17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MART2001 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI [email protected] Şirakistan düşüyor mu?..Bilir misiniz bilmeyiz; komünlerin tarihini yazmış, Batı Avrupa sosyal mücadeleler tarihinin en köklü radikal sol hareketlerini yaşatmış, 20 yıldır bir biçunde "sosyaKst ve komûnisüeri" iktidarda tutan Fransa'nın başkenti Paris, belediye oldu olalı "sol" yüzû görmedi, göremedi. Bütün patırtılar da bundan kopuyor. 8 gün sonra Paris "düşebüir''!.. Fransız sağı, "Paris Yanıyor" (Ünlü yönetmen Rene Clement 1966'da sınematografık açıdan fıyasko olarak kabul edilen bir fılmle Nazi işgali sırasında Paris'in yakılıp yıkılmaktan kurtulmasını anlatmıştı. Şu sıralar bazı sağ çevreler Paris Yanıyor filrmnin başlığına atıfta bulunarak Parisli seçmenleri uyanyorlar!), "Paris eklen gidiyor" diye yanıp yakılırken Fransa ve Parisi yeni bir döneme hazırlanıyor. Bakalım bugün 1. turu (11 Mart) yapılacak, gelecek pazar da (18 Mart) 2. turla tamamlanacak belediye ve kanton seçimleri, gerçekten "Chiraquie"nin (Şiraki okunur) dûşüşünü onaylayacak mı? Her basın gibi Fransız basını da bazı durumlan özetleyebilmek için simgesel deyimler kullanmak için "yaraüa" zekâlannı pek zorlamıyor. Malzeme bol. Sağa ait belediyelere (özellikle Paris için) "Chiraquie/Şirakistan - Chirac'm Diyan" ifadesini yakıştıran basın, Fransa'da yerel yönetimlere kaymaya başlayan siyasi nüfuz ve ekonomik gûcün bu seçimlerden sonra iktidarda gerçek "el değiştirme"lere sahne olabileceğini ileri sürüyor. Son kamuoyu araştırmalan, başta Paris olmak üzere sağın denetiminde olan Lyon, Toulousse gibi bazı büyûk beledıyelerin bu seçimlerde el değiştirme olasılığını gösteriyor. General De GauDe'ün siyasi hayata veda ettiği 1969'dan beri Fransız politik arenalannın sağ cenahtaki en yıldız kişiliği Jacques Chirac, 1977 de ilk kez, düzenlenen Paris belediye seçimlerinden başkan çıkmış ve ülke zenginlerinden (her anlam ve boyutta) en yüksek payı alan bu kentın vazgeçilmez "tek adam n ı olmuştu. Cumhurbaşkanlığına giden kanyer sürecınde bakanlık ve başbakanlık görevlennden daha öteye "Paris Belediye BaşkanT sıfatıyla parlamış ve Paris yönetimindeki "başanlan" onu "tepeye" taşımıştı. Ancak 6'şar yılhk o 3 dönemin (1977/83 - 1983/89 -1989/95) karanlık noktalan son yıllarda gündeme geldi. Ve "popüler'' başkana kötü darbeler vuruldu. Ve de muhtemelen -şayet 2002 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden seçilemezse- adalet kanalıyla vurmaya devam edecek. 1995'te nöbeti devralan, Chirac'ın Paris saltanatı sırasında sağ kolu olan yardımcısı Jean Tîberi "kof" çıktı. Kansına yazdırdığı "düzmece'' raporlara yûz bınlerce frank vermek, yöneticisi olduğu ilçelerde sahte seçmen fışleri düzenlemek gibi bir dizi "çağdaş işini bifir girişime'' imza atan Tiberi, kamu gözünde kırlenmekle kalmadı, hızla irtifa kaybetmekte olan partisinin de (ana muhalefet partisi, Chirac'ın kurucu başkanı olduğu De Gaulle'cü RPR) olumsuz ivmesinı hızlandırdı. "Ağabeyim, dostum Chirac, PARİS UĞUR HÜKÜM direnişçüik yoklaşhğr gibi yan yakaran, yan tehdit eden argûmanlar RPR'den atümasını engellemedi. Postu pahalıya satmayacağını kanıtlamak için de kendi başuıa seçim listeleri çıkararak "çoğul soPun ekmeğine ballı yağ sûrdü. Kendi "baüşma", "Chiraquie'nin düşüşünü" de katü. Başlı başına bir "Cumhuriyet" olan Paris aslında, 10 milyonu aşkın bir nûfusu banndıran metropolitan "He-de- France/Fransa adası" bölgesinin ortasında konumlanmış, 20 idari birimden, "arondissement''dan (belki ilçe olarak adlandırabilıriz) oluşan 2 milyonluk bir iç merkez. 18 km. enine, 9.9 km. boyuna sığdırdığı 10 bin 540 hektann 3 bin 950'si oturulabiür alan. 4.7 milyar dolar yılhk bütçesi, 44 bin belediye çahşanıyla dev bir işletme Paris. Bugün 6. yılını dolduran belediye meclisinin 163 üyesinden 100'ü sağ, 63'ü sol etiketli. Doğrudan oyla sandıktan çıkan meclis üyeleri, seçimleri takip eden 8 gün içerisinde belediye başkanını anyor. Aynca nüfuslanna orantıh olarak 20 idari birime dağıhnış her belediye meclisi de kendi belediye başkanını seçmek zorunda. tki hafta sonra belirlenecek 21 başkandan büyük kentin büyük koltuğuna "çoğul soPun ortak adayı 51 yaşındaki Bertnmd Delanoe'nin seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. (Elbette kamuoyu araştırmalanna göre) Delanoe son verilere göre Parislilerin nezdinde yüzde 53 (ilk turda yüzde 38) beğenilirlik oranlannda dolaşırken tek ciddi rakıbı muhafazakâr ve liberal sağın ortak adayı, bir sıralar RPR partisi genel başkanlığı (kısa ve başansız) ve Millet Meclisi Başkanhğı yapmış, sağın en yaşs Ikti: ZAPATI ' buaÜtl bİtİVOr Meksflcayerlüeriınnhaklanwverlikreöreridiktanııııııasına " * üişkin yasanm pariamentoda onaylanması için çaba harcayan Zapatistalann, başkent MericoOty'ye doğru sûrdfirdükleri 'Zapatur' yürüyûşû bugünsonaeriyor. tidn- ci Komutan Marcos ve 24 yerti hderi yüzlerce Zapatista yandaşıyla birlikte başkente ubtşacak. Mar- cos,başJ<enriepaı1aınenterieriegöriisjneter>arjacakZa^ ki bütün askerlerin çekilmesi ve cezaev lerindeki Zapatistalann serbest bıraküması için mücadek veri- yor. Marcos (sağda) ve 24 komutan önceki gün başkent yakmlanndaki Mupa Alta'da mola verdl (AP) "temiz" adamı diye tamnan, rakiplerinin kişiliğini daha takdir ettiği Phflippe Seguin, ancak yüzde 33'e varabiliyor. tki rakibin tek ortak noktası, ikisının de Tunus doğumlu oluşu. Seguin, Vosges bölgesinden "tepeden inme" tavırla Paris'e aday olurken Delanoe "saha"da ışamanın avantajını kullanıyor. ısatçı ve üetişimci Delanoe, 1972'den bu yana Sosyahst Parti üyesi. 1977'de Paris Belediye Meclisi üyeliğiyle başlayan siyasi kariyerini, 1981-93 arasında Paris milletvekili, 1995'ten itibaren de Paris senatörü olarak sürdürmüş. 1981-83 arasında ulusal planda partisinin sözcüsü, şimdüerde de Sosyahst Parti Paris Belediye Meclis Grubu Başkanı ohnası, basında sürekli görülmek gibi bir ayncahğı da kazandırmış. Düzenli olarak Paris içinde faal ve Parisülerle haşır neşir olan Delanoe'nin eşcinselliği bile, göründüğü kadanyla bir "arb puan" getiriyor. 172 listeh Paris yerel seçimlerine 20 seçim bölgesinden katüanlardan kanımızca birkaç ilginç örnek vermek gerekirse: 12 birimde diğer adaylann yanı sıra "dernek" hstelerinin katılması. "kota yasası''nın "ohımhı ayncahk" ilkesiyle listelerin yansırun kadm adaylardan oluşması veya aşın sağcı-milliyetçi Milli Cephe Partisi'nin 10. bölge liste başı adayının Arap kökenli bir Fransız olmasını sayabüiriz. Fransa'da yaşayan üç yüz bini aşkın Türkiyeli, bugüne kadar çok geniş oranda sosyal ve siyasi yaşama "fransz" kalırken bu sene ilk kez Paris banliyölerinden Saine St. Denis bölgesinde Yeşiller'in hste başını 1961 Adıyaman doğumlu Flaik Tannverdi isımli bir muhasıp hukukçunun çekmesi sevindirici bir gelişme. Bu seçimlerde "Chiraqufc" düştüğü takdirde yıllarca önce seçmenleri "Çok kokuyoriar" diye lonayan ve dışlayan Chirac ve siyasi hısımlan, çok sayıda siyasi gözlemciye göre gelecekleri konusunda şapkalannı önlerine koyup düşünmek zorunda kalacaklar. Zira artık "Yırm", göçmenler, marjinaller ve "öteküer''le de birlikte kuruluyor... Gençlik ve üniformaBir zamanlar, nesilleri tanımlamak ya da sıralamak için dönemsel olaylar kullanıhrmış. "Birind Harb-i Umumi, lkinci Harb-i Umumi Knşağı'' ya da "Savaş NesM" gjbilerden... Hatta bir de "Cumhuriyet Çocuklan" vardı galiba? Sonralan "Sekidi YûTar" moda oldu. "68'Her,78'Hler-." Bendeniz, bu kategorilerden 78'lilere tekabül ederim. Yani 78'li yıllarda üniversitede dirsek (ya da başka yerlerini) çürütenlerdenim. Bu tanımlamalar sadece takvimsel ohnayıp aynı zamanda toplumun siyasal ve sosyal olarak hangi evresinde genç ya da yetişkin nüfus kitlesine dahil olduğunuzun bir göstergesi sayıhrdı. Bu kuşaklann her birinin kendine has yaşama bakış ve bizzat yaşama tarzı vardı. Ama hepsinin bir ortak noktası da söz konusu. Gençlik, her devirde belli kalıplara girmeye direnir gibi yapmış, özellikle hem giysi hem de fikir anlamında "ünifonna" *~'* niteliğindeki kahplan reddetmeye kalkışsa ve deyim yerindeyse "rebeP (asi) takılsa da geriye dönüp bakuğımızda neredeyse her bir kuşak bu tuzağa şu veya bu şekilde düşmüştür. "Harb-i Umumi" kuşaklarını istisna tutalım. Ama aile albümlerini açın bakın. Anne babalanmızın, ağabeylerimizin, ablalanmızm ve hatta biz 78'hlenn saç modelinden tutun da üstündeki urbalara, bunlann üzerine iliştirdiğimız aksesuvarlara, nedense aynı anda merak saldığımız enstrümanlara, yediklerimize içtiklerimize kadar hep bir "ünifönna" havası, buram buram ortalığa yayılır. Annemin babamın kuşağında, okullarda gıydirilen zoraki şapkaya ne kadar direnilse de eve gehnip şapkadan "kartubuT genç, ..., „ keödine hemen başka bir kahp buhnuş; bir sonraki kuşak, dünyadaki direnişçi ruhuna kapılmış ve sözüm ona kahba girmeyi reddetmiş, ama yine de malum tek tip görüntülerden vazgeçememış. Benim kuşağımın genci, parka-postal- kaşkol üçgenine, koyverihniş ya da özenle (aşağı ya da yana doğru) yön verilmiş küdan oluşan üniformaya dırenememiştir. Bütün bunlan ortahğa dökmek ve belki de kitlesel bir yüz kızarmasını göze alarak anımsatmak nereden akhma geldi? Bilmem, başka ülkeler ve kentlerde de durum aynı mı? Londra'nın herhangi bir sokağına, herhangi bir meydanına ya da ahşveriş merkezine (siz Türkiye'de, shopping mall diyorsunuz galiba) gıdın. "98 kuşağıyada 2008 kuşağTna bir bakın. Işte zamane üniforması: Erkekler için, malum üç çizgili spor markasından bir eşofman altı. Yine malum , "check" işaretii spor LONDRA ZAFER ARAPKÎRLİ markasından bir eşofman üstû ama mutlaka kapüşonlu olacak. Kafada, yine mutlaka o "check" işaretii markadan bir beysbol şapkası. Siyahi gençler kapüşonu mutlaka beysbol şapkasının üstüne çekecekler. Ayakta da tercihe göre her iki markadan birinden bir spor ayakkabısı (siz Türkiye'de, trainer diyorsunuz galiba). Kızlar için, yine malum "check" işaretii bir eşofman altı. Mutlaka beyaz olacak. Ayakta tercihe bağlı bir "trainer''. O da mutlaka beyaz. Mevsim ve hava sıcakhğı ne olursa olsun çorap gıyilmeyecek ve bilekler çıplak görünecek. Hatta daha da çıplak görünmesı için paçalar yukan kıvnlacak. Kafada yine bir beysbol şapkası. Ve tabii 4>una müthiş-"uyumhı", adeta, u -, "saktn makyajı" yapılacak! ı Tırnaklar da yaldızh (illada yaldızh) cilalarla boyanacak. Yemin ve bülah edıyorum. Bir tane çocuk da bunun dışında giyinsuı, dişimi kıracağım. Ne değişmiş? Altı üstü Homo Sapiens işte... Belçika'da kurbanlar ve kadınlar Türkiye'de, AB'yi mabeyı dinlemeden, hiçbir kurala uyulmadan sokaklarda kurban kesilirken AB ülkelerinde deli dana \ e şap korkusu yüzünden ilk kez "kurbansız Kurban Bayramı" yaşandı. En azından yaşanması gerekiyordu. Ancak Avrupa •ülkelerindeki çok sayıda Türk'ün izinsiz veya veteriner gözetiminde kurban kestiği ortaya çıktı. Belçika'da ise yoğun talep üzerine kriz masası istisnai bir karar alarak belirli koşullarda ve saptanan mezbahalarda veteriner kontrolünde büyükbaş hayvan kesimine izin verdi. Koyun ve keçi konusunda en ufak bir esnekJik gösterilmedi. Şap nedeniyle Ingiltere'den getirildiğı tespit edilen 3000'den fazla koyun ise Belçikah yetkililerce yok edildi. Krız nedeniyle Türk ekonomisinin şapa oturduğu günlerde, Belçika ve diğer AB ülkeleri "şap kriziyk'' meşguldü. Belçika'da Kurban Bayramı'nda en büyük kurbanı Islam karşıtlığıyla oy toplayan ırkçı Vlaams Blok (Flaman Bloku) Partisi verdi. tkinci Dünya Savaşı sırasında soykınma uğrayan Yahudilerin sayısını ve konuyla ilgıli yazılanlan abartıh bulduğunu açıklayan Flaman Bloku Başkan Yardımcısı Roeland Raes, önce bu görevinden, sonra da senatörlükten, partiyle bağlantıh derneklerdeki görevlerinden ve Gent Üniversitesi Yönetim Kurulu'ndan istifa etmek zorunda bırakıldı. Yıllardır bu görüşleri savunduğu bilinen BRUKSEL ERDİNÇ UTKU Roeland Raes'ın birdenbire kendi partisinin baskısıyla istifa ettirilmesini, siyasi gözlemciler partinin kapatılma riskine karşı alınan bir önlem olarak yorumluyorlar. Irkçılıktan biraz aynlıp Belçika'da kadınm konumuna şöyle bir göz atmaya ne dersiniz? Brüksel Serbest Üniversitesi'nden (VUB) siyaset bilimci Petra Meier'e göre siyasette kadının yeri açısmdan Belçika hiç de kötü sayılmaz. AB ülkeleriyle karşılaştmldığında Belçika, ortalama bir konumda yer alıyor. Hükümette kadın oranı Yunanistan, Portekiz ve Fransa'dan fazla, fakat hâlâ lskandinav ülkelerinden oldukça aşağılarda. Belçika'da 1999 yılından beri seçim listelerindeki adaylann en az üçte birinin kadınlara aynlmasını zorunlu kılan yasa uygulanıyor. Ekim aymdaki son yerel seçimlerde seçilenlerin yüzde 26'smı kadınlar oluşturdu. (Bu oran 1994 yılında yüzde 20 ve 1988 yılında ise yüzde 14'tü.) Belçika, senatosundaki kadm varlığı açısından yüzde 29 ile AB ülkeleri arasında birinci konumda. Belçika senatosunda yer alan iki Türk asıllı temsilcimizin de (Meryem Kaçar-Yeşiller ve Fatma PehBvan-Sosyahst Parti) kadm ohnası rastlantı ohnasa gerek. lskandinav ülkeleri örneğinde olduğu gibi kadınlann siyasete el atması, alınan kararlann türünü ve siyasi _ ^ _ ^ _ _ öncelıkleri değiştiriyor: Dikkatler çocuklar, eğitim ve ulaşun sorununa yoğunlaşırken dış politika daha yumuşak, sendıkalarla ilişkiler ise daha insancıl oluyor. Petra Meier'e göre siyasette kadm oranı arttıkça, çalışma saatlerinin ve toplantılann zamanının aile yaşamına uygun bir şekilde değişmesınden kamu taşımacılığımn saatlerinin daha duyarlı bir şekilde belirlenmesine kadar birçok alanda farklı yaklaşım dikkat çekiyor. Belçika'da kadınlara, erkeklere oranla, ortalama olarak üçte bir daha az ücret ödeniyor. Işsizlik oranı erkekler arasmda yüzde 7, kadınlarda ise yüzde 11. Haftalık Trends dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre, Belçika'nm en büyük 30 bin şirketindeki yönetici kadrosunun sadece yüzde 18'ini kadınlar oluşturuyor. Şirket sayısım Belçika'nm ilk 5000'ine indirgerseniz, kadınlann yönetimdeki oranı yüzde 5'in altına düşüyor. Kadm-erkek eşitliği ne zaman gerçekleşir dersiniz? Artık Dünya Kadmlar Günü kutlanmasma gerek kalmadığından mı yoksa Çalışma Bakanlığı eşit fırsatlar masası sorumlusu Belçikah Marie-Pauk Paternottre'ın vurguladığı gibi "kadın, kadm olduğu için değil ama bir kişi olduğu için hata yapabildiğjnde" mi? Belçika'da K icra organlanmn (fcderal, bölgesel, yerel vb. nûkümetlerin) bir cinsiyetten oluşturulamamasuu, karşı cinsten en az bir üye ahnmasuu" öngören yasanın Dünya Kadmlar Günü'nde senatoda, daha sonra da Meclis'te kabul edilip yasalaşması bekleniyor. Elinin hamuruyla erkek işi polıtıkaya kanşan kadınm sıyaseti yumuşatıp renklendirdığı ve farklı bir insani boyut kazandırdığı ortada. Ama kadm politikacılann siyaseti güzelleştinneleri için illa da Playboy'a poz venneleri gerekrniyor sanınm. 13 Haziran 1999 genel seçimlerinde, Flaman Liberal Demokrat Partisi'nden (VLD), Avrupa Parlamentosu adayı olan, 1996 Belçika güzellik kraliçesi, avukat Anke Vandermeersch, kampanya boyunca, seçildiğinde soyunmayı vaat etmişti. Anke seçilebilseydi, Playboy'a çıplak poz verecekti. (Daha sonra ırkçı partiye transfer olan, seksi eski Belçika güzeli Anke'nm bir sonraki genel seçimlerde aday olmasına kesin gözüyle bakılıyor.) Sanki Anke Vandermeersch'a gönderme yaparcasına Playboy'a poz veren Sosyalist Partili ünlü manken Phaedra Hoste, partinin halka açıhna stratejisini mi uyguluyor yoksa? Bu seçeneği, arayış halındeki Deniz Ba>kal'a anımsatmakta yarar var. TtREBOLU İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN (51) örnek adi kiraya ve hasılat kiralanna ait ödeme emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebligat DosyaNo-2000/610 Alacakh: Güner Hacışabanoğlu, Cıntaşı Mah. Tırebolu. Borçlu: Bayram Uzun, tlçe J.Bl.K.hğında görevlı Astb.Çvş. olup halen Gümüşhacıköy ilçesı Balıklı köyü Artıkabak mah. Gümüşhacıköy-Amasya Borç miktan: 260. 000.000.-TL. Alacaklıya olan yukanda yazılı kıra borcunuzun tahsılı talebı ıle yapılnuş olan ıcra takibınde, yukanda yazılı adreslenne tebhgat çıkartıhmş, ancak tebligat bıle teblığ ıade edilmış, bunun üzenne zabıta marifetı ıle adres tahkıkı yapılnuş, ancak başka adresınızın tespıtı mümkün olmadığından 7201 sayılı tebhgat kanununun 28 ve rnüte- akıp maddelen mucibı, kanunı süreye 15 gûn ılave edılmek suretıyle ödeme emnnın ilanen teblığıne karar venlmıştır. Yukanda yazılı borcu, ışbu ödeme emnnın gazetede neş- n tanhınden itibaren 30 güne 15 gün ılavesıyle 45 gün ıçınde ödemenız, yine borcun bu" kısmına veya tamamına veya alacakhnın takıbıne karşı bır ıtırazımz varsa, yine bu öde- me emnnın tebhğı (gazetede ılan) tanhınden ıtıbaren 30 güne 15 gün ılavesıyle 45 gün ıçmde açıkça ve sebeplen ıle bırhkte ıcra ıflas kanununun 62. maddesı hükmü gereğınce dılekçe ıle veya sözlü olarak ıcra daıresıne bildırmenız, kıra akdını ve sözleşmedekı ımzanızı kesin ve açık olarak reddetmedığuuz takdirde, akdı kabul etmiş sayılacağınız, yu- kandakı süreler ıçınde botcu ödemenız veya ıtıraz etmezsenız, alacaklının tetkik merciinden tahlıyenızı ıstıyebileceğı ve kesınleşen kıra alacağmdan dolayı da hacız talep edi- lebıleceğı ilanen tebliğ ve ıhtar olunur. Basın: 3765 METİN GÖKTEPE GAZETECİLİK ÖDÜLLERİ 1- 8u yıl dördüncüsü yapılacak olan yarışma ıkı dalda düzenlenmiştır. Haber (Gazete-TV) Fotoğraf ve Görüntü (Gazete-TV) 2- Yanşmaya, 10 Nisan 2000 tanhınden sonra yayınlanmış olan eserler katılacaktır 3- Yanşmaya katılacak olan eserierden, yazılı basında yayımlanmış olanlann, 1 asıl, 15 fotokopı olarak göndenlmesı gerekmektedir TV'de yayınlanmış olan eserlerden ise 1 ömek gönderılmesı yeterlıdır 4- Fotoğraf dalında yanşmaya katılacak eserlerin, arka yüzlerının sol ait köşesine, bir etıketle eserin adı, çekıldiği yer ve tanh yazılacaktır Eserlenn en az 18x24 cm ebat- larında (renklı ya da siyah beyaz) olması gerekmektedir 5- Adaylann, eseriennı kısa özgeçmışlen ve ıkı fotoğrafları ıle birlikte, "Metin Göktepe Gazetecılık Odüllen" Meşrutıyet Caddesı, Ravanda Iş Merkezı 85\12 Beyoğlu adre- sıne göndermelen gerekmektedir Yanşmaya katılacak adaylar. eseriennı en geç 25 Mart 2001 tanhıne kadar belırtılen adrese ulaştıracaklardır 6- Kazananlara ödüllen Metin Göktepe'nın doğum günü olan 10 Nısan 2001 tanhınde düzenlenecek törenle verılecektir. ÖDÜL JÜRİSİ Nazım Alpman, Ayşenur Arslan, Duygu Asena, Zeynep Atıkkan, Celal Başlangıç, Necatı Doğru, Alev Er, Tuğrul Eryılmaz, Berat Günçıkan, Fıkret llkız. Nadıre Mater Fatıh Polat, Süleyman Sarılar, Feraı Tınç, Senem Toluay METİN GÖKTEPE ÖDÜL KOMİTESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle