Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 NtSAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
~W JM" Gonzalo Rubalcaba ile Joao Bosco, 'Cuba<S
ıHeydan okıımay
Cuba&Brasil' projesiyle yann İş Sanat'ta
a çagırıyorSERHANYEPİG
Kübalı piyanist Gonzalo Rubakaba ile Bre-
zilyalı besteci, şaıkıcı ve gitarist Joao Bosco ya-
nn saat 19.30'da "Cuba&BrasiT projesiyle Iş
Sanat'ın konuğu oluyor. tlk kez Ocak 2000'de
Ilhabela Yaz Festivali'nde bir araya gelen iki-
li, Brezilya popüler müziğiyle Küba cazını bu-
luşturan müzikleriyle büyük beğeni toplamış-
lardı. Aralannda 'büyülü bir enerji ve iletişim'
olduğunu belirten Gonzalo Rubalcaba, konse-
rin programıru şöyle anlatıyor. "Hep birtikte
birkaç parça çalacağız. Sonra Joao solo gitarta
besteierini çalacak. Ardından üçlümk birtikte
sahneye geüp birkaç parça çalacağız. îkinci bö-
lümde de aynı şekilde getişeeek konser ve hep
birtikte bitireceğiz. Ashnda çok fazla aynnüya
girip sürprizi öldürmek istemiyorum."
Sahneye mümkün olduğunca derin duygu-
larla, yaptıklan işe sonuna dek inanıp çıktıkla-
nnı vurgulayan Rubalcaba, bunun aynı zaman-
da büyük bir meydan okuma olduğunu ve iz-
leyicisiz gerçekleşemeyeceğini belirtiyor.
'Küba mûziğini yaymak bir görev'
- Bir röportajda baştan beri popüler müzik
alanında kalmayı, kendi müziğinizi yapmayı
düşündüğünüzü söylüyorsumız. Konservaru-
vardaki 12 yılhk piyano eğitimi sırasında, kla-
siği seçmek bir an dahi akhnızdan geçmedi mi
gerçekten?
GONZALO RUBALCABA - Küba'da kon-
servatuvarda klasik eğıtım gördûm. Ülkem ay-
nı zamanda çok güçlü bir popüler müzik gele-
neğine sahip. Öğrenimim sırasında 19. yüzyıl-
da bir grup Kübalı bestecınin klasik formda
çok güzel eserler yazdığmı gördüm. Ulusal
kimliklerini bulmak için çok uğraşmışlar. Po-
püler müziği çok üst estetik formlarda işleyip
konser müziği haline getirmişler. Ben de aynı
yoldan yürüyorum. Müziğin sadece dans, eğ-
lence olmadığını, aynı zamanda düşündürücü
olduğunu göstermeye çahşıyorum. Popüler
müzik içinde yüksek, yaratıcı bir düzey yaka-
lamayı amaçhyorum.
Bu günlerde solo piyano için yazılan klasik
eserlerden oluşan bir albüm kaydetmeyi düşü-
nüyorum. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl ilk ya-
nsında yaşayan Kübalı bestecilerin eserlerini
seslendireceğim. Şimdi bu müziği yaymak için
en ideal zaman. Aynca bir görev. Tüm dünya
müzikseverleri yaranna olacak yapılan iş. Bu
proje benim açımdan çok riskli. Çünkü bugün
dünya sadece Avrupalı bestecileri ve onlann
eserlerini tanıyor. Diğerkıtalann, ülkelerin kla-
sik müzik geleneğini bilmiyor. Brezilya, Arjan-
tin, Küba, Meksika'yı mesela... Küba klasik
mûziğini kaydettiğimde dinleyicilere yepyeni
bir materyal sunacağım. tçinde Kuzey Ameri-
ka, Avrupa ve daha birçok etkileşim olan, ay-
nı zamanda son derece özgün çalışmalar bun-
lar. Özetlersek, popüler müzik ve klasik müzi-
ği aynı zamanda çalmak gerçekten büyük avan-
taj benim için.
- Tüm dünyada Küba ve müzik denince akla
salsa, dans geliyor. Siz konserlere derin, komp-
leks ve çok zengin bir müzikle çıkuıca dinleyi-
cüeriniz şok olmuyor mu; önyargı duvannı aşıp
zirveye ulaşmayı nasü başardınız?
RUBALCABA - Söyledığınız doğru, insan-
lar Küba'yı dans ve eğlenceyle özdeşleştinyor.
Küba'nın zengin bir kültür dünyası var, birçok
sanat ileri düzeyde. Küba müziği değişik alan-
larda gelişti. Dans ve folk gruplan tüm dünya-
da Küba mûziğini tanıtıyor. Aynı zamanda cid-
di bale prodüksiyonlan da yapılıyor. Ben mü-
zikte yenı yaklaşımı savunan, geleneksel mü-
zik ûretiminı değıştirmeyi amaçlayan genç ku-
şaktan geliyorum. Köklenmız Küba kültürüne
bağlı olmakla birlikte her tür değişik iletişime
açığız. Konservatuvar kaynaklı çok güçlü bir
teknıkle, bilgi birikimiyle insanlann dinleye-
ceği, aynı zamanda üzerinde^ düşüneceği, en
gelişkin entelektüel yaklaşımla bıçımlendiril-
miş müzikler üretmeye çalışıyoruz. Dünyanın
bir bölümü bu müzikal bakışı algılamaya hâlâ
hazır değil. Ama tam 15 yıldır dünyayı dolaşı-
yorum, bu müziği değişik platformlarda ses-
lendiriyorum. Benim gibi birçok genç aynı şe-
yi yapıyor. Dans müziği gibi gösterip araya
gerçek müziği sıkıştınyoruz. lyi tepkiler alıyo-
ruz.
- Konservatuvar eğitimi ruhunuza mükem-
büyüdükçe Küba
müziğiyle ilgili
düşlerim de
büyüyor. Yerel,
ulusal bakışla
değil, uluslararası
bakışla.
Charlie'yle
yaptığımız albüm
bu açıdan önemli.
Küba müziği;
fakat çağdaş ve
uluslararası
yaklaşımla ele
alınmış hali. Yeni,
taptaze bir bakış.
Charlie'nin
cesaretini,
meydan okuma
duygusunu
yansıtıyor.'
meliyetçiliğin damgasuu vurmuş olman. Öz-
günlüğün sizin için başlıca ölçüt olduğunu söy-
lüyorsunuz. Cazın temeli emprovizasyon risk-
lerle dohı bir yokuhık. Soloya girince sıradan,
yeterince yaratıcı olamama tehlikesini göğüsle-
mek gerekiyor. Bu açıdan baküdığmda, yazıh
müzik - emprovize müzik yol aynmında, nere-
de duruyorsunuz?
RUBALCABA - Başta bestecilerin eserleri-
ni ya da kendi çalışmalanmı yorumlarken ge-
leneksel anlatım biçimlerini genişletmeye ça-
lışmm. Her sahneye çıkışımda yeni şeyler söy-
leme yeteneğimi donanır, müzik piyasasına ya
da genel beğenilere ödün vermeden, sadece
yaratıcılığı gözeterek çalmaya çalışınm. Kon-
servaruvardan önce yıllarca popülermüzik çal-
dım. Emprovizasyonlar içinde gelişti formas-
yonum. Konservatuvarda da tekniği, teoriyi,
estetik değerleri, armoniyi öğrendim. Ama an-
lık yaratıcılığın ön plana çıktığı müziklerle
bağlantımı sürdürdüm.
'Benliğimi müziğe adamayı öğrendim'
- Sizi dünyaya tanıtan Charlıe Haden oMu.
Çok iyi dost olduğunuzu biliyorum. Müzisyen-
liğini bir kenara bırakıp bize sadeceinsaniözel-
liklerini anlaür mısınız?
RUBALCABA - Dizzy GUlespie. adımın ilk
kez Amerika'da duyulmasını sağlayan kişi ol-
muştu. Ama Chaıüe bana sonuna kadar inanan,
müziğime güvenen, yürekten destekleyen ilk
ustamoldu. 1986'daHavana'dakitanışmamız-
dan bu yana hep çok yakın diyalog içinde ol-
duk. Yüreği çok temiz, çok duyarlı, müthiş bir
insan. Çok seviyorum onu. Müthiş bir espri
duygusu var. Kocaman çocuk gibi.
- Birçok ortak noktanız var: Eski fflmlere roe-
rakusımz, sosyal sorumluluk taşıdığınıza inanı-
yorsunuz™ Baba - oğul gibisiniz neredeyse»
RUBALCABA - Farklı kültürlerden geliyo-
ruz, yaklaşmılanmızda farklılıklar var. Ama
Charlie'den öğrendiğim en önemli şey.. benli-
ğimi müziğe adamak... Modalan, müzik piya-
sasını bir yana bırakıp kendi sesimi korumak.
Dizzy ve Charlie'yle aynı ilkeleri paylaşıyo-
rum. Müzikçinin hayatına anlam kazandırma-
sı, her şeye dikkat etmesi gerektiğini düşünü-
yorum. Egzersizlerinı düzgün yapmalı, gıdası-
na dikkat etmeli, uyuşturucudan uzak durma-
lı, düşünsel ve fiziksel olarak işine konsantras-
yonunu korumalı. Yaratıcılığın korunması için
çok önemli bulduğum aile hayatını önemse-
mesi gerekiyor. Sakinlik, temizlik, vücut ve
beyin için önemli. Duygusal, ruhsal yapısını,
disiplini, araştırma isteğini korumalı. bıkıp
usanmadan egzersiz yapmalı.
4
Yeni şeyler öğrenmek zorundasuT
- Chartie Haden'la yeni bir ortak projeniz var
mı?
RUBALCABA -'Nocturne' adında bir al-
büm kaydettik. Bu ay Verve'den yayımlana-
cak. Charlie, bu albümün prodüktörlüğünü be-
raber yapmamızı istedi. Romantik Küba mü-
ziği istiyordu. 1950'lerde birçok romantik bes-
te yapıldı. Bunlara 'bolero' denıyor. Elime ge-
çenleri banda kaydedip Charlie'ye gönderdim.
Dinleyince sevincinden çıldırmış. 12 bolero
seçti. Meksikalı bestecilerden ve kendi çalış-
malanndan iki parça koydu repertuvara. Bir de
benim bestemi aldı.
- Quartet West'le birtikte mi çalryorsunuz?
RUBALCABA - Miami'de yaşayan Urugu-
aylı kemancı Federico Bho, davulcu Ignado
Roa'mn yanı sıra üçer parçada saksofoncu Joe
Lovano ile David Sanchez, bir parçada Pat Met-
heny çalıyor.
- Amerika'ya yerleşmek ufkunuzu açıp üret-
kenliğinizi kamçuadı mı?
RUBALCABA - Dış dünya müzığıni, sana-
tını, hayatını etkiliyor. Bakışm, yaklaşımın de-
ğişiyor. Çünkü farklı bir ruh haline geçiyorsun.
Politik, ekonomik, entelektüel açıdan farklıh- <•
şıyorsunuz. Yeni şeyler öğrenmek, yeni dünya-
mn koşullannı amaçlann doğrultusunda şekil-
lendirmek zorundasın.
Dünyam büyüdükçe Küba müziğiyle ilgili
düşlerim de büyüyor. Yerel, ulusal bakışla de-
ğil, uluslararası bakışla. Charlie'yle yaptığımız
albüm bu açıdan önemli. Küba müziği; fakat
çağdaş ve uluslararası yaklaşımla ele alınmış
hali. Yeni, taptaze bir bakış. Charlie'nin cesa-
retini, meydan okuma duygusunu yansıtıyor.
Ender Güzey'in sergisinde sadece 'kapalı sergi mekânına sığabilecek' örnekler var
tfadenin çok boyuthı dfli
ÖZLEMALTUNOK
Ender Güzey'in çeşitli tek-
nik ve farklı malzemelerden
oluşan çahşmalan HNisan'a
dek Istanbul Menkul Kıymet-
ler Borsası Sanat Galerisi'nde
sergileniyor. Sanat yaşamunn
1970-2000 dönemine ışık tu-
tan yapıtlanndan sadece 'ka-
palı sergi mekâmna sığabile-
cek' örneklere yer veren sanat-
çı, sergide litografı, serigrafi,
yağlıboya, dokuma, bronz, se-
ramik gibi geniş malzeme kul-
lanımıyla çok boyutlu bir olu-
şumdan örnekler sunuyor. Çe-
şitli proje, performans ve ens-
talasyonlardan da tanıdığımız
Güzey, daha önce Dohnabah-
çe Kültür Merkezi'nde ger-
çekleştirdiği 'Konstantinopo-
üs'ten Istanbul'a' adlı heykel
projesi kuşağı tanıtım sergisi-
nin de yakında uygulamaya
geçeceğinin haberini veriyor.
- Bu retrospektif serginin iş-
levi nedir sizin için?
ENDER GÜZEY - Son yıl-
larda Türkiye'deki faaliyetle-
rimi göz önüne alu^anız, daha
çok projelere, büyük çahşma-
lara yönelik işlergerçekleştir-
diğim görülür. Özellikle ret-
rospektif sergilerde, sanatçının
nereden nereye geldiğinin gö-
rülmesidir önemli olan. Bu ge-
lişim ne kadar mütevazı olsa
da en azından sanatçının geli-
şıminin birkaç sayfasını orta-
ya koyar. Sanatçının ne kadar
geliştiğini, vizyonunu, tekni-
gıni, kendini tekrarlayıp tek-
rarlamadığını gösterir. Marka-
ya, kendini tekrarlayan çizgi-
ye inanmıyorum. Yıllar, insa-
nın rengini, profilim değıştiri-
• " 1970'lerde yaptığım işler de aslında
bugünün bir izdüşümü. Değişense ortaya
konan şeyin süjesi, formu, profili. tfade tarzı
kendini bulmaya, netleşmeye başlıyor zamanla.
Bu açıdan markaya, kendini tekrarlayan
çizgiye inanmıyorum."
yor. 1970'lerde yaptığım işler
de aslında bugünün bir izdüşü-
mü. Değişense ortaya konan
şeyin süjesi, formu, kendini
ifade etme tarzı, profili. Ifade
tarzı netleşmeye, özünü bul-
maya başlıyor zamanla. Bu
açıdan kendini tekrarlayan sa-
nat eserleri bana inandıncı gel-
miyor.
'Arayış içinde olmah'
-Bu serginin söyiediğinizan-
lamda geniş bir görsel zengin-
liğivar.
GÜZEY - Bu sergi için ka-
palı mekâna sığabilecek çahş-
malan bir araya getirdım.
1970'lere ait suluboya çahş-
malanndan çizimlere, yağlı-
boya resimlerden dokuma ha-
lılara, son dönemde yaptığım
bronz heykellerden seramık
heykellere kadar çok farklı ça-
lışmalar var bu sergide. Şu an
Augsburg'da sergılenen bir
enstalasyonumun da bu sergi
içinde yer almasını isterdim.
Burası büyük bir galeri olma-
sına karşın retrospektif sergi-
nin yeri çağdaş sanat müzesi-
dır. Her sanatçı gibi ben de bu-
nun özlemını çekıyorum.
- Plastik sanatiaruı hemen
her dalında çahşmalannız var.
Geniş bir ifade dili kullanmak
yetkinliği azaltnuyor mu?
GÜZEY - Bir sanatçı sürek-
li arayış içinde ohnalı, kendin-
deki farklılıklan keşfetmeli,
yakalamalı. Yağlıboyalanmın
yurtdışında alıcısı varken on-
lan tekrarlamak. varyasyonla-
nnı yapmak beni tatmin etmi-
yor. Bronz heykeldeki biçimi
pleksiglasa aktardığımda baş-
ka bir kurgu, bir gelişim oluş-
turuyorum. Gördüğünüz hali
dokumalar da yine öyle. Be-
nim motifim halıda nasıl olur,
nasıl uygulanır, onu görmek
istiyorum. Hepsi farklı boyut-
ta, farklı anlayışta yapıtlar.
- Farklı malzemelerie, daha
çok mitolojik ve sembolik fi-
gürieri, motifleri kullanıyorsu-
nuz. Nasıl bir kaynaktan besle-
niyorsunuz?
GÜZEY - Çocukluğumda
sık sık, bugün Divan Edebiya-
tı Müzesi'nin bulunduğu Ga-
lip Dede Mevlevıhanesi'ne gı-
derdim. Kullandığım totemle-
rin kaynağında o mekânın et-
kisi vardır. Mezartaşlannda
kullanılan motifler. orayı ya-
şayan bir mezarlık kılıyor.
Toprağın, doğanın, yaşamuı
değerinı biliyorum. Din açı-
sından ise benim için tek din-
darlık göstergesi vicdan. Vic-
danınız rahatsa dindarsınızdır.
- Nasıl bir oluşum içinde ol-
duğunuzudüşünüyorsunuz bu
sergiyle?
GUZEY - Daha ıyisini yap-
mak adma sürekli şüphelerim
var. Teknık açıdan malzeme-
nin zengınliğini, içerik açısuı-
dan da yerinde saymayan bin-
sini görüyorum. Çeşitli teknik-
leri bir dılle değil, çok dille ifa-
de etme olanağım olduğunu
Güzey, 'Sanatçı kendindeki farklılıklan keşfetmeli' diyor.
göstenyor bu sergi.
- Çift kültürlülük nasıl yan-
sMÜsanatauza?
GÜZEY-Çift kültürden öte
çokkültürlülüğü ben çocuklu-
ğumda Istanbul'da yaşadım.
Almanya'daki yaşamım ise
pek çok şeyi yerinde görmemi
ve akademik anlamda geliş-
memi sağladı. Yurtdışında ya-
şayarak burayı daha iyi tanı-
dun, bizim gerçeğimizi dışan-
dan daha net gördüm. Kendi
değerlenmizi yok eden bir top-
lumuz biz. 'Nuh'un Gemisi'
projesini de bu nedenle ger-
çekleştirdim.
- Materyalizme, maddeye
karşı tepküüzi çeşitli projeler-
le ortaya koyuyorsunuz.
GÜZEY - Münih'te bir grup
insan bir oluşum yaratmışlar.
Duvannın boyanması gereken
binnin duvannı boyayanlar,
bunun karşılığmda kendi ihti-
yaçlan olan bir şeyi, mesela
fotoğraf çektirmeyi o kişiden
talep ediyor. Böylece emeğe
karşı emek ahna durumu geli-
şiyor. Değer, kendi biçtığımiz
değerlerle anlamlandınlmalı
ve değeri belirleyen kendi gös-
tergelerimiz olmah. Türki-
ye'de de bir gün hümanizmin
değerinin paha biçihnez oldu-
ğu öğrenilecek.
Adam Darius
Aksanat'ta
Kültür Servisi-Dün-
yanın en önemli pan-
tomim ustalanndan
Adam Darius ve uzun
zamandff birlikte çalış-
tığı Kazimir Kolesnik,
tiyatro projeleri 'Diri-
üş'le 11-12 Nisan ta-
Tİhlerinde Aksanat'ta.
Mım ustalan, Adon*
Hitler'in soğuk sesiyle
Richard VV'agner'in
fon müziğinin buluş-
ması ile gerçekleştiri-
len bu tiyatro gösterisi-
nin yanı sıra 10-13-14
Nisan'da Aksanat Bale
Stüdyosu'nda mim,
hayali mim ve açıkla-
malı makyaj konula-
nnda vvorkshop düzen-
leyecek.
VVorkshoplara katıl-
mak isteyenlerin, 252
35 00No'lutelefondan
rezervasyon yaptınna-
lan gerekiyor.
Fiziksel tiyatro ko-
nuşunda sekiz kitaba
irhza atan ve bu alanda
çok önemli bir metot
geliştiren Adam Dari-
us, benzersiz perfor-
mansı ile altı kıtada
gösterilerini gerçekleş-
tiriyor. Ünlü sanatçmın
kazanmış olduğu ödül-
ler arasmda Amerikan
Televizyonu Emmy,
Las Vegas Anahtan,
Endonezya Kuzey Su-
matra grubuna fahri
üyelik, Belgrad Mo-
nodrama Festivali'nde
Gümüş Madalya, Shet-
land Dans ve Mım
Ödülü ve Italya'da Pre-
mio Positano Leonide
Massinı Per L'Arte
Danza sayılabilir.
Uzun zamandır Da-
rius ile birlikte çalış-
makta olan Kazimir
Kolesnik, Küba, Ja-
ponya, Rusya ve Hin-
distan'da gösterilerde
bulundu.
'Baü Yakasımn Hi-
kâyesi' ve bir Londra
West End müzikali
olan 'Zaman'da rol al-
dı. Kolesnik, Shetland
Adası Çocuk Tiyatrosu
Ödülü ve Ürdün Haşi-
miKralhğıNurElHü-
seyin ödüllerinı aldı.
btanbul'da Mozart püzgâm
• Kültür
Servisi-
AkbankOda
Orkestrası,
piyano
virtüözü Verda
Erman ile 24
Nisan'da İTÜ,
25 Nisan'da
Kadıköy Halk
Eğitim
Merkezi, 26
Nisan'da
Sabancı
Center'da
Mozart rüzgân
estirecek. Her
ay Mozart
yorumlannı
geliştiren
AkbankOda
Orkestrası bu
kez de,
olgunluk ve gençliğin kusursuz bütünlüğünün
yansıtıldığı ve Mozart'ın. bugün hakkında hiçbir
şey bilinmeyen genç bir asilzade olan
Mademoiselle Jeunhomme için yazdığı piyano
konçertosu ile sanatseverlerin karşısında olacak.
Kocaeü Bölge liyatrosu1
na ödül
• Kültür Servisi - Bu yıl Tunus'ta ıkincısi
gerçekleşen Akdeniz Çocuk Tiyatrolan
Festivali'nde Türkiye'ye üç ödül verildi.
Kocaeli Tiyatrosu'nun oynadığı 'Yaşasın Banş'
isimli oyımun yazan Doç. Dr. Hasan Erkek. En
iyi mizansen dalında ödül, aynı zamanda
oyunun yönetmeni olan Burhan Akçin'e
verildi. En iyi kadın oyuncu dalında Özlem
Gür, en iyi erkek oyuncu dalında Özüdoğru
Cici ödül aldı. Türkiye bu oyunla ilk kez çocuk
tiyatrosu alanında uluslararası bir ödüle sahip
oldu. îki yılda bir düzenlenen festivale bu yıl
Türkiye'nin yanı sıra Ispanya, Fransa, Italya,
Lübnan, Cezayir ve Fas'tan da 18 çocuk
tiyatrosu grubu katıldı. 'Yaşasın Banş' isimli
oyun, Tunus'ta beş farklı merkezde sahnelendi.
Sinema ve müzik fonu kesintileri
• ANKARA (ANKA) - Bakanlar Kurulu,
Sinema ve Müzik Eserlerini Destekleme Fonu
için 2001 yılında yerli ve yabancı film
kopyalan ile ses kasetlerinden yapılacak kesinti
miktarlannı belirledi. Resmi Gazete'de
yayımlanan karara göre, 2001 yıh yerlı ve
yabancı eserlerden alınacak kayıt ve tescil
ücreti 100 milyon lira, her yerli ve yabancı film
kopyalanndan alınacak miktar 500 bin lıra.
yerli ve yabancı video kopyasından bandrol
başma alınacak miktar 50 bin lira, her plak ve
ses kasetı başına alınacak miktar da 10 bin lira
olarak uygulanacak.