı. Aııkara yonetiyor• Baştarafı 1. Sayfada mediğini de netlikJe görüyorsu- nuz. Öğrendiğimize göre Sayın Eroğlu yeniden bir koalisyon hü- kümeti kuracaknıış. Eroğlu'nun Sayın Denktaş'laanlaşmazlıkla- n vardır, ama bunlar Kıbns soru- nuyla değil, örneğin parasal ko- nular gibi iç yönetimle ilgili. Yine de gerçek Ankara'nın ne söyleyeceğidir. Ankara deyince Ecevit. Cem değil askerlerin de etkisini düşünmek lazım. Ani bir değişim. onlann da siyasetlerini rahatsız edebilir. - Peki, KKTC'de bu kanşıklık Ankara hükümetini etkiler mi? KLERlDES - Birdereceye ka- dar etkiler, özellikle de AB'yle ilişkileri. - Avrupa gazetesindeki patia- mayı nasıl karşdadınız? KLERlDES - Avrupa, Anka- ra'nın Kıbns politikasını ciddi biçimde eleştiren birgazete. Sa- yın Rauf Denktaş'ın, patlama- dan önce TMT'nin yeniden ha- yata geçirildiğini açıkJayan söz- leri yayımlanmıştı. Denktaş, açıklamasında TMT'nin, Tür- kiye'nin Kıbrıs"taki çıkarlannı koruyan bir örgüt olduğunu söyledi. Aynı TMT, geçmişte burada ciddi terör olaylanna ne- den olmuştu. Bütün bu gelişme- Papandreu: 2003'e kadar Kıbns AB üyesi olacak Ikş Haberier Servisi -Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu. AB'nin Helsinki kararlan uyannca 2003'e kadar Kıbns'ta çözüm olsun ya da olmasın Kıbns Rum Kesimi'ni Avrupa Birliği üyeliğine kabul edeceğini sa\xınarak "Bırakında Kıbns,demokratikbir ulkeninparçası olarakAB'nin bir parçası otsuo" dedi. Papandreu, Kıbns'ta 2003'e kadar çözüm olmadığı takdirde. Kuzey Kıbns Türklerinin içinde azınlık olacağı tek bir Kıbns'ın Avrupa Birliği'ne girmesine Türkiye'nın izin vermesini istedi. Geçen hafta ABD'ye giden Papandreu, Woodrow Wilson Cen- ter düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada» "Kıbnsli Türklerin azmhkolmaktankorkmamasıgercktiğini"' ileri sürerek "Çünkü AB kurumlan azmhk olarak Kıbnsh Türkkrin haklannı zaten koruyacaktır. Kıbns Türk toplumunun ekonomikolarak kendi- ni gelistirebünıesi için gereken para da sağlanacaktır" dedi. lerin birbirleriyle bağlantılı ol- duğu açık. 28 Mayıs'ta Anka- ra da MGK toplantısı var. Ba- kalım orada Kıbns'la ilgili ne- ler konuşulacak, ne kararlar alı- nacak? KRY Hükümet Sözcüsü Miha- lis Papapetnı'yla Lefkoşa'nın Rum kesimindeki Enformasyon Dairesi'nde bulunan makamın- da görüşmemiz de şöyleydi: - Siz KKTC hükümetinin da- ğılmasını nasıl karşıladımz? PAPAPETRU - Olumsuz. Akıncı'yı. anlaşabileceğimiz. di- >alog kurabileceğimız bir siya- setçi olarak görüyorduk. Bu ge- lişme. Kıbnslı Türk politikacıla- nn siyasetlerini sertleştirrneleri olarak yorumlanabilir. Üstelik Sayın Denktaş. geçen gün, ana- vatanın çıkarlannı korumak için TMT'nin yeniden canlandınla- cağını söyledi. Ertesi gün Avru- pa gazetesinde o patlama oldu; üç saat sonra da Akıncı koalis- yon hükümetinden ayrıldığını açıkladı. Ama gerçekte o karan veren Eroğlu'ydu. Tavnn Akın- cı'ya karşı alınması çok anlam- h. Akıncı da zaten. "KKTC'yle ilgili kararlar anlaşılan KKTC'de alınmıyor" dedi. - Yani, bu kararlar nerede ab- nıyor? Ankara"da mi? PAPAPETRU - Çok açık değil mi^ Ben Türkiye'nin çok iyi tanı- nan bir gazetesinin bir yazanyla konuşma fırsatı yakaladığım için şu mesajı \ennek istiyorum: Biz. gerek Kıbns Türk, gerek- se de Türkiyeli Türk olmak üze- re halklann hıçbir biçimde bö- lünmemeleri gereğini içimizde duyuyoruz. Uluslararası yasala- nn ortak. banşçı. müreffeh bir geleceği birlikte kurmamızı sağ- layan kurallan olduğunun da bi- lincindeyiz. Bizim. Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasına bir itirazımız ol- madığı gibi öteki bütün ülkeler- den daha fazla Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını istiyo- ruz. Çünkü böylece Türkiye de gereken değişimler ve değişik- likler gerçekleşecektir. Üstelik biz Kıbns yönetimi olarak Tür- kiye'nin ne kadar büyük bir pa- zar olduğunu göremeyecek dü- zeyde safdiller değiliz. Türkiye'den sert çıkış ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Kıbns işlerinden sorumlu Deviet Bakanı Şûkrü Sina Gürel, Avrupa Birliği'nin (AB) Gü- ney Kıbns Rum Yöne- timi'ni (GKRY) tam üye olarak kabul etme- si durumunda Türki- ye'nin sınırsız seçe- neklerini uygulayaca- ğını bildirdi. Kıbns Rumlarının birliğe ahnmasının adanın fi- ilen bölünmüşlüğûnün resmen kabul edilmesi anlamına geleceğine işaret eden Gürel, "Türkiye nereye kadar gidilecekse oraya kadar gjder" dedi. TRT 2 de yayımla- nan Televizyon Gaze- tesi programına katılan Gürel. KKTC'de Türk halkının üzerinde etki- li olmak isteyen pek çok çevre bulunduğu- nu belirtirken şunları söyledi: "Kıbns Türk halkm- da Mİgınlık ve korku yaratmaya çauşıyorlar. 'Rumlar, Avrupa'ya gi- recek, siz bunalımlı Türkiye'ye takılıp ka- lacaksınız' diyorlar. Bunlara aldınş etme- mek, geleceğe güvenle bakmak gerekiyor. Kıbns Türk halkı en zor dönemlerde bile gu- rurla birüğine sahip çıkrruş, örnek direniş göstermiştir. Böylesi bir ulusal tecrübeye sahip halkın yılduılabileceği- ni düşünemiyorum. Kıbns Türk halkı yıl- mayacaktır."* Gürel, AB'nin GKRY'yi tam üye al- ma sürecini ilerlettiği- nin anımsatılması üze- rine, Türkiye ve KK- TC'nin böyle bir duru- ma nasıl tepki verecek- lerini daha önce açık- ladıklarını bildirdi. AB'nin Kıbns Rum kesimini birliğe alma- sınm adanın bölün- müşlüğünü resmen ka- bul etmesi anlamına geleceğini belirten Gü- rel şöyle konuştu: "ABD ^•eya diğer ül- kelerdcki temaslarda bize hep sorujorlar: 'AB Kıbns Rum kesi- mini tekbaşına üye ya- pacak olursa Türkiye ne > apar?' Bizim verdi- ğimiz tek cevap var: Türkiye'nin seçenekle- ri sımrsızdır. Türkiye nereye kadar gidilecek- se oraya kadar gider." Dışişkri'nden tepki Dışişleri Bakanlı- ğı'ndan yapılan yazılı açıklamada. Yunan ve Rum siyaset çevreleri- nin yaptıklan açıkla- malardan, Rum-Yunan görüşünün hiç değış- mediğinin ortaya çıktı- ğı belirtilerek şöyle de- nildi: "Kıbns Türkleri hiçbir zaman azınlık statüsünde olmamış- lardır, bundan sonra da olmayacaklardır. Kıb- ns'ta her iki tarafın üzerinde anlaşacaklan çözüm yolunun açılma- sı bu saplantılann terk edilmesine, adil bir çö- zümün bulunabilmesi ise Kıbns Türkleri ile Kıbns Rumlannın eşit egemenliğinin benün- senmesine bağhdır. Ak- sine iddialarla bir yere \anlması mümkün de- ğüdir." 3 kere evetdediler Almanya'nın eski Başbakanı Helmut Kohl'ün küçük oğlu Peter ile isadamı Kemal -Sözen'in kızı Elif'in, dün Galatasaray'daki St Antuan Kilisesi'nde Katolik geleneklerine göre yapılan nikâh töreninin ardından Çııağan Sara\ ı'nda resmi nikâhlan kı\ıldı. Elifve Peter çifti saat 16.15 sıralannda günlük gi\ sileriyle kilise bahçesine gekiiler. Hazııiıklannı kısa sürede tamamJavan çift. 1630'da nikâh töreni için kiliseye girdi. ^aklaşık bir saat süren törenin ardından çift, gazetecilere kısa bir süre poz verdL Eiif ve Peter, daha sonra resmi nikâh için Çırağan Sarayı'na geçtiler. Eiif Sözen ve Peter Kohl çifrinin evlilikleri. Alnıan basırunda da geniş yer buldu. Çiftin, resmi nikâhlan dışında, imam nikâhı da krvdırdıklan belirtildi. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR/'ALPER İZBUL) BM: Taleban afyon stoku yaptı NEW YORK (A.\) - BM uzmanları. Afganıstanda iktidarda bulunan Tale- ban'ın. afyon stoku yaptığını tahmin ediyor. BMGüvenlikKonseyı'neraporsunan uzmanlar. Taleban'ın son yıllarda önem- li miktarda afyon stokladığını kaydede- rek uyuşturucu fiyatının bu yıl 10 kat arttığına işaret ettiler. Uzmanlara göre, Afganıstanda önceki yıl afyon üretimi i- ki kat artarak 4 bin 600 tona yükseldi. Geçen yıl da üretim, haşhaş ekimi yasak- lanmadan önce 3 bin 100 ton oldu. Uz- manlar, rakamlann. "Taleban'm önemli miktarda afyon ve eroin depoladığmı ve fiyatlann çok fazla düşmesini engellemek için üretimi durdurmak istediğini göster- 1 görüşünde. Taleban lideri MollaÖmer, geçen tem- muzda haşhaş ekimini yasaklamıştı. TTB: Hekimük ilkeleri yargdanamaz ANKARA (Cumhumet Büro- su)-Türk Tabipleri Birliği Mer- kez Konseyi hakkında açılan da- vanın görülmesine yann Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkeme- si'nde başlanacak. TTB 2. Baş- kanı Metin Bakkalcı. "amaç dışı faaliyet göstermek" ve Bursa Ta- bip Odası doktorlan hakkında da ölüm onıcundakilere "Ötaıenizi istemiyoruz" diyerek "yetkili merciin emrine uymadıklan" ıd- diasıyla açılan davalann tama- men siyasi olduğunu söyledi. TTB Merkez Konseyi, yurt ge- nelinden gelecek tabip odalan temsilcileriyle 30 Haziran'daki 50. Büyük Kongre'ye kadar yü- rütecekleri etkinlikleri de belir- ledi. Hekimler. haziran ayı için kentlerde yerel etkinlikler yapa- cak, 28 Haziran da da bütün he- kimlerin katılımıyla büyük eyle- mi gerçekleştirecek. Metin Bakkalcı, merkez kon- sey hakkında açılan davayı de- ğerlendinrken "Bu dava ile he- kimlikmesleğinin uluslararası il- keleri yargılanmak isteni\ or. He- kimlik,insanla doğrudan ilgili bir meslektir ve hasta ile hekim ara- sına yargı dahil hiçbir kunım gi- remez" dedi. Bakkalcı. davalann tamamen siyasi içerikli olduğu belirterek şunlan söyledi: "Siyasi iktidar çözümü müm- kün olan ölüm orucu ve açlık grevlerinin sonımluluğunu he- kimlere yüklemek istenıektedir. Bu, tamamen siyasi atmosferin sonucudur. Böyle bir durumla 1985'te de karşüaştık. O zaman TTB. idamlara karşı çıktığı için yargüanmışn. Suç unsuru >arsa elbette yargı >olu açık tutulmab- dır. ama vasalarla kurulmuş bir meslek örgütünün merkez kon- seyinin yargılanması kabul edile- mez ve mümkün değüdir." TTB Merkez Konseyi "nin gö- revden alınması amacıyla açılan dava. yarın Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüle- cek. Merkez Konsey çeşitli iller- den gelen tabıp odalan temsilci- leriyle 30 Haziran'daki 50. Bü- yük Kongre'ye kadar yürütecek- İeri etkinlikleri belırledi. TTB Başkanı Füsun Sayek, Türki- ye'nin tarihin en büyük bunalı- mını yaşadığını söyledi. Sayek, bu bunalımın sağlık sektörünü ve doktorlan da olumsuz etkile- diğini belirterek "Bugün vatan- daşın reçetesindeki ilaçlan ala- madığı, eczanelerin kapandığı, kısacası dün var olan olumsuz- luklann iyice dramatikleştiği ve çaresiz bırakıldığı bir aşamada- yız" dedi. Sayek. istemlerini şöy- le sıraladı: • Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlannın içinde bulunduk- lan özlük haklan ve alım gücü dayanılmaz boyutlara gelmiştir. Özlük haklan ile ilgili istemleri- miz hemen yerine getirilmeli ve birinci sağlık hizmetinin tümüy- le ücretsiz olarak verilmesi ger- çekleştirilmelidir. • Haziran ayı içinde bütün il- lerde yerel etkinlikler yapılacak ve 28 Haziran'da bütün hekimle- rin katılımıyla bir eylem gerçekleştirilecek. • 1980'de 16 milyar olan dış borçlar bugün 120 milyar dolara çıkmıştır. Bu borçlann ödenmesi durdu- rulmalıdır. • Hazırlanan ekonomik prog- ram insansız ve insafsızdır. Sağ- lık alanındaki gerçekleri Deviet Bakanı Kemal Derviş'e anlat- maya hazmz. G Ü N D E M MLSTAFABALBAY • Baştarafı 1. Sayfada dizi yaklaşım dile getirilebilir. Toplantılarda gördü- ğüm şuydu: Gençliğin içinde Türkiye sorunlanyla yakından il- gili, heyecanı aklıyla yarışan, sağlıklı filizler var. Önemli olan bu filizlerin rakamsal oranı değil, enerjisi. Samsun'da Atatürkçü Düşünce Derneği'nin dü- zenlediği 6. Gençlik Kurultayı'nda bildiri sunanlar, ülke sorunlarını, temsil ettikleri bölgelerin sorunla- nyla örerek dile getirdiler. Yaşar Doğu Spor Salo- nu'nda üst kuşakların konuşmalarından sonra söz alan gençlerin bildirilerinden satırbaşlan aktaralım. Marmara Bölgesi Gençlik Temsilcisi Sibel Çınar: "Marmara, yıllık ulusal gelirin yüzde 36.6'sını üretmekle birlikte, en zengin yüzde 10'la en fakir yüzde 10 arasındaki gelir uçurumu 29 kattır. Tür- kiye'nin halini vann siz düşûnün..." Batı Karadeniz Temsilcisi Şakir Tekin: "Devletin açtığı bir memur sınavına 2-3 milyon kişi başvuruyorsa, işsizliğin geldiği boyutlar bü- yük demektir. 10 milyona yakın işsiz var. Tanmda 3-4 ay çalışıp 8-9 ay işsiz kalanlar buna dahil de- ğil..." İç Anadolu Temsilcisi Dilek Güleç: "Aydınlık geleceği sürekli ekonomik dengeler- de arayan büyüklerimiz! Bizi görün artık. Başöğ- retmenimizin hedeflediği çağdaş uygarlık düzeyi- ne ulaşmamız için biz gençliğe eğitimde fırsat eşit- liği sağlayın." Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇY- DD) Ankara'daki 5. Gençlik Kurultayı'nda konu "Küreselleşme ve Gençlik" idi. 39 şubeden Genç- lik Komisyonu temsilcisi görüşlerini aktardı. Seçi- mi zor bildirilerden küçük bir buket yapalım. Ada- na Temsilcisi Soner Altıparmak: "Dünya Bankası verilerine göre gelişmiş ülkeler- de kişi başına gelir 23 bin dolar. Alt gelirti ülkeler- de 380 dolar. Küreselleşme insanlığın geleceğini tehdit ediyor." Zonguldak Temsilcisi Ihsan Demirtaşoğlu: "Küreselleşme, emperyalizmin 21. yüzyıldaki adıdır. Engellenmesi gerekir. 19. yüzyılın başında olduğu gibi 'açık kapı' politikası uygulayarak fakir ülkeleri Batı devletlerine yem yapmaktadır. Küre- selleşmenin getirdiği demokrasi, insan haklan da aldatmacadan ibarettir. Ülkeler fakiheştikçe bas- kıcı rejimler kurulmaktadır." Edirne Temsilcisi Hanımzer Tapar: "Tahkim denen olay, sömürücü şirketlerin ulus devletlerle masaya oturup pazarlık etmesidir. 1915 'teki ekonomik, siyasi durumla 2001 'deki ara- sında fark yoktur." Candan Güven Ankara Anadolu üsesi'ndeki konferansta da gençler Türkiye'nin dünyadaki yeri üzerine sorular yönelttiler. Bir ara durumu Türkiye'den daha kötü olan ülkelerden de örnekler verdiğimde buna kar- şı çıktılar, "Bizden çok daha ileri ülkeler bunu na- sıl başarmışsa, bizim de yapmamız gerekir" deyip bunun önündeki engelleri sordular. Hoşuma gitti... •* " ':<••• Son bölümü, çağın getirdiği iletişirh olanaklany- la ulaşan mesajlardan birine ayıralım. Lise ögrerv cisi Can Güven elektronik mektubunda (elmek) şöyle diyor: "Iddia ediyorum, bizim 19 Mayıs törenimiz di- ğer okullardan farklıydı. Biz tören yerine fikirleri- mizin alınmasını istedik. Yönetim kabul etti. Ben ilk defa Türk gencinin kendisini kurtarmak değil de kendisinden sonra gelenleri de kurtarmak adına düşündüğünü gördüm. Gençlik kendisine verilen görevi, önceki nesillehn yaptığı gibi, üşenip bir sonraki nesle bırakma görüşünde değil... Bize gü- venmenız gerektiğini söylüyorum..." Can Güven'e, çoğalmasını dilediğimiz Can Gü- ven'lere... - • :- . Candan güveniyoruz... " ' "J \\. ' [email protected] Gökolp: Yerimebirini bulun istifa edeceğim ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) -TZOB Ge- nel Kurulu'nda gergin- lik dün de sürdü. Genel kurul toplantısında ko- nuşmasma. önce izin ve- rilmeyen MHP'li Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp'e çiftçiler tepki gösterdi. Gökalp. çiftçinin kul- landığı mazotun fiyatını düşürememesi nedeniy- le kendisini istifaya ça- ğıran TZOB Başkanı Fanık Yücel'i eleştire- rek "YüceU mazot soru- nunu halledecek bir ba- kan bulsun, namus sözü. istifa edeceğim" dedi. Genel kurulda seçimler bugün yapılacak. TZOB Başkanı Yü- cel, olayı kongreye mü- dahale olarak nitelendi- rerek bakanlığın 45 ta- nm il müdürünün seçi- me katılacak delegeleri arabalanyla Ankara'ya getirdiğini ve bunlan PÜISOtel'deağırladığı- nı ileri sürdü. Öğleden sonraki otu-" rumun açılışında konu- şan Bakan Gökalp, ge- çen yıl afetten zarar gö- ren çiftçilere dağıtılan 17 trilyon liralık tohum- luğun parasını hâlâ Ha- zine'den alamadıklannı belirterek hem ziraat odalannı zarara uğrat- mamak hem de kanun gereği tohumluk dağı- tım işi vermediklerini savundu. Bir delegenin, u Bak bu işi de yapamı- yorsun işte" demesi üze- rine Bakan Gökalp. "Ye- rime birini bulun, söz, is- tifa edeceğrnı" ifadesini yineledi. SPK'den YİMPAŞ'a suç duyurusu • ANKARA (ANKA) - Sermaye Pıyasası Kurulu (SPK), YİMPAŞ Yozgat lhtiyaç Maddeleri Pazarlama ve Ticaret AŞ yöneticileri hakkında, hisse senetleri SPK kaydına alınmadan sermaye avansı olarak para topladıklan gerekçesiyle Cumhuriyet Savcıhğı'na suç duyurusunda bulundu. \7 apılan denetim sonucunda, sermaye arttınmı sırasında toplanan gerçek rutann SPK'ye bildirilmediği belirlendi. Ocret farkı gidepilecek • KONYA (Cumhuriyet) - Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, memur ve işçi maaşlan arasındaki farkın 2002 yılı sonuna kadar 2'ye indirileceğini söyledi. Keçeciler, "Bugün. memur ve işçi ücretleri arasında uçurum vardır. Bir memur. 2.6 işçinin maaşını alabılmektedir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle