Katalog

10MAY1S2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Bektronik posta: derazsomGcumhuriyet.com.tr Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Hükümet, şimdi de kıdem tazminatıyla oynuyormuş... "Iscilerin sabnnı sınıyor!" Atamama Milli Eğitim Bakanlığı, bir duyuru ile taşra teşkilatında şube müdürü olarak görev almak isteyenlerden başvurmalarını istiyor. Başvurular sonunda seçme sınavı yapılıyor... . Sınavı kazananlar yetiştirme kursuna gönderiliyor... Kurs sonunda Bakanlık değertendirme sınavı yapıyor... Sınavı kazananlar "şube müdürü adayı" oluyor... Şube müdürtüğü, görevde yükselme anlamına geldiği için, adaylar boş bulunan 612 kadro için başvurusunu yapıyor... MilH Eğitim Bakanhğı'nın önceden açıkladığı takvime göre atamaların 13 Nisan 2001 'de yapılması gerekiyor... Fakat o günden beri Bakanlık'tan "çıt" çıkmıyor... Galiba bir yandan tasarruf önlemi diye atamalar askıya alınıyor, ama bir yandan da torpil istekleri sıraya konuyor! azeteci Uluç Gürkan, dönemin Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın, VVashington'da dönemin ABD Başkanı George Bush'la yaptığı görüşmenin tutanaklarını ele geçir- miş veyazmıştı... — — - Ortalık birbirine girmişti... Şimdi DSP Ankara Milletvekili olan Gürkan, "dev- let sım"nı açıklamaktan yargılanmış ve fakat haber kaynağını asla açıklamamıştı... Çünkü haber kayna- ğı gazetecinin namusudur... Yine bir namus davasıyla karşı karşıyayız; ancak bu kez durum farklı ve olayın göbeğinde DSP'li Ada- let Bakanı Hikmet Sami Türk oturuyor... Sabah gazetesinin Ankara'daki yargı muhabiri Er- sin Bal, "Beyaz Enerji" iddianamesini hazırlayan DGM Savcısı Talat Şalk ile soruşturmayı yürüten Jan- darma Kaçakçılık ve Organize Suçlar Mücadele Şu- besi Başkanı Kurmay Albay Aziz Engel'i, konuşu- lanların hiçbir şekilde yazılmayacağı ve üçüncü ki- Gazetecilik şilere aktanlmayacağı sözü vererek 1 Mayıs'ta ga- zetede akşam yemeğine davet ediyor. Yemeğe Sa- bah'ın Ankara Temsilcisi Bilal Çetin ve son yarım şaatine de gazetenin parlamento büro şefi Emin Özgönüf katılıyor. Yemeğe katılan herkes, konuşu- lan her şeyin masada kalacağını biliyor... Ertesi gün Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Sav- cı Talat Şalk'a telefon ederek makamına çağınyor... Türk, yanında DGM Başsavcısı Cevdet Volkan ol- duğu halde, Savcı Şalk'a "Dün akşam Sabah gaze- tesindeki yemekte miydin" dedikten sonra masada konuşulanlan ayrıntılara kadar ortaya koyuyor... Şalk, yazılmama ve üçüncü kişilere aktanlmama sözü ile katıldığı yemeğin sızdınlmasından duydu- ğu rahatsızlığı Ersin Bal'a yansrtıyor ve bir komplo- ya alet edildiğini söylüyor. Bal, Şalk'a kendisinin ak- tarmadığını söylüyor ve gazetenin Ankara Temsilci- si Bilal Çetin'den olayı aydınlatmasını istiyor. Çetin de kimseye bilgi aktarmadığını öne sürüyor ve ga- zete bürosunun dinlenmiş olabileceğinden sözedi- yor. Ersin Bal, Adalet Bakanı Türk'e yemekte konu- şulanlan aktaran muhbirin ortaya çıkartılmaması üzerine "Ben gazetecilik meslek onurumu çiğnet- mem" diyerek istifasını veriyor. Sabah'ın Istanbul'da- ki yöneticileri devreye girip istifayı geri aldırmak is- tiyor ama Bal karanndan vazgeçmiyor. Ersin Bal şimdi işsiz... Fakat onurlu bir gazeteci. Hikmet Sami Türk ise gazetecilerin sorusu üzeri- ne, yemekte konuşulanlan kendisine kimin aktardı- ğını açıklamıyor... Doğaldır... Çünkü Türk, bu olay- da kamu adına değil, siyaset adına çalışıyor ve ba- sın özgüriüğünü değil muhbirlerini koruyor... Cebinde basın kartı taşıyan Bülent Ecevit in baş- bakanlığında gazetecilik giderek zorlaşıyor! SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE OLDt/ĞO <3ÂB/ Yüksek Yerilim Hattı erdincutkutayahoo.com TeleKOM özelleştirilirse ekonomimiz teleKOMAdan çıkar mı9 Ermenistan'a ve Türkiye'ye Ru$ bakışı Kanada'daki arkadaşımız Engin Aş- kın'ın Montreal'de yayımlanan Erme- ni toplum gazetesi Horizon'daki ha- berden aktardığına göre, Rus Parla-. mentosu Uluslararası llişkiler Kurulu f Başkanı Dimitri Rozogin, Ermenis- tan'ın başkenti Erivan'da yaptığı ko- nuşmada, ABD ile Türkiye arasında çok ciddi bir ittifak olduğunu belirterek Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin sadece simgesel olduğunu söyledi. Rozogin, Karabağ anlaşmazlığına da değindiği konuşmasında Ermeni-Aze- ri görüşmelerine üçüncü bir tarafın ara- buluculuğa kalkışması halinde konu- nun uluslararası boyuta kayacağına değinerek "Selçuklu Türkleri, burada görünürse, durumda patlama olur" dedi. Rusya için Ermenistan'ın önce- lik konusu olduğunu söyleyen Rozogin, soykınm konusunda ise Duma'da be- lirlenen tutumun sürdüğünü duyurdu. Altın hisse Telekom'un "altın hisse"si üzerine bir okurumuz anımsat- tı... Deniz Nakliyat satılırken de Genelkurmay'ın istemi üze- rine gemüerin stratejik durumu gözönüne alınarak "altın hisse" konmuştu... De- niz Nakliyat'ı satın almak isteyen armatörler kredi bulmak için bir Alman ban- kasına gittiklerinde Almanlar, haciz halinde tüm gemilere el koyamayacaklarını anlamış ve "altın hisse"nin değiştirilmesini istemişti. Özelleştirme Yüksek Ku- rulu bir manevra ile "altın hisse'yi kaldırmıştı... Telekom için kıssadan hisse... Haydi Beyler Yargıya!.. MUSTAFA KUL Şöyle bir düşünelim... Ener- ji Bakanlığı ve Enerji Bakanı, "Beyaz Enerji Operasyo- nu "ndan önce gündemimize nezaman gelirdi? Enerji Ba- kanı çıkıp da "Enerji tasarru- fu yapmak zonındayız. Önü- müzdeki sonbahar elektrik kesintileri yapmak zorunda kaJabiIiriz" dediğinde. Ener- ji Bakanı bu açıklamayı yap- tıktan kısa bir süre sonra da hep nükleer enerji santralı ihalesi gündeme gelir ve bu kesintilerin olmaması için nükleer enerji santralının mut- laka yapılması gerektiği vur- gulanırdı. Sonbaharda özel- likle insanlann işe gitmek için hazırlandığı veya işten dön- düklerinde dinlenecekleri sa- atlerde elektrik kesintileri olur- du. Sonra da Enerji Baka- nı'nı veya Bakanlığa bağlı ba- zı üst düzey bürokratları te- levizyon ekranlarında gör- meye başlardık. Birbirlerini desteklercesine, "Yağmur beklediğimizden az yağdı. Barajlarda su yok. Bu kışı ka- ranlıkta geçireceğiz" gibi açık- lamalar yapılırdı. Neden ya- tınm yapmadıkları konusun- da veya iklimlerle ilgili bir bi- lim dalı olduğu halde bu bi- fim dalından niçin yararlanıl- madığı, uzun vadeli yatırım planlarının niçin yapılmadığı konusunda hiçbir açıklama yapılmazdı. Bütün bu konuş- malar o sıralar yaklaşmakta blan nükleer enerji santralı ihalesine zemin yaratmak için ön hazııiıklardı. Bunu bilen bilirdi. Duyarlı kesimler ve ne olduğunu bilen ilgili çevreler gerekli tepkiyi gösterirlerdi. Cumhur Ersümer'in Enerji Bakanlığı'nı üstlendiği 55. Hükümet döneminde, Ba- kanlığın enerji politikaları ve yapılan ihaleler hakkında pek çok soru önergesi ve Meclis araştırması vermiştim. Sen- dikalar ve meslek odaları, Bakanlığın hukuk dışı uygu- lamaları ve devleti zarara uğ- catan ihaleler hakkında dava- <ar açılmasına önayak olu- yor, eylemlerinde bunlan vur- guluyor ve sürekli basın açık- lamaları yapıyorlardı. Bu da- vaların hepsi kazanılmıştı. Fakat enerji ihalelerinde olup t>itenlerin halka ulaşması çok şj. sayıda gazete aracılığıy- Jagerçekleşebiliyordu. Çün- ]fcü neredeyse bütün televiz- yon sahipleri birdağıtım iha- lesine girmişti. Şimdilerde çı- fcar dengeleri değiştiği için "Beyaz Enerji Operasyonu" çok satan gazetelerde birin- jpi sayfadan haber olabiliyor!.. ;« Enerji Bakanlığı'nda bugü- jhe kadar yapılan icraatlar ki- $iye ve firmaya göre şekil- lendirilirdi. Bakanlığın bir enerji politikası yoktu. Ener- ji bir ülkenin sanayisinin te- mel girdisi olduğu halde ba- kanlığın ciddi hiçbir yatırım planı yoktu. Üstelik bugüne kadar yapılmış olanlar ade- ta sabote edilmekteydi. O günlerde büyük bir fütursuz- lukla ilgili çevrelerin uyarıla- rına ve tepkilerine kulaklan- nı tıkayan Bakan ve bağlı ol- duğu partinin genel başkanı • Mesut Yılmaz, doğalgazla çalışacak enerji santralının temel atma töreninde gayet neşeli bir görüntü veriyorlar- dı. Doğalgaz yalnızca konut- larda kullanılmalıyken, çevre- yi düşünüyoruz gerekçesiy- le dört tane doğazgazla ça- lışacak santralın temelini at- tılar. Mavi Akım projesi için ya- pılan doğalgaz anlaşması ar- tık herkesin bildiği bir konu. Daha ucuz olduğu halde Türkmenistan gazı değil, pa- halı olan Rus gazı tercih edil- mişti. AKTAŞ örneği ortada. Bu şirketin hukuk dışı faaliyetle- ri sık sık gündeme gelmek- teydi. Devlete karşı parasal ve yatırımla ilgili yükümlülük- lerini yerine getirmediği, söz- leşmeye aykırı davrandığı Başbakanlığın denetleme elemanlannın raporfanyla or- taya konulduğu halde şirket aleyhine hiçbir şey yapılma- mıştır. Bu örneğe rağmen pek çok elektrik dağıtım ihalesi yapıldı ve böylece devlet te- kelini kıracağız deyip özel te- keller oluşmasına zemin ya- rattılar. Yap-lşlet modelleriyle dev- let çok büyük zararlara uğ- ratılmıştır. Bu modelle TEAŞ firmaya elektriğin yüzde 85'ini alma garantisi vermiştir. Işlet- me hakkı devir işlemleri hem anayasaya aykırı hem de yol- suzluklara açık alandır. Be- yaz Enerji Operasyonu "y\a birlikte ortalığı milyon dolar- la ifade edilen rüşvet iddi- aları sarmıştır. Mesut Yılmaz, "Sayın Er- sümer'in istifasını gerektire- cek herhangi bir hatasının olmadığına dair mutabakat içindeyiz" demiş. Devlet Ba- kanı Rüştü Kazım Yücelen, Ersümer'in yargısız infaza uğradığını söylemiş. Hele son günlerde Mesut Yıl- maz'ın bir demokrasi hava- risi kesilmesi hiç de inandı- rıcı değil. Bütün bu tepkiler- de bir korku havası seziliyor. Çünkü sırf bu Bakanlığın ic- raatlarının devlete maliyeti belki de dış borcumuzun ya- rısını karşılayacak miktarlar- da. Eğer söylenenlerde sa- mimiyet var ise yargı önüne çıkmaya, yargıda aklanma- ya çalışılmalıdır. KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK behicakı turk.net ÇlZGÎLlK KAMU MASARACI H A R B Î SEMİH POROY semihporoy((i yahoo.com TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 10 Mayıs HOLLANDA'NIN fSGALU t94O'm 8U6ÛN, ALMAN OBDULARI, UOUANPAfl İŞ6Al£atŞtAP/. tSSS'PAKİ POLONV* SALOI- RISlNI, 194O NiSANINDA DANİMAI&H YE NOR VBÇ, (4AKEICAT7 fZLEMİŞ, ABDfNMAJ O4 ff/K- LEK'iN *gA7T C£/W£S/"PLANLAfUMA UYGUfJ OLAeAK UOUAAlM'yA GİeiLMtÇTİ.AStL AMAÇ PKANSA ÜZ0ÜUE YÜeÛMEKTİ, ANCAK SlN/eOAKJ, ÜMUİ 'MAGINOT(MAJıNo) HATTİ' Nl GGÇM£ GÜÇLÜĞÜ 0ÜŞÜNÜUE2GK 8U ENGeÜN BlTİŞ Y£& ILB KUZ6Y D&JİaA SİHDAK.İ HOLLANPA VE SElÇİfCA TDPISAK- LARI G£Çrr OOİİŞA/C KJULLAMUYOZDU. MA yıs SOHUNA peĞ/Aj »ee /ta ÜLKB oe TBS- ÜM OLACA#1AR,£US/İ PffANSA'YA 6£- LeC£KTi Muayene, Teşhis, Tedavi / TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/İstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 Irrtemet http://www.tkv.org.tr e-mail:gen.sekreteratkv.org.tr koordinator'ntkv.org.tr KADIKÖY AHKÂMI ŞAHSÎYE DAVALARINA BAKMAKLA GÖREVLt 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1999/289 Vas. name Istanbul ılı, Kadıköy ilçesı. Acıbadem Mah. Esatpaşa Sok. No: 6/11 adresınde mukım Ahmet Asım ve Nacıye Leman kızı, Istanbul 1325 d.lu muris Ayşe Melahat Kuralmen'in 17.2.1999 tarihinde vefat ettigi, sağlıgmda Beyoglu 8. Noterliğı'nde 8.12 1981 tarih ve 45890 yevmiye sayılı resen vasıyetname bırakfığı, Mehmet Koray Yenicioğlu'nu mansup mirasçı tayın ettigı, ancak muris mırasçılanndan Ah- met Asım Candan'ın adresı tespit edilemediğinden M.K-'nun 537. maddesı gereğince ilanen tebligat yapılmasına karar verilmış olmak- la, işbu ilan tanhınden ıtibaren mirasçı olduklannı iddia edenlerin 1 ay içinde mahkememize müracaat ederek sıfatlanıu beyan ve bel- gelemeleri. aksı takdırde vasıyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine dair karar verileceği hususu ilan olunur. Duruşma Günü: 19 7 2001. Saat. 10.30. 26.4 2001 Basın: 25248 DÜZ ÇİZGİ UMÎT ZÎLELÎ Dansın Sultanları Orada öylece duruyordum... Gözlerim, boğazım alev alev yanıyordu... Bir de ellerim... O an, oracıkta, Nemrut tannlarının karşısında ben, Yezidi Kürtlerine kanştım... Ateşi insanlara ulaştıran Anadolulu Prometeus tutsak edilip zinci- re vurulduğunda güneş yüzlü Şaman oldum... Tan- nların armağanı Pandora'nın kutusu açılıp kötülük egemen olduğunda tutsak, tann Zeus-Ahura Maz- da savaşı kazandığında kapkara ölüm oldum... Karanlık Anadolu'nun üstüne çöktüğünde, buz gibi bir yenilgiydi artık ölüm... Çok çok eski bir ağıttı Anadolu... O umutsuzluğun içinde ben, acı- lar içinde semah ayinini sürdüren bir Alevi, zulüm- lerden zulüm beğenen bir Türkmen, ibadetini ge- ciktirmemeye çalışan bir Süryani, lanetlenmiş bir Yahudi, bir MezopotamyaJı, o sıcacık çağrıyı asır- lar ötesine taşıyan, "Gel, ne olursan ol gel" diyen Meviana oldum... Sonra... Sonra, insan sıcaklığında, ateş parlaklığında bir umut doğuverdi... İnsanlara ışığı, aydınlığı ulaştı- ran Prometeus dirildi... Ve yeni bir hesaplaşma başladı... Aydınlığın ordusu tüm karanlıklan kuşat- tı... Ve zafer dalga dalga yayıldı Anadolu toprağı- na... Sonunda insanoğlu kendi içindeki iyiliğe yenil- di... Ve ben insan oldum... . . • • Anadolu oldum... • - ••• Işte oradaydılar... Tam karşımda, elimi uzatsam tutabileceğim ka- dar yakınımda... Tek bir yürek gibi atan, ama hep- si ayrı bir kıvılcım, ayn bir ateş gibi parıldayan 90 genç insan... Işıl ışıl gülümsüyorlardı... Yüreklerini, yeteneklerini ve pınltılı gülümseyiş- lerini tam 3 bin figür eşliğinde sahneye koyan 90 dansçı, iki saat içinde 5 bin yıllık Anadolu tarihini anlattılar... Üstelik tek bir sözcük bile etmeden!.. Yalnızca müzik ve yalnızca dansla Anadolu'nun binlerce yıllık kültürünü, aydınlanma savaşımını, o sert, o duygusal, o dev ve çocuk Anadolu insanı- nın akıl almaz acılardan, erinçlerden, boğazlaşma- lardan ve de kardeşliklerden süzülüp gelen inanıl- maz serüvenini yaşadım... iki saat boyunca "bitmesin" duygusuyla izledim "Dansın Sultanlan"rv... Bittiği zaman hüzünlendim. O an elimden gelse aynı gösteriyi defalarca aynı yürek çarpıntısıyla, aynı düşlere dalarak izleyebi- leceğimi fark ettim... Kıvanç duydum... • • • ' ' ' •••••• "Dansın Sultanlan" tamamryla Türk insanının ya- rattığı bir prodüksiyon... Koreografisinden müziğine, kostümlerinden sah- ne tasarımına kadar eserin tümünün altında bizim insanımızın imzası var. "Dansın Sultanlan'nm Genel Sanat Yönetmeni ve Koreografı Mustafa Erdoğan, "Ateşin ilk ya- ratıldığı topraklarda, tekerleğin ilk döndüğü coğrafyada, Nemrut'un tann kralı Antiakos'un bakış açısıyla Mezopotamya'nın, Anadolu'nun ve Akdeniz'in çağnsına uyarak bir tutkunun, hırsın, coşkunun ve banşın dansını yaratmak is- tiyoruz... 2 bin yıllık bir Ege buluntusundaki dans adımına, evrensel anlatımına yakın bir sıcaklık- la yaklaşıp kendi topraklanmızı görmeye çaiı- şıyoruz... Biz bir Türkiye dansı istiyoruz" dıyor... O hedef yakalanmış bıle. Bu şöleni sunan 100 yürekli insanı yüreğimin tüm sıcaklığıyla kucak- lıyorum, - lyiki varsınız... Son olarak, "Dansın Sultanlan" önümüzdeki yıl dünya sahnesine çıkıyor, Sanınm ilk olarak da New York, Broadvvay'de sahne alacak. Kültür Bakanltğı'na ve her yıl milyonlarca dolan "tanıtım" adı altında harcayan Turizm Bakanlığı'na sesleniyorum: "Dan- sın Sultanlan'na destek olun. Bu gösteri her yıl verdiğiniz ilanlardan binlerce kez daha fazla etki yaratacak, Türkiye'nin tanıtımına hayal editemeyecek boyutlarda katkı sağlayacaktır. uzilelifa superonline.com. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAGA: 1/ Mısır. 2/ Anadolu 'da, özellikle Doğu Karadeniz dağlannın yüksek kesimlerinde yaygm geçici kır- sal yerleşme tipi... Ağızda 1 2 3 4 5 6 7 8 9 güç eriyen bir •) cins şeker. 3/ o Yontma işle- rinde kullanı- lan ucu sivri ya da keskin araç... Hawa- ü'dekarşılama ya da uğurla- ma anısı ola- 8 rak verilen, çi- g çekten yapıl- mış kolye. 4/ Sanat, hüner... Endonez- 1 ya'nın plaka işareti. 2 5/Çin, Vietnam, Ma- 3 lezya'da yetişen ve lif- 4 leri dokumacılıkta 5 kullanılan değerli bir 6 bitki... Tutsak. 6/Ilkel 7 bir silah... Soyluluk, 8 ululuk. 7/Argodakar- 9 nı aç ya da parasız kimse... Midye, istiridye gibi deniz hayvanJannın kabüğunda bulunan, beyaz ve sert madde. 8/ Ka- fes biçiminde tahtadan yapılmış portatıf ev. 9/ Gi- diş. ilerleyiş... Birini başkasına karşı kışkırtma. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Çirkin kimse. II En küçük izci lcuruluşu... Bir şeye inanarak bağlanış. 3/ Resmi kuruluşlarda ya- zı işlerinin görüldüğü yer... Romanya'nın para bi- rimi. 4/ Savaş, yiğitlik gibi konulan işleyen şiirtü- rü... Eskiden Japonya'da kullanılmış bir uzunluk ölçüsü. 5/ Istanbul'un bir semti... Eskilere göre, at- mosferin ötesindeki boşluklan dolduran, çok uçu- cu akışkan. 6/ Yön göstermek için belli yerlere ko- nulan işaret... Bağış, yardım. II Vurmalı bir çal- gı... Bir deri hastalığı. 8/ Keçeden yapılmış çadır. 91 Eğlenmek için bakma... Ödeşme, razı olma.