25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYR HABERLER CHP'de parti içi muhalefet, görevden almalan ve yeni politik söylemi protesto etti 4 Genel merkez örgütü böldü'istanbulHaberServisi-CHP'de par- ti içi muhalefet, "Genel merkezin, U ve ilçe yönerimlerini görevden almasııu, son günlerdeki politik yönelim ve söy- tenüerini" protesto etti. Muhalifler, ge- nel merkezin partiyi "bizden olanlar ve bizden olmayanlar" şeklinde ikiye böldüğünü vurgulayarak, parti huku- kuna, parti içi demokrasiye, üyelik hakJanna ve partinin ideolojik özüne sahip çıkacaklanıu vurguladılar. CHP'de kendilerini "Parti İçi De- mokrasi Hareketi" olarak tanımJayan muhalifler, Sıraselviler'deki CHP U Merkezi önûnde yaptıklan eylemle İzmir CHP 'Sol kaııat tasfiye ediüyor' CELALY1LMAZ İZMİR-CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal ve ekibi- nin parti tarihinde görülme- miş bir "siyasi krvuna" giriş- tikleri belirtılerek "emek ve emekçi önceiikli" programın çiğnendiği ve sol kanadın tasfiye edildiği öne sürüldü. CHP'de Bursa, Düzce ille- ri ve Istanbul'dalci 8 ilçe yö- netiminin MYK tarafından görevden alınmalanna tepki gösteren ve Baykal'ı ağır bır dille eleştiren parti muhale- fetinin öncülerinden Fikri Sağlar ile Ercan Karakaş, "siyasitayun"olarak nitelen- dirdikJen operasyonun par- tideki sol kanadı hedef aldı- ğına dikkat çektiler. Sağlar ve Karakaş. "Ben bu işlerle meşgul değüun diyen Baykal ile Türkiye'nin en büyük hu- kukçusu olarak lanse edilen Genel SekreterÖnder Sav ve Ali Topuz'dan oluşan "hokus pokııs' üçlüsü, Atatürk'ün partisini kirletmektedirler" dediler. 'Partiyi yok ediyor' CHP'nin eski bakanlann- dan ve yöneticilerinden Fik- ri Sağlar, konuya ilişkin şun- lan söyledi: "Atatürk'ün partisini küietenleri partüi- ler ve halk görmektedir. Ge- nel Başkan Baykal.tuzak ku- ran Bderdir.Bu dahaönce de yapısuıda vardı. Bir kez da- ha ve somut biçimde ortaya çıknuşnr. Partiyi yok ediyor. Atatürk ilkeleri, sosyal de- mokrasinin rüm kavramlan askrya ahnnuştır. Sermayey- k aynı noktaya geünmiş,irti- cayla uzlaşma gü-işimleri başlablmjşnr" 'Soi partide sağ anlayış' CHP'de kurultay takvi- minden bir gün önceki gö- revden almalara tepki gös- teren Ercan Karakaş, 10-12 yıl öncesinde de benzeri bir kıyımın yapıldığını ve ken- dilerinin hedef ahndığmı be- lirterek "Sol bir partinin iç işlerliği ve düzenlemesi sağ bir partinin anlayışı ve yön- temlerivle gerçekleştirihnek- tedir" dedi. • Baykal ve Topuz'un istifasını isteyen CHP'li muhaüfler, parti il merkezinden Taksim Cumhuriyet Anıtı'na sloganlar atarak yürüdüler. Polis izin vermeyince partililer ellerindeki karanfilleri anıtrn yakınına bıraktılar. parti yönetimini Atatürk vetsmetİnö- açıklama yapan eskı il yöneticilerin- nü'ye şikâyet ettiler. Aralannda eski il " ve ilçe yöneticileri, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri, görevden alı- nan ilçe başkanlan, PM üyeleri Kemal Nebioğlu, Mehmet Moğultay ve Ber- han Şimşek, Esenyurt Belediye Baş- kanı Gürbüz Çapan, disipline verilen den Ozgül Beyazıt Kıvanç, artık sus- mayacaklannı söyledi. Naylon fiye iddiası eski II Sekreteri Fuat Keskin'ın de bu- lunduğu çok sayıda partili adına bir Kıvanç, Istanbul'da son olarak 8 il- çe yönetiminin ve aynca Bursa tl Ör- gütü'nün görevden alındığını vurgula- yarak "Bugûne değin, ülke genelinde 50il ve 100'ü aşkın ilçede 2 binden faz- dönem, bir kuşak kopuyor Gazetemran 38 yılhk eraekçisi Gûmüşbaş "Cumhuriyettoprağmdayaşadı, Cumhuriyet topra- ğmda gazeteciKk yapü ve yine bu toprakta ötöü". Cenaze törenindeki konuşmasmda ÇGD Baş- kanılsmetDemirdöğen " Dûrüst,namuslu gazeteriierazabyor" diyerekonun özeUiklerinden sa- dece birkaçını saydı. (Fotoğraf: SERDAR OZSOY) YılmazGümüşbaş'ıuğııriadık ANKARA (Cumhuriyrt Bûrosu) - Gazetemi- ze 38 yıl emek veren. basındaki sendikal örgüt- lenmemn önderlennden YılmazGümüşbaş'ı aı- lesi, meslektaşlan, dostlan ve yurttaşlann katü- dığı törenlerle uğurladık. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı lsmetDemirdöğen, iyi, dûrüst, namuslu gazetecilerin birer birer azaldı- ğını vurgulayarak, "Bir dönem, bir kuşak birer birerkopoymr'* dedi. Uzun sûredir tedavi gördüğü kanser nedeniv- le yaşamuıı yitiren Gûmüşbaş içın dün ilk tören gazetemiz Ankara bürosu önünde düzenlendi. Gûmüşbaş'ın eşi Semra Gûmüşbaş, çocuklan Innak ve Banş başsağlığı dileklerini kabul etti. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni tbrahim Yü- drz ileyazanmız HikmetÇetinkaya, Türkıye Ga- zeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ziya Sonay, ÇGD Başkanı lsmet Demirdöğen, Yargıtay Oye- si Hüseyin Deniz ile meslektaşlan, dostlan ve okurlan da törene katüdı. Gazetemiz yazan Hikmet Çerinkaya burada yaptığı konuşmada, Ydmaz Gûmüşbaş ile arka- daşlıklannın 1960'h yıllarda başladığını ve sen- dikada uzun yıllar birlikte çalıştıklannı anlattı. Çetinkaya, Gûmüşbaş'ın yaşama sıkı sıkı sanl- dığmı; basında artık sayılan çok az kalan onur- lu, dûrüst kişilerden biri olduğunu söyledi. GazetemizAnkara Temsilcisi MustafaBaibay, Gûmüşbaş'ın 1963 yılında Cumhuriyet gazete- sinde çahşmaya başiadığını ve yaşamı boyunca hep "gazeted" kaldığuu vurguladı. Gûmüşbaş'ın emekli olduktan sonra bile gazeteden aynlmadı- ğını belirten Balbay, "Cumhuriyet toprağmda yaşadı, Cumhuriyet toprağmda gazetecflik yapö ve yineJtm toprakta ÖMT diye konuştu. TGS Başkanı Ziya Sonay, "Onun gibi dûrüst gazeted,yiğitsendikacı az bulunur. Yeridolduru- lamaz. Işık içinde vatsuı" dedi. Karanfillerle uğurlandı Gûmüşbaş'ıncenazesi daha sonra alkışlar ara- smda ve eller ûzerinde taşınarak cenaze arabası- na konuldu. Gûmüşbaş için Maltepe Camii'nde kılınan öğle namazma Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Metin YaknaaTürk Hukuk Kurumu Başkanı YektaGüngörÖzden. MHP Genel Baş- kan Yardımcısı ŞCTİtet Bülent Yahnici, DSP Is- tanbul Milletvekili AhmetTan, Yenimahalle Be- lediye Başkanı Tuncay Alemdaroğlu, CHP Ge- nel Sekreteri ÖnderSav, CHP Genel Başkan Yar- dımcısı Eşref Erdem, CHP PM üyesı Mustafa Gazaka YÖK üyesı Prof. Alparslan Işıldı, Prof. Sadun Aren, TBMM Basın ve Halkla Ilişkiler DaireBaşkanı ŞahapAip. ailesi, meslektaşlan ve dostlan katıldı. Gûmüşbaş, öğle namazımn ardından Cebeci Asri Mezarhğı'nda toprağa verildi. Gûmüşbaş için çok sayıda okur ve dostu da gazetemize baş- sağlığı mesajları gönderdı. Başbakan Bülent Ecevit Genei Yayın Yönetmenimiz Ibrahim Yıl- dız'a gönderdiği başsağlığı mesajmda Gûmüş- baş'ın vefatından büyûk üzüntü duyduğunu be- firterek, "Acınızı yürekten paylaşıyorum. Al- Iah'tan kendisine rahmet, Cumhumet gazetesi çahşanlanna, ailesineve basın lığı diliyorum" dedi. Sffl la seçilmiş yönetici ya düşürüldü ya da görevden ahndi. Amaç, parti tüzüğû çiğnenerek kaydedilen binlerce üye ile, kongreleri bir gruplehinetestim afanak Sadecc İstanbul'da 7 bin naylon üye kaydedildi Artık örgütün yargıya baş- vurma bakkı doğdu" dedi. 'Parti içi banş bitti' Partinin ikiye bölündüğünü, parti içi banşm bittiğini ifade eden Kıvanç, par- ti içinde kıyım başlatarak örgütübölen- lerin, CHP'nin özünü de değiştirmeye kalkıştıklannı anlattı. Kıvanç. daha sonra parrililerin bu gidişe direnecek- lerine ilişkin söz vermeleri- ni istedi. Fuat Keskin de, genel mer- kezin tavnnın, kongrelen al- maya yönelik olduğunu vur- gulayarak, "Baykat taktik politik söyiemlerle, partinin ideolojik özünü birbirinden ayırmalı. Bunlar farkü şey- ler" dedi. Moğultay: Esin kaynağunız Atatürk Mehmet Moğultay ise par- ti içinde hak ihlalleri oldu- ğunu vurgulayarak şunlan söyledi: "Tüzüğün 13. mad- desigibi.istisnaidurumlarda kullamlması gereken bir maddeyi, amacı dışmda kıd- lanarak partiye 11 bin üye kaydedenler, aldıklan bir il- çe yönetiminin başına, geçici olarak, bu 11 bin kişiden bi- rüıi değü de, bir il yöneticisi- nin kardeşini atryorlar. Bu ey- lem ideolojinin ve örgüt çiz- gisinin sapmasma karşı, siya- saJhak ve demokrasi hareke- tidir." Grup daha sonra, Baykal ve Topuz'u istifaya davet e- den çeşitli sloganlar atarak "HaksızhgıAtatûrk'e şikâyet etmek" amacıyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na doğru yürüyüşe geçti. GüvenJik güçleri, grubu anıta yaklaş- tırmazken göstericiler elle- rindeki karanfilleri Taksim Cumhuriyet Anıtı yakınına bıraktı. Eylemde. "Inadına örgüt, inadma sol". "Vurviır inlesin, Baykal dinJesüı", "Halkız, hakbyız kazanaca- ğız". "Örgüt burada, Baykal nerede". "CHP bizimdir. hi- zipçfleristifa*, "Tarikatdeğfl, hallan partisi", "Atannuş başkan istemiyoruz". "Bay- kal uvuma. gerçek sol bura- da" sİoganlan atıldı. "Hizbin değil halkm partisi SHP". "CHP'yi merkez yönetimi bölüyor", "Parti içi kıyım var", "Atam,Cumhuriyetine ve partine sahip çıkrvoruz'" yazılı pankartlar taşıyan par- tililer, il merkezınede "Buil- de haksızhk, hukuksuzluk var" yazıh afiş astılar. Bav kal'dan eleştiri Öte yandan Cumhuriyet Haüc Partisi Genel Başkanı DenizBaykal,parti içi muha- lefetin dün Suaselviler'deki CHP U Merkezi önünde yap- tığı eylemle ilgili olarak "iyi bir parti, soruniannı kendi içindeçözümlemefidir" dedi. Baykal, "Ben her zaman bu- na özengösterdim,başkalan- nın da aynı özeni göstermesi gereldr'' diye konuşfu. IRMIKIAYDIN ENGÎN [email protected] Biliyorum, çok bayat bir fık- ra. Biliyorum, çoğunuz daha başiığı okur okumaz fıkranın devamını getirdiniz. Olsun. Günüdür. Günün öze- tidir. Anlatacağım. Adam sokaktan geçerken bakmış, veledin biri kediyi ça- maşır leğeninin içine sokmuş, şakır şukur, daldıra çıkara yıkı- yor. Dayanamamış: - Çocukyapma, kediöyleyı- kanmaz. Yapma, bakölürson- ra kedi... Velet omuz silkmiş, devam etmiş. Adam da çaresiz, yürü- yüp gitmiş. Bir süre sonra adam geri dönmüş. Bakmış, velet evleri- nin kapısına oturmuş ağlıyor. Sormuş: - N'oldu, niye ağlıyorsun?.. Velet gözünü silip burnunu çekmiş: - Kedi, demiş. Kedim öldü. Adamın tepesi atmış: - Ulan ben sana demedim mi? Kediyi öyle suya daldıra çıkara yıkarsan ölür demedim mi? Velet bir kez daha burnunu Yıkarken Değil Sıkarken... çekip bir de omuz silkmiş: - Evet ama,demiş. Yıkarken ölmedi ki sıkarken öldü... Günümüzü pek iyi özetleyen bir fıkradır. O yüzden bayat mayat demedim, anlattım. • • • Yıllarca bizi yıkadılar. Bağır- dık, çağırdık kâr etmedi. "Et- meyin, öleceğiz" dedik, dinle- mediler. "Ekonomiyi yönetiyoruz" dediler, sıkıştıkça Merkez Ban- kası'nın banknot matbaasını çalıştınp ekonominin tepesin- den aşağı kova kova para dök- tüler. "Dövizgelirterimiziarttır- mak lazım" deyip ihracat yap- tım diyen ite, uğursuza, vur- guncuya, soyguncuyavergi ia- deteri uyguladılar. "Yahu orta- da ihracatmihracatyok; silah, mermi, uyuşturucu, altın, si- gara kaçakçılığından elde edi- len kara paralar aklanıyor, üs- telik vergi iadesi kılıfı altında kamu servetleriyağmalanıyor" diyenlereters ters baktılar; inat ve ısraredenlere kimi kez "ser- bestpiyasa ekonomisine düş- man, çağdışı yaratıklar" dedi- ler; kimi kez "vatan haini" ilan ettiler. Her bir puanının değeri bir doları bile aşmayan dandik bir borsayı ekonominin merkezi gibi gösterdiler. Borsa gelirle- rini vergilendirmekten söz edenlerin üstüne çullanıp el ve söz birfiği ile susturdular. Kapitalizmin ana kurumla- nndan "bankacılık"\n önce cıl- kını, gitgide "b.ku"nu çıkardı- lar. Bankacılığı küçüktasarruf- lan bir araya getirip sanayiye (yatınmlara) kredi sağlayan te- mel işlevlerinden sistematik olar ak uzaklaştırıp yüzde 80 faizle halkın parasını toplayan, bu paralarla yüzde 140 faiz karşılığı Hazine bonosu alarak devlete borç veren tefecilik ku- aımlanna dönüştürdüler. Mafya babalanna "işadamı" deyip işadamlığını mafya me- totlarıyîa iş bağlamak diye kavrayan hırsızları "aile fotoğ- raflan"nda başköşeye oturttu- lar. Neredeyse 20 yıl süreyle yüzde 80, yüzde 90 dolayında yürüyen enflasyona bakıp kendilerini ekonomi dâhileri olarak sundular; "Türkiye, 20 yıl boyunca enflasyon oranını üç haneli rakamlara çıkarma- dan, hiperenflasyona ulaşma- dan bir ekonomik mucize ya- ratıyor" diye şişindilerve bunu ciddi ciddi yazıp çizıp bize yut- turmak gibi uğursuz misyonlar üstlenenleri gazetelerde say- gın kalem erbabı, muteber kö- şe sahibi kıldılar. 20 yıl boyunca bizi çamaşır leğeninin ıçine zorla oturtup, tepemi7den aşağıya kova ko- va, değeri pula dönmüş TL dö- küp yıkadılar, çitilediler, daldır- dılar çıkardılar, dald/rdılar çı- kardılar. Sonra deniz brtti. "Başçamaşırcı" IMF'nin önünde el pençe divan durup dize geldiler. "Aman IMFefen- di hazretleri bize bir medet" diye salya sümük ağlaştılar. IMF'nin işi ne? Bir ülkeye ve- rilen borçlann geri ödenmesi- ni sağlama bağlamak; yeni borç verecekler için güvence- ler yaratmak. O da işini yaptı. Döndü, bi- zim ekonomi allamelerine buy- ruk verdi: - Bu kadaryıkama yeter. Ar- tık sıkın, sonra da kurulaya- caksınız... Tam da o günleri yaşıyoruz. Esnafın, zanaatkânn, anlı şan- lı sanayi erbabının, yani moda deyimle "reelekonomi"n\n ka- panan her fabrikası, inen her kepengi, ödenmeyen her çeki, senedi 20 yıllık daldıra çıkara yıkamanın ardından gelen ka- çınılmaz "sıkma"sürecinin ka- nıtı, göstergesi. Eğer fıkradaki kediden da- ha şanslı olur da sıkma işle- minden sağ çıkarsak ardından "kurutma" aşaması gelecek. Artık kökümüzü mü kurutur- lar, canımızı mı kuruturlar, bile- miyorum. 'Postmodern' darbenin oykusu... "Arkadaşlar, Türkiye tarihi bir dönem yaşamıştır. Bu, silah kullanılmadan, rejimin özgücü ve sivil inisiyatifile yapılan postmodern darbedır." Orgeneral Çevik Bir, emeklıye aynlmadan önce 28 Şubat sürecini böyle tanımlıyordu. Gazeteci Hakan Akpınar'ın "28 Şubat-Postmodem Darbenin Öykûsü" adlı kitabı, yıldönümü yaklaşan bu önemli dönemecin perde arkası aynntılannı işliyor. "Müjdeler olsun Refah geldi" bölümünde, REFAHYOL hükümetini haariayan gelişmelerie başlayan süreçle ilgili bazı başlıklar, kitap hakkında ipuçlan veriyor: "Kirii ittifak ve gizli protokol. Askere selamünaleyküm. Bir siyaset masalının sonu. Hocaya laik kuşatma. Kadın eli sıkmayan bakan. Kriptolar LJbya'ya gelmeyin. Uçakta mescityok mu? Karargâha çağnlan gazete patronu kimdi? Herzaman tank geçer. Darbe mi olacak paşam? Erbakan'a selam gönderen esrarengiz MlT'çi..." Kısa alıntılaria, gerilimli sürecin film şeridini harekete geçirelim: Bir generalin, dönemin Içişteri Bakanlığı Müsteşan Teoman Ünüsan aracılığıyla Içişleri Bakanı Meral Akşener e gönderdiği ileti: "Git söyle o kadına, ileri geri konuşmasın. Gelirsek, Içişleri Bakanlığı'nın önünde onu yağlı kazığa oturturuz..." Çiller'in "Ihtilal olur mu paşam" sorusuna Doğan Güreş'in yanıtı: "Yok, ihtilal falan olmaz. Ama bir muhtıra yersiniz ki bir daha yerinizden kalkamazsınız!" Orgeneral Karadayı'dan Devlet Bakanı Ufuk Söylemez'e: "Koltuk, altınızdan kayıyor Sayın Bakan, Başbakan'a söyleyin. Ben de altımı tutmakta zortanıyorum. Ben de emekli olunca rahatça oturup pipomu içmek istiyorum." "G gürtünü" hesaplamak için askerierin borsadaki hisselerini izlemeye alan DYP'lilerin "darbe" alarmı verdiği 13 Haziran Cuma gecesi Etimesguttaki Zırhlı Birlikler Tümeni'nin çevresinde gözlem turu atan Devlet Bakanı Bekir Aksoy'un yorumu... Olası müdahaleye karşı yurtdışından demokratik destek sağlamayı tartışan DYP'lilerin "Sürgün Bakanlan" hazıriığının aynntılannı da buluyoruz kıtapta... Yeni bir 'Mavi Akım kazığı' gelmesin... TBMM'nin yoğun ve gergin günlerinin ardından, geçen haftaki son çalışma günü, uluslararası sözleşmelere aynldı. Milletvekilleri rehavet içinde kulislerde doiaşırken genel kurul goruşmelerini uzaktan izlemeyi yeğlediler. DSP Ankara Miiletvekili Uluç Gürkan, genei kuaıla geldiginde milletvekili arkadaşlanna takıldı: "Çocuklar, bu uluslararası sözleşmelerin içeriği ne? Mavf Akım'daki gibi birkazık yemeyelim." Milletvekilleri "Siz fark edersiniz" deyince, Gürkan şu karştlığı verdi: "Aman efendim, biz Mavi Akım'da kazıkyiyenler arasındayız." Kavganın nedeni vekiller değil mimarlar! DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümüyle sonuçlanan olaylarda, iş döndü dolaştı, genel kurul salonu tartışmasına indirgendi. Başbakan Bülent Ecevit, yeni salonu "içine sindıremediğıni" söyledi. MHP'li idare amiri Ahmet Çakar, "Salonun dekoru ile kırmızı koltuklar ve beyaz mermer duvar, yorgunluğu ve gerginliği arttınyor. Kırmızı rengin de tahrik edici olduğu bilimsel gerçek" görüşünü açıkladı. Kendi partisinden bazı arkadaşlan ise Çakar'a, "Biz boğa mıyız ki kırmızı görûnce tahrik olalım" diye tepki gösterdiler... TBMM Genel Kurulu'na silahla girilmesi, milletvekillerinin birbirini yumnjklaması gibi göruntüler unutulmadan; tartışmalar genel kurul salonunun mimarisi ve vekillere etkisine kayıverdi. Oysa, "kürsünün tepede, ulaşılmaz" olduğu zamanlarda da az kavgaya tanık olmadık... Genel kurul salonunun yeniden düzenlenmesi için llhami Ural ve Adnan Ural tarafından hazırlanan proje, yanşma sonucu seçilirken bu projede başkanlık divanı ve kürsüyü ulaşılmaz kılan bir düzen yerine "mimari demokrasi" getiren bir salon düzeni öngörüldü. Projenin maliyeti ile ilgili tartışmalar yargıya taşındı, bu konuda çok haber yazdık, çok yorum yapıldı. Ancak, TBMM'deki şiddeti mimariara fatura etmek biraz fazla herhalde. TMMOB Mimarlar Odası tarafından yapılan açıklamada, projenin "siparişle ya da siyasi kararia değil, seçkin birjüri tarafından beliriendiğinin" altı çiziliyor. Yanşmanın gerekçe raporunda, "başkanlık divanının demokrasi ilkelerine uygun olarak düzenlenmesi"n\n istendiği de vurgulanan açıklamada şu görüşlere yer veriliyor: "TBMM'de otoriteyi sağlamak için güçlü ve erişilmez başkanlığı özlemek, milletvekillerinin demokratik olgunluğundan umudu kesmek anlamına geliyor ki bu çok daha vahim bir durumdur." CHP klonlanabilir mi? CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın merkez sağa dönük siyasi manevrası, ANAP ve DYP'li yöneticiler tarafından hınzır bir gülümsemeyie karşılandı. Genel cerrahi uzmanı olan ANAP GeneJ Başkan Yardımcısı Ahat Andican, Baykal'ın ANAP ve DYP kökenli eski milletvekilleriyle birlikte çalışmaya başlamasını "Bu mlayda doku uyuşmazlığı var" diye yorumladı: "Her hücrede, diğerine uyum sağlaması gereken 25 doku vardır. Bu dokular, kan grubundan başlayarak çeşitlenir. 18 doku uysa bile geri kalanlar bünyenin tepki vermesi için yeteriidir. Dokular sadece ikizlerde 25'te 25 uyum sağlar. Tercih edilenlerin dokusu CHP bünyesine uymaz." CHP'nin ikizi olmadığına göre, değişim dönemeci nasıi geçitebilirdi? Biraz riskli olan formülü yine Andican önerdi: "CHP için kionlama düşünülebilir. Ama onlan klonlamak da zor. Aynıyla bir CHPyaratmak için biraz Deniz Baykal'dan, biraz Fikri Sağlar'dan, biraz Ercan KarakaşYan doku almak lazım. O da başanlı olur mu bilemem?" Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu. ankcum@ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle