28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2001PAZAR O L Â Y L A R V E G O R U Ş L J E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr "Şimdiki demokratik yöne- tim biçimı, bilgili veyetkin in- sanlardan oluşan bir parla- mento oluşturmayı hiçbir za- man dûşünmez. Daha çok, basit kişilerden birsiyasal ekip kurmayı ister. Çünkü parla- mentoyu belirii bir yöne ko- layca sûrüklemek ancak sınıriı dü- zeyde mılletvekiliyle mümkündür." "Kavgam" kitabının 94. sayfasında Adolf Hitler böyle yazmıştı. O dedi diye değil, ama önemli bir gerçeğe parmak bastığı için aldım bu ilginç satırlan... "Ne olmuş sonra" öe- meyin, işte o sıniıiı düzeydeki insan- lann çoğunlukta olduğu meclis orta- dan kalkmış, yerine Hitler diktatörlü- ğü getmiş... Aiman Meclisi'nde üstün nitelikli insanlar çoğunlukta olsa, Al- man milletinin başına Hitler gibi yan deli bir hırslı kişi gelemezdi. Bu neyi gösterir, bir ulusun kendi- ni temsil edecek, yaşamını, gelece- ğini ybnlendirecek insanlan seçmeyi bilmesi gerektiğini... Yıne Adotf Hitler'den bir alıntı ya- payım: "Bizim siyasetadamlanmızınyan- sı kumaz mı kumazdır. öteki yansı ise nazik, terbiyeli, iyi niyetli, ama ap- Yüzümüz Yerde Gezmemek İçin.. tal, zararsız kişilerden oluşur..." Her ülkede"böyte.midir? Bilmem, ama son elli yılda oluşan Meclisleri- m'ızde yer alanlann önemli bir çoğun- luğunun Hitler'in bu tanımına yakış- tığını düşünüyorum! Tevfik Fikret'in 1910'da bir mek- tubundaki seslenişi sık sık gündeme gelir "Ne olacak bu memleketin ha- li? Biz böyle ilanihaye yüzümüz yer- de mi gezeceğiz?" Son günlerde devletin doruk ye- rinde yaşananlar, içinde çırpındığımız bezginligi, umutsuzluğu bir kat daha arttırmadı mı? Aklı başında, gerçek- leri gören bir tek yurttaş kaldı mı, bu gidişin yanlışlığını görmeyen?.. Bir seçilmişler topluluğu mu bu TBMM? Ne? Bir atanmışlar toplulu- ğu... Beş parti iideri oturmuş, üç-beş yakınıyla listelere birtakım adlar... Yur- du en çok seven, bu yurdun yarannı en çok isteyenlerie mi? Yoksa kendileri- ne yakın olanlarla mı? Emrinden hiç- bir zaman çıkma- yacak kişilerte mi? Ya şu andaki li- derler? Hangisine güven duyuyorsu- nuz? Büyük bir maharetle Yüce Di- van'da birtakım kuşkulann hesabını vermekten kaçınan, karşılıklı ödün- lerie adaletten yakalannı sıyiran lider- lerte mi? Işi gücü ülkeyi gericilik çık- mazına sûrüklemek isteyenlerie mi? Herfırsatta keseyi dokjurmaktan baş- ka bir amacı olmayan ış bitinalerte mi? Hitler boşuna yazmamış daha 1920'de: "Sıntrtı düzeydeki kişilerden olu- şan bir meclis, kolaylıkla istenen yö- ne çekilebilir." Ne mi yapmalı? önce bir kurucu meclis duşturmalı. Sonra Partiler Ya- sası'nı, Seçim Yasası'nı baştan başa değ'ıstirmeli. 82 Anayasası'nınyerine çağdaş uygariığa, gerçek demokra- siye, Atatürk Türkiyesi'ne yakışan ye- ni bir anayasa hazıriayıp ulusa sun- malı... Bu nasıl olacak mı diyorsunuz? Da- ha önce nasıl olduysa! Öyte!.. Vergi Affi, Hukuk Zorlaması Kemal KILIÇDAROĞLU VAVEK Başkam Maliye Bakanhğı yayımladığı bir teb- ligle, vergısını zamanındaödemeyen ver- giyükümlülerine birödeme kolayhğı ge- tirdi. Tebliğe göre 31.12.2000 tanhi ıtı- banyla öderaneyentüm vergi, resim, harç, fon ve vergi cezalan, yıllık yüzde üç fa- izle 18 ayda ödenebilecek. Sayın bakan, yapüğı basın toplantısında, bu uygulama- dan 135 bin kişinin yararlanabıleceğını ve bu uygulama kapsamındakı paranın da yaklaşûc 5 katrüyon lira olduğunubelirt- tı. Söz konusu tebliğe göre bakanlık bu uygulamayı 6183 sayılı yasanın (Amme Alacaklan nınTahsili Usulü Hakkında Kanun) 48. maddesine dayanarak yürûr- lüğekoymuştur. Acaba6183 sayılıyasa- nın 48. maddesi, bakanhğa böyle biryet- ki veriyor mu? Söz konusu maddeye göre bir kamu borçlusundan alacağın tahsili için, idare- ce yapılacak -haciz veya mallann satıla- rakparaya çevrilmesı gibı- ginşımler, bu yükümlüyü "çokzordunınra düşürecek- se, idare belli koşullarla söz konusu ka- mu alacağını taksitlendirebilmektedir. Kuşkusuz buradaki amaç, iyi niyetli yü- kümlüyü korumaktır. Amamaddeninuy- gulanabılmesi için, yûkümlü açısından "çok zor durum" saptamasuun ıdarcce yapıhnası gerekmektedir. Nitekim bir Danıştaykaranndad^^-Borcuntecfliiçin yetküi makamlarca borçlunun çok zor durumda buhınduğununtespiti gerekk-" denmektedır. (Damştay Dava Daireleri, E. 1%3/182,K. 1966/533). Oysa Maliye Bakanlığı'nın yayımladı- ğı 414 sayılı tebliğde böyle bir saptama- yayerverilmemiş, "çokzordurum" sap- taması yapılmadan, tüm vergi borçlula- nnınçokzordurumdaolduklan varsayıl- mıştır. Buna göre vergi vermeyip parasını re- poda değerlendiren bir vergi yükümlüsü ile gerçekten çok zor durumda olan bir vergi yükümlüsü aynı kefeye konmuş- tur. Böyle bıruygulama, açıkça iyi niyet- li olmayan belli kişılenn korunması an- lamına gelmektedİT. Bu resimde Vehbi Koç'u görebiliyor musunuz? Vehbi Koç beş yıl önce aramızdan ayrıldı. Ama yine de biz baktığımız pek çok yerde onu görüyoruz; adını taşıyan vakıfta, eğitime verdiği destekle okuyan on binlerce gençte, kurduğu şirketlerde üreten 47.000 kişinin emeğinde... Bugüne ve yarına umutla bakan gözler, Vehbi Koç'la aynı şeyi görüyor: , ' Türkiye'nin geleceği daha güzel olacak! -• v - • PENCERE Allah Kahretsin, Yine Haklı Çıktık Haklı olmaklayenmek ya da yenilmek arasında- ki bağıntı, tadı acısında bulunan sivri biber turşu- su gibidir. Insan haklı olabilir.. Ama yenilebilir. Haksız olabilir.. Yenebilir. Tarihin çıknksız kuyusuna ipsiz kovayla sarkıtıl- mış binlerce (belki de on binlerce) köle isyanından en ünlüsü HoHvuttafilmi bile çekilen Spartaküs'ün başkaldınsıdır. Wrk Douglas'ın başrolü oynadığı film çok tutulmuş, sinema salonlan dolup taşmış- tı; ama, koltuklarda oturanlardan kaç kişi seyret- tiklerinden ders çıkardı?.. Köleler Spartaküs önderliğinde başkaldınyorlar- dı, temelinde kökenine dek haklı idiler ama, kim haklı kim haksız, efendilerin umurunda mı?.. Koltukta oturan seyirci, kendisinin de az buçuk Spartaküs olduğunu düşündü mü?.. • Tarih, haklı olanlann yenilgileriyle yaşanan uzun bir geçmiştir. Her haklı olan kazansaydı, tarih olmazdı. Türkiye'deki son ekonomik krizde kim kazandı?.. DolarL Aslan Amerikan Dolan, kim karşısına çıkmak is- terse canma okuyor. Cumhuriyet'in dünkü sayısında yazıyordu: Asga- ri ücret 148 dolarken 105 dolara, vali aylığı 1651 dolarken 1161 'e, 437 dolar olan polis memuru ay- lığı 298'e, 348 dolar olan öğretmen aylığı 237 do- lara, 252 dolar olan memur aylığı 172 dolara düş- müş... Zokayı yiyen kim?.. Sakıp Sabancı demiş ki: "- Servetimin yüzde 40'ını kaybettim." Peki, Sakıp Ağa'nın kaybettiği serveti kim bul- du?.. Eskiden birtekerieme vardr. "Şeytan aldı gö- tûrdü, satamadan getirdi" diye... Kim aldı, kim sattı, kim kazandı?.. Hep birtikte meydanlara toplanıp zınl zınl ağla- sak da kâr etmez artık... • Peki, kim haklı çıktı?.. IMF programı uygulanmadan önce ve sonra, "sindirimi olanaksız" bu reçeteye karşı çıkanlann haklı olduğu acı ve buruk bir sonuçla vurgulandı. Allah kahretsin!.. Yıne biz haklı çıktık. Kaç zamandan beri beni bir düşünce aldı; çün- kü yıllardan beri hep haklı çıkıyoruz. Kaç yıl geçti?.. Kırkyıl... Insan zamanı tarihsel kapsamıyla değil de gün- lük içeriğiyle düşünürse, çıldırabilin yazmakla bit- miyor, savaşımın sonu gelmiyor, hakkımızın has- tası olduk. Yenilgi üstüne yenilgiden doymuyoruz, ama so- nuçta hep haklı çıkıyoruz. Hiç olmazsa bu kez IMF'nin programı çökme-i seydi, dışardaki egemenlerie içerdeki hınk deyici- lerinin hazıriayıp kotanp uygulamaya koyduklan program -halkı ezmesine karşın- başanya ulaş- saydı... Haklı çıktık yine.. Keşke haklı çıkmasaydık. NÂZIM HlKMET larkıları Kadınlanmız Japon Balıkçısı Karlı Kayın Onnanında Mavi Lünan Kanatlan Gümüş Tahir'le Zühre Meselesi Seni Düşünmek RuhiSu Sümeyra Zülfiı Livaneli Cem Karaca Ina Çayırlı Esin Afşar Eminlgüs Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı VCD Kitap; vakıf merkezinden ve kitabevlerinden temin edilebilir. Sıraselvıler Cad. No 48 Kat 1 Taksım Tel & Faks- (0212) 252 63 14 - 15 T.C Kültür Bakanhğı 'nın katkzlarıyla hazırlanmiftır. ANKARA 25. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN tLANENTEBLİGAT Dosya No: 2000/396 Davalı: Kadir Ergün Şüknye Koçakoğlu vekili tarafından Kemal Teke- li ve Kadir Ergün aleyhıne açılan tazminat davası- mn duruşmasmda, davalıya PTT aracılığıyla tebli- gat yapılamadığından, zabıta araştırmasından da ad- resi tespıt edilemedığinden ılanen duruşma günü ve dava dilekçesinm tebliğine karar verilmiştir. llk iti- razlanmz ile birlikte esas dava hakkmdakı cevapla- nnız ve varsa karşı delillenniz dava dılekçesınin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkeme kalemine bildirmek ve bır örneğini davacıya tebliğ ettirmek zorunda bulunduğunuz, duruşma günü olan 05.04.2001 günüsaatO9.25'temahkememizde hazır bulunmadığınız takdırde yargılamaya yoklu- ğunuzda devam edileceği, işbu ilanın gazetede ya- ym tarihinden itibaren 7 gün sonra tarafinıza tebliğ edilmiş sayılacagı, Tebligat Kanunu ve HUMK 195, 213 ve 377. maddelen gereğince ilanen tebliğ olu- nur. 16.2.2001 Basm: 10048
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle