Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6MART2001SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cezaevtertne
'sena'önerâi
• ANKARA (AA)-
TBMM însan Haklannı
Inceleme Komisyonu
Başkanı Hüseyin Akgül,
F tipi cezaevlerinin,
geniş arazilere
yapıldığını belirterek bu
arazıler içinde sera ve iş
merkezleri kurulmasını
önerdi. Hüseyin Akgül,
hükütnlünün, cezasını
çektikten sonra, topluma
döneceğinı ve topluma
uyumunun
sağlanabılmesi için
cezaevlerinde
rehabılıtasyon
merkezlerinin
kurulmasımn şart
olduğunu ıfade etti. F
tipi cezaevlerinin, çok
geniş arazilere
yapıldığına ışaret eden
Akgül, bu araziler içinde
seralann, sanat öğretecek
iş merkezlerinin
olabileceğini kaydetti.
Akkan'dan
siyaset Utabı
• ANKARA (AA)-
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Ümran
Akkan, Türkiye'de kadın
siyasetçilerin siyasete
girişleri ve daha sonraki
aşamalarda yaşadıklan
zorluklan, "Siyasette Bir
Kadın" adlı kitabında
kaleme aldı. Akkan,
kitabı çevresindeki
kadınlann isteklen
üzerine yazmaya karar
verdiğini söyledi.
Kitabuun siyasete
girmek isteyen kadınlar
için rehber olmasını
isteyen Akkan,
kadınlann bu süreçte
yılmamalan gerektiğine
işaretetti.
taceTde
8skeretzin
• TUNCELİ
(Cumhuriyet) • Tuncelı
Cumhuriyet
Meydanı'nda 30 Haziran
1996 yılında "Zilan"
kod adlı Zeynep
Kınacı'nın intihar
saldınsında 7 askerin
şehit olması, 35 askerin
de yaralanması üzerine
askerlere konulan "çarşı
yasağı" dün kaldınldı.
Tunceli Güvenlik
Komutanı Dursun Bak,
bölgede güvenlik
ortamının sağlanması ve
esnafin yoğun talebi
üzerine bugünden
iübaren askere çarşı izni
verdiklerini bildirdi.
'GöçniBn BipNğf
I ANKARA (AA)-
MHP, Türkiye'de
faaliyette bulunan
göçmen kuruluşlannı,
konfederasyon çatısı
altında bırleştirmeye
hazırlanıyor. Türkiye'de
faaliyette bulunan
yaklaşık 2 bin göçmen
kuruluşu ile temasa
gecerek birebir diyalog
kuracak olan MHP
yönetimi, göçmenlerin
haklannın daha kolay
aranması ve sorunlann
tek bir merkezden
çözümü amacıyla Batı
Trakya, Bulgaristan,
Yunanistan, Kafkasya ve
Ahıska'dan gelen
Türklerin kurduğu
demek ve federasyonlan,
konfederasyon çatısı
altında birleştinnek için
çalışmalar yürütecek ve
konuya ilişkin yasa
teklifi hazırlayacak.
Ecevit'le ters düşen ya da kamuoyunda öne çıkanlar hep partiden uzaklaştınldı
DSP'de sîvrîlen yeniyorANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Başbakan Bûlent
Ecevit, rahatsız olduğu ya
da kamuoyunda "ön plana"
çıkan çok sayıda bakan ve
milletvekilini ya partiden
uzaklaştırdı ya da parti
içinde etkisiz hale getirdi.
Son olarak özerk statüdeki
BDDK'nin, Devlet
Bakanlığı'na bağlı kuruluş
olduğunu ilan etmesinin
TemizeTın istifasma zemin
hazırladığı belırtilen
• DSP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit'in son olarak özerk
statüdeki BDDK'nin Devlet Bakanlığı'na bağlı kuruluş olduğunu ilan
etmesinin Temizel'in istifasma zemin hazırlachğı belirtildi.
Ecevit'in daha önceki bazı
operasyonlan şöyle:
1. Temizel Operasyonu:
ANASOL-D hükümetindeki
performansıyla,
kamuoyundan büyük destek
alan Temizel, "vergi
reformunun miman" olarak
da tanımyor. Ancak Vergı
Reformu Yasası
kamuoyunda destek
görürken, iş çevrelerinde
rahatsızlık yarattı. Bu
ortamda gidilen 18 Nisan
seçimlerinde Ecevit, somut
ve tatmin edici bir gerekçe
göstermeksizin, Temizel'ı
milletvekilı adayı yapmadı.
Partisinin Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'na
aday gösterdiği Temizel,
"beklemediği" bir görev için
yeterince çahşamadığından
seçimi kaybetti.
Pişkinsüt Operasyonu:
Cezaevlerindeki işkence
olaylannın bilgi ve
belgelerini TBMM Însan
Haklan Komisyonu
Başkanlığı döneminde
Baykal'ın
üç hedefi
ANKARA (ANKA) -
CHP'de önümüzdeki dö-
nemde üç hedef belirle-
yen Genel Başkan Deniz
Baykal, CHP'yi "darku-
lüp" anlayışından kurta-
racaklarmı kaydetti. Bay-
kal, CHP'yi Türkiye'ye
açacaklannı belirterek
"siyaset yapma anlayışla-
ruu" değiştireceklerini
söyledi.
CHP'nin haftalık ya-
ym organı olan "Gün-
Dem" adlı bültende Ge-
nel Başkan Baykal'ın
önümüzdeki dönem için
belirlediği üç hedefe yer
verildi. Baykal, "Kendi-
mizi Türkiye'ye açaca-
ğız" dedi. Baykal, sıya-
seti işsiz güçsüzlerin pro-
fesyonel mesleği olmak-
tan kurtaracaklannı söy-
leyereks olda artık kutsal
kavramm insan olduğu-
na işaret etti.
önümüzdeki dönemde
üçüncü hedefmi ise "Si-
yaset yapma anlajTşnnde-
ğiştireceğiz'' diye özetle-
yen Baykal, Türkiye'de
siyaset yapanlann "Tek-
keyi bekleyen çorbayı
içer" anlayışı içinde ol-
duğunu kaydetti. Baykal,
Türk siyasetine sağ siya-
setin getirdiğı "Al gülûm,
ver gülûm" anlayışını
aşacaklarını belirterek
"Bizim ihafc ile, havuzia
işimiz olmayacakür.
Oiursa tophunun içinde
gezemeyiz" diye konuştu.
ÇtZMEDEN YUKARI m.karttg superonline.com.tr MUSA KART
VEf?İMt
JUVOfÇU
KURBAMUK -
ortaya koyan Sema
Pişkinsüt, partisi tarafından
bu "eylemi" nedeniyle adeta
"cezalandırıkir Partili
milletvekillerini "rendde
etmekten" çekinen Ecevit,
doğrudan müdahale yerine.
Komisyon BaşkanlığVnı
MHP'ye vererek
Pişkinsüt 'ün operasyonunu
tamamladı. Kamuoyunun
tepkisini çekmemek için de
Pişkinsüt komisyon üyesi
yapıldı.
MuhaltfmffletvekiBeri:
Ecevit, yoğun olarak
geçen yasama yılmda
olmak üzere, parti
içinde kendisine karşı
gördüğü "muhafiT'
isimleri, partiden ihraç
ettirerek ya da
istifalarmı sağlayarak
uzaklaştırdı. Son olarak
ise Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin
Özkan'aağır
suçlamalar yönelten
tbrahim Düz partiden
istifa etmek zorunda
kaldı.
'Etkisiz bakan'
RecepÖnal
Operasyonu: Ekonomik
programın çökmesinin
ardından ekonomiden
sorumlu Devlet
Bakanlığı'na Kemal
Derviş getirildi. Ecevit,
daha önce bu görevi
yürüten Önal'ın
"reHCİde nhnanno"
için ıstıfasını istemek
yerine, kabine içinde
etkisiz bir bakanlığa
getirilmesi formülüne
işlerlik kazandırdı.
Uhığbay Operasyonu:
Hikmet Uluğbay, Milli
Eğıtım Bakanlığı
döneminde irticayla
mücadele ve
bakanlıktaki gericı
kadrolan dağıtma
konusundaki
çalışmalan nedeniyle
dönemın hükümet
ortağı ANAP'ı rahatsız
etti. Ecevit, 8 yılhk
kesintisiz eğitimin
yasalaşması sürecinde
şeriatçı odaklann
hedefi haline gelen
Uluğbay'ı ilk kabine
değişikliğinde Devlet
Bakanlığı'na kaydırdı.
îstifası DSP'de büyük rahatsızlık yaratan bürokrat için siyasilerin yorumu
'Temizel kolay kolay pes etmez'
Temizd'in yeni rotasınm "ak-
tif siyaset" olacağı söyleniyor.
AYŞESAYIN
ANKARA - Zekeriye Temizel'in Ban-
kacılık Düzenleme ve Denetleme Kuru-
lu Başkanlığı'ndan istifası, siyasi kulis-
lerde, Başbakan Bûlent Ecevit'in "ope-
rasyonu" olarak nitelendirilirken, DSP
içinde de rahatsızhk yaratb. Siyasi kulis-
lerde ise Temizel'in "kolaypes edecekM-
risi nhnarfığı" belirtilirken, Ecevit sonra-
sı siyasi oluşumlarda etkin rol oynayaca-
ğı beklentisi dile getirildi. Bayramdan
sonra Türkiye'ye döneceği ifade edilen
Temizel'in yeni rotasının "aktif sryaset"
olacağı yorumları ön plana çıktı.
DSP Aydın Mılletvekıli Sema Pişkin-
süt, DSP'nin hükümet içinde kendi prog-
ram ve tüzüğünü uygulayamadığını be-
lirterek
u
Kamuoyundabaşaruanyla tam-
nan kişflerin, bırakıp gfcrnek yerine, mü-
cadele etmeleri gerekir'' dedi.
Ecevit "ın. önceki gün yaptığı 5 daki-
kalık görüşmede, Temizel'i, "görevinde
kalması için ikna etmeye çalıştığıT
' yö-
nündeki açıklaması, DSP içinde "inan-
dma" bulunmadı. Temizel'in, bir süre
ortamm durulmasını bekleyeceği ifade
ediliyor. Temizel'e yakın bir milletveki-
li, istifanın gerekçesini, "Derviştenduy-
duğu rahatsızhğa" bağlayarak "Temizel,
bu kez farklı bir dönüş yapacak. Ancak,
yıpratılma olasüığına karşı, şimdiden
bunlan kamuoyuna açıklamayı doğru
bulmuyoruz" dedi.
DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkin-
süt, "İyi bir ekonomistin harcandığmı''
vurguladı.
Bütün umutlann Kemal Derviş'e bağ-
lanmasını da eleştiren Pişkinsüt, bu kişi-
nin liberal çizgideki Cem Boyner'in Y-
DH'sinde görev alması nedeniyle çekin-
cesini dile getirdi. Liberal yapıdaki birki-
şinin soldaki bir partiyle uyum sağlama-
sında sıkıntılar olabileceğine işaret eden
Pişkinsüt, "DSP hükümette programmı
uygulayamryor. Ancak bu sadece koaüs-
yon ortağı ohnasmdan değil, parti içinde-
ki bûrokrasiden de kaynaklanıyor" dedi.
IRMIKIAYDEV ENGİN aengin(â doruk.net.tr
Yazının üç noktayta biten, ya-
ni bitmemiş bir cümleyi haber ve-
ren başlığını nasıl tamamlardı-
nız?
Var!.. Yokl.. Olmaz!.. Yapılır!..
Yapılmaz!..
Hangisi?
Gelin size Edirne F Tipi Ceza-
evi'nden Mustafa Tosun'un
koskoca ve kapkara "görüldü"
damgalı faks-mektubundan iki
satr aktarayım:
"... Her akşam şarkı, türkü,
marş söylûyonız. Gazete okuyo-
nız. Sabahlan pencerelerden
bağırarak günaydınlaşıyoruz.
Akşamlan yine pencerelerden
'İyi geceler' diye bağınyoruz. Ar-
kadaşlanmızın sağlık durumlan-
nıpencereden pencereye öğre-
niyoruz..."
Ne anlatıyor, neyi gösteriyor
bu alıntı?
F tipi hapishanelerde bayram
gibi günter yaşanıyor; türküler,
marşiar pencereden pencereye
günaydınlar, iyi geceler...
Mi?..
Peki tamam, bu değil; elbette
deâil.
Oyteyse ne?..
Sorunun tek yanrtı yar: Ayakta
kalmak, direnmek; birey olarak,
insan olarak vartığını, kendiniin-
kâr etmeden, itirafçılığın sefil
burgaçlanna dûşmeden sürdür-
mekl..
Anımsayın!
Yılın son ayıydı. Aralıktı. 2000
bitti bitiyordu. Bütün Türkiye ku-
laklannı dikmiş cezaevlerinden
"ölüm haberlen" bekliyordu.
Ölüm geldi. Ama ölüm oruçlany-
la değil, "hayatkurtarma operas-
yont;"yla. Günlerboyu "canlıya-
yjn "larda ekran başında kaldık.
Ümraniye ve Çanakkale özellik-
le uzadı. (Yoksa uzatıldı mı?)
O güne dek "ölümsûz bir çö-
zûm'den yana olanlar yavaş ya-
vaş "Vay be, şuraya bak, bunlar
bunca polise, askere kafa tuta-
cak kadarsilahlanmış, örgütlen-
miş, donanmış... Cık, cık akl.."
derneye başladılar.
Sonra operasyonlar bitti. Te-
rörie Mücadele Yasası hükümlü
vetutuklulan, Ftipi hapishanele-
retaşındılar. Edirne, Sincan, Ko-
caeli F tipleri "hizmete açıldı."
Peki sonra?..
Sonrası derin bir suskunluk.
Kıyıcı bir sessizlik...
F Tipinde Bayram...
"Herkes F tipine gidecek, ör-
gütbaskısı sönecek, ölüm onıç-
lan bitecek" masallan anlatanlar,
bitmek ne söz, katlanarak artan
"ölüm oruççulan" gerçeğinden
bu derin suskunluk duvannın ar-
dına sığınarak kurtuldular. Ara-
da bir gazeteye tek sütunluk ha-
ber olan "ölüm onıçlan yüz bil-
mem kaçıncı günûne girdı..."
haberlen gitgide anlamını, etki-
sini yitirmeye başladı. "Bu ka-
dar süren ölüm onıcu olmaz.
Baksana kimse ölmedi" deyip
vicdanını yıkayanlann sayısı art-
maya başladı. Ölüme yatanların
niye yattıklan önemsizleşti, niye
hâlâ öjmedikleri bile sorulmaz
oldu. Ölüm sınınna gelenlerin a-
par topar hastanelere götürülüp
serum takılıp ölümün eşiğınden
döndürüldükten sonra yeniden
F tipinin çıldırtıcı yalıtılmışlığına
gönderildiklerini çok az kişi bili-
yor. Geri kalanlar, olanı biteni,
süreni "ölmedikterine göre çak-
brmadan yemekyiyorlardır" ko-
laycılığıyla açıklamayı yeğle-
mekteler.
Tam da burada Izmirli annele-
rin yolladığı kısacık mektuptan,
kısacık bir alıntı okumak ister
miydiniz?
Buyrun:
"... Yeşilyurt Devlet Hastane-
si'nde yatan Ayşe Eren 33 kilo,
Nazan Yılmaz 38 kilo, Berna
Ünsal 40 kilodur. Yine aynı has-
tanede yatan Banş Yıldınm,
Ümit kanlı, Mesut Avcı, Celal
Aipay, Abdullah Bozdağ, Ser-
hat Karadumanlı artık zorta yü-
rümekte, gözbebekleri kaymak-
ta, böbrek ağnlan çekmekte,
baş, göz, eklemvekasağnlany-
la İavranmakta, hemen hepsinin
ağzında bir türlü iyileşmeyen ve
durmadan artan yaralar bulun-
makta, dişleri kınlmakta, çatla-
makta, vücut derilennde pullan-
ma ve dökülme bulunmaktadır...
Çocuğunuzu, eşinizi, kardeşi-
nizi, hepsini bırakın kendinizi 33
kiloya inmiş olarak gözünüzün
önüne getirebiliyor musunuz?
Ve hâlâ "Bu ne biçim ölüm
orucu? Hani kimse ölmüyor" di-
yebiliyor musunuz?
•••
Suçu, eylemi ne olursa olsun,
tutuklu ya da hükümlünün de
yurttaş olduğunu kavramak ve
onun hukukunu savunmak, hete
böylesine allak bullak bir ülkede
zordur. ölüm orucuna yatanlan
ve inatla sürdürenleri "beyhude
çaba" diye geçiştirmekse kolay-
dır.
Buyrun size son bir "mapus
mektubu" alıntısı. Kocaeli F Ti-
pi'nde yatan Malik Koparan'ın
uzun mektubundan bir alıntı:
"... 1992'de tutuklandım,
1995'te ömür boyu hapse mah-
kûm oldum. 2022 yılında tahliye
olacağım Birlikte aynı hüc-
rede kaldığım iki kişi haricinde
hiç kimseyle görüştürülmüyo-
rum. Ziyaret günleri ve mahke-
me gidiş gelişlerinde dahi özel-
likle birbirimize gösterilmemeye
özen gösteriliyor..."
Ne dersiniz, bu yalıtılmışlık ce-
henneminde, üstelik yaşam bo-
yu hapse hükümlüyseniz, ölüme
mi yatardınız, yoksa yavaş yavaş
çıldırmayı mı yeğlerdiniz?
•••
"Şu bayram günü yazılacak
yazı mı bu? Niyetin şu tatil ve
bayram günlerinin tadını kaçır-
mak mı" diye soracak olanlara:
-EvetL.
POLtTİKA GÜNLÜĞÜ
HÎKMET ÇETtNKAYA
Karaoğlan'dan
Derviş'e...
Devlet Bakanı Kemal Derviş'in peşinde 'gaze-
teci ordusu' dolaşıyor...
Derviş bu olağanüstü ilgiden şikâyetçi!..
Medya, Derviş'e 'Türkiye'yi kurtaracak adam'
gözüyle bakıyor...
Herkes Derviş'ten hoşnut!..
Başbakan Bülent Ecevit, Derviş'in çok gerçek-
çi olduğunu vurguluyor...
Peki, Zekeriya Temizel neden istifa edip Al-
manya'ya uçtu?
Oysa Kemal Derviş, Temizel için şöyle konuş-
muştu:
"Çalışmalannı yakından izlediğim, dürûst bir ki-
şi..."
Zekeriya Temizel, Maliye Bakanı'ych. Temizel,
'Nereden BukJun Yasası'nıçıkarmıştı. O dönem-
de hükümette iki bakan, Temizel'e destek vermış-
ti...
Kimdi bu ANAP'lı iki bakan?
Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'yia Içişleri
Bakanı Kutlu Aktaş'tı...
1999 seçimlerinde DSP'lı Temizel, ANAP'lı De-
nizkurdu ve Aktaş, seçim listesine alınmadılar...
Temizel, Istanbul'dan, Aktaş da Izmir'den bele-
diye başkanı adayı oldular...
Hayır, hayırL
Ecevit ve Mesut Yılmaz, üç dürüst politikacıyı
'safdışı' bırakblar!..
Aslında Sadettin Tantan'ın başlattığı 'temizlik
operasyonu' için ilk işareti Denizkurdu, Temizel ve
Aktaş vermişlerdi...
Denizkurdu'nun açıkladığına göre 250 kişilik bir
isim listesi hazırianmıştı...
Neden düğmeye basılmadı?
Aslında bu soruya yanıt alabilsek, Türkiye'de
gizli kalmış pek çok şey açığa çıkmış olacak!..
Türkiye'de dürüst ve ülkesini seven politika-
cılar nedense lıderleri tarafından harcanıyor, san-
ki görünmez bir güç, onların yok edılmesi için düğ-
meye basıyor...
Bakın, TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri
Araştırma Komisyonu'nda görev yapmış milletve-
killerinin çoğu, bugün partilerince dışlanmıştır...
TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma
Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu'nun
DYP ile bağlan kopartılmıştır...
•••
Türkiye'de bugüne kadar yapılan operasyonla-
ra baktığımızda ortaya nasıl bir görüntü çıkıyor?
Pislik!.. Vurgun!.. Soygun!..
Ancak, yapılan operasyonlar belirli bir yere ka-
dar gidip orada noktalanıyor...
'Beyaz Enerji' operasyonunda ve diğerlerinde
olduğu gibi, insanın aklına şu soru geliyor.
"Bu vurgunu üç-beş bürokrat mı yaptû"
Türkiye'nin son on yılına damga vuran olaylar,
yolsuzluk, faili meçhul cinayeöer ve Susuıiuk
çetesiyle aynı zincirin halkalannı oluşturuyor...
Susuıiuk kazasıyla ortaya çıkan ilişkiler, salt 'va-
tanseverlik' olarak sunuluyor, üç-beş kişi yargı-
lanıp üzerine sünger çekilebiliyor...
Hizbullah operasyonlan da buna eklenirse, eli-
mizdeki fotoğrafta, hiç de şaşırtıcı olmayan, üste-
lik bizleri düşündüren tanıdık yüzler görülüyor...
Yolsuzluklann, faili meçhul cınayetlerin neden
üstüne gidilmiyor, söyler misiniz?
Egebank'ı, Murat Demirel tek başına mı soy-
du; Uğur Mumcu'yu uç-beş kışı bir araya gele-
rek mi öldürme karan aldı?
Eski Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu, Kuşada-
sı'nda (24 Şubat 2001) bir toplantıda yaptığı ko-
nuşmada şöyle diyordu:
"Kutlu Aktaş (eski Içişleri Bakanı), Zekeriya Te-
mizel (eski Maliye Bakanı) ve ben... Geçen dönem
yolsuzluk, mafya, organize suçun üzerine gitmek
için 250 isim çıkardık. Bunlann siyasi bağlantıla-
nnı saptadık. Sonra mı? Üçümüz de uçurulduk.
Yeniden milletvekili olamadık. LJderierbizi listeye
almadılar. Bugün 250 kişiden 10 ya da 15 kişinin
üzerine gidiyoriar. Acı, ama gerçek budur..."
• • •
Yolsuzluğa, pısliğe, organize suça bulaşmış 250
isim, bugün devletin arşivlerinde bulunuyor...
Bu isimleri Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer de biliyor, Ecevit, Yılmaz, Devlet Bahçeli ve
Hüsamettin Özkan da!..
Neden 250 isimden sadece 10-15'ine dokunu-
luyor?
235 isim aramızda!..
Şimdi Kemal Derviş, bir kurtancı olarak, dev-
let bakanlığı koltuğundadır...
Zekeriya Temizel görevinden istifa etmiştir...
Elbet herkes şu soruyu da ortaya atıp tartışabi-
lır:
Temizel istifa mı etti, yoksa ABD mı istemedi?"
Türkiye çalkantılı bir dönemden geçiyor...
Bir zamanlar umudumuz Karaoğlan'dı, şimdi
ise Derviş!..
hikmet.cebnkaya(a cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GUNEYDOGU
GERÇEĞİ:NECLA
Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ılgüenmedı, on ûort yaşında
yaşamın kırli sulannda yok olup gıttı.
Sisli ve soğıi bir Dıyarbakır akşamıydı Karanlığın gn gölgesı
evlerin, caddelenn, sokaklann üzenne düşüprdu...
Çağ Pazariama A Ş Türkocağı CaJ No.39/41
* . kitap fcutübü '34334)Cağaloğlu-lstanbul Td (2i2ı5'4 019