Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ŞUBAT 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Günübfrfik
ziyaret
• ÜSKÜP(AA)-
Dışışleri Bakanı Ismail
Cem, dün günübirlik
resmi bir ziyaret için
Makedonya'ya gitti.
Cem, Dışişleri Bakanı
Sırcan Kerim ile göriiştü.
Cem, Türkiye'nin
Makedonya'ya maddi ve
manevi destek vermeyi
sürdüreceğini söyledi.
Göriişmelerde ikı ülkeyi
ilgilendiren temel
konulan ele aldıklannı
belirten Cem, Karma
Ekonomik Komisyon
(KEK) toplantılannın
bahar aylannda
Türidye'de yapılmasının
kararlaştınldığını
duyurdu. Cem,
Türkiye'nin,
Makedonya'nm NATO
üyeliğini desteklediğini
de büdirdi.
İHD, vekillert
istttaya çağmA
• tstanbul Haber Servisi
- Milletvekili Fevzi
Şıhanlıoğlu'nun
TBMM'de çıkan kavgada
yaşamını yitirmesinin
ardından insan haklan
savunuculan, Meclis'teki
vekillen istifaya davet
etti. Istiklal Caddesi'nde
bir araya gelen Insan
Haklan Derneği Istanbul
Şubesi üyeleri, TBMM
Başkanı Ömer Izgi'ye
mektup gönderdiler.
IMakale yanbş
anlaşridı'
• ANKARA (AA)-
Dünya Bankası, bankanın
Türkiye Temsilcisi Ajay
Chhibber ve Avrupa ile
Orta Asya'dan sorumlu
başkan yardımcısı . ..
Johannes Linn'in,
'Türkiye Krizinin Gerçek
Nedenleri' isünli
makalesinin yanlış
aktanldığını bildirdi.
Açıklamada, makalede
"Türkiye yolsuzluklar
ülkesi" ifadesinin
kullanılmadığı belirtildi.
MBInnakil
karan
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Uzun süredir başka
kurumlardan kendisıne
geçmek ısteyenlere onay
vermeyen Milli Eğitım
Bakanlığı (MEB), genel
idare hizmetleri
smıfindaki memur ve
yardımcı hizmetler
sınıfındaki hızmetli
kadrolanna personel
nakli yapmayı
kararlaştırdı. •• •
Kurumlararası yer
değiştirme yoluyla
MEB'e geçmek isteyen
memurlardan imam
hatip lisesı mezunu
olanlar kabul
edilmeyecek. Bakanlık,
sadece genel lise, ticaret
ve kız meslek lisesi,
Anadolu lisesi ile çok
programlı lise
mezunlannın geçişlerini
kabul edeceğini açıkladı.
Eytemci polisler
ifade veriyor
• tZMİR (Cumhuriyet
Ege Bûrosu) - Isfanbul 'da
geçen ekim ayında polis
otosunun taranması
sonucu iki polisin
yaşamını yitirmesi
sonrası Izmir'de izinsiz
yürüyüş yapan Çevik
Kuvvet Şube
Müdürlüğü'nde görevli,
aralannda amirlerin de
bulunduğu 580 polis
hakkında adlı soruşturma
başlatıldı.
Şıhanlıoğlu'nun ölümünü soruşturan savcılık yakalama emri çıkarmıştı
2 MHP'H 'kosııBıı' serbestANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
DYP Şanhurfa Milletvekili Fevzi Şı-
hanhoğhı'nun ölümüyle sonuçlanan
TBMM'deki kavgayı soruşturan An-
kara Cumhuriyet Başsavcılığı, MHP'li
Osmaniye Milletvekili Mehmet Kun-
dakçı ile Içel Milletvekili Cahit Teke-
tioğhı hakkında yakalama emri çıkar-
dı. Kundakçı ile Tekelioğlu akşam sa-
atlerinde başsavcılığa geldiler.
Başsavcı vekili Bekir Seiçuk, yargı-
lama sürecinin bugün başlayacağuıı
belirterek "Yann (bugün) getecelderi
konusundagûvenceverdfler.Yann (bu-
gün) gehnekoşuluyla serbest bn-aktnn"
dedi. Ankara Adlı Tıp raporunun ön
raporunda, Şıhanlıoğ-
lu'nun 'solunum-dolaşım
yetrnezfiğp nedeniyle öldü-
ğü bildirildi. Dolaylı bir
travmatik etkinin olup ol-
madığı ise Istanbul Adli
Tıp Kurumu Başkanlı-
ğı'nda yapılacak incele-
meler sonunda ortaya çı-
kacak. Mehmet Kundak-
çı'nın, 1978 yılında 7 Tür-
kiye Işçi Partili (TÎP) öğ-
rencininkatledilmesiyle il-
gili davada yargılandığı ve
kanıt yetersizliğinden be-
raat ettiği ortaya çıktı.
IVfilletvekuierine
yakalama emri
Soruşturmayı yürüten
Başsavcı Vekili Bekir Sd-
çuk, TBMM TV görüntü-
leri. televizyon ve gazete-
lerde yer alan haberler ve
tanık anlatımlannı değer-
lendirdi. Seiçuk, bu değer-
lendirme sonucunda yaka-
lama talimatı çıkararak
Ankara Emniyet Müdürlü-
ğu'ne gönderdi. Soruştur-
ma kapsamında yakalama
emrinin, ağır cezayı gerek-
tiren hallerde milletvekil-
lerinin dokunulmazhk
kapsamı dışında tutulaca-
ğmı düzenleyen Anaya-
sa'nın 83-2. maddesi uya-
nnca çıkanldığı belirlendi.
Soruşturmayı yürüten
Başsavcı Vekili Seiçuk
• Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın hazırladığı otopsi ön
•" raporunagöre Şıhanlıoğlu, 'solunum-dolaşımyetmezliği'
nedeniyle öldü. Rapora göre ölüme neden olan doğrudan Ijir
'travmatik etki' tespit edilmedi. Ölüm nedeni hakkındaki kesin
tanı, Istanbul'da yapılacak incelemeler sonunda ortaya çıkacak.
dün TBMM'ye giderek Başkan Omer
Izgi'yle görüştü ve tebligatta bulundu.
MHP Osmaniye Milletvekili Kundak-
çı. olaylarda herhangi bir rolünün bu-
lunmadığını belirterek "Kimseyeyuın-
ruk atmadım. Komisyon sıralanna,
MecBs kürsüsûne muhakfetin yapüğı
sakbnlar sonucu arkadaşLannuzm on-
lan nyjilHaştırma y^hşmalan ıgrasnıria
herkesin birbirini itiş kakışı gibi şeyler
olmuşrur" dedi. llk yumruğu Tekeli-
oğlu'nun yediğini, ancak yumruğu ki-
min attığını görmediğini belirten Kun-
dakçı. "Tekelioğhı akağı darbenin ar-
dmdan yumruk atü" dedi.
Haklannda yakalama emri çıkarnlan
Tekelioğlu ile Kundakçı'nın DGM'ye
çıkanlacağı haberi üzerine dün akşam
Ç İ Z M E D E N YUKARI m.kart(g superonline.com.tr MUŞA KART
saatlerinde MHP Trabzon Milletveki-
li Orhan Bıçakçıoğlu. MHP Nevşehir
Milletvekili Ismafl Çevik, MHP Istan-
bul Milletvekili Mehmet Pak, MHP
Çorum Milletvekili Vahit KayncL
MHP Konya Millervekili Hasan Kava,
MHP Kahramanmaraş Milletvekili
NevzatTanerde adliyeye geldi. Soruş-
turmayı yürüten Ankara Cumhuriyet
Başsavcı Vekili Selçuk'un, dün akşam
saat I9.10'da makamına gelmesinin
adından haklannda 'yakalama emri' çı-
kartılan MHP milletvekilleri Tekelioğ-
lu ile Kundakçı da saat 20.20'de Adli-
ye Sarayı'na geldiler. îki milletvekili-
nin çok sayıda koruması olması dikkat
çekti. Milletvekilleriyle
yaklaşık 45 dakika görüşen
Başsavcı Vekili Seiçuk, çı-
kışta yaptığı açıklamada.
milletvekillerinin, yann
(bugün) saat 09.00'da gel-
meleri koşuluyla serbest bı-
rakıldıklarını açıkladı. Sei-
çuk, "Suçüstü kanunian
hukmünegöresaat 20.00'de
işlem yapılamaz. Kendileri
yanngetecekterigüvencesi-
ni verdüer. Yann gehneleri
koşuluyla serbest bırak-
üm"dedı.
MHP'den suçlama
MHP Içel Milletvekili
Tekelioğlu da çıkışta yaptı-
ğı açıklamada, "Şu anda
bir değerti milktvekOiınizi
kaybettik. Binlerce insanm
yûreği yarah. Bu noktada
bir şey konuşmaya gerek
yok. Biz Meclis kapandık-
tan sonra seçim bölgesine
gttmiştik" dedi. Tekelioğlu
ile Kundakçı'yı adliye çı-
kışında MHP Genel Baş-
kan Yardımcısı Şevket Bû-
lent Yahnid karşıladı.
MHP Grup Başkanveki-
li Mehmet Şandn*, yakala-
ma emrinin tamamen siya-
si bir karar olduğunu öne
sürerek "Hangi zoriama ve
baskı aranda bu emrin ya-
yımlanriığının cumhuriyet
savaa taranndan açıklan-
Meclis'e silahlı girilmesinin önlenmesi, TBMM TV'ye sansür ve sağlık konulan mercek altında
TBMM'de 3 Tü soruşturmaANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
DYP Şanhurfa Milletvekili Fevzi Şıhan-
boğhı'nun ölümüyle sonuçlanan olayla-
nn ardmdan milletvekillerinin genel
kurul salonuna silahla girmesi, Meclis
sağlık ekıbinin geç müdahalesi ve TB-
MM TV'nin kavga görüntülerinin san-
sür edilmesi konulan mercek altına
alındı. TBMM Başkanı Ömer Izgi san-
sür ve sağlık konulannda soruşturma
başlatırken milletvekillerinin silahla
gelmelerirün önlenmesi için yeni bir ka-
pı sistemi araştırdıklannı bildirdi.
DYP Şanlıurfa Milletvekili Şıhanlı-
oğlu'nun ölümüyle sonuçlanan kavga,
Meclis'te yeni tartışmalara neden oldu.
TBMM lçtüzüğü'ne göre milletvekille-
rinin Meclis kampusuna bıle silahla gir-
melerinin yasak olmasınakarşuı Şıhan-
lıoğlu'nun üzerinde silah çıkrnası mil-
letvekillerinin genel kurul salonuna si-
lahla gırebıldığı gerçeğini bir kez daha
ortaya koydu. Genel kurul salonunda
bulunan mermi ve boş şarjörün de Şı-
hanlıoğlu'nun silahına ait olduğu tuta-
nakla belirlendi.
Kavga gecesi, genel kurul salonunda
çok sayıda milletvekilinin sık sık elini
beline atması da dikkati çekti. Şıhanlı-
oğlu'nun kalp krizi geçirdiği sıralarda
silahını çeken DYP'li Hakla Töre'nin
genel kurul salonuna girmesinin son
anda güvenlik görevlilerinin çabalany-
la engellendiği öne sürüldü. Töre ise
"Arkadaş hastaneye kakhnhrken koş-
turmaca içinde süahımı gidipemanetten
akfam, yeniden louısteki arkadaşhuı ça-
moğlu ise bunun kesınlikle doğru olma-
dığını söyledi.
TBMM Başkanı Ömer Izgi, milletve-
killerinin TBMM'ye silahla girmeleri-
nin önüne geçmek için çözüm arayışı
içinde olduklannı belirterek yeni bir ka-
pı sistemini araştırdıklannı söyledi. Iz-
gi. "Ne vapabfliriz diye araşönyoruz.
Yeni bir kapı sistemi üzerinde duruyo-
nız.BukapLSÜahhkişiningirmekiste-
• TBMM Başkanı Ömer îzgi, milletvekillerinin silahlanyla
Meclis'e girmelerinin önlenebilmesi için uygun kapı
güvenlik sistemini araştırdıklannı söyledi.
ğumak üzere geri döndüm. Hızla ko-
şarken Silahımı tut' drvepoüseverdim.
Genel kuruldaki arkadaşlara hastane-
ye gittiğimizi söyleyip geri çıktnn, silahı-
mı akhm" dedi.
Yasanan kavga sırasında DSP'li Tur-
han hnamoğhı'nun DYP'li Yahya Çe-
vik'e bıçak çektiği de ileri sürüldü. Çe-
vik, Imamoğlu'nu durdurmak isterken
elinden yaralandığını öne sürdü. Ima-
mesi üzerine dönmü\or" dedi.
Genel kurulda kavga çıktığında,
MHP'li Idare Amiri AhmetÇakar, Ba-
sın ve Halkla Ilişkiler Daire Başkanı
Şahap Alp'e kavga görüntülerini ya-
yımlamaması talimatını verdi. Bunun
üzerine Alp, Meclis TV'ye giderek ya-
yına müdahale etti. Böylece, yargı sü-
recinde önemli bir kanıt olabilecek kav-
ga görüntülerinin kaydedilmesi önlen-
miş oldu. Çakar ise sansür savlannın
doğru olmadığını sâvundu. Kendisinin
ilk başta yayında bir anza olduğunu
sandığını belirten Çakar, "Görüntüler-
de kavga anı yok. Kameralar başkanhk
kürsüsânû görüntülemiş. Ancak basın
tocasmdaki gazetecüer oîaym tanıklan.
Cazetecilerolayian kare karesaptanus-
lar. Ben de oradaydım ve ber şeyi gör-
düm" dedi. Çakar, ilk yumruğu yiyen
kışının Cahit Tekefioğhı olduğunu da
savundu.
Izgi, Meclis sağlık personelinin mü-
dahalede gecikip gecikmediği, acil mü-
dahale cihazlannın yeterli olup olmadı-
ğının araştınlması için de soruşturma
başlattı. Sağlık hizmetlerinden sonım-
lu TBMM İdare Amiri Ahmet Cemil
Tunç, Meclis'in ana binasında "acil mü-
dahale'' için gerekli araç gereç dona-
nımının olmadığı yönündeki savlann
da doğru olmadığını söyledi. Ana bina-
daki revirde acil müdahale için gerekli
olan tüm teçhizat ve ekipmanlann mev-
cut olduğunu vurgulayan Tunç, revirde
elektroşok aletinin de bulunduğunu be-
lirtti.
IRMIKIAYDIN ENGtN [email protected]
Savcı Talat Şalk'ı tanıyor-
sunuz. Hele öncekı gun, Baş-
bakan Ecevit'in "Zaten o sav-
cı daha önce de yetkilerini
aşan davranışlarda bulun-
muştu" dedikten sonra sanı-
nm tanımayanımız kalmadı.
Anımsayın, ne yaptı savcı
Şalk?
"Beyaz Enerji" adı takılan zi-
firi karanlık hırsızlık dosyası-
nın savcısı olarak, IMR Avru-
pa Biriiği ve Dünya Bankası'na
doğrudan başvurup bazı bel-
ge ve bilgiler istedi. Ecevit'i
küplere bindiren yetki aşımı
bundan ibaret.
Talat Şalk'ın yaptığının bir
"usul hatası" içerip içermedi-
ği beni ilgilendirmiyor.
Zaten bu konuda rivayet
muhtelif. Ceza Hukuku'nun de-
neyimli adı Profesör Uğur Ala-
cakaptan'a göre usul hatası
var. Hocalann hocası" Alaca-
kaptan söylüyorsa doğrudur.
Ama onun da NTV'de görüşle-
rini açıklarken "gönülsüz fet-
va" verdiği belli oluyordu. Bazı
usul hatalan olduğundan emin-
di, ama savcı Şalk'ın bunu iyi
...İkiiii, Üüüüüç, Daha Fazla
niyetle yaptığını da defalarca
yineleme gereksinimi duydu.
Üstelik bir başka hukukçu,
son yıllann bence "en iyi"
Adalet Bakanı Hasan Deniz-
kurdu, hukukun özünü biçi-
me kurban etmemeye yatkın
kişiliğine uygun bir açıklıkla,
savcı Şalk'ın yaptığının yanlış
filan olmadığını dobra dobra
dile getirdi.
Yani bir usul hatasr varsa,
varsın o hata, savcı Şalk'ın gü-
nah defterine yazılsın; sevap
defterindekiler nasıl olsa gü-
nahlannı kat kat aşar.
Farkındasınızdır: Ecevit,
savcı Şalk'a yağıp gürlediği
konuşmasında yeni bir terim
ortaya attı: "Sağlam devlet!"
"Derin devleti" duymuşlu-
ğumuz var. "Devlet içinde
devlet" gibi deyimler kullan-
mışlığımız da var. Sonra
Manc'tan ödünç alıp kullandı-
Talat Şalk!..
ğımız "ucuz devlet" var. Ama
"sağlam devlet" yeni bir terim.
Yeni bir terim olduğu kadar
çürük de bir terim. Kanımca
bizim devlet, pek sağlam bir
devlet değil. Bu yargıyı diledi-
ğiniz gibi kavrayabilirsiniz. Is-
ter kadrolanndan hırsız, uğur-
suz, vurguncu fışkırmasına ba-
kıp "Neresi sağlam kuzum bu
devletin" diye sorun; ister faili
meçhul cinayetlerin dağlar gi-
bi kabarmış ve öylece kalmış
dosyalanna, Susurluk'a, katil-
lere, uyuşturucu tacirlerine,
yeşil hatta kırmızı pasaportlar
verilmesini anımsayıp "Valla
bence bu devlet sağlam da
değil, sağlam ayakkabı da de-
ğil" deyin.
Yani siyasal sözlüğümüze,
devlet için bu kez de "sağlam"
nitelemesini sokmaya çabala-
mak başbakanımızın beyhude
çabası kalacak gibi görünüyor.
Geçelim.
•••
Geçelim ve gelelim "yetkisini
aşan savcı "ya.
Çürümenin en kattanılmaz öl-
çülere ulaştığı, kamu mülkünü
soyanlann "mafya-bürokrat-si-
yaset" sacayağı üstüne oturdu-
ğunun resmi ağızlarca da söy-
lenir olduğu bir ülkede yaşıyo-
ruz. Son yıla damgasını vuran
"operasyonlar^a bu sacayağı-
nın mafya (bankacı, işadamı kı-
lıfına bürünselerde bal gibi maf-
ya) ve bürokrat ayaklan salkım
saçak ortaya dökülmekte. Gel
gör ki sacayağının sonuncu
ayağı, siyaset esnafına sıra gel-
di mi yaygara kopuyor. Siyaset-
çilerdomuz topu gibi kenetlenip
kendilerini koruyan arhlara ye-
nilerini ekliyoriar.
Oysa sacayağının çökertil-
mesi, bu ülkede hukukun ege-
menliğinin sağlanabilmesi, hu-
kukun üstünlüğünün ete kemi-
ğe büründürülmesi için çok acil
bir hukuk reformunun gerekti-
ğini bilmeyen kalmadı.
Bu reformu yapacak olanlar
ister istemez milletvekilliği filan
yapan siyasetçiler.
Eee?
Sacayağının mafya ve bürok-
ratlardan arta kalan ayağının da
siyasetçilerden oluştuğu açıkça
söyleniyor...
Yani ortada çözümsüz bir pa-
radoks var.
Büyük Iskender, çözülmez
denen Gordiyom kördüğü-
mü'nü bir kıltç darbesiyle çöz-
müştü.
Bizim kördüğüm için de "kı-
lıç" yerine "yetkisiniaşan savcı-
lara" gereksinim var.
işte o yüzden, bir dönem dev-
rimci gençlerin çok sevdiği,
'Ho, Ho, Ho, ikiii, ûüûüç, daha
fazla Vıetnam, Emesto'ya bin
selam" sloganı, dönüştürûlüp
bu yazıya başlık yapıldı...
Yalnız...
"Daha fazla" Talat Şalk da...
Kaçtane?
Bir sayı öneriniz var mı?
POLİTİKA GÜINLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Tomurcuk...Acılaria, hüzünlerle sarmaş dolaş olmuş toplum,
sabah sislerinde sanki gece nöbetlerinde gibi...
Dışanda yağan yağmur, kiremitleri kararmış gör-
kemli yapının kınk camlan ve çerçevelerini kamçı-
lıyor...
"Türkiye'nin son 10 gün içinde yaşadığı olaylar,
dünyanın hangi demokratik ülkesinde yaşanır" so-
rusu bilmem size de sık sık yöneltiliyor mu?
Sabah televizyonlarda TBMM'deki kavgalı gece-
de kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Fevzi Şıhanlı-
oğlu için cenaze törenine ilişkin haberteri ızlerken
kendi kendime sordum:
"Türkiye, Avrupa Biriiği'ne doğru muyürûyor, yok-
sa Ortadoğu'ya mı?"
Sonra bir kahve yaptım kendime...
Meclis'te ölümle sonuçlanan kavgayı tüm dünya-
ya geçen uluslararası ajanslann bültenlenne bak-
tım...
Hemen hepsi aynı şeyleri yazmışlardı:
"Böyle kavgalar TBMM'de olağan sayılryor..."
Türkiye'de her olay olağan sayılıyordu.
Bankalann kasalarını boşaltmak, devlet hazinesi-
ni soymak da sıradan işlerdi; sokak ortasında in-
sanlan oldürmek de, zil zurna sarhoş olup direksi-
yon başına geçip otomobil kullanmak da...
Türkiye'de yasa tanımamak demokrası oluyor-
du...
Camdan dışanya baktım...
Yağmur iyice hızlanmıştı...
Hem sevmeyi hem de sevgiyi unutan bir toplum
olmuştuk!..
Sevecenliğin o titrek kumaşına nedense dokuna-
mıyor, kin ve nefretin tomurcuklannı çoğaltmak
için çabalıyorduk!..
Alevlerin alaçakaranlığındaydık...
Gizemli hüzünleri kendi içimizde saklayıp kendi
kıskançlığımızı bir yaşam biçımine dönüştürüyor-
duk...
•••
Gazeteleri okumaya başladım...
Başbakan Bütent Ecevit'in DGM Savcısı Talat
Şalk için söylediklerini bir gün önceden biliyordum...
Yine kendi kendime sordum:
"Türkiye demokratik bir hukuk devleti değil mi-
dir?"
Hayır değildi!..
Eğer olsaydı, Başbakan Ecevit böyle konuşmaz-
dı!..
Hükümet, 'Beyaz Enerji' operasyonunu başın-
dan beri içine sindırememış, Hürriyet'in "Düğmeye
kim bastı" haberinden sonra hem Ecevit hem de
Mesut Yılmaz'a bir şeyler olmuştu...
Işin ucu nereye uzanıyordu 'Beyaz Enerji' operas-
yonunda?
İşte burası çok önemliydi!
NTV'de eski Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu,
operasyondan kimlerin tedırgin olduğunu açık seçik
anlattı...
Balkona çıktım, giderek grileşen gökyüzüne bak-
tım...
Derinden gelen hüznün rüzgânnda şaşıran hal-
kım, tüm bu olup bitenler karşısında neden tepkisiz-
di?
Bir Avrupa ülkesinde bu tür yotsuzhıklar karşı-
sında hükümetler devrilirdi...
Demokratik ülkelerde yargıçlar ve savcılar anaya-
sanın ve yasalann güvencesiyte korunurlardı...
Yargı çökerse toplum onun altında kalmaz mıydı?
Yargıç ve savcılara yönettılecek eleştiriler yargının
gücünü sarsmaz mıydı?
Başbakan Ecevit, bilirdı bunlan...
O zaman niye böyle konuşuyordu?
Canım sıkıldı iyice...
Sonra kiremitleri kararmış görkemli yapıya baktım
uzun uzun...
Kara bir sis, çöken umutsuzluğu yıldızsız gece-
lerde alıp götürüyor olmalıydı...
Adsız kentlere kaçıp gitmek istedim birden!..
Boranda, fıranada sürgün vermiş sevgı tomur-
cuğunu, dürüstfüğü, saydamlığı oralarda bulabilir
miydım?
• • •
Acılara ve hüzünlere gömülmüş bir toplum!..
Boşvermişlik içinde dolaşan insanlart.
Her şey vurdulu kırdılı; tıpkı Amerikan filmleri gi-
bi...
Tüm bunlara karşın yannlardan umutsuz mu-
yuz?
Aşacağız tüm engelleri, tüm zorluklan...
Demokrasinin bir kültür, bir yaşam biçimı olduğu-
nu öğreneceğız mutlaka!..
Tüm kurum ve kuruluşlan kuşatan çağdışı kafa-
lan, ilkelliği, şovenizmı tarihın çöpluğüne atacağız!..
Ne kadar direnirlerse dirensinler, kendilerini ef-
sane olarak görseler bile gidecekler, gitmek zorun-
da kalacaklar!..
0 zaman düzelecek her şey!..
Yaşam türkülü, çiçekli dallarda çoğalacak, çocuk-
lar geleceğin mavi sulannda azgın dalgaiarla bo-
ğuşmayacak!..
Bir yıldız çizgisi gökyüzünde uzayıp gidecek!..
Umut olacak, sevgi olacak, coşku olacak onun
adı...
Asla acı ve hüzün olmayacak; kin ve nefret to-
murcuklan açmayacak!..
hikmetcetinkayafrı cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GÜNEYDOĞU
GERÇEĞ1:NECLA
Onun öykûsüyle hıç kımse fazla ılgılenmedı; on dört yaşıoda
yaşamın kırlı sulannda yok olup gıtti.
Sisli ve soğuk bir Diyarbakır akşanuydı. Karaolığın gri gölgesi
evlerin, caddelerin, sokaldann üzerine düşüyordu .
Çağ Pazadama A.Ş. Turkocağı Cad. No 39/41
,34334)Cağaloğtu-!stanbulTei:f212)51401 96K Kitap kulûbû