19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYTA CUMHURİYET 20 NİSAN 2001 CUMA 10 DIŞ HABERLER [email protected] Mashadov'dan sahtau emri • MOSKOVA(AA)- Çeçen direnışçılerin lideri Aslan Mashadov 'un, Rus bırlıkJerine karşı saldınlann yoğunlaştınlması emri verdıği bildirildi. Interfaks'ın dün verdiği habere göre Mashadov, kendisine bağlı bir radyoda yaptığı konuşmada, "Çeçenistan'daki herkesın, Rus güçlerine karşı yanndan ıtibaren aktif saldın ve direnişe geçmesini, mısillemelerde bulunmasını" istedi. ABD-Çin teması sürecek • PEKİN(AA)-ABD ıle Çin arasında önceki gün askıya alınan ve ardından yeniden başlayan görüşmeJer sona erdi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jang Kiyue. taraflann görüşmelere devam etmeyi ve sonraki görüşmenin nasıl yapılacağını belirlemeyı kararlaştırdıklannı söyledi. Jang, taraflann temasta kalacağuu da söylerken görüşmede Çin F-8 savaş uçağı ve Amenkan EP-3 casus uçağının çarpışnıası konusundaki görüş aynlıldannın gıderilıp gidenlmediğine ılışkın bilgı venlmedı. Kosova'da Sınp göstepileri • ZVECAN(AA)- Kosova Bamş Gücü (KFOR) askerleri, Sırbistan sınınnda oluşturulan gümrûk noktalannı protesto içın bölgenin kuzeyindeki yollara barikat kuran Sırplan göz yaşartıcı bomba kullanarak dağıttı. KFOR bünyesindeki Fransız birlığınden Teğmen Francis Megerlin, Fransız askerlerinin taş atan Sırplara karşı göz yaşartıcı bomba kullandığını, bir Sırp'ın tutuklandığını kaydetti. Sırplar. Kosova'da oluşturulan "gümrük noktalannın" kendılenni Yugoslavya'dan koparmayı amaçladığını öne sürerek göstenler düzenliyorlar. Parlamento kendini \eshetti • SOFYA(AA)- Bulganstan'da 17 Haziran'da yapılacak genel seçımler dolayısıyla, parlamento dün kendini feshetti. Görev süresi sona eren 38'inci parlamentonun kapanışı dolayısıyla düzenlenen son oturumda konuşan Cumhurbaşkanı Petar Stoyanov, "Demokratikleşme süreci içinde ılk kez bu parlamento görev süresini eksiksiz olarak tamamlamayı başardı" dedi. Stoyanov, bu parlamentonun en büyük başansının AB ile ortakhk ve NATO ile işbirliği bildirilerini kabul etmesi oldlığunu belirtti. Kişi başına düşen ulusalgelir 21 bin 500dolar Singapur'un sırrı; Eğitim, sağlıkve turizm 3 milyon 163 bin % 77 Çınlı, % 14 Ma/ay, % 7.6 Hintii. Partamenter aemokrası ASYANIN BÜYÜLEYİCİ RENKLERİ (2) REŞATAKAR Bağımsızhğını 1965 yı- lında kazanan Singapur'un yüzölçümü, Kuzey Kıbns'ın 5'te bıri kadar. Yani toplam 646 kilometre kare. Kuzey Kıbns'ın yüzölçümü ise 3 bin 355 kilometre kare!.. Sin- gapur'un nüfusu 3 milyon 163 bin, Kuzey Kıbns'ın da 200 bin... Gerek Singapur'un, gerek- se Kıbns'ın uzun süre Ingiliz sö- mürge yönetiminde kaldığı- nı ve bağımsızlık sonrasında In- gilizlerden kalma bazı gelenek- lerin devam ettiğini dünkü ya- zımda vurgulamıştım... Singa- pur'un en büyük başansı, nüfu- sun yüzde 77'si Çinli olması- na karşın, ana lisan olarak In- gılizceyi kullanması... Taksi şoforünden, otel perso- neline, lokantacısından, maga- za işletmecisine kadar herkesln- gilızceyi "mükemmel konuşu- yor" Singapur'da... Iş yerlen- nin büyük bir kısmı haftada 7 gün çalışıyor. Turizmde, bankacılık sektö- rü ve elektronikte dünyanın dev- leriyle yanşır duruma gelme- nin sırn da eğitim ve çok çalış- madangeçiyor!. "BirSina- gapuriu günde en az 17 sa- at çahşmah" diyor ve kişi başına düşen 21 bin 500 do- larlık milli geliri daha da arttırmak için proje üstüne proje üretiyorlar. Singapur, Ingiltere ve ABD gibi eğitimden büyük paralar kazanabilmek için. üniversıteleri, özellikle ma- liye, muhasebe, ışletme alan- lannda öğrenci yetiştirenle- ri destekleyen icraatlara gi- riştı. Son zamanlarda "Dis- tancekarnmg'' (uzaktan eği- tim) uygulamasını başlata- rak yenı bir başanya imza at- tı. Bu sistem sayesinde Sin- gapur üniversitelerinde tam gün eğitim yapamayan ya- j r a n h c a l n r a (ikitt Singapıır'daJd kaphcalar ülkenin en bancılar,mektup,CDvete- *M*pUl,lUUrU UKUl bÇSkgeHr taynaJdanndan biri levizyon aracılığıyla iste- Dünyanın dört bir yanmdan on binlcrce kişi kaphcalan ziyaret ediyor. BİTTt dikleri dalda eğitim yapma ola- nağıru elde edebdıyorlar. Singa- pur vatandaşlan iyi bir eğitim gördükleri zaman, bunun mükâ- fatmı da yüksek maaşlı bir işe girerek alabiliyorlar! Yeterli eğitim almayan ve gelir düzeyi az olan vatandaşlar ise devlet ta- ranndan korunuyor. Devlet halka sahip çıkıyor Singapur sokaklannda evsiz insan göremiyorsanız, bunun nedeni, devletin halkına sahip çıkması ve özel olarak inşa et- tırilen 2 yatak odalı devlet ko- nutlannın dar gelirlilere ayda 15 dolara kiralanmasıdır. Mo- dern üniversiteleri sayesinde dünyanın birçok ülkesınden, öğ- renci çeken Singapur'un bir baş- ka özellıği de sağlık alanında- ki basanlandır. Sağlık denince, kuşkusuz akla sadece modern hastaneler gelmiyor... Sağiıklı yaşamak, güzelleş- mek ve agnlanndan kurtulmak isteyenler için adanın her tara- finda hizmet veren "Spa" (kap- lıca) sağlık ve güzellik merkez- leri büyük ilgi görüyor. Zengin Çinliler bu merkezlere akın ede- rek hem fazla kilolardan ann- maya hem de vücut agnlanndan kurtulamaya çalışıyorlar... Son yülarda ABD baştaolmak üzere dünyanın birçok yerinden de onbinlerce kişi, Singapur'da- ki Spa Sağlık Merkezleri'ne bü- yük ilgi göstermeye başladı. Geçen günlerde gerçekleştiri- len PATA Travel Mart turizm fu- anna katılanlann yüzde 50'sinin sadece sağlıkmerkezleriyle ilgi- lenmesi, bu alandaki başarının büyüklüğünü kanıtlamaya yeti- yor. Toplam 49 ülkeden 286 tur ve seyahat acentesinin ka- tıldığı fûarda sağlık merkez- lerine gösterilen ilgi, Singa- purlu turizm yetkililerini bi- İeşaşırttı. Geçenyıl 7milyon700bin turist ağırlayarak 6.5 milyar dolar gelir sağlayan Singa- _ | pur'un Spa sağlık merkezle- ri sayesinde daha büyük ba- şanlara imza atacağına kesin gözüyle bakılıyor. Spa merkezlennde duş, yüz- me, jakuzı ve mikroplardan ann- dınlmış, özel havalandırmalı odalarda dinlendikten sonra di- lediğiniz türde masaj yapttra- bilirsiniz... Yüz ve vücut güzelliği, baş, boyun, sut, bel ve ayak agnla- nndan tutun, stresten annmaya kadar, dilediğiniz türde masaj için seçme hakkınızı kullana- bilirsiniz. Kaliteli bir yerde yak- laşık 80 ABD Dolar'ından ba$- layan masaj türleri 500 dolara kadar çıkabiliyor. Türklere vize yok Singapur, elektronık eşya ve konfeksiyon sanşlanyla, deniz- cilikten de büyük paralar kaza- nıyor. Birbaşka kazancı da Çan- gi Havaalanı'nın gelirleri! Yılda 25 milyon yolcuya hiz- met veTen Çangi Havaala- m'nın orkide bahçeleriyle çevrili terminal binasmda transit yolcu olarak 2 saat- lık bir zaman harcamak da- hi insanı mutlu ediyor... Türklerden vize istemeyen Singapur'da taksı ve yiyecek fiyatlan çok ucuz. Sigara, içki ve lüks araç ise Türki- ye'ye göre daha pahalı! "Yeni Asya* sloganı ile tu- rizmde büyük başanlara im- za atan Singapur'u ve "Ger- çekAsya" sloganı ile ekono- mik knzden kurtulmayı ba- şaran Malezya'ya gidrerse- nız, yemeklerdekı acının do- zuna dikkat ediniz! BIÇAK SIRH EROL MANİSALI İşbirliği Başka İşbirlikçi'lik Başka Türkiye bugün dışa bağımlı hale ge- tirilmiştir. ABD ve ÂB'nin ekonomik, mali ve siyasal güç odaklan Türki- ye'nin hem iç hem de dış işlerini yön- lendirmektedir. İç siyasal ve ekonomik "dengesiz- likler" bu sonucu doğuran esas ne- denlerdir. Olaylara bakalım: 1) Türkiye uluslararası sermaye odaklarına tamamen bağımlı duru- ma getirilmiştir. Kemal Derviş açık- ça itiraf ediyor; "Kısa sürede büyük dış kaynak bulamaz isek yann çok daha kötü duruma düşeceğiz" diyor. Yani Türkiye'nin kaderi dışardaki güç odaklarının "insafına ve takdiri- ne" terkedilmiştir. Bunu en yetkili şa- hıs söylüyor. 2) Hükümetin uygulamalan sonu- cu Türkiye, dış odaklann siyasal gü- dümüne girmiştir. Bir yandan dışar- da hazırlanan reçetelerin uygulan- ması, öte yandan AB'nin Türkiye'yi oyalama politikalanna bile bile göz yumulması, - Hem Türkiye'yi uluslararası ser- maye odaklanna bağımlı hale getir- miş, - Hem de ülkeyi AB'nin güdümü- ne sokmuştur. Türkiye yavaş yavaş, yann da içine alınmayacağı AB'nin, "baskıları ve güdümü altında ezi- len" bir vilayet konumuna gelmek- tedir. Bağımlılığı hazıriayanlar... Türkiye dünyanın en kntık coğraf- yasının tam ortasındadır. Bu neden- le "rahat bırakılma lüksü" bulunma- maktadır. Dışardaki büyük güçlerin bu bölge üzerindeki hesaplan kaçınıl- maz olarak Türkiye'yi de bu hesap- lann içine çekmektedir. Türkiye ve bölge üzerinde hesap- ları olan dış güçler, Türkiye içinde yandaşlannı ve "ortaklannı" da ha- zırlamışlardır. Bu tanh boyunca da görüldü. Osmanlı'nın son dönemin- cte Alman, Ingılız yanlıları dış güçler- le kader bıriiği oluşturmuşlardır. Aynı şey bugün de sürmektedir, hem de daha düzenli bir biçimde. Teknoloji gelişti, Türkiye açılıp saçıl- dı, paranın dolaşımı kolaylaştı. Bu ortam içinde dışardaki güçler, - Iş çevrelen ıle işin gereği daha ra- hat "çıkarbirtiği" oluşturuyorlar, - Siyasilere ve bürokrasiye daha ko- lay nüfuz edebiliyorlar, - Ortaöğretime, üniversitelere da- ha kolay girebiliyorlar. Kurumları ve bireyleri rahatlıkla yanlanna çekip etki altına alıyoriar. İş- birliği başka şey.. tek yanlı etkilenme başka şey, ıkısini birbinnden ayırmak gerekir. Fransız ve Alman kurumlan da aralannda işbirliği yaparlar. Ancak bu işbirliği "karşılıklı çıkarları" göze- tecek biçimde olur; işbırliğinden hem Fransızlar hem de Almanlar yararia- nır. İşbirliği ve "işbirtikçilik" Bizde ise işbirliği demek, "işbiriik- çilik" olarak tek yanlı bağlanmak de- mektir. İşbirliği yapan kurumlann, fir- malann, sivil toplum örgütlerinin, bi- reylerin büyük çoğunluğu "karşı ta- rafın güdümü doğrultusunda" ha- reket etmeye başlar. - Şirketter ortaklıklannda daha çok, Türidye'nin dış ticaret açığını arttıra- cak biçimde hareket ederier, bu da Türkiye'nin aleyhine olur. - Bankalar dış borç aldıklan za- man, bugün batık bankalarda oldu- ğu gibi, borçlannı devletin sırtına bin- dirirler. - Devlet liselerimiz bile yabancı yayınlann "işgalialtina" girerier, hem de kitap paralannı fazlası ile ödeye- rek. - Bugün vakrf üniversitelerine ya- vaş yavaş "nüfuz etmeye" başlayan AB çevreleri, bu kurumları AB'nin Türkiye'deki truva atlan konumuna sokariar. - Sermaye çevrelerinin örgütlü ku- ruluşlan ile "olağanüstü yakınlıklar" oluştururlar. - Medyayı da, işbirliği adı altında bağlamaya başlartar. - IMF, Dünya Bankası, G-7'ler gi- bi örgütlerle, hükumet düzeyinde kurdukları ilişkilerle Türkiye'yi tek yanlı bağımlı bir ülke konumuna ge- tirirler. Aynen son ekonomik krizde olduğu gibi. Ve butün bunlann sonucu Türkiye, "kendi ulusal çıkariannı koruyama- yan" bir ülke durumuna düşürülür; bugün yaşadığımız gibi. İşbirliği tabii ki yapılacaktır, hem de her alanda. Ancak işbiriiğinin ama- cı, "karşılıklı çıkarian dengeleyerek yarar sağlamaktır". Yoksa, işbirliği adı altında Türkiye'yi tek yanlı bağlı duruma düşürmek değildir. Son 20 yılda işbirliği (ya da ortak- hk) adı altında yürütülen ışlere bak- tığımızda Türk/ye'nin ekonomik, po- litik ve kültürel olarak sürekli kay- bettiğini ve tek yanlı bağımlı hale gekJtğini görüyoruz. Diğer ülkeler bal gibi ulusal politi- ka izlerken, biz birtüriü, ulusallık çiz- gisini tutturamıyoruz. Çünkü hükü- metlerimizde böyle bir "bilinç" bu- lunmamaktadır. llişkilerimizi, baştan planlayarak değil, tepkilerie yürütüyoruz. Ve sü- rekli kaybediyoruz. Her şey değişecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle