23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6MART2001SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cezaevtertne 'sena'önerâi • ANKARA (AA)- TBMM însan Haklannı Inceleme Komisyonu Başkanı Hüseyin Akgül, F tipi cezaevlerinin, geniş arazilere yapıldığını belirterek bu arazıler içinde sera ve iş merkezleri kurulmasını önerdi. Hüseyin Akgül, hükütnlünün, cezasını çektikten sonra, topluma döneceğinı ve topluma uyumunun sağlanabılmesi için cezaevlerinde rehabılıtasyon merkezlerinin kurulmasımn şart olduğunu ıfade etti. F tipi cezaevlerinin, çok geniş arazilere yapıldığına ışaret eden Akgül, bu araziler içinde seralann, sanat öğretecek iş merkezlerinin olabileceğini kaydetti. Akkan'dan siyaset Utabı • ANKARA (AA)- DYP Genel Başkan Yardımcısı Ümran Akkan, Türkiye'de kadın siyasetçilerin siyasete girişleri ve daha sonraki aşamalarda yaşadıklan zorluklan, "Siyasette Bir Kadın" adlı kitabında kaleme aldı. Akkan, kitabı çevresindeki kadınlann isteklen üzerine yazmaya karar verdiğini söyledi. Kitabuun siyasete girmek isteyen kadınlar için rehber olmasını isteyen Akkan, kadınlann bu süreçte yılmamalan gerektiğine işaretetti. taceTde 8skeretzin • TUNCELİ (Cumhuriyet) • Tuncelı Cumhuriyet Meydanı'nda 30 Haziran 1996 yılında "Zilan" kod adlı Zeynep Kınacı'nın intihar saldınsında 7 askerin şehit olması, 35 askerin de yaralanması üzerine askerlere konulan "çarşı yasağı" dün kaldınldı. Tunceli Güvenlik Komutanı Dursun Bak, bölgede güvenlik ortamının sağlanması ve esnafin yoğun talebi üzerine bugünden iübaren askere çarşı izni verdiklerini bildirdi. 'GöçniBn BipNğf I ANKARA (AA)- MHP, Türkiye'de faaliyette bulunan göçmen kuruluşlannı, konfederasyon çatısı altında bırleştirmeye hazırlanıyor. Türkiye'de faaliyette bulunan yaklaşık 2 bin göçmen kuruluşu ile temasa gecerek birebir diyalog kuracak olan MHP yönetimi, göçmenlerin haklannın daha kolay aranması ve sorunlann tek bir merkezden çözümü amacıyla Batı Trakya, Bulgaristan, Yunanistan, Kafkasya ve Ahıska'dan gelen Türklerin kurduğu demek ve federasyonlan, konfederasyon çatısı altında birleştinnek için çalışmalar yürütecek ve konuya ilişkin yasa teklifi hazırlayacak. Ecevit'le ters düşen ya da kamuoyunda öne çıkanlar hep partiden uzaklaştınldı DSP'de sîvrîlen yeniyorANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakan Bûlent Ecevit, rahatsız olduğu ya da kamuoyunda "ön plana" çıkan çok sayıda bakan ve milletvekilini ya partiden uzaklaştırdı ya da parti içinde etkisiz hale getirdi. Son olarak özerk statüdeki BDDK'nin, Devlet Bakanlığı'na bağlı kuruluş olduğunu ilan etmesinin TemizeTın istifasma zemin hazırladığı belırtilen • DSP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit'in son olarak özerk statüdeki BDDK'nin Devlet Bakanlığı'na bağlı kuruluş olduğunu ilan etmesinin Temizel'in istifasma zemin hazırlachğı belirtildi. Ecevit'in daha önceki bazı operasyonlan şöyle: 1. Temizel Operasyonu: ANASOL-D hükümetindeki performansıyla, kamuoyundan büyük destek alan Temizel, "vergi reformunun miman" olarak da tanımyor. Ancak Vergı Reformu Yasası kamuoyunda destek görürken, iş çevrelerinde rahatsızlık yarattı. Bu ortamda gidilen 18 Nisan seçimlerinde Ecevit, somut ve tatmin edici bir gerekçe göstermeksizin, Temizel'ı milletvekilı adayı yapmadı. Partisinin Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterdiği Temizel, "beklemediği" bir görev için yeterince çahşamadığından seçimi kaybetti. Pişkinsüt Operasyonu: Cezaevlerindeki işkence olaylannın bilgi ve belgelerini TBMM Însan Haklan Komisyonu Başkanlığı döneminde Baykal'ın üç hedefi ANKARA (ANKA) - CHP'de önümüzdeki dö- nemde üç hedef belirle- yen Genel Başkan Deniz Baykal, CHP'yi "darku- lüp" anlayışından kurta- racaklarmı kaydetti. Bay- kal, CHP'yi Türkiye'ye açacaklannı belirterek "siyaset yapma anlayışla- ruu" değiştireceklerini söyledi. CHP'nin haftalık ya- ym organı olan "Gün- Dem" adlı bültende Ge- nel Başkan Baykal'ın önümüzdeki dönem için belirlediği üç hedefe yer verildi. Baykal, "Kendi- mizi Türkiye'ye açaca- ğız" dedi. Baykal, sıya- seti işsiz güçsüzlerin pro- fesyonel mesleği olmak- tan kurtaracaklannı söy- leyereks olda artık kutsal kavramm insan olduğu- na işaret etti. önümüzdeki dönemde üçüncü hedefmi ise "Si- yaset yapma anlajTşnnde- ğiştireceğiz'' diye özetle- yen Baykal, Türkiye'de siyaset yapanlann "Tek- keyi bekleyen çorbayı içer" anlayışı içinde ol- duğunu kaydetti. Baykal, Türk siyasetine sağ siya- setin getirdiğı "Al gülûm, ver gülûm" anlayışını aşacaklarını belirterek "Bizim ihafc ile, havuzia işimiz olmayacakür. Oiursa tophunun içinde gezemeyiz" diye konuştu. ÇtZMEDEN YUKARI m.karttg superonline.com.tr MUSA KART VEf?İMt JUVOfÇU KURBAMUK - ortaya koyan Sema Pişkinsüt, partisi tarafından bu "eylemi" nedeniyle adeta "cezalandırıkir Partili milletvekillerini "rendde etmekten" çekinen Ecevit, doğrudan müdahale yerine. Komisyon BaşkanlığVnı MHP'ye vererek Pişkinsüt 'ün operasyonunu tamamladı. Kamuoyunun tepkisini çekmemek için de Pişkinsüt komisyon üyesi yapıldı. MuhaltfmffletvekiBeri: Ecevit, yoğun olarak geçen yasama yılmda olmak üzere, parti içinde kendisine karşı gördüğü "muhafiT' isimleri, partiden ihraç ettirerek ya da istifalarmı sağlayarak uzaklaştırdı. Son olarak ise Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'aağır suçlamalar yönelten tbrahim Düz partiden istifa etmek zorunda kaldı. 'Etkisiz bakan' RecepÖnal Operasyonu: Ekonomik programın çökmesinin ardından ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı'na Kemal Derviş getirildi. Ecevit, daha önce bu görevi yürüten Önal'ın "reHCİde nhnanno" için ıstıfasını istemek yerine, kabine içinde etkisiz bir bakanlığa getirilmesi formülüne işlerlik kazandırdı. Uhığbay Operasyonu: Hikmet Uluğbay, Milli Eğıtım Bakanlığı döneminde irticayla mücadele ve bakanlıktaki gericı kadrolan dağıtma konusundaki çalışmalan nedeniyle dönemın hükümet ortağı ANAP'ı rahatsız etti. Ecevit, 8 yılhk kesintisiz eğitimin yasalaşması sürecinde şeriatçı odaklann hedefi haline gelen Uluğbay'ı ilk kabine değişikliğinde Devlet Bakanlığı'na kaydırdı. îstifası DSP'de büyük rahatsızlık yaratan bürokrat için siyasilerin yorumu 'Temizel kolay kolay pes etmez' Temizd'in yeni rotasınm "ak- tif siyaset" olacağı söyleniyor. AYŞESAYIN ANKARA - Zekeriye Temizel'in Ban- kacılık Düzenleme ve Denetleme Kuru- lu Başkanlığı'ndan istifası, siyasi kulis- lerde, Başbakan Bûlent Ecevit'in "ope- rasyonu" olarak nitelendirilirken, DSP içinde de rahatsızhk yaratb. Siyasi kulis- lerde ise Temizel'in "kolaypes edecekM- risi nhnarfığı" belirtilirken, Ecevit sonra- sı siyasi oluşumlarda etkin rol oynayaca- ğı beklentisi dile getirildi. Bayramdan sonra Türkiye'ye döneceği ifade edilen Temizel'in yeni rotasının "aktif sryaset" olacağı yorumları ön plana çıktı. DSP Aydın Mılletvekıli Sema Pişkin- süt, DSP'nin hükümet içinde kendi prog- ram ve tüzüğünü uygulayamadığını be- lirterek u Kamuoyundabaşaruanyla tam- nan kişflerin, bırakıp gfcrnek yerine, mü- cadele etmeleri gerekir'' dedi. Ecevit "ın. önceki gün yaptığı 5 daki- kalık görüşmede, Temizel'i, "görevinde kalması için ikna etmeye çalıştığıT ' yö- nündeki açıklaması, DSP içinde "inan- dma" bulunmadı. Temizel'in, bir süre ortamm durulmasını bekleyeceği ifade ediliyor. Temizel'e yakın bir milletveki- li, istifanın gerekçesini, "Derviştenduy- duğu rahatsızhğa" bağlayarak "Temizel, bu kez farklı bir dönüş yapacak. Ancak, yıpratılma olasüığına karşı, şimdiden bunlan kamuoyuna açıklamayı doğru bulmuyoruz" dedi. DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkin- süt, "İyi bir ekonomistin harcandığmı'' vurguladı. Bütün umutlann Kemal Derviş'e bağ- lanmasını da eleştiren Pişkinsüt, bu kişi- nin liberal çizgideki Cem Boyner'in Y- DH'sinde görev alması nedeniyle çekin- cesini dile getirdi. Liberal yapıdaki birki- şinin soldaki bir partiyle uyum sağlama- sında sıkıntılar olabileceğine işaret eden Pişkinsüt, "DSP hükümette programmı uygulayamryor. Ancak bu sadece koaüs- yon ortağı ohnasmdan değil, parti içinde- ki bûrokrasiden de kaynaklanıyor" dedi. IRMIKIAYDEV ENGİN aengin(â doruk.net.tr Yazının üç noktayta biten, ya- ni bitmemiş bir cümleyi haber ve- ren başlığını nasıl tamamlardı- nız? Var!.. Yokl.. Olmaz!.. Yapılır!.. Yapılmaz!.. Hangisi? Gelin size Edirne F Tipi Ceza- evi'nden Mustafa Tosun'un koskoca ve kapkara "görüldü" damgalı faks-mektubundan iki satr aktarayım: "... Her akşam şarkı, türkü, marş söylûyonız. Gazete okuyo- nız. Sabahlan pencerelerden bağırarak günaydınlaşıyoruz. Akşamlan yine pencerelerden 'İyi geceler' diye bağınyoruz. Ar- kadaşlanmızın sağlık durumlan- nıpencereden pencereye öğre- niyoruz..." Ne anlatıyor, neyi gösteriyor bu alıntı? F tipi hapishanelerde bayram gibi günter yaşanıyor; türküler, marşiar pencereden pencereye günaydınlar, iyi geceler... Mi?.. Peki tamam, bu değil; elbette deâil. Oyteyse ne?.. Sorunun tek yanrtı yar: Ayakta kalmak, direnmek; birey olarak, insan olarak vartığını, kendiniin- kâr etmeden, itirafçılığın sefil burgaçlanna dûşmeden sürdür- mekl.. Anımsayın! Yılın son ayıydı. Aralıktı. 2000 bitti bitiyordu. Bütün Türkiye ku- laklannı dikmiş cezaevlerinden "ölüm haberlen" bekliyordu. Ölüm geldi. Ama ölüm oruçlany- la değil, "hayatkurtarma operas- yont;"yla. Günlerboyu "canlıya- yjn "larda ekran başında kaldık. Ümraniye ve Çanakkale özellik- le uzadı. (Yoksa uzatıldı mı?) O güne dek "ölümsûz bir çö- zûm'den yana olanlar yavaş ya- vaş "Vay be, şuraya bak, bunlar bunca polise, askere kafa tuta- cak kadarsilahlanmış, örgütlen- miş, donanmış... Cık, cık akl.." derneye başladılar. Sonra operasyonlar bitti. Te- rörie Mücadele Yasası hükümlü vetutuklulan, Ftipi hapishanele- retaşındılar. Edirne, Sincan, Ko- caeli F tipleri "hizmete açıldı." Peki sonra?.. Sonrası derin bir suskunluk. Kıyıcı bir sessizlik... F Tipinde Bayram... "Herkes F tipine gidecek, ör- gütbaskısı sönecek, ölüm onıç- lan bitecek" masallan anlatanlar, bitmek ne söz, katlanarak artan "ölüm oruççulan" gerçeğinden bu derin suskunluk duvannın ar- dına sığınarak kurtuldular. Ara- da bir gazeteye tek sütunluk ha- ber olan "ölüm onıçlan yüz bil- mem kaçıncı günûne girdı..." haberlen gitgide anlamını, etki- sini yitirmeye başladı. "Bu ka- dar süren ölüm onıcu olmaz. Baksana kimse ölmedi" deyip vicdanını yıkayanlann sayısı art- maya başladı. Ölüme yatanların niye yattıklan önemsizleşti, niye hâlâ öjmedikleri bile sorulmaz oldu. Ölüm sınınna gelenlerin a- par topar hastanelere götürülüp serum takılıp ölümün eşiğınden döndürüldükten sonra yeniden F tipinin çıldırtıcı yalıtılmışlığına gönderildiklerini çok az kişi bili- yor. Geri kalanlar, olanı biteni, süreni "ölmedikterine göre çak- brmadan yemekyiyorlardır" ko- laycılığıyla açıklamayı yeğle- mekteler. Tam da burada Izmirli annele- rin yolladığı kısacık mektuptan, kısacık bir alıntı okumak ister miydiniz? Buyrun: "... Yeşilyurt Devlet Hastane- si'nde yatan Ayşe Eren 33 kilo, Nazan Yılmaz 38 kilo, Berna Ünsal 40 kilodur. Yine aynı has- tanede yatan Banş Yıldınm, Ümit kanlı, Mesut Avcı, Celal Aipay, Abdullah Bozdağ, Ser- hat Karadumanlı artık zorta yü- rümekte, gözbebekleri kaymak- ta, böbrek ağnlan çekmekte, baş, göz, eklemvekasağnlany- la İavranmakta, hemen hepsinin ağzında bir türlü iyileşmeyen ve durmadan artan yaralar bulun- makta, dişleri kınlmakta, çatla- makta, vücut derilennde pullan- ma ve dökülme bulunmaktadır... Çocuğunuzu, eşinizi, kardeşi- nizi, hepsini bırakın kendinizi 33 kiloya inmiş olarak gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Ve hâlâ "Bu ne biçim ölüm orucu? Hani kimse ölmüyor" di- yebiliyor musunuz? ••• Suçu, eylemi ne olursa olsun, tutuklu ya da hükümlünün de yurttaş olduğunu kavramak ve onun hukukunu savunmak, hete böylesine allak bullak bir ülkede zordur. ölüm orucuna yatanlan ve inatla sürdürenleri "beyhude çaba" diye geçiştirmekse kolay- dır. Buyrun size son bir "mapus mektubu" alıntısı. Kocaeli F Ti- pi'nde yatan Malik Koparan'ın uzun mektubundan bir alıntı: "... 1992'de tutuklandım, 1995'te ömür boyu hapse mah- kûm oldum. 2022 yılında tahliye olacağım Birlikte aynı hüc- rede kaldığım iki kişi haricinde hiç kimseyle görüştürülmüyo- rum. Ziyaret günleri ve mahke- me gidiş gelişlerinde dahi özel- likle birbirimize gösterilmemeye özen gösteriliyor..." Ne dersiniz, bu yalıtılmışlık ce- henneminde, üstelik yaşam bo- yu hapse hükümlüyseniz, ölüme mi yatardınız, yoksa yavaş yavaş çıldırmayı mı yeğlerdiniz? ••• "Şu bayram günü yazılacak yazı mı bu? Niyetin şu tatil ve bayram günlerinin tadını kaçır- mak mı" diye soracak olanlara: -EvetL. POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HÎKMET ÇETtNKAYA Karaoğlan'dan Derviş'e... Devlet Bakanı Kemal Derviş'in peşinde 'gaze- teci ordusu' dolaşıyor... Derviş bu olağanüstü ilgiden şikâyetçi!.. Medya, Derviş'e 'Türkiye'yi kurtaracak adam' gözüyle bakıyor... Herkes Derviş'ten hoşnut!.. Başbakan Bülent Ecevit, Derviş'in çok gerçek- çi olduğunu vurguluyor... Peki, Zekeriya Temizel neden istifa edip Al- manya'ya uçtu? Oysa Kemal Derviş, Temizel için şöyle konuş- muştu: "Çalışmalannı yakından izlediğim, dürûst bir ki- şi..." Zekeriya Temizel, Maliye Bakanı'ych. Temizel, 'Nereden BukJun Yasası'nıçıkarmıştı. O dönem- de hükümette iki bakan, Temizel'e destek vermış- ti... Kimdi bu ANAP'lı iki bakan? Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'yia Içişleri Bakanı Kutlu Aktaş'tı... 1999 seçimlerinde DSP'lı Temizel, ANAP'lı De- nizkurdu ve Aktaş, seçim listesine alınmadılar... Temizel, Istanbul'dan, Aktaş da Izmir'den bele- diye başkanı adayı oldular... Hayır, hayırL Ecevit ve Mesut Yılmaz, üç dürüst politikacıyı 'safdışı' bırakblar!.. Aslında Sadettin Tantan'ın başlattığı 'temizlik operasyonu' için ilk işareti Denizkurdu, Temizel ve Aktaş vermişlerdi... Denizkurdu'nun açıkladığına göre 250 kişilik bir isim listesi hazırianmıştı... Neden düğmeye basılmadı? Aslında bu soruya yanıt alabilsek, Türkiye'de gizli kalmış pek çok şey açığa çıkmış olacak!.. Türkiye'de dürüst ve ülkesini seven politika- cılar nedense lıderleri tarafından harcanıyor, san- ki görünmez bir güç, onların yok edılmesi için düğ- meye basıyor... Bakın, TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nda görev yapmış milletve- killerinin çoğu, bugün partilerince dışlanmıştır... TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu'nun DYP ile bağlan kopartılmıştır... ••• Türkiye'de bugüne kadar yapılan operasyonla- ra baktığımızda ortaya nasıl bir görüntü çıkıyor? Pislik!.. Vurgun!.. Soygun!.. Ancak, yapılan operasyonlar belirli bir yere ka- dar gidip orada noktalanıyor... 'Beyaz Enerji' operasyonunda ve diğerlerinde olduğu gibi, insanın aklına şu soru geliyor. "Bu vurgunu üç-beş bürokrat mı yaptû" Türkiye'nin son on yılına damga vuran olaylar, yolsuzluk, faili meçhul cinayeöer ve Susuıiuk çetesiyle aynı zincirin halkalannı oluşturuyor... Susuıiuk kazasıyla ortaya çıkan ilişkiler, salt 'va- tanseverlik' olarak sunuluyor, üç-beş kişi yargı- lanıp üzerine sünger çekilebiliyor... Hizbullah operasyonlan da buna eklenirse, eli- mizdeki fotoğrafta, hiç de şaşırtıcı olmayan, üste- lik bizleri düşündüren tanıdık yüzler görülüyor... Yolsuzluklann, faili meçhul cınayetlerin neden üstüne gidilmiyor, söyler misiniz? Egebank'ı, Murat Demirel tek başına mı soy- du; Uğur Mumcu'yu uç-beş kışı bir araya gele- rek mi öldürme karan aldı? Eski Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu, Kuşada- sı'nda (24 Şubat 2001) bir toplantıda yaptığı ko- nuşmada şöyle diyordu: "Kutlu Aktaş (eski Içişleri Bakanı), Zekeriya Te- mizel (eski Maliye Bakanı) ve ben... Geçen dönem yolsuzluk, mafya, organize suçun üzerine gitmek için 250 isim çıkardık. Bunlann siyasi bağlantıla- nnı saptadık. Sonra mı? Üçümüz de uçurulduk. Yeniden milletvekili olamadık. LJderierbizi listeye almadılar. Bugün 250 kişiden 10 ya da 15 kişinin üzerine gidiyoriar. Acı, ama gerçek budur..." • • • Yolsuzluğa, pısliğe, organize suça bulaşmış 250 isim, bugün devletin arşivlerinde bulunuyor... Bu isimleri Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer de biliyor, Ecevit, Yılmaz, Devlet Bahçeli ve Hüsamettin Özkan da!.. Neden 250 isimden sadece 10-15'ine dokunu- luyor? 235 isim aramızda!.. Şimdi Kemal Derviş, bir kurtancı olarak, dev- let bakanlığı koltuğundadır... Zekeriya Temizel görevinden istifa etmiştir... Elbet herkes şu soruyu da ortaya atıp tartışabi- lır: Temizel istifa mı etti, yoksa ABD mı istemedi?" Türkiye çalkantılı bir dönemden geçiyor... Bir zamanlar umudumuz Karaoğlan'dı, şimdi ise Derviş!.. hikmet.cebnkaya(a cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya BİR GUNEYDOGU GERÇEĞİ:NECLA Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ılgüenmedı, on ûort yaşında yaşamın kırli sulannda yok olup gıttı. Sisli ve soğıi bir Dıyarbakır akşamıydı Karanlığın gn gölgesı evlerin, caddelenn, sokaklann üzenne düşüprdu... Çağ Pazariama A Ş Türkocağı CaJ No.39/41 * . kitap fcutübü '34334)Cağaloğlu-lstanbul Td (2i2ı5'4 019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle