25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel YayınYönetmenr tbrahim Yıkhz •YazıışlenMüdiırü Safim AtpasUn 9 Sorutnlu Müdur Rkret bldz • Haber Merkezı Miidürü HakanKara Isühbarat Ceugiz Yüdırım • Ekonomı ÖztemYüzak • Kûlti'r Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücetman • Makaleler Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yaacı • Fotoğraf Erdogan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yun Haberlen Mehmet Faraç # Avrupa Temsılcısr Göray Öz Yayın Kurulu. llhan Selçuk (Başkan), Orban Erfnç, Hikmet Çetinkaya, Şökraa Soner, tbrahim Yddız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsücısı Mustafa Balba> Atatürk Bulvan No 125,Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 • Izmır Temsücısı Serdar Kıak, H ZıyaBlv 1352 S 2/3Tel 4411220, Faks 4419117«AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlıı, înönü CA 119 S No 1 Kat:l, Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürü Erol Erkut # Koordınatör Ahmet Korulsan # Mu- hasebe Bülent Yener# tdare. Hüseyin Görer • Saüş FazUetKuza MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Müdür Gnibin Erduran • Koordınator Reha Ifitman # Genel MudurV aıdımcısı Sevda Çobra Tel 514 07 53 - 513958O-51384«Wl,F*s 5138463 Ya>ıiHİayaB >e Bftsaa: Yem Gün Haber Ajansı, Basın ve Yaymcılık A Ş TüÂocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Isüuıbul PK 246 - Snkecı 34435 lstanbul Tel (0212)512 05 05 (20 hal> Faks 2 5 9 www cumhunyet.com.tr 28 ŞUBAT 2001 Imsak: 5.06 Güneş: 6.33 Öğle: 12.24 îkindi: 15.28 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.22 Rio manzsralapı • Haber Merkezi- Brezilya'nın başkenti Rio de Janeiro'da düzenlenen dünyaca ünlü Rio Festivali'ne dün Brezilyalı model Angelina Burlamarqui ve ûnlü oyuncu Marilia Pera da katıldı. Angelina Burlamarqui, Caprichosos de Plares samba okulunun gösteri arabasının üzerindeki dansıyla izleyicileri kendine hayran bırakırken Brezilyalı oyuncu Marilia Pera ise efsanevi aktris Carraen Miranda kıhğına bürünerek Imperia Serrano samba okulunun gösterisinde ilgiyi üzerinde topladı. Renkli görüntülere sahne olan Rio Festivali bugün sona eriyor. Viagra'ya Srakip • Haber Merkezi - tktidarsızlık sorununa çözüm getiren Viagra'ya rakip olabilecek 3 yeni ilacın yakında piyasada olacağı belırtılıyor. Viagra ile aynı işlevi görecek üç molekülden 'apomorfimin'in Avrupa'da ilkbaharda satışa çıkması beklenirken diğer 'aşk molekülleri' Ic351 ve 'vardenonTin 2002 Haziran için hazır olacağı tahmin ediliyor. Sonbaharda doğanlar • CH ICAGO(AA)- Sonbaharda doğan insanlann ilkbaharda doğan insanlara göre daha fazla yaşadıklan belirlendi. Avusturya'da 50 yaşından sonra ölen milyonlarca kişi hakkında araştırma yapan bilim insanlan, bu ülkede sonbaharda doğanlann ilkbaharda doğanlara oranla ortalama 6 yıl fazla yaşadıklannı saptadı. Bilim insanlan, aynı araştırmayı Danimarka'da yaptılar ve bu ülkede de sonbaharda doğanlann ilkbaharda , doğanlara göre 3 yıl fazla yaşadıklannı belirledi. Suaygn 'lyutridu' NEWVORK(AA)- 3D'deki Dallas lyvanat Bahçesi'nin ngesi haline gelen 53 ındaki "Papa" adlı 'gın (hipopotam) : yaşlandığı rçesiyle veterinerier 'uıdan "uyutuldu." vanat bahçesı :ilileri, suaygınnın ükie yürüyebildiğini, jtz gördüğünü ve yere ynakta zorluk •|ini bıldırdiler. nbalaoyna üiyaşa i Haber Merkezi- ıngiltere'de Southampton _ Jniversitesi'nden Dr. v . '«eWinstone y. -"üığında bir ekip, ^ nalan sonucunda f& ı, briç ve satranç ,a - ılann yaşlılarda to- t ve fiziksel ffj- k yararlı .\Vı- caydetti. aVİ- »beyin ve $QS- ' dostlanndan 'eri sürüldü. Laura Doyle, yaptığı önerilerde 'kadının eşine boyun eğmesini' tavsiye ediyor. Bu önerilerfeministleri çileden çıkardı EvMikkurtaran reçeteler• "Karakter uyuşmazlığı", "yoğun işlerden dolayı birbirine vakit ayıramama", "iş hayatındaki stresin eve taşınması" gibi nedenlerle boşanmalar artarken piyasaya yeni yeni 'evlilik kurtancı kılavuz' kitaplan çıkıyor. HaberMerkezi - Günûmüzde be- raberliklerin kısa sürede tükenmesi, "evKHk kurtana kdavuz" kıtaplara ilgıyı artınyor. Uzmanlar 'uzun sü- reti mutlu evtHik' için önerilerde bu- lunuyorlar. "Karakteruyuşmaziığr."Yoğun iştenkndolajıbirbirinevakitayıra- mama", "lş hayatmdaki stresin eve taşınması"' gibi nedenlerle boşan- malar artarken piyasaya yeni yeni 'evBBkkurtana kdavuz' kitaplan çı- kıyor. Üç ayda 100 bininüzerinde sa- tan The Surrendered Wife (Laura Doyle), The Marriage Sabbatical (CherylJarvis) gibi kitaplarda uzman- lar çiftlere krizi aşmanın yollannı anlatıyor. Rusya, ABD ve Çek Cum- huriyeti'nden sonra boşanmalann en çokyaşandığı 4. ülke olan Ingiltere'de ıse Blair hükümetı, daha ilkokuldan çocuklara evliliğe hazıriık kurslan or- ganize etmeyi planlıyor. Teksas Austin Üniversitesi araşur- macılannın yapöğı bir araştırma, ev- liliğin ilk 2 yılında romantizmden, uyum ve sevgiden ödün vermeyen çiftlerin bir ömür boyu büiikte olma ihtimallerinin çok dahayüksekoldu- ğunu gösteriyor. 1981 yılında evle- nen 156 çifti inceleyen bu kişilerin eşlerine karşı hissettiklerini, tavırla- nnı mercek altına alan Td. L. Hus- too başkanhğındaki ekip. "Çiflin bo- şanapbosanmayacağı,ilk24a>dabel- fiotûyor"diyor. Evlilik terapistlerinın çoğu 'Uzun eviüiğinsu-nkısasüretia>TiIıklardır' prensibindebirleşiyor. Uzmanlar her 2-3 yılda bir çiftlere 1 ile 5 ay arası değişen sürelerle ayn kalmalarını öneriyor ve tedavi amaçh aynhkla- nn' mucizeler yarattığını söylüyor. Uzmanlar, şunlan öneriyorlar • Eşinizin sizin için her gün yap- tığı şeylerin bir listesini çıkann ve son- ra kendi kendınize, bunlann kaçı için ona teşekkür ettiğinizi bir sorun. Ba- sit bir teşekkürün birçok şeyi değiş- tirebileceğini unutmayın. • Eşinizin düşündüğü şeyleri tah- min etmekten vazgeçin, çünkü hata yapabilir ve gereksiz yere kavgaya sebebiyet vermiş olursunuz. • Suçlamak sorunlan çözmez, çöz- mediği gibi birbiri ardına yeni suç- lamalar getirir. Laura Doyle'un mutlu evlilik re- çetesinde ise "kadının eşine bojuneğ- roesi" önerisi bulunuyor. Surrende- redwife.com uıternet sitesinde mut- lu evülik reçetesini açıklayan Doy- le, kadınlara şu öneride bulunuyor "Evin kapısından içeri girdiğiııizde kadınhğıniTi hatuia>Tn!" Doyle'un bu önenlerini, feminist- ler müthiş öfkeyle karşılıyorlar.Uz- man Andrew Christensen ve John Gottman, Doyle'u geri kafahhkla suçluyorlar. Robbie Williams ödülleri topladı lngiltere'nin en prestijli müzik ödüllerinden "Brit Odûlkri" 26 Şubat'ta sahıplennı buldu. Robbie VVflüams, en iyi erkek solo sanatçı, en ıyi sıngle ve en iyi video klip dallannda üç ödülle en çok ödül alan sanatçı oldu. Geçen günlerde Almanya'da verdiği bir konserde akli dengesi bozuk bir hayram tarafindan saldınya uğrayan Williams, ödülünü ahnak için sahneye kalabalık b\ı güvenlik çemberi ortasında çıktı. Coldplay, en iyi grup ve en iyi albüm dallannda iki büyük ödüle değer bulundu. trlandalı grup U2 ise en iyi uluslararası grup ödülünü alırken müziğe katkıianndan dolayı özel bir ödül de kazandı. En iyi uluslararası erkek şarkıcı olarak ödüle Eminem layık görüldü. En iyi uluslararası kadın sanatçı dalında ödül alan Madonna ise Brit Ödülü'nü ilk kez kazanmış oldu. s en iyi erkek solo single ve en iyi video küp en çok ödül alan ÂJüNYANINEN MÜKEMMEL OTELLERİ S1RALAMASINDA 17. OLDU Four Seasons OteK listeye girdi tstanbul'dakj Four Seasons Oteli, Sultanabmet Ceza- evi'nin dûzenlenınesi sonucu otel haline getiribniştL Meteor parcasında kristal saptandı Mars'ta yaşam için yeni kanıt bulundu Haber Merkezi - Amenkan finans çevrelerinin dergisi FORBES tarafından yayımlanan "Dûnyanın en mükemmel oteUeri" lıstesıne ilk kez Türkiye'den de bir otel girmeyi başardı. Nâzım Hikmet, Aziz Nesin, Dr. Hikmet Krvılcunh, Rıfat Ilgaz, Şefîk Hüsnû, Mehmet Ali Aybar gibi ünJülerin kaldığı Sultanahmet Cezaevi'nin düzenlenmesi sonucu otel yapılan Istanbul'daki Four Seasons Oteli, "Uluslararası kent oteDeri" kategorisinde 17. oldu. FORBES, bu otelin listeye bu yıl ilk kez girdiğine dikkati çekti. FORBES, otelleri 6 kategoride ve 20'li gruplar halinde değerlendirdi. ABD'nin en mükemmel 20 oteli sıralamasında New York'taki St. Regis oteli birinci oldu. Bu oteli Chicago ve New York'taki Four Seasons otelleri izliyor. Uluslararası en mükemmel oteller grubunda bırincihği Bangkok'taki "The Oriental" oteli elde etti. CHİCAGO (AA) - ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) bilim adamlan, Mars'tan geldiği bilinen meteor parcasında, sadece mik- roplar tarafindan oluştu- rulan bir kristal parçası saptadı. Meteor parça- sında saptanan kristalize olmuş manyetik minera- lin, dünyada bakteriler tarafindan formlaştmlan kristalin benzeri olduğu bildirildi. Bilim adamı Katfaie Thomas-Keprta'ya göre Keprta'ya göre Mars'ta hâlâ mikroskopik yaşam sürüyor. NASA Ames araştmna merkezi bilim adamlarından E. Imre Friedmann, yaptıklan incelemede, ALH84001 adı verilen taşın üzerin- deki manyetik kristal par- çasının. bu" zıncir oluştur- duğunu gözlediklerini açıkladı. Friedmann, dünyada- ki bakterilerin formlaş- tırdığı manyetik knstal- lerin de dışı zar ile kaplı bir zincir şeklinde oluş- tuğunu, taşta fosilleşmiş olan kristal parcasında da zincir formun dışında- ki zann görülebildiğini belirtti. Friedmann, zin- cir oluşumunun sadece biyolojik etkiler sonu- cunda meydana geldiği- ni kaydetti. Bilim adam- lan. kristalin 3.9 milyar yıl önceden kaldığuu be- lirledi. {sEHENNEM DERESİ'NE DÜŞEREK YAŞAMINI YÎTİRMİŞTİ Iğdır'ın amsınaAğn ttrmanışıERZURUM (Cumhuriyet)- Ağn Dağı'na nrmanışında Ce- hennem Deresi'ne düşerek ya- şamını yitiren AKUT üyesi ve Atlas dergisi muhabiri İsken- der Iğdır'ın ölümünün birin- ci yıldönümünde, AKUT Baş- kanı Nasuh Mahruld ve arka- daşlan Ağn Dağı'na tınnana- cak. Bugün başlayacak tmna- mşm iki gün sürmesi bekleni- yor. Ağn Valiliği de Cehenmem Deresi'ne Iğdu"'ın admı vere- cek. 28 Şubat 2000'de Ağn Dağı zirvesine yaklaşırken dengesini kaybeden ve 4 bin 250 metrede bulunan Cehen- nem Deresi'ndeki buzullann arasma düşerek yaşamuıı yi- tiren tskender Iğdır anısına bugün Nasuh Mahruki ve ar- kadaşlan Ağn Dağı'na tırma- nacak. Ağn'yabu sabah erken saatlerde tırmanmaya başla- yacak olan dağcılar, Iğdn-'m öl- düğü yere çiçek bırakarak ge- ri dönecekler. Mahruki ve ar- kadaşlannm tırmanışınuı iki gün süreceği belirtildı. Cehennem Deresi'nin adı- nın"Iğdır Deresı'' olarak de- ğiştirilmesi konusunda AKUT yöneticilerinin Ağn Valili- ği'ne yaptığı öneri ilgiyle kar- şılandı. Cebennem Deresi'neIğdır'ın adı wrflecek. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN TİP Mûcizesi!.. e-posta: tan @ prizma. net tr Asıl büyük şaşkınhğım, 'Denizin Çağınşı' adlı romanını asla unutamadığım, hikâyeci ve ro- mancı Kemal Bilbaşar'ın; bir akşamüstü gazete- ye, TİP izmir ll Başkanı olarak, geldiği an oldu; O Kemal Bilbaşar kı, '40 Karanlığı'nın en ümitsiz günlerinde, 'Yürüyöş' dergisinde, gerçekçiliği in- sanın tüylerini ürperten Anadolu hikâyeleri yayım- lamıştı; acı, yürek törpusu; ama yıne de, açık bir humour, coşturucu bir 'yaşama sevinci'yte dolu, hikâyeter 'Irgatlann Öfkesi', ne kadar insanın yü- reğini, sıkılmış bir yumruğa çevirirse; 'Cevizli Bah- çe' o kadar, delikanlı bir heyecanla yüklüdür. Kemal Bilbaşar, hanidir Izmir'de yaşıyordu; 50'fi yıllarda bir öğle sonu, beni ve Can'ı (YüceJ) elterimizden tutup, 'Demokrat Izmir'e götüren, gazetenin sahibi Adnan Düvenci'yle tanıştıran da, oydu; hiç unutmam, Ankara Palas'takı konuşma- mızda demişti ki: "...sosyal sorumluluk sahibi yazar, gazetenin büyüğünü küçüğünü seçmez; kaldı ki, bu ga- zete Samet Ağaoğlu'nun, Burhan Belge'nin, Naci Sadullah'ın, Halikarnas Balıkçısı'nın; da- ha kimlerin, yazdığı bir gazete; siz genç kalem- ler, hürriyet davasına omuz vermeyecek de, kim verecek!" Ondan sonra 'Demokrat Izmir'le alâkam hiç kesilmedi; nitekim Paris'ten Bâbıâli'ye degil, ona döndüm, orada Kemal 'ağbiy'i (Bilbaşar) bulaca- ğımı biliyordum ama, Türkiye Işçi Partisi'nin il başkanı olarak değil! Oysa 1961 Anayasası uygulanıyordu, artık: Tür- kiyede köprülenn altından çok su akmıştı. O kaçınılmaz, 'flash/backi' Sonra o, 'kaçınılmaz' flash/back (geriye dö- nuş): 27 Mayıs sonrası, Yeşilçam'da son ümit- lerim de kınlmış, Claude'un çağnsı üzerine tekrar Paris'e dönmeye hazırlanıyorum; hiç beklemedi- ğim, o mektup; 'Sosyalist SoC, Türkiye Işçi Par- tisi'nin örgütlenmek telâşı içindedir; eskı yeni, ula- şabildiği bütün 'arkadaşlar'ı Beyazıt'taki o salon- da (sanınm adı 'Rüya' tdi, ya da 'Rüyam': şu işe bakın!) yapılacak toplantıya çağırıyor. Gitmış, ina- nılmaz bir kötümsertıkle dönmüştüm: son derece ağırbaşlı, hayli kaliteli geçen konuşmalar sırasın- da; 'sağcı' gençlerin, baskınına uğradık; kapılar- da dövüşüldü, salon işgal edildi, toplantı polis hi- mayesinde yürütüldü, dağıldığımız sırada, Aziz Nesin'i hırpaladılar. Rıfat Ilgaz'la dolaştık bir mer- divenden inip, farklı bir kapıdan çıktığımı hatırlıyo- rum; o mavi gözlerinde hüzünlü bir tebessüm ay- dınlığıyla; "...iste böyle llhan, demişti, git de Pa- ristekilere anlat; Türkiye'de hiçbir şey değiş- miyort" Oysa ne görüyorum, birhayli şey değişmiş: Tür- kiye Radyolan'ndan başlayan bir değişiklik bu: 27 Mayıs öncesinde spikerler, handıyse bir saat, CHP'den istifa etmiş, DP'ye geçmiş olanlan, sa- ya saya bitıremezlerdi; 'komünist olmak', zaten 'Soguk Savaş' gereğı, ihanet-i vataniye kapsamı- na giriyordu ya; artık CHP'lı olmak da, bu kapsa- ma girmek üzereydi: ünlü Tahkikat Komisyonu'nun 'marifetleri'ni kim unuttu? Istanbul'daki ilk halka açık toplantılan, sürekli tecavüze uğrayan TİP, hayii gelişmişti; ilk defa olarak, 'sosyalist' bir par- tinin, hem 'ulusallığım' korumaya çalışbğını; (besbelli, bu yüzden) hem de 'halka ulaşabil- diğini' görüyordum: nitekim seçimlerden, bekle- nenin üzerinde bir başarı sağlayarak çıkmış; TBMM'yeyiımi küsurmiîletvekili gbndermişti! Dü- şünebiliyor musunuz, 'dûnyanın sonu' gibi bir şey! 'Demokrat Izmir'de artık, eskiden olduğu gibi, sadece yazı vererek çalışmryordum; Paris'ten Ad- nan Düvenci'ye yazmış, Izmir'e yerleşmek iste- diğimi belirtip, bir iş istemiştim; tereddütsüz, ça- ğırdı; biriikte çalışmaya başladık; 6O'lı yıllann, o güneşii ve mavi İzmir yıllan; ülkedeki 'ulusallığın', yavaş yavaş, solcu (komünist, goşist) ya da sağ- cı (faşist, liberal ve teokrat) bir 'kozmopolitliğe' dö- nüştunilmesi; anayasa sükûneti ve demotc-atftgîî^r hızla bireysel terorizme kayan, öğrenci gösterile- riyle dağıtılması! Bir akşam, işten çıkmak üzereydim; vapuraye- tişmek telâşındaydım; gözlerinin içi, cıvıl cıvıl ışık, Kemal ağbiy (Bilbaşar) odama girmişti; ayaküs- tü, beni bir kenara çekerek; dedi ki; "...Mehmet Ali BeyVe görüştük, senin burada olduğunu söyledim, niye Parti'ye girmiyor diye sordu: daha fazla gecikmemelisin!" Yeter miydl sanırsımz? Bilryor musunuz, ben TlP'e yazılmadım. GÖn- lüm elbet başansından yana oldu; hele DİSK palazlanıp sesini duyurmaya başladıktan sonra, Türkiye'de nihayet 'Sosyalist Sol'un şeytanın ba- cağını kıracağını, düşünmeye koyulmuştum; nede- ni belli, Osmanlı dönemi dahil, bu topraklarda, 'sosyalistlik', aydınlann kendi aralannda oy- nadıkian, 'entelektüel' ve siyasi bir 'oyun' ol- muştur; tehlikeli ama, 'oyun'; nedenini çok dü- şünmüşümdür; herhalde, sanayileşmenin bek- lenen dûzeye çıkamayışı, îşçi yoğunluğunun zayrflığı; hareketin tabandan, yani proletarya- dan gelmesini önlüyor, rejimin otoriterlikten totalrteıiiğe gitmesi de, işi büsbütün imkân- sızlaştınyordu. Başka türtü söyle mı soyleyebiliriz: Anadolu top- rağında, her şey, Avrupa toprağında olduğu gi- •• bi, asağıdan yukanya oluşup gelişmez; yuka- • ndan aşağıya oluşturulup geliştirilmeye çalışı- lır. Hele 'Sosyalist Sol'da, keyfiyet, acımasız -' ca budun TKP'nin ünlü gizJi 'kongreleri'nde, he biri bilmem kaç ili temsil eden, üç beş kişi bu- lunurdu; KUTV neslinden sonra, sosyalist işçi- yi mumla arasan bulamazdın; kim varsa, ya öğrenci, ya öğretmen, ya yazar, ya ressam; üs- telik çoğu, Avrupa görmüş, Sosyalizm'e ora- da heves etmiş, aydınlar! Türkiye sosyalizmi, bir tûıiü sınrfsal bir sosyal hareket potansiye- line yükselemiyordu; daima, idealist, -elhak hayattan pahastna bunu kanrtJamışlardır- fakat, 'sınrfsal' tabanı olmayan, 'çıplak' siyasal hare- ketler ki -hele Soğuk Savaştan rtibaren- 'sağ- cı' iktidarlara, pek güzel av oluriar. Türkiye Işçi Partisi, gittikçe guçlenen ve yayı- lan, Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyo- nu'nun (DİSK), rüzgânnı da arkasına alınca, şey- tanın bacağı kınlacak, ülkemizde nihayet 'KlâsikDe- mokrasi'ye ulaşılacak gibi görünüyordu; fakat!.. Işte bu 'fakat' yüzünden, TlP'e yazılmadım; ne ol- duğunu aynca görüşürüz, ama, şurası da bir ger- çek ki, partinin yönetici takımı arasındakiler, klâsik bir demokraside, sosyalist bir partiyı yönetebile- cek, profesyonel sıyasetçıler olmaktan çok; '40 Karanlığı'nda feci şekilde ezilmiş 'sosyalist' ay- dın ve sanatçılardı; aydınlann ve sanatçılann, bü- tün meziyetleriyle, -ama bütün kusurlanyla da- oradaydılar. Tarihe hepsi 'öncû' olarak geçecek, sendika li- derlerimiz için de, benzer bir şey söyleyemez mi- yiz? Kitle örgütü yönetmek konusundaki -yete- neklerijıe olursa olsun- bilgi ve görgüleri; 'devşir- me' TÖRK-IŞ'in 'arpalığında' öğrenebildiklerin- den; 'particilikleri' ise, malûm ve meşhur gazete- lerimizde, okuduklan; DP, CHP, MP ve benzeri partilerin, 'ma/ffetferincten'ibaretti. Yeter miydi sanırsınız? http://www.priznria.net.tr/AILHAN rrttp://www.bilgiyayıne\n.com.tr./ailhan Faks/D-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle