Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ
Robert MıısiTlehıılıışıııaRobert Musil'in Niteüksiz
Adam'ını henüz okumadım. Ahmet
Cemal'in çevırisi olduğunu biliyor-
sunuzdur. Musil'in başyapıtı olarak
nitelendirilen romanın bu ilk cildi-
ni evirip çevirdikten sonra, kitaba
alınan, ErnstFischer'ın Musil üze-
rine yazdığı uzunca denemeyi oku-
dum. Romanı ise ne yazık ki bir
okur saplantısı olarak ikınci cildinin
çıkmasını bekleyerek bir yana bı-
raktım!
Bugünlerde, yeni basımı yapılan,
ılk romanı Genç Töriess'i elime
alınca, ister istemez, Fischer'ın o
nefıs derlemesini okumaya yönel-
dim yeniden. Oradan da, 'genç bir
öğrenci' olarak müdavimi olduğum,
Arslan Kavnardağ'ın Beyazıt'taki
Elif Kitabevi'ne uzandım. Kaynar-
dağ'ın bakışlannın gölgesınde, raf-
lardan, aradığımı bulmuşçasına,
'benim için yazılmış birkitap' önse-
zisiyle Genç Töriess'i ahp, Çınaral-
ö'nda okumaya başladığım an'lara
döndüm..
llkgençlik yaşlan öyledir, okudu-
ğunuz her kitapta biraz kendinizi
bulursunuz. Genç Törless de benim
için öylesi bir romandı. Bu tür kitap-
lar önce ruhunuza, sonra düşlerini-
ze, daha sonra da düşüncelerinize
seslenir. Ki, duygu/düşünce dünya-
nızın biçimlenmesınde bunlann pa-
yı yadsınamaz.
Asıl eğitimin, zamanında ve ye-
rinde (yaşında) okunan bu tür kıtap-
larla sağlanabileceğine inananlarda-
nım. Bunun içindir ki, sık sık, 'yaş-
dönemi okumalan'ndan söz ederim.
Kamuran Şipal'in çevirisindeki
(1972, Bozok Yay.) "Oğrend Tör-
less'in bunahmlan" alt başlığı ilgi-
mi çekmış olmalı! Özellikle de,
Maeterlinck'ten alıntılanan; "Bir
şeyi dile getirir getirmez, ne tuhaf-
sa değerini yitirdiğini gözlemleriz
onun^" dıye başlayan sözlerin be-
ni kitabın içine nasıl çektiğini
'usil, tıpkı Rilke
gibi, elini kalbinin
üzerine koyup,
diğerleriyle de
kaleminin ucuyla bir
yol/yön çiziyordu size.
Adım adım
gidiyordunuz. Hayata
birçok yanıyla
bakabiliyordunuz.
îç yolculuklann büyülü
fenerini tutuyordu
içinize.
OKUMA ÖNERILERI
Robert Musil:
* Genç Törless, Çev.: Kamuran Şipal,
2. Basım: 2000, İletişim Yay., 216 s.
* Yaşarken Açılan Miras, Çev.: Ahmet
Cemal, 1993, Yapı Kredi Yay., 126 s.
* ÜçKadın, Çev.: ZehraAksu Ydmazer,
2. Basım:2001, Dost Kitabevi, 114 s.
* Niteliksiz Adam I, Çev.: Ahmet Cemal,
2. Basım: 2000, Yapı Kredi Yay., 546s.
* Kitap-hk, Sayı: 42. Temmuz-Ağustos
2000. Derginin "Vesikaltk" bölümü
Musil 'e aynlmış.
BELLEK KUTUSU
"Edebiyatın görevi, olanı değıl.fakat olması gerekeni
anlatmaktır. Başka deyişle: Edebiyat, ortaya anlam imgeleri
koyar. Anlamlandırma demektir. Yaşamınyorumlanmasıdır.
Gerçek, edebiyat için malzemedir." R, Musil
"Musil'in duyarhğı, bulandırmaya ve kanşmaya karşı
korunmadan başka bir şey değildi. Yazmada açıklık ve
saydamlık, bir kez elde edildiğınde varhğım koruyan
otomatik bir nitelik olmayıp sürekliyeni baştan edinilmesi
gerekir." Elias Canetti
"Musil, Avrupa nın ve Âvrupa kültürünün ölümünü kâğıda
geçirmek eleştirel olarak açıklamak amacıylayola çıkar."
George Steitıar
anımsıyorum şimdi.. -. •
O ezbenmde yer eden, kendim
yazmışçasına döne döne okuduğum
Malte Laurids Brigge'nin Notla-
n'nın tınısı \ardı bu kitapta. Ril-
ke'nin şu sözleriyle başlayıp, "De-
mek buraya yaşanacak yer diye ge-
liyoriar; burası ölünecek yer desem
dahadoğru": Törless'in geldiği ya-
tılı okuldakı sıla özleminin ruhunda
çiçeklenen yanlannın anlatımıyla
sürüyordu. Biri ötekine kapı aralı-
yor, yer yer bütünlüyor; genç insa-
nın yaşadığı sannlan, özlem ve se-
vinçleri yansıtıyordu.
Evet, biri diğerinin yanında duru-
yordu. Rilke'yi ilkten okumuş ol-
manın, Musil için bir baslama nok-
tası olabileceğinı çok sonra öğrene-
cektim. Belki de Musıl'le buluşma.
Kafka'ya giden yolun en emin
adımlannı atmamı sağhyordu bana.
Kafka ki; içteki sürgünü, bir başı-
nalığın alacakaranlık an'lannı bin
bir sızıyla anlatırdı. Sinik duranaba-
kar, toplumu/insanı buradan görme-
ye, anlamaya çalışırdı. Örtüktü, ola-
bildiğince sırlı tutardı asıl anlatmak
ıstediğini.
Rilke, sözün yalvacı gibi gelmiş-
Tiyatro ve müzikal alanında verilen 2001 Tony Ödülleri adaylan açıklandı
The Producers 15 dalda aday
KûMr Servisi - Tiyatro ve
müzikal alanında verilen en
önemli ödüllerden biri olan
'Tony Ödülfcri - 2001' aday-
lan açıklandı. 3 Hazıran'da
New York'taki Radio City
Musk Hall'de sahiplerini
bulacak ödüller için bu yıl
Mei Brooks'un 1968 tarihii
ve klasdder arasına girmiş
filmi 'TheProducers'ın sah-
ne versiyonu 'The Produ-
cers, the new Mei Brooks
Musical' adlı yapım, tam 15
dalda aday oldu.
Değer görüldüğu adaylık-
lar arasında 'En lyi Müzi-
kal
1
, 'En lyi Orijinal Senar-
yo' dallannın yanı sıra 'En
lyi Erkek Oyiıncu'nun da
bulunduğu yapım, bu dalda
müzikalin her ıki oyuncusu
Matthevv Broderick ve Nat-
hanLane'e de ayrı ayn aday-
lık kazandırdı. Müziklerini
bizzat Mei Brooks'un yazıp
bestelediğı 'The Producers,
the new Mei Brooks Musi-
cal', koreografisini de ger-
çekleştiren Susan Stroman
tarafından sahneye konuldu.
Müzikal, bir prodüktörün
ayakta kalabilmek için ışıltı-
h şov dûnyasında yaşadığı
zorlukfan ve giderek yükse-
lişini konu ahyor.
Adaylararasındagöze çar-
pan bir dığer yapım da 'The
Fufl Monty' ('Anadan Doğ-
ma'). 'En fyi Orijinal Senar-
yo', 'En İyi Müzikal Senar-
yo', 'En lyi Erkek Oyuncu -
MüokaT başta olmak üzere
toplam 8 dalda adaylık ka-
zanan müzikal, çelik fabri-
kalannın kapanmasından
sonraçaresiz durumdakalan
Ingiliz işçilerinin sonunda
striptiz yaparak yaşamlannı
kazanmaya karar vermeleri-
ni konu alıyor.
Bu yılm Oscar adaylann-
dan 'Çikolata' filminin ba-
şanlı Fransız oyuncusu Jufi-
etteBinoche da 'BetrayaP ile
'En lyi Kadın Oyuncu - Ti-
yatro' dalında ödül bekJiyor.
2001 yılı'Özd Tony Ödü-
hl', PaulGemignani'ye veri-
lecek. Belli başh adayhklar
ise şu şekiide sıralandı:
Mei Brooks
(sağda), Mattnevv
Broderick ve
NathanLane
(altta). Juliefte
Binoche
'Betrayal'de(üstte).
'En iyi Erkek Oyuncu - Müzikal'
• Matthew Broderick, "The Producers, the new
Mei Brooks musical'
• Kevin Chambeıiain, 'Seussical'
• Tom Hewitt, 'The Rocky Horror Show'
• Nathan Lane, 'The Producers, the new Mei
Brooks musical'
• Patrick Wilson, "The Full Monty'
'En İyl Kadın Oyuncu - Müzlkal'
• Bh/the Danner, 'Follıes'
• Christine Ebersole, '42nd Street'
• Randy Graff, A Class Act'
• Faitb Prince, 'Bells Are Ringing'
• Maıia SchaffeL 'Jane Eyre'
En İyl Yönetmen - Müzlkal
1
• Christopher Ashky, 'The Rocky Horror Show'
• Mark Bramble, '42nd Street'
• Jack O'Brien, 'The Full Monty'
• Susan Stroman', 'The Producers, the new Mei
Brooks musical'
'En iyl Erkek Oyuncu - Tiyatro'
• Sean Carapion, 'Stones in His Pockrts'
• Rkhard Easton, 'The Invention of Love'
• Conieth Hfll. 'Stones in His Pockets'
• Brian Stokes Mitchell. 'King Hedley II'
• Gary Sinise, 'One Flew Over the Cuckoo's
Nest'
'En iyi Kadın Oyuncu - Tlyatro'
• Juliette Binoche, 'Betrayal'
• Lmda Lavin. 'The Tale of the ABerpst's Wife'
• Mary-Louise Parker, 'Proor
• Jean Smart 'The Man Who CametoDinııer'
• Lesfie Uggams. 'King Hedley II'
En İyl Yönetmen - Tiyatro'
• Markm McCtinton, 'King Hedley II'
• Ian McEDıinney. 'Stones in His Pockets'
• Jack O'Brien, 'The Invention of Love'
• DanielSuffivan
ti bana. Melekler katında yaşanılan
acınınbannağını göstenrdi hep. Ke-
mal Demirel'in bana sunduğu o gü-
zelım Rodin kitabında Rilke, haya-
ta bakışın, hayatın öte yakasında
olupbitenlerinbir sanatçının duyar-
lılığına nasıl yansıdığını anlaöyor-
du.
Musil, tıpkı Rilke gibi, elini kal-
binin üzerine koyup, diğerleriyle de
kaleminin ucuyla bir yol/yön çizi-
yordu size. Adım adım gidiyordu-
nuz. Duygu sapmalan, yalnızlık
dehlizleri, aşk kırgınlıklan, gece
sannlan, savrulma bannaklan, ka-
bagüç salvolan önünüzde anlamka-
zandığı kadar; anlamlanıu yitirdiği
an'lara da dönüyordunuz onunla.
Hayata birçok yanıyla bakabiliyor-
dunuz.
îç yolculuklann büyülü fenerini
tutuyordu içinize, Musil.
•••
îletişim Yayınlan'nca yeni bası-
mı yapılan Genç Töriess'i elime
alınca; Beyazıt'a, Sahaflar Çarşı-
sı'na gitmek, Elif Kitabevi'nin
önündengeçmek, Çınaraltı'naulaş-
mak istedim. Hiçbir şeyin eskisi gi-
bi olmadığını bildiğimden içim el-
vermedi. Bir okuma sığınağım olan
Rumelihisan'ndaki Kale Çay Bah-
çesi'nde soluğu aldım.
Okuma serüveni başh başına yol-
culuktur. Siz o an'lan yerler/mekân-
larla anlamlı kılarsanız; her bir an'ın
belleğin su^daşı, yaşanan ve anımsa-
nan zamanın en kalıcı yanlan oldu-
ğunu görürsünüz.
•••
Askeri bir okulda yatılı öğrenci
olarak okuyan Törless, her ne kadar
Musil'in yaşamından izler getiriyor-
sa da; yazann imgelemi, soyutlama
yetisi bir başka dünyanın kapılannı
açıyor bize. 1940'larda yoğun bi-
çimde yaşanacak olan faşizmin in-
san ruhundaki fılizlendiği ortamla-
n bu bakış açısıyla çok önceleri gö-
rebilen Musil, insan gerçekliğine
derinlemesine bakmanın da yolunu
yordamını gösteriyordu bizlere.
'Kitkveiktidar'ın gücünün aktığı ır-
maklann debisine döndürür bizi.
Törless'in yansıtıcı bilınciyle, Re-
hing, Beineberg ve Basini'nin dün-
yalanna uzanınz. Buradan bize tut-
tuğu ayna insan ruhunu anlamamı-
za kapı aralar.
Ernst Fischer'ın şu sözleri, bizi
ona daha da yakınlaştırmaktadır:
"Çökmekteolan birtoplumdayaşa-
yanyazar,bu çdküşü betimkmekten
kendini alamaz."
•••
Musil, bireyin ruhunun derinlikle-
rine bakarken; dıştakini, hayatın en-
gellennı, olumsuzluklannı gösterir.
GençTörless'te benleşen duygulann
yansısıylabirlikte, bireyin içsel dün-
yasının olgunlaşma sürecini de adım
adım dile getirir.
'70'li yıllann karabasan ortamın-
da içinden çıkamadığım duygu git-
gellerinin ağırlığından yavaş yavaş
kurtulduğumu anımsıyorum bu ro-
manla yolculuğumda.
Musil, bir bakıma da sizi buna ha-
zu^lar. Romanı yeniden okurken;
başka izlerden gitmedim, hep o
an'lara döndüm. Okumak için gel-
diğim kent de, giderek nerelerde
yoksullaştığımızı, neleri yitirdiği-
mizi zamanla anlatacaktı bana da.
"IJmutsuzJuklannen kaüneriisTrun
yaşandığı günlerden sıynlıp hayaü
anlamaya giden yolun kavşağında
duran Musil'le buluşmanın anlamı-
nı pekiştiren bir ödev olarak Kaf-
ka'ya, Camus'ye, Sartre'a dönmüş-
tümyüzümü.
Ait olma duygusunu bize en çok
hissettiren Musil'deki karamizahı,
Kafka'daki ironiyle karşılaştınrken;
yeni bir okuma katmanına doğru yol
almanın kaçmılmazhğını görüyor-
dum. Belki de bana, oturup Karl
Man'ın 1844El Yazmalan'nı okuma
duygusunu veren de buydu! Yaşar
Kemal'in "Akçasaz'uı Ağalan" ro-
manlannı okumanın yordamına an-
cak böyle varabilirdim. Musil, birça-
ğı/dönemi, değişeni, başkalaşımı
gösteriyordu; ondan yansıyan ışıltıy-
labirbaşka yapıtadönüp daha 'iç'ten
bakabilirdiniz.
Şimdi, Niteliksiz Adam'ı okuma-
ya karar verirken de; Semih Kapla-
noğhı'nunHerkesKendiEvinderıl-
mindeki öyküden bize yansıyanlar-
la birlikte, o alacakaranlığa, belleğe
dönüşün neleri içereceğini görme-
nin dayanılmaz sannsını yaşadığımı
söylemeliyim.
Musil ise o sannlı dünyanın ilk
ayna tutanlanndan biri olarak orada
duruyor; geçmişteki geleceği bize
bagışlayan biryazar olarak hem de...
www.feridunandac.com
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Osmanlı ve Türkiye...
"Kültürel kimlik", dün olduğu gibi bugün de öne-
mini konjyan bir kavram. Ancak ırdelenmesi ge-
rektiğinde yanlış çıkış noktalannı temel almak, her
kavramı olduğu gibi kültürel kimlik kavramını da
bulandınp yozlaştırmaktan başkaca birsonuç ve-
remez. Bulanık bir kültürel kimlik kavramı ise, ül-
kemizin yakın geçmişinde sık görüldüğu üzere,
kolaylıkla toplumu karanlık yollara sürüklemenin
aracına dönüşebilir.
Günümüzde kendi kültürel kimliğimize ciddiyet-
le eğilmek istedığımizde, bu kimliğin "Osmanlı"
geçmişini de -iıstelık önemle- göz önünde bulun-
durmamız, nesnel-bilimsei düşünmeeyleminin ge-
reğidir. Bu bağlamda asıl önem taşıyan nokta ise,
Osmanlı olgusunu doğru yere oturtabilmektir.
Osmanlı Tmparatorluğu döneminde Avrupa ta-
rihine baktığımızda hemen saptanabilecek olan
birolgu, bu doğru yeri bulabilmek açısından önem
taşımaktadır. Imparatorluk döneminde, birmonar-
şiler örgüsü olan Avrupa'ya baktığımızda, karşımı-
za Ingiltere Krallığı, Ispanya Krallığı, I. Elisabeth'in
ölümune kadar Iskoçya Krallığı, Fransa Krallığı gi-
bi devlet adlan çıkar. Başka deyişle Avrupa'da
devletler, tek tek hanedanlann adını değil, fakat bir
ülkenin adını taşır.
Osmanlı Imparatortuğu'nda ise, bu imparator-
luğun alt yüz yıllık tarihi boyunca devlet, bir ülke-
nin değil, fakat bir hanedanın adını taşıyan, ço-
kuluslu bir imparatoriuk olagelmiştir. Bu impara-
torluk içerisinde Osmanoğullan'nın Türk unsuru-
na nasıl baktıklan ise, bilindiği gibi, bugüne kadar
tartışma konusudur. En azından görülen odur ki,
Osmanoğullan Türk unsuruna hiçbir zaman aşın
bir sempati ve bağlılıkla bakmamışlardır. Cumhu-
riyetin kuruluşuna kadarki dönem boyunca Os-
manlı Devleti'yle bağıntılı olarak "Türkler" söyle-
mi, daha çok Baulı kaynaklarda rastlanan birsöy-
lemdir.
Osmanlı Imparatoriuğu'nun özellikle duraklama
ve gerileme dönemlennde hanedanın soyunun tü-
kenme tehlikesi karşısında sarayın geçirmiş oldu-
ğu panik durumlan da, yukandaki olgular gözö-
nünde tutulduğunda, daha iyi anlaşılabilmektedir.
Avrupa'daki monarşilerde aynı krallıkta hanedan-
lann birbirini izlemesı devletin varlık koşulu sayıl-
mazken Osmanlılarda durum farkiıdır. imparator-
luğun altı yüz yıh boyunca Osmanlı soyundan gel-
meyen bir padişah hiçbir zaman düşünülmemiş,
Osmanlı soyunun tükenme tehlikesi ise her za-
man, en azından devletin ve ülkenin adsız kalma-
sı gibi tuhaf bir tehlikeyi de beraberinde getiımiş-
tir.
Bu durumda Osmanlı Imparatoriuğu'nun yıkılı-
şının ardından tarih sahnesine çıkan Türkiye
Cumhuriyeti, karşımızda -Avrupa'da, Osmanlı
Imparatoıiuğu ile aynı tarihlerde son bulan bazı
monarşilerdeki durumun aksine- yalnızca yönetim
. biçimi açısından değil, fakat doğrudan özü açısın-
dan yeni bir devlet olarak belirmektedir. Bu öz çer-
çevesinde, örneğin "Türk" unsurunun ırk köke-
ninden aynlıp ulusa dönüşmesi de yenidir, vatan
kavramı da. Ve yine bu açıdan bakıldığında, Mi-
sak-ı Milli ile sınırlan çizılen ülke, Türkiye Cumhu-
riyeti'nin kuruluşu ile birlikte tarihte ilk kez oluş-
turuian bir ülke nitelığinı taşımaktadır. Önceki yüz-
yıllar boyunca Anadolu'da egemen öğe olan Türk
öğesi, aynı topraklarda yaşayan topluluktur; bu-
na karşılık Osmanoğullannın bakış açılanndan ay-
nı topluluk, hiçbir zaman Fransa krallarının Fran-
sızlara, Ingiltere krallannın da Ingilizlere bakış açı-
larryla görülmemiştir.
Aslında Mustafa Kemal, giriştiği Kurtuluş Sa-
vaşı ile bir vatanı yalnızca kurtarmamış, fakat va-
retmiştir. Bu olgunun kültürel kimliğimiz açısından
doğurduğu sonuçlan tartışmayı sürdüreceğiz.
e-posta: ahmetcemalCa superonline.com
acem20@hotmail.com
BHy Higgins yaşamn yitinf
• Küitür Servisi-
Caz dünyası, 12
yaşında
müzisyenliğe
başlayan ve ilk
profesyonel
çalışmalannı Los
Angeles'taki
"rhythm and
blues" gruplanyla
yapan ünlü davulcu
Billy Higgins'i
yıtirdi. Ornette
Coleman, Miles
Davis, Cedar
Walton gibi
müzisyenlerle
çalışan Higgins,
caz rock ve caz
funk alanlaruıda
yaptığı müziklerin
ardından daima
cazın ortodoks tarzına geri dönmüştü. 1997
yılında Ulusal Caz Ustalan Yetenek Ödülü'nü
alan müzisyen ikinci kalp nakli için bekJerken
yaşamını yitirdi.
Bodpum Jazz Günleri başlıyor
• Küitür Servisi - Akbank, 12 Mayıs -
1 Haziran tanhlen arasında gerçekleşecek
Bodrum Jazz Günleri'ne destek veriyor.
Etkinlik, avangard arayışlardan funk'a uzanan
yenihkçi anlayışı ve Acid Trippin'in müziği ile
başlayacak. 15 Mayıs salı günü llhan Erşahin
ve Wax Poetic izleyicilerle buluşacak. 18
Mayıs cuma günü jazz, rock, funk, blues ve
latin tarzlannı içeren Trio Mrio'nun konseri
izlenebilecek. Doğaçlama çalışmalanyla
tanınan Butch Morris tarafından yönetilen ve
Istanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü
öğrencilerinden oluşan Istanbul Project ise
20 Mayıs pazar gecesi sahne alacak. Caz
gitaristi Don Nixon 23 Mayıs'ta, Amerikan
Trompetçi The Lloyd Chrisholm Group
25 Mayıs ve 30 Mayıs'ta 60'h yıllann caz
geleneğini günümüze taşıyan Cengiz Baysal ve
Dörtlüsü'nün konseri ile jazz günleri sürecek.
Bodrum Jazz Günleri'nin son konuğu
1 Haziran'da Selen Gülün Dörtlüsü olacak.