18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE SOZDE SOYKIRIM Türkiye-Fransa ilişkilerinin tarihsel sürecine bakarsak aradaki uçurumu kapatabiliriz O smanlı împaratorluğu döneminde Avrupa'nın geçirdiği Rönesans, hümanizm, reform, aydınlanma ve sanayi devrimlerine ilgisiz kalmanın cezasını çekiyoruz. Avrupa ile ancak insana yatınm yaparak rekabet edebileceğimiz açıktır. LATtFMirTLU* Kanuni Sultan Sü- leyman,hi- mayesine aldığı Fransa'nın, komşulan Al- manya ve îspanya tarafindan yutulmaması için askeri yar- dımın dışında ekonomik yar- dım yapmayı da uygun gör- müştü. Fransa Kralı Franço- is'nın yıllardan beri sürege- len askeri ve ekonomik talep- leri vardı. Divan-ı Hüma- yun'un Fransa'ya birtakımti- cari imtiyazlar bahşeden ka- ranüzerine 18 Şubat 1536'da Damat tbrahim Paşa, Fran- sa'nın kalkınması için bir an- laşma imzalamış ve aynca Fransa'ya büyük bir para yar- dımı yapılmıştı. Bu anlaşma ile Fransız tüc- carlanna Türk limanlan ve gümrüklerinde özel ve ayn- calıklı haklar verilmişti. Bu avantajlar zamanla arttmla- rak Türkiye'nin zaranna ge- liştirilmişti. Sonuçta Lozan Antlaşması ile kapitûlasyon- lar tamamen kaldınlmıştı. Hırlstlyanların korunması XVII. yûzyılın başlannda Fransa, Kudüs'e giden Hıristiyan hacılannı koruma iznini koparacak, da- ha sonra Osmanlı Imparator- luğu'na tabi topraklarda yaşa- yan, özellikle Katolikler üze- rinde kişisel ve mal varlığı ba- kımından önce fiili, sonra da hukuki bir koruyuculuk hak- kı sağlayacaktır. Fransa'nın, yaşadığı bütûn rejimler tara- findan her zaman gözetilmiş olan Doğu Hıristiyanlannın davalannı koruma geleneği, o günlerden kaynaklanıyor. Fransız Meclisi'nin Erme- nileri korumak amacıyla ge- çenlerde kabul ettiği (sözde soykınm) yasa, zamarun dün- ya imparatoru Kanuni Sultan Süleyman'm Doğu Hıristi- yanlannı korumak için Fran- sızlara verdiği bir izne daya- nıyor. Blze ne oldu? Neden geriHyoruz? Dörtyüz yıl önce, dünyanın en güçlü imparatoru Kanuni Sultan Süleyman'dan aman dileyen, yardrrn isteyen Fransa bugün nerelerde? Fransa Kralı I. François'yı esaretten kurtaran, ona yûklü para yardımı yapan, fakirlik- ten kurtulmalan için Fransız tüccarlarına ülkesinde aynca- lıklar tanıyan Kanuni Sultan Süleyman'm ülkesi Türkiye nerede? Bugün Fransa kal- kınmış ülkeler arasında, Tür- kiye kalkınmakta olan ülkeler arasında geri saflarda. Serin- kanlı düşünürsek, Fransız Meclisi'nin bu boşlukta ka- lan ve uluslararası hukukta yaptınmı bulunmayan, Fran- sız iç politikası ile ilgili oldu- ğu açıkça belli olan bu girişi- min bizim açımızdan hiçbir önemi yoktur. Bu olay vesile- si ile karşılaşürma yaptığımız Türk ve Fransız ekonomisi- nin bugün içinde bulunduğu durum, bizim açımızdan deh- şet vericidir. Tarih sahnesine aynı yüzyıllarda çıkan Fran- sız ve Türklerin bugünkü ulu- sal nüfuslan yaklaşık olarak aynı düzeyde. Fransa'nın yıllık üretimi 1 için eğitim EnnenisoykınımiddialanııedeııiykGalatasaı^'ffi geritim içinde geçecek. G. Saray korku şeridinde • Yıllardır Türk fiıtbolunu Avrupa kupalannda başan ile temsil eden, ancak hemen hemen her yıl kendi dışında gerçekleşen bir toplumsal problemle karşılaşan San-Kırmızılılar, şimdi de kamuoyunun Fransa'ya yönelik tepkileri nedeniyle Paris Saint Germain maçı öncesi stres yaşamaya başladı. ris Saint Germain-Galatasaray maçını ilginç bir boyuta taşıdı. Galatasaraylı yöneticiler, PSG ile oynanacak Şam- piyonlar Ligi maçının Ermeni Soykı- nmı Yasası ile doğrudan bağlantılı ol- madığını, ancak o tarihe kadar boykot eylemlerinin artması halinde futbol- culann etkilenebileceğini belirttiler. ARİriOZILiAIJN Önce AbduOahOcalan sorunu, son- ra bıçaklanan lngilızler derken Gala- tasaray'ın başı, şimdi de Ermeni Soy- kınmı Yasası yüzünden Fransızlarla derde girmek üzere. Yıllardır Türk futbohınu Avrupa ku- palannda başan ile temsil eden, ancak hemen hemen her yıl kendi dışında gerçekleşen bir toplumsal problemle karşılaşan San-Kırmızıhlar, şimdi de kamuoyunun Fransa'ya yönelik tep- kileri nedeniyle Paris Saint Germain maçı öncesi stres yaşamaya başladı. Ermeni Soykınmı Yasası'nın Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tara- findan imzalanmasmın ardmdan bu ül- keye karşı başlatılan boykot eylemle- ri, mart ayında Paris'te oynanacak Pa- ftcalan lcrlzl PSG maçı öncesi Fransa ile yaşanan gelişmelerden rahatsız olan Galatasa- ray, daha önce aynı problemi Juven- tus maçında yaşamıştı. PKK terör ör- gütünün başı Abdullah Öcalan'ın Ital- ya'yı sığınmasının ardından îtalya'ya yönelik protesto eylemlerinin arttığı günlere denk gelen Galatasaray- Ju- ventus maçı, tüm dünyayı ayağa kal- dırmış ve karşılaşma, gerginliğin düş- mesi nedeniyle 1 hafta ertelenmişti. Galatasaray da bu huzursuziuktan et- kilenip maçtan berabere aynlmış ve Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finali averajla yitirmişti. tnglllater Galatasaray, bir diğer toplumsal kri- zi de Leeds'le oynanan Avrupa Kupa- sı yan final maçı öncesinde yaşadı. Is- tanbul'daki ilk maçtan önce 2 Ingiliz fiıtbolseverin Taksim'de bıçaklanarak yasamını yitirmesinin ardından rövanş maçı, Ingiliz ve Türk medyasınca Türk- Ingiliz savaşına çevrilmek isten- mişti. Elland Road Stadı'ndaki karşı- laşmamn UEFA'ca Türk seyircilere kapanması San-Kırmızılılar'ı moral açısmdan olumsuz yönde etkilemiş ancak Galatasaray 2-0 ve 2-2'lik so- nuçlarla final vizesi almıştı. Galatasa- ray, finalde de bir diğer ada ekibi Ar- senal'le eşleşince, Kopenhag'daki son maçta yine sokak kavgalan çikmıştı. trilyon 465 milyar dolarken biz 200 milyon dolardan faz- la üretim yapamıyoruz. Ne- den? Fransa'da çocuklar 79 yıl yaşama beklentisi ile do- ğarİcen Türkiye'deki çocuklar 68 yıldan fazlasını bekleye- miyor. Neden? Bir Fransızm ortalama geliri yılda 22 bin 400 dolarken Türklerinki 6 bin 500 dolarda kalıyor. Ne- den? Son olarak: Birleşmiş Milletler'in 2000 yılında ya- yımladığı ülkelerin Insani Gelişme Endeksi'nde Fransa 12. sırada iken Türkiye 85. sı- raya düşüyor. Neden? Fransa'nın gellşmesinl saglayan olaylar Osmanlı devletinin askeri hi- mayesi ve para yardı- mı yanında tüccarlanna tanı- nan ayncalık (kabotaj) saye- sinde vaziyetini düzelten Fransa'nın 400 yıl sonra bu- günkü zengin ve müreffeh dü- zeye nasıl geldiğini anlamak için, geçirdiği evreleri sırala- mak yeterli olacaktır. 16. yüz- yılın başlannda Türkiye ve Fransa'da skolastik düşünce hâkimdi. François'nın papa- nın iznine, Sultan Süley- man'm da şeyhülislamın fet- vasına ihtiyacı vardı. Her iki toplumda yaygın olan inanca göre dünya yaşamı geçici idi ve üzerinde fazla durmaya değmezdi. Her şey öteki dün- ya (ahiret) içindi. Batı'da üniversiteler kuru- lurken Osmanlı devleti henüz tarih sahnesine çıkmamıştı. Paris'te 1160'ta kurulan Fran- sa'nın ilk üniversitesi ve onu takip eden iki yüzyıl boyunca önemli bir varlık göstereme- diler. Eski Roma ve Yunan eserlerinin kötü bir dille Fran- sızcaya tercüme edilmesi ve bunlann matbaada çoğaltıla- rak yayılması üzerine tartış- malar çıktı. Böylece bilimsel araştırmanın ve eleştinnenin doğmasına yol açtı. I. Fran- çois zamanında College de France'ın kurulması hüma- nizm cereyanını tam anlamıy- la geliştirdi. Hümanistler in- san zekâsının değerlendiril- mesini esas alıyorlardı. Aydınlanma çagı Avru- pa'da baş- layan bu bilim ve sanat çağı, dünya uygarlığuıın bir dönüm noktasıdır. Avrupalılann dü- şünce ve yaşantılannda kök- lü değişikliklere yol açmış ve her alanda hızla ilerlemesini ve kalkınmasmı sağlamıştır. Fransa önce Italya'da başla- yan Rönesans hareketlerini, sonra Hollanda'da gelişen hü- manist düşünceleri alıp özümseyerek bir aydınlanma çağını yaşadı. Almanya'da başlayan reform hareketleri de Fransa'da söz ve fikir ha- reketlerinin yaygınlaşmasına yol açtı. Bilim, sanat ve dü- şünce hareketlerindeki bu ge- lişmeler Fransız Öıtilali 'ni do- ğurdu. Fransız eğitim kurum- lannm bağımsız olarak geliş- mesi, önemli düşünce ve bi- lim adamlannın yetişmesini sağladı. tngiltere'de başlayan sanayi devriminden nasibini alan Fransa ulusal sanayii de ileri adımlar atarken Afri- ka'da oluşturduğu sömürge- lerinden ekonomik çıkar elde etmeyi en üst düzeye çıkar- masını biliyordu. Egitlm sorunu Türkiye, aşın dü- şüncelerin çekincesiy- le eğitim alanında dünyaya açılmaya izin vermemektedir, Lozan Antlaşması'yla elde ettiğimiz haklann yok olmasım isteme- mektedir. Oysaki devletleştir- diğimiz altyapı ve sanayi bu- gün işlemez durumda. Kamu Iktisadi Kuruluşlan'nın zara- nnı vergi geliri ile kapatıyo- ruz. Devletin işlettiği kuru- luşlann çoğu zararda. Çünkü devletleştirdiğimiz ve sonra kurduğumuz tesisleri işlete- cek yönetici ve teknik kadro- yu yetiştirmedik. Batı uygarlıgına yetlsmefc Başta anayasa- mız olmak üzere, in- sanyetiştir- me ile ilgili eğitim yasalannın başlangıcında, Atatürk inkı- lap ve ilkeleri doğrultusunda hareket edeceğimiz kayıtlıdır. Atatürk'ün gösterdiği he- def şudur: Batı uygarlığına yetişmek. Yetaıiş beş yıldan beri Avrupa'yı yakalamaya çalışıyoruz, ama Avrupa üe aramız kapanmıyor, giderek açıhyor. Avrupa'ya yetişmek için Türkiye'de yaşayan her- kese, Avrupa'daki gibi, diledi- ğı dalda, dilediği kadar eği- tim vermeye mecburuz. Türk insanının Avrupa ve dünya ile rekabet edecek düzeyde ay- dınlatılması, bilgilendirilme- si ve yetiştirilmesi için acilen bir şeyler yapmamızın zama- nı gelmiştir. Yaygın ve etklll bir egitlm İçin: Yasalar- da gerekli değişiklik- leri yerine getirerek aşağıdaki düzenlemelerin ya- pılmasına olanak tanımalıyız: a) Yerli ve yabancı kişi ve kuruluşlara, devlet kontrolün- de her derece ve nitelikte eği- tim kurumu açma izni veril- meli. b) Temel eğitim, devlet okullannda parasız olmalı. c) Yürürlükteki, 1739 sayı- h Milli Eğitim Temel Yasa- sı'nın 38. maddesindeki yük- seköğretim paralıdır hükmü ışlemiyor, işletilmeli. Yükse- köğretimde: Fakirlik sının al- tmda kalanlann eğitim para- sını devlet borç olarak verme- li. Orta gelir sahiplerine, eği- timine yetecek kadar, kade- meli olarak devletçe borç ve- rilmeli. Fakirlik sınınnm iki katı kadar gelirden fazla geli- ri olanlar, kendi öğrenim üc- retlerini ödemeliler. d) Devletin gerekli gördüğü alanda karşılıksız burs ver- mesi devam etmeli. e) Üniversiteler öğrencile- rini kendileri seçmelidir. Böylece ülkede özel üni- versiteler çoğalacak, parası olanlar oralarda okuyacak ve devlet üniversitelerinde fe- rahlık olacaktır. Bu uygula- maya geçtikten birkaç yıl son- ra her lise mezunu, dilediği dalda dilediği kadar eğitim görme olanağı elde edecektir. Avrupa ile ancak insana ya- tınm yaparak rekabet edebile- ceğimiz açıktır. Osmanlı îm- paratorluğu döneminde Avru- pa'nın geçirdiği Rönesans, hümanizm, reform, aydınlan- ma ve sanayi devrimlerine il- gisiz kaldık. Bugün Cumhuriyet döne- minde yine Batı'da yeni bir devrîm yaşanıyor. Henüz baş- langıçta olduğu için iletişim, bilgisayar ve bilgi yönetimi diye anılan bu gelişmelere uzak kalmamak için ilk önce geniş ve etkili eğitim refor- munu yapmamız gerekiyor. Sonsöz: Türkiye'nin çağ- daş uygarlık düzeyine ulaş- ması için her şeyden önce va- tandaşlanna ileri ülkelerdeki gibi yeterli eğitim verilmesi- nin yolunu açmalıdır. BİTTİ NOT: Açıkladığımız bu düşünceler için Cumhuriyet'm aydınhk oku- yuculannın kathlannı almak üze- re latmuttbilgi.edu.tr ve 0212 216 25 31 No 'lufaksımız her türlü dü- şünceye 24 saat açıktır *îstanbul Bilgi Üniversitesi Kuru- cusu ve VahfBaşkanı PERŞEMBE ORHAN BURSALI Biz Barbar mıyız? Türkler barbar mıdır? Yani, "uygarlaşmamış, kaba ve kırıcı" mıdır? Mustafa Kemal, Anadolu'nun dünya kültür tarihi açısmdan sahip olduğu büyük zenginliği ve önemi bi- liyordu. Nitekim, Etnografya Müzesi'ni 1930'daaçtı! Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin kuaıluş talimatını verdi.. Anadolu uygarlıklarınasahip çıktı. Milletleşme süreci içinde, hattaAnadolu uygartıklanylaTürkleri öz- deşieştirdi! Mustafa KemaJ'in başlattığı milletleşme süreci, en kaba şeriatçı ve ümmetçi kesimi bir kenara bırakır- sak, ki bunlar minik varlıklar olarak her zaman var ola- caklardır, bugün esas olarak tamamlanmıştır. Cumhuriyetin kültürel oluşum sürecinde barbarlık- tan bahsedemeyiz. Ancak daha sonra, Anadolu'daki Türk tarihi önce- sinin kültürel mirasını reddetme politikası yer yer ege- men oldu. Ankara'da sanatın içine tüküren ve kültü- rel mirası yoketmeye kalkışan belediye başkanlan or- taya çıktı. Bizans surtannın içine yapacağını belirten yine ümmetçi partinin başkanvekillerini gördük. Ana- dolu'nun geçmiş kültürel kimlığin "Ne mozaiği ulan" diyen anlayışlar başrolde oynadı. Bütün bunlann so- nucu olarak, Türklerden önceki uygarlıklan yan yan- ya yok sayma politikası izledı devlet. Yukandaki soruya, önce şöyle yanıt verelim: "Ka- famizın, bu anlamda uygarlaşmamış, dünyayı ve dün- yadaki eğilimleri ve gelişmeleri anlamayan, kendi zen- ginliklerine sahip çıkmayı beceremeyen, bunlan dün- yanın ve Türkiye'nin ortak kültürzenginliği olarak gör- meyen, bu zenginlikleri ekonomik anlamda bile kul- lanacak pratik zekâsı olmayan bir yan" kaldı. Bu, dünyanın gözünden kaçıyor mu dersiniz? Tür- kiye'nin çok yakındığımız "dışandaki imajı" sorunun- dan biri de budur. Hatta, belki de başlıcasıdır! Sencer Şahin, Cumhunyet Bilim Teknik'in 714. sa- yısındaki yazısında, şöyle diyordu: "örneğin denile- bilir ki, Türk ulusunun kültürel kimliği, Hatti'den Ro- ma'ya, Roma'dan Bizans'a, Bizans'tan Selçuklu'ya, Selçuklu'dan Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyet Devle- ti'ne kadar bir bütündür!" • • • Türkiye, Anadolu'nun kültürel kimliğini resmen sa- hiplenmediği için bugüne kadar bir kültür envanteri de yapılmadı. Ancak biz bir milletiz artık. Bunu kim- se de gerıye döndüremez. Aksinin söz konusu ola- mayacağına inanmalıyız. Türkiye'nin en saygın kurumlanndan önde geleni Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), şimdi Küttür Ba- kanlığı ile işbirtiği içinde, Türkiye'nin bir kültür envan- terini, toprakaltı ve topraküstü kültür varlıklannı çağ- daş bir anlayışla ele alarak bir "artı değerler bütünü- ne" dönüştürecek bir proje başlattı. Bu konuda hazırlanan bir önrapor önceki gün tar- tışıldı. 6 milyon dolarlık bir pilot uygulama ile 6 yıl için- de bu envanterin ilk ürünleri çıkanlmış olacak. önraporun tartışıldığı toplantıya katılan, eski Mali- ye Bakanı ve ODTU Rektörü Kemal Kurdaş, 1968'ler- de Keban Barajı sulan altında kalacak olan arkeolo- jik değerieri kurtarma çalışmalan konusundaki anıia- nnı, zorluklannı, bu zoriuklann üstesinden nasıl gel- diklerini anlattı. Bir anısı çok ilginçti: Çok acele para gerektiği için, bakanlıklann yanı sıra Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a da çıkmış. Tarihi zenginliklerin, geç- miş uygarlıklann tamamen kaybolacağını anlatmış. "Hatta" demiş, "hazineler de kaybolup gidecek, bü- tün bunlan kurtarmalıyız!" Sunay'ın hazine sözünü duyunca gözleri parlamış...Nitekim parayı da almış Kurdaş. Kurtarma çalışmalannda gerçekten de bir gömütlükten hazine çıkmış, altın takılar vb. Kurdaş bunlan alıp yine Cumhurbaşkanf na çıkmış. Sunay, hazineleri görünce heyecanlanmış ve kansına bağır- mış: "Atifet! Atifet! hemen buraya gel, sana demedim mi, bak işte Kemal hazineyı bulmuş!" • • • Türkiye, dünyanın en büyük hazinesinin üzerinde yaşıyor. Bu hazine, geçmiş bütün uygarlıklardır, bu uy- garlıklann izleridir. Insanlığın ilkyerleşık düzenegeç- tiği, Avrupa'ya yayıldığı topraklarda yaşıyoruz. Konu- ya en basit ekonomik çıkaıiar açısmdan yaklaşsak bi- le, refah içindeki Batı insanı, artık bu izleri merak edip görmek istiyor. Bütün Anadolu'yu, bütün bu izlerin ortaya çıkanl- dığı, en küçük yerde bile pınl pırıl yaşatıldığı, sergi- lendiği, ulusça koruma altına alındığı, bütün uygarlık- lann vitrinine dönüştürebiliriz. Anadolu'da bir kavimler geçidine sokabiliriz bütün dünyayı! Bunlann mirasçısı olarak övünebilir, bütün dünya- yı imrendırebiliriz! Bu projenin tamamlanmasının ardından, bu küttür variıklannı ekonomik değere dönüştürme projelerini düzgün bir şekilde gerçekleştirebilirsek, Türkiye'nin sanayileşme, turizm vb'ye eşdeğer büyük bir gelir potansiyeli ortaya çıkacak ve buna kendisi de şaşa- caktııi Şimdi, yazının başındaki ilk soruya yeniden yanıt vermeyi deneyelim: Hayır, biz barbar değiliz! obursalift bilimmerfcezi.org.tr ntonma{Tunzm KURBAN BAYRAMIKULTUR GEZİLERİ 2-6Mart,Kahire Sanat Tanhçısı ATİLLA Tİ7SA eşlığınde Kahıre'nın sokak aralann- da gızem dolu yüröyüşler. Camılen. kılıselen, çarşılan. sinagoglan, mûzelen. puamitlen ile dolu dolu beş gün Kahıre... 2-10 Mart Tarsus. Antıkvı. Antep. Halep (Suriye) Sanat Tanhçısı İÎSC1TÜRKOĞLU rehberlığınde büyûleyicı Kılıkya aıkeolojısı ve çarşılan, haolan, medreselen ile eskı Osmanlı vilayeti Halep.. 4 -10 Mart, Yunanistan (Son yerier) İHS.AN TllNAY'ın 25 yıllık Yunanistan deneyimi ile Kavala, Selanik, Aüna. Meteora. Korint, Mıken. EpıdavToı.. 5 - 9 Mart, Malta'da Ortaçağ Mimarisi Dr. FERİDLN ÖZGÛMÎŞ ile Avîupa'nın en ıyı konmmuş ortaçağ mımarlığı ömeklennın yer aldıgı Malta Adası'na bir keşıf yolculuğu. Valletta, Gozo, Mdına. Uç Şehırler. Tûrk Mezarbfı.. 6 -10 Mart BilinmeveD Kapadokva Dr. ELMON H.A.NÇER ıle Kapadoha'nınbılmmeyenlen: .Antik Tya- na Kemerlerı, Pancarlık. Sınasos. Ask Vadısı. Narlıgöl Krateri, Çeç Tü- mülûsü, Topada Hiüt Yaatı. Belısırma, Şambaz Baba'nrn mezan ve daha nıcelen... HAFTA SONU GEZİLERİ 10 ŞubaL Cumaıtöii Çvytar, Hubr. Kıpubr i Omuk İKuM'udı rkmt), AüllaTunı ' 11 Şubat. Pazar tstubnl'dı OrintaKst \tfiu, Dr Elmon Hançtr 1" ŞubaL Cumarresı Fner, BıliL ^ n u u n ı . Dr Fcndım Ozgümüş. !8Şuhat,Pazar ûkidırveÇe>Tesi.Dı Ehnoo Hançer Rezer\'asyon-0212-29228 74-75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle