18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Avrupalılar ABD'de ölüm cezasının kaldınlması için Avrupa Hareketi adında bir girişim başlattılar Adan ild yakası iki parçaEINİSCOŞKLTS u Avrupalılar, Ameri- ka Bırleşik Devletle- ri' ni de mi Avnıpa Bir- liği'ne alacaklar aca- ABD'deki ölüm cezalan- na karşı Avrupa Hareketi adında bir girişim başlattılar. Girişimin ilk etkinlik olarak geçen yılın 21 Ekim günü Pa- ris"te düzenledıği foruma, AP Başkanı Nicole Fontaine. Fransa Ulusal Meclısı Başka- nı Raymond Forni. Fransa'da idamı kaldıran yasanuı hazır- layıcısı, tanınmış hukukçu ve dönemin Adalet Bakanı Ro- bert Badinter. Teksaslı ölüm cezası mahkûmlannın avu- katlan, Amerikah yazar ve sa- natçılar ve daha pek çok idam karşıtı kışi katıldı. Amerikan halkına ıdamın kaldınlması için çagnda bulunan bir mek- tubun imza kampanyası da bu forumla bırlikte açıldı. Fran- sa'nın Le Monde ve Lib'era- tion gibi tannımış politik ga- zeteleri. Telerama gibi TV ve magazin dergileri de kampan- yaya destek verdiler. Şimdi de Catherine Deneuve'ün de ka- tıldığı bir grup, 500 bin kişi- nin imzaladığı "ABD'de ölüm cezası kaldınlsın" ıstemlı bir dilekçeyı ABD Büyükelçili- ği'ne verdi. (25.01.2001; Cumhuriyet) 1813 ölüm cezası Dünyanın gündeminden hiç düşmüyor ölüm cezası. 1999 yılındaenaz I8l3mahkûmun idam edildiği, 63 ülkede ise 3857 ölüm cezası verildiği bi- linmektedir. Kayıtlara geçen ınfaz sayı- sı bir önceki yıla göre (I998'de 2258 infaz) dünya ölçeğinde bir azalma göster- mektedir Buna karşıhk ABD, Suudi Arabistan ve tran'da ar- tış olduğu görülüyor. 1999 yı- lı infazlannın yüzde 85'i ABD, Suudi Arabistan, Iran, Çin ve Kongo arasında payla- şılmaktadır. Bunlar arasında Çin 1077 infazla başı çekmek- te, onu 165 infazla Iran ızle- mektedir. Bronz madalyayı ise 103 infazla Suudi Arabistan kazanmıştır. Dördüncülük ve beşincilik yanşında yüz civa- nndaki infazıyla ABD (99) ve Kongo çekişmektedir. Buna karşıhk ABD. 1998 yılına gö- re büyük bir performans gös- termiş, 30'un üzerinde. daha fazla infaz gerçekleştirmiştir. (Uluslararası Af Örgütü 2000 Raporu) Bu başanda kuşkusuz, Tek- sas'ta valilik yaptığı 6 yıl için- de 152 ölüm cezasının altına imza koyan Beyaz Saray'jn yeni konuğu Bush'un büyük payı bulunmaktadır. ABD İlk 5 te Amerika 18 yaşını doldur- mamış gençleri infaz etme ka- tegonsı ıçınde de ilk beşe gir- me başansını göstermiştir, 1999 yıhnda. Ashnda ABD, 13-14 yaşındakı küçüklenn de ınfaz edilebileceğinı yasala- nnda düzenlemekten çekin- meyen paradoksal bir özgür- lükler ülkesidir. Genel kanı Amerikan hal- kının ölüm cezasından yana olduğu. konunun bir tabu ni- teliği taşıdığıdır. Bu nedenle de özellikle politikacılar, kan- h bir. popülizm oportinizmi içinde, ölüm cezasına karşı çıkmaktan çekinmektedirler. Bu durumda görev önceliğı, sivil kuruluşlara ve aydınlara düşmektedir. Bir Amerikan romancısı. RusseD Banks, kendisiyle yapılan söyleşide, hiç de yabancısı olmadığınuz bir saptamasını şöyle dile ge- tiriyor: "Herhalde, burada (ABD'de) enteller diyerek cid- diye almadığı yazar ya da ar- tiste, halkın kuiak asması çok zordur. Biziın gibi bir ild cıhz ses de doğada yitmiş. yabtian- mtş ses olarak kalmaya mah- kûmdur. Medyatikkr. dini B- derler, özeOikle de atletler hal- kın nazannda daha çokönem- Kdirler." Amerika'da "vahşi baü" günlerinden bugüne miras ka- .lan, geleneksel ve hastalıklı adalet anlayışı, ölüm cezası- ÖKün Cezasını Kaldıran Avrupa Biriiği DevletJeri Devtetter Ataanya Belçıka Rnlandıya Fransa Hollanda Ingiltere fepanya Isveç Lüksemburg Portekiz Yunanistan Tüm suçlarda Adlı suçtar ıçın iptal tarihi iptaJ tarihi 1950 1950 1933 1949 1870 1973 1978 1921 1947 1867 Son ınfaz tarihi 1949 1950 1950 1950 1944 1977 1952 1954 1964 1975 1910 1947 1949 1849 1972 tfuslararası anlaşmalan imzaiayan ve onayteyan devtetier Utuslararası anlaşmalarve Imzao devtettef Imzalayan fakat onaytamayanlar yasaidayan medem ve politik hakiara ıBşkın uiustararası protokol Almanya, Avustralya, Bulganstan, Avusturya, Azerbaycan. Honduras. Belçıka, Kotombıya, Koslanka Nikaragua, Hırvatıstan, Dammarka, Stovakya. Ekvador, Ispanya, Fınlandıya, Toptam: 4 Gurcıstan, Yunanistan, devlet Macanstan. Irianda. Izlanda Itatya, üechtensteın, Uûksemburg, Makedonya, Malta Mozambık, Namıbya, Nepal. Norveç. Yenı Zelanda, Panama, Hollanda, Portekiz. Romanya, Seyşel, Slovenya Isveç, isvıçre, Uaıguay, Vfenezuetla Toptam 37 devlet 4TemeîÖzgûnûkleri ve Insan Haklannı Koruma Hakları Avrupa Sözteşmest) temetırtde haarianan ûöm cezasını yasakiayan6 Numaralı Protokol ötümCezaare Yasakiayan Insan Haklanna işltin Amerika Letonya. Lrtvanya, ingıltere, Rusya, Ukrayna Toplam:5 devlet. Almanya, Andofra, Avusturya, Belçika Hırvabstan, Danmarka, Ispanya, Estonya, Rnlandıya, Fransa, Yunanistan, Macanstan, Irianda, Izlanda. htalya üechtensteın, Lüksemburg, Makedonya, Malta. Moldavya, Norveç, Hollanda, PortekE, Çek Cumhunyetı, Romanya, San Manno, Slovakya, Slavenya, Isveç, Isvıçre. Toptam: 30 devlet. Brezilya, Kostarika, Ekvador, Nikaragua Panama Uruguay, Venezüella. Toplam: 1 Toplam 6 devlet devlet Protokotü Olüm cezası için ongorülen en az yaşsmm 16 ya da daha az Alabama, Arkansas, 0elaware, Indıana, Kentucky, yaşlara ölum Mıssıssıppı (yasada 13 yaş olmakla brikte cezası öngörenler uygulamadayüksekmahkemeninkaranyla16yâst^ Mıssoun. Nevada, Oklahoma. Vırgınja, VVyommg. 17 yasmı taban Flonda Georgıa, New Hampshıre, Texas, Kuzey yaş sının kabul Caroltna (Taban sının 17 olmakla birljktecinayet edenler suçlusu şayet DT Daska cirıayetten dolayı daha önce mahkûm olmussabu taban yaş smtn 14 yaşa ' . - ndmlebılmektedir). 18 yasmı taban Coloraclo, Connectıcut, lllons, Kansas. Maryland, yaş sının kabu! Montana, Nebraska, New Jersey. New Mexco. New edenler York (yasa, suçun tşiendigi tanhte, mahkûmun 18 yaşından daha buyök olmasi koşulunu anyor), CWo, Oregon, Tennessee, VVashmgton, Federal Hükümet. Belıriı btr yaş Anzona, Güney Carofena, taban sının Guney Dakota, Idaho, koymamış olanlar Louısıana, Pennsytvanta, Utah. Kaynak Death Penalty tntomatmr Center - Oca* 1999/Bm 19990a gûnceHeşMmf ABD'de ey^etterrJeverlenöKim- 65 Califomia 536 Pennsylvanıa 225 Alabama 178 Georgia 123 Nevada 86 Mısssısıppı Kartudty Idaho Connecticut VVashıngton Utah New Mexıco Kansas 22 5 17 11 4 2 Texas K. Carûlına (liionis Anzona Mıssoun Indıana Vrginia Louısıana Federal Devlet 21 Maryland 17 Nebraska 9 Colorado 3 VVyommg 2 437 212 156 120 84 45 37 82 Flonda 390 Ohıo 192 Oklahoma 151 Tennessee 104 G. Carolına 69 Arkansas 42 Oregon 26 New Jersey 16 De)aware 19 New York 2 Montana 6 G Dakota 2 ABD Ordusu 8 Kaynak NCCCP Legal Defence Fund Death Ro* USA ve DPIC. Amerika'da "vahşi baü" günkrinden bugüne miras kalan gelenekselve has- tanklı adalet anlayişL, ölüm cezasının kakhnlmasının önüne hâlâ set çekmek- tedir. Bu anlayışın dokusu, "öldüren, yaşamryla ödesin" ve "göze göz, dişe diş" ilkel adalet nakışlanyia örülmüştuc ünyanın gündeminden hiç düşmüyor ölüm cezası. 1999 yıhnda en az 1813 mahkûmun idam edildiği, 63 ülkede ise 3857 ölüm cezası verildiği bilinmektedir. Kayıtlara geçen infaz sayısı bir önceki yıla göre (1998'de 2258 infaz) dünya ölçeğinde bir azalma göstermektedir. Buna karşılık ABD, Suudi Arabistan ve Iran'da artış olduğu görülüyor. 1 999 yıh infazlannın yüzde 85'i ABD, Suudi Arabistan, Iran, Çin ve Kongo arasında paylaşılmaktadır. Bunlar arasında Çin 1077 infazla başı çekmekte, onu 165 infazla Iran izlemektedir. Bronz madalyayı ise 103 infazla Suudi Arabistan kazanmıştır. Dördüncülük ve beşincilik yanşında yüz civanndaki infazıyla ABD (99) ve Kongo çekişmektedir. Buna karşıhk ABD, 1998 yılına göre büyük bir performans göstermiş, 30'un üzerinde, daha fazla infaz gerçekleştirmiştir. AVRUPA ULKELERI ANAYASALARINDAN ÖRNEK Almanya: Anayasanın 102'nci maddesi: "Ölûm cezası kakünlmışür." Avusturya: Anayasanın 85'inci maddesi: "Ölûm cezası kaldmlmıştir" Ispanya: Anayasanın 15'inci maddesi: "ÖKim cezası, savaş zamanı için Askeri Ceza Kanunu'nun öngörebilecegi hafler dışmda kaJdınlmısür." Finlandiya: Anayasanın 6/2'nci maddesi: "Hiç kimseye ölüm ya da işkence cezası verUemez, aşağılayıcı işlemler yapılamazT Yunanistan: Anayasanın 7/3'üncü maddesi: "Başka suçlarm unsuru olmadıkça politik suçlarda ölüm cezası asla verUemez." İtaKa: Anayasanın 27/3 'üncü maddesi: "Askeri yasalann savaş zamanına özgü olarak öngördüğü haüer dışında ölüm cezası uygulanamaz." Romanya: Anayasanın 6/3'üncü maddesi: "Ölüm cezası yasaknr." Anayasa m. 22/3 Çek Cumhuriyeti: "Öuun cezası yasakbıf nuı kaldınlmasının önüne hâ- lâ set çekmektedir. Bu anlayı- şuı dokusu, "öJdüren, yaşa- mrviaödesin'' ve "gözegöz,di- şe diş" ilkel adalet nakışlany- ia örülmüştür. Ölüm cezası da dahil, sis- tematik anti-Amerikanizmi reddeden bir Amerikah sine- macı, Jonathan Nossher, bu durumu tek cümle ile açıklı- yor: "Biziın küMrümüz has- tadır. CHüm cezası ise bu has- tahğm göstergesL" Yalnız ABD için değil. artık günümüzde, tüm ülkeler için idam, bir hastahk göstergesi- dir. Tüm uluslar ondan kurtul- maya çahşuken hastalıkta ıs- rar edilir mi? Mevlana bir öy- küsünde soruyor: "Bu kol ba- na babamdan böyle çolak ola- rak miras kaldı deyip sana v&- rüen sağalücı merhemi ret mi edeceksuı?" Gelin görün ki bi- zim halimiz tastamam böyle. Dünyada ölüm cezasını ya- sakiayan uluslararası anlaş- malarm, protokollerin hiçbi- rini imzalamayan Türkiye. hastalıkta ısrannı sürdürüyor. Bu kadarla da kalmıyor, ken- disine sunulan merhemleri de geri çeviriyor. AB 'nin ölüm cezasının kal- dınlması istemini bir dayat- ma, dayatmanın ötesinde bö- lücülüğü destekleme olarak değerlendirebiliyor. Hesap yapıtıyor Bugün var olan noktada so- run bir insanlık sorunu olmak- tan çıkmış. ölüm cezasını kal- dırmadan AB üyesi olup ola- mayacağımıza dönüşmüş bu- lunuyor. Hanı ne yardan ne de serden vazgeçememe gibi; ne kelle ahnaktan ne de AB üye- si olmaktan vazgeçebiliyoruz. AB'nin ölüm cezasını ya- saklama koşulunu dayatması- na kızanlanmız azımsanama- yacak miktarda. Akademik kariyeri de bulunan Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı da bunlardan biri. 1 Dahası \ar; YavuzDonat'ın yazdığına göre. Uluslararası Af Örgütü'nün bir raporunu okuyor ve AB üyelerinden hangisinin üye olduktan kaç yıl sonra ölüm cezasını yasak- ladığımn hesabmı yapıyor- muş Sayın BahçeH. Ânlaşılan ölüm cezasımn kaldınlması isteminin de bölücülüğün des- teklenmesi art niyeti ile bağ- lantılı olduğundan kuşkulanı- yor. Nitekim bu kuşkusunu açıkça dillendiriyor da: "ÖKimcezasının kaOanasmın bir Ön şart olarak dayabbnası acaba gerçekten AB Ue miilgi- lLyoksabölOcöfaaliyetfemiil- 801?" (Y. Donat, 14J0.2000, Sabah) İKI trnek mctin Öyle ise önce AB Topluluk Mevzuatı'ndaki düzenlemele- re bir bakalım. Daha sonra üye ülkelerin ve bizimle birlikte a- day olmuş öteki ülkelerin ana- yasalanna da şöyle bir göz atanz. Hem böylece konu, Helsinki öncesi gene tartışı- lırken Sayın Ecevit'in dile ge- tirdiği; AB ülkelennde duru- mun nasıl olduğunu araştırma çalışmalanna, kendi çapımız- da da olsa bir katkıda bulun- muş olunız belki. Birincisi, Avrupa Parlamen- tosu'nda kabul edilea ve 16 Mayıs 1989 tarihli Topluluk Resmi Gazetesi'nde yayımla- nan "TemdHakveÖzgûriûk- lerBüdirgesi"nın 22'nci mad- desi: "Ötöm cezası yürüriük- ten kakfanbnıştır" Denebılir ki "Efendim, so- nuçta bu bir büdirgedir. Yani temennidir.Bağlayıadeğidir" Ama durum hiç de böyle söz- lerle geçiştirilecek gibi değil. Çünkü bildirgenin bir diba- cesi var ki, daha en baştan, böylesi düşünce kınntılannın önünü kesmekte; bildirgenin hukukı temellerini göster- mektedir. Buna göre biidirge, Avrupa Topluluklan kurucu anlaşmalanna, üye ülkeler anayasal gelenekierine, Insan Haklan Avrupa Sözleşme- si'ne, yürürlükteki uluslarara- sı belgelere, Avrupa Topluluk- lan Adalet Divanı yargı da- ğarcığına (jurisprudenc*) da- yanmaktadır. Yani bütün bun- lann bir bileşkesidir. Ikinci örnek belge ise gene Avrupa Bırliği Parlamentosu tarafindan kabul edilen ve 10 Şubat 1994 tarihli Topluluk Resmi Gazetesi'nde yaynnla- nan a Avrupa Biıüği Anavasa- aÜzerineKarar" başlıklı bel- gedir. Bu belgenin içerdiği anaya- sa projesinin VTlI'nci başlığı. "BErfiktaranndankorunanin- san haklan"na aynlmıştır. Bu başlık altında açık bir ıfadey- le; "Hiç Idmse ölüm cezasıyb cezalandınlaınaz r hükmü dü- zenlenmiştir. (m.l). Üçüncü bir örnek de aralık ayında Fransa'nın Nice kentınde ya- pılan doruk toplanrısına onay için sunulmak üzere hazırlan- ımş Avrupa Btrlığı tnsan Hak- lan Şartı'dır. Bu şart, Nice do- ruğunun onayıyla bırlikte, Av- rupa Topluluk Hukuku muk- tesebanna da dahil olmuş; tüm üye ve adaylan bağlayıcı bir hukuki belge niteliği kazan- mıştır. Şartın ileride yapılacak Avrupa Bniiği anayasası an- laşmasının bir bölümünü oluşturması da öngörühnüş- tür. Işte bu şartın 2'nci mad- desinin 2'nci fikrası aynen, "Hiç kimseye ne ölüm cezası veritebihr ne de infaz ecüebi- Br" diye yazıhdır. 6 numaralı protofcol Nihayet, bilindiği gibi Top- luluk Hukuku, Insan Haklan Avrupa Sözleşmesi'ni ve In- san Haklan Avrupa Mahke- mesi içtihatlannı da kaynak olarak kabul etmiştir. Konuya o kaynaklar çerçe- vesinden bakıldığında da ölüm cezası yasagı ile karşıla- şıyoruz. Sözleşmeye yeni katılan es- ki sosyalist ülkeler de dahil, konseye üye tüm ülkeler, ida- mı yasakiayan 6 Numaralı protokolü imzalamış, iç hu- kuklanna bu yasaklamayı yansıtmayı kabul etmişlerdir, Türkiye hariç. Insan Haklan Avrupa Söz- leşmesi'nin en eski imzacıla- nndan biri ohnasına karşın Türkiye, üye ülkeler için ölüm cezası yasağı getiren bu pro- tokolü imzalamayan tek ülke olma başansını ve onurunu (!) taşımayı sürdürmektedir. Avrupa Birliği 'nin ölüm ce- zasına yaklaşımı, bu belgeler- de açık ve seçik görüldüğü gi- bi, işte böyle. Ama ölüm cezasını kaldır- mak için, illa Avrupa Birliği üyesi mi ohnak gerek; çağcıl, demokrat bir insan olmak yet- mez mi? ABD'de idamın var olduğunu, kimi AB üyelerinin üye olduktan sonra idama son verdiklerini örneklemenin ki- me ne yaran var? Boşuna mı söylenmiş; kötü örnek, örnek olmaz diye... AB üyesi devletler, salt üye olduklan ya da üye ohnak için mi ölüm cezasını kaldırdılar, yoksa insan haklan ve demok- rasi anlayışında ulaştıklan dü- zey gereği mi? Asıl araştınhnası ve yanıt- lanması gereken soru, işte bu- dur. DUZYAZI ORHAN BÎRGtT Adını Koyalım... Dün, Ankara, Şanlıurfa ve baba ocağı Viranşe- hir"de büyük kalabalıklar tarafindan uğurianarak toprağa verilen rahmetli Milletvekili Fevzi Şıhan- lıoğlu, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller "ın söy- tediği gibi bir "Demokrası Şeh/d/"değildir. Amagö- revi başında, bizim parlamerrtomuzun gıderekdü- şen müzakere düzeyinin o gece sokulduğu çıkmaz sokakta oluşan bir kazanın kurbanıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Ömer Iz- gj, o çıkmaz sokağın belgesel filmini, kendi göze- timindeki 'Meclis TV"den alarak bütün milletvekil- lerine yeniden izletmelidir. Kimi yerlerde, kareleri dondurtarak; bazen geri dönüşler de yaptırarak. Denilebilir ki, parlamenterterimizjn o gece genel kurulda bulunan çoğunluğu, olup bitenleri zaten görmedi mi ki böyle bir öneri ortaya atıyorsun? Oval bir genel kurul salonunda, herkes oturdu- ğu yerden ve oturuş açılanna göre elbette birçok şeyi görmüştür. Ama unutulmasın ki o stresli at- mosfer içinde, görüldüğü sanılan birçok şeyin al- tındaki aynntılar, belleklerde tam olarak yerleşmiş değikjir. Oysa ben, evimdeki koltuğumda bir pariamen- terimizin ölümü ile sonuçlanan tüm gelışmeleri.sa- bır ve ilgi ile izledim. Eski bir politikacı ve gazete- ci olmanın dürtüsü ile kimi aynntılan saptadım. Bilenler, 1965-1980 döneminde bu satırlann ya- zannın, nasıl acar bir obstrüksiyon uzmanı oldu- ğunu sanınm anımsarlar. Bunu övünç olsun diye anlatmıyorum. Ama, her işte olduğu gibi, parla- menterlikte de mesleğin kendine has raconlan ol- duğunu, özellikle bugünkü politikacılann bilmesj için yazıyorum. Siyaset, çok uzun ve hiçbir zaman mezuniyet diploması vermeyi düfünmeyen bir okul gibidir. Obstrüksiyon, o okulda belirii ölçütler üstünde uy- gulandtğı zaman, hem amacına ulaşır hem de kim- seyi incitmez. Oysa, o bir daha yinelenmemesini istememiz gereken gece, birieşmiş muhalefet mılletvekilleri, yani DYP ve FP'lilerin bir bölümü, tüm işlevlerinin, başkanlık kürsüsünde oturan Ali llıksoy'u bunal- tarak birteşimi kapattırmak olduğu sanısı ile, sü- rekli alkış temposu tutuyoriardı. Nazlı llıcak ,Nev- zat Ercan, Ahmet lyimaya, Kamer Genç, Meh- met Bekâroglu, Aslan Polat, Teoman Rıza Gü- neri ve Turhan Güven'in isimlerını onumdeki kâ- ğtda yazmışım. llıksoy, zaman zaman yılgınlığa düşerek idare amirierini göreve çağınyor, ama kürsünün önünü kapatan milletvekillerini yerlerine oturtmak için otoritesini kullanamıyordu. Böylece iki ya da üç kez birleşime geçici olarak ara venldi. Muhalefet, Meclıs'ı çalıştırmak ıstemezse mad- deler üzerinde söz alır, önergeler üstünde konu- şur. Her oylama sırasında yoklama ister, başkanın tutumu için konuşur. özetle yetmış yıllık tutanak- larda hâlâ güncelliğini koruyan ve kamuoyundan ertesi günü ses getirtecek bir direnme örneği ser- giler. Oysa onlar, alkış temposu ile hatta bir ara Istik- lal Marşı söylemeye kalkarak göruşmeleri durdur- mak, bırleşımi kapattırtmak istediler. Metin Bostancıoğlu'nun "Ali.. Devam et. Okut. Oyla" pusulasının işte o sıralarda kürsüye geldiğini sanıyorum. Ve o pusulanın, bir tahrik öğesi, dahası icradan yasamaya anayasayı ihlal amacı ile gelen bir dırektif olarak algılanmasını hiç anlayamıyorum. Allahaşkına hangi büyük akıllılar, DYP Genel Başkanı sayın profesöre, bu yolda telkınde bufu- nuyortar? Muhalefetin görevi, çıkmasını istemedıği birya- sa için birteşimi bir an önce kapattırmak -ama akıl- cı yöntemler bularak- , iktidardakıler de Meclis'i çalıştırmak isteyeceklerdir. Metin Bostancıoğlu da partilı arkadaşına yılgınlık göstermeyerek soğuk- kanlılıkla görevini sürdürmesi için destek veriyor. Çünkü o sıralarda Ali llıksoy.tutanaklara göre de şunlan söylüyor "Sayın milletvekillen. Lütfen kürsünün önünü boşaltır mısınız?..Diğer önergeyı okutuyorum.. Sa- yın milletvekillen, oturumu kapatmak zorunda ka- lacağım.." Orhan Bıçakçıoğlu (MHP) "Olur mu sayın başkan" diye uyarmak istiyor. llıksoy, nasıl bunaldığını ortaya koyarcasına "Ama yapmasın- lar canım, yapmasınlar" dıyor. Ve o olmaması gereken itiş kakışlar ve yumruk- laşmalar başlayınca, birleşımi 22.30'a kadar ka- pattığını söylüyor. Oysa Sayın llıksoy, muhalefet mılletvekillennin verdiği değişiklik önergeterinin okunmasını istedi- ği divan kâtibi milletvekilinin önündeki mikrofonu koparhnaya çalışan ve bir yandan da, "Konuşa- mazsmız" diye eylemini sesli halde yineleyen DYP'li llyas Yılmazyıldız'ı içtüzük uyarınca kür- süye saldın yaptığı için ceza vererek birleşimden çıkartabilirdi. Bizim Millet Meclisi'mizde, yanm yüzyıldan be- ri, yani çok partili yaşama geçişten bu yana iki tür partamenter işlev yapıyor. Bunlardan birinci bö- lümdekiler, yeri gelince söz alarak kürsüde görüş- lerini açıklayanlardır. Aynı kontenjanda olanlar za- man zaman görüşme yöntemleri ile ilgili taktik de saptariar. Otekiler, ceketlerinin sol arka eteklerinin altında sakladıkJan silahlara ikide bir el atmaktan zevk alan, her fırsatta karşıt düşünce sahıplerinın üst- lerine yürüyerek yumruklannı konuşturanlar.. Neylersiniz..Meclis Başkanı da üçüncü kişiler de tümüne birden aynı sözlerie, yani "Sayın mil- letvekillen'' diye seslenirier.. "Sayın milletvekilleri'nin de hiçbinsi birgün ol- sun akıl edip de Meclis Kitaplığı 'na girerek mese- la bir Faik Ahmet Barutçu paıiamento kürsüsün- de neler konuşurmuş ve nasıl konuşurmuş, oku- yup öğrensek demeyi düşünmezler.. Faks: 0212-6770762 E-mail:obirgrt(a e-kolay net Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke somnlarına ilışkin raportanyla, araştırmalanyta, köşe yazılanyla, tarafstz haberlertyte sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle