Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
Çok Özel Bi
CUMHURİYET 17 MART 2001 CUMARTESİ
LAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
okratik Kitle Örgütü: ADD...
Prof. Dr. Ahmet SALHKADD GenelMeAeZ^m^unflu Üyesi
A
DD (Atatürkçü Dû- Tıpkı kurtan£i.ve kurucu cumhuriyet
şünce Deraeği), ka- devrimcisinmözenledikkatçektığigi-
mu yaranna çalışan bi: Tarihi yazanın yapana sadık kalma-
ve yurt çapında geli- nıası durumunda tarihsel gerçeklerin
şen bir demokratik çarpıtılarakbambaşkabirgörimümka-
kitle öıgûtünün adı... zanmasj tehlikesinde oldugu gibi...
şünce Deraeği), ka-
mu yaranna çahşan
ve yurt çapında geli-
şen bir demokratik
kitle örgûtünûn adı...
Yurt geneline yayüan 500'e yakın şu-
besi, yûz bine ulaşan üye sayısı ile yur-
tiçinde ve dışında pek çok çevrenin
-ister istemez- dikkatini çekiyor. En
başta inanılmazbüyüme hızı, ilgi ve me-
rak konusu. Sonra da yaptıklan ile ka-
muoyunun gözûnü ayıramadığı çok
seçkin bir demek! Amacı, -1989 tarih-
li- kuruluş tüzüğünce de vurgulandığı
ûzere;
u
_ Atatûrk'e ve Atatûrkçûlöğe ina-
naalanbirarayagetirerekgüçveeııer-
jikrini birleştirip dinamik nftefikteki
Atatûrk devrimleri doğrultusunda ve
karşıde\Tmralerin,ulusun düşünceya-
pısmda geriye dönüşe yöoetik çaba ve
girişimlerden Tûrk tophımunu koru-
mak için, aydmlancı ve uyana hizmef-
lerverebflmelerini gerçekleştinnektir."
Türkiyemiz, 3. binyüa hepımizın gö-
zü önûnde olan çok ağır sonmlarla gir-
di. Bunlan saymaya sanınz gerek yok.
Toplumsal birçıldınnın (histerinin) her
gün en acüı (trajik) onlarca ömeği ba-
sına yansıyor. Buzdağının asıl ûrkütû-
cübölümü ise toplumunbagnnda sak-
Ancak bir olgunun altının çok açık
ve kalın çizgilerle çizilmesi kaçınıl-
maz: Türkiye günümüzdekı darboğaz,
hatta çıkmaza, neredeyse 50 yıldan bu
yana Atatûrk devrim ve ilkelerine ar-
kasmı döndüğü için sürüklendi! Dev-
rim karşıtlanysa çifte utku kazanma
peşinde: tlki, -becerebıürlerse- Kema-
Uzmi tarihe gömmek; ıkıncısı ise ülke-
mizin günümüzdeki tıkanıklığından
onu sorumlu tutmak! llk gerekçeyi de-
mokratik hoşgörü bağlammda -belki-
anlayabiliriz; herkes Atatürkçü olmak
zorunda değil. Ancak ikıncisi dürüst-
çe değil. Açıkça tarihi saptırmak! Si-
yasal etiğe de, bilim/tarih etiğine de
aytan; giderek önce Türk halkına son-
ra da insanlığa karşı suç! Nasıl mı?
Oysa Türk devrimi ve onu tnphınt-
saldokuyaişleyerek Anadolu toprakla-
nnda bir ulusun özgürleşme eylemine
dönüştürmeyihedefleyen bütünleyici ü-
keler (6 ok ve tümleyicileri) salt Türk
ulusuna sınırlı değil; evrensel açılımla
tüm mazlum ve sömürülen halklara
model idi. Daha açık vurgulamak ge-
rekirse; 20. yy'ın başında yayılraacı
sömürgenlere soylu ve saygın başkal-
dınnın menıfestosu, aslında Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi idi.
Kapitalizme de, Marksizme de 'hayır'
diyen gerçek anlamda özgün 3. yol:
Kemalizm! En gerçekçi çağdaşlaştna,
uygarlaşma projesi, aydınlanma ide-
olojisi, Batdılann 1930'larda adrnı öz-
kendilerinin (bizzat) koyduklan Kema-
lizm idi. Bu olgu, 70-75 yıllık tarih la-
boratuvannda sınana sınana günümü-
ze değın ulaşan bilimsel bir saptama-
dır. Dolayısıyla Kemalizm karşıtlan-
nın düştükleri derin tarihsel yamlgı,
yalnız Anadolu aydınlamnasını ketle-
miş değil; daha kapsamlı ve daha ür-
künç (vahim) olmak üzere; Mustafa
Kemal'in özleyip öngördüğü sömür-
gecilik ve yayıhnacılığın (emperyaliz-
min) yeryüzünden yok olarak yerini
tüm uluslann kardeşlığine bırakacak
bir evrensel düzene erişilmesini de ge-
ciktirmiştir. Uygarhk tarihi adına, in-
sanlık adına ödenmekte olan giderimi
olanaksız gecikmenin -asla sürgitohna-
sa da- faturası çok ağırdır. ADD, tüm
bu süreçlerinhiç kuşku duyulmasın ki,
ayırdında. Yüklendiği özgörev (mis-
yon), aslında ulusal ölçeği de aşmak-
ta! ınsanlık tarihi incelendiğinde,belir-
leyici doğrultunun hep ama hep ilerle-
me olduğu görülüyor. Demeğirniz ku-
ruculanndan Prof. Nusret Flşek de yü-
reklice yazmışn (1971): Tarih eryada
geç,haDdann haklanmaktağmmöykü-
südür. Sağhkh olan, bu geti^min karşt-
onrin rlfgfl yanmrlfl yw ahnalrtrr
Dolayısıyla ülkemizin, 3. binyıl ba-
şmda çok temel yönelimlere gereksi-
nimi var. Ancak siyasal sistem neredey-
se ükanmış durumda. TBMM, Yürüt-
me'nin ağır baskısmda; ulusal çözüm-
ler üretecek bir biçimde yapılanamı-
yor. Siyasal Partiler ve Seçim yasalan
temel engellerden. Sol, TürkParlamen-
tosu'nda temsil edil(e)miyor. Neredey-
se sağ bloka dayalı bir tek parti yapısı
var... Demokrasinin vazgeçilmez ge-
regi siyasal muhalefet, Yasama'dan dış-
lanmış durumda. Dünya siyasal tarihi
açısındanTürkiye, "çoközgün"birör-
nek oluşturuyor Muhalefet, partiler dı-
şındaki öbür demokratik kitle örgütle-
rinin omzunda.. Iştebukesitte ADD adı
ve yaptıklan çok belirgin biçimde öne
çıkıyor.. Bir dernekten öte, omuzlann-
da yük buluyor örgütün yöneticileri ve
binlerce üyesi. Halkımızın umudu, yük-
selen haklı sesi, demokrasi istemi adı-
na sığınagı, soluk alma adalan bir ba-
kıma. 0nun için bunca saldınlıyor,
onun için bölünüp parçalanmak, etki-
siz kılınmak.. isteniyor. Uyandnn: Si-
yasal sistem, kapitonaj (kapanıp çök-
me, sönme..) sürecinde! Fakat Tûrk
devrimi, kısa sürede, devrimin anlamı-
nı kavramış hatın sayıhr kuşaklar da ye-
tiştirdi. Işte o kuşaklardır ki, Atatürk'ün
işaret ettiğı üzere, "Devrimi her zaman
konıyacakgüçteJ' ohnaktalar. Ancak,
ıpler elden kaçınlmasa bile, hiç ustan
çıkarmayahm; ödenen toplumsal fatu-
ra çok kabanyor. Portekiz, Iran, Irak
ve daha pek çok örnek gözler önünde..
ADD'ninGfieü
ADD; ifamnHa özel kesimde, halkı-
mızın her katmanında, yurtdışında sa-
nıldığrndan çok daha köklü, destek ve
güce sahip. Bununla birhkte değinilen
desteğin daha da büyümesi gerek! Bu
saptama, aynı zamanda ilgih çevrelere
tarihsel bir çağn niteliği de taşımakta-
dır. Önümüzdekı dönemlerde bu gizil-
gücünü (potansiyelini) çok daha iyi
kullanmanın, yönlendirmenin uzakgö-
rüsel (stratejik) yoUannı örgütü ile sah-
neleyecektir ADD. Haziran2000'deya-
pılan seçimlerle oluşturulan 23 kişilik
genel yönetim kurulu, seçim büdirge-
sini, çizdiğimiz eksene oturtmuştur. Bu
bağlamdayurtgeneündeaylıkbölgetDp-
lantılanna başlanmıştır. Ülkemizin te-
mel sorunlanna Atatürkçü Düşünce
Sistemi doğrultusunda çözüm arayışı
amacıyla yürütülenbutoplanularda ko-
nunun uzmanlan, örgütümüz ve halkı-
mız görüşlerini dile getirmekteler. 4
bölge toplantısı Denizli, Maraş, Kars
ve Istanbul'da gerçekleştirümiş; sırasıy-
latanm.eneni,bayvancıhkvesağbkpo-
litıkalanmız, Kemalist bakışla dünü,
bugünü ve geleceğiyle değerlendirümiş-
tir. Bukonulara ilişkin basın açıklama-
lan, halkımız ve ilgili çevrelerin, yet-
kihlerin bilgisine sunulmuştur. ADD,
bu görüşmeler sonunda vanlan sonuç-
lan ve politika önerilerini kitaplaştira-
rak Türk halkma ve tarihe armağan
edecektir. Seçümiş temel konularda, 1
yılhk bir uğraşın ürünü olacak bu ra-
porlann, ülkemizi yöneten kişi ya da ku-
rumlarca duyarhk ve özenle ele ahnma-
sını yüksek bir ısrarla diliyor ve bekh-
yoruz.
ADD'nin özgünlüğü
Altı çizilmeh'dir ki; ADD, sıradan bir
demokratik kitle örgütü ya da demek
kesinlikle değildir... ADD, ülkemizingü-
nümüzde içine sürüklendiği çok olum-
suz tablonun en temel nedeninin, Ata-
tûrkdevrimveflkekrinden sapdmaaol-
dugu behrlemesini en kahn çizgilerle
yapmaktadır. Dolayısıyla çözümün de,
KemaHzmin tam anlamı ve tüm kn-
rumlan ile uvgıdanması olduğu inan-
cındadır. Bu düşüncesini de, ilkine ek
olarak, tarihe not düşerek Türkiye ve
dünya kamuoyuna yüksek sesle duyur-
maktadır. Tambağnnsnlıkveulusege-
menliği, Kemaüzmin olmazsa olmaz
özünü oluşturmaktadır. Atatürkçü dü-
şünce sıstemı kendi ıçinde son derece
tutariı birbütündür. Türkiye gibi Aydın-
lanmadevrimini tamamlayamamış, ge-
ri bıraknnhmş ülkeler için evrensel ve
özgünbir model olarak geçerliliğini ve
işlerliğinı sürdurmektedır; 21. yy'da
da, ulus devletlere yönelık yüacı sal-
dınlarkarşısında temel savunma öğre-
tisi durumundadır.
6okvebütiinle\iciakelerayrılmazbir
tümlük içindedir. Bilerek ya da bilme-
yerek bu bütünün öğelerinden herhan-
gı biri ya da birilerine dönük zayıflaö-
cı eylernlerin, Kemalist ideolojiyi özün-
den zedeleyeceği hatta çökerteceği ke-
sindir. Bu noktada çok duyarlı ve hat-
ta tepküi olacağımız büinmelidir. ADD,
21. yy. başında, gerekirse bir kez daha
Kuvayı Milliye büinci ile 1923'lerin
ateşini harlayacak ve Kemalist devri-
min, kurucusumm ^sûrddldevrimcflk"
ilkesi gereği sonsuza dek mutlaka sûr-
dürülmesi sürecinde belirleyicı olacak-
nr. Bugörkemli tarihsel görev ve onur,
emek veren, ahn teri akıtan tüm üyele-
rimizin omuzlanndadır. Tüm devrim
şehitlerimizi özlem ve saygı ile anar-
ken; devrimi daha da ileriye taşımanın
temel görevimiz olduğu kararhlığıyla,
rahmetli Ahmet Taner Kışlah'nın bü-
yük ustalıkla vurguladığı üzere; "Ke-
malizm geçmişin bekçfliği değB gefcce-
ğin öncülüğüdür'' tavnmızı gür sesli-
likle vurguluyoruz.
Sonuç
6. genel kurulumuzda kayanan, der-
neğimiz ve ulusumuz olmuştur. Göre-
ve getirilen arkadaşlanmız, ünlü deyi-
miyle, yataklanndabilebirtür "nyanık
uvkn"dadırlar.. 2001 ile girdiğimiz 3.
binyıhn başlangıç yıllan, Anadolu ay-
dınlanması ve Türkiye Cumhuriyeti'nm
bölünmez bütünlüğü açısından çok kri-
tik dönemler olacaktır. ADD, ülkemiz
ve ulusun esenliği için var gücüyle ça-
hşacak ve Anadohı Özgürleşme Eyle-
mi ne pahasına olursa olsun başanya
ulaştınlacaktır. Bu süreçte toptancı ve
köktenci "ulusalatutumVEeyJem" için
geç bile kalınmaktadır. Dolayısıyla bu
yaa, ilgili tüm kişi ve kurumlara/ku-
ruluşlara, ulusal ölçekte bir işbirliği
için; ADD'nin açık tarihsel çağnsıdır
da... Yapacaklanmızla dünya demok-
ratik kitle örgütlen kuramına bile kat-
kıda bulunmalıyız, bulunacağız.
ADD'nin sesine, sözüne ve eylemi-
ne özen ve saygı göstermek, Türki-
ye'nin yaranna olacaktır. Haydi hal-
kım, göster ulusal refleksını, davran;
çünkü tam da zamanı...
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
İktisat Bilmek mi?..
"Atatûrk ve Inönü iktisatçı olmadıklan gibi..."
Oyteydi, iktisatçı değillerdi! 0 yıllarda ekonomi öğ-
renimi yapmış insanlar da sayılıydı. Atatûrk de, Inö-
nü de iktisatçı değillerdi, evet, ama yurt, ulus sevgi-
si vardı içlerinde, davranışlannda, karariannda...
Geçen gün Hasan Pulur soruyordu: "İktisat bilim
midir?" Tartışmalı bir konu... Günümüzde iktisatçı-
dan geçilmiyori Üniversitelerimizde iktisat fakültele-
ri var. Uzun yıllardır bu fakültelerden pek çok uzman
çıktı, yabancı ülkelerde mastıriar yapanlar var, öğre-
tim üyelerini ise saymakla bitmez.
Atatûrk döneminde Mustafa Şeref Bey vardı ik-
tisat bakanı olarak... Batı'da okumuştu. Celal Ba-
yar öğrenimsiz bir kişiydi. Atatûrk ve Inönü askerdi.
Ama cumhuriyetin yirmi beş yılında ülkede büyük bir
ekonomik bunalım yasanmadı.
Ülkemiz 1929 dünya ekonomik bunalımını kolay-
ca atlatmasını bilmişse, bunu, iktisatçı olmayan bir
siyasal kadronun ustalıklı yönetimine borçludur. İk-
tisat bilmek elbet iyidir, yararlıdır, ama daha önemli
dan, yönetim başındakilerin halkını sevmesi, halkı-
nın yarannı her şeyin başında düşünmesidir. Dürüst
olmasıdır. ûzel çıkar ardında koşmamasıdır.
0 iktisat bilmeyen insanlar, yani askerler, hem bu
yurdu kurtardılar, cumhuriyet' kurdular, hem de ül-
keyi, halkı yabancılara el açtırmadan yaşattılar. Türk
parasının değerini koruyarak, dış borçlanmalara git-
meyerek, Osmanlı'nın borçlannı da kuruşu kuruşu-
na ödeyerek, halkı türlü güçlüklere karşın hiçbir za-
man yoksulluk, açlık sınınna getiımeyerek!..
Oysa 'sözde' demokrasi dönemine girdiğimiz et-
lilerden bu yana nice iktisatçı, planlamacı, uzman ki-
şiler işbaşına geldi geçti. O 'eski askerler' kadar iyi-
niyetli, dürüst, ahlaklı olamadıklanndan her şey al-
tüst oldu. Türk ürası'nın son elli yılda nereden ne-
reye geldiğini bir düşünün! 1930'larda 1 lira 80 ku-
ruş olan dolann günümüzde 1 milyon lirayı aşması
hazin, ama anlamlı bir ölçü değil midir?
ABD'den bir uzman geldi, bakan yapıldı, ekono-
minin patronu ilan edildi. Şimdi umut onda! 'Ulusal'
bir programla içine düştüğümüz bataktan çıkmak he-
saplannda!.. Nasıl bir 'ulusallık' ki bu, her şeyi dışa-
nya danışıyoruz, dışandan akıl alıyoruz, dışandan
gelecek milyariarca dolardan medet umuyoruz. ön-
ceki dönemlerde nice milyonlarca dolar borçlandık
da ne kazandık? Nereye, kimlere gitti o dolarlar? Bir
türlü 'nereden buldun' yasasını çıkarabildik mi? Çı-
karabilecek miyiz?..
Birkaç sayı: Türkiye hükümetinin şu anda 36 ba-
kanı var. Oysa Almanya'nın 15, Japonya'nın 12, In-
giltere'nin 20!.. Asgari ücretimiz 150 milyon, Yuna-
nistan'ın 540, Almanya'nın 1100!.. Bir yaşam bo-
yunca 'kemersıkma' politikası yaşayan bizler değil
miyiz? Şimdi yeniden mi? Sıka sıka ne kemer kaldı
ne de insanlık!.. Devlet katında israf aynı hızda sü-
rüyor. Tıcaret Odası'na göre 335 bin lojman, 2400
tesis var! Ya otomobil sattanatı?.. Ya koruma botlu-
ğu? Bu yoksul ülkede otomobille gezecek görevli,
korunacak insan saytst niye bu kadar çok? Bütün bun-
lan, daha bunlar gibi neleri hesaplamadan, kalkryor-
lar, halkımızdan yeniden özveri istiyoriar! Bütün be-
ceriksizliklerin, yolsuzluklann, soygunlann acısı yipe
halka, emekçiye, dar gelirtiye yüklenerek!..
Sonra, bir gazete yazan kalkıp "Atatûrk de, Inö-
nü de iktisat bilmezdi" diyebiHyor! Son elli yıtdır iş-
başına gelenlerin çoğu iktisat bildi de, biliyor da,
hatta iktisat uzmanı, profesörü oldu da halkımız bun-
dan ne kazandı? Bağımsızlık savaşının askerlerini,
asker bakanlannı, asker yöneticilerini bugün mum-
la anyoruz desem hiç de yanlış olmayacak!..
Tevhid-i Tedrisat ve Vasıf Çınar
TÜJay ABm BARANfl//gı Üniversitesi
C
umhuriyet tarihi açısından 77. yı-
luu yaşadığımız 3 Mart 1924 ta-
tihioMufcça önemli birtarihtir. Bu
günün önemi, Osmanlı Impara-
torhığu'nun saltanattan sonra ya-
şayan en büyük kurumunun, yani hilafetm kal-
dırümasından kaynaklanır. Aynı gün eğitim ve
öğretimi birleştiren Tevhid-i Tedrisat Kanu-
nu'nun çıkanlmış olması ise hem Türk eğitim
tarihi hem de laiklik açısından çok şey ifade et-
mektedir. Bu kanuna baglı olarak gerçekleşti-
rilecek değişiklikler ve yeni düzenlemeler çağ-
daş eğitim anlayışının hayata geçirilmesine ola-
nai tanıyarak eğiümde fırsat eşıtlığini yarata-
caknr. Bu kanunun çok yönlü olarak ifade ettı-
ği anlamyadsınamaz bir biçimde kabul edilmis
olmasına karşm kanunun hazırlanmasında ve mil-
li eğitim bakanı olarak uygulanmasında önem-
li hizmetlen olan VfeofÇmar çok fazla büınme-
mektedir. Vasıf Çınar, 1896 Girit Kandiye do-
ğumlu olup eski Kaymakam Abdulah Hıdasi
Bey'inoğludur. 1910yıhndatzmirtdadisi'nden
mezun olmuş ve bir süre Hukuk Mektebi'nde
okumuştur. Işgal yıllannda Vasıf Çınar'ın en
önemli hizmetlerinden bin, hiç kuşkusuz 1919
yılında Balıkesır'de Mustafa Necati ile bırlıkte
çıkarmaya başladığı "lzmir'e Doğru" gazete-
sidir. "Ulusal Kurtnlaş Hareketinin DcstekçM
ve Yürütücüsüdûr" altbaşbğı ile çıkan gazete,
işgal politikasına karşı yazümış yazılan içerir.
Milli Mücadele'nın hakuhğuu ve başanlacağı
Türk Devrim Tarihi Araştırma Merkezi
konusundaki kesin inancı içeren çok sayıda ya-
zryı görebildiğimiz gazete, Balıkesir'in işgali üze-
rine yayınına son verir. Bunun üzerine Vasıf
Çınar, önce MaarifVekâleti ÖzdKaJemMüdûr-
lüğü'ne atamr, daha sonra da TBMM'nın ikin-
ci dönem milletveküi seçimlerine kaülarak Sa-
ruhan milletveküi olarak pariamentoya katıhr.
Parlamentonun ele aldığı Lozan Banş Antlaş-
ması, Teşküat-ı Esasiye Kanunu'nun bazı mad-
delerinın değiştirilmesi ile ilgili kanun tekhTı gö-
rüşmelerinde konuşmalar yapan Çınar, saltana-
tın kaldınlmasının oldukça yerinde bir karar
olduğu fikrini Ulemiştir. Cumhuriyetin ilanı ko-
nusunda ileri sürülen "acele edikngi'" yolunda-
ki görüşlere ise karşı çıkarak "Tnevcut ve mü-
essesofamşekfincumhuriyetten başka bir şey<rf-
mflAgım" ifade etmiştir.
Cumhuriyetin kendisini daha iyi anlatması-
na bir engel olarak duran halifehğm kaldınlma-
sı tartışmalannda VasıfÇınar, "Yüflbğnnızmü-
essese, en fetakedi bir günümüzde tekrar başt-
mıza bda otanak için hazır ve mûheyya bekfc-
mektedir'' diyerek bu kurum var olduğu süre-
ce karşılaşılabilecektehlıkeleredıkkati çekmiş-
tir. Halifelik tartışmalannın yapıldığı gün Türk
eğitim tarihi açısından büyük önemi olan Tev-
hid-i Tedrisat da gündeme gelmıştir. Eğitim ve
öğretimi birleştirerek medreselen kapatacak
olan kanun teklifı Saruhan Mebusu Vasıf Çı-
nar ve elli arkadaşımn "Bir devtetin irfan ve
û itibanyla vahdetini temin etmek için Tevhid-
i Tedrisat en doğru, enflmiveenasri ve her yer-
defevaidve muhassenaü görühnüş umdedİE-"
cümleleriyle verdığı önerge, tarüsmalann ardm-
dan kabul edilmiş ve Tevhid-i Tedrisat Kanu-
nu'nun kabulünden üç gün sonra 6 Mart tari-
hinde Çınar, maarif vekili olmuştur. Vasıf Bey
böylece Tevhid-i Tedrisat'ı uygulayan bakan
sıfaüyla işbasında bulunduğu süre içerisinde
medreseler kapanmış, ortaögretimde ders prog-
ramlan üzerinde değişiklikler yapdmış, öğret-
men okullannm sayısı arttınlrnış, yabancı uz-
manlar -JohnDeweygibi- çağnlıp eğitimin plan-
lılaşbrüması ele ahnmıştır. Vasıf Çınar'ın mil-
li eğitim bakanı olarak yaptığı işler, yerini 16
Haziran 1925'te Prag Elçüiği'ne atanması ile
birlikte diplomatlığa bırakmıştır. Son olarak
büyükelçi olarak bulunduğu Moskova'da 2 Ha-
ziran 1935 tarihmde ölmüştür.
Vasıf Çmar'ın gazetecilik, parlamenterlik,
diplomatlık üçgeninde gelışen kısayaşamı içe-
risinde milli eğitim bakanı olarak hizmetlerinin
ayn bir önemi var. Cumhunyetin temel felse-
fesinin anlaşılmasında ve hedefıni yagriaşhpna
. olarak belirlemiş devletin bundan sonra ger-
çekleştireceği devrimlerde, en önemli yapı taş-
lanndan birini oluşturan eğitimin d^rayönlen-
dirimesİDde katküan büyüktür. Üzerine aldığı
bu büyük görevdekı rolü başanyla tamamla-
mış olması, kuruluş dönemindeki genç Türki-
ye Cumhuriyeti'nin Tevhid-i Tedrisat'ı hayata
geçirmesinde ve laik uygulamalara geçebil-
mesinde önemli bir etkendir.
HAKKINEN 1 DAKIKA 38 SANIYEDE TAMAMLADI!
BU REKORU KIRABİLECEK OLAN VAR Mİ?
• 17
• 18
•36 «19
•35 •20
4
. «5
3»
21
33
*
29 28
32«
30 27
• 23
• 24
•25
•26
FORMULA 1
Malezya Grand Prix
www.ntvnunbc.com
Siralama / Bugün Canlı 07:00 Tekrar 14:00
Yarış / Pazar Canlı 09:00 Tekrar 15:00
PENCERE
TJalgacı Mahmutiar
Ütkesi.
Dövizin 'çapalı 'sından -ya da 'çıpalı 'sından- vaz-
geçip 'dalgairsma geçtik...
"Umudumuz Ecovft" dryor ki:
"Dalgalı kur sistemini iyi değertendirebilirsek
başta dışsatım ve turizm olmak ûzere lokomotifsek
törtere kısa sürede büyük canlılık kazandırabilinz;
Türk LJrası 'nın ölçülü dûzeyde değeryitirmesi dış-
satıma hız katacaktır; yine dalgalı kur uygulama-
sıyla Tûrk Lirası'nda ölçülü düşüş turizme de güç
katacak." (Cumhuriyet, 16.3.2001)
"Umut fakirin ekmeği...
Ye Mehmet yel.."
Gazetelere bakıyorurn, Amerikan Dolan 1.000.000
(bir milyon) lirayı aşmış...
Dalgalı kur bu mu?..
Yoksa dalga mı geçiyoruz yurttaşla?..
•
Ortıan Veti'nin "Dalgacı Mahmut" şiirini çoğu-
muz ezbere biliriz; ilk iki bölümü şöyle:
Işim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyanm her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.
Deniz yııtlır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker, - .-\
Ben dikerim.
Dalgacı Mahmut şu günlerde bizim ekonomik so-
runlanmıza da el mi attı?..
Dalgalı kur Mahmut'un marifeti mi?..
IMF'nin yeni numarası mı?..
•
Dalga nasıl oluşur?..
Nâzım Hikmet'in ünlü şiirinde denizin dalga-
lanması pek güzel anlatılın
Intyor kayık..
Çıkıyorkayık..
fn..
Dalgalanma bir inmek bir çıkmakla oluşur; ben
kendimi bildim bileli Amerikan Dolan'nın dalgalan-
dığırn gormedim; mübarek hiç inmez, hep çıkar, Rab-
bena, hep bana, hep bana; Amerikalı bu konuda
hiç dalga geçmez, biz hep dalga geçeriz; geçtiği-
miz için de Ikinci Dünya Savaşı sonrasında 120 ku-
ruş olan Amerikan Dolan bugün 1 milyon liraya
çıktı. Başbakan Eoevifin konusmasında dalgalı kur
nasıl tanımlanıyor
"- Türk LJrası'nın ölçülü dûzeyde değeryitirme-
siyle dalgalı kur uygulaması..."
Yani dalga yok..
Dalga geçmek var.
•
En iyisi, Amerikan Dolan'na 1 mityon değil, 2
milyon lira fiyat biçelim; bak o zaman ihracat na-
sıl patlar, güney kıyılanmız turistle dolup taşar, özel-
teştirmelerhemen gerçekleşir, başımız göğe erer...
'Dalgacı Mahmut'un ülkesinde yaşıyoruz.
Şiirin son bölümü de şöyle: j
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürûm başımda,
Bir mide düşünürûm midemde,
Bir ayak düşünürûm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem.
•
Soruyorum: Içimizde ve başımızda ne haltede-
ceğini bilen biri var mı?.
KAKTAL1. SULH HUKUK
HÂKİMLtĞl'NDEN
EsasNo: 2000/419
Davacı Nezahat Özkan vekili Av. Osman Aktuğ tara-
ftndan Mütv. Hatıce Taylan Peksöz'ûn vasiyetnamesi-
nin okunması istenilmiş bulunmakla;
Mütv. Hab'ce Taylan Peksöz'ûn miıasçısı bulunan Iz-
zet Salamer'in yaptınlan tahkikatlarda adresi ve kendi-
si temin edilemediğinden mütv. taraftndan tanzun etti-
rilmiş bulunan ve "TC sınırlan dahilinde adıma kayıth
bulunan bilcümle gayrimenkullerdekı, menkul mallar-
daki, aynı haklar ve hamilıne yazılı hısse senetlennde-
ki TC sınırlan dahilinde bulunan bilcümle banka mer-
kez vc şubelerindeki hesaplan ile alacaklannı ve ev eş-
yalannın tamamıru Nezaket Özkan'a vasiyet ediyo-
rum" şeklınde yapügı vasıyetnameyı kabul edıp etme-
diğı hususunda beyanda buiunmak üzere mirasçı Izzet
Salamer'in duruşma günü olan 6.4.2001 tarihinde du-
ruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille
temsil etürmesı, hazır bulunmadığı takdirde vasiyetna-
meyi aynen kabul etmiş sayılacağına dair karar verile-
cegi hususu ilan orunur. 22.2.2001
Basın: 13049
ADALAR SULH HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
1999/114
Davacı Maliye Hazinesi taranndan davalılar lrini
Lavda mirasçılan Hristo Yasefıdi, Vasüiki lzguridis ve-
kili Av. 1. Hakkı Kaya ve davalılar Yani Karipis ve Elef-
teriya Karipis aleyhine açılan verasetın iptali davasının
mahkememızde yapılan açık duTuşmalan sonunda:
Mahkememizden verilen 28.9.2000 tarih, 1999/114
esas, 2000/92 sayılı karar ile:
Davaya konu ve iptali istenilen ve davalılar aleyhine
Istanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen
1963/661 esas, 1964/123 karar sayılı veraset ılamının
iptali için istenilen dava, yukanda belirtılen mahkeme-
miz esas ve karan ile davanın reddine, 800.000 -TL üc-
reti vekâletin davacı vekili için davacüardan ılınarak
ödenmesıne, yapılan masraflann da^cı üzencde bua-
kılmasına daır verilen karar, davahlardan Yani İCaripis
ile Elefteriya Karipis'in adlanna çıkanlan teblıgatlann
bila teblig dönmüş ohnası, adreslennin de tespıt edile-
meroesı nedeniyle ilanen tebliği gerektiğinden işbu
hükmün karar yerine kaim olmak üzere ilanen tebliği-
ne karar verilmişir. 20.2.2001
Basın: 13121
SEVGİ VE İLGİ LÖSEMİLİ
ÇOCUKLARIMIZIN DA HAKKI!
LÖSEV
N Şekerba* G.OJ'.Şb.Mo: 3266661-7 Ar*.
TeMorc 0312 447 06 60, Faks: 0 312 447 68 33