Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MART2001 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI dishab@cumhuriyet.com.tr
Şirakistan düşüyor mu?..Bilir misiniz bilmeyiz;
komünlerin tarihini yazmış, Batı
Avrupa sosyal mücadeleler
tarihinin en köklü radikal sol
hareketlerini yaşatmış, 20 yıldır
bir biçunde "sosyaKst ve
komûnisüeri" iktidarda tutan
Fransa'nın başkenti Paris,
belediye oldu olalı "sol" yüzû
görmedi, göremedi. Bütün
patırtılar da bundan kopuyor. 8
gün sonra Paris "düşebüir''!..
Fransız sağı, "Paris Yanıyor"
(Ünlü yönetmen Rene Clement
1966'da sınematografık açıdan
fıyasko olarak kabul edilen bir
fılmle Nazi işgali sırasında
Paris'in yakılıp yıkılmaktan
kurtulmasını anlatmıştı. Şu
sıralar bazı sağ çevreler Paris
Yanıyor filrmnin başlığına atıfta
bulunarak Parisli seçmenleri
uyanyorlar!), "Paris eklen
gidiyor" diye yanıp yakılırken
Fransa ve Parisi yeni bir döneme
hazırlanıyor. Bakalım bugün 1.
turu (11 Mart) yapılacak, gelecek
pazar da (18 Mart) 2. turla
tamamlanacak belediye ve
kanton seçimleri, gerçekten
"Chiraquie"nin (Şiraki okunur)
dûşüşünü onaylayacak mı?
Her basın gibi Fransız basını da
bazı durumlan özetleyebilmek
için simgesel deyimler
kullanmak için "yaraüa"
zekâlannı pek zorlamıyor.
Malzeme bol. Sağa ait
belediyelere (özellikle Paris için)
"Chiraquie/Şirakistan -
Chirac'm Diyan" ifadesini
yakıştıran basın, Fransa'da yerel
yönetimlere kaymaya başlayan
siyasi nüfuz ve ekonomik gûcün
bu seçimlerden sonra iktidarda
gerçek "el değiştirme"lere sahne
olabileceğini ileri sürüyor. Son
kamuoyu araştırmalan, başta
Paris olmak üzere sağın
denetiminde olan Lyon,
Toulousse gibi bazı büyûk
beledıyelerin bu seçimlerde el
değiştirme olasılığını gösteriyor.
General De GauDe'ün siyasi
hayata veda ettiği 1969'dan beri
Fransız politik arenalannın sağ
cenahtaki en yıldız kişiliği
Jacques Chirac, 1977 de ilk kez,
düzenlenen Paris belediye
seçimlerinden başkan çıkmış ve
ülke zenginlerinden (her anlam
ve boyutta) en yüksek payı alan
bu kentın vazgeçilmez "tek
adam
n
ı olmuştu.
Cumhurbaşkanlığına giden
kanyer sürecınde bakanlık ve
başbakanlık görevlennden daha
öteye "Paris Belediye BaşkanT
sıfatıyla parlamış ve Paris
yönetimindeki "başanlan" onu
"tepeye" taşımıştı. Ancak 6'şar
yılhk o 3 dönemin (1977/83 -
1983/89 -1989/95) karanlık
noktalan son yıllarda gündeme
geldi. Ve "popüler'' başkana
kötü darbeler vuruldu. Ve de
muhtemelen -şayet 2002
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
yeniden seçilemezse- adalet
kanalıyla vurmaya devam
edecek. 1995'te nöbeti devralan,
Chirac'ın Paris saltanatı sırasında
sağ kolu olan yardımcısı Jean
Tîberi "kof" çıktı. Kansına
yazdırdığı "düzmece'' raporlara
yûz bınlerce frank vermek,
yöneticisi olduğu ilçelerde sahte
seçmen fışleri düzenlemek gibi
bir dizi "çağdaş işini bifir
girişime'' imza atan Tiberi, kamu
gözünde kırlenmekle kalmadı,
hızla irtifa kaybetmekte olan
partisinin de (ana muhalefet
partisi, Chirac'ın kurucu başkanı
olduğu De Gaulle'cü RPR)
olumsuz ivmesinı hızlandırdı.
"Ağabeyim, dostum Chirac,
PARİS
UĞUR
HÜKÜM
direnişçüik yoklaşhğr gibi yan
yakaran, yan tehdit eden
argûmanlar RPR'den atümasını
engellemedi. Postu pahalıya
satmayacağını kanıtlamak için de
kendi başuıa seçim listeleri
çıkararak "çoğul soPun
ekmeğine ballı yağ sûrdü. Kendi
"baüşma", "Chiraquie'nin
düşüşünü" de katü.
Başlı başına bir "Cumhuriyet"
olan Paris aslında, 10 milyonu
aşkın bir nûfusu banndıran
metropolitan "He-de-
France/Fransa adası" bölgesinin
ortasında konumlanmış, 20 idari
birimden, "arondissement''dan
(belki ilçe olarak
adlandırabilıriz) oluşan 2
milyonluk bir iç merkez. 18 km.
enine, 9.9 km. boyuna sığdırdığı
10 bin 540 hektann 3 bin 950'si
oturulabiür alan.
4.7 milyar dolar yılhk bütçesi, 44
bin belediye çahşanıyla dev bir
işletme Paris. Bugün 6. yılını
dolduran belediye meclisinin 163
üyesinden 100'ü sağ, 63'ü sol
etiketli. Doğrudan oyla sandıktan
çıkan meclis üyeleri, seçimleri
takip eden 8 gün içerisinde
belediye başkanını anyor. Aynca
nüfuslanna orantıh olarak 20
idari birime dağıhnış her
belediye meclisi de kendi
belediye başkanını seçmek
zorunda. tki hafta sonra
belirlenecek 21 başkandan büyük
kentin büyük koltuğuna "çoğul
soPun ortak adayı 51 yaşındaki
Bertnmd Delanoe'nin
seçileceğine kesin gözüyle
bakılıyor. (Elbette kamuoyu
araştırmalanna göre) Delanoe
son verilere göre Parislilerin
nezdinde yüzde 53 (ilk turda
yüzde 38) beğenilirlik
oranlannda dolaşırken tek ciddi
rakıbı muhafazakâr ve liberal
sağın ortak adayı, bir sıralar RPR
partisi genel başkanlığı (kısa ve
başansız) ve Millet Meclisi
Başkanhğı yapmış, sağın en
yaşs
Ikti:
ZAPATI
' buaÜtl bİtİVOr Meksflcayerlüeriınnhaklanwverlikreöreridiktanııııııasına
" * üişkin yasanm pariamentoda onaylanması için çaba harcayan
Zapatistalann, başkent MericoOty'ye doğru sûrdfirdükleri 'Zapatur' yürüyûşû bugünsonaeriyor. tidn-
ci Komutan Marcos ve 24 yerti hderi yüzlerce Zapatista yandaşıyla birlikte başkente ubtşacak. Mar-
cos,başJ<enriepaı1aınenterieriegöriisjneter>arjacakZa^
ki bütün askerlerin çekilmesi ve cezaev lerindeki Zapatistalann serbest bıraküması için mücadek veri-
yor. Marcos (sağda) ve 24 komutan önceki gün başkent yakmlanndaki Mupa Alta'da mola verdl (AP)
"temiz" adamı diye tamnan,
rakiplerinin kişiliğini daha takdir
ettiği Phflippe Seguin, ancak
yüzde 33'e varabiliyor. tki
rakibin tek ortak noktası, ikisının
de Tunus doğumlu oluşu.
Seguin, Vosges bölgesinden
"tepeden inme" tavırla Paris'e
aday olurken Delanoe "saha"da
ışamanın avantajını kullanıyor.
ısatçı ve üetişimci Delanoe,
1972'den bu yana Sosyahst Parti
üyesi. 1977'de Paris Belediye
Meclisi üyeliğiyle başlayan
siyasi kariyerini, 1981-93
arasında Paris milletvekili,
1995'ten itibaren de Paris
senatörü olarak sürdürmüş.
1981-83 arasında ulusal planda
partisinin sözcüsü, şimdüerde de
Sosyahst Parti Paris Belediye
Meclis Grubu Başkanı ohnası,
basında sürekli görülmek gibi bir
ayncahğı da kazandırmış.
Düzenli olarak Paris içinde faal
ve Parisülerle haşır neşir olan
Delanoe'nin eşcinselliği bile,
göründüğü kadanyla bir "arb
puan" getiriyor.
172 listeh Paris yerel seçimlerine
20 seçim bölgesinden
katüanlardan kanımızca birkaç
ilginç örnek vermek gerekirse:
12 birimde diğer adaylann yanı
sıra "dernek" hstelerinin
katılması. "kota yasası''nın
"ohımhı ayncahk" ilkesiyle
listelerin yansırun kadm
adaylardan oluşması veya aşın
sağcı-milliyetçi Milli Cephe
Partisi'nin 10. bölge liste başı
adayının Arap kökenli bir
Fransız olmasını sayabüiriz.
Fransa'da yaşayan üç yüz bini
aşkın Türkiyeli, bugüne kadar
çok geniş oranda sosyal ve siyasi
yaşama "fransz" kalırken bu
sene ilk kez Paris
banliyölerinden Saine St. Denis
bölgesinde Yeşiller'in hste başını
1961 Adıyaman doğumlu Flaik
Tannverdi isımli bir muhasıp
hukukçunun çekmesi sevindirici
bir gelişme.
Bu seçimlerde "Chiraqufc"
düştüğü takdirde yıllarca önce
seçmenleri "Çok kokuyoriar"
diye lonayan ve dışlayan Chirac
ve siyasi hısımlan, çok sayıda
siyasi gözlemciye göre
gelecekleri konusunda
şapkalannı önlerine koyup
düşünmek zorunda kalacaklar.
Zira artık "Yırm", göçmenler,
marjinaller ve "öteküer''le de
birlikte kuruluyor...
Gençlik ve
üniformaBir zamanlar, nesilleri
tanımlamak ya da sıralamak
için dönemsel olaylar
kullanıhrmış. "Birind Harb-i
Umumi, lkinci Harb-i Umumi
Knşağı'' ya da "Savaş NesM"
gjbilerden... Hatta bir de
"Cumhuriyet Çocuklan" vardı
galiba?
Sonralan "Sekidi YûTar" moda
oldu. "68'Her,78'Hler-."
Bendeniz, bu kategorilerden
78'lilere tekabül ederim. Yani
78'li yıllarda üniversitede
dirsek (ya da başka yerlerini)
çürütenlerdenim. Bu
tanımlamalar sadece takvimsel
ohnayıp aynı zamanda
toplumun siyasal ve sosyal
olarak hangi evresinde genç ya
da yetişkin nüfus kitlesine
dahil olduğunuzun bir
göstergesi sayıhrdı. Bu
kuşaklann her birinin kendine
has yaşama bakış ve bizzat
yaşama tarzı vardı. Ama
hepsinin bir ortak noktası da
söz konusu. Gençlik, her
devirde belli kalıplara girmeye
direnir gibi yapmış, özellikle
hem giysi hem de fikir
anlamında "ünifonna" *~'*
niteliğindeki kahplan
reddetmeye kalkışsa ve deyim
yerindeyse "rebeP (asi) takılsa
da geriye dönüp bakuğımızda
neredeyse her bir kuşak bu
tuzağa şu veya bu şekilde
düşmüştür. "Harb-i Umumi"
kuşaklarını istisna tutalım.
Ama aile albümlerini açın
bakın. Anne babalanmızın,
ağabeylerimizin, ablalanmızm
ve hatta biz 78'hlenn saç
modelinden tutun da üstündeki
urbalara, bunlann üzerine
iliştirdiğimız aksesuvarlara,
nedense aynı anda merak
saldığımız enstrümanlara,
yediklerimize içtiklerimize
kadar hep bir "ünifönna"
havası, buram buram ortalığa
yayılır. Annemin babamın
kuşağında, okullarda gıydirilen
zoraki şapkaya ne kadar
direnilse de eve gehnip
şapkadan "kartubuT genç, ..., „
keödine hemen başka bir kahp
buhnuş; bir sonraki kuşak,
dünyadaki direnişçi ruhuna
kapılmış ve sözüm ona kahba
girmeyi reddetmiş, ama yine
de malum tek tip görüntülerden
vazgeçememış. Benim
kuşağımın genci, parka-postal-
kaşkol üçgenine, koyverihniş
ya da özenle (aşağı ya da yana
doğru) yön verilmiş küdan
oluşan üniformaya
dırenememiştir.
Bütün bunlan ortahğa dökmek
ve belki de kitlesel bir yüz
kızarmasını göze alarak
anımsatmak nereden akhma
geldi?
Bilmem, başka ülkeler ve
kentlerde de durum aynı mı?
Londra'nın herhangi bir
sokağına, herhangi bir
meydanına ya da ahşveriş
merkezine (siz Türkiye'de,
shopping mall diyorsunuz
galiba) gıdın. "98 kuşağıyada
2008 kuşağTna bir bakın.
Işte zamane üniforması:
Erkekler için, malum üç
çizgili spor markasından bir
eşofman altı. Yine malum ,
"check" işaretii spor
LONDRA
ZAFER
ARAPKÎRLİ
markasından bir eşofman üstû
ama mutlaka kapüşonlu olacak.
Kafada, yine mutlaka o
"check" işaretii markadan bir
beysbol şapkası. Siyahi gençler
kapüşonu mutlaka beysbol
şapkasının üstüne çekecekler.
Ayakta da tercihe göre her iki
markadan birinden bir spor
ayakkabısı (siz Türkiye'de,
trainer diyorsunuz galiba).
Kızlar için, yine malum
"check" işaretii bir eşofman
altı. Mutlaka beyaz olacak.
Ayakta tercihe bağlı bir
"trainer''. O da mutlaka beyaz.
Mevsim ve hava sıcakhğı ne
olursa olsun çorap
gıyilmeyecek ve bilekler çıplak
görünecek. Hatta daha da
çıplak görünmesı için paçalar
yukan kıvnlacak. Kafada yine
bir beysbol şapkası. Ve tabii
4>una müthiş-"uyumhı", adeta, u -,
"saktn makyajı" yapılacak! ı
Tırnaklar da yaldızh (illada
yaldızh) cilalarla boyanacak.
Yemin ve bülah edıyorum. Bir
tane çocuk da bunun dışında
giyinsuı, dişimi kıracağım.
Ne değişmiş? Altı üstü Homo
Sapiens işte...
Belçika'da kurbanlar ve kadınlar
Türkiye'de, AB'yi mabeyı
dinlemeden, hiçbir kurala
uyulmadan sokaklarda kurban
kesilirken AB ülkelerinde deli
dana \ e şap korkusu yüzünden ilk
kez "kurbansız Kurban Bayramı"
yaşandı. En azından yaşanması
gerekiyordu. Ancak Avrupa
•ülkelerindeki çok sayıda Türk'ün
izinsiz veya veteriner gözetiminde
kurban kestiği ortaya çıktı.
Belçika'da ise yoğun talep üzerine
kriz masası istisnai bir karar alarak
belirli koşullarda ve saptanan
mezbahalarda veteriner
kontrolünde büyükbaş hayvan
kesimine izin verdi. Koyun ve keçi
konusunda en ufak bir esnekJik
gösterilmedi. Şap nedeniyle
Ingiltere'den getirildiğı tespit
edilen 3000'den fazla koyun ise
Belçikah yetkililerce yok edildi.
Krız nedeniyle Türk ekonomisinin
şapa oturduğu günlerde, Belçika
ve diğer AB ülkeleri "şap kriziyk''
meşguldü.
Belçika'da Kurban Bayramı'nda
en büyük kurbanı Islam
karşıtlığıyla oy toplayan ırkçı
Vlaams Blok (Flaman Bloku)
Partisi verdi. tkinci Dünya Savaşı
sırasında soykınma uğrayan
Yahudilerin sayısını ve konuyla
ilgıli yazılanlan abartıh
bulduğunu açıklayan Flaman
Bloku Başkan Yardımcısı Roeland
Raes, önce bu görevinden, sonra
da senatörlükten, partiyle
bağlantıh derneklerdeki
görevlerinden ve Gent Üniversitesi
Yönetim Kurulu'ndan istifa etmek
zorunda bırakıldı. Yıllardır bu
görüşleri savunduğu bilinen
BRUKSEL
ERDİNÇ
UTKU
Roeland Raes'ın
birdenbire kendi
partisinin
baskısıyla istifa
ettirilmesini,
siyasi
gözlemciler
partinin
kapatılma
riskine karşı alınan bir önlem
olarak yorumluyorlar. Irkçılıktan
biraz aynlıp Belçika'da kadınm
konumuna şöyle bir göz atmaya ne
dersiniz?
Brüksel Serbest Üniversitesi'nden
(VUB) siyaset bilimci Petra
Meier'e göre siyasette kadının yeri
açısmdan Belçika hiç de kötü
sayılmaz. AB ülkeleriyle
karşılaştmldığında Belçika,
ortalama bir konumda yer alıyor.
Hükümette kadın oranı
Yunanistan, Portekiz ve Fransa'dan
fazla, fakat hâlâ lskandinav
ülkelerinden oldukça aşağılarda.
Belçika'da 1999 yılından beri
seçim listelerindeki adaylann en
az üçte birinin kadınlara
aynlmasını zorunlu kılan yasa
uygulanıyor.
Ekim aymdaki son yerel
seçimlerde seçilenlerin yüzde
26'smı kadınlar oluşturdu. (Bu
oran 1994 yılında yüzde 20 ve
1988 yılında ise yüzde 14'tü.)
Belçika, senatosundaki kadm
varlığı açısından yüzde 29 ile AB
ülkeleri arasında birinci konumda.
Belçika senatosunda yer alan iki
Türk asıllı temsilcimizin de
(Meryem Kaçar-Yeşiller ve Fatma
PehBvan-Sosyahst Parti) kadm
ohnası rastlantı ohnasa
gerek.
lskandinav ülkeleri
örneğinde olduğu
gibi kadınlann
siyasete el atması,
alınan kararlann
türünü ve siyasi
_ ^ _ ^ _ _ öncelıkleri
değiştiriyor:
Dikkatler çocuklar, eğitim ve
ulaşun sorununa yoğunlaşırken dış
politika daha yumuşak,
sendıkalarla ilişkiler ise daha
insancıl oluyor. Petra Meier'e göre
siyasette kadm oranı arttıkça,
çalışma saatlerinin ve toplantılann
zamanının aile yaşamına uygun
bir şekilde değişmesınden kamu
taşımacılığımn saatlerinin daha
duyarlı bir şekilde belirlenmesine
kadar birçok alanda farklı
yaklaşım dikkat çekiyor.
Belçika'da kadınlara, erkeklere
oranla, ortalama olarak üçte bir
daha az ücret ödeniyor. Işsizlik
oranı erkekler arasmda yüzde 7,
kadınlarda ise yüzde 11. Haftalık
Trends dergisinin yaptığı bir
araştırmaya göre, Belçika'nm en
büyük 30 bin şirketindeki yönetici
kadrosunun sadece yüzde 18'ini
kadınlar oluşturuyor. Şirket
sayısım Belçika'nm ilk 5000'ine
indirgerseniz, kadınlann
yönetimdeki oranı yüzde 5'in
altına düşüyor.
Kadm-erkek eşitliği ne zaman
gerçekleşir dersiniz? Artık Dünya
Kadmlar Günü kutlanmasma
gerek kalmadığından mı yoksa
Çalışma Bakanlığı eşit fırsatlar
masası sorumlusu Belçikah
Marie-Pauk Paternottre'ın
vurguladığı gibi "kadın, kadm
olduğu için değil ama bir kişi
olduğu için hata
yapabildiğjnde" mi?
Belçika'da
K
icra organlanmn
(fcderal, bölgesel, yerel vb.
nûkümetlerin) bir cinsiyetten
oluşturulamamasuu, karşı cinsten
en az bir üye ahnmasuu" öngören
yasanın Dünya Kadmlar Günü'nde
senatoda, daha sonra da Meclis'te
kabul edilip yasalaşması
bekleniyor.
Elinin hamuruyla erkek işi
polıtıkaya kanşan kadınm sıyaseti
yumuşatıp renklendirdığı ve farklı
bir insani boyut kazandırdığı
ortada. Ama kadm politikacılann
siyaseti güzelleştinneleri için illa
da Playboy'a poz venneleri
gerekrniyor sanınm.
13 Haziran 1999 genel
seçimlerinde, Flaman Liberal
Demokrat Partisi'nden (VLD),
Avrupa Parlamentosu adayı olan,
1996 Belçika güzellik kraliçesi,
avukat Anke Vandermeersch,
kampanya boyunca, seçildiğinde
soyunmayı vaat etmişti.
Anke seçilebilseydi, Playboy'a
çıplak poz verecekti. (Daha sonra
ırkçı partiye transfer olan, seksi
eski Belçika güzeli Anke'nm bir
sonraki genel seçimlerde aday
olmasına kesin gözüyle bakılıyor.)
Sanki Anke Vandermeersch'a
gönderme yaparcasına Playboy'a
poz veren Sosyalist Partili ünlü
manken Phaedra Hoste, partinin
halka açıhna stratejisini mi
uyguluyor yoksa? Bu seçeneği,
arayış halındeki Deniz Ba>kal'a
anımsatmakta yarar var.
TtREBOLU İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
(51) örnek adi kiraya ve hasılat kiralanna ait ödeme emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebligat
DosyaNo-2000/610
Alacakh: Güner Hacışabanoğlu, Cıntaşı Mah. Tırebolu.
Borçlu: Bayram Uzun, tlçe J.Bl.K.hğında görevlı Astb.Çvş. olup halen Gümüşhacıköy ilçesı Balıklı köyü Artıkabak mah. Gümüşhacıköy-Amasya Borç miktan: 260.
000.000.-TL. Alacaklıya olan yukanda yazılı kıra borcunuzun tahsılı talebı ıle yapılnuş olan ıcra takibınde, yukanda yazılı adreslenne tebhgat çıkartıhmş, ancak tebligat bıle
teblığ ıade edilmış, bunun üzenne zabıta marifetı ıle adres tahkıkı yapılnuş, ancak başka adresınızın tespıtı mümkün olmadığından 7201 sayılı tebhgat kanununun 28 ve rnüte-
akıp maddelen mucibı, kanunı süreye 15 gûn ılave edılmek suretıyle ödeme emnnın ilanen teblığıne karar venlmıştır. Yukanda yazılı borcu, ışbu ödeme emnnın gazetede neş-
n tanhınden itibaren 30 güne 15 gün ılavesıyle 45 gün ıçınde ödemenız, yine borcun bu" kısmına veya tamamına veya alacakhnın takıbıne karşı bır ıtırazımz varsa, yine bu öde-
me emnnın tebhğı (gazetede ılan) tanhınden ıtıbaren 30 güne 15 gün ılavesıyle 45 gün ıçmde açıkça ve sebeplen ıle bırhkte ıcra ıflas kanununun 62. maddesı hükmü gereğınce
dılekçe ıle veya sözlü olarak ıcra daıresıne bildırmenız, kıra akdını ve sözleşmedekı ımzanızı kesin ve açık olarak reddetmedığuuz takdirde, akdı kabul etmiş sayılacağınız, yu-
kandakı süreler ıçınde botcu ödemenız veya ıtıraz etmezsenız, alacaklının tetkik merciinden tahlıyenızı ıstıyebileceğı ve kesınleşen kıra alacağmdan dolayı da hacız talep edi-
lebıleceğı ilanen tebliğ ve ıhtar olunur. Basın: 3765
METİN GÖKTEPE GAZETECİLİK ÖDÜLLERİ
1- 8u yıl dördüncüsü yapılacak olan yarışma ıkı dalda düzenlenmiştır.
Haber (Gazete-TV)
Fotoğraf ve Görüntü (Gazete-TV)
2- Yanşmaya, 10 Nisan 2000 tanhınden sonra yayınlanmış olan eserler katılacaktır
3- Yanşmaya katılacak olan eserierden, yazılı basında yayımlanmış olanlann,
1 asıl, 15 fotokopı olarak göndenlmesı gerekmektedir TV'de yayınlanmış olan
eserlerden ise 1 ömek gönderılmesı yeterlıdır
4- Fotoğraf dalında yanşmaya katılacak eserlerin, arka yüzlerının sol ait köşesine, bir
etıketle eserin adı, çekıldiği yer ve tanh yazılacaktır Eserlenn en az 18x24 cm ebat-
larında (renklı ya da siyah beyaz) olması gerekmektedir
5- Adaylann, eseriennı kısa özgeçmışlen ve ıkı fotoğrafları ıle birlikte, "Metin Göktepe
Gazetecılık Odüllen" Meşrutıyet Caddesı, Ravanda Iş Merkezı 85\12 Beyoğlu adre-
sıne göndermelen gerekmektedir Yanşmaya katılacak adaylar. eseriennı en geç 25
Mart 2001 tanhıne kadar belırtılen adrese ulaştıracaklardır
6- Kazananlara ödüllen Metin Göktepe'nın doğum günü olan 10 Nısan 2001 tanhınde
düzenlenecek törenle verılecektir.
ÖDÜL JÜRİSİ
Nazım Alpman, Ayşenur Arslan, Duygu Asena, Zeynep Atıkkan, Celal Başlangıç, Necatı
Doğru, Alev Er, Tuğrul Eryılmaz, Berat Günçıkan, Fıkret llkız. Nadıre Mater Fatıh Polat,
Süleyman Sarılar, Feraı Tınç, Senem Toluay
METİN GÖKTEPE ÖDÜL KOMİTESİ