17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 MART 2001 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Hak Edilen Kriz Aa acı yakınıyordu bindiğim taksinin şoförü: - Biz bûtün bunlara müstahak mıyız abi? - Evet bu toplum bunlara müstahak, bu kriz hak edilmiştir, dedim kızacağını bile bile. Yanrtım hoşuna gitmemişti. Böylesine öfke do- lu günlerde, kimi gerçekleri söylemenin güç ve tatsız olduğunu biliyorum. Ama yine biliyorum ki, ikide bir içine düştüğümüz askeri darbelere nasıl layık isek, sürekli olarak patlak verip bizi bir anda yoksullaştıran krizlere de layığız. Kısacası hak edilmiştir kriz. Elli yıldan bu yana yaptığımız sosyal ve ekono- mik tercihlerin sonucudur yaşadığımız kriz. Kimse yanlış anlamasın! Halkımızın iradesine saygılıyız. Demokrasi, çoğunluğun iradesiyönün- de yönetme rejimidir. Ama demokrasi aynı za- manda, tercihlerin hangi sonuçlan verdiğinin açık- ça söylenmesi özgürtüğünü de içerir. Kriz süresince hep, çocukiuktan gençiiğe yeni geçiş yıllannda, gazetede sözlerini okuduğum köylü vatandaş geliyor aklıma. Haykınyordu, Orta Anadolulu vatandaş: - inönü benden oy isterken, önce bana sırhm- da taşıttığı taşın hesabını versin! Gazeteciler soruyorlardı, inönü'nün neden sır- tnda taş taşıttığını; anlaşılıyordu ki, köylüyü ça- lıştırarak okul yaptırılmıştı. ••• Büyük özveri ile Kurtuluş Savaşı'nı zaferle so- nuçlandırmış, önderin öncülüğünde 15 yıl gibi bir süre içinde, Anadolu ve de dünya tarihinin en bü- yük dönüşümlerinden birini başarmış olan bu ül- kenin insanı, demokrasiyi özveri döneminin sonu olarak aigıladı. Türkiye'de demokrasi adı verilen çok partili re- jim ile birlikte, Ereğli Demir Çelik için yapılan özel yolun dışında bir kilometre bile demiryolu yapıl- madı. Rüşvet veyolsuzluk otoyolunun kurdetesi- nin kesildiği, akrabayı taallukatın servete garke- dildiği, "benim memurvm işini bilir" felsefesinin geçerii olduğu, paranın bütün kişisel ve toplum- sal değerleri silindir gibi ezdiği dönemin egeme- ni "demiryolunun komünistlik" olduğunu bile ile- ri sürebildi. Ve bu adam ekonomi dehası olarak kabul edildi. Turgut Özal, Cumhuriyet'in Atatörk'ten son- raki ikinci dâhisi ilan edildi. Salt monetarist politikalarla yatınm ve üretim eksikliği giderilebılir sanıldı. "Benim halkım da ucuz et yemek hakkına sa- hiptir" sözü alkışlandı, kimse bunun ülke hayvan- cılığını yerie bir edeceğini düşünmek bile isteme- di. Hayali ihracatçılar, toplumun krallan oldular. Devletin hiçbir işe kanşmamasını isteyenler, devleti sağmal inek gibi sağmayı görev bikJiler. ••• _._.,,., „;, Bir yandan demokrasinin çok se'slilîgine ulaşa- mayan toplum, çok partili ama tek sesli bir koro- yu sahnelerken öte yandan ürediğinden fazla üretmeyi başaramadı. Üretmeden tüketmek marifet sayıldı. Varolma- yan kaynaklann dağrtımının, sonunda ülkeyi ka- raya oturtacağı hesaplanamadı. Toplum yeterin- ce tasarruf yapamadı, yaptığı tasarruflar da yas- tık altında kaldı, yatınma dönüşemedi. Siyaset yatınmın, üretimin ve paylaşımın dü- zenlemesini, kaynaklann irrasyonel dağıtjmı şek- line soktu. Üretmeden tüketmeyi demokrasi sanan top- lum, ekonomiyi avanta ve talan üzerine oturttu. Ülkenin toprağı, suyu, havası talan edildi. Görece gelişme, gerçek bir gelişme olarak al- gılandı. Birbirini izleyen seçimlerde herkes oy aldı. Ba- ba dıye bağırılan, ama aslında yiyenlerin amcası olduğu anlaşılan kişi de kazandı, vizyonu olduğu söylenen ve sonra da bu vizyonunun, oğlunu te- levizyon sahibi yaptığı anlaşılan kişi de kazandı. Tarikat-siyaset-ticaret üçgeninin er değil gene- ral gibi bakan padişahı da seçim kazandı. Bir tek, Hazine dengelerine dikkat eden, Os- manlı borçlarınt iktidarian döneminde ödeyen, yurdu demiryollanyla kuşatan, sanayileşmenin te- mellerini günün koşullan gereği devlet öncülü- ğünde gerçekleştirenler sandıktan çıkamadılar. Bütün bunlar demokrasinin saygı gösterilmesi gereken sonuçlanydı. Gösterdik, gösteriyoruz. Ama lüfen, "Bu toplum bu krizihak etti!" diyen- lere de kızılsa da, saygı gösterilsin. CPT Başkanı'ndan mektup: Tutuklu ve hükümlülerin yanmosına seyircikolındı lstanbul Haber Servi- si-Avrupa Işkence ve In- sanlık Dışı Aşağılayıcı Muamele veya Cezalan Önleme Komitesi(CPT), 19 Arahk 2OOO'de ger- çekleştirilen operasyon sırasında güvenlik güç- lerinin Bayrampaşa Ce- zaevi'ndeki kadıntutuk- lu ve hükümlülerin yan- masına seyirci kaldığını iddia ederek, olayla ilgi- li bağımsız ve aynntılı soruşturma yapıbnasını istedi. CPT Başkanı Sfl- via Casale, Dışişleri Ba- kanlığı Avrupa Konseyi ve Insan Haklan Genel Müdür Yardımcısı Ke- mal Gür'e gönderdiği mektupta, CPT'nin ta- leplerini iletti. Casale, özellikle ka- dın tutuklu ve hükümlü- lerin kaldığı Bayrampa- şa Cezaevindeki C-1 ko- ğuşuna yapılan müdaha- lenin kaygı verici oldu- ğunu bildirdi. Casale, şöyle devam etti: "Anlatdanlara göre, C-l koğuşundald mah- kûmlar şiddetli direnişte bulunmamış, sadece kendilerini koğuşa ka- patnuşür. Buna rağmen, kadınlara saaüerce gaz bombası aüldığı, zaman zaman üzerierine ateş açüdığı ve saat 12 sula- nnda güvenlik güçleri- nin eylenüeri sonucunda koğuşun üst katmda yangın çıküğı iddia edfl- mektedir. Yine iddialara göre, güvenlik güçleri elinde gcrekli malzeme bulunmasına rağmen, yangın söndürmek için acil önlem altnamıştır. CPT, C-l koğuşuna yö- nelikoperasyonda kulla- nılan yöntemler hakkm- da aynnülı ve bağımsız bir soruşturmaıun der- hal başlanlmasını talep etmektedir." Ülkücülerin bombalı saldınsı sonucu katledilen 7 öğrenci kitlesel gösteriyle anıldı 16 Maıt antttasnıda geANKARA-tSTANBUL (Cpmhuri- yet) - lstanbul Üniversitesi (ÎÜ) Ecza- cıhk Fakültesi önünde bundan tam 23 yıl önce 7 öğrencinin faşıstlerce kat- ledilmesi, öğrenciler, öğretim üyeleri ve sivil toplum örgütleri tarafindan kit- lesel gösteriyle protesto edildi. Mer- kez Kampus'un önünde gerçekleştiri- len anma töreninden sonra polis ile öğrenciler arasında gerginlik yaşandı. Çıkan arbedede bazı öğrenciler yara- landı, 13 kişi gözaltına aluıdı. Beyazıt'ta 16 Mart 1978 günü ül- kücü faşistlerin, devrimci-demokrat öğrencilerin üzerine bomba atıp tara- ması sonucu 7 öğrencinin ölmesi, 41 kişinin de yaralanması dün tstanbul Üniversitesi önünde düzenlenen tö- renlerle anıldı. Katlller cezalandınlsın tlk tören Öğretim Elemanlan Sen- dikası Başkanı Hayri Kozanoğlu ile birlikte bir grup öğretim üyesinin sa- at 12.30'da katliamın gerçekleştiği alana karanfıl bırakması ile başladı. Beyazıt'ta katledilen arkadaşlannı sevgi ve saygı ile andıklannı belirten Kozanoğlu, "23 ydhk sonuçlanama- yan davanın sona ennesini ve katiDe- re ceza verilmesini istiyoruz. Katledi- len arkadaşlanmız anısına bir heykel dütihnesi îçiıı cahsmalanmıza başla- thk. Üyeterimizin buçabşmaya katkı- da bulunmasını istiyoruz" dedı. "16 Marü unutmadık", "16 Mart 1978'den 19 Arahk 2000'e Susurhık sûrüyor" pankartlan ve "Oğrendyiz, hakkyoz,kazanacağız", "Kahraman- lar ötanez, halk yenflmez" ve "Unut- ma, affetme, hesap sor" sloganlan ile Eczacılık Fakültesi önüne gelen ÎYÖ- DER üyesi öğrenciler, Beyazıt Mar- şı'nı söyledikten sonra dağıldı. Çeşitli öğrenci demekleri ve grup- larının oluşturduğu en kitlesel kortej ise saat 13.30 sıralannda Merkez Kampus'un içindenu Katiiam,kayıp, tecrit, soruşturma, kriz. Çözüm: Fa- ştzme karşı direniş* pankartı ile çık- tı. "Çeteiere kıyak, öğrenciye dayak, buablukadağıtılacak'", "Faşizmekar- şı otnuz omuza", "16 Mart şehifkri ötümsüzdür'' sloganlannı atan grup, Beyazıt'ta 16 Mart 1978 günü ülkücü faşistierin, devrimci- demokrat öğrencilerin üzerine bomba atıp taraması sonucu 7 öğrencinin ölmesi 41 kişinin de yaralanması öğrenciler, öğretim üyeleri ve sivfl toplum örgütleri tarafindan kitksel gösteriyle grotesto edildL Öğretim üyelermin katiianım gercekfeştiği alana karanfD bırakmasmın ardmdan öğrenciler tören düzeniedL Tören sonrasında polisk öğrenciler arasmda çıkan arbedede bazı öğrenciler yaralandı, 13 kişi gözâltana abndı. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) anma töreninın ardından sloganlarla tekrar üniversitenin içine girmeye başladı. öflrencllere dayak Kortejin arkasından gelen ve "Ka- tfl poüs" sloganı atan son öğrenci gru- buna müdahale eden polis, bazı öğ- Aydında gerginlik suruyor Aydemir'in cenaze töreninde olay: 8 yaralı AYDIN (Cumhuriyet) - Aydın E Tipi Cezaevi çevresindeki evlerde arama yapmak isteyen po- lis ile aralannda çıkan tartışma sırasında ölen Resul Aydemir'in cenazesinin otopsi sonrası ken- te getirilmesi sırasında çıkan olaylarda 2'si po- lis 8 kişi yaralandı. Bu arada, Aydemir'in kesin ölüm nedeninin alınan parçalann incelenmesi sonrasuıda belirlenebileceği ve bu sürenin de 5- 6 ayı bulacağı bildınldı. Cenazesi önceki aksam otopsi yapılmak üzere Izmir Adli Tıp Grup Başkanlığı'na getirilen Ay- demir'e, dün sabah otopsi yapıldı. Hazırlanan otopsi tutanağında "Tetkik için, toksikoJoji ve his- topatoloji incdeme için parça ahndı" denildi. Ya- îzmir • Önceki gün anmayapmak isteyen polisle tartjşanve yoşammıyitiren ResulAydemir J in cenazesinin kente getiritisinde topLuıtm kalabaiığtn taşlı sopahsaUknsuıia kınlan tarafindan Adli Tıp Grup Başkanh- ğı'ndan alınan Aydemir'in cenazesi, dün öğleden son- ra Aydm'a getirildi. Cena- zenin kente girişi sırasuıda yaklaşık 300 kişiden olu- şan kalabalık ile polis ara- sında gerginlik yaşandı Çı- kan olaylarda 2 'si polis 8 kişi yaralandı. Olay sıra- sında bazı gazeteciler de hafif şekilde yaralandı. Takviye güvenlik güçleri- nin olay yerine gelmesiyle gerginlik sona erdi. Mini- büsle getirilen cenaze, ikindi namazından sonra toprağa verilmek üzere yakınlan tarafindan Ova- emir Mezarhğı'na götürüldü. Bu arada, DSP Aydm Milletvekili Sema Piş^kin- süt ile Jandarma Bölge Komutanı Tüğgeneral Ûmit Tekin, ölen Resul Aydemir'in evini ziyaret edip yakınlanna başsağlığı dileğinde bulunarak sağdu- yulu olmalannı istediler.Ovaemir Beldesi Telsizte- pe mevkiinde bulunan Aydın E Tipi Cezaevi çev- resindeki evlerde, önceki gün arama yapmak iste- yen polislerle vatandaşlar arasında çıkan tartışma- da, Resul Aydemir (35) yaşammı yitirmişti. Aydın Valiliği yaptığı açıklamada, Aydemir'in, kalp ve si- nir rahatsızlığı tedavisi gördüğünü belirtmişti. yantlandı IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN rencileri gözaltına aldı. Arkadaşlan- nı kurtarmak isteyen öğrencilerle po- lis arasında kısa süren bir arbede ya- şandı. Demirkapıyı kapatan öğrenci- lerin, polise attığı taşlardan birkaç ga- zeteci de "nasibini" aldı. Arbede sı- rasında kameralar kınldı, gözaltına alınan öğrencileri feci şekilde dövül- dü. Yaralanan öğrencilerden biri ser- best bırakıldıktan sonrabaygınlık ge- çirmesi üzerine hastaneye kaldınldı. Gözaltına alınan biri Mücadele Birli- gi dergisi çalışanı 13 kişi sorgulan- mak üzere Güvenlik Şube Müdürlü- ğü'ne götürüldü. Halepçe KatHamı unutulmadı öğrenciler, Saddam yönetiminin, I- rak'taki Kürtlere yönelik düzenlediği Halepçe Katliamı'nın 13. yıldönümü- nü de andı. "Şehh namınn (şehhier öl- mez)", "Kji Azadi(yaşasınö2gürlük)'' sloganlannı atan öğrenciler Nevruz'u kitlesel kutlama çağnsı yapü. Ankara'da anma Bombalı saldınyla öldürülen 7 genç, Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşke- si'nde gerçekleştirilen etkinlikle anıl- dı. Yapılan açıklamada 16 Mart 1978'deki bombalı saldınyı, 16 Mart 1988 Halepçe katliamını, 12 Mart 1995 Gazi olaylannı, 19 Arahk 2000 tanhinde cezaevlerine yönelik operas- yonlan unutmadıklannı dile genrdıler. Okkan suikastı Sabir Özdemir güvence istedi DİYARaVKlK(Cumhuriv«BÜ- rosu) - Polis ifadesinde Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Ok- kan'a suikast yapılacağı yolunda bil- giler veren Hizbullahçı SabirOzde- mir, dünkü duruşmada söyledıkleri- ru yalanladı. özdemir, suıkasüaılgt- li tahminleri olduğunu, ancak gü- vence verilmemesi halinde bunlan açıklamayacagıru söyledi. Okkan'a suikast girişimi içindey- ken kaldıklan hücre evinde yakala- nan Hizbullah tetikçisı Özdemir ile biri kadın 4 arkadaşının yargılan- malanna dün Diyarbakır DGM'de devam edildi. Bir önceki oturumda hakkında hazırlanan ıddianamenin eline ulaşmadığmı öne sürerek sa- vunma yapmayan Özdemir'in yar- gılandığı davadaki suç ortaklan ara- sında Hüseyin Veüoğlu ile birlikte Mardin'deki bılgı işlem merkezinde çalışan AteattİB Tonka da bulunu- yor. İddianamede, Tonka ve Fesüi Güler hakkında 22.5 yıl hapis ceza- sı isteniyor. Caziantep 12Hizbullahçı gözalûna almdı GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Gaziantep'te Hizbullah'a taban oluşturma çabası içinde oldukla- n belirlenen 12 kişi yakalandı. Gözaltma alınanlann, örgütün Dim kanadında siyasi faalıyet yü- rüttükleri bildirildi. Gaziantep Valiligi'ndea yapı- lan açıklamada, yakalananîann, camilerde propaganda çalşmala- n yaptıklan, örgüte geliı sağla- mak için halktan fitre, zesât, pa- ra ve kurban derisi, kendı arala- nnda da aidattopladıklamın sap- tandığı belirtildı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Yıllar onceydi, Bat'nın etkili politikacı- lanndan bınsiyle bir toplantı sonrası ye- mek yiyorduk. 0 dönemdeki başbakanı- madan yakınıyordu. Ana hatlanyla şöy- le diyordu: Avrupa ile ilişkilen belirieyen bazı yasal değişikliklenn yapılması ge- rektiği konusunda Türkiye ile prensip an- laşmasına vanyoruz. Başbakanınız, bu değişikliklerin yapılması konusunda te- minatlar veriyor. Biz de buna inanıyoruz. Bu mırtabakattar üzerinde yeni ilişkiler getiştiriyoruz. Sonrası tam bir hayal kınk- lığına dönüşüyor. Verdiği hiçbir sözün gerçekleşmesi için birşeyleryapmıyor, ta ki ikinci kez bir konuda £inlaşma gereke- ne kadar. Yeniden söz veriyor, yeniden ona inanıyoruz, yeniden hayal kınklığı. "Kitabına uydurmak" sözü bizim ulu- sal şozümüz müdür, yoksa başka yerden mi ithal edilmiştir, bılemiyorum. Ancak, bizim milli davranışımıza çok uyuyor. Ta- mamyapanz'diyorvebildiğimiziokuyo- ruz. Bütün bu uzun girizgâhı yazmamın nedeni, Çocuk Haklan Sozleşmesi'ne at- tığımız imza ve sonrasına ilişkin durum. Türkiye, Çocuk Haklan Sozleşmesi'ne 14 Eylül 1990 tarihinde imza atmışt. Ara- dan tam 11 yıl geçti. Çocuk Sistemimiz de Farklı Değil Cumhuriyet'ten Figen Atalay arkada- şım, sabahleyin, "Bir şeyleryapmalıyız" diye karşıma dikildi. Onunla konuştuk, o anlattı, ben dinledim. Çocuk Vakfı Baş- kanı Mustafa Ruhi Şirin'in açıklaması- nı da getirdı. Mart ayının başında, dünya çapında Birleşmış Milletler önderiiğinde Küresel Çocuk Hareketi başlatıldı. Henüz Türkiye'de bir ses yok. Mustafa Şinn şu andaki durumu şoyle özetliyor. "Türkiye beş yılda iki ülke çocuk raporu hazıria- yarak yeni bin yıla girdi. llk ûlke raporu ile biraz olsun umutlanmıştık... Son ra- poru okuyunca, ülke genelinde çocuk haklannın heralanda çocuklariçin ortak iyilere ulaşma çabasının yine başka bir bahara kaldığını fark ettik." Şirin'in de belirttiği gibi, Türkiye, çocuk haklan konusunda altına imza attığı söz- leşmelerin gereğini yerine getirmemişti. Bu gidişle, gerekli kamuoyu tepkisi ve duyarlığı geliştirilmezse, yerine getirme- ye niyetli de görünmüyor. Çocuk haklan konusunda üç temel hedef saptanıyor Bunlar sırasıyla şöyte: Her çocuğun ha- yata mümkün olan en iyı biçimde başla- ması. Her çocuğun kaliteli temel eğitim görmesi. Her çocuğun sahip olduğu po- tansiyeli sonuna kadar geliştirip toplu- ma anlamlı biçimde katkıda bulunma ve katlım fırsatlanna sahip olması. Bütün bu alanlarda Türkiye'de on yıl boyunca ciddi hiçbir adım atılmadığı bir gerçek. Çocuğun yaşama mümkün olan en iyi biçimde başlaması ne anlama ge- liyor Çocuk ölümlerinin önlenmesi, ya- şayan çocuğun sağlıklı büyümesi, anne- nin korunması, çocuğun büyudüğü orta- mın onun gelişmesine ve sağlıklı büyü- mesine uygun hale getirilmesi gerekiyor. Çalışan çocuklann, büyüme, sağlık, ücret konulannda korunması da dünya- nın önündeki temel konulardan. Eğitim alanında ise ternel eğitimin kaliteli hale getirilmesi çok önemli. Devletin bu alan- da elindeki bütçe olanaklannı çocukiann bu temel ihtiyacı dikkate alarak düzen- lemesi gerekiyor. Daha saymakla bitme- yecek bir dizi konu, Küresel Çocuk Ha- reketi'nin gündeminde. "Kanunla Ihtilafa Düşen Çocuk" diye adlandınlan, yargılama ve cezaeviyle yüz yüze gelen çocuklar konusunda neterya- pılıyor? Cinsel tacıze uğrayan çocuklar nasıl korunuyor? Bu konularda Türki- ye'nin kamesinin olumtu olduğunu söy- leyebilir miyiz? Hâlâ, çocuk ceza ve ıs- lah evlerinin kötü manzaralanna tanık oiuyoruz. Hâlâ küçucük çocuklar Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanıyor- lar. 1987 yılında Paşakapısı Cezaevi'nde kalırken çocuk tutuklular da aynı yerde kalıyoıiardı. Onlann içinde bulunduğu ya- şam koşullanna tanık olmuştum. Aç, su- suz ve sefil durumdaydılar. Her türîü ta- cize ve istismara açıktlar. Birçoğu potis- te işkence gördüğünü soylüyordu. Ara- dan yıllar geçti. Onümde Sema Pişkin- süt başkanlığında TBMM Insan Haklan Inceleme Komisyonu'nun Bakırköy Ka- dın ve Çocuk Tutukevi Raporu duruyor. 1998 ve 2000 yıllanna ait tanıklıkjan içe- ren bu rapordan bazı küçük bölümleri sizlere aktarmak istiyorum. Milletvekili soruyor, tutukiı çocuk c e vap veriyor - Karakolda ne yaptılar? Orada bir sürü işkence gcdüm. Orn söyteyemiyorum... Benim kojm da kır* kafamı da kırdılar. Hasek Hastane si'nden rapor da aldım. "Rax>r alırsaı seni 110 gün savcılıkta tutınm" dedi ler... Orada da falakaya faJa yatırdıla Elektriği başparmağıma veniler, el psu maManma verdiler, idrar yollîima vendi ler. Raporun içinde böyle orarca örr»e yer aiıyor. Yargılama süreci is bir başk felaket. Dünya çapında Küresel Çcuk Ha»Te keti gelişıyor. Türkiye'de sivftoplum Kt, ruluşlan çocuk haklannı yenien günd< me getirrneye hazırianıyoria Türkiye* cj çocuğa ilişkin kötü muames bütün r ı zıyla sürüyor. Çocuk Vakfı Bşkanı Şiriı "Politikasız Çocuk Politika;"ndan s £ ediyor. Dünya 21. yüzyılda çcçığun cfo ha iyi yaşamast için çalışıyo'Türkiye î s imzaladığı sözleşmeleri kitaına uyd«J ma çabasını surdürüyor. Çocuk politikamız da tıpı siyasi s i ! temimiz gibi. Arbk değişse lyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle