Katalog

8 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET HABERLER îfade verdi • İstanbul Haber Servisi - Sinema ve tiyatro sanatçısı îlyas Salman, Alaşehir'de yaptığı bir konuşmada "askeri ve emniyet muhafaza kuvvetlerine hakaret" ve "halkı kanunlara itaatsizliğe tahrik ettiği" iddiasıyla hakkında açılan dava kapsamında Kadıköy Adliyesi'nde ifade verdi. Öte yandan Salman'ın kayınvaldesi Nadire Salman önceki gün yaşamanı yitirdi. istemine ret • ANKARA (Cmnhuriyet Börosu) - Kapaülma isterali davası sûren FP'nin 14 Mayıs 2000 tarihindeki 1. olağan kongresinden önce yapılan parti tüzûk değişikliğinin Siyasi Partiler Yasası'na aykın olduğu iddiasıyla, kongrenin iptali istemiyle açılan 2 ayn dava reddedildi. Öcalan'nı kitah çfttı • ROMA(AA)-Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Imralı Adası'nda avukatlanna anlattıklannın kitap haline getirildiği öne ı sürüldü. Italya'nın sol görüşlü La Republica gazetesinde Marco Ansaldo imzasıyla dün yayımlanan haberde, Öcalan'ın Imralı Adası'nda avukatlan aracıhğıyla günJük tuttuğu belirtildi. Öcalan'ın söylediklerinin yine avukatlan tarafından kitap haline dönüştürülerek gizli olarak Türkiye dışında "Banş Umudu, Imrah Notlan" adıyla satışa sunulduğu ıddia edildi. ÖNîm oıtıçlan suruyor • Istanbul Haber Servisi - Ölüm oruçlannın 112. gününe girilirken TAYAD'dan yapılan açıkJamada, Kandıra'da tutuklulann tek kişilik hücrelere ahnmasına devam edildiği belirtildi. Ailelere 'onur kıncı arama'nın dayatıldığı, kabul etmeyen ailelerin ise cezaevindeki yakınlanyla görüştürülmediği öne sürülen açıklamada, Kadir Kaya, Hüseyin Içke ve Dinçer Otuçimen adJı tutuklu ve hûkümlülerin, ciddi sağlık sorunu yaşadıklan belirtildi. Nergis'e ihtiyati haciz • İstanbul Haber Servisi-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, işadamı Cavit Çağlar'ın sahibi olduğu Nergis Holding ile Nergis Tekstil AŞ hakkında, Bank Kapital'e olan kredi borcu nedeniyle 'ihtiyati haciz' karan verdi. Dava dilekçesinde, Nergis Tekstil AŞ'nin, bankanın Bursa şubesinden kredi kullandığı ve Nergis Holdüıg'in bu krediye kefil olduğu belirtilirken borcun 31 Aralık 2000 tarihi itibanyla915milyar 402 milyon 302 bin lira olduğu ifade edildi. Coşan'ın Süleymaniye Camii'ne gömülmesine ilişkin kararnamedeki imzalar tamamlandı Tarikat liderîne ayrıcalıkANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tarikat şeyhi Mah- mut Esad Coşan ve damadı AB Yücel Uyarel'in cenaze- lerinin Süleymaniye Ca- mii'ne gömülmesine izin ve- ren kararname, tarikatlann siyaset üzerindeki etkinliği- ni bir kez daha ortaya koydu. Kararnameyi savunan Baş- bakan Büknt Ecevit, daha önce benzer kararlar alındı- ğını, bu karann da o doğrul- tuda olduğunu belirtti. Dik- katler, YusufBozkurtÖzalla ilgili aynı içeriklı kararna- meyi bekleten Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'e yöneldi. Avustralya'da trafık kaza- sı sonucu ölen Coşan ve da- madı Uyarel'in, Nakşibendi tarikatının özel mezarhğı ha- line getirilen Süleymaniye Camii'nin avlusuna gömül- mesine izin veren Bakanlar Kurulu kararnamesi büyük bir hızla hazırlandı. Co- şan'ın Süleymaniye'ye gö- mülmesine izin verilmesi için oğlu Nurettin Coşan Başbakanlık'a pazartesi gü- nü dilekçe verdi. Dilekçeyi anında değerlendiren koalis- yon partisi ortağı liderler, is- temi olumlu karşılayarak Devlet Bakanı Yüksel Yalo- va'yı kararnameyi hazırla- makla görevlendirdi. Salı günü, tek maddelik kararna- mejet hızıyla bakanlann im- zasına açıldı ve dün tamam- lanarak Çankaya Köşkü'ne gönderildi. ANAP'ın, Kurucu Genel Başkanı TürgutÖzal'ın şey- hi olan Coşan için kararna- me hazırlanmasında önayak olduğu öğrenildi. Coşan ve damadının cenazesinin Avustralya yasalarından kaynaklanan engellere takıl- madan getirilmesinin sağ- lanması amacıyla hükümet, Dışişleri Bakanlığı'nın dev- reye girmesini sağladı. Avustralya yasalanndan kaynaklanan engelin aşılma- sı için seferber olan Dışişle- ri Bakanlığı, Sydney'deki Türk Başkonsolosluğu'na talimat verdi. Avustrarya'da- ki Türk diplomatlann girişi- mi sonucu Avustralya ma- kamlannın ikna edilmesinin ardından Coşan ve damadı- mn cenazeleri, kendi tarikat- lanna ait camide kılınan na- mazın ardından Türkiye'ye gönderildi. Ecevit, Başbakanlık çıkı- şında, gazetecilerin sorula- nnı yanıtladı. Ecevit. izin ge- rekçesini, "Daha önce ahn- nuş karaıiar var. Bn da o doğruttuda" diye açıkladı. Suc duyurusu Kararname için iptal davası Haber Merkezi - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanlığı ile Türk Hukuk Ku- rumu Başkanlığı'nın, Esad Co- şan ile damadının Süleymaniye Camii Mezarhğı'na defhine iliş- kin kararnamenin iptali için da- va acacaklan bildirildi. Işçi Par- tisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçnı'ın da hükümet hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı'na suç duyurusun- da bulunacağı kaydedıldi. Işçi Partisi istanbul II Başka- nı Kamil Dede, hükümetin Cumhuriyet Devnmı Kanunla- nnı çignediğini belirtti. Dede, "Bu tutum, aynı zamanda hü- kümetin 28 Şubat'a tavnnı da sergüemektedir" dedi. ADD İstanbul Merkez Şube- si Başkanı Bilge Bilgiç ise unva- nı ve. makamj ne olursa olsun, hiç kimseye ayncalık tanınama- yacağını belirterek hükümeti, Coşan'la ilgüi yanlış karanndan dönmeye çağırdı. Bilgiç açıkla- masında, devletin laik, demok- ratik ve sosyal hukuk devleti ni- teliğini anımsattı ve ülke sınır- lan içerisinde yaşayan yurttaş- lık hakkını kazanmış herkesin eşit olduğunu söyledi.Cumhu- riyet Kadınlan Derneği de, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderdiği mektupta, Coşan'ın özel statüyle gömül- mesine tepki gösterdı.TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekütci yurttaşlann cenazesi arasında böyle bir aynm yapıl- masının sosyal hukuk devleti ile bağdaşmadığını dile getirdi. Ha- cı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfi Genel Başkanı Kahra- man Aytaç da, laiklik ilkesinın anayasanın değiştirilmez ilkesi olduğunu anımsattı. Genelkurmay Başkanı Orge- neral Hüseyin Krvnkoğlu, Cum- hurbaşkam Ahmet Necdet Se- zer'in Hırvatistan Cumhurbaş- kanı Stipe Mesiç onuruna dün akşam verdiği yemek öncesi ga- zetecilerin konuya ilişkin soru- lanna sürekli, "Hükümete so- run_ Siyasfleresorun,karan on- lar akü" yanıtını verdi. Müriüerin Avustnüya'da gecinfiği trafik kazaa sonucu yaşanum yifiraa Nakşibendi tarikaü Bderi Esad Coşan'm Küçük Çambcatta yaşayan babas Haiil Necati Coşan, tariyeJeri dün de kabui n«m«mm ardmdan Coşan'm ağabeyi Ahmet Mitfaat Coşan, gazetedkrin opmun öifimüyie ügili sorolannı yanıtstz bmku. Coşan'm Ahnanyatfa yaşayan yakndarHun da Türldye'ye gefcrek taziyeye katddddan befirtikti. (Fotoğraf: UĞUR DEMIR) Kanuniden Kotku'ya HaberMerkezi-Kanunj Sultan Sükyman'ın türbesinin bulundu- ğu Süleymaniye Camii'nin bah- çesine, 1980 'de Nakşibendi lide- ri Meamet ZahitKotku demedil- <H. Süleymaniye 'ye, HafizeÖzal ve Yusuf Bozkurt Ozal da deme- dilmişti. Esad Coşan'ın babası HaH NecatiCoşan'ın da, aynı ye- re gömübnesine ilişkin Bakanlar Kurulukararnamesi REFAHYOL koalisyonu döneminde çıkanl- mışü. Coşan ve damadı uyarel'in aynı yere gömiümesiyle Cumhu- riyet döneminde defhedilen kişi sayısı 5'e ulaşacak. iddianame Erbakan'ın özel görevlisi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Nakşibendi şeyhi Esad Coşan'ın "şeriat devleti kurma- yı hedeflediğT Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tara- fından hazırlanan Milli Görüş iddianamesinde açıkça anlatılı- yor. Kapatılan RP'nin siyasi ya- saklı genel başkanı Necmettin Erbakan tarafından Avrupa'da- ki şeriatçılan derleyip toparla- makla görevlendirilen ekipte Coşan'la birlikte Yahya Oğuz ve Cemalettin Kapian'ın da yer aldığı ortaya çıktı. Almanya çapında 300 kadar dernek ve 71 bin üyeye sahip olan AMGT'nin 1995 yılında isim değiştirerek "Miffi Görüş tslam Topluhığu" adını aldığı- nın anlatılıdığı iddianamede, Milli Görüş'ün demokrasiyi kullanarak devleti ele geçirme çalışmalan yürüttüğü ve bu ça- lışmalannda da önemli ölçüde başan sağladıklan belirtildi. İddianamede Milli Görüş'ün Libya'da Muammer Kadda- fi'nin komutan, Erbakan'ın da yardımcısı olduğu Uluslararası Islama Çağn Cemiyeri, Suudi Arabistan'da bulunan Rabıta Teşkilatı, Mısır ve Suriye'de Müslüman Kardeşler Teşkilatı, Cezayir'de Islamı Selamet Cep- hesi, Pakistan'da Cemaati Isla- mi Partisi, Almanya'da Alman Islam Konseyi ve Ingiltere'de Islam Partisi'yle bağlantısı ol- duğu vurgulandı. Cenazeler bugün geKyorİstanbul Haber Servisi - Nakşibendi tarikatı lideri Mahmud Esad Coşan ile damadı AJi Yücel Uyarel'in cenazeleri bugün Türki- ye'ye getiriliyor. Coşan ve Uyarel'in yann cuma nama- zının ardından kıhnacak ce- naze namazının ardından Süleymaniye Camisi bahçe- sinde toprağa verihnesi bek- leniyor. Avustralya hükümetinin cenazeleri organlara dokun- madan teslım etme karann- dan sonra, önceki gün bu ül- keye giden Coşan'ın oğlu Nurettin Coşan cenazelerin Türkiye'ye getirilmesi için hemen hazırlıklara başladı. Coşan ile damadı Uyarel'in cenazeleri dün özel bir kar- go uçağı ile Türkiye'ye gön- derildi. Cenazelerin bugün öğle saatlerinde Atatürk Ha- valimanı'nda olması bekle- niyor. Coşan ve UyareFin cenazeleri, yann cuma na- mazını takiben öğleyin kıh- nacak cenaze namazının ar- dından toprağa verilecek. Tarikatın, "iskenderpa- sa.com" adlı web sitesınde Avustralya hükümetine gös- terdiği anlayış, Türk Dışişle- ri Bakanlığı ve Sydney Ba§- konsolosluğu yetkililerine de ilgilerinden ötürü teşekkür edildi. Sitede Coşan hakkında 312. maddeden dava açıhna- dığı, Coşan'ın Erbakan'ın Başbakanlık konutunda ver- diği yemeğe kaülmadığı ve 28 Şubat kararlannın ardın- dan yurtdışına çıkışının ülke- den kaçış olarak değerlendi- rilemeyeceği savunuldu. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr AhL Evet:>V7.' Çaresizliğin; yazmanın ve ya- zılanın bir ise yaramadığını gör- menin öfkeli acıs/yla: Ah!.. Faksla, elektronik postayla, mektupla, telefonla size ulaşır- lar. Seslerine kulak vermenizi, gazete sayfalanndayansıtmanı- zı isterter. Çaresizlik elle tutulacak kadar belirgindir. Yasalar işlememekte, yasalar pervasızca çiğnenmek- te, yasalan çiğneyenlenn şıkâyet editecekleri yerlersuskunluk du- vanna dönüşmekte, medyanın duyarsızlığı aşılamamaktadır. Geıiye birkaç gazeteci, birkaç (kaç?) gazete kalmıştır. Bir umut, onlara ulaşılır. Seslenne ses ver- meleri, sorunlan kamuoyuna ta- şımalan istenir. Örneğin taaa Silopi'den size ulaşırtar. Çok kişinin "Silopi? Duymuşluğum var da, tam ne- redeydi o?" diyeceği kadar uzaktaki Silopi'den. O çoook uzaktaki Şımaik ilinin küçücük il- çesi Silopi'den... Silopi'de iki yurttaş 25 O- caktan bu yana kayıp. HADEP Silopi Ifçe Başkanı Serdar Ta- roş ile llçe Sekreteri Ebubekir Silopi Edirne'ye Çok mu Uzak? Deniz kaybolalı, yani kaybedile- li 15günoldu. İki insan kayboldu; kaybedildi. Yer belli: Silopi. Enson görüldük- leri yer malum: Silopi llçe Jan- darma Komutanlığı. Önce kabul edilmeyen, sonra "Geldilerama yanm saatsonra gittiter" açıkla- ması ortada duruyor, ama iki in- san, iki yurttaşımı? kayıp. Bana kadar ulaşmış onlarca (saydım: Tastamam 42) mesajın, mektubun, bilgi notunun her- hangi birinden seçilmiş birkaç paragraf: "İkiinsan kayıp. Iyiama insan- lar neden kaybedilir? Silopiilçesi ve bağlı olduğu il Şımak, yıllardır OHAL uygula- nan, hem de OHAL'in en yoğun uygulandığı biryöre. Askehenn, özel timin ve koruculann halkın nefes almasına bile fırsat verme- diği, HADEP'in H'sinin yıllardır giremediğibiryerden sözediyo- ruz. Ama son seçimlerde HADEP, Şımak'ta birinci parti oldu. Oy- sa parti, gerek baskılardan, ge- rekse kimi ayak oyunlan nede- niyle aday bile gösterememişti burada. Şimdi HADEP buralarda ör- gütleniyor. Şımak'ta il yönetimi oluşturuldu. Ilçelerinde yöne- timler oluşturuluyor. Yeniörgüt- lenenyömlerdeHADEP'lileryo- ğun baskı görüyor. Uydurukge- rekçeleriegözaltınaalınıyor, hat- ta tutuklamalar olabiliyor. Şimdi bubaskılar, iki HADEPyönetici- sininkaybolmasıyla en üstboyu- tuna çıktı..." Sözün bittigi yer değil mi bu? Anayasada "demokratikpar- lamenter rejimin vazgeçilmez unsurian" olarak tanımlanan si- yasi partilerden birinin iki yöne- ticisi jandarma karakoluna girt- yor ve çıkmıyor. Partinin üstyöneticilen, altyö- neticileri, üyeleri sorup soruştur- mak istiyor; aldıklan yanrt ya po- lis copu; ya ürkütücü bir sessiz- lik ya yalan olduğu söyleyenin sözlerinde bile sıntan bir masal: "Geldiler, yanm saat kaldılar, sonra ghtHer..." Başbakanından başbakma- yanına kadar herkesin diline pe- lesenkotmuş bir uyan varAman istikrar bozulmasın! lyi. Bozulmasın. Yalnız sözü edilen istikrar, yurttaşlann sağ gi- rip çıkamadığı jandarma kara- kollan ile mi sağlanacak; yoksa yurttaşlann kaybedilmediği bir hukuk ülkesinde mi? Bu soruya yanrt verecek bir yetkili var mı? ••• Silopi orada, o ürkütücü so- ruyla baş başa kalsın. Ülkenin öteki ucuna Trakya'ya gidetim. Bire-mektuptan birkaçparag- raf: "...Trakya Üniversitesi'nde öğretimgören 105 öğrendyesi- yasipartilerin (CHP ve ÖDP) ve demokratik kitle örgütferinin yaptığı bir basın açıklamasına katılmalanndan dolayı Edime Valiliği'ninüstyazısıylasoruştur- ma açıldı. Aynca bu ögrena'le- rin 25'ine 'Hayata Donüş Ope- rasyonu'nu slogan atarak pro- testo ettikferiiçin Hdncibirsonış- turma açıldı. Trakya Üniversitesi'nde 2 yıl önce de benzergerekçeterie iki dönem uzaklaştırma cezası alan arkadaşlanmız olmuştu. Soruş- tunvada öğrencilere yöneltilen suçlamalar arasında 2911 sayılı kanuna muhalefetiddiasıyeral- masına rağmen açılmış heman- gi bir adlisorvştunvanın başla- mamış dması ilginçtir. Kaldı ki soruştunnaya konu olanbasınaçıkfaması veprotes- toda derslerengellenmedi, şid- dete asla başvurulmadı, görev- lilerin uyanlanndan sonra dağı- lındı..." Şimdi sormayalım mı? Universiteler koyun mu yetiş- tirir4 yurttaş mı? (Jniversite ögrencisi ülkede olup bitenler üstüne düşünce üretmeyecek, düşüncesinı de- mokratik eylemlerie ifade etme- yecekse ne yapacak? O üniversitenin rektörü, "Ben n&ktörmüyüm, Osmanlı'nınzap- tiye çavuşu mu" diye kendi ken- disine hiç sormuş mudur aca- ba? Edime ile Silopi birbirine çok muuzak? Yok canım sınır komsusu, ka- der komşusu iki kentten söz et- ök... Al Silopi'yi, vur Edime'ye... Al Edirne Valisi'ni, vur Şımak Valisi'ne... POIJTİKA GLONLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Kan Kıpmızı... Bugünlerde 'deli kan' korkusu içindeyiz... Televizyon ekranlarında bu konuyu tartışıyoruz... 'Deli dana' korkusundan sonra 'deli kan' başı- mızın püsküllü belası! Efendim, Ingiltere'de 'deli dana' hastalığına bağlı olarak Ereutzfeld-jakob hastalığına yaka- lanan üç kan vericisinden çıkıyor bu tartışma... The Guardian gazetesinin haberine göre, kanlar Türkiye, Dubai, Hindistan, Mısır, Fas, Umman, Sin- gapur gibi ülkelere satılmış... Eh, can sağlığı olsun!.. Hepsi de üçüncü dünya ülkesi sayılır!.. Işin ilginç yanı, kanı, Ingıltere Sağlığı Servisi'nin (NHS) bir kolu olan Bio Products Laboratory (BPL) satmış!.. Ingiltere'nin tüm dünyaya kan ürünlerini ihraç et- tiği bir gerçekJ.. Ben de günlerdir, başta vekillerimiz olmak üze- re, milletimizin neden çıldırdığını merak ediyor- dum!.. Merakım böylece giderildi!.. Kan kırmızı bizim Meclis'te kc tuklar da kırmızı!.. MHP'li idare Amiri Ahmet Kaçar ne diyor "Kırmızı koltuklar tahrik edici!" Peki, kırmızı başka kimleri kışkırtır? Ispanya'ya hiç giftiniz mi? • • • Şu 'delikan' benim de başımı döndürdü... Kırmızı kan ve kırmızı koltuklar... DSP, MHP ve ANAP'ın sahneye koydukları 7ç- tüzük değişikliği' oyunu can aldı... Kim haklı, kim haksız tartışmaları başladı... Bir gün sonra kırmızı koltuklardan birinde oturan Başbakan Bülent Ecevit, kaşlannı çatıp açıklama yaptı: "Muhalefet bazı yasama çalışmalanmızı engel- liyor..." Canım, muhalefet iktidarın her yaptığı işe, çı- karacağı her yasaya 'evef' mi diyecek? Nerede demokrasi, nerede hukuk devleti? IMF öfkeli: "1.4 milyar dolar krediyi veririm, ama şunu şu- nu yapacaksınız!" Tepkisiz halk, olup bitenlerin karşısında pazar- da sebzenin, meyvenin etiketine bakabiliyor an- cak! Kasaba falan uğradığı yok! Ecevrt bastınyor: "Muhalefet kendine gelsin..." Gelirse ne olacak? TEKEL'in özelleştirilmesi yasası çıkacak, bu bir!.. Elektrik Piyasası Yasası çıkacak. bu da iki!.. İki gündür Izmır'deyimL Isı 18derece!.. Istanbul'dan paltoyla gelmiştim, hemen aftım!.. Çünkü, insanlar ceketle dolaşıyor!.. Alsancak'ın göbeğinde TEKEL'in sigarafabrika- sı ve tütün işleme binalan bulunuyor... TEKEL'İ alan yaşadı... Fabrikalar Izmır'in dışına çıkarılııi.. ^ <U±L,, Bir mimar dostum şöyle dedi: "Valtahıburaya apartmanlar, gökdelenlerdiküiri" Sanınm şimdiden birilerinin iştahı kabanyor- dur... Çıldınyorlardır!.. Doğrudur, kırmızı insanı kışkırtır!.. • • • Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün bir öldürme olayının sanığı yargılanıyordu... Imdat Niyaz! Anımsayan var mı bu adı? Denizli Endüstri Meslek Usesi öğretmeni Yusuf Batur'u tüfekle öldüren Imdat Niyaz, yaşını küçült- müş cezaevinde yatarken... Nüfusa göre cınayeti işlediği gün yirmi yaşında olan Imdat, mahkeme kararıyla yaşını on sekizin al- tına indirmiş... Demokrat, yurtsever, Atatürkçü öğretmen Ba- tur'un eşi ve çocuklarının dünkü duruşmada sanığın yaşı ve Adlı Tıp Raporu'nun yenılenmesi- ne ilişkin istemleri de mahkemece geri çevrilmiş... Bu durum karşısında Imdat Niyaz, sekiz yıl ya- tıp çıkacak!.. Okulda tahtaya "Yaşasın şeriat" diye yazan, sı- nav kâğıdına ise 'Imdat Niyaz' yerine 'Islam Dinoğ- lu' adını koyan sanığı kimler koruyup kolluyor?.. Bu katil, okulda arkadaşlarına, satırla nasıl adam doğranacağını anlatmamış mıydı? Cezaevinde yaşını küçültüyor, böylece yirmi yıl- lık ceza indiriminden yararfanıyor!.. Devletimiz hâlâ Gaffar Okkan ve beş polisimi- zin katillerini arayadursun bakalım!.. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, acaba Yusuf Batur cinayeti karar aşamasına geldığınde, sanı- ğın yaşının nasıl küçültüldüğünü hiç merak etti mi? Imdat Niyaz belki savunmasında şoyle diyebı- lir "Ben kanın laik, demokrat, yurtseverolanını içe- rim!" Çünkü, Imdat 'delikan'\ tanır, çünkü delikanlıdtr... Elinde satırla, tıpkı Hizbullah gibi laik avında- dır!.. hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Partililer rahatsız Şeyhe ayncalığa DSP'den tepki ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Mah- mut Esad Coşan ile da- madı AH Yücel Uya- rel'in cenazelerinin Süleymaniye Camii avlusuna gömülmesi- ne izin veren kararna- menin hızla çıkarılma- sı, iktidann büyük or- tağı DSP'Iileri rahatsız etti. Kararnameye tepki gösteren Devlet Baka- nı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel, kişilere ve ör- gütlerine ayrıcalıklı muamele yapmanm yanlış olduğunu vnr- guladı.DSPtzmirMil- letvekili Güler Aslan da, bu konuya 'dur' demek gerektiğini be- lirterek "Bu karan desteklemiyorum. Yannşlık var" diye ko- nuştu. DSP İstanbul Milletvekili Zi>a Ak- taş, aynntılı inceleme- mesine karşın konu- nun kendisini rahatsız ettiğini söyledi. DSP Sıvas Milletvekili CengizGüleç ortaya çı- kan durumu 'çelişki' olarak nıtelendirdi.