23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KVFA CUMHURİYET 17 MART 2001 CUMAKTESl EKONOMİK BITNALIM KRİZDEN NASIL KURTULURU2? Sendikalar, odalarve sivtttoplum kuruluşlarının temsilcUeriyazdı Rurtııhışiirethm arttmııakla Av.HAL)OLtBRAHtMŞAIÖN ADD Genel Başkam K riz ile "bunahm* sözcükkri farkh İki anlam içerir. Türki- ye'nin şu anda içinde bulun- duğu sosyal, siyasal, ekonomik ve malikonülan ileuygulamalannadını beUiçevrelerkoymuştur. "Ekonomik tafe*... Insan için "kalp kria" nasü ölüm çizgisinden beri tarafa dönmekse, "ekooomikkra" deokriziyaşayanu- lus içinekonomikölümdenberitara- fa dönmek anlamma geliyor. Tüıkiye'de yaşanan ekonomikbu- nahmlanhalkımız 1950'dengünümü- ze yaşıyor ve şu anda ekonomik bu- nahmdan daha ağır olan "ekmomik katpknznü" geçirrnişbulunuyor. 1950'denberiyaşananbunahmlann doğurduğu "•ekononûkkrran'" anane- denini, Atatürk'ün göstermiş olduğu "Karma Ekonomi MorM"nden ül- keyiyöneten siyasal iktidarlann sap- • maya dönük politikalarmda aramak getekir.Günümüzdeüretimartışı sağ- • BugûnTürkiye'nin ekonomisi devletin desteğindenyoksun düşmüş, serbestpiyasa adında başıboş ekonominin insafina teık edilmiştir. Dünya Bankası'ndan hangi uzman ithal edilirse edilsin, parasal işlemler ve rant gelirleriyatınm ve üretimi geri plana ittiği sürece, ekonomiyibu tür bunalımiardan kurtarma olanağı yoktur. lanmadanparasalaraçlarlaekonomik bunahmlann giderilmesine çalışüdı- ğı için ekonomimiz bunalımlardan kurtulamıyor. Ürettiğinden daha ço- ğunu tüketen ekonomilerin dûzlüğe çıkmasını saglayacak yöntem henüz keşfedilmedi. Türkiye''nin ekonomik bunahmlannın temelindeki asıl ne- den, üretimin attmayışı ve yatmmla- nn yapümamasıdır. Karma Ekonoml Bütçesisûrekli açıkveren,kamusal kaynaklannı yatınmalanlanndan çe- kerek cari harcamalara yönelten, dış ticaret açıgını gideremeyen ve her yıl attan ölçülerde borçlanan, savurgan ve sağhksızbir ekonomiüzerinevah- şi kapitalizmi yerleştitmeye çahşma- ran yanlışhklan sûrüp gjdiyor. Mus- tafaKemal Atatürk'ün "KannaEtav- nonn"siniyadsıyarak ekonomiyi düz- lüğe çıkarmanın olanaksızhğı bugün bir kez daha anlaşümıstır. Tüıkiye'de, üstelik hberalizrnm te- mel koşulu olan tamrekabettenhoş- lanmayanbir özel sektör ve ona arka çıkan devlet anlayışı ile üretim aruşı- nınolanaklanhergeçengünyokedü- mektedir. Devletbütçesihizrnetüret- mekyerinebirikenborçlan ödeyemez durumagetirürniştir. Savurgan ve ve- rimsiz, yattnmlan duraksanuş,büyü- me sürecinindışınakaymış ekonomi- leri dış kredilerle ayakta tutmak ola- nak dışıdır. IMF'den gelecek krediler özdeki aksaklığı düzeltemez, buna- hmlanngiderilmesine çareolamazve onlansadeceerteler. Çünkübukredi- ler üretim için ya da yanrımlar için kunanumıyor. Aksineborç ve faizle- rinin ödenmesinde ya da özelkştiril- mişve içiboşaltılmış bankalannkur- tanlmasında kullanılıyoT. SömurQ6l kaçmrtmat Yatmmlar, kamuve özel sektör ta- rafından tercih edilmiyorsa ve kay- naklar monetarizm kıskacında rant getirisine terkedilmişse ve bu durum M F gibi uluslararası fınans kurum- lan tarafindan destek görüyor, hatta öneriliyorsa ülkenin tam bagımsızh- ğını yitirmesi sonucunu getiren sö- Hükümetçamurüstimde M.CENGİZFAYBAI1 Enerji-Yapı Yol Sen Genel Başkam 1 980'li yıüardan itibaren uygu- lanan M F patentli ekonomik politikalar sonucunda yaşanı- lansüreçyalnızcakrizolarakrutelen- dirilemez, kelimenin tam anlamvyla bir çöküş yaşanmaktadır. M F ve neo-liberal politikalar tf- las etmistir. 1980'li yıüarda "24 O- csk Karariarfyla başlayan ve adı örtceleri "yap»sal uyum po&tikasT sonralan da "istikrar programT ko- nulan IMF politikalannm sonuçlan oldukça yıkıcı olmuştur. Bu politikalar sonucunda; Geliıdagdımıbozulmuştur, Işsiz- likyüzde 30 % laraulaşmıştır. Ücreüer reel olarak yüzde 70 oranmda düş- müştür. Yüksek enflasyon ortamın- dan kurtulunamamıştır. Yatmmlar durma noktasvna gelmiştir. 1980'den bu yana IMF polrakala- n ve programlan yaklaşık70 ülkede uygulanmış,ancakbupolitikalar so- nucundaekonomisi düzelmiş, esen- li|e çıkmış tekbir ülke bik yoktur. Bunedenle IMF politikalan veri alı- narak krizden kurtulma beklentisi beyhude bir beklentidir. Bütünbunlar altematif politikala- nnolmadığıaruamınagelmez,ancak altematif politikalann mevcut parti ve siyasetçilerk uygulanmasuun olanağı yoktur. Altematif politika önerilerimizi kısaca özetleyecek olursak; 1. şeffaflık ve öemotara- tHd€Şme Ülkemizde ekonomi ve îdareşefFaf ve demokratikbir tarzda yönetiknemektedir. Tercih edilen ekonomipolitikalanyolsuzluğu kö- rükleyen ve yayguuaşürannitelikte- dir. Şefraflıgin ve demokratikleşme- nin saglanması iîk öncehktir. Bu da çamur üstüne oturan hükümet ve partikrk sağlanarnaz.Hükümether- hangıbir adımatmakistiyorsa önce- likle adı yolsuzhığa kanşan bakan- lardan anmlması ve son dönemde yoğunlaşan şiddet uygulamalarm- dan ve baskıa davranışlardan uzak- laşılması gerekmektedir. 2. Kayıt dışı ekonominin isteniyorsa, ücretkrin düşürülröesi yerine rantın ve servetin vergilendi- rilmesi tercihedümelidir. Tahmini 100 milyar geliri olanlar asgari ücret alan bir işçinin ödediğivergikadar vergiödemekte- dir. Vergi yükünün adil olarak dağı- tılacağı vergipolitikalannayöneün- melidvr. S.YaYöinvekaUtenkamu hlznMŞtStnsanhayativerefaraiçin vazgeçumez hizmetler daha verim- li, kalitelive herkese ulaşacakşekil- ri geçirn standardı altmda düşmeye- cek şekikte beürtenmelidir. 7. Içve ık$ borctama mo- tovumı tfdftinett t n k i b l T B p ^ emokmûkleşmenin ve şeffaflığın sağlanması iîk m • önceliktir. Bu da çamur üstüne oturan hükümet m m vepartilerle sağlanamaz. ÖncelHde adı JLm^F yobuzluğa kanşan bakanlardan anmlması ve son dönemde yoğunlaşan şiddet uygulamalanndan ve baskıcı davranışlardan uzahlaşılması gerekmektedir. dekamu aracıbğryla yürûtülmehdir. Bu nedenle eldeki kamu kuruîuşla- n, biryağma, talanhavası içerisinde bir avuç çıkar grubuna peş^ceş edil- mesiyerine,dahaverimlivehalk de- netimine acık bir şeküde kamu ara- cılığıyla vürütüknelidir. 6. Düşük tfeğntnsancaya- sanacak ücret poittlkatan Uygulananpolitikalannolumsuzso- nuçlanrtdanen çokücretgeliriyteya- şayan ve kendihesabına iş yapanlar, esnaf, çiftçi veişsizkretkilenmekte- dir. Uygulanandüşükücretpolitika- lan alım gücünüazaltmıs,, piyasaya tam bir durgunluk hâkim olmuştur. Aynca işyaşamı toıralsızlaştınlmak- tadır. Bu nedenle asgari ücret, asga- Olkemmk enfor- mel sektör gittikçe büyümektedir. Kayrl dışı ekonomi neredeyse kayıt altrna alrnan ekonominin yüzde 60'ına ulaşmışttr. Kamunun saglık- h gelire kavuşmasaun yoUarmdan bin de kayıt dışı ekonominin daral- tıVmasidır. 3. Rant ekonomisi yertne ûretJmekonomls»ı aiz,bono, borsa gibi gelirlerin vergi dışında kalması gelir dağılımmı oldukça bozmaktadır. Rantın bu kadar çeki- ci hale gelmesi üretimi durdurmak- tadır. Bunedenlerantgelirlerini yük- sek oranda vergilendiren, üretimi teşvikedenpolitikaîar işletilmelidir. Aynca enflasyon oranı düşürülmek ratorvumıtfdftinetttnkem ziniç ve dışborçtoplamı neredeyse GSMH miktannaulaşacak noktaya gelmiştir. Kışi başına borç miktan 2500dolaraçıkrmşttt. Borçlardaya- ratüanbağtmhlıkortamında, saglık- hvebağımsız politikalaroluşturrnak neredeyse irnkânsız hale gelmiştir. Bunedenkyapüacak ilk iş dışborç- lann vebelli meblağın üzerindeki iç borçlarmuzunsüreli ertelenmesidir. Kaldıki hükümet sermaye smıtmın aîacaklanrütekerteker, yüksek faiz- lerleödemekte ikençahşanlannala- caklanrun (Tasarrutu Teşvik Fonu) üzerine rahatlıkla yatabilmektedir. Çahşanlarakarşı gösterilenbu cesa- retömeğialacaklı sermayesmıtiiçin de gösterumelidir. 8. Tanmve ârettmı sek- tOTün de$teklenn>esl ÜlkemizdekiTdayaşayanlannota- m yüksekhğini korumaktadır. îstih- damm önemli bir kıanmı da tanm çalışanlan oluşturmaktadır. Ancak son yülarda M F politikalan sonu- cunda hayvancıVık ve tanm sektörü tamamen çökertümiştir. Kamu ban- kalannda oluşan 20 milyar dolarhk görev zaran, çiftçiye, esnafe dağıü- lan kredilerden değjl, siyasüer için *oypazartavTcâan" niteliğjndekibü- yük toprak sahiplerine, ağalara, şeybkre dağıtünuştır. Bu tablo de- ğişnribneü, yaşamını tanm ve hay- vancüıkla sürdürenleri destekleyen ve oruan teknolojiyle taraştıran po- lıukalara ağrrhk verilmelıdiı. mürgeleşmesi kaçınnmazolur.Türki- ye, dış siyaseti, ekonomisi ilebu teh- Bkelisüreciyaşamayabaşlamıştır. U- lusdevletiniyadsıyan ve ulusal çıkar- lankorumayaözengöstenneyenyan- hş politikalar sonucunda, Türkiye, kendi parasının değerini koruyama- yan,ulusalonurununzedelenmesiko- şullanna bir avuç dolar için boyun eğen duruma sürüklenmiştir. Bukoşullardan ancaküretken eko- nomiyi yeniden yapnlandırmakla, Mustafa Kemal Atatürk'ün planlı ekonomi siyasetiyle kurtulmak ola- nakhdır. 9 Arahk 1999 günü MF'nin önerisiyleuygulanmasvnabaşlananve parasal araçlarla ekonominin esenli- ğe kavuşacağını öngören niyet mek- tubuve onunekiolan "yenikıır vepa- nı poMkası" iflas etmiş ve yeniden dalgalı kur politikasına geri dönül- müştür. Yanhşlık, kaynaklann planh biçimde yatınma dönüşerek üretim artışı sağlayacak olanplanhekonomi siyasetininterk edümesindenkaynak- lanmaktadır. Çözümyolu,ne M F Uen ne MerkezBankası'ndandeğil, sade- ce etkin çahşması gereken Devlet PlanlamaTeşkilatı'ndan(DPT)geçer. YenHnirpoimkası 9 Arahk 1999'da uygulanmasma başlanan yeni kur para politikasınm en çürük ve çeüşkisel yanı, Merkez Bankası'nın net iç varhklanna getiri- lenkatısınırlamaidi. Bu svnrrlama,kıt parapoütikasınadönüştüğüiçin, eko- nomininişleyişindenkaynaklanan pa- ra talebi karşılanamamış, Kasım 2000'deekonomikbunahmınsuyüzü- ne çıkmasınanedenouTiuştu. MF'nin reçetesindeki bu kısıtlama, enflasyo- nu aşağıçekmenin aracı olaraköngö- rüknüştû. Eğerbununtersinekararverilse idi, bu kez ekonomikbunalım ertelenmiş olacak, fakat enflasyon aşagıyaçekil- meyecekü. Görülüyor ki MF'nin re- çetesi, Türkiye'nin ekonomisini ya bunalım, ya enflasyon gibi iki farklı seçenekle karşı karşıya getirmiş ve MF'nin güdümünde siyasal iktidar, enflasyonu aşağı çekme seçeneğini tercih etmiştir. Döviz kuruçıpası gibi ciddiyetsiz bir kavramın peşinde Tür- kiye'nin ekonomisi intiharasürüklen- di.BununbaşsorumlusuIMFve onun buyruğundahareket eden siyasal ikti- dardır. Yerüdandalgahkurpolitikasına ge- çiş,ashnda9 Arahk 1999 öncesine da- ha kötükoşullar alnnda geri dönmek demektir. Tüm dünya, başta \MS oknak üze- re,MihonFriedınan'ınparateorisinin kurbaru olmaküzeredirveTürkiye ük seçüenkurbanlardan sadece biridir. Görünenodurki "Voüpkrin* geçir- mişolanekonomininayağakalkıp yü- rüyebihnesi, siyasi iktidarlann Ata- türkve arkadaşlannın 1920-1950 ara- sında uygulamış olduklan "devkt ağntkh karma ekooomi modcti"ne dönmesiyle olanaklıdır. Yoksa yeni "ekonomik krtder* halkm kapısına dayanacaktır. Bizden söylemesi... Ulusal politikalar değer yitirdi Kflm ÇELErtTMMOB Je- olojiMühOdası Y.. KuruluBşk B ugünülkemizdeyaşa- nan ve halk için yok- sulluk, eğitimsizlik, sagiıksızlıkve ölümanlamına gelen u krâ"in dinamikleride bu, dünyaölçeğindekiekono- rm-r»litikalartoıkaynaklanı- yor. Neoliberalekonomipoli- tikalannın Türkiye reçetesi olarak sunulan24 Ocak 1980 kararlantoplumumuza 12Ey- lül 1980 darbesiyle, silah zo- ruyla dayatılmıştır. Yüzlerce insanm idam edildiği, "opc- rasyon w lara kurban gittiği, 600 bin insanvn işkence tez- gâhlanndan geçirildiği, 1.5 milyoninsanın^fişktM^T biry ş ^ kanh süreçte ödemeler den- gesirünkurulacağı, dışborçla- nn sorun ohnaktan çıkacagı, ekonominin isükrarlı bir bü- yüme sürecine gireceği, dışa açıhprekabetçiduruma gele- ceği, enflasyonun düşeceği, gelir dagılımırun iyileşeceği, yatınmlannve dolayısıyla is- nhdamın artacağı vaazlanyla 21 yıh arkada bıraktık. SürecinheTaşamasındane- yinnasılyapüacağınaM F ve Dünya Bankası karar vere- cekti. Milli iradesiz bir hale gelmiştik. Kapitalizm ( ^wp«salkriz''in yükünüaz- gelişmişlere akta- nyor. Üstehk fatura her defa- srnda daha da büyüyor. Yok- sullardan zenginlere, azgeliş- miş ülkelerden metropol ül- kelere süreklikaynak aktanlı- • Ulusal sanayinin anlamı kalmadı. Ulusal politikalar değer yitirdi. Sorun teknik politikalarla çözûlebilecek, ekonomik alanla sınırh bir olgu değildir. Siyasi bir sorurüa karşı karşıyayız. yor. Artıkulusalsanayinin an- lamıkalmamıştır, ulusalpoli- tikalar değer yitirmiştir. So- run teknikpolitikalarla çözû- lebilecek,ekonomikalanlası- nırhbir olgu değildir. Üretim araçlannın özel mülkiyetine, kâr ve sömürüye dayah verili üretimilişkileri içerisinde so- runun nihai olarak aşılması olanaksızdvr. Neter yapılmalı • KTrTerinözelleştirme adı altındayerli/yabancı egemen- lere peşkeş çekilmesinden acilen vazgeçihnelidir. • Ulusalsanayi demokratik vekaulımcı planlama anlayışı ile ve yeni yatinmlarla geliş- tirilmeli ve korunmahdır. • Dış borç ödemeleri dur- durulmahdır. • Ülke kaynaklannı yıllar- dıremperyahsttekeller ilebir- likte yagmalayanlann, hor- tumlayanlann mallan kamu- laştırumalıdır. • Sosyal adaletsizlik ve gelir eşitsizliğini derinleşuren me\cut vergi ve ücret poli- tikalanndan derhal vazgeçil- melidir. • Toplumsal birikimlerin üretkenalanlardanüretken ol- mayan alanlara kaymasvna, rant ekonomisine neden olan para politikalan terkedil- mehdir. •MFreçetelerinebiat ed- erek ülkeyi ve toplumu yok- sullaşturanlarüikeye ve insana üıanetten yargılanmahdır. IMF programı karaya oturdu SALİHKILIÇ Türk-tş Genel Eğıtim Sehreteri T ürkiye, ekonomide yine istikrar arayışla- nna ve içine düşülen "yeni" krizden çıkış çarele- rini tekrar aramaya başladı. Aslındatartışılması gereken temel nokta İMP politikala- n olmalı... Çünküekonomik kriz dogrudan doğruya IMF programınvn bir sonucu... Yaşanılan krizdençıkış ça- releri aranırkenöncelikle ya- pılan hatalann büyüteç altı- na alvnması gerekmektedir. Ülkede uygulanan IMF des- tekli ekonomikprogram ge- leneksel yaklaşımlan içer- miştir. Enflasyonla mücadele adı- na harcamalarkısıkmş, tan- ma yapılandestekleme ahm- lan kaldırümaya çahşılmış, yatınmlar kısılmış, çahşan- lann ücret/maaş artışlanrun hedeflenen enflasyona para- lel olmasına çaba gösteril- miştir. Yani talep synırlandı- nlmakistenmiştir. Üstehkbu politika, 1999 yılırun küçü- len ekonomisi sonrası uygu- lanmak istenmiştir. M F ile yapılan stand-by anlaşmasvnıntemeh, dış kay- nak arayışına ve girişinebağ- lanmıştır. Özelleştirmenin hızlandınlması, yapısal re- form adı altındaki düzenle- meler bu hedefe yönelik ol- muştur. MF'nin istekleri doğnıl- • MF'nin istekleri doğrultusunda yörütülen ekonomik politika iflas etmiş, karaya otormuştur. Bununbedeli hızla yoksullaşma, gelir dagılımırun daha da bozulması, yaygınlaşan işsizliktk. tusundayürütülen ekonomik politika iflas etmiş, karaya oturmuştur. Bunun bedeli; hızla yoksullaşma, gelir da- ğıhmvnın daha da bozulma- sı, yaygvnlaşanişsizlik, geri- leyen yatmmlar, tanmda ve hayvancıhktaki olumsuzluk- lar ohnuştur. Ekonomik krizden nasıl çıkılabilir? Öncetikkülkeninpotansi- yetinİQİkkatealan,dinamik- krini harekete geçirecek, uzun dönemli >apısal dönü- şümü gerçeHeştirecek eko- nomik ve sosyal bir progra- mın uygulamava konuknası gerekmektedir. Programm temel ekseni; • Makroekonomik istikra- nn sağlanması, • Ekonomik büyümenin sürdürükbilir olarak gerçek- leştiriknesi, • Sağlanan gelir artışvrun, üretim sürecine katılanlar arasında adaletli olarak da- ğıtılması, • Yenibir sanayileşme po- litikasının uygulamaya ko- nuhnası. • Üretime ve ihracata da- yah politikalann ithalat ve tüketim ekonomisinin yerini aVması, • Üretkenyatınmlara ağır- lık veribtnesi, • Teknolojik düzeyin ge- liştirihnesi, verimliliğin art- tınlması konulanna öncelik verihnesi. BİTTt CUMARTESt YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU lüpk Dünyası Çağdaş Edehivateün»ep\'nöe... "Türk Dünyası Çağdaş Edebiyat Günleri" baş- >ığı aftmda düzenlenen uluslararası birtoplant»,23- 25 Şubat tarihlerinde Istanbul'dagerçekleşti. Ko- nuyla ilgHi basın bülteninde şöyle denilmekteydi: "Bir zamanlann 'ünlü Sovyet Yazan' olarak tarv- nan ünlü Türk yazarlan Istanbul Büyük Şehir Be- lediyesi'nin davetlisi olarakIstanbul'a geliyor... Is- tanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür Işleri Daire Başkanltğı tarafindan ilk kez dûzenlenen, Türki- ye'den ve Türk cumhuriyetlerinden pek çok ede- biyatçıyı bir araya getirecek olan i. Türk Dünyası Çağdaş Edebiyat Günleri'nde, Türk Dünyası ede- biyatının sorunlan tartışılacak ve değişik ülkeler- de, değişik dillerde yazan edebiyatçılann karşılaş- tığı sorunlar dile getirilecek." Nitekim, CHürriyet" gazetesi küttür sayfası dışında) basına ve özeHik- \e de TVlere hemen hemen hiç yansımayan top- lantılarda, örvemli, ılginç konular tartışıldı. llginç öneriterde bulunuldu... • • • Ülkemizokuruncada tanınan ünlü Azeri roman- cı Anar, Eresin Oteli'ndeki "basın toplantısı"wia. yaptığı konuşmada, bu buîoçT.adaT>''rkiye'nin her görüşten yazannı aynı masa çevresinde görmek- ten duyduğu sevinci belirtti... Başka konuşmacı- \ar, çeşitli ülkelerde ve cografyalarda vaıiığını sür- düren "Türk" kültürünün ortak değerteri üstünde durdular. Bu toplantıdabir konuşmayapmam on- görülmemişti. Söz istemek geregini duydum. Er- tesigün "Cumhuriyet"teyayımlanacakolan "Puş- kin ve Nâzım" başlıklı yazımdanyola çıkarak bu i- kibüyükyazannyazgıiannın ortakyönterinden söz ettim. Her ikisi de ülkeierinin edebıyatırvda çıgır açmış yazarlardı. Her ikisi de yaşadıklan dönem- de hem haklan olan üne kavuşmuşlar, hem ağır saldınlarta karşılaşmtştar, acılar çekmişlerdi. Sal- dınlar, ölümlerinden sonra da (Nazım'a ne yazık ki kendi ülkesinin kimi çevrelerince) Puşkin'e da- ha başka bir biçimde, sürmekteydi... Her iki yaza- nn bir başka ortak özeNiği, kendi ulusal degerte- riyte evrensel degerleri birieştirebilmiş olmalany- dı... Başanlanmn, büyüklüklerinin nedeni de bu ol- sa gerekti... Konuşmamı, bu masa çevresinde bu- lunan hiç kimsenin, Türk yazan Nazım HikmeVin sahip olduğu ulusal ve evrensel değer konusun- da herhalde kuşku duymadıklanna iiişlön, yanrtı içinde olan soruyla tamamladım... • • • 24-25 Şubat tarihlerinde Cemal Reşit Rey Kül- tür Merkezi'nde düzenienen açık oturumlardan il- ki "Bozkırlardan Efsane Şehirlere Ortak Kültürûn Edebiyata Yansıması" başlığınıtaşıyordu... (ûteki oturumlar çağdaş edebiyatlanrrazın çeşitli dallan- nın bugünkü durumlannailişkindi.)Düzenleyiciku- ruluşun basın bildirisinde yer alan ve yukandaki paragratta sözünü ettiğim basın toplönfıÖfHHrffl-* le getirilen "kuramsal" konular, bu ilkaçık otumn> da aynntılı olarak ele alındı. Anar, bir "Türk Dün- yası Edebiyat Akademisi' kurulmasına ilişkin öne- risiriı yineledi. Türkiye'den ve "Türk" cumhuriyet- lerinden, benim de aralannda bulunduğum ko- nuşmactlann dile getirdikleri sorunlar ve öneriler, not edebildıgimce ve özetle şunlardı: Birbirimizi dahayakındantanımamızve "ortakkü/tür"ün ede- biyatayansıması bakımından, karşılıklı çeviri etkin- liği özel bir önem taşıyor. Bu arnaçla, her ülkeden en yeni edebiyat ürünlerinin yer alacağı bir dergi yayımlanabilır. TürkiyeTürkçesi ortakkültürdilimiz olabiür mi? llkokullardan üniversitelere kadar, tüm eğitim kurumlannda, bu konularda bilgilendirici eğitim. TVyayınlannın bu anlamda güçlendirilme- si. Yayın ve yazar kuruluşlan arasmdaki ilişkilerin önemi, vb... Toplantılan düzenleyen Istanbul Be- lediyesi Kültür Dairesi'nin konuşma tutanaklannı yayımlaması çok yarariı olur. • • • Bu ilk oturumdaki konuşmacılardan dünyaca ünlü Kırgızyazar Cengiz Aytmatov'un bir cümle- sini not etmişim: "Nereye yönelrmliyiz?" Evet. Hem ulusal, halksal değerterimize karşı tehditoluş- turduğu konusunda bütün konuşmacılann birieş- tiği "küreselleşme" olgusu karşısında bu değerifr- rimizi savunup geliştirebilmek, hem de dar, kısırbir yerelliğin sınırian içinde kalmamakiçin ne yapma- Iı7 Bu sorunun en öğretici yanıtı, açık oturumdaki konuşmamda da söylediğim gibi, Cengiz Aytma- tov'un kendisidir. Yoksul köylü çocuğu Aytmatov, yeteneklerinigeliştirecek bir eğitim ortamı bulama- sa, yapıtAannı yazdığı Kırgızca'nın yanı sıra Rusça yoluyla kültürûn evrensel değerierine ulaşamasa, bugünkü Aytmatov olabilır miydi? "Bozkırlardan Efsane Şehirlere Ortak Kültürûn Edebiyata Yansı- masf, daha açık bir deyişle "bozkır" kökenli ürün- lerin gerçek aniamda kent kültürü ürünleri olarak gelişebilmesi için ulusal-halksal değerlerie evren- sel degerleri buluşturabilmek gerekir... Yoksa "bozkır"ûa kalış ya da yeniden "bozktr"* donüş kaçınılmazolur... Bir not Sincan F Tıpi Cezaevi'nden aldığım (21 Şubat tarihli) birmektupta şöy/e deniyor. 'Ftipin de bugün 74. günümüz. Hâ/â 2 arkadaşım dışın da kimseyi gönvüş değilim. ...Ben ölüm orucur da değilim. Önce 35 günlük, kısa biraradan sor ra 45 günlük açlık grevi yaptım. 10 gün arade sonra yeniden açlık grevine başladık. Çünkü e miz ekmeğe gitmiyor, dişlerimiz lokmalan çiğn mek isterniyor. Yan hücrede bir arkadaşım ölü orucunun 134. günûnde. Vebu yüzden bizdey niden açlıkgrevine başladık. Bu seferçözüm o na kadar sürdüreceğiz. ...Artan baskılara inat Adalet Bakanlığı'nın görmezden gelmelenne h bu direniş sürüyor. Eğer sorun kamuoyunun is diği biçimde çözülmezse 1. ekipten sonra 2. el tekiler, sonra da 3. ekiptekiler ölecek. Bu da dece Sincan F Tıpi açısından 100 insan demı ataol b@cumhuriyetcom.tr Bagışlayacağtntz her bir kur, engellimn kolu, bacagı ve gözü ohcak Bu yardımı bizden esırgemey Türkiye TcL (0 216) Î70 îî 66 - Î8Î 9> 50 - }701 Buıkt hesap no: Maltepe Vakıflaı Bnnk.au Şı 2051328 Nolut
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle