Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE
SOZDE SOYKIRIM
Türkiye-Fransa ilişkilerinin tarihsel sürecine bakarsak aradaki uçurumu kapatabiliriz
O
smanlı
împaratorluğu
döneminde
Avrupa'nın geçirdiği
Rönesans, hümanizm,
reform, aydınlanma ve
sanayi devrimlerine
ilgisiz kalmanın
cezasını çekiyoruz.
Avrupa ile ancak insana
yatınm yaparak rekabet
edebileceğimiz açıktır.
LATtFMirTLU*
Kanuni
Sultan Sü-
leyman,hi-
mayesine
aldığı
Fransa'nın, komşulan Al-
manya ve îspanya tarafindan
yutulmaması için askeri yar-
dımın dışında ekonomik yar-
dım yapmayı da uygun gör-
müştü. Fransa Kralı Franço-
is'nın yıllardan beri sürege-
len askeri ve ekonomik talep-
leri vardı. Divan-ı Hüma-
yun'un Fransa'ya birtakımti-
cari imtiyazlar bahşeden ka-
ranüzerine 18 Şubat 1536'da
Damat tbrahim Paşa, Fran-
sa'nın kalkınması için bir an-
laşma imzalamış ve aynca
Fransa'ya büyük bir para yar-
dımı yapılmıştı.
Bu anlaşma ile Fransız tüc-
carlanna Türk limanlan ve
gümrüklerinde özel ve ayn-
calıklı haklar verilmişti. Bu
avantajlar zamanla arttmla-
rak Türkiye'nin zaranna ge-
liştirilmişti. Sonuçta Lozan
Antlaşması ile kapitûlasyon-
lar tamamen kaldınlmıştı.
Hırlstlyanların
korunması
XVII.
yûzyılın
başlannda
Fransa,
Kudüs'e
giden Hıristiyan hacılannı
koruma iznini koparacak, da-
ha sonra Osmanlı Imparator-
luğu'na tabi topraklarda yaşa-
yan, özellikle Katolikler üze-
rinde kişisel ve mal varlığı ba-
kımından önce fiili, sonra da
hukuki bir koruyuculuk hak-
kı sağlayacaktır. Fransa'nın,
yaşadığı bütûn rejimler tara-
findan her zaman gözetilmiş
olan Doğu Hıristiyanlannın
davalannı koruma geleneği,
o günlerden kaynaklanıyor.
Fransız Meclisi'nin Erme-
nileri korumak amacıyla ge-
çenlerde kabul ettiği (sözde
soykınm) yasa, zamarun dün-
ya imparatoru Kanuni Sultan
Süleyman'm Doğu Hıristi-
yanlannı korumak için Fran-
sızlara verdiği bir izne daya-
nıyor.
Blze ne oldu? Neden
geriHyoruz?
Dörtyüz
yıl önce,
dünyanın
en güçlü
imparatoru
Kanuni Sultan Süleyman'dan
aman dileyen, yardrrn isteyen
Fransa bugün nerelerde?
Fransa Kralı I. François'yı
esaretten kurtaran, ona yûklü
para yardımı yapan, fakirlik-
ten kurtulmalan için Fransız
tüccarlarına ülkesinde aynca-
lıklar tanıyan Kanuni Sultan
Süleyman'm ülkesi Türkiye
nerede? Bugün Fransa kal-
kınmış ülkeler arasında, Tür-
kiye kalkınmakta olan ülkeler
arasında geri saflarda. Serin-
kanlı düşünürsek, Fransız
Meclisi'nin bu boşlukta ka-
lan ve uluslararası hukukta
yaptınmı bulunmayan, Fran-
sız iç politikası ile ilgili oldu-
ğu açıkça belli olan bu girişi-
min bizim açımızdan hiçbir
önemi yoktur. Bu olay vesile-
si ile karşılaşürma yaptığımız
Türk ve Fransız ekonomisi-
nin bugün içinde bulunduğu
durum, bizim açımızdan deh-
şet vericidir. Tarih sahnesine
aynı yüzyıllarda çıkan Fran-
sız ve Türklerin bugünkü ulu-
sal nüfuslan yaklaşık olarak
aynı düzeyde.
Fransa'nın yıllık üretimi 1
için eğitim
EnnenisoykınımiddialanııedeııiykGalatasaı^'ffi geritim içinde geçecek.
G. Saray korku şeridinde
• Yıllardır Türk fiıtbolunu Avrupa kupalannda başan ile temsil
eden, ancak hemen hemen her yıl kendi dışında gerçekleşen bir
toplumsal problemle karşılaşan San-Kırmızılılar, şimdi de
kamuoyunun Fransa'ya yönelik tepkileri nedeniyle Paris Saint
Germain maçı öncesi stres yaşamaya başladı.
ris Saint Germain-Galatasaray maçını
ilginç bir boyuta taşıdı. Galatasaraylı
yöneticiler, PSG ile oynanacak Şam-
piyonlar Ligi maçının Ermeni Soykı-
nmı Yasası ile doğrudan bağlantılı ol-
madığını, ancak o tarihe kadar boykot
eylemlerinin artması halinde futbol-
culann etkilenebileceğini belirttiler.
ARİriOZILiAIJN
Önce AbduOahOcalan sorunu, son-
ra bıçaklanan lngilızler derken Gala-
tasaray'ın başı, şimdi de Ermeni Soy-
kınmı Yasası yüzünden Fransızlarla
derde girmek üzere.
Yıllardır Türk futbohınu Avrupa ku-
palannda başan ile temsil eden, ancak
hemen hemen her yıl kendi dışında
gerçekleşen bir toplumsal problemle
karşılaşan San-Kırmızıhlar, şimdi de
kamuoyunun Fransa'ya yönelik tep-
kileri nedeniyle Paris Saint Germain
maçı öncesi stres yaşamaya başladı.
Ermeni Soykınmı Yasası'nın Fransa
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tara-
findan imzalanmasmın ardmdan bu ül-
keye karşı başlatılan boykot eylemle-
ri, mart ayında Paris'te oynanacak Pa-
ftcalan lcrlzl
PSG maçı öncesi Fransa ile yaşanan
gelişmelerden rahatsız olan Galatasa-
ray, daha önce aynı problemi Juven-
tus maçında yaşamıştı. PKK terör ör-
gütünün başı Abdullah Öcalan'ın Ital-
ya'yı sığınmasının ardından îtalya'ya
yönelik protesto eylemlerinin arttığı
günlere denk gelen Galatasaray- Ju-
ventus maçı, tüm dünyayı ayağa kal-
dırmış ve karşılaşma, gerginliğin düş-
mesi nedeniyle 1 hafta ertelenmişti.
Galatasaray da bu huzursuziuktan et-
kilenip maçtan berabere aynlmış ve
Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finali
averajla yitirmişti.
tnglllater
Galatasaray, bir diğer toplumsal kri-
zi de Leeds'le oynanan Avrupa Kupa-
sı yan final maçı öncesinde yaşadı. Is-
tanbul'daki ilk maçtan önce 2 Ingiliz
fiıtbolseverin Taksim'de bıçaklanarak
yasamını yitirmesinin ardından rövanş
maçı, Ingiliz ve Türk medyasınca
Türk- Ingiliz savaşına çevrilmek isten-
mişti. Elland Road Stadı'ndaki karşı-
laşmamn UEFA'ca Türk seyircilere
kapanması San-Kırmızılılar'ı moral
açısmdan olumsuz yönde etkilemiş
ancak Galatasaray 2-0 ve 2-2'lik so-
nuçlarla final vizesi almıştı. Galatasa-
ray, finalde de bir diğer ada ekibi Ar-
senal'le eşleşince, Kopenhag'daki son
maçta yine sokak kavgalan çikmıştı.
trilyon 465 milyar dolarken
biz 200 milyon dolardan faz-
la üretim yapamıyoruz. Ne-
den? Fransa'da çocuklar 79
yıl yaşama beklentisi ile do-
ğarİcen Türkiye'deki çocuklar
68 yıldan fazlasını bekleye-
miyor. Neden? Bir Fransızm
ortalama geliri yılda 22 bin
400 dolarken Türklerinki 6
bin 500 dolarda kalıyor. Ne-
den? Son olarak: Birleşmiş
Milletler'in 2000 yılında ya-
yımladığı ülkelerin Insani
Gelişme Endeksi'nde Fransa
12. sırada iken Türkiye 85. sı-
raya düşüyor. Neden?
Fransa'nın gellşmesinl
saglayan olaylar
Osmanlı
devletinin
askeri hi-
mayesi ve
para yardı-
mı yanında tüccarlanna tanı-
nan ayncalık (kabotaj) saye-
sinde vaziyetini düzelten
Fransa'nın 400 yıl sonra bu-
günkü zengin ve müreffeh dü-
zeye nasıl geldiğini anlamak
için, geçirdiği evreleri sırala-
mak yeterli olacaktır. 16. yüz-
yılın başlannda Türkiye ve
Fransa'da skolastik düşünce
hâkimdi. François'nın papa-
nın iznine, Sultan Süley-
man'm da şeyhülislamın fet-
vasına ihtiyacı vardı. Her iki
toplumda yaygın olan inanca
göre dünya yaşamı geçici idi
ve üzerinde fazla durmaya
değmezdi. Her şey öteki dün-
ya (ahiret) içindi.
Batı'da üniversiteler kuru-
lurken Osmanlı devleti henüz
tarih sahnesine çıkmamıştı.
Paris'te 1160'ta kurulan Fran-
sa'nın ilk üniversitesi ve onu
takip eden iki yüzyıl boyunca
önemli bir varlık göstereme-
diler. Eski Roma ve Yunan
eserlerinin kötü bir dille Fran-
sızcaya tercüme edilmesi ve
bunlann matbaada çoğaltıla-
rak yayılması üzerine tartış-
malar çıktı. Böylece bilimsel
araştırmanın ve eleştinnenin
doğmasına yol açtı. I. Fran-
çois zamanında College de
France'ın kurulması hüma-
nizm cereyanını tam anlamıy-
la geliştirdi. Hümanistler in-
san zekâsının değerlendiril-
mesini esas alıyorlardı.
Aydınlanma çagı
Avru-
pa'da baş-
layan bu
bilim ve
sanat çağı,
dünya uygarlığuıın bir dönüm
noktasıdır. Avrupalılann dü-
şünce ve yaşantılannda kök-
lü değişikliklere yol açmış ve
her alanda hızla ilerlemesini
ve kalkınmasmı sağlamıştır.
Fransa önce Italya'da başla-
yan Rönesans hareketlerini,
sonra Hollanda'da gelişen hü-
manist düşünceleri alıp
özümseyerek bir aydınlanma
çağını yaşadı. Almanya'da
başlayan reform hareketleri
de Fransa'da söz ve fikir ha-
reketlerinin yaygınlaşmasına
yol açtı. Bilim, sanat ve dü-
şünce hareketlerindeki bu ge-
lişmeler Fransız Öıtilali 'ni do-
ğurdu. Fransız eğitim kurum-
lannm bağımsız olarak geliş-
mesi, önemli düşünce ve bi-
lim adamlannın yetişmesini
sağladı. tngiltere'de başlayan
sanayi devriminden nasibini
alan Fransa ulusal sanayii de
ileri adımlar atarken Afri-
ka'da oluşturduğu sömürge-
lerinden ekonomik çıkar elde
etmeyi en üst düzeye çıkar-
masını biliyordu.
Egitlm sorunu
Türkiye,
aşın dü-
şüncelerin
çekincesiy-
le eğitim
alanında dünyaya açılmaya
izin vermemektedir, Lozan
Antlaşması'yla elde ettiğimiz
haklann yok olmasım isteme-
mektedir. Oysaki devletleştir-
diğimiz altyapı ve sanayi bu-
gün işlemez durumda. Kamu
Iktisadi Kuruluşlan'nın zara-
nnı vergi geliri ile kapatıyo-
ruz. Devletin işlettiği kuru-
luşlann çoğu zararda. Çünkü
devletleştirdiğimiz ve sonra
kurduğumuz tesisleri işlete-
cek yönetici ve teknik kadro-
yu yetiştirmedik.
Batı uygarlıgına
yetlsmefc
Başta
anayasa-
mız olmak
üzere, in-
sanyetiştir-
me ile ilgili eğitim yasalannın
başlangıcında, Atatürk inkı-
lap ve ilkeleri doğrultusunda
hareket edeceğimiz kayıtlıdır.
Atatürk'ün gösterdiği he-
def şudur: Batı uygarlığına
yetişmek. Yetaıiş beş yıldan
beri Avrupa'yı yakalamaya
çalışıyoruz, ama Avrupa üe
aramız kapanmıyor, giderek
açıhyor. Avrupa'ya yetişmek
için Türkiye'de yaşayan her-
kese, Avrupa'daki gibi, diledi-
ğı dalda, dilediği kadar eği-
tim vermeye mecburuz. Türk
insanının Avrupa ve dünya ile
rekabet edecek düzeyde ay-
dınlatılması, bilgilendirilme-
si ve yetiştirilmesi için acilen
bir şeyler yapmamızın zama-
nı gelmiştir.
Yaygın ve etklll bir
egitlm İçin:
Yasalar-
da gerekli
değişiklik-
leri yerine
getirerek
aşağıdaki düzenlemelerin ya-
pılmasına olanak tanımalıyız:
a) Yerli ve yabancı kişi ve
kuruluşlara, devlet kontrolün-
de her derece ve nitelikte eği-
tim kurumu açma izni veril-
meli.
b) Temel eğitim, devlet
okullannda parasız olmalı.
c) Yürürlükteki, 1739 sayı-
h Milli Eğitim Temel Yasa-
sı'nın 38. maddesindeki yük-
seköğretim paralıdır hükmü
ışlemiyor, işletilmeli. Yükse-
köğretimde: Fakirlik sının al-
tmda kalanlann eğitim para-
sını devlet borç olarak verme-
li. Orta gelir sahiplerine, eği-
timine yetecek kadar, kade-
meli olarak devletçe borç ve-
rilmeli. Fakirlik sınınnm iki
katı kadar gelirden fazla geli-
ri olanlar, kendi öğrenim üc-
retlerini ödemeliler.
d) Devletin gerekli gördüğü
alanda karşılıksız burs ver-
mesi devam etmeli.
e) Üniversiteler öğrencile-
rini kendileri seçmelidir.
Böylece ülkede özel üni-
versiteler çoğalacak, parası
olanlar oralarda okuyacak ve
devlet üniversitelerinde fe-
rahlık olacaktır. Bu uygula-
maya geçtikten birkaç yıl son-
ra her lise mezunu, dilediği
dalda dilediği kadar eğitim
görme olanağı elde edecektir.
Avrupa ile ancak insana ya-
tınm yaparak rekabet edebile-
ceğimiz açıktır. Osmanlı îm-
paratorluğu döneminde Avru-
pa'nın geçirdiği Rönesans,
hümanizm, reform, aydınlan-
ma ve sanayi devrimlerine il-
gisiz kaldık.
Bugün Cumhuriyet döne-
minde yine Batı'da yeni bir
devrîm yaşanıyor. Henüz baş-
langıçta olduğu için iletişim,
bilgisayar ve bilgi yönetimi
diye anılan bu gelişmelere
uzak kalmamak için ilk önce
geniş ve etkili eğitim refor-
munu yapmamız gerekiyor.
Sonsöz: Türkiye'nin çağ-
daş uygarlık düzeyine ulaş-
ması için her şeyden önce va-
tandaşlanna ileri ülkelerdeki
gibi yeterli eğitim verilmesi-
nin yolunu açmalıdır.
BİTTİ
NOT: Açıkladığımız bu düşünceler
için Cumhuriyet'm aydınhk oku-
yuculannın kathlannı almak üze-
re latmuttbilgi.edu.tr ve 0212 216
25 31 No 'lufaksımız her türlü dü-
şünceye 24 saat açıktır
*îstanbul Bilgi Üniversitesi Kuru-
cusu ve VahfBaşkanı
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Biz Barbar mıyız?
Türkler barbar mıdır? Yani, "uygarlaşmamış, kaba
ve kırıcı" mıdır?
Mustafa Kemal, Anadolu'nun dünya kültür tarihi
açısmdan sahip olduğu büyük zenginliği ve önemi bi-
liyordu. Nitekim, Etnografya Müzesi'ni 1930'daaçtı!
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin kuaıluş talimatını
verdi.. Anadolu uygarlıklarınasahip çıktı. Milletleşme
süreci içinde, hattaAnadolu uygartıklanylaTürkleri öz-
deşieştirdi!
Mustafa KemaJ'in başlattığı milletleşme süreci, en
kaba şeriatçı ve ümmetçi kesimi bir kenara bırakır-
sak, ki bunlar minik varlıklar olarak her zaman var ola-
caklardır, bugün esas olarak tamamlanmıştır.
Cumhuriyetin kültürel oluşum sürecinde barbarlık-
tan bahsedemeyiz.
Ancak daha sonra, Anadolu'daki Türk tarihi önce-
sinin kültürel mirasını reddetme politikası yer yer ege-
men oldu. Ankara'da sanatın içine tüküren ve kültü-
rel mirası yoketmeye kalkışan belediye başkanlan or-
taya çıktı. Bizans surtannın içine yapacağını belirten
yine ümmetçi partinin başkanvekillerini gördük. Ana-
dolu'nun geçmiş kültürel kimlığin "Ne mozaiği ulan"
diyen anlayışlar başrolde oynadı. Bütün bunlann so-
nucu olarak, Türklerden önceki uygarlıklan yan yan-
ya yok sayma politikası izledı devlet.
Yukandaki soruya, önce şöyle yanıt verelim: "Ka-
famizın, bu anlamda uygarlaşmamış, dünyayı ve dün-
yadaki eğilimleri ve gelişmeleri anlamayan, kendi zen-
ginliklerine sahip çıkmayı beceremeyen, bunlan dün-
yanın ve Türkiye'nin ortak kültürzenginliği olarak gör-
meyen, bu zenginlikleri ekonomik anlamda bile kul-
lanacak pratik zekâsı olmayan bir yan" kaldı.
Bu, dünyanın gözünden kaçıyor mu dersiniz? Tür-
kiye'nin çok yakındığımız "dışandaki imajı" sorunun-
dan biri de budur. Hatta, belki de başlıcasıdır!
Sencer Şahin, Cumhunyet Bilim Teknik'in 714. sa-
yısındaki yazısında, şöyle diyordu: "örneğin denile-
bilir ki, Türk ulusunun kültürel kimliği, Hatti'den Ro-
ma'ya, Roma'dan Bizans'a, Bizans'tan Selçuklu'ya,
Selçuklu'dan Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyet Devle-
ti'ne kadar bir bütündür!"
• • •
Türkiye, Anadolu'nun kültürel kimliğini resmen sa-
hiplenmediği için bugüne kadar bir kültür envanteri
de yapılmadı. Ancak biz bir milletiz artık. Bunu kim-
se de gerıye döndüremez. Aksinin söz konusu ola-
mayacağına inanmalıyız.
Türkiye'nin en saygın kurumlanndan önde geleni
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), şimdi Küttür Ba-
kanlığı ile işbirtiği içinde, Türkiye'nin bir kültür envan-
terini, toprakaltı ve topraküstü kültür varlıklannı çağ-
daş bir anlayışla ele alarak bir "artı değerler bütünü-
ne" dönüştürecek bir proje başlattı.
Bu konuda hazırlanan bir önrapor önceki gün tar-
tışıldı. 6 milyon dolarlık bir pilot uygulama ile 6 yıl için-
de bu envanterin ilk ürünleri çıkanlmış olacak.
önraporun tartışıldığı toplantıya katılan, eski Mali-
ye Bakanı ve ODTU Rektörü Kemal Kurdaş, 1968'ler-
de Keban Barajı sulan altında kalacak olan arkeolo-
jik değerieri kurtarma çalışmalan konusundaki anıia-
nnı, zorluklannı, bu zoriuklann üstesinden nasıl gel-
diklerini anlattı. Bir anısı çok ilginçti: Çok acele para
gerektiği için, bakanlıklann yanı sıra Cumhurbaşkanı
Cevdet Sunay'a da çıkmış. Tarihi zenginliklerin, geç-
miş uygarlıklann tamamen kaybolacağını anlatmış.
"Hatta" demiş, "hazineler de kaybolup gidecek, bü-
tün bunlan kurtarmalıyız!" Sunay'ın hazine sözünü
duyunca gözleri parlamış...Nitekim parayı da almış
Kurdaş. Kurtarma çalışmalannda gerçekten de bir
gömütlükten hazine çıkmış, altın takılar vb. Kurdaş
bunlan alıp yine Cumhurbaşkanf na çıkmış. Sunay,
hazineleri görünce heyecanlanmış ve kansına bağır-
mış: "Atifet! Atifet! hemen buraya gel, sana demedim
mi, bak işte Kemal hazineyı bulmuş!"
• • •
Türkiye, dünyanın en büyük hazinesinin üzerinde
yaşıyor. Bu hazine, geçmiş bütün uygarlıklardır, bu uy-
garlıklann izleridir. Insanlığın ilkyerleşık düzenegeç-
tiği, Avrupa'ya yayıldığı topraklarda yaşıyoruz. Konu-
ya en basit ekonomik çıkaıiar açısmdan yaklaşsak bi-
le, refah içindeki Batı insanı, artık bu izleri merak edip
görmek istiyor.
Bütün Anadolu'yu, bütün bu izlerin ortaya çıkanl-
dığı, en küçük yerde bile pınl pırıl yaşatıldığı, sergi-
lendiği, ulusça koruma altına alındığı, bütün uygarlık-
lann vitrinine dönüştürebiliriz.
Anadolu'da bir kavimler geçidine sokabiliriz bütün
dünyayı!
Bunlann mirasçısı olarak övünebilir, bütün dünya-
yı imrendırebiliriz!
Bu projenin tamamlanmasının ardından, bu küttür
variıklannı ekonomik değere dönüştürme projelerini
düzgün bir şekilde gerçekleştirebilirsek, Türkiye'nin
sanayileşme, turizm vb'ye eşdeğer büyük bir gelir
potansiyeli ortaya çıkacak ve buna kendisi de şaşa-
caktııi
Şimdi, yazının başındaki ilk soruya yeniden yanıt
vermeyi deneyelim:
Hayır, biz barbar değiliz!
obursalift bilimmerfcezi.org.tr
ntonma{Tunzm
KURBAN BAYRAMIKULTUR
GEZİLERİ
2-6Mart,Kahire
Sanat Tanhçısı ATİLLA Tİ7SA eşlığınde Kahıre'nın sokak aralann-
da gızem dolu yüröyüşler. Camılen. kılıselen, çarşılan. sinagoglan,
mûzelen. puamitlen ile dolu dolu beş gün Kahıre...
2-10 Mart Tarsus. Antıkvı. Antep. Halep (Suriye)
Sanat Tanhçısı İÎSC1TÜRKOĞLU rehberlığınde büyûleyicı Kılıkya
aıkeolojısı ve çarşılan, haolan, medreselen ile eskı Osmanlı vilayeti
Halep..
4 -10 Mart, Yunanistan (Son yerier)
İHS.AN TllNAY'ın 25 yıllık Yunanistan deneyimi ile Kavala, Selanik,
Aüna. Meteora. Korint, Mıken. EpıdavToı..
5 - 9 Mart, Malta'da Ortaçağ Mimarisi
Dr. FERİDLN ÖZGÛMÎŞ ile Avîupa'nın en ıyı konmmuş ortaçağ
mımarlığı ömeklennın yer aldıgı Malta Adası'na bir keşıf yolculuğu.
Valletta, Gozo, Mdına. Uç Şehırler. Tûrk Mezarbfı..
6 -10 Mart BilinmeveD Kapadokva
Dr. ELMON H.A.NÇER ıle Kapadoha'nınbılmmeyenlen: .Antik Tya-
na Kemerlerı, Pancarlık. Sınasos. Ask Vadısı. Narlıgöl Krateri, Çeç Tü-
mülûsü, Topada Hiüt Yaatı. Belısırma, Şambaz Baba'nrn mezan ve
daha nıcelen...
HAFTA SONU GEZİLERİ
10 ŞubaL Cumaıtöii Çvytar, Hubr. Kıpubr i
Omuk
İKuM'udı rkmt),
AüllaTunı '
11 Şubat. Pazar tstubnl'dı OrintaKst \tfiu, Dr Elmon Hançtr
1" ŞubaL Cumarresı Fner, BıliL ^ n u u n ı . Dr Fcndım Ozgümüş.
!8Şuhat,Pazar ûkidırveÇe>Tesi.Dı Ehnoo Hançer
Rezer\'asyon-0212-29228 74-75