15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURtYET SAYFA HABERLER Zeki Çakan göreve baştadı • ANKARA (AA)- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na atanan Bartın Milletvekili Zeki Çakan dün görevine başladı. Çakan görevi, bu görevi vekâleten yürûten Maliye Bakanı Sümer Oral'dan devraldı. Çakan, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, en iyi şekilde hizmet etmeye çahşacağını belirterek "îşimiz kolay değil" dedi. Yasin Hatipoğlu: btifa etmefiten • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Grup Başkanvekili Yasin Hatipoğlu, IMF'ye 3 liderin imzasıyla sunulan mektubu "sened-i ittifak" olarak nitelendirirken "millete bu utancı yaşatanlann istifa etmesini" istedi. Gazetelerde lsrail'in Manavgat'ın suyuyla yetinmeyip toprâk da istediğine ilişkin haberler yer aldığına dikkat çeken Hatipoğlu, "Bunlar inşallah hayal mahsulüdür. Saçlanmı yolmamak ıçin kendimi zor tutuyorum" dedi. Özelleştipmeye tepki • tSTANBUL/tZMtR (Cumhuriyet) - Izmir Ozelleştirme Karşıtı Platformu'nca Gümrûk'teki Telekom Müdürlüğü'nün önünde Telekom'un özelleştirilmek istenmesine karşı protesto eylemi düzenlendi. Türk Telekom çalışanlan da Istanbul'da Türk Telekom Müdürlüğü önûnde özelleştinne karşıtı bir gösteri yaptı. Haber-Sen ve Tûrk Haber-îş Sendikası üyeleri adına yapılan açıklamada, Telekom'un özeleştirilmesinin ekonomik krizi aşmanın olmazsa olmaz koşulu olarak gösterildiği belirtildi. Cumhurtaşkanı Sezer'den onay • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 4667 sayılı Avukatlık Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'u onayladı. Kanun, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi. PMrden knama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Parlamento Muhabirleri Demeği (PMD); kulis yasağını protesto amacıyla partilerin önceki günkü grup toplantılannı izlememe ve basına kapalı bölümlerini haberleştirmeme karanna uymayan yazar Yavuz Donat ile Sabah, Zaman ve İHA'yı kınadı. AİHM kararım açddayacak • STRASBOURG (AA) - Avrupa Insan Haklan Mahkemesi, Kıbns Rum Yönetimi'nin Tûrkiye aleyhinde yaptığı 4'ûncü "devlet başvurusu" ile ilgili karannı bugün açıklayacak. Rum yönetimi, söz konusu başvuruda, Kıbns'taki kayıp ve yerlerinden edilmiş kişiler, işkence iddialan ve mülkiyete el koyma konulanyla ilgili olarak Tûrkiye'nin sorumlu olduğunu öne sürüyor. Içişleri Bakanı Tantan ve Turizm Bakanı Mumcu'yla arası açıldı. DSP'li Önal'ı suçladı Yıhııaz herkesle kavgahANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Içişleri Bakanı Sadet- tin Tantan'ı istifa ettirebilmek için Turizm Bakanı Erkan Mumcu'yu vekâleten görev- lendirildiği Içişleri Bakanlı- ğı'nda "jandarmavı suurlandı- ran bir genelge yayımlamaya'' ve "bazı atamalar yapmaya" zorladı. Yılmaz'ın istemlerini kabul etmeyen Mumcu, istifa- sını genel başkanına sundu, de\Teye Isparta Yalvaç Beledi- ye Başkanı Tekin Bayram gir- di. Yılmaz, DSP'li Devlet Ba- kanı Recep Onal'ı, Hazine'den sorumlu olduğu dönemde, hü- kümet onaylı enerji projeleri konusunda Hazine'nin DGM'- den onay beklemesine göz yummakla suçladı. • Yılmaz'ın ilişkileri, Beyaz Enerji operasyonuyla karşı karşıya geldıği jandarmayla yaşadığı tartışmada kendisini yalnız bırakan Tantan'ın ardından Mumcu ile de gerildi. Yılmaz'ın "jandarmayı sınırlayan genelge yayımlama" istemini geri çeviren Mumcu'nun istifadan son anda vazgeçirildiği belirtildi. Yılmaz, DSP'li Önal'ı da Hazine'den sorumlu olduğu dönemde enerji projeleri konusunda "zaaP göstermekle suçladı. Beyaz Enerji davası sonra- smda jandarmayı "gestapo devteti" oluşturmaya çalış- makla suçlayan Yılmaz, parti- si içinde de bakanlanyla ''kav- gah'' duruma geldi. Içişleri Bakanı Tantan'dan rahatsızlı- ğını gizlemeyen Yılmaz'ın, en yakımndaki isimlerden Erkan Mumcu'yu istifa noktasma getirmesi, "parti içi nesaplaş- manm başlangıa" değerlen- dirmelerine yol açtı. Kulisler- de, Tantan'ın, Iran gezisi dö- nüşünde Ydmaz'la yol aynmı- na geleceği konuşuluyor. Yılmaz ile önceki gün tartı- şarak bakanlıktaki eşyalanm toplatıpresminiindirten Mum- cu'nun, parti yöneticilerinin araya girmesi ile istifadan vaz- geçtiği öğrenildi. Mumcu'nun istifa noktasına gelmesi konu- sunda ise kulislerde çeşitli spe- kûlasyonlar yapılıyor. Genelge ve atama taümatı ANAP kaynakkn, tarüşma- nın ıçeriğini "çok Idşisel ne- denler" diye açıkladı. Ancak iddialara göre Yılmaz, Tan- tan'uı Iran'a gittiği 7 Mayıs günü tçişleri Bakanhğı'nda vekâleten görevlendirilen Mumcu'dan, "Hiçbir birim bakana danışmadan açıklama yapmayacakür" genelgesi ya- yımlamasınıve "Tantan'm gö- reve getirdiği bazı isimleri ala- rak yerlerme atama yapması- nı" istedi. Yılmaz, aynca bu işlemleri yerine getirirse Içiş- leri Bakanlığı görevine asale- ten atanacağını da ilettiği Mumcu'dan, "Benbunuyapa- mam, müsaade edin istifa ede- yim" yanıtını aldı. Gerilimin tırmanması üzerine Mumcu istifasını Yılmaz'a sundu, an- cak devreye Yalvaç Belediye Başkanı'nın girmesiyle istifa- dan vazgeçti. Bayram olayı ya- lanlamadı. Mumcu ise gazete- cilerin sorulannı yanıtlarken "Ben üzerime düşen edimi ye- rine getintim. Onun üzerinde söyleyecek bir şey yok" dedi. Mumcu'nun bu sözleri de is- tifasını sunduğu yolunda yo- rumlandı. Yılmaz, Onal'ı da suçladı Mesut Yılmaz, partisinin önceki gûnkü grup toplantı- sında, bazı enerji projelerinin gecikmesinin, Hazine'nin DGM'den "onay bekkmesin- den" kaynaklandığmı ileri sü- rerek DSP'li Devlet Bakanı Recep Önal'ı suçladı. Yılmaz, "Böyle bir zaafi gösteren da- ire, bizim bir bakanımıza bağ- h olsaydu ben o anda o bakanı görevden ahrdım" dedi. BEYAZ ENERJİ ANAP jandarma çekişmesi • ANAP lideri Mesut Yılmaz, 'Beyaz Enerji' operasyonunda yetki alanını aştığı gerekçesiyle jandarmaya çattı. Yargının siyasallaştığım da söyleyen Yılmaz'a askerler yaptıklan sert açıklamayla yanıt verdiler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıhnaz, bazı ba- kanlannm yam sıra Beyaz Enerji operasyonu nedeniyle jandarma ve yargıyla da kavgah. Yılmaz, Beyaz Enerji iddianame- sinin açıklanmasının ardından yargı- nın siyasallaştığım öne sürerek DGM'ye, operasyonu yürütûrken 'oiağanüstü' yöntemler kullandığını savladığı jandarmaya çattı. Yıl- maz'ın açıklamalannı günlerce sür- dûrmesine karşm Içişleri Bakanı Sa- dettin Tantan'ın bir değerlendirme yapmaması ûzerine jandarma sert açıklama yaptı. Tantan ise ANAP li- deri Yıhnaz ile jandarma arasında üstü kapalı yürütülen 'psikolojik sa- vaşı' izlemekle yetindi. Hem partisi ANAP hem de kendisine bağlı olan Jandarma Genel Komutanhğı yetki- lileri, Tantan'ın tutumundan rahat- sızhklanm gizlemediler. Yılmaz, Beyaz Enerji soruşturma- sı başladığfflda, istifa eden Enerji Ba- kanı Ersümer hakkındaki iddialann gerçekçi olmadığmı savunurken id- dianame acıklandığında Ersümer ba- kanlık görevinden istifa etti. Yılmaz, Ersümer'in istifasımn id- dianameden kaynaklanmadığını, Türkiye'njn 'zarar görmemesi' için istifa ettiğini öne sürdü. Ersümer'in istifasının ardından da Yılmaz, Be- yaz Enerji operasyonunu başiatan jandarma ile soruşturmayı yürüten savcıyı sert dille eleştirdi. ANAP lideri Yıhnaz, yargının si- yasallaştığını öne sürerken, Beyaz Enerji iddianamesinin 'siyasibirbel- ge' olduğunu savundu. Yıhnaz, ope- rasyon sürecinde hukukun temel il- kelerinin göz ardı edildiğini söyledi. Baykal, dün partisinin Ankarail kongresüıde göreve gelen yeni yönetimi kabul etti. Baykal gazetecilerin kendisine soru yöneltmemesi üzerine kendi kendine gfindemdeld konularia ügfli sorularsordu veyanıtiadı. (AA) CHP lideri Baykal: Telekom'la ilgili karan, ancak Türkiye verebilir IMF diktesi ıstırap vericiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Te- lekom konusunun IMF ipoteğı altında konuşuluyor olmasmdan son derece ra- hatsız olduğunu belirterek "Telekom ile Ogfli karan Türkiye verir. Ama bunun IMF diktesi şeklinde Meclis gündemi- ne getirihnesi ve bunun saat tutularak telaşla konuşuluyor ohnası ıstırap veri- ci'' dedi. Baykal, Beyaz Enerji ile ilgi- li olarak Jandarma ve ANAP arasında yaşanan tartışma hakkında da "Mahke- meye gidip hesabmı vermeyenlerin efe- lenmeye hakkı yoktur" diye konuştu. Baykal, dün partisinin Ankara ll Kongresi'nde göreve gelen yeni yöne- timi kabul etti. Baykal, görüşmede ga- zetecilerin kendisine soru yöneltmeme- si üzerine kendi kendisine gündemdeki bazı konularia ilgili sorular sordu ve ya- nıtladı. Telekom'la ilgili tartışmamn IMF ipoteği altında konuşuluyor olma- sından büyük rahatsızlık duyduğunu belirten Baykal, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye'deictenükleTelekom'u özeUeştirmek isteyenler çıkar ve bunu gercekleştirebfluier. Saygı duyanm. A- ma Türkiye bürün kaderini, ekonomik krizuıçözühnesi şansuu Telekom'a bağ- lamış durumda. Çünkü IMFbunu böy- ledajatübize.dh'eaktanbyor.Kocako- ca bakanlar, hükümet parlamento,IMF buyruğu doğnıhusunda bu sorunu hal- ledeceğiz diye çırpırmorlar. Bu konuda- ki dirençkr belli tepkiter çekjyor." Denız Baykal, Ulaştırma Bakanı E- nis Öksüz' ün bu konudaki direncini na- sıl karşıladığının sorulması üzerine, ko- nunun bu yanıyla ilgilenmediğini, an- cak Tûrkiye'nin bütün sorunlannın bağlandığı ana konu olmasını kesinlik- le kabul etmediğini söyledi. ANAP^U MİLLETVEKİLİ, TELEFONLARININ DİIVLENMEStNE TEPKİ GÖSTERDÎ Kavak yargıya başvuracak CavhKavak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın en yakımn- daki isimlerden ANAP Istanbul Milletvekili Cavit Kavak'ın telefonlannın dinlendiği, da- ha sonra da "izfemeye" aluıdığının ortaya çık- ması, ANAP'ta tepkıyle karşılandı. Telefonla- nnın dinlendiğini gazete haberlerinden öğren- diğini ve ^şaka" sandığını belirten Kavak, jan- darmaya, "Telefon kayıdarmu, eüerinde be- nünle ilgili ne varsa kamuoyuna açıklasınlar*' diye meydan okudu. Jandarmanın kendisinden "özür dilemesüu" isteyen Kavak yasal hakla- nnı sonuna kadar kullanacağmı söyledi. Ada- let Bakanı Hikmet Sami Türk ise Organize Suç Örgütleri ile Mücadele Yasası'mn uygu- lamasmda "ölçülü'' davramhnasını isterken "Benhn dmlenmekten çeldndiğim bir şeyim yok" dedi. Ankara Barosu Başkanı Sadık Er- doğan da yaptığı bir açıklamayla yasadışı uy- gulamayı kınadıklannı belirtti. Erdoğan, tele- fonlann yasadışı dinlenmesiyle anayasanın 22. maddesinde yer alan "Haberleşmeningiz- hliği esasür'' ilkesınin çığnendığını belirterek u Bu dmlemede adı geçenlerden bir kısmuun kamu göreviyapan avukadarohnası aynca dü- şündürücüdür" dedi. Kavak'ın telefonlannın dinlenmesi, parti- de, "herkesin telefonlan dmieniyor mu?" kuş- kusuna yol açtı. ANAP yönetıcileri, anayasa- nın milletvekili dokunuhnazlığını düzenleyen 83. maddenin, bir yasa hükmüyle ihlal edildi- ği göriişünü dile getirdiler. IRMIKIAYDEV ENGÎN aengin(S doruk.net.tr Alametler çoktan belirmişti; Telekom Yasa Tasansı tartışma- larında artık ayan beyan ddu. Tûrkiye'nin geleceği üstüne "karar verme" yetkisini elinde tutan hükümet ile Tûrkiye'nin geleceği üstüne "karar verme" gücünü elinde tutan Kemal Derviş çatışıyorlar. Bu çatışmayı Tûrkiye'nin te- mel çelişkisı gibi algılayanlar var. Üstelik bunu böyle aigılayanlar günbegün artıyor. Sanki Kemal Derviş artık kar- şı konulmaz bir okjuya dönüş- müş ^ürese/teşmede Tûrki- ye'nin yerini almasını sağlaya- cak ilerici güçleri temsil ediyor; hükümet ise artık çağını doldur- muş, hele hele Avrupa Bırliği'ne katılım hedefı bağlamında ba- kıldığında anlamsızlaşmış ulus- devlet'i beyhude çabalarla ko- rumaya çabalayan gericilik güç- terinın temsilcisi. "llericilik" ve "gericilik" kav- ramlannın bu içeriğe indirgen- mesindeki gülünçlüğü bir yana bırakalım. ••• Koalisyonun 'Hükümet" kana- dı He "Kemal Derviş" kanadı ara- Bir Sahte Çelişki sındaki itiş kakışı Tûrkiye'nin çe- lişkisi olarak kavramak, akjılamak ve tanımlamak mümkün mü? Hükümetin istediği belli: Ka- mu kaynaklan üstündeki tasar- ruf yetkisini yitirmeden, bunu beceremezse mümkün olduğu kadannı kurtarıp elinde tutarak, olmayan parti programlannı, ol- mayacak bir günde gerçekleş- tirmek düşüyle seçmen kitlele- rini avutarak iktidar koltuğunu korumaktan ibaret sefil bir he- sap. "Günübirlik politika" bile denemeyecek delegeler, dele- ge ağalan ve parti liderieri ara- sında kurulmuş, ılkelerin değil çıkartann egemen olduğu birsi- yaşet cambazlığı. Üç partili bir hükümet. Bir kanadında tahıl, şeker pancan, tütün tanmı yapan, on- larca yıllık taban fiyat politikala- nyla desteklenmeye alışmış köylü gericiliğe, taşra müteah- hitlerine ve köylüyle çalışan tüc- cara, kamuyla çalışan müteah- hitiere dayanan; sıyasal geçmi- şinin ırkçı-faşizan ideolojisini ki- mi kez apaçık, kimi kez liderinin çabalanyla şekere bulayarak sürdüren bir parti... Bir kanadında "so/"luğu sos- yal demokrasi ile sınırlı, ancak milliyetçi önyargılanndan anna- mamış kentlilere ve Refah mol- lalarından yediğı kazıktan sonra umutlannı "dürüst" liderde ara- yan köylülere ve CHP'nin iç te- pişmelerinden gına getirmiş kit- lelere yaslanarak iktidan yakala- mış, ama ömrü liderinin ömrü ile sınııiıya benzeyen bir parti. Bu i- ki kanadın stepneliğini yapan ve Özal döneminde bile elde ede- mediği "Özalıstolanaklara" sxm- akı sanlmış bir üçüncü parti. Hayır. Bu kanatlardan oluşan hükü- met, Tûrkiye'nin bugünkü siya- sal iktidannı temsil edebilir, ama Tûrkiye'nin geleceğini "gerici- lik" düzleminde de, (haydi cüm- le yanm kalmasın) "ilericilik" düzleminde de temsil edemez. • • • Gelelim koalisyonun "ilerici" kanadına, Kemal Derviş'e... Koalisyonun bu kanadını ile- rici olarak nitelemek için elde hangi gösterge var kuzum? Nedir Dervış'in onu ilerici olarak nitelemeye yol açacak marrfetleri? IMF'den 10 milyarlık bir dış kaynak için izin kopardı. Doğru. Ama bu başarı sayılabilir mi? IMFzaten dış borç verme ko- şullannı belirtemekle görevti bir uluslararası kuruluş. Güvenceyi görmeden de zırnık koklatma- masryla ünlü bir kuruluş. Der- viş'in yaptığı da bu güvenceyi vermekten ibaret değil mi? An- kara'daki direnci "Bak evet de- mezseniz para yok haaa" kor- kutmacasıyla dize getirdi, IMF'nin dayattığı güvence ko- şullannı sağladı ve parayı aldı. Derviş dürüst bir adam. Bu da doğru. Koalisyonun öteki ka- nadındaki gibi söyledikleri ile yaptıklan arasında pişkince bir uçurum yok. Ama söyledikleri- nin ilerici olduğunu söylemek nasıl mümkün oluyor? Küreselleşmenin bugün için anlamı pek yalın küreselleşme, sermayenin (ama yalnız ve sa- dece sermayenin; mal, hizmet, hisse senedi, sıcak para kılrfla- nnda sermayenin) tüm dünyada gönlünün çektigince, hiçbir gümrük duvanna çarpmaksızın, hiçbir ulusal hukuk engeline ta- kılmaksızın, ulus-devletlerce sı- kıntıya sokulmaksızın kısıtsız, sorunsuz dolaşabılmesinden ibaret... Derviş, ulus-devleti olabildi- ğince silikleştirerek küreselleş- menin Türkiye'de yol alacağı taşlan döşüyor. Bunu yaparken daha az çapaçul, daha az ça- pulcu, daha az kayıt dışı bir ka- pitalizm öngörüyor. Hiç korkmadan söyleyelim: Bu iyidir. Ama hiç durmadan ekleye- iim: Bu ilericilik filan değildir. Ankara'da koalisyonun hü- kümet kanadı ile Kemal Derviş kanadı arasındaki bu çekişme, "Önümüzdeki günlerde Türki- ye'de nasıl bir kapitalizm ola- cak" sorusuna verilen yanıttaki farklardan doğan bir çeüşkidir. Eh, herhalde Tûrkiye'nin te- mel çelişkisi de bu değildir!.. POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Suskunluk... Olay Izmir'de yaşandı... Metin Oktay adlı sürücü otomobille iki yayaya çarptı... Mustafa Arkın ve Haydar Yalçın Cnnldak yara- landı... Sürücü olay yerinden uzaklaşmak istiyordu. A- ma otomobilin plakası yere düştü... Otomobilde olan sürücü Metin Oktay plakasını al- mak isterken ikinci kez yaralı Mustafa Arkın'ın üze- rinden geçti... Izmir'in Hatay semtinde yaşanan olayda Haydar Yalçın Crvıldak yaşamını yitirdi, Mustafa Arkın ise hastaneye kaldınldı... Türkiye'de her gün onlarca insanımız trafik ka- zalannda yaşamını yrtiriyor... Geçenlerde Istanbul'da da birsürücü, çocuğa çar- pıpağıryaralamıştı... Sürücü, yaralı çocuğu alıp otomobilin bagajına koyup hastaneye götümnüştü... Yaralı çocuk niçin bagaja konulmuştu? Kanlar içindeydi çocuk... Sürücü otomobilinin koltuklannın kirienmemesi için bu yolu seçmişti... Küçük çocuk hastanede yaşamını yitirdi... Yaşamı hiçe sayan, ölümlerte çoğaldığını sanan, sevgiden yoksun bir toplum olup çıktıkL Yaşamın renklerini, sevginin yüreğin derinliğinden çıkhğını çoktan unuttuk... Sevdalan acılara batmış, yürekleri taş kesilmiş, kendi yalnızlığını göz alıcı özgünlük gören hepimiz yrtirilmiş mevsimlerin içinde gibiydik!.. Sevgisizlik bir anrt oluyordu yaşadığımız coğraf- yada1 .. Sevgisizlik genç ölülerin mezarlannı gün gün ço- ğaltryor, suskunluğumuz ise solgun ve donuk bakış- lardan kaynaklanıyordu... Soluk bir aydınlıkta uğursuzca sıkılmış eller toplu- mu 'histeri nöbetine' sokuyordu... • • • Yannlannı düşlerinde arayan toplum yaşama sımsıkı sanlabilir mi? Zekeriyaköy'de rüyasında gördüğü attjnlan çıkar- mak için kuyuya giren Fatma Şerife Özçiçek ile kardeşi Asiye Gürcü, saatlerce göçük altında kal- dıktan sonra kurtanldı... Bir toplum, zehirli mantar yiyerek bile ölmeye alış- mışsa, umuda yolculukta ölmeyi zaten önceden ka- bul eder!.. Cehaletin temelinde yatan bu gerçek Türkiye'yi kuşatırken suskunlar karanlığın çoğalmasını sağlar... Şimdi bir alacakaranlık kuşağında mıyız dersi- niz? Zekeriyaköy'den söz açmışken kimsenin pek de- ğinmek istemediği, on dört belediye meclis üyesi- nin jandarma tarâfından 'sonışturmanın derinleşti- rilmesi' gerekçesiyle gözaltına alınmasına bir baka- lım... Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan yol- suzluk yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınıp DGM'ce tutuklandı... Olay yargıdadır!.. ' '- • • Suçlu mu suçsuz mu olduğuna yargı karar vere- cektir!.. Belediye Başkanı Çapan'ın yerine bir başkanve- kili atanacaktır. Çünkü Içişleri Bakanı Sadettin Tan- tan, Çapan'ı görevden almıştır... Buraya dek her şey yasal!.. Üç gün önce Esenyurt Belediye Meclisi, başkan yardımcısını seçecekti. Meclis üyeleri belediyeye geldi... Tam seçime geçilecekti ki kolluk kuvvetleri bele- diyeyı bastı ve on dört meclis üyesini gözaltına al- dı... Işin ilginç yönü, on dört belediye meclis üyesinin neredeyse tümü eski CHP'liydi... Belediyeler yerel meclislerdir ve burada seçilmiş üyeler bulunur... TBMM neyse belediye meclisleri de odur... Kolluk kuvvetleri belediye meclislerine kahve ba- sar gibi giremez, seçimleri engelleyemez... Şimdi soruyorum: "Türkiye bir hukuk devleti mi yoksa polis devleti mi?" Eğer on dört belediye meclisi üyesi bir soruştur- ma için aranryorsa, onlann alınıp götürüleceği yer be- lediye başkan yardımcıhğı seçimlerinin yapıldtğı meclis salonu değildir... Hepsinin evleri, ışyerleri vardır!.. ••• Beyaz Enerji operasyonunu yürüten DGM Savcı- sı Talat Şalk'ın IMF ve Dünya Bankası'ndan bekje isteroesini "Tûrkiye'nin itibanyla oynuyor" diye eleş- tirenler, yerel yönetim meclisini basıp (belediye baş- kan yardımcısını seçme öncesO on dört belediye meclisi üyesini götüren kolluk kuvvetlerini neden eleştirmezler? Demokrasi biryaşam biçımidir!.. Elbet rüşvete, yolsuzluğa karşı yasal mücadele yapılacaktııi.. Ama Türkiye'de kimse (asker-sivil) "Benyaptım, oldu" diyemez!.. O zaman Izmir'de trafik suçu işleyen, can alan, kö- şe başında adam öldüren, çete kurup devleti soyan- la hukuk devteti arasında fark kalmaz!.. Demokraside "hukuk" işler, yargı ise hiçbir gücün etkisinde kalrhadan görevini yapar!.. Kolluk kuvvetlerine gelince!.. Görevleri anayasa ve yasalarda yazılıdır, ona gö- re hareketeder!.. Gözaltına alınan bireyin suçu ne olursa otsun işkence yapamaz!.. Çünkü işkence bir insanlık suçudur!.. hikmet.cetinkaya(fi cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 IP: ANAP'a dava acılsın Perinçek: Yılmaz suçluluk telaşında ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - tP Genel Başkanı Doğu Perin- çek, ANAP lideri Me- sut Ydmaz'ın "suçhıla- rm telaşı" içinde oldu- ğunu belirterek " Tela- şın birinci sebebi, Ersü- mer'den sonra operas- yonun aileye yaklaşmış olmasKhr" dedi. "Beyaz Enerji" iddi- anamesinde yer alan ANAP'm Kanada fir- masından 50 milyon dolar rüşvet aldığına ilişkin iddiayla ilgili olarak ANAP hakkında kapatma davası açılma- sı gerektiğini kaydeden Perinçek, partisinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na kapat- ma davası açılması için başvurduğunu anımsat- tı. Perinçek, telaş için- deki Yılmaz'ın suçun üzerine giden TSK'ye yönelik saldınlarının arttığını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle