19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 2001 CUMA F TtPİ EYLEMLERİ DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEIN 'Hasta Adam' Horfladı Bülent Ecevrt ABD Başkanı'na mektup yazıp acil destek istemiş. Bunun Türkçe açıklaması, "Etme eyleme, n'olurbize birazpara ver!"ö\r. Türkiye, oradan buradan para isteyen bir ülke durumuna düşürülmüştür. Üstelik parayı verecek olanlann yanıtı da açıktır: - Size inanılmaz; söz verir yapmazsınız. Önce söylediklerimizi yapı n, parayı gıdım gıdım veririz. Onursuz politikacı borç para ile avanta dağıt- mayı, talana göz yurnmayı, kimi zaman ortak ol- mayı yıllar yılı güç ve iktidar olarak görmüş, son- ra da fatura kendisine kesildiğinde, buna büyük pjşkinlikle karşı çıkrnıştır. Ama gerçek artık sırıtmaktadır. Artık herkes görmektedir ki bu politikacılar ile bu ülke yürümeyecektir. Artık herkes boş milli- yetçilikşişinmelerinin ardında, gerçek bir yurtse- verlik ve kıskançlıkla korunan bağımsızlığı kay- betmeme tutkusu değil, kendi kadrolannı devle- te yerleştirme hesabı yatmakta olduğunu gör- mektedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim durum- dan nasıl çıkılacağını düşünmesi gerekenler, Tar- kan'ın cinsel tercihleriyle meşgul olarak "son de- recede sonımlu, yurtsever!" görüntüler sergile- mektedirler. Devri iktidarlannda çöküşü hazırlamış olan la- iklîk karşrtı, Arap uşağı hacı fışfış takımı ise çar- naçar bakan yapılmış olan Kemal Derviş'e Mr. diyerek güya yurtseverlik taslamaktadır. Bu görüntü ortasında, geçmiş yüzyılın 'Hasta Adamı' yeniden hortlatılmıştır. • • • Birçok ülkede, eskiden Osmanlı için kullanılmış olan Hasta Adam deyimi, şimdi Türkiye Cumhu- riyeti için kullanılıyorsa eğer, kerizden kerize, kriz- den krize savrulan bir ülke için bu deyimi kulla- nanlara değil Türkiye'yi kriz ülkesi haline getiren yerii kerizlerle, onlan oraya getirenlere kızmak gerekir. Bizi bu hale elin oğlu getirmedi ki, ona kızalım. Üstelik Türkiye hakkında, hiç hoşumuzag'ıtme- yen gerçekleri söyleyenler, kimilerinin sandığı gi- bi, ülkemize düşman falan da değiller. Hatta ki- milerinin ülkemize büyük bir sevecenlikle yaklaş- tıklannı söylemek de mümkün. Örnegin geçen- lerde Hürriyet gazetesinde yazdıklanndan alıntı- lar yapılmış olan Fransız Liberation'un yazarla- nndan Marc Semo böyle biri. Semo'nun Istanbul'a hayranlığına bizzattanık oldum. Yine onun geçmişte Türkiye ile ilgili kimi yonjmlannı fazla iyimser bulduğumu belirttim. Şimdi aynı Semo, bir iflastan söz ediyorsa bi- ze düşmanlık göstermekten çok, bir gazeteci olarak nesnel bir tespitte bulunmaya çalışıyor demektir. Ama, yabancı da hatalar yapıyor, Ayrupa'rper- kezci ve şabloncu tavır, onları da yanlış yorum- lara sürükleyebiliyor. . ...:, . . ., • • • Ülkemize sık sık gelen, birçok çevre ile görü- şen Semo da aynı yanlışa düşmüş, ülkenin ne- fesinin kesilmesini, Atatürk'ün otoriter modeli- ne bağlamış. Türkiye Atatürk'ün otoriter modeli ile aralann- da ekonomi ve sanayileşme de olduğu halde bir- çok alanda mucizeler yarattı. Ama 51 yıldır, Türkiye'de Atatürk'ün temel dü- şüncelerine karşı olanlar iktidardadıriar. Osmanlı borçlannı ödeyen, enflasyon tanıma- yan, bütçesi denk bir Türkiye devralanlar, üret- meden üremeyi ve tüketmeyi, avanta ve lavan- ta ile talan sistemini demokrasi diye takdim ede- rek ülkeyi bugüniere getirenlerdir. Genç Türkiye Cumhuriyeti'ni Hasta Adam'a dönüştüren Atatürk modeli değil, onun karşısın- da olan, onu kemiren politikacılardır. Ve aydınlanma karşıtlıkları, laiklik düşmanlıkla- n, tarikatçıiıklanyla bu güruh, Atatürk modeiinden daha demokrat da değildir. Demokrasiyi, taaa bundan elli yıl kadar önce "Odunu bile aday göstersem, seçtiririm " diye şi- şinenler ile benzerlerinin lider suttası altında, li- derin atadığını onaylayan seçimlerin muntaza- man yapılmasına indirgemek büyük bir yanlıştır. Türkiye'deki bunalımın yalnızca ekonomik ol- madığını, elli yılın birikimiyle bütün alanlan kap- sadığını herkes biliyor. Şimdi bütün sorun, Hasta Adam'ın illetinedoğ- ru teşhis koymaktır. Konacak teşhis ne olursa olsun, bûgünkü ik- tidaria çözüme varmak mümkün olmayacaktır. Ama, iktidariar ebedi de değillerdir. 'Hayata Dönüş' operasyonu Askerlerin silalılarc için inceleme kararı tstanbol Haber Ser- visi - Bayrampaşa Ce- zaevi'nde 12 tutuklu- nun ölümüyle sonuçla- nan 'Hayata Dönüş' operasyonuna katılan askeri personele ait si- lahlar, incelenmek ûzere Eyüp Cumhuri- yet Savcıhğı'na teslim edildi. Cezaevinde 12 tu- tukJunun yaşarrunı yi- tirmesine ilişkin adli soruşturmayı yürüten Eyüp Cumhuriyet Başsavcıhğı 'Hayata Dönüş' operasyonuna katılan askeri persone- lin silahlannın incelen- mesine karar verdi. Bunun üzerine Bay- rampaşa Cezaevi Ko- ruma Taburu'ndan 28 adet G-3 piyade tüfe- ği, Halkalı Jandarma Komanda Tabu- ru'ndan da 1 adet Ka- nas marka tüfek ile 1 adet M-16 ve 30 adet G-3 piyade tüfeği ka- saların içinde başsav- cılığa teslim edildi. Si- lahlann Adli Tıp Ku- rumu'na gönderilerek balistik incelemelerin yapılacağı bildirildi. Eyüp Cumhuriyet Başsavcıhğı, Bayram- paşa Cezaevi'nde 12 tutuklunun hayatını kaybettiği direnişle il- gili olarak yürüttüğü diğer soruşturma so- nucu 167 tutuklu hak- kında 'Cezaevi idaresi- ne karşı isyan çıkar- mak' suçundan 5'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açmıştı. Olüm orucu eylemlerinde 14 kişi yaşamını yitirmesine karşın Bakan Türk pazarlık yapılmayacağını açıkladı Bakan'm Nicdanı' rahat Yapabileceği her şeyi vaptığmı sövleyen Türk, hiç kimsenin kendilerinden ter»r örgürkriy- le pazarlık yapmalannı bekle- memesi gerektiğui savundu. ANKARA (CıımhuriyetBü- rosu) - Açlık grevi ve ölüm orucu eyleminde 14 kişi yaşa- mını yitirirken Adalet Bakanı HikmetSami Türk, kendisinin vıcdanen rahat olduğunu söy- ledi. Hiç kimsenin kendilerin- den eylemcilerle "pazarhk" yapmasım, müzakereye gir- mesini beklememesi gerekti- ğini savunan Türk, "Bu ölüm- lere son verilmelidir. Daha faz- la geç ohnadan hemen bu ey- lem bırakümalıdır'' dedi. Türk, tçişleri Bakanı Sadettin Tan- tan ile görüs aynhğına düştük- len TMY'nin 16. maddesi ko- nusunda uzlaşma sağlandığı- nı, Başbakan Büknt Ecevit ve bazı bakanlann tasanyı imza- ladığını bildirdi. Adalet Bakanı Türk, akşam • Adalet ve tçişleri bakanlan arasında krize dönüşen Terörle Mücadele Yasası'nın 16. maddesinde uzlaşma sağlandı. Güvenlik gerekçesiyle düzenlemeye sıcak bakmayan Içişleri Bakanı Tantan da tasanyı imzaladı. Türk, düzenlemeyle tutuklu ve hükümlülerin ortak kullanım alanlanna çıkabileceğini belirtirken düzenlemede getirilen 'güvenlik bakımından tehlike yaratmadığı ölçüde' koşulu dikkat çekti. saatlerinde düzenlediği basın toplantısında, cezaevlerine iliş- kin yasa tasanlan hakkındabil- gi verdi. Tartışmalann odağın- daki TMY'nin 16. maddesinin tutuklu ve hükümlülerin iletişi- mini engelleyen 2. ve 3. fikra- sıru degiştiren tasanda dün uz- laşma sağlandığını bildiren Türk, kısa sürede imzalann ta- mamlanarak tasannın Meclis'e gönderilip yasalaşacağını um- duğunu söyledi. Türk, yeni dü- zenlemenin F tipi cezaevlerin- de tutuklu ve hükümlülerin bir araya gelmelerine ve açık gö- rüş yapmalanna olanak sağla- yacağını söyledi. 'Devlet pazartık yapmaz' Adalet Bakanı, 597 tutuklu ve hükümlünün açlık grevin- de, 211 kişinin ise ölüm oru- cunda olduğunu bildirdi. Türk, bunlardan 439'unun F tipinde bulunduğunu kaydetti. Eylem- lerin cezaevinden çıkarak "ka- mu düzenini" sarsmaya dönük olduğunu savunan Türk, "Tür- kiye'de dddi bir sorun vardır. Çözülmesi gereidr" dedi. Gazetecilerin tasanlann 19 Aralık 2000 'den önce hazırlan- dığını anımsatarak, daha önce- ki çalışmalann akıbetine uğra- yacağı kaygısını dile getirme- leri üzerine Türk, "Sanıyorum ki bu aşamada arük gerikme obnayacak.Ancak örgütierba- zıarkadaşlannı kurban olarak seçmiştir'' dedi. Bir gazeteci- nin ombudsmanlık tartışmala- n, Medeni Yasa tasansı görüş- melerinde olduğu gibi tasanla- nn yasalaşmaması durumun- da vicdani sorumluluk hisse- derek istifa etmeyi düşünüp düşünmeyeceğine ilişkin soru- F tipi eyleminde 183. gune girildi 100 kişi ölümle yaşam arasında • Ölüm orucu dırenişçilerinden bilinçleri açık olanlar tedavıyi kabul etmezken sağlık durumu ağırlaşan tutu_«du ve hükümlüler için Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitirr ve Araştırma Hastanesi'nde özel bir bölüm aynldı|ı bildirildi. tstanbul Haber Servisi - F ti- pi cezaevlerinic kapatılması, tecridin kaldınlması istemleriy- le tutuklu ve hükümlülerin sür- dürdüğü ölüm zrucu eylemi 183. gününe gircÜ. Eylemde ha- yatını kaybedenlenn sayısı 14'e yükselirken 100"?yakıneylem- cinin sağlık dunnnunun ağır ol- duğu öğrenildi. Olüm orucu direnişçilerin- den bilinçleri açıx olanlar teda- viyi kabul etmiyoc Bilinci ka- pananlara teda\T uygulanırken sağlık uzmanlan bihnçsiz teda- vinin kalıcı sakatlıklara neden olabilecegini belırttiler. Istanbul'da durumu körüle- şen ölüm orucu eylemcileri, Bayrampaşa Cezaevi Hasta- nesi, Haseki, B;ıkırköy Dev- let, Şişli Etfal, Kartal Devlet hastanelerine ssvk ediliyor. Şişli Etfal Hastaaesi'ne kaldı- nlan eylemcilerden Sema Türkdoğan, Servet Paksoy, Zehra Kurtay, Gülten En- gin'ın durumlaruM algılaya- maz durumda olduklan, Yıl- dız Gemkioğlu. Zevnep An- kan, Gülay Ka* ı ak'm tedavi kabul etmediği. Ümh Şahin- göz'ün durumurun ağır oldu- ğu bildirildi. Fatma Acunb», Sevgi Tagaç, Ganime Bozlu, Ecevit Şanh, Düzgün Zengin, Meral Şahin, Nebahat Aslan'n Haseki Has- tanesi'nde olduğj belirtiliyor. Hastanede özd bölüm Gebze SSK Lastanesi'nde bulunan Şadıman Mutlu ve Bedia Ergin'in bılınçlerini yi- tirdikleri ve müdahale edildi- ği öğrenildi. ÖİÜ3» orucu eyle- mi nedeniyle sağlık durumu ağırlaşan tutuklu ve hükümlü- ler için Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştrtna Hastane- si'nde özel bir bölüm aynldı- ğı bildirildi. Alınacı bilgiye gö- re, hastane bahçesinde bulu- nan Organ Nakli ve Hemodi- yalız Merkezi'nin 2. katmın tamamı, ölüm orucu nedeniy- le hastaneye kalduılan tutuklu ve hükümlülere aynldı. Sağlık Emekçileri Sendika- sı Anadolu Şubesi'nden yapı- lan açıklamada, ölüm orucu bitirilse bile tutuklu ve hüküm- lülerin hayati sakatlıklarla kar- şı karşıya kalacaklan belirtil- di. Hastanelerde 100'e yakm insanm tehlike sınınnda oldu- ğu kaydedilen açıklamada. "Bizler insan sağtağmı koru- makla yükümlü sağlıkemekçi- leri olarak yeni ölümlere ve sa- kathklara tanıkhk etmek iste- miyoruz'' denildi. Yıldız toprağa veriliyor Ankara Numune Hastane- si'nde önceki gün eyleminin 181. gününde yaşamını yitiren EnderCan Yıkhz, bugün lstan- bul'da Sangazi Mezarlığı'nda toprağa verilecek. İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN .mwvmnrTmtit0N<mi suna Türk, "Türkiye Cumhu- riyeti'nin Adalet Bakanıolarak yapabileceğim her şeyi yapb- ğmı kanaatmdeyim. Hiç künse bizden F tipini nasıl kapaonz veya koğuş sistemine nasıl geçe- rizi tarbsmayı beklemesin. Geçmişte bu hata yapıldı. Eğer bu hatayi bir kez daha yapar- sak cezaev leri sorunu bir daha çözülemez" yamruu verdi. 'Destek verin' çağnsı Türk, hiç kimsenin kendile- rinden terör örgütleriylepazar- lık ve müzakere yapmalannı beklememesi gerektiğini be- lirtti. Türk, ailelere ve sivil top- lum örgütlerine çağnda bulu- narak "Bu ölümlere son verü- mebdir. Herkes bu konuda bize destek vermeüdir. Daha fazla geç ohnadan hemen bu ey- lem bırakılmalıdır" dedi. îzleme Kurullan'na ilişkin tasanyla cezaevle- rinin sivil toplum örgüt- lerine açılmasının öngö- rüldüğü anımsatılarak, birçok örgütün F tipine karşıtlığı nedeniyle hak- kmda soruşturma açıldı- ğınm belirtilmesi üzerine Türk, yargıya intikal eden konularda yorum yapa- mayacağını söyledi. Türk, Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede, ta- sanlar ve cezaevlerindeki eylemler hakkında Se- zer'e bilgi verdiğini söy- ledi. Türk, bir soru üzeri- ne, eylemler nedeniyle sakat kalanlann yasal ko- şullan taşımalan duru- munda Sezer tarafuıdan affedilebileceklerinı söy- ledi. Türk, Başbakanhk'a giderek Başbakan Ece- vit'le de görüştü. Sezer kavgüı Cumhurbaşkanı Sezer. TBMM Insan Haklan Komisyonu Başkanı Hö- seyin Akgül ile de görü- şerek bilgi aldı. Sezer'in kabulde, eylemleri kay- gıyla izlediğini söylediği bildirilirken sorunun bir an önce çözühnesini iste- diği kaydedildi. Sezer, tu- tuklu ve hükümlülerin can güvenliği ve sağlığı- nnı devletin sorumluluğu altında olduğunu vur- guladı. StVİL TOPLUM ÖRGÜTLERMN EYLEMİN SONA ERDİRİLMESİYÖNÜNDEKİ ÇAĞRflARI SÜBÜYOR Hükümet ölümlere karşı duyarsız tSTANBUL/ANKARA (Cumhurijet)- Cezaevlerinde ölüm orucunda olan tutuklu ve hükümlülerden her gün yeni bir ölüm haberi gelirken sivil toplum kuruluşlan dün de hü- kümete "duyarhlık" ve "çö- züm'' çağnlannı sürdürdü. Istanbul'da Beyazıt Meyda- nı'nda gösteri yapan çeşitli üniversitelerden bir grup öğ- renci, hükümetin ekonomik politikalaruu ve cezaevlerinde süren ölüm orucu eyleminde sessiz kahşmı protesto etti. İn- san Haklan Derneği Istanbul Şubesi üyeleri ve tutuklu ya- kınlan da dün dernek binası önünde "sij'ah-sessiz'' oturma eylemi yaptılar. Ankara'da ise Eğitim-Sen ODTÜ Temsilciliği ve OD- TÜ'lü öğrenciler, kafeteryada yapnklan toplantıda, ölürnle- rin durduruhnası için gerekli düzenlemenin yapümasını is- tediler. ÇYDD Genel Başkanı Tûr- kân Saylan, dün yaptığı yazılı açıklamada, "tnsanlar birbiri ardına ölürken ne onlara bu emriverenfcr nedebu insanlar- dan sonımlu Adalet Bakanhğı bir şey yapmaktadır" dedi. CHP Parti Meclisi toplantı- sında konuya değinen Deniz Baykal da ölüm orucu ayıbını bütün toplumun yaşadığını, an- cak hükümetin son derece ra- hat olduğunu söyledi. Prof. Dr. Okan Akhan, Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin Ak- soy, Prof. Dr. Sina Akşin ve Prof. Dr. Şafak Alpay'ın yaptı- ğı ortak açıklamada, cezaevle- rindeki insanlık ayıbuıın ver- diği utancın dayanıhnaz boyut- lara ulaştığına işaret edildi. Pir Sultan Abdal, 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başka- nı Murtaza Demir, eyleme ka- yıtsız kalmanın insanlann ölü- müne seyirci olmakla aynı şey olduğuna dikkat çekerek Ba- kan Türk'e, "Lütfen yaşam gi- bi kutsal bir gerçek karşısında hiçbir hükmü ohnayan gerek- çeJermizi artık bir yana koyu- nuz. Kendinizi ve vicdamnızı dmlevin'' diye seslendi. Birleşik Metal-Iş Sendikası, Yeni Emek-Iş Sendikası, îs- tanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Baş- kanlan tarafından yapılan açıklamalarda da sorunun çö- zümü için hükümetin adım at- ması istendi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, F tipi cezae/lerinin insan haklanna, hukukun temel ilkele- rine, uluslararası cezaevi ölçüle- rine aykın olduğunu hepimizden iyi biliyor. Bunu bı ÖKJİ için 32 ki- şinin ölümüne neCen olan "ope- rasyon "un ardıncan gerekli ya- sal düzenlemele'inı yapılacağı sözünü vermişti. Aradan dört ay geçti, bugüne kadar, o günden sonra 13 insan oatıa cezaevle- rinde yaşamını yrfardt. Bakanlığın kılı kıpırdamadı. Ölüm sayısı arbkça, toplum- daki duyaıiılık gel-şt kçe, Adalet Bakanı lütfen baz adımlar atıla- bileceğini söylüycr. Bugüne ka- dar "Gidin onlara söyfeyin, ölüm orucunu bıtirsınle-' demenin dı- şında hiçbir girişinde bulunma- dı. Şimdi gazeterilerin sorusu üzerine, "Terörle Mücadele Ya- sası'nın 16. maddesinin değiş- tirilmesi için bir uzfaşma oluyor" diyor. Neredeydin Dugüne kadar demek bile gelmiyor içimden. Yıne Adalet BakErn'nın açıkla- masına göre, bu değişiklik ko- nusunda da komısyonda uzlaş- însan Yaşamını Hiçe Saymak ma olamamış. Bu arada gazete- ciler, bazı idari önlemlerle tecri- de son verilmesinin mümkün ol- duğunu söyleyen Yücel Say- man'ın sözlerini hatırlatıyorlar, cevap yine ilginç: "Yasal deği- şiklik olmadan olmaz." Peki, ya- sal değişiklik ne halde, diye so- ruyorsunuz, "Komisyonda tıkan- dı" cevabını veriyor. Öncelikle şu konuya dikkat çekmekte yarar var: TMY'nin 16. maddesinin değişmesi, tek ba- şına ölüm orucunu sürdürenlerin orucu bırakmalanna yetmez. Çünkü onlann talepleri bu deği- şiklikle sınııiı değil. Üstelik talep- lerin birçoğu idari tedbirjerle dü- zeltilebilecek şeyler. Örneğin, hasta ve kendine bakamayacak olanlann bırakılması. Bu konuda şimdiye kadar hiçbir gayret gös- terilmedi. Ailelere kötü muame- leye son verilmesi, aramalann in- sani bir şekilde yapılması konu- sunda da bir ilerleme yok. "Üç- lü Protokol" adı verilen ve huku- kun birçok ilkesini zedeleyen uy- gulamaya da son verilmiyor. Adalet Bakanı'nın dünkü açık- lamalanndan, "ölüm oruçlan'nm bitirilmesi konusunda ciddi bir çaba ve niyet olmadığı ortaya çı- kıyor. Çünkü tutuklular, gün bo- yu kendi iradeleriyle kullanabile- cekleri ortak mekânlar istiyorlar. Adalet Bakanı ise haien F tipi cezaevlerinin tüzüğünde yer alan, "iyihalli tutuklulann" dilek- çe ile gidebilecekleri işliklerle sı- nırlı bir değişimi öngörüyor. Bu- nu tutuklu ve mahkûmlar, başın- dan beri bir çözüm olarak gör- mediklerini belirtiyorlar. Bu ne- denle şimdi gündeme gelen de- ğişikliklerin, içeridekilerin talep- lerine cevap olamayacağı görü- lüyor. Çünkü bütün bu değişik- likler, tecrft ve izolasyonu orta- dan kaldıracak hedefleri içermi- yor. Bu arada insanlar ölüyor, gençlerölüyor. Buna rağmen bu ölümleri durduracak değişiklikler konusunda ciddi hiçbir çaba gö- rülmüyor. Böyle bir ülke, dünya- nın hangi köşesinde kaldı aca- ba? Ölüme bu kadar duyarsız bir yönetim mantığı kaç ülke yöne- timinde kaldı? 1960'ların, 1970'lerin komünizm düşmanlı- ğı, sol düşmanlığıyla prim yapan kafalar, değişen bu dünyada hâ- lâ Türkiye'nin kaderine egemen durumdalar. İnsanlar ölüm oru- cunda yaşamlannı yitiriyorlar; daha önce cinayetten yargılan- mışlar, "gebersinler" diyerek bu ölümlerden mutluluk duydukla- nnı belirtmekten geri kalmıyor- lar. Sonra hep beraber bu ülke- de neden ekonomik kriz var di- ye birbirimize soruyoruz. Neden herkesle kavgalı oldu- ğumuz üzerine yorumlar yapıyo- ruz. Kendi yurttaşına "gebersin" diyen bir anlayış, komşusuyla, müttefikiyle kavga etmez mi! öiüm oruçlan bir kez daha ka- nrtlıyor ki bu ülke bir ölüm ülke- si haline getirildi. Bu ölüm ülke- sinde siyaset, ölüm üzerinden yapılıyor. İnsanlar ölüyor, buna çözüm üretecek siyasiler, bir du- yarsızlık içinde, "Aileleronlan ik- na etsin" diyebiliyorlar. Bu ölüm orucu başlayalı 6 ay olmuş. 6 ay- dır aileler perişan, çaresiz şekil- de çocuklannı ölümden kurtara- bilmenin yolunu anyoriar. Hangi anne, hangi baba, hangi kardeş, hangi eş, yakınının ölümünü is- ter? Ona sözünü geçireceğine inansa, makul birşey bulup söy- leyebilse, "Hemen bitir, ölme" diyecek. Bunu, konuştugum bü- tün ailelerden biliyorum. "Gebersin" diyenlerin ege- men olduğu bir ülkede, Adalet Bakanı'nı izliyorum. O da mı "ölsünler" diyor, doğrusu me- rak ediyorum. Çünkü her ko- nuşmamızda, "ölümlerden bü- yük üzüntü duyuyorum" diyor. Yaptıklarına, soruna yaklaşımı- na baktığımda, ölümlerden o- nun da sorumlu olduğunu dü- şünüyorum. Başbakan Ecevit: Devlet boyun eğmezANKARA (Cum- hnriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit ölüm oruçla- rını değerlendirirken "kendi arkadaşlanm ölüme zoriayanlann basköina devletin bo- yun eğmeyeceğtni" söyledi. Başbakan Ecevit, dün grup toplantısto- da cezaevlerinin ye- niden terör örgütleri- nin karargâhlan du- rumuna dönüştürül-. meyeceğini söyledi. Ecevit, "Baa terör örgürierinin fiderkti durunıundaki zaKm- ier,gencecikinsanlan z«taölümeyolhıyor- far" dedi. Hükümlü- lerin odalarda bann- dınlacağını ve "sağ- hkbkoşuOarda" yaşa- yacaklannı savunan Ecevit, "Gü\«nl^in sağlandığı F tipi ce- azCTİerinde, hüküm- Hiler ölçüler jçerisin- deegitsel,kühTirdet- kinliklenten >-ararla- nabileceklerdir. Dü- zenlemenin sağlana- bümesiiçin hükümlü- ler terör evlemlerine son vermelidir.Bu ko- nuda görev, enbaşta hükümlülerin aflcfe- rine düşmektedir" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle