25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25ŞUBAT2001PA2AR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Turizntciler kurUmn serbest bırakılmasından etkileneceklerini belirttiler şı turlarîptalBAHARTAMOSEVER ANKARA -Kurlann serbest bırakılmasıyla yüzde 40'ları aşan oranda devalüasyon ya- şanması, bayram öncesi iç tu- rizmı baltalarken yurtdışına tur düzenleyen seyahat acentelen- nin rezervasyonlannda iptalle- re yol açtı. Turizmciler, Başba- kan Bülent Ecevit'in kurlann serbest bırakılmasından turiz- .."" min olumlu etkileneceği sözle- x rine tepki göstererek yalnızca yurtdışmdan turist getiren fir- * malarbazındakısasüreli olum- lubir etki görûlebileceğini vur- •. guladılar. TÜRSAB Ankara Bölgesi Yûrütme Kurulu Başkanı Zeki Onurlu, yurtdışına düzenlenen . turlarda yüzde 35-40 iptal ol- - duğunu bildirirken "Busenetu- rist beklemesinkr" dedi. Ara- mis Seyahat Acentesi Yönetim Kurulu Başkanı Nizamettin Sakıp Sabancı Ecevit'in 4 köşeli yanlışı lstanbul Haber Servisi - Sabancı Holding • Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabana, "Hepimiz 3-4 gûn içinde varhğtmızın, gücümüzün yüzde 40'ını yitirdik'' dedi. Sabancı, Başbakan Bûlent Ecevit'in MGK'de •eteştır-erek "Işraize • Susurluk'un ûstûnü örtmüyor musunuz? Mademki orada bu kadar basiretiisiniz, neden MGK'de olanlan ortaya çıkanvorsunuz" dedi. Işadamı Sakıp Sabancı öncekı gün Başbakan Yardımcısı Mesut Ydmaz'ın da katıldığı TÜRVAK Kültür Merkezi'nin açılışında gazetecılerin sorulannı yanıtladı. Yılmaz'ın açvklamalanmn aksine dalgalı kura bir plan çerçevesınde değil, mecburiyetten gıdildığmı vurgulayan Sabancı şöyle devam etti: "Şimdi bepüniz3-4 gün içinde variığımpın, gûcümüzün yüzde 40'ını kavbettik-Faiz konusunda da bir serbesthk yerine tavan getirsder iyi olur. Iiberal bir memleket olan Amerika, faiz konusunda beffi düzenkroeler getiriyor. Faizi disiplin içinde tutuyor.Kurdaaym şeydir? Bir araya gelslnler Sabancı, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit'ın bir an önce bir araya gelerek halkın bekledığı mesajlan vermeleri gerektiğini bildirdi. Tûrk Kalp Vakfi'nın önceki gece düzenlediği "İyi Kalp Ödülü" töreninde de sorulan yanıtlayan Sabancı, Ecevit'in MGK'de yaşananlan teşhır etmesini eleştirerek «Ecevit'in yapoğı 4 köşeli yanbş, aflede, şirketierde, ülkelerde olunca bunun üzerini örtüyoruz. t$utizegeldiği zaman Susurluk'un üstûnü örtmüyor musunuz? Mademki orada bu kadar basiretMniz, neden MGK'de olanlan ortaya çıkanyorsunuz" diye konuştu. • Türkiye ekonomisindeki bunalım yurtdışına da yansıdı. Uluslararası tur operatörleri Türkiye'de neler olduğunu soruyor. Kurlann serbest bırakılmasımn yurtdışından turist getiren firmalara yarannın kısa bir sûre için geçerli olacağı belirtildi. Şen, ancakucuzluktanınmıya- açıklamasına tepki göstererek mikdunHnadüşroesinler''dedi. pılırsa, yurtdışından Türkiye'ye gelecekturist sayısının artabile- ceğini söyledi. Ekin Yazım Merkezi'nin araştırmasına gö- re. u fry3tiaruıı Türk lirası fle belirieyen iç rurizm, yurtdışına tur düzenleyen acenteler ile borçlannı döviz bazlı ödeyen charterfirmalaıV,kurlann ser- best bırakılmasmdan olumsuz etkilenecek. Araştırmada, dö- vizin serbest bırakılmasının yurtdışından turist getiren fîr- malara yarannın da kısa süreli geçerli olacağı görüşü yer aldı. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Ankara Böl- gesi Yürütme Kurulu Başkanı Zeki Onurlu, Başbakan Ece- vit'in turizmin dalgalı kur poli- tikasından olumlu etkileneceğı "5 yasındaki çocuğa söyleseniz gukrbuna.Llkebnrnistir.AUah bu ülkeyeyanhmetsin" diye ko- nuştu. Yurtdışı turlannda yûzde 35-40 oranrnda iptal olduğunu bildiren Onurlu, "Madem olumlu etidleyecekti, neden da- ha önce yapılmadı? Bu sene ar- Ok turist beklemesinler. 2000'i aratacak bu sene. Zaten uçak vok. Hangi uçakb turist getire- cekler? Kriz içindeki bir ülkeye kim gelir?" dedi. Pestek yok Hükümetin yeni politikasuıa inanmadıklannı ve bunun ya- nında olmayacaklannı bildiren Onurlu, "Arnk kendüerini bile kandırarnryoriar. Dahafazla ko- Kervan Tunzm Seyahat Acentesi Yönetim Kurulu Baş- kanı Naü Çimen de durumu şöyle değerlendirdi: "Türkiye'deki insanlann her geçen gün alun güçleri darah- yor, Bu bayramda boş oturuyo- ruz. Şuanakadarbir tane 'doğ- ru düzgün iş yaptık' diyen acen- teye rasüayamazsuuz. Turizm- de imaj da çok önemfi. Sadece para değil kimesele. Adamlann parası biraz daha kuvveüendi, biraz daha rahat getip gidecek- ler. Biz de her zamanki gİbi ü> tiyacnmzvar ya, onlan birazda- ha kolay kabul edeceğiz, dayan- ma gücümüz ya da onlarta pa- zarhk gücümüz biraz daha za- vrflayacak." Visitur Seyahat Acentesi Yö- netim Kurulu Başkanı Talha Çamaş, fıyatlann birden yük- selmesiyle başlayan panik ve endişenin doğai olarak insanla- nn seyahatlerinden geri durma- lanna neden olacağıru belırtti. Bayramturlan, maliyetler, uçak büetleri ve yurtdışı ödemeleri konusunda olumsuz etkilerin yaşanacağını anlatan Çamaş, "Enflasyonun ne olacağmave ne şekilde piyasafiyaüannıetkfle- yeceğinede bakmaklazun.Eğer kurlar enflasyon rakamının önünde gküyorsa bu bir avan- tajdır. Ancak öyle ohnasınıtabn ki ülke ekonomisi açısından di- temem. Şu anda olumlu etkisini konuşmak için erken. Biraz da- ha gküşaü izktneklaznn" dedi. Çamaş, büyük tur operatör- lerinin konaklama tesislerine "Devalüasyon oldu, siz de fiyat- lannıaindirüT baskısı yapabi- lecekleri endişesi de taşıdıkla- nnıbildirdi. . . . Siyasi ve ekonomik alanda son günlerde yaşanan gerçinlikler normal yaşama saçradL Sokaklarda tartışmalar ve kavgalar artû. Çahşma ahengi bozuluyorANKARA (AA) - Nöropsi- kiyatri Merkezleri Müdürü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son günlerde yaşanan gergınlikle- rin toplumda "kaygı düzeyini" arttırdığını, bunun da çalışma ahenginin bozulmasına ve üretkenliğin düşmesine neden olacağını bildirdi. PTof. Dr. Tarhan, bireysel so- runlarla uğraşmaktan. ekono- mik sıkmtılardan, hayal kınk- hklanndan, uğranılan haksız- lıklardan dolayı güler yüzlü in- sanlann azaldığıru söyledi. Dünyada yaşanan gelişme- lerin de medya aracıhğıyla • Uzmanlar toplumda kaygı düzeyinin arttığını belirttiler. Bireysel sorunlarla uğraşmaktan, ekonomik sıkmtılardan, hayal kırıklıklanndan, haksızlıklardan dolayı güler yüzlü insan sayısı azalıyor. topluma aktanlmasımn olum- suz sonuçlar doğurduğuna dik- katı çeken Prof. Dr. Tarhan, "tçimizde yaşatmaya çahşöğ*- mızçiçekler.güzeHikler khieni- yor. Ülkeyi yönetenler zaman zaman nıtdan karartan vak- laşımlar sergiliyor. Eski yıDara göre daha zenginiz, daha kül- türlüyüz ama mutlu değiliz. Nedenlerinpsiko-sosyal anaüz- lerinin geniş araştırmalar ile uygulanmasıgerekir'' diye ko- nuştu. Prof. Dr. Tarhan, toplumda kaygı düzeyinin yükseldiğinin belirtilerini şöyle sıraladı: "Tarüşmalar, şikâyetkr artar, çahşma ahengi bozuhır, kunü- lara öncm verme azahr, üret- kenlik düşer, eleştiriye duyarb- uk artar, hastahk başvurulan ile otoriteye say gısızhkve itaat- siztik artar. Grup stresindeki bu yüksehne uzun sürerse top- hırnsalpatlamalarorta>-açıkar, sporda şiddet, aile içinde şid- det, adli suçlar ve adli olaytar- da aröş ohır, hastane ve adHye- terce iş yoğunluğu arüsı toplu- mun acı çektiğini gösterir." önce teşhis konmalı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ül- keyi yönetenlerin olaylara şef- katli bir hekim gibi yaklaşma- sı ve önce teşhis koyması ge- rektiğini belirterek "Toplumu, insanlan teselli etmenîn yol- lannı buhnah" dedi. Ilhan Kesici, döviz kurunun sabitlenmesinin hata olduğunu söyledi Çözüııı ulıısal hükünıet AIİER Eski DPT Müsteşan ve eski AN AP Milletve- kili Ühan KesicL patlak veren ekonomik krizin en önemli nedeninin, programın başında dö- viz kurunun sabitlenme- si olduğunu söyledi. Ke- sici, " Benzer program- larda devalüasyon öngö- rühıyorsa bu programın $onunda değil, başında yapıhr'' dedi. Krizin MGK'deki kavgamn de- ğil, yanlışprogramın ka- Cinılmaz bir sonucu ol- duğunu söyleyen Kesi- ci, krizden ancak bir "ulusalhükümet" ile çı- blabileceğini savundu. Son ekonomik krizi Cumhuriyet'e değerlen- diren Kesici, ülkelerin lMF'ye başvurmasının tûccann konkordato ilan etmesiyle aynı olduğu- nu belirterek "Hükümet • Krizin MGK'deki kavganm değil, yanlış programın kaçınılmaz bir sonucu olduğunu söyleyen Ilhan Kesici, "Benzer programlarda devalüasyon öngörülüyorsa bu programın sonunda değil, başında yapılrr" dedi. IMFyegiderken ekono- mi bu durumda değildi, ama daha kuvvetlendiri- ci bir program vapılabi- lirdi, bn açıdan yararfa olabiürdi. Ancak yapa- madılar" dedi. Krizin patlak verme- sinin nedeninin kavga olmadığını vurgulayan Kesici, "Kasımda ka\ ga mı oldu da faizler 1700'fcreçıkti'' diyesor- du. Kesici, programın krizle sonuçlanmasmın nedenlerini özetle şöyle sıraladı: - Üç yılhk program içinde çok ciddi yapısal tedbiıier var, halktan is- tenen çok ciddi fedakâr- hklar var. Dolayısryla bu programın başansı hal- kın aktifya da pasif des- teğine bağh. Bu desteği sağlamak için de halka ekonominin gerçek du- rumu bütün çmiakuğry- la anlablmalıydL Bunu yapmadüar. Programın sahlbl - Bu tür pogramlann bir sahibi olur ve genel- likle de sahibinin adıyla anılırlar. Mutlak sahibi- nin Başbakan olması la- zım. Bu mürnkün değil- se çok kuvvetlendirihniş birbaşbakan yardımcısı. Biz de bu da yok. -Programın fonnübs- yonu yanhş. Krizin pat- lamasuun en önemli ne- deni,dövizinsabitienmis olması. Buna ihtiyaç yoktu. Eğerbununla ügi- li tasarrufta bulunula- caksa şimdiki devahlas- yonun progranun başın- da yapıbmş olmas» gere- kirdL Bu yapümadL - Kuvvetli bir siyasi yapı lazımdı. Bu progra- mın savunuculan gayri ciddiydi. Programı hiçbir ciddi akademisyen doğru bulduğunu söylemedi, yalakalar destekledi. 'Ekonomi kötüye gidi- yor' diyorsun, 'Yok yok enflasyon düşüyor, iyi gi- diyor sen bümiyorsun' diyoTİardı, bu gayri ciddi müdafıler. -IMFOeölkeoinken- disine özgü kosuOan tar- tışdmadL Ekonomi ev- rensd bir büımdir. Ama yerel özeUikleri de var. Artık program sonacrdl Hükümetin güvenilir- liğinin iyice sıfirlandığı- ru söyleyen Kesici, kri- zin ancak halka güven verecek bir Ulusal Hü- kümetle aşılabileceğini savundu. "Arokbu program or- tadan kaDanışür" diyen Kesici, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in he- men toplantıya çağnla- rak buradan çıkan kara- nn ve döviz para politi- kasımn formülasyonu- nun net olarak halka an- latıhnası gerektiğini, ay- nca programa bir sahip bulunmasının zorunlu olduğunu kaydetti. BİR YOL HİKÂYESİ TAYFUN TALİPOĞLU Çanak Çömlek Patladı! ime sorsak, yol boyu yanrt, neredeyse hep y "Ne konuştular, neler oldu bilmiyorum, ama muhakkak Cumhurbaşkanı haklıdır..." Üstelik Türkiye insanının, kayrtsız destek verdiği Cumhurbaşkanı Sezer*i daha birkaç ay önce tanıdığını düşünürsek tepkinin, hükümet ya da Ecevit'e değil, vurguncu düzene olduğunu görmemek için saf ya da maksatlı olmak gerekiyor. Işin uzücü yanı, bu sonucun Cumhuriyet tarihinde, Özellikle 1950sonrası, yolsuzluklar üzerine ilk defa bu kadar karaıiılıkla gidildtği izlenimini veren Bülent Ecevit'in başına patlamış olması. Çünkü bu güne kadar, "Bu düzen böyle gider, bazılanna hiçbir şey olmaz, olan garibana olur.." inancındaki vatandaş, Sezer'in şahsında intikam almaya yönelmiştir. Yurttaş olmayı beceremeyen, güruh psikolojisinin egemen olduğu toplumlarda, aranan kahraman... Onun için, "ne dediği" önemli değil... Siyasilere kafa tutması yeterii Cumhurbaşkanı'nın. Şımdı sokakta sessiz, , milyonlarca Sezer var. • ' Halk ihtilallerinde sonuçlan düşünmeden ayak- lananlar nasıl mevcut iktidara saJdınrsa, Türk vatandaşı şimdi işte öyle- sine, ama kınp dökmeden, bedeni zarar görmeden kahramanının arkasına düştü ve "kelle istiyor". Basınından politikacısına, "nedenlerie" değil, "sonuçlaria" ilgilendiğimiz ve onları tartışıp yeni krizleri beklediğimiz için ekonomideki çöküntü göz ardı ediliyor. Çaresiz sessiz çoğunluk da "onlar zarar görsün, varsın bana da dokunsun" nok- tasına gelmiş, fakslanyla savaş çığlıklan atmak- ta. İşte, onun için tam zamanı... Parlamenter sistem çökmüştür! Bir ülkede sağcısı solcusu, çoğunluk vatan- daş, politikadan gelmeyen ve hiç tanımadığı birisine böyle destek verecek hale geldiyse, sistemı tartışmanın ve yeni bir arayışın zamanı gelmiştir. Bu yapılmazsa -ki yapılacak gibi görünmüyor- biz, daha çok kriz yaşanz... Demokrasinin iki supabı vardır: Biri tsttfa, diğeıi seçim. Ikisi de uzak olduğuna göre iş, • yurttaş tepkisine düşüyor yine. Aksi takdirde, "kahramanı kadar kahraman olmayan" halkın mutluluğu kısa sürecektir. "Ne dedi, ne demedi" değil, , , . >• çöken, sistemdir. • . Adam olup kahvede oturacağız! •k • edenler, yollarda | \ f gizii- • % • Gümüşhane m % M yolunda, • W aJtı çocukla yaptığımız söyleşi bugünlerin özeti... TV programlanndan futboia, çocukianmıza neler verip neter bektediğimizi anlatmak adırva, "merhaba" dedik onlara. "Cumhurbaşkanı kim" diye sor- duk, bilemediler... "En çok hangi programlan seyrediyorsunuz" dedik, lelevoleleri.." dediler. O sıra, geçen bütün otobüslere bozkurt selamı verdikterinde, anlamına dair hiçbir şey bilmediklerini gördük. En dehşet verici yanrt da, "Kız kardeşlenniz televizyona çıksa ne yaparsınız" sorusuna oldu. Ortak yanrt: -NAjruruzJ - >, çokçalışmalıyız... Sorulanmız ve dehşet cevaplar akıp gidiyor: - Hangi dizileri izliyorsunuz? - Deli Yürek, Memoli, Aynalı Tahir... - Neyi seviyorsun bu dizilerde? - Adamlan, kavgalarmt... ' Deli Yürek'in sevgilisini vuruyor- lar, o da onlan vuruyor... Biz de asker olunca PKK'lileri vuracağız. - Peki, bu ülkenin Başbakanı kim? Yanrt, altıda altı: Ecevrt! - Peki Cumhurbaşkanımız? - Demirel! - Cumhurbaşkanımız değişti a- ma... - Yabancı bir adam geldi.. Kafadan atıyorum, Devlet Bahçeli... - Cumhurbaşkanımız, Ahmet Necdet Sezer... Öğrendiniz mi? - Merhaba! . $•** - Merhaba! - Buranın adı ne? ^ -Kale. - Peki, neden Kale, biliyor musunuz? - Eskiden yapılmış. Atalanmız koymuş bu adı. Adlannı soruyoruz, sonra da ileride ne olmayı düşündükleri- ni... Elleriyte uzaklan göstererek, - llerterde geziyoruz, diyor biri. ötekisi, doktor olacağını söylü- yor. Çalışmaktan, futboldan, tele- vizyona gelıyor konu. Reha Muhtar'ı, bir de Telev- oleleri seviyoriarmış. - En çok hangi haberi aklınızda kaldı? - Bir at çamura düşmüştü, çekip çıkarmışlardı... - Televolelerde neyi beğeniyor- sunuz? - Hülya Avşar evleniyor... Çocuğu, kocası... - Seda Sayan'm çocuğunu gös- teriyor... - Ben, adamlan beğeniyorum. Çok para kazanıyorlar. - Bütün bunlartn size bir faydası varmı? - Yok... öyle seyrediyoruz. - Peki, sen ne olacaksın? - Asker olacağım. Siz yapttnız, biz de yapacağız askeriiğimizi. Ekliyor diğeri: - Büyük adam olacağız, kahve- terde oturacağız... Bir başkası, ezbertetiteni sıralı- yor, arkadaşının ayıbını kapatır- casına: - Rakı içmemeliyiz, kumar oy- namamalıyız, Gelip geçen arabalara bozkurt işareti yapıyoriar. Anlamını soruyoruz: - Arabalan durdurmak için. - Olur mu? Bu, bir partinin işareti. Hangi partinin, onu biliyor musunuz? - Fazilet. - Kız arkadaşlannız ne âlemde? -Yok! -Var! - Benimki Gümüşhane'de. Ad», Ferda. - Ben kızlarla ilgilenmiyorum. - Hayır, onun yüz tane var. Eve gelen hemşirelere "güle güleaşkım" diyor. - Sen de Serap'ı seviyorsun! - Benim üç yüz sevgilim var, ne olmuş? Sorumuzu değiştiriyoruz: - Evlenince eşleriniz çalışacak mı? Bu kez de cevap altıda altı: - Istemem! Kendim çalışınm, da- ha iyi. - Niye? - Kötü yola düşer. - Olur mu öyle şey? - Televizyonlarda görüyoruz. - Peki, kız kardeşleriniz televiz- yona çıksın ister misiniz? Yanrt, yine hep bir ağızdan: - Hayır! - Vururum! - ÖkJürürürn! - Neden, çıkanlar kötü mü? - Benim için kötü, ama başkalannın tarzını bilemem. - Ama niye? - Başına kötü şeyler gelebilir. - Nedir o kötü şeyler? - Kaçırma falan. İşte, bazılarımızın ekmeden biçtikleri: "Vururum..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle