23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 NİSAN 2OC1 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Askertik kısalmayacak (Cumhuriyet) - Genelkurmay, tasarruf önlemlen kapsamında askerliğin kısalacağı yönündeki haberleri yalanladı. Haberlerde, TSK'ninnorrnal askerlik süresinin 18 aydan 15 aya, yedeksubay askerliğinin 1 6 aydan 12 aya ve kısa dönem askerlik süresinin de 8 aydan 6 aya düşürölmesi yönünde çalışma yapıldığı, bu uygulama ile yaklaşık 500 trilyon lirahk bir tasarruf sağlanacağı savunulmuştu. Genelkurmay "dan yapılan açılamada, "Askerlik yükümlülük sürelerinin kısaltılacağına ilişkin haberler gerçeği yansıtmamaktadır" denildi. Kemal Derviş'in yamtı • ANKARA (Cumhuriyet) - Başbakan Bülent Ecevit, DYP Amasya Milletvekili Ahmet lyimaya'nın, 'seçilmemiş bakan' eleştirilerini içeren sorulannı Devlet Bakanı Kemal Derviş'e yanıtlattı. Yaşanan tüm istenmeyen gelişmelere karşın bugün gelinen noktada karamsarlığa yer olmadığuıı belirten Derviş, seçkin bir uzman kadronun üzerinde çahştığı ve büyük ölçüde şekillenen yeni ekonomik program ile enflasyonla mücadeleye taviz verilmeksizin devam edileceğini bildirdi. Gelinen noktada ülkenin siyasi istikrara her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu belirten Derviş, kısır çekişmelerin ülkeye zaman kaybından başka bir şey kazandırmayacağını bildirdi. tverenlerden iti ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TÎSK Başkanı Refik Baydur ve bazı işveren temsilcileri Başbakan Bülent Ecevit ile yardımcısı Devlet Bahçeli'yi ziyaret etti. Işverenlerin basına kapah olarak gerçekleştirilen Ecevit ile görüşmesine Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da katıldı. Görüşme sonrasında bir açıklama yapılmazken görüşmeye, Mustafa Koç, Bülent Eczacıbaşı ile TÎSK'in diğer yöneticüeri katıldı. Yimaz'ın ilginç yıpumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'm dün AB- Tvrkiye Karma Istşare Toplantısı'nda yaptığı konuşma mrtninde yer alan ve özri karalanan "lîzumsuz itiş-kakışlar yvzünden paranın pul olnayacağr cümlesi çejitli yorumlara »eien oldu. Metinden üzri karalanarak ^îianlan 'lüzumsuz its-kakışlar yüzünden' dftdesini, Yılmaz'ın, •Csmhurbaşkanı Ahmet ]N(cdet Sezer ile B^bakan Bülent E.evit arasında MGK tcolantısında yaşanan tatışmaya atıfta Munmak için bllandığı yorumlanna ıden oldu. CHP Genel Başkanı Baykal, programa hâlâ dış destek gelmediğine dikkat çekti: Yolsuzhık krediye engelANKARA (Cumhurhet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. hü- kümetin yolsuzlukları örtbas etme tav- nnın dış destek almasının önündeki en büyük engel olduğunu söyledi. Bay- kal, "BeUd 2-3 gün sonra bir DGM sav- ahğı iddianamesiyle hükümet üyeleri- nin sanık haline dönüştürülmesini mümkün lalacak bir tablo ortaya çıka- cak. Ama biz dışandan destek bekKyo- ruz anlayışı içinde gözlerimizi dışanya dikmiş, para beküyor olacağtz" dedi. Yaklaşık 6 saat süren PM'de, istifa- lar sonucu sayılan 10'a düşen muhalif üyelerden Ziya HaKs, Mustafa Gazala ve Yüksel Çakmur. yönetimi ve uygu- lamalannı eleştiren konuşmalar yaptı- lar. Gazalcı ve Halis, Baykal'ı kurultay- da aday olmamaya çağınrken Çakmur da "AnadoIuSohT söylemini eleştirdi. Baykal, CHP Parti Meclisi'nin dün- Hükümetin yolsuzluk soruşturmalan konusundaki tavnnı eleştiren Deniz Baykal, "Belki 2-3 gün son- ra bir DGM savcılığı iddianamesiyle hükümet üye- lerinin sanık haline dönüştürülmesini mümkün kıla- cak bir tablo ortaya çıkacak. Ama biz dış destek bekliyoruz anlayışı içinde gözlerimizi dışanya dik- miş, para bekliyor olacağız" dedi. kü toplantısının açıhşında yaptığı ko- nuşmada, 18 Nisan 1999 seçimlerinden bugüne kadar geçen 2 yıllık süreyi Tür- kiye ekonomisi ve siyaseti açısından değerlendirerek krizin kritik bir evre- sinin yaşandığı bugünlerde bir bilanço fırsatının ortaya çıktığını söyledi. Iktidann son 2 yılındaki olumsuz- lukları geçmiş 10 yıla yayma ihtiyacı içinde olduğunu kaydeden CHP lideri. bunun doğru, ancak eksik bir saptama olduğunu söyledi. Baykal, "Asıl 15 yıl esas almmahdır. Türkhe bu dönemde hayali ihracatlaria başlayan yoğun bir yolsuzluk sürecine girmiştir'' diye ko- nuştu. 'Kimin borcunu ödüyoruz' Yolsuzluklar konusunda zihinlerin tümüyle aydınlatılması gerektiğini vur- gulayan CHP lideri, şöyle konuştu: "Ben CHP Genel Başkanı olarak değfl, bir yurttaş olarak, kimler kamu ban- kalanndan 1 müYon doiaruı üzerinde borçabiuşlardırvegeriödemenıişlerdir, öğrenmekisnyorum. Bu sadecegerçek- lerinortayaçdanasmmöneminden kay- naklanmryor. Bu parayı yurttaşödüyor. Ben kimin borcunu ödediğimi öğren- mek istivorum." Devlet Bakanı Kemal Derviş tarafin- dan açıklanan ekonomik programın ek- sik olduğunu kaydeden Deniz Baykal, bunun ilan edilenlerce de ifade edildi- ğini belirtti. "Böyle program olmaz" diye konuşan Baykal, programa hâlâ dış destek gelmediğine dikkat çekti. Hükümetin yolsuzluklan örtbas etme tavnnın dış destek almasının önünde- ki en büyük engel olduğunu vurgula- yan Baykal, "Belki 2-3 gün sonra bir DGM savahğıkktianamesiyie hükümet üyekrinin sanık haline dönüştürülme- sini mümkün küacak birtabloortaya çı- kacak. Ama biz dış destek bekliyoruz anlayışı içinde gözlerimizi dışanya dik- miş, para bekliyor olacağız'' dedi. ÇÎZMEDEN YUKARI m.kartCg superonline.com.tr MUSAKART ;<TT/* l b>:— - Tansu Ciller: Önce Ihale Yasası değişmeli ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çfller, ekonomik bunalım kap- samında, tüm tasanlardan öncelikli olarak Devlet Ihale Yasası değişikliği- nin gündeme alınmasını istedi. Çiller, dün düzenlediği basın toplanüsında, Elekt- rik Piyasası Yasası ve Dö- ğalgaz Piyasası Yasası'na göre gelecek dönemde büyük ihaleler yapılaca- ğına dikkat çekti. Yalnız- ca enerji sektöründe bile gelecek 20 yıla ilişkin ya- tırım pazan, en düşük he- saplamayla 80 milyar do- lara ulaşıyor. Çiller, "Ön- cehM olarak thaie Yasa- sı'nın de atanmasmı zo- runhı görüyoruz" dedi. Değismezseniz değiştirirler' Başbakan Ecevit'e göre karamsar olmaya gerek yok: Program delinmedi FP'den ayrıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Istan- bul Milletveki- li Mukadder Başeğmez, "Değişmezse- niz, birfleri de- ğjştirir* diyerek FP'den istifa etti. Kapatılma davasıy- la ilgili süreçte sona yaklaşan FP yöneti- mi, partiden kopuşla- nn, ANAP lideri Yıl- maz'la görüşen Doğu kökenli milletvekille- rinden başlayacağını hesaplıyordu. Ancak ilk istifa, Istanbul Milletvekili Mukad- der Başeğmez'den geldi. Başeğmez, istifa ge- rekçesini anlatırken »Sjyasetvepartüerçı- kış aramak zo runda.Tophım- saldeğişimtale- binj görmezden geiemeyiz. Siz görmezseniz bi- rflerideğiştirir'' dedi. ANAP'a geçeceğine ilişkin söylentileri "Ben de- ğişunden söz ediyo- nun" diyerek redde- den Başeğmez. "Tay- yip Erdoğania birük- tenrihareketedeceğT sorusuna da "Hayff* yanıtını verdi. Başeğmez' in istifa- smm ardmdan Mec- lis'teki partilerin mil- letvekili sayılan şöye oluştu: DSP: 134, MHP: 126, FP: 101, ANAP: 89, DYP: 84, bağım- sız: 8, boş: 8. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Bülent Ecevit son Bakanlar Kurulu toplantısıyla il- gili haberlere tepki gösterirken "Ne program detindi ne de gerflim ortayaçıktL Butür sanal olumsuz- luldara kendimizi kaparmamab- yız. Her şey tozpembe değfl, ama karamsar olmaya da ge- rek yoktur" dedi. Ece- vit, Dünya Bankası Başkanı VVoffensohn un kendisine gönderdiği mektupta, "sorunlann çözümüne katla için yardım ve destek sagla- yacağı güvencesi \erdi- ğini'' bildirdi. Ecevit, partisinin dünkü grup toplantısın- da yaptığı konuşmada ekonomiyle ilgili konu- larda kamuoyunun aşın duyarlı olduğuna dikkat çekerek son Bakanlar Kurulu toplantısıyla il- gili basına sızan haber- ler konusunda şunlan söyledi: "Esnafla ilgili rahaüaücı haberlerin ardından.k5ylülerin,çjftçjfcrinso- runlan da uygarca tarüşıldı ve köy1ü-çiftçikesimini birölçüde tat- min edici kararlar oybiıüğiyle ahndı. Ne program deÛndi ne de gerflim ortaya çıkti. Ama görüş- meler basına yalanyanhşyansıtıl- dı. Hemen borsa düşüşe, dolar yükselişegeçti. Butür sanal olum- suzluldara kendimizi kapürma- mahyız. Bu konuda, özeüikle bası- na görev ve sorumluluk düşmek- tedir. tstikraru gdişme istiyorsak derecdendinnekuruhışlannm id- dialanndan fazia etkflenmeksizin işünize bakmahyız.'' Koray Aydın: Ayağı yerden kesildi MHP Derviş 'eyükJendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- MHP, KemalDerviş'e yöneük eleştiri- lerini sertleştiriyor. MHP'li Bayındır- lık ve Iskân Bakanı Koray Aydm, Der- viş'in daha dikkatli birüslup kullanma- sı gerektiğini belirterek "Bu, onun açı- smdan da bir mecburiyetnr" dedi. Koray Aydın, dün NTV'ye yaptığı açıklamada, Devlet Bakanı Derviş'e yönelik ağır eleştirilerde bulundu. Si- yasetin bir taknn oyunu olduğunu be- lirten Aydın, "Bu rakım oyunonu iyi oynayabflirseni/ başanh olursunuz. Oyle kişilere güç vehmederek onlar- dan sihirü formüller beklerseniz hjçinr şey elde edemezsiniz. Kafamzı gider duvara tosiarsınız'' dedi. -Siyasetin keufi içinde bk nezakeü, üslubu vardn: Ashnda kendimi onun yerinekoyuyorum. Bunu da doğal kar- şıkyorum. Bu kadar övgü sonrası ldş> niaayağnBn yerden kesflmemesi müm- kün değfldir. Onun bu konuda daha tutartu arkadaşlanna değer verks bir üslupia yaktasması onun açısından bir mecburiyettir'' dedi. Aydın, Kemal Derviş'in bir an önce bir siyasi parti- ye girmesi gerektiğini belirterek eleş- tirilerini şöyle sürdürdü: "Şu andaki tavur ve davTaıuşlar Saym Derviş'i hü- kümetin 4. ortagı konumuna sokmak- tadır. Bu doğru değadfc.* IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@ doruk.net.tr Türkiye'nin sökeş söke yönel- diği (yöneltiidiği) büyük ve köklü değişimin daha ilk adımlan, bu sürecin ne kadar sancılı geçe- ceğinin habercisi. Merkez Bankası Yasası'nın değiştirilmesine ilişkin tasannın TBMM Komisyonu'ndaki görüş- melerinde iktidarla muhalefetin "domuz topu" gıbi kenetlenme- si; DoğalgazYasaTasansı, Mec- lis Genel Kurulu'nda ele alındığı sırada milletvekillerinin döktür- düğü inciter mizaha dökülmeye- cek, geçiştirilmeyecek kadar ciddi bir sosyal ve siyasal çeliş- kinin yansıması. Kestirmeden söyleyelim: Artık "Derviş Vasa/an"nın kaç günde çıkacağını, çıkıp çıkmayacağını tartışmıyoruz. Tartışma bu yasa tasarılannın TBMM'den ne ka- dar sünnetlenip, ne kadar ezilip büzülüp çıkacagı ve hatta çıkıp çıkmayacağı noktasına gelip da- yandı. Derviş yasalarının içeriği- ni, gereğini, olası sonuçlannı bu yazıda tartışmayacağız. Ancak bu yasalann Türkiye siyasetinin kompozisyonunu değiştırecegi- ni şimdiden görmemek için kör Veba ile Kolera Arasında... olmak gerek. Tütün, şekerpancarı, pamuk, tahıl, fındık, çay üreticisine Zira- at Bankası'nı kullanarakdestek- leme alımlarıyla kaynak aktara- mayan, eğer seçim yakınsa bu destek alımını dünya fiyatlarının da üstünde fiyatlarla yapmaktan geri kalmayan siyaset esnafının önemlice bir kesimi (özellikle Fa- zilet, DYP ve MHP'nin Orta, Do- ğu ve Güneydoğu Anadolulu milletvekilleri), bu düzenek ve olanak ellerinden alınınca yeni- den seçilmelerinin mucizelere kalacağını anlamayacak kadar ahmak değiller. Onlan siyaset dı- şı bırakacak yasa tasarılanna karşı canlannı dişlerine takarak çarpışmalan, her türlü engelle- me yöntemini gözlerini kırpma- dan uygulamalan doğal. Keza, Merkez Bankası ve Ha- zine'nin dizginlerinı ellennden bı- rakacak (ya da bırakmak zoaın- da kalacak) siyasi parti lider kad- rolannın, geceleri uykusuz kal- malan kaçınılmaz. Kamu kurum- lannda destekçilere parasal kay- nak, eşe dosta, delege takımına iş olanakları yaratmak, eninde sonunda Merkez Bankası ve Ha- zine'nin dizginlerinı elde tutmak- la mümkün. Oysa bu yasalar geçmeden uluslararası finans kurumlannın da, IMF'nin de, G-7'lerin de, Dünya Bankası'nın da kesenin ağzmı açmayacaklan hemen he- men bellı oldu. Bataktaki ekonominin çarkla- rının yeniden dönmesi içinse bu dış borç şınngası, olmazsa ol- maz koşul gibi görünüyor. Bu- yurun size eksiksiz bir kısırdön- gü. Döngünün kınlabilmesi için taraflardan birinin vazgeçmesi, yelkenleri suya indirmesi gerek. Verili durum, tuzu kuru Batı'nın karşısında bizim siyaset esnafı- nın hiçbir şansı olmadığını gös- terjyor. Ülkeyi bu hale getirmekte bi- nnci dereceden sorumlu ve suç- lu olan siyaset esnafına duyulan -haklı- öfke ve tepki, kamuoyu- nu, en azından kamuoyunun se- sini yükseltebilen, sesini duyura- bilen kesimi ile siyasetçileri kar- şı karşıya getiriyor. Kamuoyundan yükselen ses- ler, "Şu adamlara bakın. Hâlâ di- reniyor, hâlâ kısır siyasi manev- ralarla engellemeyapıyoriar" de- mekte. Gazetelerin başlıklan "Kemal Derviş'e bir gol daha" demekte. Burada siyasetçilerin suçlandığı birimaapaçıkortada. işte bu noktada çok ciddi bir demokrasi sorunu patlak veri- yor. Hem de çok çok ciddi, ola- sı sonuçlan pek pek yakıcı bir demokrasi sorunu. Cumhuriyetin kurucu ilkesi pek yalındır: Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur!.. llke buysaTBMM'nin üstünde herhangi bir erk merkezi yarat- mak doğrudan doğruya Cum- huriyetin temel ilkesi ile çeliş- mek, "seçilmişlerin üstûnlüğü" ve atanmışlann (teknokratlann, bürokratlann) seçilmişlere mut- lak bağlılığı ilkesini tepe taklak etmek demek. MGK üstüne tartışmalann za- ten süregeldiği bir Türkiye'de şimdi de Merkez Bankası, BD- DK, SPK, Hazine gibi siyasetçi- lerin etkilerinden arındınlmış erk merkezleri yaratılıyor. Gel gör ki "seçilmişlerin üs- tünlüğü" ilkesi, seçilmişlere ül- keyi berbat etmeleri, ülke kay- naklannı sefil ve soysuz siyasal çıkariar uğruna talan edip ve et- tirip, ekonomiyi dibe vurdurup, halkı derin bir yoksulluğun pen- çesine itme hakkı filan da vermi- yor. Oysa ülke siyasiler (yani seçil- mişler) eliyle berbat oldu, ülke kaynaklan on yıllardır sefil ve soysuz siyasal çıkariar uğruna talan edildi; ekonomi dibe vur- duruldu ve halk derin bir yoksul- luğun kucağına itildi. Yani geldik geldik, çözümü -eğer olanaksız değilse- pek zor bir demokrasi sorununda tıkan- dık. Bir çözüm üretemezsek ve- ba ile kolera arasında seçim yap- ma gereği ile karşı karşıya kala- cağız. Hatta kaldık bile... POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Ebruli Ölüm... Onlann öykülerini yıllardır dinliyordum... Genç kızlık düşleri kimi zaman Batman'da. kimi zaman Stverek'te boz bulanık akan ırmaklarda yitip gkjryordu... Yıllar önce Şanlıurfa'da karşılaştım onlarla, Li- ce'de kaıiı bir kış sabahında iç çekişierini gördüm; Fırat kıyısında, Dicle'nin karşı tepelerinde yaşamın derin çizgisinde karşılaştım... Kalabalık umutlann bitmeyen sevda gülüydü hep- si!.. Gözleri maviydi, griydi, karaydı... Saçlan san, siyah, kahverengi... Elleri kınalı!.. Bulutsuz ilkyaz gecelerinde sevda türküleri söy- lüyorlardı!.. Kimileri on beşinde, başlık parasıyla dedesi yaşın- daki erkeklere satılmış, kimileri Çukurova'da kıl ça- dırlarda kaçak düşlerin peşine takılmıştı... Örselenmiş söz yığınlannda koşuyordu onlar!.. Savrulan bir tozla boğulan ölümün kelebekleriy- diler!.. Tanıyorum hepsini!.. Fotoğraflanna baktıkça o acı gülümsemeyi görü- yorum, kuşatılmış kentlerin varoşlarında terk edil- mişliğin izlerini sürüyorum... Birinin adı Hanım, diğeıieri Türkan ve Supret... Biri on üç, ötekiler on beş ve on yedi yaşınday- dı... Cansız bedenleri Gebze yakınlarındaki bir ağacın altında bulundu... Onlan öldürenler. kardeşleri Şakir ve Burhan Ka- ya'ydı... Şakir konuşuyordu ağacın altında: . | "Ipiboğazınadoladım..." Burhan donuk donuk bakıyordu... ' t. Polis sordu: t. 'Nasıl doladın ipi boğazına..." Şakir, "Aha böyle" deyip Burhan'ın boğazına sar- dığı ipi iki eliyle çekiyordu... 0 sırada Burhan yere çömelmişti... Şakir devam etti: "Yere çömdü ve çektim..." Başını öne eğiyordu Şakir... Diyordu ki: "Oldürdükten sonra çokağladım. Ama öldütmek zorundaydım. Çünkü namusumuzu temizlemekge- rekirdi. Bu görev de bize verildi..." • • • Hanım, Türkan ve Supret!.. • Üçü de çocuk yaştaydılar!.. Üçünü de ağabeyleri öldürdü!.. öyküleri diğerlerininki gibi bitiyordu: , <. • "Namusumuzu temizledik!.." İlkyaz sürgün veriyordu!.. Gökyüzü mavi bir kuşatma altındaydı!.. Birden yıllar önceye döndüm... Sisli bir Diyarbakır akşamında on dört yaşındaki Necla Akdeniz'in öldürülüşünü anımsadım... Diyarbakır'dan Harran Ovası'na indim, Şanlıur- fa'da Hacer'in, Hatice'nin, Sevda'nın, Rabia'nın öyküsünü dinledim... Hatice sinemanın önünde, Rabia traktörün attm- da ölü olarak bulunmuştu... Sevda, Süleymaniye Meydanı'nda; Hacer, köhne bir Urfa evinde!.. Bir yerlerde birileri konuşuyordu, dar odaiarda hüzün çiçekleri açıyordu... Umutlar paramparçaydı!.. ' ' " Sevişmeler ise yabanıl!.. Sonsuzluğun acısıyla uyanıyorduk paslı sabahlar- da!.. Nedense çocuklarla, kuşlaria, ağaçlarla, umut çi- çekleriyte, ırmaklaria uyanmak istemiyorduk!.. Gölgeler bahçesinde yıkanan rüzgâr, bunca acı- nın üzerinde esmeyi sürdürüyordu... ölümlerdi bizi bir bilinmeyene, karanlık ormanla- ra, yıldızsız göklere taşıyan; alevlerdi düşlerimizi ka- vuruptaşyüreklerimizdefilizlenenaşkıyasaklayan!.. İki genç, üç kız kardeşini, boğazını iple sanp öl- dürürken kıllan bile kıpırdamamıştı... M^lis'te bu konuda 'çrt' çıkmamış, 2001 Türki- yesi'nin çağdışı görüntüleri hiç mi hiç tepki gör- memişti... Kemal Derviş'in kısa şortunu eleştiren düşünce, üç genç kız çocuğunun kaçak düşlerine aynı man- tıkla karşı çıkıyordu!.. Çaresizliğin içindeydik... ; j , Çaresizlik birkaç cümle miydi: "Zamana yakalandım körpecik ve ölürken, tûrkü- nü söyledimse de denizler gibi zincirterımle..." ••• Onlan tanıyorum ben!.. Gediz Ovası'nda üzüm bağlarından; Karade- niz'de fındık bahçelerinden; Dıyarbakır'ın Seyran- tepe semtindeki Aziziye Mahallesi'nden... Istanbul'da, Ankara'da, Izmir'de hep gördüm onlan!.. Kaçak düşleri kovalıyorlardı, yangın yerierinde katran gözyaşlannı akıtıyorlardı... Haydi bana, arbn benekli fundalıklarda pusuya düşürülen karaca yavrusunu, delik deşik yürekler- de pası, küfü, çürümeyi anlatın şimdi! Ölümün ebruli ipliğini anlattığınız gibi!.. hikmetcetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya ALACA BİR OFKE Alaca .Ofke Ey benim aydınhk günleri bekleyenTûrkiyem!.. Ey benim ölüme alkış tutan halkım!.. Ey benim şafağın yolunu açan suskun akşamlann hûznünü yaşam biçımi sanan insanım!.. Ey benim özgürlûkleri Erbakan Hoca'nın takkesinde arayan romantik aydınım!.. Çag Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334)Cağaloğtu-lstanbul Tei: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle