Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ
HABERLER
Alâzım'ın
yupttaşlığı
• BURSA (Cumhuriyet)
- Bursa'daki MHP
Genişletilmiş Bölge
Toplantısı'na katılan
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş, Nâzım
Hikmet'in T.C.
vatandaşlığına iadesi
kararnamesi ile ilgili
sorulan, "Benimböyle
bir kararnameden
haberim yok" diye
yanıtladı. Ulaştırma
Bakanı Enis Oksüz de
"Mahkeme kararlannı
araştınn. Dilekçesi var
mı? Ailesinin talebi var
mı? Gidin bakın,
araştınn" diye konuştu.
Büpoknatiara
dava
• ANKARA (AA)-
Eski Toplu Konut Idaresi
Başkanı Mehmet Kemal
Ünsal'ın da aralannda
bulunduğu 4 bürokrat
hakkında "görevlerini
kötüye kullandıklan"
iddiasıyla 3'er yıla kadar
hapis cezası istemiyle
dava açıldı. Ankara
Cumhuriyet Başsavcıhğı,
Toplu Konut Idaresi
Başkanlığı'nca, Samsun-
Kurupelit konutlannın
pazarlanması \e yöre
halkına tanıtımı
amacıyla yapılan
promosyon çalışması ve
bu kapsamda yer alan
harcamalann,
Başbakanhk Tasarruf
Genelgesi ile TOKİ Ihale
Yönetmeliği'ne aykın
olduğu iddiasıyla
yürütülen soruşturmayı
tamamladı.
Kırgızjstan
heyeti
İstanbul Habcr Scrvisi
-Kırgızıstan'ın Avrupa
Güvenlik ve Işbirliği
Teşkilatı Parlamenterler
Assamblesi Başkanı
Erkin Bulekbaev ve
beraberindeki heyet,
Istanbul'un tarihı ve
turistık yerlerini gezdi.
Heyetin, Türkiye-
Kırgızistan fş Konseyi
Toplantısrnın ardından
Ankara'ya gideceği
bildirildi.
'AB Kıskacında
Türkiye'
• İstanbul Haber Servisi
- Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD)
tarafmdan düzenlenen
toplantıda konuşan
Marmara Üniversitesi
Avrupa Topluluğu
Enstitüsü AB Siyaseti ve
Uluslararası llişkiler
Anabilim Dalı Başkanı
Doç.Dr. Mithat Baydur,
Türkiye'nin AB'ye
ahnmayacağını ileri
sürdü. Avrupa'da
TürkJere karşı bir
düşmanlık olduğunu,
Türklerin daima kötü
olarak tanımlandığını
savunan Baydur, son
zamanlarda yaşanan
olaylar karşısında
Türkiye'nin tepkisinin
haklı olduğunu söyledi.
Türkmenlerden
protesto
• İstanbul Haber Servisi
- Afgan Türkmenlen
Derneği üyeleri dün
Taksim'deki Fransız
Konsoloslugu'na siyah
çelenk bıraktı. Fransız
Parlamentosu'nun
Ermeni soykınmı
iddialannı kabul
etmesini protesto eden
Afganlı Türkmen
göstericilerin Fransız
bayrağlnı yakmasına
polis izın vermedi.
Herkes istediği
yere gömülebilip'
• İstanbul Haber Servisi
- ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Selçuk ^
Pehlivanoğlu.
Nakşibendi tarikatının
Iskenderpaşa cemaatinin
şeyhi Mahmut Esad
Coşan'ın, Süleymaniye
Camii haziresine
gömülmesine karşı
çıkmanın doğru
olmadığını söyledi.
Pehlivanoğlu, "Her
vatandaş, yakınlannın
yanına gömülmek ister.
Buna karşı olmak doğru
değildir" dedi.
Bakatı Olmyan'ın öfkesi
Çalışma Bakanı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nden sendikaya üye olan 36
işçinin atılmasına çok kızdı, 'İş Güvencesi Yasası' hemen çükarılmalı' dedi
Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan
işin peşini bırakmayacak
HÜSEYtVKALKAN
TOKAT-Çahşma ve Sos-
yal GüvenJik Bakanı Yaşar
Okuyan, Gaziosmanpaşa
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Mûmtaz Turgut Top-
baş'a, 36 işçiyi sendikaya
üye olduklan gerekçesiyle
işten çıkarttığı için ağır eleş-
tirilerde bulundu. Okuyan.
"Bir üniversite için bu, ayıbın
en büyüğüdür. Görülüyor ki,
iş güvencesi yasası aciîen ÇH
kanlması gereken bir yasa-
dır" dedi.
Yaşar Okuyan, önceki gün
Tokat'ta incelemelerde bu-
lundu. Amasya-Tokat il sını-
nnda Tokat Valisi Mehmet
Gündoğdu tarafmdan karşı-
lanan Okuyan, önce Turhal
Kaymakarnlığı'nı ziyaret et-
ti, ardından Turhal SSK. Has-
tanesi'nde incelemelerde bu-
lundu. Okuyan, Gaziosman-
paşa Üniversitesi'nde Türk-
lş'e bağlı Tez Koop-Iş Sen-
dikası'na üye olduklan ge-
rekçesiyle işten çıkartılan 36
geçici işçiyle de görüştü.
Rektör Prof. Dr. Mümtaz
Turgut Topbaş'a ağır eleşti-
rılerde bulunan Okuyan,
"Rektör, sizi sendikaya üye
oldunuz diye işten çıkanyor.
Suçunuzne, sendikava üye ol-
mak. Hangi çağda yaşryo-
ruz? Anayasamızda dernek-
lere, sendikalara, vataflara
ûye olmak temel haklardan-
dır. Insanlar istedikleri der-
nek. sendika ve vakfa üye ol-
makta serbesttirT
' dedi.
Işçiler daha sonra çalışma-
lanndan dolayı Rektör Top-
baş tarafmdan verilen teşek-
kür belgelerini Okuyan'a
gösterdiler. Bunun üzerine
Okuyan şunlan söyledi:
"Uç ay önce teşekkür bel-
gesi veriyor sonra da işten ç>
kanyorsun. Böyle rezillik
olur mu? Nerede oluyor bu?
Bilimin yapıldığL,yağrfaşhğın
öncüsü olması gereken yer-
de, ünrversitede. Bir üniversi-
te için bu, ayıbın en büyüğü-
dür. Görülüyor ki,' iş güven-
cesi yasası' acilen çıkanhna-
tĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
000 .TARIKAT.0 000000 000090000000000000000000000000 SİYAStl 00000000000
sı gereken bir yasadır. Bakan-
bk müfettişlerinetalimat ver-
dim, hemen gelip üniversite-
yi denetlejecekler. Bu işin pe-
şini bırakmayacağım."
Bakan Okuyan, iş güven-
cesi yasası için görevlendir-
menin yapıldığını, beklenen
uzlaşmanm sağlanacağını da
ifade etti. Bakan, bir soru
üzerine, Nâzun Hikmet'in
TC vatandaşı olmasmı dü-
zenleyen kararnameyi imza-
layacağıru söyledi.
Bakan Okuyan Bağ-Kur
ve SSK primleri için affın
söz konusu ohnadığmı, an-
cak ödeme kolaylığı uygula-
masına devam edileceğini
bildirdi.
Miting
yasağma
protesto
İstanbul Haber Servisi
-Çeşitli parti ve sivil top-
lum kuruluşlan tarafin-
dan 11 Şubat 2001 tari-
hinde gerçekleştirilmesi
planlanan Demokrasi
Mitingi'ne izin verilme-
mesi dün Taksim Tü-
nel'de protesto edildi.
Aralannda ÖDP, HA-
DEP, EMEP, KESK,
DÎSK ve İHD üyelerinin
de bulunduğu yaklaşık
300 kişilik topluluk adı-
na yapılan açıklamada,
Kuzey Irak'taki operas-
yon ve Diyarbalar Emni-
yet Müdürü Gaffar Ok-
kan'ın öldürülmesinin
ardından bölgede şiddet
ortamının yaratılmak is-
tendiği belirtildi. Mitin-
gin yasaklanarak baskı
polıtikalannın sürdürül-
düğü ileri sürülen açıkla-
mada, toplumun konuya
duyarlı olması istendi.
Polisin çevrede geniş gü-
venlik önlemı aldığı gös-
teri olaysız sona erdi.
DSP Milletvekili Gürkan: 2002'de seçim olabilir. CHP, parlamentoya girmeli'
6
Ecevît sonrasım tarbşmak luıa
TÜREYKÖSE
ANKARA - DSP Ankara Milletve-
kili UIuç Gürkan, ülkenin seçim plat-
formuna girdiğini, 2002'de seçimin
gündeme gelebileceğini söyledi. Gür-
kan, "DSP, elbette ortaklanyla uzlaş-
mavı dışlamadan, insana dönük bir
umudu yeniden ortaya kovTnaü" dedi.
Gürkan, "Niçin bir FP yerine CHP ol-
masın? Niçin bir DYP, ANAP yerine
CHP TBMM'de olmasın" dedi. Gür-
kan, "Ecevit sonrası" senaryolarla il-
gili olarak da, "Asıl önem taşıyan,
DSP'de görev yapan herkesin bugün
ne yapüğKhr" dedi.
DSP'nin kurultayı yakJaşırken par-
ti içi kulisler de yoğunlaştı. DSP An-
kara Milletvekili Uluç Gürkan, soru-
lanmızı yanıtladı. Gürkan'a sorulan-
mız ve yanıtlan şöyle:
- Seçim senaryolan hakkında ne dü-
şünüyorsunuz?
- Türkıye artık seçim platformuna
girdi gibi görünüyor. Anayasada 5 yıl-
da bir seçim yapıhr. deniyor ama
1980'den bu yana hiç 5 yılda seçim
yapılmadı. 2001 'de değil ama 2002'de
yaz veya sonbaharda seçimin günde-
me geleceğini tahmin ediyorum.
- Yeni bir seçimden sonra parlamen-
toda dengeler nasıl dcğişir?
- Şuna ınanıyorum, Türkıye eğer
dünya solundaki gehşmelen ıyı izler,
algılar ve kendı ıçinde de sadece par-
ti düzeyinde benimsemek anlamında
değil, DSP bakımından, elbette koalis-
yonun olanak \erdiği ölçüde ıktidar-
da yaşama geçirırse rüzgâr Türkiye'de
de soldan eser.
- DSP iktidarda yıpranmadı mı?
- Dünya solu, 199O'lı yıllarda libe-
ralizm İcarşısında geriledi. Üçüncü
yol, yeni orta gibi solu sağa çeken rüz-
gârlar geldi. Bu arayışlann sonuçsuz
kaldığun söyleyebilirim. Sol iktidarda,
sol politikalarla başanlı oldu. ABD ve
Fransa en çarpıcı iki örnek. Berlin'de
sol partıler çok önemli bir vurgu yap-
tılar. Sol, devlet müdâhelesini yeniden
gündeme getirdi. Piyasa ekonomisi
için. sosyal sorumluluklar vurgusu ya-
pıldı. Türkiye, bu gelişmeleri iyı oku-
malı. Sol partiler bu gelışmelerin dı-
şında kalamaz. Dünya işbölümünün
gerelderini ancak DSP yerine getire-
biiir. Hükümet, IMF ile yapılan prog-
ramda sıkıntı çekiyor. Bunu aşmanın
yolu, dünya işbölümünün gerekJerini
yerine getirmektir. DSP, elbette bu ya-
pıyı da kabullenerek insana dönük bir
umudu yeniden ortaya koymalı.
- "Yeniden sol" sözcüklerine vurgu
yapıyorsunuz...
- Globalleşmenin kontrol altına alın-
ması ve piyasa ekonomisinin sosyal
sorumlulukJa bütünleştırilmesi son de-
rece önemJi. Önce insan odakh birpo-
litika uygulamaya konulmalı.
- Parlamentoda CHP'nin eksikliği-
ni hissediyor musunuz?
- CHP parlamentoya girmeli.
DSP'nin parlamentoda CHP ile işbir-
lıği konusunda genel başkanımızın da
bir yaklaşımı vardı. Niçin bir FP ye-
rine CHP olmasm? Niçin bir DYP,
ANAP yenne CHP TBMM'de olma-
sın? DSP, Temmuz 1997'de REFAH-
YOL yıkılırken CHP'ye hükümet
içinde yer alma çağnsı yapmıştı.
SlFIR JV0İTZ4.S7/ORALÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Almanya'nın Stuttgart kentin-
deyim. Önceki gün, Stuttgart
Alevi Kültür Merkezi'nde, ülke-
mizde öldüriilen gazeteciler ve
faili meçhul cinayetler üzerine
konuştuk. Dün de cezaevleri
operasyonunu tartıştık. Alman-
ya'nın sessizliği, dinginliği ve
düzeniyle Türkiye'nin karmaşa-
sı arasındaki fark, insanın ruhsal
dengelerini etkileyecek kadar
fazla. Bu nedenle burada yaşa-
yan yurttaşlanmız, Alman düze-
ni içinde Türkiye'yi gözJüyorlar.
Türkiye'deki heyecan ve gerilim
onlann yaşamına burada başka
bir boyut kazandınyor.
Türkiye Kupası maçlan, Tür-
kiye Futbol Ligi buradaki insan-
larımızın en önemli heyecan
kaynaklarından birisi. Ancak
heyecanlı ve korkutucu Türki-
ye görüntülerine rağmen Al-
manya'da başka bir hayat var.
Aslında hem var hem yok. Bu-
radakilenn anlattığınagöre, her
yıl Almanya'ya Türkiye'den 30
bin civannda damat ve gelin it-
hal ediliyoımuş. Buranın kültü-
rüyle yetişmiş genç kızlar ve er-
kekler aileleri tarafmdan Türki-
Yves Tanguy'ün Resimleri Önünde
ye'den evlendiriliyortarmış.
Bundan sonrasının ne olabi-
leceöini az çok tahmin edersı-
niz. Ozellikle Türkiye'den gelen
gelinler, Alman kültüründen et-
kilenerek yetişmiş kocalanyla
birtürlü uyum sağlayamıyor ve
damadın anne ve babasının
esiri haline dönüşüyorlar. Da-
yak dahil, heryola başvuranla-
nn sayısının oldukça yüksek ol-
duğu söyleniyor. Ardından, ya-
şanan dramlar, sınırdışı edilen-
ler, yalnız başına kalanlar... Bu
konuda yürek paralayıcı öykü-
lerden söz ediliyor.
• • •
Gözleri Almanya'da, kulak-
lan Türkiye'de olan yurttaşları-
mız, Avrupa Birliği konusuyla
çok ilgililer. Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne girmesinin kendilerı
açısından sağlayacağı avantaj-
lan düşünüyorlar. Sınır kapıla-
nndan çektikleri eziyetten, ikin-
ci sınıf insan muamelesi gör-
mekten kurtulacakları umudu-
nu taşıyoriar.
Stuttgart Alevi Kültür Merke-
zi, 400 metrekarelik bir büyük
alandafaaliyetgösteriyor. Baş-
kan Hayri Turan, çeşitli salon-
larda çok çeşitli etkinlikler yap-
tıklannı anlartı. Merkez, canlı ve
hareketli bir hava içindeydi.
Duvarlar Sıvas katliamında ya-
şamını yitırenlenn, Uğur Mum-
cu'lann, Abdi Ipekçi'lerin, Mu-
ammer Aksoy'ların, Bahriye
Üçok'lann, Metin Göktepe'le-
rın resimleriyle süslenmişti.
Türkiye'de neden hâlâ
önemli cinayetlerin aydınlatıl-
madığını sordular. Ben de on-
lara, daha bir hafta önce Silo-
pi'deıki HADEP'lininönceteh-
dit edildiğini, sonra da jandar-
ma karakoluna çağnlmalannın
ardından yok olduklannı anlat-
tım. Ipekçi'nin katilini bırakan,
Doğan Öz'ün katilini beraat et-
tiren anlayışın ülkede egemen-
liğini sürdürdüğünü söyledim.
Böyle bir ülkede Uğur Mum-
cu'nun katili bulunabilir, hesa-
bı sorulabilirmiydi? Bulunduğu
söylenen katillere bu koşullar-
da ne kadar inanabilirdik!
•••
Stuttgart Demokrat Esnaflar
Birliği Başkanı Bedii Avcı ve
demeğin sekreteri Turhan Ata,
Deniz Baykal'ı ve CHP'yi sor-
dular. Baykal'ın yeni girişimle-
rini nasıl değeıiendirdiğimi öğ-
renmek istediler. CHP hâlâ
önemli bir parti. Bu parti Türki-
ye'nin içinde bulunduğu bu
baskı ve vurgun ortamında bir
rol oynayabilir. Yüreği yanan,
eziyet gören, haksızlığa uğra-
yanlann sesi olabilir. Böyle bir
sese Türkiye'de çok gereksi-
nim olduğu bir gerçek.
Cezaevi operasyonu sırasın-
da Deniz Baykal genel başkan-
dı. Silopi'de HADEP'liler kay-
bolduğunda da genel başkan-
dı. "Beyaz Enerji" operasyonu
sırasında da. Kimliği bir türiü
öğrenilemeyen "jandarma ko-
mutanı" Hürriyet'e açıklama
yaptığında da. Sizce Şeyh
Edebali'nin bu tür konularda
birfikn olabilir miydi? Düşünüp
duruyorum.
• • •
Almanya'nın düzeni ve sükû-
neti içinde Türkiye'yi düşün-
mek, insanın ruh haline iyi gel-
miyor. Otelden dışarı çıktım.
Stuttgart Şehir Galerisi'ni gez-
mek için tramvaya bindim.
Fransız sürrealistlerinden Yves
Tanguy'ün sergisi vardı. Önce
Hollandalı, italyan ressamlann
1600-1800 yıllannda yaptıklan
tablolann önünde durdum. Biz-
de resim yasağı olan bu dö-
nemlerde yaratılmış enfes tab-
lolara imrenerek baktım.
. Yves Tanguy'ün "Fantomas"
adlı kanşık tablosuna baktım.
Resmin orta yennde yüreğin-
den kan akan bir kadın duru-
yordu. Yeşil elbiseli adamın
elindeki ateş saçan eşya bir ta-
banca mıydı, yoksa kırmızı bo-
yaya boyanmış birfırça mıydı?
"BulutlarlçindekiErtablosuy-
la ne anlatmak ıstemişti? Tab-
lolara dalıp gitmişim.
Canınız sıkılıyorsa bir resim
sergisine gitmenizi öneririm. İyi
geliyor.
2000Lt YILLARDA
ERDAL ATABEK
Neden İnanç?..
Neden Bilinç?..
21. yüzyıla "daha inançlı bir dünya" olarak giri-
yoruz. Üç büyük tektannlı dinin yandaşlan da sa-
yıca artıyor, din dışı inanç yollanna da geçmişe gö-
re daha çok sayıda insan giriyor. Hıristiyanlık, Is-
lamiyet ve Musevilik, tektannlı dinler olarak dün-
ya nüfusunun büyük dinlerini oluşturuyor. Uzak-
doğu dinleri ayrı bir inanç kategorisi. Şintoizm,
Budizm ve Uzakdoğu'nun öteki inanç kaynaklan
da milyonlarca insanın inancını oluşturuyor. Özel-
likle Amerika ve Avrupa'da bu dinlerin dışında çe-
şitli yeni dinler ve tarikatlar bulunuyor. inancın kay-
nağı insan kadar eski. Inanmak gereksinmesi ha-
yatın başından beri "insanın yaşam guçlüklehnı
çözmesinin yolu" olarak ortaya çıkmış, gelişmiş
ve yaygınlaşmış.
llk insanlar da hava kararınca, gök gürleyince,
şimşeklerçakınca önce korkmuşlar. sonra da bü-
tün bunlann "Tannlann öfkesi" olduğunu düşün-
müşler; doğaüstü güçlere inanmak, onları yatış-
tırmak, böylece "yaşam güçlüklerinı çözmek" bir
gereksinme, bir zorunluluk olmuş.
"Yaşamın güçlüklerini çözmek için, Tann'nın is-
tediklerini yapmak gerekir."
İnancın sade, basit, anlaşılır temel ilkesi budur.
Böyle olunca da "kişinin sorumlulukyükü, ken-
di seçeneklerinin dışına çıkarak Tanrı buyrvklan-
na uymakla sınırlanır".
Insanlann, inancı bilince yeğlemelerinin nedeni
budur.
İnançlı insan, önce inanır, sonra da "inandığını
bilir".
Bilinç ise "farkında olmak"t\r. Bu da "Neden"di-
ye sormakla başlar. Bu sorunun ardından ortaya
çıkan seçenekleri görmekle sürer, sonra da bu se-
çenekleri eleye eleye varacağı kararı "benimse-
mekle tamamlanır. Bilinç, kişisel bilme sürecinin
ürünüdür.
Bilinçli insan, önce bilir, sonra da "bildiğine ina-
nır".
Bilinçli olmak "kişiselsorumluluk" yükler, güç bir
öğrenme, daha da güç bir eleme, eleştirme süre-
cinden geçer, dahası "öğrendiğini daha doğru
olanla değiştinne" yükümlülüğünü taşır.
Oysa, inanç, inandığını değiştirmemeye dayan-
dığı için kişiye "sürekli bir düşünme zorunluluğu"
yüklemez.
Onun için, bilinçli insan olmak zordur, ağır so-
rumluluklar yükler, çokyönlü düşünmeyi gerekti-
rir, en doğru bildiklerini eleştirmeye zorlar, bildik-
lerini değiştirmeye açık tutarak bilinenlerin don-
duaılmasına izin vermez.
Bu zorluk nedeniyle de pek çok bilinçli insan,
zaman içinde bildiklerini inanca dönüştürerek
inançlı insan olur. ama bunu fark etmediği için
kendisini "bilinçli" saymayı sürdürür.
Dünyadaki değişmelerin son yıllarda çok hızlan-
ması nedeniyle insanlar "düşünce ve duygu ya-
pılanmalannı" değiştirmeye zorlandılar. Aıle yapı-
lan, insanlar arası iletışim, beklentiler, umutlar ve
umutsuzluklar, değeryargıları öylesinealışılmacjik
bir hızla değişmeye başladı ki insanlar artık "de-
ğişmeyene bağlanma" zorunluluğu duymaya
başladılar.
"Değişmeyene bağlanma", insanları, değişen-
ler arasında seçeneklen bularak karar verme so-
rumluluğundan kurtararak "yaşam güçlüklerini
çözme yolu "na sokar.
İnsanlar, böylece "değişmeyene bağlanarak",
kendilerini hızla değişen dünyanın tehlıkelerınden
korumaya çalışıriar.
Dış dünya, daha çok bilinmeyenle dolmaktadır,
daha çok güvensizlik, daha çok şiddet, daha çok
tehlike vardır. Bu durumda en "rahatlatıcı çözüm",
iç dünyada değişmeyene bağlanarak kendıni ko-
rumaktır.
21. yüzyılda gerek dinlere bağlılığın, gerekse din
dışı tarikatlann ve cemaat kültürünun artmasının
altında yatan nedenler bunlardır.
"Cemaat kültürü" üzerinde daha çok durulma-
sı gerekmektedir. Çünkü "cemaat kültürü" sade-
ce inanç gruplanna özgü kalmayacak, inancın dı-
şındaki etkenlerın birleştirdiği insanlar da "kendi
gibi olanlaria bihikte yaşayacaklan yeni grup or~
taklıklan" kurarak bu parçalanmış dünyada "ya~
şamın güçlüklerini çözme yolu^nu arayacaklardır.
llerde belirli meslek gruplannın, belırli bilim ve sa-
nat gaıplannın da cemaat kültürüne benzer "grup
yeheşmeleri"ne yöneleceği gönjtecektir.
Dünyanın bu hızlı ve çok yönlü değışimi, bilinç-
li insan olmanın insana yüklediği sorumluluğu ta-
şınabilecek sınıriann ötesinde arrtırdığı için bu so-
nuçlar şimdiden düşünülmelidir. Çünkü bu duru-
mun "eğitım süreleri" ile ilgisi yoktur, pek çok yük-
sek eğitimli insan da "inançlı" olmayı yeğlemek-
te, kitlesel çözümlere katılmaktadır.
İnandığını bilmek mi, bildiğine ınanmak mı?
Bu sorun, bilişim teknolojisinin sorunlarından
çok daha önemli değil mi?
e-mail: erdalatak(a superonline.com
HAOEP
'KaybcianyönedcUetin
sonhmndan kıty^lmz
ANKARA/DtYAR-
BAKIR (Cumhuriyet)
- Gözaltına alındıktan
sonra kaybolan HA-
DEPSilopillçeBaşka-
m Serdar Tamş ile üye
Ebubekir Deniz" in du-
rumlan belirsizliğıni
korurken protestolar
sürüyor. HADEP An-
kara İl Örgütü'nden
yapılan açıklamada
"Kaj'bolan yöneticile-
rimizin akıbetinden
kaygdıjTz'' denildi.
HADEP Ankara İl
Başkanlığfndan dün
yapılan açıklamada,
bölgedeki banş orta-
mının Gaffar Ok-
kan'ın ölümünden
sonra sarsıldığı \urgu-
landı. Toplantıda HA-
DEP Silopi llçe Başka-
nı Serdar Tanış'ın
muhbır olarak açıklan-
masının üzüntü ile kar-
şılandığı da bildirildi.
Açıklamada, HA-
DEP'in şiddet ortamı-
na çekilme>e çalışıldı-
ğı sa\unuldu.
Di>arbakır'm HA-
DEP Kavapınar ilçe
binası bahçesinde ka-
yıplar için yapılan
oturma eylemi dör-
düncü gününde de de-
vam ettı. Şırnak'ın Kı-
zıltepe ilçesi HADEP
örgütü adına basın
açıklaması yapan ilçe
sekreteri Rıdvan Olca-
söz de ıki yıldan bu ya-
na bölgede süren banş
ve kardeşlik ortamının
bozulmak istendiğini
söyledi.