Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 NİSAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Baykal, yolsuzluklann siyasi bağlantılan bulunduğunda bunalımın aşılacağını söyledi:
Krîz enerjiyi gölgelediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
cumhuriyet tarihınin en derin
bunahmının yaşandığuıı, bunun çıkış
yolunun da yolsuzluklann siyasi
bağlantılannın ortaya çıkanlması
olduğunu söyledi. Baykal, ekonomik
krizin enerji krizini gölgelediğini
vurgularken CHP Enerji Komisyonu
tarafmdan yapılan açıkilamada da
"Enerji Bakanuğf nın en fist
düzeydeki beliıü sorumlulan, rüşvet ve
yolsuzluk iddialan ile yargıda hesap
verirken Enerji Bakanı Cumhur
Ersümer büyük bir sorumsuzlukJa
görevine devam etmektedir" denildi.
Baykal, CHP Enerji Komisyonu'nun
Kızılcahamam'da 2 gûn süreyle
yaptığı çahşmalannın ardından bir
basın toplantısı dûzenledi. Baykal,
Türkiye'nin kamu finansman krizi
yaşadığını, kamu yönetiminin
etkinliği ve işlevini yitirdiğini
kaydetti. Kamu yönetiminin ülkenin
temel yatınmlannı
gerçekleştiremeyecek hale geldiğinin
altını çizen Baykal, bunun da eneni
sektörii ile somutlandığuıı söyledi.
Toplantıda ülkenin enerji sorunlan ile
Elektrik Piyasası Yasası'nı
değerlendirdikJerini vurgulayan
Baykal, "Yasanın uygulamaya
konobnası ile elektrik arn, elektrik
talebinin altında kalacak, ithal elektrik
enerjisi ülkeyi yönlendirmeye
başlayacak" dedi.
Baykal, kamunun fınans krizine
sürükJenmesi ve ekonomik acze
düşmesinin enerji alanmdaki
yatınmlan yapılamaz hale getirdiğinı
anlattı. Enerji üretim tesislerinin
geliştirilemediğini ve enerji
sektörûnûn krizin bedelıni en ağır
ödeyen sektörlerden biri olduğunu
kaydeden Baykal; Keban, Atatürk ve
Karakaya santrallannın yanlış
yönetilme sonucunda 12 milyar
kilovatsaat enerji eksikliği ile
çahşmak zorunda kaldığına işaret etti.
Baykal, "Ekonomik kriz, enerji krizini
gölgeledi. Ama dunım ortada duruyor.
O hastahkiar, çarpıklıklar, yanlışhklar
orada durmaya devam ediyor" dedi.
Türkiye'nin kalkınmasınm, elektrik
enerjisi üretiminin arttınlmasına bağlı
olduğunu ifade eden Baykal, Elektrik
Piyasası Yasası'run uygulamaya
konulması ile elektrik fiyatlannın çok
ciddi bir şekilde artacağını, pahalı
elektrik döneminin başlayacağını,
bunun da sanayi ve ihracatı olumsuz
yönde etkileyeceğini, elektrik
sektörünün planlamadan yoksun
bırakılacağını belirtti.
ATO arastırdı
Esnafın 23
ana sorunu
belirlendi
ANKARA (AA) - Ankara Ticaret Odası
(ATO) esnaün 23 ana sorunu bulunduğunu be-
liriedi. ATO Başkanı Sinan Aygûn, bu sorunlar
arasında öncelikli olarak bankakredi faizlerinin
düşürülmemesi, Bağ-Kur ve SSK prim borçia-
nna ödeme kolayhğı getirilmemesının yer aldı-
ğını bildirdi. Aygûn esnafi artık tutamadıklan-
nı, yaşanan kriz nedeniyle yurdun dört bir tara-
finda esnafin vürüdüğûnü beiırterek bu yürû-
yûşlennin durdurulabilmesi için esnafin dile ge-
tirdiği 23 sorunun acilen çözümlenmesi gerek-
tiğini kaydetti. Türkiye'de 5.5 miryon esnaf, tûc-
car ve sanayici bulunduğunu, Devlet Bakanı Ke-
mal Derviş'in bu kitlenin sesıne kulak vermedi-
ğini belirten Aygün, bu durumu eleştirdi.
Soruniar
ATO Başkanı Aygûn, Ankara esnafi ile görü-
şerek sokağa dökülmesine neden olarak belir-
ledikleri 23 sorunu şöyle açıkladı:
• Dolar kurunun yüksek ve dalgalı olması ne-
deniyle üretimde durma.
• 30 Mart banka kredileri geri ödemelerinde
yaşanan yüksek faiz krizi.
• Halkbank kredilerinde yaşanan yûksek fa-
iz sorunu.
• Vergılenn martta ödenecek ilk taksitlerinin
kriz nedeniyle ödenememesi.
• Vergi ödeme kolayhğma rağmen yûksek fa-
izler nedeniyle borçlann ödenemeyecek duru-
ma gelmesi,
• Bağ-Kur ve SSK prim borçlarma ödeme
kolayhğı getinlmemesi.
• tstihdamda yaşanan sorunlar. (tşten çıkar-
ma, zam yapmama, maaş düşürme)
• Üretim girdilerinde aşın tarife uygulaması
(elektrik vs. gibi)
• Vergilerin yolsuzluk ve faizlere harcanma-
sının ortaya çıkardığı rahatsızlık.
• SSK primlennde yûzde 50 oranında aröş
yapılacağmın açıklanması.
• Ek vergi geleceği korkusu.
• Elinde para olanlann bile ödemeleri durdu-
rarak "dolarda kalma" eğilimi.
• Peşin para ile mal almak isteyen tûccann bi-
le alacak mal bulamaması.
• Alım gûcûnün dûşmesi nedeniyle esnaf ve
tûccann bile alacak mal bulamaması.
• Vergilerle sürekli olarak oynanması.
• Türk bankalannın akreditiflennin kabul
edilmemesi nedeniyle ithalat yapılamaması.
• Bankalannkredi vermemesi nedeniyle Tah-
takale kıskacına girilmesi.
• Hayat standardı esasının getirümesi.
• Kriz olmasına ragmen iş gûvencesi yasası-
nın dayatılması.
• "Yann sabah neolacak" sorusuna hükûme-
tin bile cevap bulamaması.
• Bankacılık sistemınin kurtanbnası adına
genış halk kesımlennın feda edifanesi anlamına
gelecek uygulamalar.
• Hûkümetin ağır ve kayıtsız kalması.
• Ulusal Program'ın gecıkmesi nedeniylebe-
lirsızlik ortamının yarattığı karamsarlık.
Doktorlardan yeni
programa destek yok
ANKARA (ANKA)-Türk Tabipleri Birli-
ği, hûkümetin halktan fedakârlık bekleyerek
hazırladığı ekonomik programa, "sağhğa kas-
tettrçp" gerekçesiyle destek vermiyor.
Türk Tabipleri BirliğTnin yayın organı
"Tıp Dünyast"ndaki "Karşı Tarafin Nfyeti
Kötü" başlıklı yazıda, halk yeni ekonomik
programa karşı uyanldı. TTB, hûkümetin
halktan fedakârlık bekleyerek hazırladığı
17'inci programın devaülasyon ile sonuçlan-
dığını belirtti. Başbakan Büfcnt Ecevit'in
krızden 3-4 gün öncesine kadar ekonomide
her şeyin iyi gittiğini açıklamasına karşın,
krizin ardmdan "Zaten Wr suredirişier iyigit-
miyordu" açıklamasında buhınduğunu anım-
satan TTB, 20 yıldır uygulanan programlar-
la halkın sağhğınm ve canının tehdit altında
olduğunu ileri sürdü. Hûkümetin, çalışanla-
nn ücretlerini iyileştirmek için çıkardığı Yet-
ki Yasası'nı 3 ay daha uzattığmı, buna karşın
yeni uygulanacak ekonomik programın ha-
zırlanmasının beklendiğini belirten TTB,
"Hükümetin eü bir kez daha çabşaniann le-
hine bir iş yapmaya gitmemiştir" dedi.
'Dışanda çözüm arayanların sonu hep hüsran olmuştur'
Bahçeli: Çözüm Meclis'te
SAVAŞKÜRKLÜ
ADANA-Başba-
kan Bülent Ece-
vit'ten sonra Başba-
kan Yardımcısı ve
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli
de 'ararejimisteyenleri'uyardı. Tür-
kiye'nin öncelikli meselesırün pi-
yasalarda güvenin temini ve ekono-
mik sıkıntmın aşılması olduğunu
söyleyen Başbakan Yardımcısı,
"Böyle zamanlarda demokrasi ku-
raflan ve parfcunento dışında çözüm
arayanların sonu hep hüsran otaıuş-
üır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bahçeli, bin-
lerce partilinin katılımıyla Adnan
Menderes Spor Salonu'nda gerçek-
leştinlen MHP'nin Adana Genişletil-
miş 4. Bölge tstişare Toplantısı'nda-
ki konuşmasında, "Tophımda panik
ve umutsuzlukyaratmayı amaçlayan
ve sonuçlan neretere kadar uzanaca-
ğı beDiobnayan bugirişimlerin, sade-
ce siyasetin toplumsal tabanuu da-
rahmakia kahnayacağı, kurumsaflaş-
ma sıkınnsı yaşayan demokrasi kül-
türümüzdedetahribatlarayolaçaca-
ğı bitinmendir'' dedi.
Son gûnlerde yaygınlaşan eylem-
lere dikkat çeken Bahçeli, insanlann
hak arama ve toplumsal sorunlar kar-
şısuıdakı tepkilerine saygı duyulma-
sı gerektiğini belirtti ve "Ancak sivil
inisryariflerin hak arama girişimleri
demokratik değer ve kuraOann dışı-
na taşmamabdır" dedi.
'Önceiikü mesele güven'
Devlet Bahçeli, toplumsal huzur,
güven ve dayanışmanın sağlanması-
nın ancak bunu samimi şekilde iste-
mekle ve bu yönde çalışmakla müm-
kün olabileceğini ifade ederek bu
amaçla ikudanyla, muhalefetiyle tüm
siyasi partilerin ve sıvil toplum ör-
gütlerinin önemli yükümlülükleri bu-
lunduğunu söyledi. "Türkiye'nin ön-
celikli meselesl, piyasalarda güvenin
temini veekonomiksıkıntmın aşüma-
sıdır" dıyen Bahçeli, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Bunun için herkesedüsen
tarihi ve ağır sorumluluklar bulun-
maktadır. Sorumluluklannıvegörev-
lerini ihmal edenlerin bu kritik gün-
krinetkisigeçtiğizanıanmiIletinHzin
huzurunda hiçbir anlam \e önemle-
rinin kalmayacağı iyi bUinmelidir.
Böyle zamanlarda demokrasi ko-
raDarı ve parlamento dışında çözüm
arayanlann sonu hep hüsran ohnuş-
tur. Bu müleC kendisinin en zorsıkm-
nh günlerinde ister siyasi, isterse eko-
nomik vurgun peşinde koşanlardan
bir gün mudaka hesap soracakür"
Türkiye'nin içınde bulunduğu
krizin aşıhnasımn ekonomik ön-
lemlere ve uygulanacak programa
olduğu kadar, siyasi istikrara da
bağlı olduğunu vurgulayan Bahçe-
li, şunlan söyledi: "Ekonomikprog-
ramı oluşturmak ve onu doğnı bir
yöntemle uygulamak da öncedkle si-
yasi karar süreçleriyle OgUidir. Do-
layısıyla bu aşamada kriz karştsın-
da takımlacak siyasi tavır daha da
önem kazanacakür."
BahçeU, Adana'daki konuşmasmda "Teknokratlar hükümeti veya milh' mutabakat hükümeti gibi formüDe-
rin arkasmda gerçek bir siyasi irade bulunmadığı aşikârdır" dedi. (Fotoğraf: AA)
Vakıf üniversiteleri dalgalı kur nedeniyle fiyat belirleyemiyor
Uıriversite dolar kıskacında
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ücretlerini 6-10 bın dolar arasında
beürleyen vakıf üniversiteleri, dal-
gah kur politikasıyla birlikte alarma
geçti. 2001 yılı başında Öğrenci Seç-
me ve Yerleştirme Merkezi'ne
(ÖSYM) gelecek yılın ücretlerini
bildiren, ancak dalgalı kur politikası
yüzünden öğrenci kaybetmekten
korkan vakıfûniversitelerinin rektör-
leri, ortak bir ücret politikası belirle-
mek için mayıs ayında bir araya ge-
lecekler. Vakıf üniversiteleri, "Türk
lirası üzerinden ücret — — ~ ^ —
ahna, taksit sayuu art-
ûrma. dolar üzerinden
eğitim ücretini düşür-
me" gibi foraıüller
üzerinde duruyor.
Dolardaki hızlı yük-
seliş, vakıf üniversite-
lerini de tedırgin etti.
mayacak iki alanın eğitim ve sağlık
olduğunu vurguladı. "Hiçbir şey be-
dava değfl" diyen Yarman, "Devlet
ünhersiteJerinde çökme varsa devie-
tin eğitimeyeterinceyannm yapıhna-
masmdan kaynaklanryor. Bu ülkede
her türiü sorunu aşmak için herkesin
külahını önüne koyması gerekiyor.
BizspekülatifdeğiL gerçek özverigös-
terebiHriz" dıye konuştu.
Eğitime aynlan bütçenin, bir ülke-
nin geleceğini behrlediğini vurgula-
yan Yarman şunlan söyledi:
• Ekonomideki belirsizlik ve dolar kurundaki aşın
artış nedeniyle öğrenei kaybetmekten korkan vakıf
üniversiteleri "Türk Lirası üzerinden ücret alma,
taksit sayısını arttuma, dolar üzerinden eğitim
ücretini düşürme" gibi formüller üzerinde duruyor.
Krizden önce ÖSYM'ye 6-10 bin
dolar üzerinde değışen öğrenim üc-
retleri bildiren vakıf üniversitelen,
şubat ayuıda yaşanan krizden sonra
var olan öğrenci potansiyelini kay-
betme tehlikesı ile karşı karşıya kal-
dı. Üniversiteler, Devlet Bakanı Ke-
mal Derviş'in 1 milyon 100 bin lira
olarak öngördüğü nisan ayı sonunda-
ki dolarkurunu beklemeye karar ver-
di.
Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Sıddık Yarman, fedakârlık yapıla-
"Bütçedeen büyük yannmuınere-
yeyapıküğuu herkes bili>or. Türk Si-
lahh Kuvvetleri'nin yanrunlaruu er-
tefemesi gerekiyor. Onlar da zaten er-
teledL Herkes üstüne düşeni yapma-
h. Faiz verant politikası ile biryeregi-
demeyiz. Aksi halde üretim obnaz.
Reel ekonomi, ancak üretim ik bu-
günkü durumundan kurtulur."
Yarman, eğıtımden kısıntı yapıla-
mayacağını beiırterek "VTskklen,
parfîimden, ince çoraptan tasarruf
oiur.Amaeğitimdenkaynakazamla-
maz. Ne kadar üretki insan, o kadar
büyük Türkiye. Profesvonel üretici
insan da üniversiteterden yetişir" dı-
ye konuştu.Eğitim bedelini dolarla
belirleyen bazı özel üniversitelerde,
şimdiden, gelecek yıl için eski kur
üzerinden kayıt kampanyası başlat-
tı. Bazı kurumlarda ise taksitlerin er-
telenmesi yoluna gidildi.
Bilgi Üniversitesi, dolar kurunu
718 bin lirada sabitleyerek öğreni-
mine devam etmekte olan öğrenciler
için "erken kayıt kampanyası'' baş-
——— lattı. Yıllık eğitim be-
dehni peşin olarak öde-
mesi gereken öğrenci-
lerin çoğunluğunun iki
hafta sürecek bu erken
kayıt uygulamasına il-
gi gösterdiği belirnldi.
Ancak ocak ayında
ödenmesi gerektiği
halde geciken taksitler için 718 bin
liralık kur sistemi değil, Merkez
Bankası'nuı belırlediğı değer geçer-
li olacak.
Yeditepe Üniversitesi 'nde ise eko-
nomik tablonun netleşmesine süre
tanımak amacıyla bu ay içinde öden-
mesi gereken taksitlerin haziran ayı-
na ertelendi. Yetkililer, öğrencilerin
mağdur edilmeyeceğini, ancak bir
durum değerlendirmesi yapmak ge-
rektiği için henüz kesın birkarara va-
nlmadığuıı dile getirdiler.
İktidar milletvekilisin,
konuşamazsın!
Ekonomik bunalımdan
çıkış için her kesimde
"tasaÂru/" önlemlerinin
ne olacağı tartışılırken
iktidar partileri de ilginç
bir "tasarruf" yöntemi
geliştirdi. Devlet Bakanı
Kemal Derviş'in
ekonomik bunalımdan
çıkışı "15günde 15yasa
çıkanlmasına
bağlaması ile
hareketlenen
Meclis'te, iktidar
partilerinin
yöneticileri
yasalan "hızlı"
çıkarabilmek için MetinŞahin
"konuşma tasanvfu" yoluna
gittiler. Bu yöndeki ilk uygulama,
Şeker Yasası'nın genel kuruidaki
görüşmeleri sırasında gerçekleşti.
Koalisyon ortaklan, iktidar
milletvekillerine sadece tasannın
geneli üzerinde konuşma hakkı
tanınmasını karariaştırdılar.
Böylece, normalde 23 saatte
çıkanlması gereken Şeker Yasası,
11 saatte Meclis'ten geçti. İktidar
ortaklan, aynı yöntemi gelecek
hafta genel kurula indirilmesi
planlanan Doğalgaz Yasa Tasarısı
için de düşünüyor. Bu hesaba
göre, iktidar partili milletvekilleri
söz almazsa bu tasarı da
24 saat yerine 12 saatte
genel kuruldan
geçirilecek. Ancak TBMM
Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanı
Metin Şahin bu
uygulamayı daha da
genişletti. Yetki Yasa
Tasarısı'nın
komisyondaki
görüşmeleri
sırasında muhalefet
milletvekilleri,
tasannın içeriğinden
çok ekonomik kriz
nedeniyle hükümete
sert eleştiriler
yönettti. İktidar milletvekilleri de
hem muhalefete yanıt vermek
hem de tasarı üzerindeki
görüşlerini aktarmak isteyınce,
Şahin devreye girdi: "Arkadaşlar,
kusura bakmayın; iktidar
milletvekillerine söz
vermeyeceğim. Sizin yerinize,
hükümet adına Devlet Bakanımız
Mehmet Keçeciler cevap
verecek." Bu durum karşısında
iktidar milletvekilleri "parmak
demokrasisinin" gereğinı yerine
getirip tasannın kabulü yönünde
oy kullanmakla yetinmek zorunda
kaldılar.
Grup yönetimini seferber
eden torpil
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan'a DYP
grubundan "kişiye özel" bir yazı
gekli: "Kanserden rahatsa ve
ameliyat olmayı bekieyen yakını
için Dtşkapı SSK Hastanesi
Başhekimi Ismet Baran'/n
odasına giden Bitlis
MitletvekJlimiz Sayın Yahya
Çevik durumu görüşmek ve
hastanın 6 aya yakın sûrede
tedavi gördüğü Hacettepe
Üniversitesi'nde ameliyat olma
beklenti ve isteğini iletmek ve bu
konuda başhekimin yardımcı
otup olamayacağını söylemek
istemiştir. Başhekim,
kendisinden hiç beklenmeyen
tavır ve tepki içinde sayın
milfetvekilimize kapıyı açarak
yotu göstenniş, açıkçası
kovmuştur. Taleplennde ısrariı
olmadığı gibi milletvekili sıfatını
dahi kullanmamaya özen
gösteren milletvekili
arkadaşımızın, böyle bir
hakarete ve davranışa marvz
kalması esef vericidir." Yazının
attında DYP grup
başkanvekillerinin üçünün de
imzası vardı. Nevzat Ercan, Ali
Rıza Gönül ve Turhan Güven,
arkadaşlannın ters tepen
"ayncalık" girişimi için seferber
olmuştu. Başhekim Ismet
Baran'ın penceresinden ise
durum farktı görünüyordu:
"Partisini ve ilini bilmediğim bir
milletvekili bana geldı. Bakanın,
sevklerin durdurulması için kesin
talimatını hatıriattım. Bu
operasyon bizde de yapılabilir.
'Bana güvenmiyor musunuz?
Ben yapayım' dedim. Ancak
bakandan talimat gelirse sevk
yapabileceğimi söyledim." Ya
grup yönetimini harekete geçiren
şikâyet? Bu başvuru, başhekimi
de şaşırttı. "Birlikte çay içtik" dedi
ismet Baran, "Bu erkeklik değil!"
'Derviş tehditli' pazarlık
Türk-lş Başkanı
Bayram Meral,
Ekonomik ve Sosyal
Konsey toplantısında
Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler'i
sıkıştırdı. Konu, kamu
kesimi
toplusözleşmeleriydi.
Meral, Keçeciler'e
biraz tehdit kokan bir
ifadeyle yüklendi:
"Sayın Bakan, bu
sözleşmeleri bir an önce
imzalayın. Ben yurtdışına
gidiyorum. Benim yerime
Bayram Meral
bakacak olan genel
sekreterimiz Hüseyin
Karakoç, benim gibi
insaflı değildır, sizi çok
zorlar." Keçeciler, altta
kalmadı:
"öy/e bir şey olursa,
ben de sözleşmeleri
Kemal Derviş e
devrederim. O bana hiç
benzemez, sizin
istediğinizin yûzde
50'sini bile vermez.
Onun için ya yurtdışı gezinizi iptal
edin, ya da bizim dediğimizi
kabul edin."
Avustralya'da 'Osmanlı
modeli' anımsatması
TBMM insan Haklan Inceteme
Komisyonu, yurtdısında yaşayan
Tü>WeTin insan haklan sorunlannı
tncetemeye aldı. Komisyon
üyelerinin Almanya ve
Danimarka'dan sonraki üçüncü
duragı Avustralya'ydı.
Cezaevlerinde inceleme yapan
komisyon üyeleri, insan hakfan
kurutuşlannın temsileileriyte de
btr araya geldi. Yeni Güney
Galter Eyaleti Etnik Işter
Komisyonu Başkanı Stefan
Kerkaçaıiyan kendilerine bilgi
verdi: "Avustralya'da 180ayn
mifletten insan yaştyor.
82 ayn dil konuşuluyor ve 72 ayn
inanış var. Bu çeşitliliğe karşın
insan haklanna saygılı ve huzuriu
bir toplumsal yapı oluşturuldu."
Komisyonun MHP'fi Başkanı
Hüseyin Akgül, "Böyle bir
topluluk, ancak çok kültûrlülükle
idare edilebilir" deyince,
Kerkaçariyan'dan şu açıklama
geldi: "Bu model Osmanlı
modelidir, siz biliyorsunuz."
Akgül, güfümseyerek karşılık
verdi:
"Evet biliyorum, Osmanlı'nın
kuruluşu da çöküşü de bu
modetden oldu."
Düdüklü tencerenin
'düdüğü'...
Milletvekilleri son gûnlerde hem
sıkıntılı hem de öfkeli. TBMM'nin
çalışmadığı vurgulanarak yöneltilen
eleşfrilere, "Hükümetten TBMM'ye
gönderilen hangiyasa çıkanlmadı?
Ekonomik program açısından
önemli olan ve TBMM'ye
gönderilip de bekletilen bir tek
yasa var mı" diye karşılık veriyoriar.
DSP Genel Başkan
Yardımcısı, Ankara Milletvekili
Tayfun Içli de TBMM'yi hedef alan
eleştirelere "düdüklü tencere"
örnegiyle yanıt veriyor "Biz
düdüklü tencerinin düdüğü gibiyiz.
Heritesin gazını boşaltıyoruz. İyi bir
şeyler oldu mu siyasetçiler dışında
kahramanlar aranıyor. Ama onun
dışında her şey için biz hedef
alınıyoruz."
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu.
ankcum@ttnetnet.tr