25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HiJV\_/iıVrlYJJ- / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 geliyor • ANKARA (AA) - Iran, doğalgazının Türkiye'ye sözleşmede öngöriilen süre içinde ulaştınlacağını belirtirken, henüz işletme anlaşmasının bile imzalanmamış olması Ankara'yı kaygılandınyor. Iran Ulusal Gaz Şirketi'nden yapılan açıkiamada, Türkiye'ye doğalgaz nakli ile ilgili bütün çalışmalann programda öngöriilen sürelere uygun olarak yüriitüJdüğü ve doğalgazın 30 Temmuz'da Türk tarafina ulaşacağı belirtildi. TBffl. ürünü stok yaprtıyor • ERZURUM(AA)- TEKEL Erzurum Başmüdûrü îsmail Gürcüoğlu, ekonomik krizin işyerlerini stoka yönelttiğinin altını çizerek "stokçu mantığıyla hareket eden işyerleri, zam gelecek ümidiyle bolca TEKEL ürünü alımı yaptı. Tabii bu daha sonrakı aylarda TEKEL ürünleri satış miktanna da yansıdı. Ancak, tüketimde azalma yok" diye konuştu. Anadofu Rnans'ın yanrtı • tSTANBUL(AA)- Anadolu Finans Kurumu AŞ Pazarlama Müdürü Aydın Gündoğdu, Anadolu Finans'ın ödeme yapmadığı iddıalanna ilişkin olarak, "Bunlar spekülatif şeyler. Günde en az 500 bin dolar para ödüyoruz" dedi. Aydm Gündoğdu, ülkede yaşanan ekonomik krize dikkat çekti ve özellikle thlas Finans'ın da faaliyetinin durdurulmasının ardından tüm özel finans kurumlarından bir para çekilişi başladığını ifade cöi. Semfikalı fşçffer işsizkaMı • Istanbul Haber Servisi - Petrol-tş Genel Başkanı Mustafa Oztaşkın, Bursa'da bulunan Üç Yıldız ve Kauçuk San. AŞ'de çalışan 270 kişiden 200'ünün sendika üyesi olmalannın ardından işten çıkanldığını açıkladı. Işçilerin tek isteğinin sendikalı olmak olduğunu belirten Oztaşkın, "Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'ı duyarlı olmaya ve sözlerine sahip çıkmaya çağınyorum" dedi. Doğal kaynaklan • İstanbul Haber Servisi - Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ve Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), 'Endüstri Bölgeleri Hakkında Yasa Tasansı'nın Türkiye'nin doğal kaynaklannı, geri dönüşü olmayacak biçimde tehdit edeceğini . vurguladı. WWF ve DHKD yaptıklan ortak yazıh açıkiamada, tasannın Türkiye'yi yabancı sennayeye peşkeş çeken hükümler içejdiğini belirtti. Özelleftirmeye tepki • İSTANBUL/IZMtR (Cumhuriyet) - îzmir Ozelleştirme Karşıtı Platformu'nca Gümrük'teki Telekom Müdürlüğü'nün önünde Telekom'un özelleştirilmek . istenmesine karşı protesto eylemi düzenlendi. Türk Telekom çalışanlan Istanbul'da da Türk Telekom Müdürlüğü önünde ozelleştirme karşıtı bir gösteri yaptı. Yapılan açıklamalarda Telekom'un özeleştirilmesinin ekonomik krizi aşmanm olmazsa olmaz koşulu • olarak gösterildiğini ' belirtti. Mevduat güvencesinin' indirileceğini' bildiren Derviş, Bankalar Yasası'nı değerlendirdi: Teıııizblv operasyonuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakam Kemal Derviş, Banka- lar Yasası'ndaki değişiklikle bankacı- lık sektöründe bir temizlik operasyo- nu başlatılacağını söyledi. "Bankacı- hksektörii devietkştirümiş" diyen ba- kan, mevduata verilen devlet güvence- sinin 2-3 yıl içerisinde "makulbirbo- yuta indirileceğini'' bildirdi. Devlet Bakam Derviş, TBMM Plan-Bütçe Komisyonu'nda Bankacı- lık Yasası Tasansı görüşmelerinde, ge- lecek döneme ilişkin çalışmalarkonu- sunda da bilgi verdi. Derviş, ana hat- lanyla şu açıklamayı yaptı: • Reel sektör ve bankacılık sektö- ründe devletin son derece şeffaf, cesur bir şekilde hareket edebilmesi lazun. Bugünkü ortamda özel olarak yapıla- cak her yardım çok büyük tartışmaya yol açacak. Ancak devletin de piyasa koşullannı bozmadan, bazı vergi indi- rimlerinde bulunması lazım. Bir süre sonra, yapıyı temizledikten sonra, ye- niden güven tesis ettikten sonra, bunu yapabilmeliyiz. Bir temizlik operas- yonu yapılması şart. • Bankacılık sektörünü, sınırsız ga- ranti yüzünden bir bakıma devletleş- tirmiş bulunuyoruz. Bilançonunbirta- rafi devlete ait. Bu uzun vadede sağ- lıklı bir yapı değil. Şu anda bunu kal- dırmak mümkün değil. Bunu çok da vakit geçirmeden, 2-3 sene içinde da- ha makul bir boyuta indirmemiz ve yavaş yavaş küçültmemiz lazım. • Dalgalı kura geçiş sırasında, o kur sisteminde bir banka o anki kurdan döviz istiyorsa Merkez Bankası "bu- nu satmryorum'' diyecek durumda de- ğil. Gayri kanuni avantaj sağladıysa Başbakanlık müfettişleri buna bak- makta. • Bir tarafta hortumcunun üzerine en hızh bir şekilde gitme isteği var. Öbür taraftan da anayasayı ihlal etme- mek ve şahsi haklan ihlal etmemek lazım. Hatta "ben hükümete güven- dimzarar ettim" diyen var. Bütün nsk- leri aynı araca koymamak lazım. • Hızh davranma gereği, dışanda- ki kaynağı veren kuruluşlar tarafından da isteniyor. Mayıs sonu, haziranda çok ciddi ödemeler var. Bu kaynağı da ödemelerden önce elde etmemiz la- zım. Bu çok sağlıklı bir yöntem değil, doğru bir şey değil, beni de üzüyor, an- cak bu kaynağa ihtiyacımız var. Daha sonra, uzun vadede gerekli olan, ban- kacılık, icra-iflas ve sigortacılık ol- mak üzere bütün finans sektörünü ye- niden ele alan bir düzenlemeye git- mek. BDDK Başkanı Engin Akçakoca da fondaki bankalann zararlanyla ilgili bilgi verdi. Akçakoca, fona devredilen bankalann hisselerini alan yatınmcı- lann durumu konusunda, "Yapılacak herhangi bir şey yok. Onlar terdhleri- ni borsada yaünm yapmaktan yana kullandıklanndan sonucuna da kat- lanmak mecburiyetindeler bu aşama- da" dedi. Akçakoca'nın fondaki ban- kalarla ilgili verdiği rakamlar şöyle: "Devir tariblerindeki zararian 10.1 mflyar dolar. 30 Nisan 2001 tarihi jti- banyla zararian 10.6 mihar dolar. Öz- kaynak açığı 5 katrUyon lira. Aktanlan kaynak 6.5 katrihon lira ve 2.5 mirvar dolar. Bankalann fona toplam zaran 12 mflyar dolar. Takipteki kredüerin toplanu, 2 bin 370 kişiden toplam 103 karrirvon lira. Fonun açtığı davalann toplam bfiyüklüğü 1.6 katrihon lira.'' Yolsuzlukların tek suçlusunun Işadamları olmadığını söyleyen eskl Egebank Baş Hukuk Damşmanı Tural: Bürokrat ve siyasiler de sorumlu • Egebank'ın fona devredilmesiyle birlikte oluşturulan yeni yönetimin baş hukuk danışmanlığını yapan, ancak daha sonra çalışmalan engellendiği gerekçesiyle görevinden aynlan Tural, politikacılar ve bürokratlan da en az işadamlan kadar kirlenmeden sorumlu tuttu. Ekonomi Servisi - Eski Ege- bank Baş Hukuk Danışmanı Mehmet Tural, Türkiye'de ya- şanan yolsuzluklardan sadece işadamlannm sorumlu olma- dığına işaret ederek ülkedeki kirlenmeye bürokratlann ve politikacılann da neden oldu- ğunu söyledi. Türkiye'de yar- gının siyasallaştığını ifade eden Tural, "Pblitikacılar yar- guun bağımsız olmasını enget- liyor. Cumhuriyet Savcılan üzerinde politik baskı var" di- ye konuştu. Egebank'ın fona devredil- mesiyle birlikte oluşturulan yeni yönetimin baş hukuk da- nışmanlığını yapan ancak da- ha sonra çalışmalan engellen- diği gerekçesiyle görevinden aynlan Tural, dün düzenlediği basın toplantısında, politikacı- lar ve bürokratlann da en az işadamlan kadar Türkiye'de yaşanan kirlenmeden sorumlu olduklannı söyledi. Tural, raporlarda uyanlarda Votka üretimi ilk üç ayda 3 kat arttı MaddeAdı 2000 Ocak-Mart Oretim Miktan 2001 Ocak-Mart Oretim Miktan Değişim Votka Cin Şarap Rakı (45) Likör y •J • ı 502.010 219.207 1.331.282 12.903.878 168.848 1.674.467 529.393 2.680.547 16.782.713 194.591 233.6 141.5 101.4 30.1 15.2 Bira 127.324.607 138.719.125 8.9 Brendi Vıski (It) Kanyak Dikiş Makınesı (AD.) Buzdolabı (AD.) Buiaşık Makinesi (AD.) 1 1 37.960 32.172 315.319 18.399 588.645 97.936 5.292 25.326 299.467 1.955 446.923 58.311 -86.1 -21.3 -5.0 -39.4 -24.1 -40.5 Çamaşır Makınesı (AD.) Elektrik Süpürgesi (AD.) Televizyon (AD.) ^-~ ~ Müzik Seti (AD.) n ^ A * Video (AD.) , J / < Otomobil (AD.) ^ ^ " " 3 Mınibüs-Midibüs (AD.) 331.557 286.807 2.012.269 5 21.254 " 3.520 54.157 7.241 259.688 212.493 2.106.335 10.813 2 235 53.010 3.306 -21.7 -25.9 4.7 -49.1 -36.5 -2.1 -54.3 Kamyon (AD.) 4.387 1.926 -56.1 Kriz afkolHiiçld tüketimnri artbrdı Ekonomi Servisi - Türki- ye'nin tüm sektörlerinde üre- tim azalırken bira dışmdaki alkollü içki üretiminde yüzde 43 oranmda artış yaşandı. îlk üç ayda, geçen yılm aym dö- nemine göre votka üretimi yüzde 233.6 artarken bira üretiminde de yüzde 9'a ya- kın artış kaydediidi. Kasım krizini atlatamadan şubat ayında dolann serbest bırakılması ile yeni bir darbe alan sanayi üretimi, bu yılm 3 aylık döneminde yüzde 2 gerilerken alkollü içki üreti- minde yaşanan artış, ekono- mik açıdan bunalan halkın çareyi alkol tüketiminde bul- duğunu ortaya koydu. Geçen yıl 15.5 milyon litre olan alkollü içki üretimi bu yıl 22.1 milyon litreye ulaştı. Bu dönemde elektronik eşya ve otomotiv üretiminde ise gerileme kaydediidi. DtE verilerine göre söz ko- nusu dönemde, üretimi en fazla düşen ürün yüzde 89.4 ile dikiş makinesi olurken en fazla üretim artışı yüzde 233.6 ile votkada görüldü. Taşrt üretimi dfiştfi ~ Otobüs dışmdaki diğer ta- şıtlann üretiminde de azalma oldu. Kamyon üretiminde yüzde 56. l'e varan düşüş ya- şanırken otobüs üretiminde yüzde 26 artış gerçekleşti. bulunulmasuıa karşın Ozelleş- tirme Idaresi Başkanlığı'nın banka alması uygun olmayan gruplann banka sahibi olması- na izin verdiğini belirtti. Hazi- ne Müsteşarlığı tarafından ha- zırlanan ve Ozelleştirme Idare- si Başkanhğı 'na iletilen bir ra- porda, Etibank için teklif veren lpek Ortak Ginşim Grubu için- de yer alan Nergis Grubu'nun sahip olduğu bankasını sağlık- lı bir mali yapıya kavuşturmak için yeterli önlemleri abnadığı- na dikkat çekilirken "Grup, Etibankın faaüvedermi sağlık- h bir şekilde sürdürebOecek ge- rekli desteği nasıl sağlayacağı konusunda müsteşariığımıza somut bir kaynak göstereme- nnştir" denildi. Uyanlar dinlenmedi Öte yandan Tural, murak- kıplann Egebank'la ilgili ola- rak hazırladıklan raporda ise banka yönetim kurulu başka- nı Yahya Murat Demirel baş- ta olmak üzere banka yöneti- cilerinin imza yetkilerinin kal- dınlması gerektiğinin belirtil- mesine karşın bu konuda her- hangi bir önlem ahnmadığını kaydetti. Tural şunlara dikkat çekti: "Ülkedeki denetim mekaniz- malan genellikk doğru şeyler yapıyor. Ancak bazı yönetici- ler kendilerini hukukun üsrün- lüğünün önünde görüyoriar. Önlem alınması gerektiği ra- porlarda söylenmesine karşın bunlar bir türiü bu hayata ge- çirflmiyor." Anayasanın 83. maddesinin politikacılan ve anayasanın 100. maddesinin de bakanlann yargılanmalannı engellediği- ni ifade eden Tural, cumhuri- yet savcılannın görevlerini ye- rine getirmekte zorlandıklan- nı söyledi. Aynca kimi cum- huriyet savcılannın suç işle- diklerine kanaat getirdikleri bürokrat ve politikacılarla ilgi- li gerekeni yapmamalan halin- de suç işlemiş olacaklanna dikkat çeken Tural, bu kişiler hakkında dava açmayı düşün- düğünü söyledi. Stanley Fîscher IMF'den ayrıhyor WASHINGTON(AA)- Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Birinci Başkan Yarduncısı Stanley Fischer, bu yıl içinde görevinden aynlacağını bildirdi. Fischer, aynlma karannı açıkladığı basm toplantısında Türkiye'ye de değindi. Türkiye'nin krizi aşması için yardım etmek zorunda olduklannı ima eden Fischer, "Türldye gibi bir ülke, tam siyasi desteğe sahip şekilde durumu istikrara kavuşturmak ve yüksek enflasyonu önlemek için olağanüsrü önlemler abnaya kararlı\sa, ancak fınansmana ihtiyacı varsa, uluslararası topluluğun ne yapması gereldyor? Bu ülkeye ek ceza mı uygulaması gerekiyor? Türkiye, EMFveG-7 ülkelerince, birer açıklamayla desteklendL Aymsını ABD Hazine Bakanlığı da yapn" diye konuştu. Washıngton'da IMF'den yapılan açıkiamada, kuruluşa 1 Eylül 1994'te giren Fischer'ın yerine, IMF Başkanı Horst Köhler tarafından bir başka yetkilinin atanacağı belirtildi. 7 yüdır Fon'da çahşryordu Aynhna niyetini açıklayan Fischer, "EVIF yönetimine, benim yerime geçecek birisi beliriendikten ve geçiş süreci yaşandıktan sonra bu yıhn sonunda görevimden aynlacağuna dair bilgi verdim. Fondan, bu kuruma ve çalışanlanna duyduğum en yüksek saygı, en derin bağlıhkla annlryorum. Ancak 7 yıldan sonra inanıyorum Id başka zortuklaria mücadele zamanı benim için gddi" dedi. 57 yaşındaki Fischer, beş yıllık görev süresi olan IMF Birinci Başkan Yardımcılığı'na 1994 yılında getirilmiş, 1999 yümda da tekrar atanmıştı. IMF 1. Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, şubat ayında Türkiye'ye gelerek ekonomik programın başanholduğu gö- rüşünü dile getirmiştL Fischer, daha önce Massachusetts Institute of Technology'nin (MIT) başkanı olarak görev yapmıştı. Stanley Fischer, kendisinden sonra göreve gelecek yetkilinin ilk başta Türkiye ve Arjantin'deki krizlerden sonraki gelişmelerle ilgilenmek zorunda kalacağı öngörüsünde bulundu. ATO BAŞKANI SÎNAN AYGÜN; Hormonlu bankacılık dönemikapanmalı ANKARA (ANKA)-An- kara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ban- kalann içini boşaltanlar ve kötü yönetim nedeniyle banka batıranlar ile olum- suz makroekonomik koşul- lar yüzünden müflis duru- ma düşen banka sahipleri arasında ^yaptırun aynnu' yapılmasım isterken "Hor- monlu bankacıhk dönemi kapanmalı" dedi. Sinan Aygün, Bankalar Yasa- sı'nda yapılacak değişik- liklerle ilgili yaptığı yazıh açıkiamada, banka sahiple- rinin, birinci derece akra- balan dahil tüm mallanyla sorumlu tutulmalan gerek- tiğini vurguladı. Aygün, "Devletine güvenerek iş yapmış girişimciler devalü- asyon nedeni} le iflas ettikle- rinde alacakhlanna karşı nasıl sorumlu oluyoriarsa, bankalann da, hangi ne- denle olursa olsun batma- lan halinde tüm mahvarhk- lan ile sorumlu ounalange- rekJr" dedi. '}yi niyet-körü niyet' ayn- mınm yalnızca kamu vic- danı ile ilgili bir konu oldu- ğunu savunan Aygün, etik değerlerden yoksun kişile- rin sisteme girmesinin en- gellenmesini istedi. ATSO'dan kpize çözümönepisi ANTALYA(AA)- Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tünay Altmpınar, ekonominin üretici kesimlerinin durgunluk, enflasyon ve döviz kuru artışı altında ezildiğini, bu nedenle hükümetin enflasyon muhasebesî uygulamasma geçmesi gerektiğini bildirdi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ne İsa'ya Ne Musa'ya Iş hukukunun duayeni, işçi ve işveren sendikala- nnı yakından tanıyan, deneyimli hocalar bir kez da- ha arada kalmanın, ne Isa ne de Musa'ya yarana- bilmenin şaşkınlığındalar... öyküyü birazı ile kamuoyuna yansıyanlardan bi- liyorsunuz. Çalışma Bakanlığı'nın "iş güvencesi" adı altında, sadece kör kör parmağım gözüne sen- dikalaşmada atılan işçileri göreceli koruyacak yasa tasansı üzerinde işveren cephesi cadı kazanı kay- natmıştı. Bakan Yaşar Okuyan uzlaşma için taraf- lan bir araya getirdi. 7 Şubat tarihli toplantıda, işçi, işveren sendıkalan konfederasyonlan, yapılacak ya- sa değişiklikleri için bir bilim kurulu oluşturulması ko- nusunda anlaşmaya vardılar. Böylece Türk-lş, DİSK, Hak-lş, TİSK ve hüküme- ti temsil eden profesörlerden meydana geten bir bi- lim kurulu oluşturuldu. Ancak işveren cephesi, kı- dem tazminatı yükünden kurtulmayı hedefledikleri bir yasa tasarısı da gündeme gelmeden, iş güven- cesinin görüşülmesi için masaya oturulmasını red- dediyordu. Sonuçta değişmesi gerekli yasalann bü- tünü için masaya oturulmuş oldu. Taraflar adına görevlendirilmiş, yetkili kılınmış ta- raflann temsilcisi hocalar bir araya geldiklerinde, ta- raflan, sorunlan, Türkiye'de yaşanmış gelişmeleri göz önüne alarak temsil ettikleri işçi-işveren-hükü- met sözcülüğü kimlikleri ile ortak metinlere ulaşa- mayacakları gerçeği üzerinde durdular. Bilimsel kimliklerini öne çıkararak bütün taraflar için kabul edilebilir ve sorunlara çözüm getirebilecek metin- ler, yasa taslaklan üretmeye karar verdiler. Hepsi de uzun yıllar, iş hukukunda hazırlanmış sayısız yasa taslağı üzerinde çalışmışlardı. İş güvencesi, kıdem tazminatı üzerinde yapılmış sayısız yasa taslağını ve tartışmayı datüm aynntılan ile biliyoriardı. Uzlaşma sağlamak gibi bir misyonla da masaya oturtulmuş- lardı. llkaşamada, aylarsüren çalışmalannın sonucun- da, elbette aşama aşama, temsil ettikleri örgütleri bilgilendirerek iş güvencesi ve kıdem tazminatı fo- nu yasa taslaklan ile gerekçelerini tamamladılar. Bu arada ilgili diğer yasalarda yapılması gerekli deği- şiklikler üzerinde de durdular. Gerek iş güvencesi gerekse kıdem tazminatı fonu yasataslaklannın kim bilir kaçıncılan hazırianmış oluyordu? Kim bilir kaç bakan bu yola baş koymuş, yenik düşmüştü. Taraf- lar adına kaç işçi ve işveren sendika lıderi öne çık- mış, çıkartmak istediği yasa için geri adım atmak zo- runda kalmıştı. Ya da kaçı, karşı tarafın çıkarmak is- tediği yasanın önünde durmuştu? Yıne anımsayacaksınız, adı geçen yasa taslakla- nnın 4 Mayıs günü kendisine ulaşmasının ardından Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, kamuoyuna, "Müj- deli haberim var, büyük uzlaşma oldu" diyerek ta- raflann iş güvencesi ve kıdem tazminatı fonu yasa değişikliklerinde anlaşmaya vardıklannı duyurdu. Ne olduysa hemen arkasından oldu. İşçi ve işveren sendikalan taraflan, hocalar onla- nn adına aylardır masaya oturup ortak metin hazır- lamamış, bundan habersizmişçesine, ortaya çıkan "uzlaşma metinlerini" şiddetle reddeden açıklama- lan birbirinin ardından patlattılar. Türk-lş Başkanı Bayram Meral, önceki gün yapılan başkanlar ku- rulu toplantısında, "Kıdem tazminatı ile oynamak, ülkenin altını üstüne getirmektir" derken işveren sözcülerinin eleştirilerinin çerçevesi, "Krizin göbe- ğinde iş güvencesi, işletmelerin kapılarına kilit vur- maktır" oldu. Dün yine bu işlerin içinde yoğrulmuş, ömrünü ver- miş bir dost, ne olabileceğini kestirememenin şaş- kınlığında, "Buyasa taslaklan çıkarm, yoksa çöpe mi gider? Üzerterinde çalışalım mı" diye somıadan edemiyordu. Doğrusu benim de yanıtım yok. Akıl, ilk kez taraf- lann ortak metin hazıriama karariılığı içinde, işi gü- vendikleri bilim insanlanna bırakmış olmalanna ba- karak "Kimi tartışmalaha kangren olmuş konular üzerinde artık yasa çıkarabilme olgunluğuna vanl- mıştır" diyor. Sendikacılan, ülke koşullannı, uygulamayı tanıyan mantık, "Asla, olursa dayine işçi kazık yer" diye iti- raz edtyor. İş güvencesi, hocalarımızın Türkiye'yi çağdaş düzeyde görme düşü. Çoğunluğu kuralsız ekonomide, sıgortalılan bile her tür yasa, şirket hi- lesinde çalıştınlanlar için iş güvencesi, yasa metin- lerine girebiise bile, kâğıt üzerinde kalacak. Kaldı ki en çağdaş geçinen büyük işverenlerimiz bile, kâğrt üstündeki bu kavramın vartığına dahi dayanamaya- raktepkilerini koyrnaktalar. Onlann derdi, bu baha- ne ile kıdem tazminatı yükünden kurtulmak. İşçi bunu yaşayarak, içinde özümsemiş olarak çok iyi bilmekte. Kazanılmış haklann korunabilece- ği, fondan kıdem tazminatını alabileceği güvence- lerine inançsız bakmakta. Sendikacı, işçinin birik- miş öfkesinden panikte çark ediyor... AB'dekiTürk girişimciler artıyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Avrupa Birliği (AB) ülkelerin- deki Türk girişimci sa- yısının 2015 yılında 160 bine ulaşacağı bil- dirildi. Türkiye Araştır- malar Merkezi'nin (TAM) çalışmasına gö- re 15 yıl sonra Avru- pa'daki Türk işletmele- rinde farklı uluslardan yaklaşık 960 bin kişiye istihdam sağlanacak. Merkezi Alman- ya'nuı Essen kentinde bulunan TAM'ın 2015 yıh projeksiyonlan, AB ülkelerinde Türk nüfu- sunun artışma bağlı olarak girişimci sayısı- nın da artış gösterdiği- ni ortaya koydu. TAM koordinatörü Yunus Uluso>, "Doğumlar, ai- le birieşimi ve diğer ne- denlerie AB'ye Târld- ye'den göç olacağı var- sayımı ve 2015'e kadar Avrupa'dald Türk nü- fus arbşnun yüzde 2.5'lik bir hızla devam edeceğinden hareketle 2015 yılında Alman- ya'dald Türk nüfusu- nun 3,4 mflyona, AB'de- ki Türk nüfusunun da 4.8 mflyona ulaşacağı- nın altını çizebilinz" de- di. Bu nüfüs artışına pa- ralel olarak Türk giri- şimci sayısının da arta- cağını vurgulayan Ulu- soy, Türk işletmelerin- deki istihdam sayısı ile ilgili olarak da "TAM'm projeksiyon- lan, 2015yılıııda 720bi- ni Ahnanya'da olmak üzere farkh millryetler- den toplam 960 bin in- sanın ABdekiTürkiş- letmelerinde istihdam bulacağmı gösteriyor" dedi. TAMDirektörüProf. Dr.FarukŞen,Türkgi- rişimcilerin AB'de ar- tan ekonomik ağırlıkla- nyla Türkiye-AB iliş- kilerinde köprü görevi gördüklerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle