18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2ŞUBAT2001CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ismai Soysal görevden aynldı • Haber Merkezi - Ortadoğu ve Balkan Incelemeleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı emekli büyükelçi Ismail Soysal, sağlık sorunu nedenleriyle görevinden aynldı. Soysal 'ın yerine vakıf başkanhğına emekli büyükelçi Güner Öztek seçildi. Öztek, Körfez Savaşı sırasında Kuveyt büyükelçiliği görevini yapıyordu ve daha sonra Brüksel büyükelçiliğinden emekli oldu. Tüpk göçmenler • tstanbul Haber Servisi - Türkiye Araştırmalar Merkezi, eski Doğu Almanya eyaletlerinde yaşayan Türk göçmenlerin durumuyla ilgili bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre, yeni eyaletler diye bilinen eski Doğu Alman eyaletlerinde, Almanya'daki 2.05 miryon Türk vatandaşmın sadece yüzde 0.09'u yaşıyor. Rus uçaklarına Avrupa yasağı • MOSKOVA(AA)- Bazı Rus uçaklanmn Avrupa ülkelerine uçmalannın, belirli şartlan yerine getirmetneleri halinde 1 Nisan tarihinden itibaren yasaklanacağı bildirildi. Avrupa hava kontrol örgütü Eurocontrol'ün, hava çarpışma önleme sitsemine (ACA) bağh ohnayan uçaklann Avrupa ülkelerine sefer yapmalannı I Nisan tarihinden™ itibaren yasaklamayı kararlaştırdığı, Rus yapımıTü-134, Tu-154,tl-62ve 11-76 gibi uçaklann bu sisteme sahip ohnadıklan bildirildi. Özkan'ın yeğeni toprağa verftdi • Istanbul Haber Servisi - Istanbul'da önceki gün meydana gelen trafık kazasında hayatını kaybeden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın yeğeni Aslıhan Özkan (21),Karacaahmet Şehitlik Camii'nde kılınan öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarhğı'ndaki aile kabristanında toprağa verildi. Desülfürizasyon çalıştırılaınıyor • MUĞLA (Cumhuriyet) - Yatağan Termik Santralı'nın 18 Ocak2001 tarihinde hizmete alınan ve bir gün sonra anzalanan desülfürizasyon "baca gazı antma" sisteminin birinci ünitesi çahştınlamıyor. Sistemin kınlarak devre dışı kalmasına neden olan parçası bulunup yerine takıldı, ancak bu kez de kazan patladı ve hem sistem hem de santralın üç ûnitesinden biri devre dışı kaldı. Cumhurbaşkanı Sezer, ÜAK kontenjanından boş bulunan YÖK üyeliğine atama yaptı SayJanve IşıkhYOK üyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Prof. Dr. Aipaslan Işıkh ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, YÖK üyeliğine, laik ve demokrat kişilikleriyle tanınan iki öğretim üyesini ata- dı. Sezer'in, Üniversitelerarası Kurul kontenjanından yaptığı atamayla ÇYDD Genel Başka- nı Istanbul Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Tûrkan Sayian ile Ankara Üni- versitesi Siyasal Bilgiler Fa- kültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıkh YOK üyesi ol- dular. Cumhurbaşkanı Sezer, YÖK üyeliğine Universitelerarası Kurul'un belirlediği Prof. Dr. tsmail Tosun ve Prof. Dr. Mus- tafa Kuru'yu atamamıştı. 29 • Cumhurbaşkanı Sezer, Üniversitelerarası Kurul'un ikinci defa aday göstermeyerek kendi takdirine bıraktığı iki YÖK üyeliğine, laik ve demokrat kişilikleriyle tanınan Prof. Dr. Türkan Sayian ve Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'yı atadı. Ocak günü toplanan ÜAK top- lantısında, iki üyenin seçimı Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'in takdirine bırakıl- mıştı. Sezer, bu kontenjanlara dün atama yaptı. Ankara Üniversitesi Yöne- tim Kurulu Üyesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri îlişkile- ri Bölümü Başkanı olan Prof. Dr. Alpaslan Işıkh 12 Eylül darbesi sonrasında, 1402 sayı- h Sıkıyönetim Yasası'yla gö- revden uzaklaştınldı ve mah- keme karanyla 1989 yılında üniversiteye döndü. Işıklı, Amasya'da 1940 yılında doğ- du. Siyasal Bilgiler Fakülte- si'nden 1961 yılında mezunol- duktan sonra Fransa'da yüksek lisans yaptı. Mülkiyeliler Birliği'nin iki dönem genel başkanlığını yü- rüttü, bir dönem Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanlığı yaptı. Işıklı, bir dönem de Atatürk- çü Düşünce Derneği'nde yö- netim kurulu üyeliği görevinde bulundu. Alpaslan Işıklı, üni- versitelerin demokratik ve öz- gür bilim yuvalan olması ge- rektiğini vurgulayarak "Üni- versiteter, büunseffiğin (bşmda başka herhangi bir önceiiğm, çıkann tutsağı olmamahdır- lar" dedi. 'YÖK büiıni desteklemeli' Prof. Dr. Türkan Sayian, 1935 yılında Istanbul'da doğ- du. 1963 'te Istanbûl Tıp Fakül- tesi'ni bitirdi. 1966 yılında Is- tanbul Tıp Fakültesi'nde öğre- tim görevlisi oldu. 1971 'de tn- giliz Kültür Heyeti'nin bursuy- la Ingiltere'de eğitim gördü; 1972'de doçent, 1977'de pro- fesör oldu. 1986'da Uluslara- rası Gandhi Ödülü'nü aldı. 1989 yılında kurulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ği'nin kuruculan arasında yer aldı, ikinci dönemde genel baş- kan oldu. Prof. Dr. Türkan Sayian YÖK üyeliğine atanmasıyla il- gili olarak "tlkelerimiz ve biri- künlerim doğrultusunda emn- den geleni yapacağun" dedi. Sayian, "YOK'ün, üniversite- lerin çağdaş ve evrensel değer- ler doğrultusunda bilim üretil- mesini destekleyen; ileriemeyi, gelişmevi, çağdaş laik demok- ratik ortamı sağlayan kolaylaş- üncı bir konumu ohnahdırn di- • ye konuştu. DAVA ESASTAIV GÖRÜŞÜLECEK FP'nin işi zorlaştı • Anayasa Mahkemesi, FP'nin kapatılması istemli davada, parti yönetiminin "dava açılmadan önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın partiyi uyarması gerektiği" savını yerinde görmedi. 7 Şubat'tan itibaren davanın esastan görüşülmesine başlanacak. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, FP'nin ka- patılması istemli dava- da; parti yönetiminin "dava açılmadan önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcüığrnın partiyi uyarması gerektiği'' sa- vını yennde görmeye- rek istemi reddetti. "Mücahid Erbakan" sloganının da yer aldığı kasetleri "iddianameııin düzenlendiği tarihten soaraki bir olaya ait ol- duğu'' gerekçesiyle ka- nıt olarak kabul etme- yen Yüksek Mahkeme 7 Şubat'tan itibaren da- vanın esastan görüşüle- ceğini açıkladı. Anayasa Mahkemesi 3 gün süren incelemesi sonunda, FP davasında geri sayım için düğme- ye bastı. Anayasa Mah- kemesi Başkanvekili Haşim Kıhç, mahkeme- nin dün öğleden sonra yaptığı ve yaklaşık 3 sü- ren toplantısından sonra açıklamalarda bulundu. Kıhç, FP Genel Başka- nı RecaiKutan'ın Siya- si Partiler Yasası'nın (SPY) 104. maddesinin uygulanması gerektiği- ne ilişkin dilekçesinin incelendiğini belirtti. Kıhç, "SPY'nin 104. maddesinin uygulan- masma gerek otmadığt- na karar verildi'" dedi. Kıhç, söz konusu maddenin, partinin ka- patılması için dava açıl- madan önce uyanlması- nı öngördüğünü anım- sattı. Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcılığı'nın FP 1. Olağan Kongresi'ne ilişkin olarak gönderdi- ği kasetlerin kanıt ola- rak kabul edilmesini is- tediğini de ammsatan Kıhç, kasetlerin, iddi- anamenin düzenJendiği tarihten sonraki bir ola- ya ait olduğu gerekçe- siyle kabul edilmesinin mümkün olmadığına karar verildiğinı bildir- di. Kıhç, davaya 7 Şu- bat günü saat 10.00'da devam edileceğini söy- ledi. FPrahatsız Anayasa Mahkeme- si'nin ara karan FP'yi rahatlatmadı. FP kulis- lerinde kongre kasetle- rinin kanıt olarak kabul edilmemesinin esasa ilişkin göriişmelerde "o- dak" savının ön plana çıkmasına neden olaca- ğı yorumlan yapıldı. Kongre kasetlerinin de- lil sayılmamasının "de- vam" konusunu tümüy- le gündemden kaldır- madığına da dikkat çe- ken bazi FP'liler. "Baş- sava kongreden öncede- vam kköasıyla dava aç- nuşü. Yani kongredeki görünrükrden önce de FP'nin RP'nin devamı otduğunu iddia etmişti. Kongre kaseti dava açü- dıktan sonnüdtarihe ait okhığu için tümüyle hu- kuki gerekçelerle deül sayrimamışotebihV gö- rüşünü dile getirdiler. FP Genel Başkan Yar- dımcısı Mehmet Beka- roğhı ara karann bekle- dikleri doğrultuda oldu- ğunu savundu. Davanın reddedilmesi gerektiği- ni belirten Bekaroğlu, "Eğer hukuki değO, si- yasi oiarak dava eie ab- nacakohırsa Id biz buna ihtimal vermrvoruz. O zaman bu sadece FP'yi ilgilendiren bir dava ok maktan çıkar, bir de- mokrasi ve hukuk sma- vı haüni ahr" görüşünü savundu. MiIliyetGazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi tpekçi, öldürülüşünün 22. yıldönümünde Teşvikiye'deld anranm önünde ve Zmcirfikuyu'dald mezarı başında dûzenlenen törenlerle anıkfa. Mezan başmdaki törene kaülan TGC Başkanı NailGüreli, 22yddırhiçbir hükümetin hukukun üstünlüğünü sağlayamadığnu ' vurgulayarak 1 hafta önce tekrar başiayan ve Mehmet AK Ağca'mn tanık olarak dinlendiği davadan bir sonuç beklemediklerini söyledL Abdilpekçiaınldıtstanbul Haber Servisi - Eski Milli- yet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi tpekçi, katledilişinin 22. yıldö- mümünde anıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Nail Güre- li, tpekçi cinayetinin tek sanığı Oral Çeük'in delil yetersizliğinden aklan- dığını, YalçmOzbey'in ise ifade bant- lannın mahkemede dinlenmediğini anımsatarak u tpekçi döneminde Mft- Byet gazetesinde yazarhk yapan BülentEcevit'inbaşkanhğıııda- TGC Başkanı Nail Güreh, 22 yıldır hiçbir hükümetin hukukun üstünlü- ğünü sağlayamadığını vurgulayarak 1 hafta önce tekrar başiayan ve Meh- met An' Ağca'nın tanık olarak dinlen- diği davadan bir sonuç beklemedikle- rini söyledi. Güreli, "Ipekçi dnayeti aydmlaal- madıkça, tertipçfleri ve tetikçüeri bü- tün denDeriyie bağunsız yargıya tes- fpekçi mayolunuaçacakyasatasansı haarbmah"dedi. Ipekçi'nin kı- anımsatarak "Biz geçmiş zaman zı Nükhet tpekçi, Ağca'nın, ci- cinayetinden söz ederken yeni kuşaklar nayetin mağduru olduğu yönün- Ağca'yı böyle tanıyacaklar. Biz, bunun ^ ^ i s p a t m ı y a b a n c ı b i r ü l k e n i n mechsınden bekleyemeyız dedi. deki açıklamalannı anımsatarak tt Biz geçmişzamandnayetinden söz ederken yeni kuşaklar Ağ- ca'yı böyletanıyacaklar. Biz, bu- nunaksinin ispatmı yabana bir ülke- nin mec&sinden bekJeyemeyiz" dedi. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yö- netmeni Abdi Ipekçi, öldürülüşünün 22. yıldönümünde Teşvikiye'deki anı- tının önünde ve Zincirlikuyu'daki me- zan başında dûzenlenen törenlerle anıldı. Mezan başındaki törene katılan lim edttnıedikce devletbudnayetinso- nunhıluğundan kurtulamayacakbr'' dedi. tpekçi'nin kızı Nükhet tpekçi de bugüne kadar resmi özür ve öze- leştiri ile karşılaşmadıklannı belirte- rek Türkiye'nin 30 yıla yayılan bir katliam süreci yaşadığını ifade etti. Ipekçi, anma günlerinde, anıt önle- rinde çiçek tutan ellerin müdahil di- lekcelen tutması gerektığını belirtti. 24 Ocak gününün tarihte "çifte dna- yetgûnü" olarak anılacagını söyleyen Ipekçi, TBMM'nin Uğur Mum- cu'nun ve Gaflar Okkan'm öldürûl- düğü bu günü "Terorehayır,öklünne- leredur'' deme günü ilan etmesini is- tedi. Ipekçi şöyle devam etti: "Bizhn mağduriyetûmz, duruşma- larda tesdDenmediği sürece zafer ka- tiDerin olacak. Gittiğim duruş- malardahep öldüren gücün ege- men okrağunu gördüm. Buyd af yasası ile katiUer affedfldL Mec- lis'te, katiDerin siyasi sahipJeri- nin olduğunu gördük. Amn ar- dından akianma, meşrulaşma, daha sonra da mağduriyet ara- ma dönemi yaşandı. tpekçi d- nayeti arnkbir eski roman dna- yeti otdu. Bu eski roman cinaye- rini «nykınmbı aıyfanriıgımrr htr gündekoauşuyoruz.Acababizi$oykı- nmla suçhıyanlar, şimdi burada bu topluluğu görselerdi ne düşünürier- di?" tpekçi'yi anmak için dûzenlenen törenlere, aralannda gazetemiz yaza- n OrnanErinç, Şişli Belediye Başka- nı Mustafa Sangül Doğan Heper, Gûneri Cıvaoğhı'nun da bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Eski CHP Genel Sekreteri, mevcut siyasi partilerle bir yere vanlamayacağını savundu Erdem: Partüer tabanlarıyla yüzLeşmelidir tstanbul Haber Servisi - Eski CHP Genel Sekreteri Tarhan Er- dem, Türkiye'de mevcut siyasi par- tilerle bir yere vanlamayacağmı sa- vunarak "Türkiye'nin degişmesi, çemberini, kabuğunu kırro kozasm- dan çıkması gerekir. Bu yeni bir yol- dur. Hepimiz her yerde sesüniz çık- ûgı kadar söyteyeceğiz. Onun idn- den bir gerçek çıkacakbr" dedi. Prof. Dr. TankZafer Tunaya am- sına dûzenlenen Çarşamba Toplan- tılan'nın konuğu olarak Türki- ye'deki siyasi partiler hakkında gö- rüşlerini anlatan Erdem, partilerin tüm hareketlerinin Siyasi Partiler Kanunu'nca düzenlenip sınırlandı- nldığmı ifade ederek "Tûrkive'de bugün siyasi partiler, örgütlenme, faanyet ve yöntemleri bakımından tek tip partidir'' diye konuştu. 'Partfler demokratik değJT Partilerin, demokratik olmadık- lan için demokratik siyasal yaşa- mın vazgeçilmez parçası ohnaktan çıktıklannı ifade eden Erdem şöy- le devam etti: "Partüerimizi ashn- da kendfleriyle, örgütleriyle, fiyete- riyle yüzleştirmekgerekfi. Bunu ya- pamadıklan için halka gktemiyor- lar. Bugün yapıhnası gereken parti idnde ve parti dtşnıda düşünce öz- gfıriiiğılniin fanımlanmaadır'1 Türkiye'de şu an en çok oy alan 2 partinin toplam oyunun yüzde 40 olduğuna dikkat çeken Tarhan Er- dem, bu arayış içinde 1991, 1995 ve 1999 seçimleri arasında fark bu- lunmadığını söyledi. CHP'nin ülkemiz için önemli bir mesele olduğunu ve o yüzden tar- tışılması gerektiğini vurgulayan Erdem, CHP'nin yahıız kendi üye- lerinin değil tüm toplumun partisi olduğunu ve başka bir partiye ben- zemediğini söyledi. Erdem, "CHP'yi olması gerektiği duruma getirmekyeni bir yoldur. CHP üye- lerinin, halkm ve tüm bireylerin CHP'nin değjşmesini isteme hakkı vanhr" dedi. Forumun ardından Davos ruhu tehlikede EMİNEKARAldTAPOĞLU nAVDS- a lnsanhaklan,deınokrasive çevre ötöü: yaşasın dotar" Davos foru- munun başladığı gün. Hollanda Astim Hastanesi'nin bahçesinde dört bayrakçe- kildı. Üçü yanya inmış. Bir tanesi bütün ihtişamıyla göndere çekilmiş; üzerinde dolar işareti var. Snil kuruluşlann alter- natif forumlan için bir bölümü tahsis edi- len hastanenin bahçesindeki bu yanya indirilen ve Davos'a damgasını vuran çevre, demokrasi ile ınsan haklan bay- raklan, toplantılar bittikten sonra da dal- galanmaya devam ediyordu. Davos Ekonomik Forumu bu yıl, ön- ceki yıllardan çok farkhydı. Bir daha da,' eskisi gibi olacaga benzemryor. Hem ka- ülmıcılann, hem gazetecilerin hem de yıllardır konferans salonunda çalışan 'mavi önlüklülerin' genel kanısı böyle. Bu küçük dağ kasabasmda, 6 gün boyun- ca sayısız konuda 'ilkfcre' imza atıldı. Forum katılımcılannın, forum karşın gösterilere katılıp polıs tarafından hırpa- lanmalan, yıllardır esamesi okunmayan fakir ülke liderlerinin, açılış oturumlan- nın onur konuklan olmalan, küreselleş- me karşıtı göstenlerin meşruiyetinin ka- bul edilmesi ilklerden sadece birkaçı. Marx'tan ahnü Ancak en büyük sürpriz forumun açı- hşında yaşandı. tsviçre Devlet Başkanı Moritz Leoenberger, dünyadaki eşitsiz- liklenn tartışıldığı forumun açılış konuş- raasına, Mars'ı ve birinci enternasyone- li anarak başiadı. Kısa teşekkür edeceği- ni belirten ve 'Zaman paradır'. Daha ıyi birsöyleyişle, 'Bütün ekonomi,zamanın bir ekoDomisidir' dıyen Leuenberger, "Bunlar Man'm sözleri 1989 sayeskıde, bugün onun, 1. EnternasyoneTin babası ve küresefleşmenin flk sa\unucusu oldu- ğunu burada bik korkmadan söyieyebi- riz. Dolasryla Dünya Ekonomik Foru- mu'nun da atas odur" esprisiyle başia- dı sözlerine. tsviçre'nin sosyal demokrat devlet başkanı, açılış konuşmasmda, kü- reselleşmenin getırdiği eşitsizlikleri ve çaüşmalan saydı birer birer. Forumdan, "Kardeşçe yaşanan, eşit paylaşılan bir dünya kunna" hedefinin gerçekleştiril- mesini istedi. Leuenberger'in, Marx'm adını rasge- le secmediği ise ilerleyen oturumlarda ortaya çıktı. Yeni bir enternasyonalizm anlayışının geliştirilmesi gerektiği, en önemli oturumlann ana konusunu oluş- turdu. Günde 82 etkinliğin düzenlendiği ka- sabada, daha yüzlerce konu dile getiril- di. Ancak, hiçbirisi. 'Yaşamımız üzerin- deetidfiolacak5sözcük" konulupanel ka- dar insanlan hayal kınklığına uğratma- dı. Aralannda Nobel Ödüllü Prof. EBe VViesel'in de bulunduğu dört konuşmacı- ya sorulan '5 önemli sözcük'tcn hemen hiçbirisi insanca ka\Tamlar değildi. Top- lam 20 sözcüğün çoğunluğunu kâruhk, rekabetçi avantaj, değişkenlik. dijital ay- nlık, Eyber savaşlan, çizgi dışıhk gibi' sözcükler oluşturuyordu. Ancak Dünya Ekonomik Forumu, bu yıl son kez yapılmadı; önümüzdeki yıl- larda da toplanmaya devam edecek. DEF'in, tsviçre'nin imajına ciddi şekil- de zarar verdiğini düşünenlerin, gelecek yıllarda tsviçre'nin bu toptaıtıya ev sa- hipliği yapmaktan kaçınabiieceğini söy- leyeftlerin sayısı hiç de az değil. Kısaca- sı, bu >ihn Davos toplantılannı üç söz- cükle özetlemek olası: "Davos ruhu tehBkede."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle