Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2001 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
lis dışında -sakın CHP sanmayınız- bir başka ku-
ruluş mu üstlendi?
Ya da son zamanlarda Türkiye'yi yönetmekten a-
cizdiye nitelediği hükümetin ekonomik programıy-
la program yürütucüsünü yerden yere vuran
TOBB'mi ana muhalefet partimiz?
. Ekonomik ve mali konular siyasetin önüne geç-
tiğinden beri TOBB Başkanı Fuat Miras ile oda
başkanları Derviş'e ve ekonomik programa ateş
püskürüyor.
Ana muhalefet partisinin söyleyemediği ölçüler-
de -ama halkın yürekten benimsediği- değeriendir-
meler yapıyorlar.
Derviş'e karşı çıkarken sadece programı hazırla-
dığı sırada TOBB'yi es geçmesine tutulmadıklannı
gösteren açıklamalarla sürekli gündemde.
TOBB Başkanı Miras, adeta bir muhalefet parti-
si genel başkanı. Örneğin en hafif eleştirisi:
"2007 yılını (Derviş'in bir iki ay sonra ekonomi-
nin düzeleceğini sürekli söylemesine karşın) zor çı-
kannz.
Ya fabrikalan kapatacağız ya da yaşama olanak-
larının daha iyi olduğu (Bulgaristan, Romanya gi-
bi) yerlere gideceğiz."
iktidardan gelen (halkımızın dinlemekten usandı-
ğı) umut yüklü söylemlere de muhalefet partilerin-
den duymadığımız içerik ve nitelikle yanıtlar veri-
yor.
Miras'ın dün toplanan TOBB Genel Kurulu'nda-
ki açış konuşması yenir yutulur cinsten değil. Ör-
neğin şunlan
"...Siyaset kurumu, ülkeyi yönetememiştir ve yö-
netememektedir. Kendi içinde demokrasi tohum-
lan ekilmemiş lider partilerinin siyasi kıskançlık için-
de etraflannda, yetenekli insanlara yer vermeyerek,
yol açtıklan zararlan ölçmek mümkün değildir...
40 yıllık süre içinde dışardan borç olarak alınan
onlarca milyar dolar çarçur edilmiş, koskoca Tür-
kiye Cumhuriyeti 10-15 milyar dolar yardım için
tavizleri peş peşe vermek zorunda kalmıştır.
Suç; sizin. benim, Türk insanının değil, suç bu
ülkeyi yanlış yönetenlerindir.
Sisteme güven kalmadı. Gelecekle ilgili umut or-
tamı maalesef bulunmuyor. Türk özel sektörü bir
var olma veya yok olma mücadelesi içine düştü.
Eğer ülke aynı şekilde yönetilecekse birkaç kriz
sonrası zaten yok olup gidecek.
Merkez Bankası'ndan devalüasyon öncesi 680
bin liradan döviz alanlar hâlâ açıklanmadı. Bu mu
şeffaflık? Sayın Derviş sorumlu bakandır, çıksın
açıklasın, cesareti varsa. '81 banka döviz aldı' di-
yor, 8Vini de açıklasın.
Çöken programa destek olduk, ama şimdi des-
teklemeyeceğiz."
Neden oimasın?
Zamlann ardı arkası kesilmiyor. Bireylerin canını
acıtan, güncel yaşamın sabit ve görünmez kalın
kazıkları sıra sıra.
Zihinsel ve bedensel rahatsızlığı olmadığı savla-
nan Başbakan Ecevit'in son DSP grubunda -tabii
yalaka yazarların her kezinde öne sürdüğü gibi 'yor-
gunluktan'- "hükümet çalışmalanna değerli katkı-
lannız için siz 'Demokrat Partili milletvekillerine'
şükranlannı sunduğu" ve..
...Başbakanımızın, -maşallah maşallah- "...'en'
uzun ömürlü, 'en' başanlı, 'en' uyumlu koalisyon
hükümeti" diye övdüğü 57. hükümetin son zam
marifetlerine -örneğin KDV'ye- muhalefet partileri-
miz üstünkörü değinirken TOBB Başkanı yükleni-
yor.
Diyor ki: "KDV oranlan diğer ülkelerde de yük-
sek, ama orada hayat standartlan yüksek. KDV'yi
ne kadaryükseltirseniz kaçak o kadarartar. Bu zih-
niyetle 50 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşıl-
maz."
Izmir Ticaret Odası Başkanı, Türkiye Ziraat Oda-
lan Başkanı, TOBB Başkanı'na koşut ağır irdeleme-
lerle Derviş'e, ama Derviş üzerinden hükümete ağır
suçlamalar yöneltiyorlar.
TOBB'nin sürdürdüğü parlamento dışı muhale-
fet bugüne dek görülmeyen bir gidişe işaret. Ba-
karsınız gün geliyor.. TOBB partileşiyor ve.. halkın
umudu oluyor.
Böylesine titrek bir iktidara sesini duyuramayan,
duyursa bile önemsenmeyen muhalefet partileri
boy göstermekle yetindikçe...
Neden oimasın?
41.yılında27Mayıs
H Baştarafı 2. Sayfada
riği, kışı hak ve özgürlükle-
rine ve toplumsal adalete
dayalı nıteliğı, daha sonra-
ki yıllarda toplumsal, siya-
sal ve ekonomik yapıda ge-
liştirilen köklü oluşumların
dayanağı oldu.
Demokratik yaşam yeni
boyutlara ulaştı. Basın ve
düşünce özgürlüğü. top-
lumsal uyanışı hızlandırdı.
Ülke sorunlannın açığa
çıkanlıp eleştirilmesi, çö-
züm yollannın araştmlma-
sı yeni kuşaklan bilinçlen-
dirdi. Topluma dinamızm
getirdi ve böylece toplu-
mun siyasal ve kültürel açı-
dan önünün açılmasını sağ-
ladı.
1961 Anayasası'nın ge-
tirdiği özgürlük ortamıyla,
Türkiye'nın aydınlanması-
na dayanamayan tutucu ve
çıkarcı bazı çevreler. sürek-
li olarak "Bu anayasa Oe bu
ülke yönetilemez" demış-
lerdir. 3 Ekım 1978 tarihın-
de sözüm ona "Barajlar ve
istikrar krair dediklen es-
ki Başbakan, Adalet Partı-
si Genel Başkanı Süleyman
DemireL, Tavas ve Acıpa-
yam'da yaptığı konuşma-
larda, "Sol yokken Türkiye
rahatn.." dıyebılecek kadar
aydınlığın karşısındaydı.
1961 Anayasası'run, 12
Mart 1971 karşıdevrimin-
de bir ölçüde budanmasına,
12 Eylül 1980 karşıdevri-
minde de tamamen ortadan
kaldınlmış olmasına karşı-
lık, 27 Mayıs Devrimi'nin
özgürlüklerde, demokrasi
ve toplumsal hukuk devle-
ti ılkelerınde oluşturduğu
kavramlann, elde etiği ka-
zanımlann etkınlikleri gi-
derek ve hızlanarak sür-
mektedir.
41 yıl önce bugün, hayat-
larını ortaya koyarak 27
Mayıs Devrımi'ni gerçek-
leştirenlerin ve 27 Mayıs'ın
değerini bilenlerin sevinci
ve bayramı kutlu olsun.
Türkiye siyasi tarihinde, 27
Mayıs 1960 Devrimi'nin
değerini bılmemek, hava-
daki oksijenin değerini bil-
memeve benzer.
Sayısal'ı 2 kişi tutturdu
Haber Merkezi - Milli Piyango Idaresi tarafından
düzenlenen Sayısal Loto'da bu haftanın şanslı numa-
ralan 11,16. 20,28,45 ve 49 olarak belirlendi. 237.
hafta çekilişinde. Konya ve Istanbul Zeytinbur-
nu'dan. 6 şanslı numarayı doğru tahmin eden 2 kişi,
657 milyar 627 milyon 725'er bin lira ikramiye al-
maya hak kazandı. Çekilişte. 5 bilen 491 kişi, 1 mil-
yar 459 milyon 555 bin, 4 bilen 29 bin 111 kişi. 12
milyon 320 bin. 3 bilen 609 bin 441 kişi ise 1 mil-
yon 175'er bin lira ikramiye kazandı.
Aııkara yonetiyor• Baştarafı 1. Sayfada
mediğini de netlikJe görüyorsu-
nuz.
Öğrendiğimize göre Sayın
Eroğlu yeniden bir koalisyon hü-
kümeti kuracaknıış. Eroğlu'nun
Sayın Denktaş'laanlaşmazlıkla-
n vardır, ama bunlar Kıbns soru-
nuyla değil, örneğin parasal ko-
nular gibi iç yönetimle ilgili.
Yine de gerçek Ankara'nın ne
söyleyeceğidir. Ankara deyince
Ecevit. Cem değil askerlerin de
etkisini düşünmek lazım. Ani bir
değişim. onlann da siyasetlerini
rahatsız edebilir.
- Peki, KKTC'de bu kanşıklık
Ankara hükümetini etkiler mi?
KLERlDES - Birdereceye ka-
dar etkiler, özellikle de AB'yle
ilişkileri.
- Avrupa gazetesindeki patia-
mayı nasıl karşdadınız?
KLERlDES - Avrupa, Anka-
ra'nın Kıbns politikasını ciddi
biçimde eleştiren birgazete. Sa-
yın Rauf Denktaş'ın, patlama-
dan önce TMT'nin yeniden ha-
yata geçirildiğini açıkJayan söz-
leri yayımlanmıştı. Denktaş,
açıklamasında TMT'nin, Tür-
kiye'nin Kıbrıs"taki çıkarlannı
koruyan bir örgüt olduğunu
söyledi. Aynı TMT, geçmişte
burada ciddi terör olaylanna ne-
den olmuştu. Bütün bu gelişme-
Papandreu: 2003'e kadar
Kıbns AB üyesi olacak
Ikş Haberier Servisi -Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa-
pandreu. AB'nin Helsinki kararlan uyannca 2003'e kadar
Kıbns'ta çözüm olsun ya da olmasın Kıbns Rum Kesimi'ni
Avrupa Birliği üyeliğine kabul edeceğini sa\xınarak "Bırakında
Kıbns,demokratikbir ulkeninparçası olarakAB'nin bir parçası
otsuo" dedi.
Papandreu, Kıbns'ta 2003'e kadar çözüm olmadığı takdirde.
Kuzey Kıbns Türklerinin içinde azınlık olacağı tek bir Kıbns'ın
Avrupa Birliği'ne girmesine Türkiye'nın izin vermesini istedi.
Geçen hafta ABD'ye giden Papandreu, Woodrow Wilson Cen-
ter düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada» "Kıbnsli Türklerin
azmhkolmaktankorkmamasıgercktiğini"' ileri sürerek "Çünkü
AB kurumlan azmhk olarak Kıbnsh Türkkrin haklannı zaten
koruyacaktır. Kıbns Türk toplumunun ekonomikolarak kendi-
ni gelistirebünıesi için gereken para da sağlanacaktır" dedi.
lerin birbirleriyle bağlantılı ol-
duğu açık. 28 Mayıs'ta Anka-
ra da MGK toplantısı var. Ba-
kalım orada Kıbns'la ilgili ne-
ler konuşulacak, ne kararlar alı-
nacak?
KRY Hükümet Sözcüsü Miha-
lis Papapetnı'yla Lefkoşa'nın
Rum kesimindeki Enformasyon
Dairesi'nde bulunan makamın-
da görüşmemiz de şöyleydi:
- Siz KKTC hükümetinin da-
ğılmasını nasıl karşıladımz?
PAPAPETRU - Olumsuz.
Akıncı'yı. anlaşabileceğimiz. di-
>alog kurabileceğimız bir siya-
setçi olarak görüyorduk. Bu ge-
lişme. Kıbnslı Türk politikacıla-
nn siyasetlerini sertleştirrneleri
olarak yorumlanabilir. Üstelik
Sayın Denktaş. geçen gün, ana-
vatanın çıkarlannı korumak için
TMT'nin yeniden canlandınla-
cağını söyledi. Ertesi gün Avru-
pa gazetesinde o patlama oldu;
üç saat sonra da Akıncı koalis-
yon hükümetinden ayrıldığını
açıkladı. Ama gerçekte o karan
veren Eroğlu'ydu. Tavnn Akın-
cı'ya karşı alınması çok anlam-
h. Akıncı da zaten. "KKTC'yle
ilgili kararlar anlaşılan KKTC'de
alınmıyor" dedi.
- Yani, bu kararlar nerede ab-
nıyor? Ankara"da mi?
PAPAPETRU - Çok açık değil
mi^
Ben Türkiye'nin çok iyi tanı-
nan bir gazetesinin bir yazanyla
konuşma fırsatı yakaladığım için
şu mesajı \ennek istiyorum:
Biz. gerek Kıbns Türk, gerek-
se de Türkiyeli Türk olmak üze-
re halklann hıçbir biçimde bö-
lünmemeleri gereğini içimizde
duyuyoruz. Uluslararası yasala-
nn ortak. banşçı. müreffeh bir
geleceği birlikte kurmamızı sağ-
layan kurallan olduğunun da bi-
lincindeyiz.
Bizim. Türkiye'nin AB'ye tam
üye olmasına bir itirazımız ol-
madığı gibi öteki bütün ülkeler-
den daha fazla Türkiye'nin
AB'ye tam üye olmasını istiyo-
ruz. Çünkü böylece Türkiye de
gereken değişimler ve değişik-
likler gerçekleşecektir. Üstelik
biz Kıbns yönetimi olarak Tür-
kiye'nin ne kadar büyük bir pa-
zar olduğunu göremeyecek dü-
zeyde safdiller değiliz.
Türkiye'den
sert çıkış
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Kıbns
işlerinden sorumlu
Deviet Bakanı Şûkrü
Sina Gürel, Avrupa
Birliği'nin (AB) Gü-
ney Kıbns Rum Yöne-
timi'ni (GKRY) tam
üye olarak kabul etme-
si durumunda Türki-
ye'nin sınırsız seçe-
neklerini uygulayaca-
ğını bildirdi. Kıbns
Rumlarının birliğe
ahnmasının adanın fi-
ilen bölünmüşlüğûnün
resmen kabul edilmesi
anlamına geleceğine
işaret eden Gürel,
"Türkiye nereye kadar
gidilecekse oraya kadar
gjder" dedi.
TRT 2 de yayımla-
nan Televizyon Gaze-
tesi programına katılan
Gürel. KKTC'de Türk
halkının üzerinde etki-
li olmak isteyen pek
çok çevre bulunduğu-
nu belirtirken şunları
söyledi:
"Kıbns Türk halkm-
da Mİgınlık ve korku
yaratmaya çauşıyorlar.
'Rumlar, Avrupa'ya gi-
recek, siz bunalımlı
Türkiye'ye takılıp ka-
lacaksınız' diyorlar.
Bunlara aldınş etme-
mek, geleceğe güvenle
bakmak gerekiyor.
Kıbns Türk halkı en
zor dönemlerde bile gu-
rurla birüğine sahip
çıkrruş, örnek direniş
göstermiştir. Böylesi bir
ulusal tecrübeye sahip
halkın yılduılabileceği-
ni düşünemiyorum.
Kıbns Türk halkı yıl-
mayacaktır."*
Gürel, AB'nin
GKRY'yi tam üye al-
ma sürecini ilerlettiği-
nin anımsatılması üze-
rine, Türkiye ve KK-
TC'nin böyle bir duru-
ma nasıl tepki verecek-
lerini daha önce açık-
ladıklarını bildirdi.
AB'nin Kıbns Rum
kesimini birliğe alma-
sınm adanın bölün-
müşlüğünü resmen ka-
bul etmesi anlamına
geleceğini belirten Gü-
rel şöyle konuştu:
"ABD ^•eya diğer ül-
kelerdcki temaslarda
bize hep sorujorlar:
'AB Kıbns Rum kesi-
mini tekbaşına üye ya-
pacak olursa Türkiye
ne > apar?' Bizim verdi-
ğimiz tek cevap var:
Türkiye'nin seçenekle-
ri sımrsızdır. Türkiye
nereye kadar gidilecek-
se oraya kadar gider."
Dışişkri'nden tepki
Dışişleri Bakanlı-
ğı'ndan yapılan yazılı
açıklamada. Yunan ve
Rum siyaset çevreleri-
nin yaptıklan açıkla-
malardan, Rum-Yunan
görüşünün hiç değış-
mediğinin ortaya çıktı-
ğı belirtilerek şöyle de-
nildi: "Kıbns Türkleri
hiçbir zaman azınlık
statüsünde olmamış-
lardır, bundan sonra da
olmayacaklardır. Kıb-
ns'ta her iki tarafın
üzerinde anlaşacaklan
çözüm yolunun açılma-
sı bu saplantılann terk
edilmesine, adil bir çö-
zümün bulunabilmesi
ise Kıbns Türkleri ile
Kıbns Rumlannın eşit
egemenliğinin benün-
senmesine bağhdır. Ak-
sine iddialarla bir yere
\anlması mümkün de-
ğüdir."
3 kere evetdediler
Almanya'nın eski Başbakanı Helmut
Kohl'ün küçük oğlu Peter ile isadamı Kemal
-Sözen'in kızı Elif'in, dün Galatasaray'daki
St Antuan Kilisesi'nde Katolik
geleneklerine göre yapılan nikâh töreninin
ardından Çııağan Sara\ ı'nda resmi
nikâhlan kı\ıldı. Elifve Peter çifti saat 16.15
sıralannda günlük gi\ sileriyle kilise
bahçesine gekiiler. Hazııiıklannı kısa sürede
tamamJavan çift. 1630'da nikâh töreni için
kiliseye girdi. ^aklaşık bir saat süren törenin
ardından çift, gazetecilere kısa bir süre poz
verdL Eiif ve Peter, daha sonra resmi nikâh
için Çırağan Sarayı'na geçtiler. Eiif Sözen ve
Peter Kohl çifrinin evlilikleri. Alnıan
basırunda da geniş yer buldu. Çiftin, resmi
nikâhlan dışında, imam nikâhı da
krvdırdıklan belirtildi. (Fotoğraflar: UĞUR
DEMİR/'ALPER İZBUL)
BM: Taleban afyon stoku yaptı
NEW YORK (A.\) - BM uzmanları.
Afganıstanda iktidarda bulunan Tale-
ban'ın. afyon stoku yaptığını tahmin
ediyor.
BMGüvenlikKonseyı'neraporsunan
uzmanlar. Taleban'ın son yıllarda önem-
li miktarda afyon stokladığını kaydede-
rek uyuşturucu fiyatının bu yıl 10 kat
arttığına işaret ettiler. Uzmanlara göre,
Afganıstanda önceki yıl afyon üretimi i-
ki kat artarak 4 bin 600 tona yükseldi.
Geçen yıl da üretim, haşhaş ekimi yasak-
lanmadan önce 3 bin 100 ton oldu. Uz-
manlar, rakamlann. "Taleban'm önemli
miktarda afyon ve eroin depoladığmı ve
fiyatlann çok fazla düşmesini engellemek
için üretimi durdurmak istediğini göster-
1
görüşünde.
Taleban lideri MollaÖmer, geçen tem-
muzda haşhaş ekimini yasaklamıştı.
TTB: Hekimük ilkeleri yargdanamaz
ANKARA (Cumhumet Büro-
su)-Türk Tabipleri Birliği Mer-
kez Konseyi hakkında açılan da-
vanın görülmesine yann Ankara
15. Asliye Hukuk Mahkeme-
si'nde başlanacak. TTB 2. Baş-
kanı Metin Bakkalcı. "amaç dışı
faaliyet göstermek" ve Bursa Ta-
bip Odası doktorlan hakkında da
ölüm onıcundakilere "Ötaıenizi
istemiyoruz" diyerek "yetkili
merciin emrine uymadıklan" ıd-
diasıyla açılan davalann tama-
men siyasi olduğunu söyledi.
TTB Merkez Konseyi, yurt ge-
nelinden gelecek tabip odalan
temsilcileriyle 30 Haziran'daki
50. Büyük Kongre'ye kadar yü-
rütecekleri etkinlikleri de belir-
ledi. Hekimler. haziran ayı için
kentlerde yerel etkinlikler yapa-
cak, 28 Haziran da da bütün he-
kimlerin katılımıyla büyük eyle-
mi gerçekleştirecek.
Metin Bakkalcı, merkez kon-
sey hakkında açılan davayı de-
ğerlendinrken "Bu dava ile he-
kimlikmesleğinin uluslararası il-
keleri yargılanmak isteni\ or. He-
kimlik,insanla doğrudan ilgili bir
meslektir ve hasta ile hekim ara-
sına yargı dahil hiçbir kunım gi-
remez" dedi. Bakkalcı. davalann
tamamen siyasi içerikli olduğu
belirterek şunlan söyledi:
"Siyasi iktidar çözümü müm-
kün olan ölüm orucu ve açlık
grevlerinin sonımluluğunu he-
kimlere yüklemek istenıektedir.
Bu, tamamen siyasi atmosferin
sonucudur. Böyle bir durumla
1985'te de karşüaştık. O zaman
TTB. idamlara karşı çıktığı için
yargüanmışn. Suç unsuru >arsa
elbette yargı >olu açık tutulmab-
dır. ama vasalarla kurulmuş bir
meslek örgütünün merkez kon-
seyinin yargılanması kabul edile-
mez ve mümkün değüdir."
TTB Merkez Konseyi "nin gö-
revden alınması amacıyla açılan
dava. yarın Ankara 15. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nde görüle-
cek.
Merkez Konsey çeşitli iller-
den gelen tabıp odalan temsilci-
leriyle 30 Haziran'daki 50. Bü-
yük Kongre'ye kadar yürütecek-
İeri etkinlikleri belırledi. TTB
Başkanı Füsun Sayek, Türki-
ye'nin tarihin en büyük bunalı-
mını yaşadığını söyledi. Sayek,
bu bunalımın sağlık sektörünü
ve doktorlan da olumsuz etkile-
diğini belirterek "Bugün vatan-
daşın reçetesindeki ilaçlan ala-
madığı, eczanelerin kapandığı,
kısacası dün var olan olumsuz-
luklann iyice dramatikleştiği ve
çaresiz bırakıldığı bir aşamada-
yız" dedi. Sayek. istemlerini şöy-
le sıraladı:
• Hekimlerin ve diğer sağlık
çalışanlannın içinde bulunduk-
lan özlük haklan ve alım gücü
dayanılmaz boyutlara gelmiştir.
Özlük haklan ile ilgili istemleri-
miz hemen yerine getirilmeli ve
birinci sağlık hizmetinin tümüy-
le ücretsiz olarak verilmesi ger-
çekleştirilmelidir.
• Haziran ayı içinde bütün il-
lerde yerel etkinlikler yapılacak
ve 28 Haziran'da bütün hekimle-
rin katılımıyla bir
eylem gerçekleştirilecek.
• 1980'de 16 milyar olan dış
borçlar bugün 120 milyar dolara
çıkmıştır.
Bu borçlann ödenmesi durdu-
rulmalıdır.
• Hazırlanan ekonomik prog-
ram insansız ve insafsızdır. Sağ-
lık alanındaki gerçekleri Deviet
Bakanı Kemal Derviş'e anlat-
maya hazmz.
G Ü N D E M MLSTAFABALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
dizi yaklaşım dile getirilebilir. Toplantılarda gördü-
ğüm şuydu:
Gençliğin içinde Türkiye sorunlanyla yakından il-
gili, heyecanı aklıyla yarışan, sağlıklı filizler var.
Önemli olan bu filizlerin rakamsal oranı değil,
enerjisi.
Samsun'da Atatürkçü Düşünce Derneği'nin dü-
zenlediği 6. Gençlik Kurultayı'nda bildiri sunanlar,
ülke sorunlarını, temsil ettikleri bölgelerin sorunla-
nyla örerek dile getirdiler. Yaşar Doğu Spor Salo-
nu'nda üst kuşakların konuşmalarından sonra söz
alan gençlerin bildirilerinden satırbaşlan aktaralım.
Marmara Bölgesi Gençlik Temsilcisi Sibel Çınar:
"Marmara, yıllık ulusal gelirin yüzde 36.6'sını
üretmekle birlikte, en zengin yüzde 10'la en fakir
yüzde 10 arasındaki gelir uçurumu 29 kattır. Tür-
kiye'nin halini vann siz düşûnün..."
Batı Karadeniz Temsilcisi Şakir Tekin:
"Devletin açtığı bir memur sınavına 2-3 milyon
kişi başvuruyorsa, işsizliğin geldiği boyutlar bü-
yük demektir. 10 milyona yakın işsiz var. Tanmda
3-4 ay çalışıp 8-9 ay işsiz kalanlar buna dahil de-
ğil..."
İç Anadolu Temsilcisi Dilek Güleç:
"Aydınlık geleceği sürekli ekonomik dengeler-
de arayan büyüklerimiz! Bizi görün artık. Başöğ-
retmenimizin hedeflediği çağdaş uygarlık düzeyi-
ne ulaşmamız için biz gençliğe eğitimde fırsat eşit-
liği sağlayın."
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇY-
DD) Ankara'daki 5. Gençlik Kurultayı'nda konu
"Küreselleşme ve Gençlik" idi. 39 şubeden Genç-
lik Komisyonu temsilcisi görüşlerini aktardı. Seçi-
mi zor bildirilerden küçük bir buket yapalım. Ada-
na Temsilcisi Soner Altıparmak:
"Dünya Bankası verilerine göre gelişmiş ülkeler-
de kişi başına gelir 23 bin dolar. Alt gelirti ülkeler-
de 380 dolar. Küreselleşme insanlığın geleceğini
tehdit ediyor."
Zonguldak Temsilcisi Ihsan Demirtaşoğlu:
"Küreselleşme, emperyalizmin 21. yüzyıldaki
adıdır. Engellenmesi gerekir. 19. yüzyılın başında
olduğu gibi 'açık kapı' politikası uygulayarak fakir
ülkeleri Batı devletlerine yem yapmaktadır. Küre-
selleşmenin getirdiği demokrasi, insan haklan da
aldatmacadan ibarettir. Ülkeler fakiheştikçe bas-
kıcı rejimler kurulmaktadır."
Edirne Temsilcisi Hanımzer Tapar:
"Tahkim denen olay, sömürücü şirketlerin ulus
devletlerle masaya oturup pazarlık etmesidir.
1915 'teki ekonomik, siyasi durumla 2001 'deki ara-
sında fark yoktur."
Candan Güven
Ankara Anadolu üsesi'ndeki konferansta da
gençler Türkiye'nin dünyadaki yeri üzerine sorular
yönelttiler. Bir ara durumu Türkiye'den daha kötü
olan ülkelerden de örnekler verdiğimde buna kar-
şı çıktılar, "Bizden çok daha ileri ülkeler bunu na-
sıl başarmışsa, bizim de yapmamız gerekir" deyip
bunun önündeki engelleri sordular.
Hoşuma gitti... •* " ':<•••
Son bölümü, çağın getirdiği iletişirh olanaklany-
la ulaşan mesajlardan birine ayıralım. Lise ögrerv
cisi Can Güven elektronik mektubunda (elmek)
şöyle diyor:
"Iddia ediyorum, bizim 19 Mayıs törenimiz di-
ğer okullardan farklıydı. Biz tören yerine fikirleri-
mizin alınmasını istedik. Yönetim kabul etti. Ben
ilk defa Türk gencinin kendisini kurtarmak değil de
kendisinden sonra gelenleri de kurtarmak adına
düşündüğünü gördüm. Gençlik kendisine verilen
görevi, önceki nesillehn yaptığı gibi, üşenip bir
sonraki nesle bırakma görüşünde değil... Bize gü-
venmenız gerektiğini söylüyorum..."
Can Güven'e, çoğalmasını dilediğimiz Can Gü-
ven'lere... - • :- .
Candan güveniyoruz... " '
"J \\. '
ankcum@ttnet.net.tr
Gökolp: Yerimebirini
bulun istifa edeceğim
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) -TZOB Ge-
nel Kurulu'nda gergin-
lik dün de sürdü. Genel
kurul toplantısında ko-
nuşmasma. önce izin ve-
rilmeyen MHP'li Tanm
ve Köyişleri Bakanı
Hüsnü Yusuf Gökalp'e
çiftçiler tepki gösterdi.
Gökalp. çiftçinin kul-
landığı mazotun fiyatını
düşürememesi nedeniy-
le kendisini istifaya ça-
ğıran TZOB Başkanı
Fanık Yücel'i eleştire-
rek "YüceU mazot soru-
nunu halledecek bir ba-
kan bulsun, namus sözü.
istifa edeceğim" dedi.
Genel kurulda seçimler
bugün yapılacak.
TZOB Başkanı Yü-
cel, olayı kongreye mü-
dahale olarak nitelendi-
rerek bakanlığın 45 ta-
nm il müdürünün seçi-
me katılacak delegeleri
arabalanyla Ankara'ya
getirdiğini ve bunlan
PÜISOtel'deağırladığı-
nı ileri sürdü.
Öğleden sonraki otu-"
rumun açılışında konu-
şan Bakan Gökalp, ge-
çen yıl afetten zarar gö-
ren çiftçilere dağıtılan
17 trilyon liralık tohum-
luğun parasını hâlâ Ha-
zine'den alamadıklannı
belirterek hem ziraat
odalannı zarara uğrat-
mamak hem de kanun
gereği tohumluk dağı-
tım işi vermediklerini
savundu. Bir delegenin,
u
Bak bu işi de yapamı-
yorsun işte" demesi üze-
rine Bakan Gökalp. "Ye-
rime birini bulun, söz, is-
tifa edeceğrnı" ifadesini
yineledi.
SPK'den YİMPAŞ'a suç duyurusu
• ANKARA (ANKA) - Sermaye Pıyasası Kurulu
(SPK), YİMPAŞ Yozgat lhtiyaç Maddeleri
Pazarlama ve Ticaret AŞ yöneticileri hakkında,
hisse senetleri SPK kaydına alınmadan sermaye
avansı olarak para topladıklan gerekçesiyle
Cumhuriyet Savcıhğı'na suç duyurusunda
bulundu. \7
apılan denetim sonucunda, sermaye
arttınmı sırasında toplanan gerçek rutann SPK'ye
bildirilmediği belirlendi.
Ocret farkı gidepilecek
• KONYA (Cumhuriyet) - Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler, memur ve işçi maaşlan
arasındaki farkın 2002 yılı sonuna kadar 2'ye
indirileceğini söyledi. Keçeciler,
"Bugün. memur ve işçi ücretleri arasında
uçurum vardır. Bir memur. 2.6 işçinin maaşını
alabılmektedir" dedi.