Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 MART 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Hak Edilen Kriz
Aa acı yakınıyordu bindiğim taksinin şoförü:
- Biz bûtün bunlara müstahak mıyız abi?
- Evet bu toplum bunlara müstahak, bu kriz hak
edilmiştir, dedim kızacağını bile bile.
Yanrtım hoşuna gitmemişti. Böylesine öfke do-
lu günlerde, kimi gerçekleri söylemenin güç ve
tatsız olduğunu biliyorum. Ama yine biliyorum ki,
ikide bir içine düştüğümüz askeri darbelere nasıl
layık isek, sürekli olarak patlak verip bizi bir anda
yoksullaştıran krizlere de layığız.
Kısacası hak edilmiştir kriz.
Elli yıldan bu yana yaptığımız sosyal ve ekono-
mik tercihlerin sonucudur yaşadığımız kriz.
Kimse yanlış anlamasın! Halkımızın iradesine
saygılıyız. Demokrasi, çoğunluğun iradesiyönün-
de yönetme rejimidir. Ama demokrasi aynı za-
manda, tercihlerin hangi sonuçlan verdiğinin açık-
ça söylenmesi özgürtüğünü de içerir.
Kriz süresince hep, çocukiuktan gençiiğe yeni
geçiş yıllannda, gazetede sözlerini okuduğum
köylü vatandaş geliyor aklıma.
Haykınyordu, Orta Anadolulu vatandaş:
- inönü benden oy isterken, önce bana sırhm-
da taşıttığı taşın hesabını versin!
Gazeteciler soruyorlardı, inönü'nün neden sır-
tnda taş taşıttığını; anlaşılıyordu ki, köylüyü ça-
lıştırarak okul yaptırılmıştı.
•••
Büyük özveri ile Kurtuluş Savaşı'nı zaferle so-
nuçlandırmış, önderin öncülüğünde 15 yıl gibi bir
süre içinde, Anadolu ve de dünya tarihinin en bü-
yük dönüşümlerinden birini başarmış olan bu ül-
kenin insanı, demokrasiyi özveri döneminin sonu
olarak aigıladı.
Türkiye'de demokrasi adı verilen çok partili re-
jim ile birlikte, Ereğli Demir Çelik için yapılan özel
yolun dışında bir kilometre bile demiryolu yapıl-
madı. Rüşvet veyolsuzluk otoyolunun kurdetesi-
nin kesildiği, akrabayı taallukatın servete garke-
dildiği, "benim memurvm işini bilir" felsefesinin
geçerii olduğu, paranın bütün kişisel ve toplum-
sal değerleri silindir gibi ezdiği dönemin egeme-
ni "demiryolunun komünistlik" olduğunu bile ile-
ri sürebildi. Ve bu adam ekonomi dehası olarak
kabul edildi.
Turgut Özal, Cumhuriyet'in Atatörk'ten son-
raki ikinci dâhisi ilan edildi.
Salt monetarist politikalarla yatınm ve üretim
eksikliği giderilebılir sanıldı.
"Benim halkım da ucuz et yemek hakkına sa-
hiptir" sözü alkışlandı, kimse bunun ülke hayvan-
cılığını yerie bir edeceğini düşünmek bile isteme-
di.
Hayali ihracatçılar, toplumun krallan oldular.
Devletin hiçbir işe kanşmamasını isteyenler,
devleti sağmal inek gibi sağmayı görev bikJiler.
••• _._.,,., „;,
Bir yandan demokrasinin çok se'slilîgine ulaşa-
mayan toplum, çok partili ama tek sesli bir koro-
yu sahnelerken öte yandan ürediğinden fazla
üretmeyi başaramadı.
Üretmeden tüketmek marifet sayıldı. Varolma-
yan kaynaklann dağrtımının, sonunda ülkeyi ka-
raya oturtacağı hesaplanamadı. Toplum yeterin-
ce tasarruf yapamadı, yaptığı tasarruflar da yas-
tık altında kaldı, yatınma dönüşemedi.
Siyaset yatınmın, üretimin ve paylaşımın dü-
zenlemesini, kaynaklann irrasyonel dağıtjmı şek-
line soktu.
Üretmeden tüketmeyi demokrasi sanan top-
lum, ekonomiyi avanta ve talan üzerine oturttu.
Ülkenin toprağı, suyu, havası talan edildi.
Görece gelişme, gerçek bir gelişme olarak al-
gılandı.
Birbirini izleyen seçimlerde herkes oy aldı. Ba-
ba dıye bağırılan, ama aslında yiyenlerin amcası
olduğu anlaşılan kişi de kazandı, vizyonu olduğu
söylenen ve sonra da bu vizyonunun, oğlunu te-
levizyon sahibi yaptığı anlaşılan kişi de kazandı.
Tarikat-siyaset-ticaret üçgeninin er değil gene-
ral gibi bakan padişahı da seçim kazandı.
Bir tek, Hazine dengelerine dikkat eden, Os-
manlı borçlarınt iktidarian döneminde ödeyen,
yurdu demiryollanyla kuşatan, sanayileşmenin te-
mellerini günün koşullan gereği devlet öncülü-
ğünde gerçekleştirenler sandıktan çıkamadılar.
Bütün bunlar demokrasinin saygı gösterilmesi
gereken sonuçlanydı.
Gösterdik, gösteriyoruz.
Ama lüfen, "Bu toplum bu krizihak etti!" diyen-
lere de kızılsa da, saygı gösterilsin.
CPT Başkanı'ndan mektup:
Tutuklu ve hükümlülerin
yanmosına seyircikolındı
lstanbul Haber Servi-
si-Avrupa Işkence ve In-
sanlık Dışı Aşağılayıcı
Muamele veya Cezalan
Önleme Komitesi(CPT),
19 Arahk 2OOO'de ger-
çekleştirilen operasyon
sırasında güvenlik güç-
lerinin Bayrampaşa Ce-
zaevi'ndeki kadıntutuk-
lu ve hükümlülerin yan-
masına seyirci kaldığını
iddia ederek, olayla ilgi-
li bağımsız ve aynntılı
soruşturma yapıbnasını
istedi. CPT Başkanı Sfl-
via Casale, Dışişleri Ba-
kanlığı Avrupa Konseyi
ve Insan Haklan Genel
Müdür Yardımcısı Ke-
mal Gür'e gönderdiği
mektupta, CPT'nin ta-
leplerini iletti.
Casale, özellikle ka-
dın tutuklu ve hükümlü-
lerin kaldığı Bayrampa-
şa Cezaevindeki C-1 ko-
ğuşuna yapılan müdaha-
lenin kaygı verici oldu-
ğunu bildirdi. Casale,
şöyle devam etti:
"Anlatdanlara göre,
C-l koğuşundald mah-
kûmlar şiddetli direnişte
bulunmamış, sadece
kendilerini koğuşa ka-
patnuşür. Buna rağmen,
kadınlara saaüerce gaz
bombası aüldığı, zaman
zaman üzerierine ateş
açüdığı ve saat 12 sula-
nnda güvenlik güçleri-
nin eylenüeri sonucunda
koğuşun üst katmda
yangın çıküğı iddia edfl-
mektedir. Yine iddialara
göre, güvenlik güçleri
elinde gcrekli malzeme
bulunmasına rağmen,
yangın söndürmek için
acil önlem altnamıştır.
CPT, C-l koğuşuna yö-
nelikoperasyonda kulla-
nılan yöntemler hakkm-
da aynnülı ve bağımsız
bir soruşturmaıun der-
hal başlanlmasını talep
etmektedir."
Ülkücülerin bombalı saldınsı sonucu katledilen 7 öğrenci kitlesel gösteriyle anıldı
16 Maıt antttasnıda geANKARA-tSTANBUL (Cpmhuri-
yet) - lstanbul Üniversitesi (ÎÜ) Ecza-
cıhk Fakültesi önünde bundan tam 23
yıl önce 7 öğrencinin faşıstlerce kat-
ledilmesi, öğrenciler, öğretim üyeleri
ve sivil toplum örgütleri tarafindan kit-
lesel gösteriyle protesto edildi. Mer-
kez Kampus'un önünde gerçekleştiri-
len anma töreninden sonra polis ile
öğrenciler arasında gerginlik yaşandı.
Çıkan arbedede bazı öğrenciler yara-
landı, 13 kişi gözaltına aluıdı.
Beyazıt'ta 16 Mart 1978 günü ül-
kücü faşistlerin, devrimci-demokrat
öğrencilerin üzerine bomba atıp tara-
ması sonucu 7 öğrencinin ölmesi, 41
kişinin de yaralanması dün tstanbul
Üniversitesi önünde düzenlenen tö-
renlerle anıldı.
Katlller cezalandınlsın
tlk tören Öğretim Elemanlan Sen-
dikası Başkanı Hayri Kozanoğlu ile
birlikte bir grup öğretim üyesinin sa-
at 12.30'da katliamın gerçekleştiği
alana karanfıl bırakması ile başladı.
Beyazıt'ta katledilen arkadaşlannı
sevgi ve saygı ile andıklannı belirten
Kozanoğlu, "23 ydhk sonuçlanama-
yan davanın sona ennesini ve katiDe-
re ceza verilmesini istiyoruz. Katledi-
len arkadaşlanmız anısına bir heykel
dütihnesi îçiıı cahsmalanmıza başla-
thk. Üyeterimizin buçabşmaya katkı-
da bulunmasını istiyoruz" dedı.
"16 Marü unutmadık", "16 Mart
1978'den 19 Arahk 2000'e Susurhık
sûrüyor" pankartlan ve "Oğrendyiz,
hakkyoz,kazanacağız", "Kahraman-
lar ötanez, halk yenflmez" ve "Unut-
ma, affetme, hesap sor" sloganlan ile
Eczacılık Fakültesi önüne gelen ÎYÖ-
DER üyesi öğrenciler, Beyazıt Mar-
şı'nı söyledikten sonra dağıldı.
Çeşitli öğrenci demekleri ve grup-
larının oluşturduğu en kitlesel kortej
ise saat 13.30 sıralannda Merkez
Kampus'un içindenu
Katiiam,kayıp,
tecrit, soruşturma, kriz. Çözüm: Fa-
ştzme karşı direniş* pankartı ile çık-
tı. "Çeteiere kıyak, öğrenciye dayak,
buablukadağıtılacak'", "Faşizmekar-
şı otnuz omuza", "16 Mart şehifkri
ötümsüzdür'' sloganlannı atan grup,
Beyazıt'ta 16 Mart
1978 günü ülkücü
faşistierin, devrimci-
demokrat öğrencilerin
üzerine bomba atıp
taraması sonucu 7
öğrencinin ölmesi 41
kişinin de yaralanması
öğrenciler, öğretim
üyeleri ve sivfl toplum
örgütleri tarafindan
kitksel gösteriyle
grotesto edildL
Öğretim üyelermin
katiianım gercekfeştiği
alana karanfD
bırakmasmın ardmdan
öğrenciler tören
düzeniedL Tören
sonrasında polisk
öğrenciler arasmda
çıkan arbedede bazı
öğrenciler yaralandı,
13 kişi gözâltana abndı.
(Fotoğraf: ALPER
TURGUT)
anma töreninın ardından sloganlarla
tekrar üniversitenin içine girmeye
başladı.
öflrencllere dayak
Kortejin arkasından gelen ve "Ka-
tfl poüs" sloganı atan son öğrenci gru-
buna müdahale eden polis, bazı öğ-
Aydında gerginlik suruyor
Aydemir'in
cenaze töreninde
olay: 8 yaralı
AYDIN (Cumhuriyet) - Aydın E Tipi Cezaevi
çevresindeki evlerde arama yapmak isteyen po-
lis ile aralannda çıkan tartışma sırasında ölen
Resul Aydemir'in cenazesinin otopsi sonrası ken-
te getirilmesi sırasında çıkan olaylarda 2'si po-
lis 8 kişi yaralandı. Bu arada, Aydemir'in kesin
ölüm nedeninin alınan parçalann incelenmesi
sonrasuıda belirlenebileceği ve bu sürenin de 5-
6 ayı bulacağı bildınldı.
Cenazesi önceki aksam otopsi yapılmak üzere
Izmir Adli Tıp Grup Başkanlığı'na getirilen Ay-
demir'e, dün sabah otopsi yapıldı. Hazırlanan
otopsi tutanağında "Tetkik için, toksikoJoji ve his-
topatoloji incdeme için parça ahndı" denildi. Ya-
îzmir
• Önceki gün
anmayapmak
isteyen polisle
tartjşanve
yoşammıyitiren
ResulAydemir
J
in
cenazesinin kente
getiritisinde
topLuıtm
kalabaiığtn taşlı
sopahsaUknsuıia
kınlan tarafindan
Adli Tıp Grup Başkanh-
ğı'ndan alınan Aydemir'in
cenazesi, dün öğleden son-
ra Aydm'a getirildi. Cena-
zenin kente girişi sırasuıda
yaklaşık 300 kişiden olu-
şan kalabalık ile polis ara-
sında gerginlik yaşandı Çı-
kan olaylarda 2 'si polis 8
kişi yaralandı. Olay sıra-
sında bazı gazeteciler de
hafif şekilde yaralandı.
Takviye güvenlik güçleri-
nin olay yerine gelmesiyle
gerginlik sona erdi. Mini-
büsle getirilen cenaze, ikindi namazından sonra
toprağa verilmek üzere yakınlan tarafindan Ova-
emir Mezarhğı'na götürüldü.
Bu arada, DSP Aydm Milletvekili Sema Piş^kin-
süt ile Jandarma Bölge Komutanı Tüğgeneral Ûmit
Tekin, ölen Resul Aydemir'in evini ziyaret edip
yakınlanna başsağlığı dileğinde bulunarak sağdu-
yulu olmalannı istediler.Ovaemir Beldesi Telsizte-
pe mevkiinde bulunan Aydın E Tipi Cezaevi çev-
resindeki evlerde, önceki gün arama yapmak iste-
yen polislerle vatandaşlar arasında çıkan tartışma-
da, Resul Aydemir (35) yaşammı yitirmişti. Aydın
Valiliği yaptığı açıklamada, Aydemir'in, kalp ve si-
nir rahatsızlığı tedavisi gördüğünü belirtmişti.
yantlandı
IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
rencileri gözaltına aldı. Arkadaşlan-
nı kurtarmak isteyen öğrencilerle po-
lis arasında kısa süren bir arbede ya-
şandı. Demirkapıyı kapatan öğrenci-
lerin, polise attığı taşlardan birkaç ga-
zeteci de "nasibini" aldı. Arbede sı-
rasında kameralar kınldı, gözaltına
alınan öğrencileri feci şekilde dövül-
dü. Yaralanan öğrencilerden biri ser-
best bırakıldıktan sonrabaygınlık ge-
çirmesi üzerine hastaneye kaldınldı.
Gözaltına alınan biri Mücadele Birli-
gi dergisi çalışanı 13 kişi sorgulan-
mak üzere Güvenlik Şube Müdürlü-
ğü'ne götürüldü.
Halepçe KatHamı unutulmadı
öğrenciler, Saddam yönetiminin, I-
rak'taki Kürtlere yönelik düzenlediği
Halepçe Katliamı'nın 13. yıldönümü-
nü de andı. "Şehh namınn (şehhier öl-
mez)", "Kji Azadi(yaşasınö2gürlük)''
sloganlannı atan öğrenciler Nevruz'u
kitlesel kutlama çağnsı yapü.
Ankara'da anma
Bombalı saldınyla öldürülen 7 genç,
Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşke-
si'nde gerçekleştirilen etkinlikle anıl-
dı. Yapılan açıklamada 16 Mart
1978'deki bombalı saldınyı, 16 Mart
1988 Halepçe katliamını, 12 Mart
1995 Gazi olaylannı, 19 Arahk 2000
tanhinde cezaevlerine yönelik operas-
yonlan unutmadıklannı dile genrdıler.
Okkan suikastı
Sabir Özdemir
güvence istedi
DİYARaVKlK(Cumhuriv«BÜ-
rosu) - Polis ifadesinde Diyarbakır
Emniyet Müdürü Ali Gaffar Ok-
kan'a suikast yapılacağı yolunda bil-
giler veren Hizbullahçı SabirOzde-
mir, dünkü duruşmada söyledıkleri-
ru yalanladı. özdemir, suıkasüaılgt-
li tahminleri olduğunu, ancak gü-
vence verilmemesi halinde bunlan
açıklamayacagıru söyledi.
Okkan'a suikast girişimi içindey-
ken kaldıklan hücre evinde yakala-
nan Hizbullah tetikçisı Özdemir ile
biri kadın 4 arkadaşının yargılan-
malanna dün Diyarbakır DGM'de
devam edildi. Bir önceki oturumda
hakkında hazırlanan ıddianamenin
eline ulaşmadığmı öne sürerek sa-
vunma yapmayan Özdemir'in yar-
gılandığı davadaki suç ortaklan ara-
sında Hüseyin Veüoğlu ile birlikte
Mardin'deki bılgı işlem merkezinde
çalışan AteattİB Tonka da bulunu-
yor. İddianamede, Tonka ve Fesüi
Güler hakkında 22.5 yıl hapis ceza-
sı isteniyor.
Caziantep
12Hizbullahçı
gözalûna almdı
GAZİANTEP (Cumhuriyet) -
Gaziantep'te Hizbullah'a taban
oluşturma çabası içinde oldukla-
n belirlenen 12 kişi yakalandı.
Gözaltma alınanlann, örgütün
Dim kanadında siyasi faalıyet yü-
rüttükleri bildirildi.
Gaziantep Valiligi'ndea yapı-
lan açıklamada, yakalananîann,
camilerde propaganda çalşmala-
n yaptıklan, örgüte geliı sağla-
mak için halktan fitre, zesât, pa-
ra ve kurban derisi, kendı arala-
nnda da aidattopladıklamın sap-
tandığı belirtildı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yalioo.com
Yıllar onceydi, Bat'nın etkili politikacı-
lanndan bınsiyle bir toplantı sonrası ye-
mek yiyorduk. 0 dönemdeki başbakanı-
madan yakınıyordu. Ana hatlanyla şöy-
le diyordu: Avrupa ile ilişkilen belirieyen
bazı yasal değişikliklenn yapılması ge-
rektiği konusunda Türkiye ile prensip an-
laşmasına vanyoruz. Başbakanınız, bu
değişikliklerin yapılması konusunda te-
minatlar veriyor. Biz de buna inanıyoruz.
Bu mırtabakattar üzerinde yeni ilişkiler
getiştiriyoruz. Sonrası tam bir hayal kınk-
lığına dönüşüyor. Verdiği hiçbir sözün
gerçekleşmesi için birşeyleryapmıyor, ta
ki ikinci kez bir konuda £inlaşma gereke-
ne kadar. Yeniden söz veriyor, yeniden
ona inanıyoruz, yeniden hayal kınklığı.
"Kitabına uydurmak" sözü bizim ulu-
sal şozümüz müdür, yoksa başka yerden
mi ithal edilmiştir, bılemiyorum. Ancak,
bizim milli davranışımıza çok uyuyor. Ta-
mamyapanz'diyorvebildiğimiziokuyo-
ruz. Bütün bu uzun girizgâhı yazmamın
nedeni, Çocuk Haklan Sozleşmesi'ne at-
tığımız imza ve sonrasına ilişkin durum.
Türkiye, Çocuk Haklan Sozleşmesi'ne
14 Eylül 1990 tarihinde imza atmışt. Ara-
dan tam 11 yıl geçti.
Çocuk Sistemimiz de Farklı Değil
Cumhuriyet'ten Figen Atalay arkada-
şım, sabahleyin, "Bir şeyleryapmalıyız"
diye karşıma dikildi. Onunla konuştuk, o
anlattı, ben dinledim. Çocuk Vakfı Baş-
kanı Mustafa Ruhi Şirin'in açıklaması-
nı da getirdı. Mart ayının başında, dünya
çapında Birleşmış Milletler önderiiğinde
Küresel Çocuk Hareketi başlatıldı. Henüz
Türkiye'de bir ses yok. Mustafa Şinn şu
andaki durumu şoyle özetliyor. "Türkiye
beş yılda iki ülke çocuk raporu hazıria-
yarak yeni bin yıla girdi. llk ûlke raporu
ile biraz olsun umutlanmıştık... Son ra-
poru okuyunca, ülke genelinde çocuk
haklannın heralanda çocuklariçin ortak
iyilere ulaşma çabasının yine başka bir
bahara kaldığını fark ettik."
Şirin'in de belirttiği gibi, Türkiye, çocuk
haklan konusunda altına imza attığı söz-
leşmelerin gereğini yerine getirmemişti.
Bu gidişle, gerekli kamuoyu tepkisi ve
duyarlığı geliştirilmezse, yerine getirme-
ye niyetli de görünmüyor. Çocuk haklan
konusunda üç temel hedef saptanıyor
Bunlar sırasıyla şöyte: Her çocuğun ha-
yata mümkün olan en iyı biçimde başla-
ması. Her çocuğun kaliteli temel eğitim
görmesi. Her çocuğun sahip olduğu po-
tansiyeli sonuna kadar geliştirip toplu-
ma anlamlı biçimde katkıda bulunma ve
katlım fırsatlanna sahip olması.
Bütün bu alanlarda Türkiye'de on yıl
boyunca ciddi hiçbir adım atılmadığı bir
gerçek. Çocuğun yaşama mümkün olan
en iyi biçimde başlaması ne anlama ge-
liyor Çocuk ölümlerinin önlenmesi, ya-
şayan çocuğun sağlıklı büyümesi, anne-
nin korunması, çocuğun büyudüğü orta-
mın onun gelişmesine ve sağlıklı büyü-
mesine uygun hale getirilmesi gerekiyor.
Çalışan çocuklann, büyüme, sağlık,
ücret konulannda korunması da dünya-
nın önündeki temel konulardan. Eğitim
alanında ise ternel eğitimin kaliteli hale
getirilmesi çok önemli. Devletin bu alan-
da elindeki bütçe olanaklannı çocukiann
bu temel ihtiyacı dikkate alarak düzen-
lemesi gerekiyor. Daha saymakla bitme-
yecek bir dizi konu, Küresel Çocuk Ha-
reketi'nin gündeminde.
"Kanunla Ihtilafa Düşen Çocuk" diye
adlandınlan, yargılama ve cezaeviyle yüz
yüze gelen çocuklar konusunda neterya-
pılıyor? Cinsel tacıze uğrayan çocuklar
nasıl korunuyor? Bu konularda Türki-
ye'nin kamesinin olumtu olduğunu söy-
leyebilir miyiz? Hâlâ, çocuk ceza ve ıs-
lah evlerinin kötü manzaralanna tanık
oiuyoruz. Hâlâ küçucük çocuklar Devlet
Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanıyor-
lar.
1987 yılında Paşakapısı Cezaevi'nde
kalırken çocuk tutuklular da aynı yerde
kalıyoıiardı. Onlann içinde bulunduğu ya-
şam koşullanna tanık olmuştum. Aç, su-
suz ve sefil durumdaydılar. Her türîü ta-
cize ve istismara açıktlar. Birçoğu potis-
te işkence gördüğünü soylüyordu. Ara-
dan yıllar geçti. Onümde Sema Pişkin-
süt başkanlığında TBMM Insan Haklan
Inceleme Komisyonu'nun Bakırköy Ka-
dın ve Çocuk Tutukevi Raporu duruyor.
1998 ve 2000 yıllanna ait tanıklıkjan içe-
ren bu rapordan bazı küçük bölümleri
sizlere aktarmak istiyorum.
Milletvekili soruyor, tutukiı çocuk c e
vap veriyor
- Karakolda ne yaptılar?
Orada bir sürü işkence gcdüm. Orn
söyteyemiyorum... Benim kojm da kır*
kafamı da kırdılar. Hasek Hastane
si'nden rapor da aldım. "Rax>r alırsaı
seni 110 gün savcılıkta tutınm" dedi
ler... Orada da falakaya faJa yatırdıla
Elektriği başparmağıma veniler, el psu
maManma verdiler, idrar yollîima vendi
ler.
Raporun içinde böyle orarca örr»e
yer aiıyor. Yargılama süreci is bir başk
felaket.
Dünya çapında Küresel Çcuk Ha»Te
keti gelişıyor. Türkiye'de sivftoplum Kt,
ruluşlan çocuk haklannı yenien günd<
me getirrneye hazırianıyoria Türkiye* cj
çocuğa ilişkin kötü muames bütün r ı
zıyla sürüyor. Çocuk Vakfı Bşkanı Şiriı
"Politikasız Çocuk Politika;"ndan s £
ediyor. Dünya 21. yüzyılda çcçığun cfo
ha iyi yaşamast için çalışıyo'Türkiye î s
imzaladığı sözleşmeleri kitaına uyd«J
ma çabasını surdürüyor.
Çocuk politikamız da tıpı siyasi s i !
temimiz gibi. Arbk değişse lyoruz.