Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25ŞUBAT2001PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Turizntciler kurUmn serbest bırakılmasından etkileneceklerini belirttiler
şı turlarîptalBAHARTAMOSEVER
ANKARA -Kurlann serbest
bırakılmasıyla yüzde 40'ları
aşan oranda devalüasyon ya-
şanması, bayram öncesi iç tu-
rizmı baltalarken yurtdışına tur
düzenleyen seyahat acentelen-
nin rezervasyonlannda iptalle-
re yol açtı. Turizmciler, Başba-
kan Bülent Ecevit'in kurlann
serbest bırakılmasından turiz-
.."" min olumlu etkileneceği sözle-
x rine tepki göstererek yalnızca
yurtdışmdan turist getiren fir-
* malarbazındakısasüreli olum-
lubir etki görûlebileceğini vur-
•. guladılar.
TÜRSAB Ankara Bölgesi
Yûrütme Kurulu Başkanı Zeki
Onurlu, yurtdışına düzenlenen
. turlarda yüzde 35-40 iptal ol-
- duğunu bildirirken "Busenetu-
rist beklemesinkr" dedi. Ara-
mis Seyahat Acentesi Yönetim
Kurulu Başkanı Nizamettin
Sakıp Sabancı
Ecevit'in
4 köşeli
yanlışı
lstanbul Haber Servisi -
Sabancı Holding •
Yönetim Kurulu
Başkanı Sakıp Sabana,
"Hepimiz 3-4 gûn içinde
varhğtmızın,
gücümüzün yüzde 40'ını
yitirdik'' dedi. Sabancı,
Başbakan Bûlent
Ecevit'in MGK'de
•eteştır-erek "Işraize •
Susurluk'un ûstûnü
örtmüyor musunuz?
Mademki orada bu
kadar basiretiisiniz,
neden MGK'de olanlan
ortaya çıkanvorsunuz"
dedi. Işadamı Sakıp
Sabancı öncekı gün
Başbakan Yardımcısı
Mesut Ydmaz'ın da
katıldığı TÜRVAK
Kültür Merkezi'nin
açılışında gazetecılerin
sorulannı yanıtladı.
Yılmaz'ın
açvklamalanmn aksine
dalgalı kura bir plan
çerçevesınde değil,
mecburiyetten
gıdildığmı vurgulayan
Sabancı şöyle devam
etti: "Şimdi bepüniz3-4
gün içinde variığımpın,
gûcümüzün yüzde 40'ını
kavbettik-Faiz
konusunda da bir
serbesthk yerine tavan
getirsder iyi olur.
Iiberal bir memleket
olan Amerika, faiz
konusunda beffi
düzenkroeler getiriyor.
Faizi disiplin içinde
tutuyor.Kurdaaym
şeydir?
Bir araya gelslnler
Sabancı,
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer ile Bülent
Ecevit'ın bir an önce bir
araya gelerek halkın
bekledığı mesajlan
vermeleri gerektiğini
bildirdi. Tûrk Kalp
Vakfi'nın önceki gece
düzenlediği "İyi Kalp
Ödülü" töreninde de
sorulan yanıtlayan
Sabancı, Ecevit'in
MGK'de yaşananlan
teşhır etmesini
eleştirerek «Ecevit'in
yapoğı 4 köşeli yanbş,
aflede, şirketierde,
ülkelerde olunca bunun
üzerini örtüyoruz.
t$utizegeldiği zaman
Susurluk'un üstûnü
örtmüyor musunuz?
Mademki orada bu
kadar basiretMniz,
neden MGK'de olanlan
ortaya çıkanyorsunuz"
diye konuştu.
• Türkiye ekonomisindeki bunalım yurtdışına da yansıdı. Uluslararası tur operatörleri
Türkiye'de neler olduğunu soruyor. Kurlann serbest bırakılmasımn yurtdışından turist
getiren firmalara yarannın kısa bir sûre için geçerli olacağı belirtildi.
Şen, ancakucuzluktanınmıya- açıklamasına tepki göstererek mikdunHnadüşroesinler''dedi.
pılırsa, yurtdışından Türkiye'ye
gelecekturist sayısının artabile-
ceğini söyledi. Ekin Yazım
Merkezi'nin araştırmasına gö-
re. u
fry3tiaruıı Türk lirası fle
belirieyen iç rurizm, yurtdışına
tur düzenleyen acenteler ile
borçlannı döviz bazlı ödeyen
charterfirmalaıV,kurlann ser-
best bırakılmasmdan olumsuz
etkilenecek. Araştırmada, dö-
vizin serbest bırakılmasının
yurtdışından turist getiren fîr-
malara yarannın da kısa süreli
geçerli olacağı görüşü yer aldı.
Türkiye Seyahat Acenteleri
Birliği (TÜRSAB) Ankara Böl-
gesi Yürütme Kurulu Başkanı
Zeki Onurlu, Başbakan Ece-
vit'in turizmin dalgalı kur poli-
tikasından olumlu etkileneceğı
"5 yasındaki çocuğa söyleseniz
gukrbuna.Llkebnrnistir.AUah
bu ülkeyeyanhmetsin" diye ko-
nuştu. Yurtdışı turlannda yûzde
35-40 oranrnda iptal olduğunu
bildiren Onurlu, "Madem
olumlu etidleyecekti, neden da-
ha önce yapılmadı? Bu sene ar-
Ok turist beklemesinler. 2000'i
aratacak bu sene. Zaten uçak
vok. Hangi uçakb turist getire-
cekler? Kriz içindeki bir ülkeye
kim gelir?" dedi.
Pestek yok
Hükümetin yeni politikasuıa
inanmadıklannı ve bunun ya-
nında olmayacaklannı bildiren
Onurlu, "Arnk kendüerini bile
kandırarnryoriar. Dahafazla ko-
Kervan Tunzm Seyahat
Acentesi Yönetim Kurulu Baş-
kanı Naü Çimen de durumu
şöyle değerlendirdi:
"Türkiye'deki insanlann her
geçen gün alun güçleri darah-
yor, Bu bayramda boş oturuyo-
ruz. Şuanakadarbir tane 'doğ-
ru düzgün iş yaptık' diyen acen-
teye rasüayamazsuuz. Turizm-
de imaj da çok önemfi. Sadece
para değil kimesele. Adamlann
parası biraz daha kuvveüendi,
biraz daha rahat getip gidecek-
ler. Biz de her zamanki gİbi ü>
tiyacnmzvar ya, onlan birazda-
ha kolay kabul edeceğiz, dayan-
ma gücümüz ya da onlarta pa-
zarhk gücümüz biraz daha za-
vrflayacak."
Visitur Seyahat Acentesi Yö-
netim Kurulu Başkanı Talha
Çamaş, fıyatlann birden yük-
selmesiyle başlayan panik ve
endişenin doğai olarak insanla-
nn seyahatlerinden geri durma-
lanna neden olacağıru belırtti.
Bayramturlan, maliyetler, uçak
büetleri ve yurtdışı ödemeleri
konusunda olumsuz etkilerin
yaşanacağını anlatan Çamaş,
"Enflasyonun ne olacağmave ne
şekilde piyasafiyaüannıetkfle-
yeceğinede bakmaklazun.Eğer
kurlar enflasyon rakamının
önünde gküyorsa bu bir avan-
tajdır. Ancak öyle ohnasınıtabn
ki ülke ekonomisi açısından di-
temem. Şu anda olumlu etkisini
konuşmak için erken. Biraz da-
ha gküşaü izktneklaznn" dedi.
Çamaş, büyük tur operatör-
lerinin konaklama tesislerine
"Devalüasyon oldu, siz de fiyat-
lannıaindirüT baskısı yapabi-
lecekleri endişesi de taşıdıkla-
nnıbildirdi. . . .
Siyasi ve ekonomik alanda son günlerde yaşanan gerçinlikler normal yaşama saçradL Sokaklarda tartışmalar ve kavgalar artû.
Çahşma ahengi bozuluyorANKARA (AA) - Nöropsi-
kiyatri Merkezleri Müdürü
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son
günlerde yaşanan gergınlikle-
rin toplumda "kaygı düzeyini"
arttırdığını, bunun da çalışma
ahenginin bozulmasına ve
üretkenliğin düşmesine neden
olacağını bildirdi.
PTof. Dr. Tarhan, bireysel so-
runlarla uğraşmaktan. ekono-
mik sıkmtılardan, hayal kınk-
hklanndan, uğranılan haksız-
lıklardan dolayı güler yüzlü in-
sanlann azaldığıru söyledi.
Dünyada yaşanan gelişme-
lerin de medya aracıhğıyla
• Uzmanlar toplumda kaygı düzeyinin arttığını
belirttiler. Bireysel sorunlarla uğraşmaktan, ekonomik
sıkmtılardan, hayal kırıklıklanndan, haksızlıklardan
dolayı güler yüzlü insan sayısı azalıyor.
topluma aktanlmasımn olum-
suz sonuçlar doğurduğuna dik-
katı çeken Prof. Dr. Tarhan,
"tçimizde yaşatmaya çahşöğ*-
mızçiçekler.güzeHikler khieni-
yor. Ülkeyi yönetenler zaman
zaman nıtdan karartan vak-
laşımlar sergiliyor. Eski yıDara
göre daha zenginiz, daha kül-
türlüyüz ama mutlu değiliz.
Nedenlerinpsiko-sosyal anaüz-
lerinin geniş araştırmalar ile
uygulanmasıgerekir'' diye ko-
nuştu.
Prof. Dr. Tarhan, toplumda
kaygı düzeyinin yükseldiğinin
belirtilerini şöyle sıraladı:
"Tarüşmalar, şikâyetkr artar,
çahşma ahengi bozuhır, kunü-
lara öncm verme azahr, üret-
kenlik düşer, eleştiriye duyarb-
uk artar, hastahk başvurulan
ile otoriteye say gısızhkve itaat-
siztik artar. Grup stresindeki
bu yüksehne uzun sürerse top-
hırnsalpatlamalarorta>-açıkar,
sporda şiddet, aile içinde şid-
det, adli suçlar ve adli olaytar-
da aröş ohır, hastane ve adHye-
terce iş yoğunluğu arüsı toplu-
mun acı çektiğini gösterir."
önce teşhis konmalı
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ül-
keyi yönetenlerin olaylara şef-
katli bir hekim gibi yaklaşma-
sı ve önce teşhis koyması ge-
rektiğini belirterek "Toplumu,
insanlan teselli etmenîn yol-
lannı buhnah" dedi.
Ilhan Kesici, döviz kurunun sabitlenmesinin hata olduğunu söyledi
Çözüııı ulıısal hükünıet
AIİER
Eski DPT Müsteşan
ve eski AN AP Milletve-
kili Ühan KesicL patlak
veren ekonomik krizin
en önemli nedeninin,
programın başında dö-
viz kurunun sabitlenme-
si olduğunu söyledi. Ke-
sici, " Benzer program-
larda devalüasyon öngö-
rühıyorsa bu programın
$onunda değil, başında
yapıhr'' dedi. Krizin
MGK'deki kavgamn de-
ğil, yanlışprogramın ka-
Cinılmaz bir sonucu ol-
duğunu söyleyen Kesi-
ci, krizden ancak bir
"ulusalhükümet" ile çı-
blabileceğini savundu.
Son ekonomik krizi
Cumhuriyet'e değerlen-
diren Kesici, ülkelerin
lMF'ye başvurmasının
tûccann konkordato ilan
etmesiyle aynı olduğu-
nu belirterek "Hükümet
• Krizin MGK'deki kavganm değil, yanlış
programın kaçınılmaz bir sonucu olduğunu
söyleyen Ilhan Kesici, "Benzer programlarda
devalüasyon öngörülüyorsa bu programın sonunda
değil, başında yapılrr" dedi.
IMFyegiderken ekono-
mi bu durumda değildi,
ama daha kuvvetlendiri-
ci bir program vapılabi-
lirdi, bn açıdan yararfa
olabiürdi. Ancak yapa-
madılar" dedi.
Krizin patlak verme-
sinin nedeninin kavga
olmadığını vurgulayan
Kesici, "Kasımda ka\ ga
mı oldu da faizler
1700'fcreçıkti'' diyesor-
du. Kesici, programın
krizle sonuçlanmasmın
nedenlerini özetle şöyle
sıraladı:
- Üç yılhk program
içinde çok ciddi yapısal
tedbiıier var, halktan is-
tenen çok ciddi fedakâr-
hklar var. Dolayısryla bu
programın başansı hal-
kın aktifya da pasif des-
teğine bağh. Bu desteği
sağlamak için de halka
ekonominin gerçek du-
rumu bütün çmiakuğry-
la anlablmalıydL Bunu
yapmadüar.
Programın sahlbl
- Bu tür pogramlann
bir sahibi olur ve genel-
likle de sahibinin adıyla
anılırlar. Mutlak sahibi-
nin Başbakan olması la-
zım. Bu mürnkün değil-
se çok kuvvetlendirihniş
birbaşbakan yardımcısı.
Biz de bu da yok.
-Programın fonnübs-
yonu yanhş. Krizin pat-
lamasuun en önemli ne-
deni,dövizinsabitienmis
olması. Buna ihtiyaç
yoktu. Eğerbununla ügi-
li tasarrufta bulunula-
caksa şimdiki devahlas-
yonun progranun başın-
da yapıbmş olmas» gere-
kirdL Bu yapümadL
- Kuvvetli bir siyasi
yapı lazımdı. Bu progra-
mın savunuculan gayri
ciddiydi. Programı hiçbir
ciddi akademisyen doğru
bulduğunu söylemedi,
yalakalar destekledi.
'Ekonomi kötüye gidi-
yor' diyorsun, 'Yok yok
enflasyon düşüyor, iyi gi-
diyor sen bümiyorsun'
diyoTİardı, bu gayri ciddi
müdafıler.
-IMFOeölkeoinken-
disine özgü kosuOan tar-
tışdmadL Ekonomi ev-
rensd bir büımdir. Ama
yerel özeUikleri de var.
Artık program
sonacrdl
Hükümetin güvenilir-
liğinin iyice sıfirlandığı-
ru söyleyen Kesici, kri-
zin ancak halka güven
verecek bir Ulusal Hü-
kümetle aşılabileceğini
savundu.
"Arokbu program or-
tadan kaDanışür" diyen
Kesici, Ekonomik ve
Sosyal Konsey'in he-
men toplantıya çağnla-
rak buradan çıkan kara-
nn ve döviz para politi-
kasımn formülasyonu-
nun net olarak halka an-
latıhnası gerektiğini, ay-
nca programa bir sahip
bulunmasının zorunlu
olduğunu kaydetti.
BİR YOL HİKÂYESİ
TAYFUN TALİPOĞLU
Çanak Çömlek Patladı!
ime sorsak, yol boyu
yanrt, neredeyse hep
y
"Ne konuştular, neler
oldu
bilmiyorum, ama muhakkak
Cumhurbaşkanı haklıdır..."
Üstelik Türkiye insanının,
kayrtsız destek verdiği
Cumhurbaşkanı Sezer*i
daha birkaç ay önce tanıdığını
düşünürsek
tepkinin, hükümet
ya da Ecevit'e değil,
vurguncu düzene olduğunu
görmemek için saf ya da
maksatlı olmak gerekiyor.
Işin uzücü yanı, bu sonucun
Cumhuriyet tarihinde, Özellikle
1950sonrası,
yolsuzluklar üzerine ilk defa
bu kadar karaıiılıkla gidildtği
izlenimini veren Bülent Ecevit'in
başına patlamış olması.
Çünkü bu güne kadar,
"Bu düzen böyle gider,
bazılanna hiçbir şey olmaz,
olan garibana olur.." inancındaki
vatandaş, Sezer'in şahsında
intikam almaya yönelmiştir.
Yurttaş olmayı beceremeyen,
güruh psikolojisinin egemen
olduğu
toplumlarda, aranan kahraman...
Onun için, "ne dediği" önemli
değil...
Siyasilere kafa tutması yeterii
Cumhurbaşkanı'nın.
Şımdı sokakta sessiz, ,
milyonlarca Sezer var. • '
Halk ihtilallerinde
sonuçlan düşünmeden ayak-
lananlar
nasıl mevcut iktidara saJdınrsa,
Türk vatandaşı şimdi işte öyle-
sine,
ama kınp dökmeden,
bedeni zarar görmeden
kahramanının arkasına düştü
ve "kelle istiyor".
Basınından politikacısına,
"nedenlerie" değil,
"sonuçlaria" ilgilendiğimiz
ve onları tartışıp
yeni krizleri beklediğimiz için
ekonomideki çöküntü
göz ardı ediliyor.
Çaresiz sessiz çoğunluk da
"onlar zarar görsün,
varsın bana da dokunsun" nok-
tasına gelmiş,
fakslanyla savaş çığlıklan atmak-
ta.
İşte, onun için tam zamanı...
Parlamenter sistem çökmüştür!
Bir ülkede
sağcısı solcusu, çoğunluk vatan-
daş,
politikadan gelmeyen
ve hiç tanımadığı birisine
böyle destek verecek hale
geldiyse,
sistemı tartışmanın
ve yeni bir arayışın
zamanı gelmiştir.
Bu yapılmazsa
-ki yapılacak gibi görünmüyor-
biz, daha çok kriz yaşanz...
Demokrasinin iki supabı vardır:
Biri tsttfa, diğeıi seçim.
Ikisi de uzak olduğuna göre iş,
• yurttaş tepkisine düşüyor yine.
Aksi takdirde, "kahramanı kadar
kahraman olmayan" halkın
mutluluğu kısa sürecektir.
"Ne dedi,
ne demedi" değil, , , . >•
çöken, sistemdir. • .
Adam olup kahvede oturacağız!
•k • edenler, yollarda
| \ f gizii-
• % • Gümüşhane
m % M yolunda,
• W aJtı çocukla
yaptığımız söyleşi
bugünlerin özeti...
TV programlanndan futboia,
çocukianmıza neler verip neter
bektediğimizi
anlatmak adırva,
"merhaba" dedik onlara.
"Cumhurbaşkanı kim" diye sor-
duk,
bilemediler...
"En çok hangi programlan
seyrediyorsunuz" dedik,
lelevoleleri.." dediler.
O sıra, geçen bütün otobüslere
bozkurt selamı verdikterinde,
anlamına dair hiçbir şey
bilmediklerini gördük.
En dehşet verici yanrt da,
"Kız kardeşlenniz televizyona
çıksa
ne yaparsınız" sorusuna oldu.
Ortak yanrt:
-NAjruruzJ - >,
çokçalışmalıyız...
Sorulanmız ve dehşet cevaplar
akıp gidiyor:
- Hangi dizileri izliyorsunuz?
- Deli Yürek, Memoli, Aynalı
Tahir...
- Neyi seviyorsun bu dizilerde?
- Adamlan, kavgalarmt... '
Deli Yürek'in sevgilisini vuruyor-
lar,
o da onlan vuruyor...
Biz de asker olunca PKK'lileri
vuracağız.
- Peki, bu ülkenin Başbakanı
kim?
Yanrt, altıda altı:
Ecevrt!
- Peki Cumhurbaşkanımız?
- Demirel!
- Cumhurbaşkanımız değişti a-
ma...
- Yabancı bir adam geldi..
Kafadan atıyorum,
Devlet Bahçeli...
- Cumhurbaşkanımız, Ahmet
Necdet Sezer...
Öğrendiniz mi?
- Merhaba! . $•**
- Merhaba!
- Buranın adı ne? ^
-Kale.
- Peki, neden Kale, biliyor
musunuz?
- Eskiden yapılmış. Atalanmız
koymuş bu adı.
Adlannı soruyoruz, sonra da
ileride ne olmayı düşündükleri-
ni...
Elleriyte uzaklan göstererek,
- llerterde geziyoruz, diyor biri.
ötekisi, doktor olacağını söylü-
yor.
Çalışmaktan, futboldan, tele-
vizyona gelıyor konu.
Reha Muhtar'ı, bir de Telev-
oleleri seviyoriarmış.
- En çok hangi haberi aklınızda
kaldı?
- Bir at çamura düşmüştü, çekip
çıkarmışlardı...
- Televolelerde neyi beğeniyor-
sunuz?
- Hülya Avşar evleniyor...
Çocuğu, kocası...
- Seda Sayan'm çocuğunu gös-
teriyor...
- Ben, adamlan beğeniyorum.
Çok para kazanıyorlar.
- Bütün bunlartn size bir faydası
varmı?
- Yok... öyle seyrediyoruz.
- Peki, sen ne olacaksın?
- Asker olacağım. Siz yapttnız,
biz de yapacağız askeriiğimizi.
Ekliyor diğeri:
- Büyük adam olacağız, kahve-
terde oturacağız...
Bir başkası, ezbertetiteni sıralı-
yor,
arkadaşının ayıbını kapatır-
casına:
- Rakı içmemeliyiz, kumar oy-
namamalıyız,
Gelip geçen arabalara bozkurt
işareti yapıyoriar.
Anlamını soruyoruz:
- Arabalan durdurmak için.
- Olur mu? Bu, bir partinin
işareti.
Hangi partinin, onu biliyor
musunuz?
- Fazilet.
- Kız arkadaşlannız ne âlemde?
-Yok!
-Var!
- Benimki Gümüşhane'de. Ad»,
Ferda.
- Ben kızlarla ilgilenmiyorum.
- Hayır, onun yüz tane var.
Eve gelen hemşirelere "güle
güleaşkım" diyor.
- Sen de Serap'ı seviyorsun!
- Benim üç yüz sevgilim var, ne
olmuş?
Sorumuzu değiştiriyoruz:
- Evlenince eşleriniz çalışacak
mı?
Bu kez de cevap altıda altı:
- Istemem! Kendim çalışınm, da-
ha iyi.
- Niye?
- Kötü yola düşer.
- Olur mu öyle şey?
- Televizyonlarda görüyoruz.
- Peki, kız kardeşleriniz televiz-
yona çıksın ister misiniz?
Yanrt, yine hep bir ağızdan:
- Hayır!
- Vururum!
- ÖkJürürürn!
- Neden, çıkanlar kötü mü?
- Benim için kötü, ama
başkalannın tarzını bilemem.
- Ama niye?
- Başına kötü şeyler gelebilir.
- Nedir o kötü şeyler?
- Kaçırma falan.
İşte, bazılarımızın ekmeden
biçtikleri:
"Vururum..."