18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Ibrahim Yıkiız •YazuşlenMüdürü. Sabn Alpaslan 9 Sorumlu Müdür Flkret tlkiz • Haber Merkezı Müdürü. HakanKara Isühbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı ÖzlemYüzak # lCultur Handan Şenkökeo 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaörcn 0 Duzeltme Abdullah \ azıcı 0 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç 0^\vrupa Temsılcısı GürayÖz Yayın Kurulu. Ühan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, tbrahim Yİldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No- 125,Kaf4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks- 4195027 0 Izmır Temsılcısı Serdar Kınk, H. Zıya Blv 1352S 23Tel-4411220, Faks 44191170AdanaTemsücısı Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S No 1 Kafl, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürû Erol Erkut 0 Koordınator Ahmet Korulsan 0 Mu- hasebe Büleot Yener 0 Idare Hiiseyin Gfirer 0 Satış Fazilet Knza MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Müdür Gâlbiı Erdurao 0 ICoordınator Reha Işıtman 0 Genel MudurV ardmıcısı SevdaÇoban Tel 514 <F 53 - 5139580-SMS46O-61.Faks 5138463 Vayımla>an ve Basaıı: Venı Gun Haber <\jansı, Basın ve Yayıncılık A Ş TflÂocag. Cad 1Q 41 Cağaioğlu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 lstanbul Tel ((1212151205 05(20 hal) Faks (0 212)513 85 95 www cumhunyet.com.tr 12ŞUBAT2001 tmsak:5.27 Güneş: 6.56 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.14 Akşam: 17.42 Yatsı: 19.04 NevvYort'ta moda günleri • Haber Merkezi - Moda rüzgân bu kez New York'ta esiyor. New York'ta düzenlenen moda gösterileri, modayı takip edenler tarafindan ilgiyle karşılanıyor. Düzenlenen defilelerde en çok ilgi çeken mankenlerden biri de, giydiği cesur kıyafetlerle Roxanna oldu. Yurttahava dunumu • ANKARA (AA)- Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, bugün Karadeniz, Batı Akdeniz ve Güney Ege'de yağış bekleniyor. Yağışlar Karadeniz'de yağmur, Batı Akdeniz ve Güney Ege'de sağanak yağış şeklinde olacak. Yann Marmara ve Karadeniz bölgelerinde yağmur beklenirken Akdeniz ve tç Anadolu'nun güney kesimi sağanak yağışlı olacak. Diğer yerler ise az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığının ise önümüzdeki üç gün mevsım normallerinin 4- 5 derece üzerinde olması bekleniyor. KPDS'ye başvupuiar • ANKARA (AA)- Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgısı Seviye Tespit Sınavı'na başvurular bugün başlıyor. KPDS, yabancı dil tazminatı almak isteyen kamu personeli ıle yatınm hizmetlerinde çalışmalanndan dolayı yabancı dil tazminatından yararlanmak isteyen teknik personelin dil bilgisi seviyesini belirlemek amacıyla yapılacak. Adaylar, başvurma belgelerine, son 6 ay içinde başı açık olarak çektirilmiş fotoğra&yapıştıracaklar. GöztemcNer Karabumın'da • KARABURUN (AA)- Sualtı Araştırmalan Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu'nun Karaburun sahillerinde yaşayan akdenizfoklannın gözlemlenmesine yönelik olarak yaptığı çağnya yanıt, üniversiteli öğrencilerden geldi. Ankara, Istanbul ve Lzmir'deki üniversitelerden gelen gönüllüler. Karaburun'da 1 hafta boyunca akdenizfoku gözlem çalışmalanna katıldı. Sanal çöpçatan • ANKARA (AA)- Dünyanın dört bir yanındaki âşıklar, 14 Şubat Sevgililer Günü'nü sevdikleriyle geçırmeye hazırlanırken bu özel günde "yalnız" kalanlar için de Lycos sitesi "sanal çöpçatan" hattını hizmete soktu. "Matchmaker- çöpçatan" adlı servise giren Lycos aboneleri, burada cinsiyetlerini, hangi ülkeden olduklannı içeren bir form dolduruyorlar. Yeterli yağış olmaması, barajlan kritik seviyeye getirirken çiftçi umudunu şubat yağmurlanna bağladı Toprak, suyahasretkaldı• Hava koşullannın böyle devam etmesi halinde önümüzdeki günlerde enerji ve içme suyu problemleri yaşanmaya başlanacak. ANKARA (AA)-Yağışlann, geride bı- rakılan 3 ay boyunca mevsim normalle- rinin altında kalması ve hava sıcaklıkla- nnın yükselmesi, Türkiye genelinde ba- rajlan kritik seviyeye indirirken çiftçide de kuraklığın devam edeceği endişesıni yarattı. Yurt genelinde Devlet Su Işleri, Me- teoroloji, ziraat odalan ve ilgili diğer si- vil toplum kuruluşlannın yetkililerinden alrnan bilgilere göre, su seviyesinin kri- tik sınırlara indiği barajlarda, hava ko- şullannın aynen devam etmesi halinde önümüzdeki günlerde enerji ve içme su- yu problemleri yaşanmaya başlanabile- cek. Marmara Bölgesi'nde içme suyu açısından en şanslı il Istanbul. DSl 14. Bölge Müdürlüğü yetkilileri. Istanbul'daki barajlardan kente her ay ortalama olarak 50 milyon metreküp su verildiğini ve barajlardaki kullanılabilir su miktannm 7 Şubat 2001 tarihi itiba- nyla yaklaşık 549 milyon metreküp ol- duğunu belirterek hiç yağış olmaması durumunda bile Istanbul'da yıl sonuna ka- dar su problemi yaşanmayacağını kay- dettiler. Ancak, Bursa'mn Istanbul kadar şans- lı olmadığını kaydeden DSl 1. Bölge Müdürü tikerÖzel, kentin su ihtiyacının önemli bölümünü karşılayan Doğancı Barajı'nda bir aylık su bulunduğunu, beklentilerinin önümüzdeki günlerde ya- ğışm gerçekleşmesi ve dağ eteklerinde- ki karlann eriyerek barajı doldurması olduğunu söyledi. Balıkesir, Kütahya, Kocaeli ve Sakar- ya'daki barajlarda şu an için bir sıkıntı ya- şanmazken 2-3 ay içinde yağış olmadığı tak- dirde sıkıntı yaşanabileceği belirtildi. Yetküüerden alınan bilgiye göre su seviyesinin kritik sınırlara indiği barajlarda, hava koşullannm değişmemesi halinde enerji ve içme suyu problemleri yaşanacak. Meyve bahçeleri sökülmeye başlandıBurdurZiraat Odası Başkanı Mahmut Şala son yıllarda da- ha az yağmur yağması yüzün- den çiftçilerin meyve bahçele- rini sökmeye; su ihtiyaçlannı sondaj kuyulanndan karşılama- ya başladıklannı söyledi. Osmaniye Ziraat Odası Baş- kanı Baha Başlamışh. bölgenin yağış almaması nedeniyle çift- çilerin yerfistığı ekimi için tar- lalarını hazırlayamadıklannı söylerken Antakya Ziraat Oda- sı Başkanı Cefcd Crvetek, Amik Ovası çiftçilerinin ürün ekmek- ten korkar hale geldiklerini vur- guladı. Van Ziraat Mühendisleri Oda- sı Başkanı CevdetAlundağ, da- ha önce 25 metreden çıkanlan suyun, son yıllarda 30-35 met- reden çıkabildiğini belirtti. Adıyaman Ziraat Odası Baş- kanı Hanifi Oztürk. hüküme- tin, teknolojik olanaklardan ya- rarlanarak yağış ortamını hazır- laması gerekriğini ifade etti. Sıvas Ziraat Odalan Meclis Başkanı tbrahim Arslan, bölge çiftçisinin yüzünü güldürecek tek şeyin kar olduğunu belirtti. Kayseri Ziraat Odası Başka- nı Emin Yümaz. zarar edecek çiftçilerin Ziraat Bankası ve di- ğer ilgili kuruluşlara olan borç- lannın ertelenmesi için hüküme- tin şimdiden hazırlık yapması- nı da istedi. Bursa Ziraat Oda- sı Başkanı Fuat San, Türki- ye'ninkarşıkarşıyakaldığı "ku- rakfak" tehlikesinin endişe ve- rici olduğunu söyledi.Bahkesir Ziraat Odası Başkanı SamiSö- zat, çiftçileri fazla su isteyen ürünleri ekmemeleri konusun- da uyardüclannı söyledi.Tekir- dağ Ziraat Odası Başkanı Şerif Baykut, yağış olmadığı takdir- de tüm ürünlerin kuraklıktan et- kileneceğini belirtti. Çanakkale'nin içme ve sulama ihtiya- cını karşılayan. bölgenin en büyük ba- rajı olan Atikhisar Barajı'nda. su tutma kapasitesı 52.5 milyon metreküp olma- sına rağmen halen 5 milyon 206 bin met- reküp su bulunuyor. Bu, son 10 yılın en düşük su seviyesi. Edirne'deki barajlann doluluk oranı ise yüzde 39 seviyesinde. Ege ve Karadeniz bölgelerinde yer alan barajlarda da su seviyeleri, halen mev- sim normallerinin altında bulunuyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde de kuraklık ilk olarak Dicle Barajı'nı etki- ledi. Bu barajda yaklaşık 3 aydır su se- viyesinin azalması nedeniyle enerji üre- timine ara verildi. Dicle Barajı'nda ol- ması gereken su kodu 710'dan 683.50'ye düştü. Keban Barajı'nın 845 olması ge- reken su kodu 820.50'ye düştü. Yetkili- ler, bu barajda kodun 820'ye inmesi du- rumunda üretimin tamamen duracağını söylediler. Karakaya Barajı'nda da 692 olması gereken su kodu 675.30'a düşmüş durumda. Bu barajda kodun 670'e inme- si durumunda üretim yapılmayacak. Kral- kızı Barajı'nda ise 815 olması gereken su kodu şu anda 781.40 kodunda bulu- nuyor. Su kodu seviyesinin 762'ye inme- sı durumunda üretim duracak. Öte yandan yetkililer, bölgede sulama ve hayvanlann su içmesi için oluşruru- lan göletlerin büyük bölümünün kurudu- ğunu bildirdiler. Kuraklık. yeraltı su kay- naklannı da olumsuz etkiledi. Bölgede Diyarbakır başta olmak üzere çok sayı- da il ve ilçede beledıyelerce açılan içme suyu kuyulanndaki su seviyesi düştü. Yaklaşık 40 kuyu, su kalmaması nede- niyle kapatıldı. Kayseri 'deki 4 barajda doluluk oranı- nın yüzde 36, Kırşehir'deki 5 barajda yüzde 56.8, Nevşehir'deki bir barajda yüzde 35 olduğu bildirildi. KÜLTÜR MtRASI LtSTEStNDE SADECE 9 ESERİMÎZ YAR TanıtımyoksuluyuzİZMÎR (Cumhuriyet EgeBûrosu)-UNESCO tarafindan hazırlanan Dünya Kültür Mirası Lis- tesi'nde ABD'den 18, Fransa'dan 22, Alman- ya'dan 19, Meksika'dan 16, Yunanistan'dan 14, Ingiltere'den 16, Ispan- ya'dan 23, Hindistan'dan 21 doğal ve kültürel var- lık yer alırken Türki- ye'den sadece 9 kültür varlığı bulunuyor. Arke- ologlar Türkiye'de bu lis- teye girebilecek nitelik- te çok sayıda doğal ve ta- rihi değerin bulunduğu- nu ve bu konuda çalışma yapılması gerektiğini sa- vunuyorlar. Milli park plancısı ve Arkeolog Turgut Batur, Dünya Kültür Mirası Lis- tesi'nde Türkiye'den 'İs- tanbuTun Tarihi Yerleri, Göreme Milli Parta ve Kapadokya kayahklan, DivriğilJhıCamiiveHas- tanesi. Boğazköy Hitit Merkezi, Nemnıt Dağı, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne giren eserlerden Ayasofya Müzesi ve Divriği UlucamL Antalya Lik\ a Kenti, Pa- keleri karşılaştınldığında mukkale, Safranbohı ve Tru\a MflB Parkı' olmak üzere dokuz kültür var- lığının bulunduğunu anımsattı. Ülkemizin Dünya Kültür Mirası Lis- tesi'ne giren varlıklan ile ABD ve bazı Avrupa ül- kültürel mirasımızın zen- ginliğinin açıkça ortaya çıktığını belirten Batur, 'Ancak bunlann tamnl- ması için çahşmalara der- hal başlamakgerekir' de- di. Turgut Batur, bu ko- nuda UNESCO Türkiye Daimi Temsilciliği'nin koordinatörlüğünde or- man, kültür, turizm, çev- re ve dışişleri bakanlık- ları ile Vakıflar Genel Müdürlüğü temsilcile- rinden oluşacak bir ko- misyonun çalışma yap- ması gerektiğini söyledi. Tatil 15 Haziranda Ddnci yarıyıl bugün başladı e-posta: tan @ prizma. net tr ANKARA (Cumhuri- yet)-2000-2001 eğitim- öğretim yılırun ikinci dö- neminin ilk ders zili bu- gün çalıyor. 26 Ocak 2001 Cuma günü karne alan öğrenciler, iki haf- talık tarilden sonra bugün yeniden derslere başla- dı. Toplam 12 milyon 749 bin öğrenci ve 484 bin 89 öğretmen için eği- tim- öğretün yılının ikin- ci yarısı, 15 Haziran 2001 Cuma günü sona erecek. Yaz tatilinin ardından 2001-2002 eğitim-öğ- retimyıh. 10Eylül2001 Pazartesi günü başlaya- cak. Il milli eğitim müdür- lükleri, öğrencilerin ba- şan dunımlannı ölçmek amacıyla her sınıf düze- yindeki öğrenciler için ayn ayn merkezi sınav uygulayacak. Lise son sınıf öğren- cileri de 17 Haziran'da Öğrenci Seçme Sına- vı'na (ÖSS), ilköğretim son sınıf öğrencileri Or- taöğretim Kurumlan Öğrenci Seçme ve Yer- leştirme Sınavı'na (OKÖSYS), ilk ve or- taöğretimin ara sınıfla- rındaki öğrenciler ise Devlet Parasız Yatılıhk ve Bursluluk Sınavı'na (DPY) hazırlanacak. SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN 'Emperyalizm'in Son Aşaması?' Crte Universitaire'den çıkmışız, Porte d'Orle- an'a doğru yürünüyor: Kanşık bir öğrenci kala- balığı, çoğu solcu, aramızda birkaç da Trotskyst var, yüzümüze iğne gibi batan, soğuk bir yağmurun al- tında, damdan düşer gıbı demesınler mi? "-...'Kaprtalizm'in Son Aşaması: EmperyaliznV kitebındaki tezleri, ilk ortaya atan Bukharin'cf/r, Vla- dimir llyiç, ondan esinlenerek, ünlü eseriniyazmış- tı; Bukharin, sonradan, Moskova Davalan'nda, Stalin tarafindan 'temizlendiği' için, bu hakikatsak- lanıyor..." Millet birbirine gırmişti. Kendi hesabıma, bunu ilk defa duyuyordum; epeyce sonra, şimdi tam hatır- layamadığım bir kitabı okurken, -yoksa Pierre Bro- u6'nin, o çarpıcı araştırması mıydı?- teyit edildiğini görünce, etkilenmedim diyemem. Yıllar sonra, ga- zetenin birinde, yeni yayımlanmış bir kitabın başlı- ğını görüyorum; trak! Gözlerimin önünde, su tozun- dan birbirimizi zor seçebildiğimiz, o kış ikindisi can- lanıyor: "Emperyalizm'in Son Aşaması: Impara- torlukl" Lenin'in eseri, geçen yüzyılın ilk çeyreğindeki bir 'dünya gerçeği'nl açıklıyordu; anlaşılıyor ki, Ameri- ka'lı Michael Hardt ile Italyan Toni Negri'nin yaz- dığı bu yeni eser, bu yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadı- ğımız, başka -fakat aynı türden- bir gerçegi yansıt- mak iddiasında! Gündemde, hanl hanl, 'Küreselteş- tne'nin 'çuvallayıp çuvallamadığı' ya da 'Mazlum- lar Enternasyonali'nin, Dünya Sosyal Konseyi olarak gerçekleşip gerçekleşemeyeceği tartışılırken; doğrusu, yeni ve farklı bir 'durum muhakemesi', üzerinde durulmadan geçilecek, sıradan birolay sa- yılamaz! Biraz üzerinde, oyalanalım diyorum. 'Kolektif sermaye' kavramı... "...emperyalizm değil, imparatoriuk; yaşadığımtz dönemde artık 'emperyalizm' yok; varsa bile, 'im- paratoriuk' çerçevesi içindeki, bir değer ve iktidar alışverişinden, bir 'intikal' olayından ibaret. Aynı şe- kilde, ulus/devlet de, var diyemeyiz, çünkü onun tayin edici 'hükümranlık' niteliği olan üç şey, yâ- ni askeri, siyasî ve kültürel 'egemenlik' impara- torluğun' merkezindeki güç tarafindan ya emil- miş ya da değiştirilip, yerine başkalan konul- muş; öyte ki eski sömürge)eştirilmiş uluslann, em- peryalist ulus/devletlere bağımlılıklan böylece kayboluyor, yok oluyor, her şey 'üniter' bir 'im- paratoıiuğun açtığı yeni 'ufka' bağımlı ve bağ- İantılı olarak yeniden örgütleniyor..." Ne haber? Aynı zamanda, çarpıcı ve şaşırtıcı de- ğil mi? Bu satırlan, yazdıkları eser hakkında bilgi ve- ren, Toni Negri'nin yazısından aktardım: çelişkinin, nasıl mahiyet değiştirdiğini, böyle bir imajla, daha somut, daha iyi anlatabileceğini ummuş! Pekdeya- nılmış sayılamaz sanıyorum: "...niye 'imparatoriuk' deniliyor; üstelik bu teri- min içerdiği hukuki formülûn 'yeniliği' üzerinde, ıs- rar ederek? Aynı şeye, Beriin Duvan'n/n yıkılışı er- tesindeki Amehkan Emperyalizmi denemez mi? Bu bahiste, verdiğimiz cevapta tereddüt yoktur, son derece açık: 'UlusallıkDavası'n/n son savaşçılan, ne kadar aksini iddia ederse etsin, bize göre 'impara- toriuk', Amerika'nın imparatoriuğu değil; zaten ta- rihlerine bir göz atılırsa görülür ki, ABD, Ingilizler- den, Fransızlardan, Ruslardan ve Hollandalılardan çok daha az 'emperyalist' olmuştur..." "...ulus/devlet uğnjna, 'imparatorluğa' karşı sa- vaşmaya kalkışmak, gerçekte, 'imparatorluğun' sı- nrfsa/ tabiabnın', 'emperyal' gofiirrtüsünün, uluslar/üs- tü kumanda gücünün gerçeğinı, kesınlikle anlaya- madığımızı açığa çıkanr. 'kolektif sermaye'nin im- paratortuğuna, çünkü Amerikalı kapitalistier ol- duğu kadar, Avrupalı kapitalistier de katılmak- tadırlar; servetlerini, ülkelerindeki çürümüşlük üzerine bina eden Rus kapitalisrJeri de; ya da, maddi varlıklannı Wall Street'e, çocuklannı ise Harvard'a gönderebilmek ayncalığını kendileri- ne sunan, Afrika'nın, Asya'nın, Arap Dünyası'nın kapitalistleri de!.." Sihirli 'anahtar' kelime, şöyle bir geçti; herhalde farkına varmışsınızdır: 'kolektif sermaye'. 'İmparatoriuk' neye denir? Toni Negri ve Michael Hardt'e göre, 'Imparator- luk'un temelinde, iki temel fikir yer alıyor: "...bir 'hukuk sistemi' fmevzuat' diyebilir miyiz acaba?) oluşmadıkça; -Berlin Duvan'n/n yıkılışın- danbuyanasözedildiğigibı, yânı sadece makro/eko- nomik bir 'paradigma' olarak değil, aynı zamanda birsiyaset 'kategorisi' olarak- 'küresel birpazar1 , oluş- muş sayılamaz; o 'hukuk sistemi'ne gelince, onun 'yaptınm gücünü' güvence altına alabilecek bir 'ik- tidar'/n varlığını gerektirir..." "...Dünya 'pazan', oldum olası 'hükümranlık' sem- bolleri neler ise, ancak onlann çevresinde oluşuyor; yâni dil, kültür, para, iletişim ve askeri güç! Askeri Güç, asfcnda -nükleer dahil- bütün silahlanma da- naklannı; Para Gücü, fınans dünyasının hemen bütününe hükmeden bir paranın varlığını; İleti- şim Gücü ise, tek bir kültür modelinin zaferini; hatta, tek bir evrensel dilin varlığını ifade ediyor, işte bu uluslar/üstü, küresel ve total örgütlen- meye, biz 'imparatoriuk' adını vermekteyiz..." "...yalnız şu var, bu 'emperyal1 yönetim düzenini, yüzyıllarboyunca 'emperyalizm' denilmişşeyden, ga- liba ayırt etmek gerekiyor. Bununla biz, ulus/devle- tin sınırian dışına yayılıp taşmasını; çokluk 'modern- leştirme' paravanı arkasına gizlenmiş; o zamana ka- dar kapitalist uygahığın Avrupa/merkezci uygulama süreçlerinden haberiolmayan halklar aleyhine, 'sö- mürgeleştirme' ilışkılerinin kurulmasını; dahası, güç- lü uluslann, güçsüz uluslara karşı, kültürel, ekono- mik, askeri, hatta ın<çı saldırganlığını kastediyoruz..." Acaba fark ettiniz mi? Negri ile Hardt'ın, impa- ratoriuk' tarifi, gerçekte, çağımızda asıl büyük çe- liskinin, 'Varsıllar'la 'Yoksullar' arasında, cfiyalek- tik çelişki olduğu varsayımına dayanmış; özel- liği ya da ayncalığı, 'Varsıllar'ın örgürJenmesini, emperyalizm döneminde olduğu gibi, bir ulus/dev- let'in sınııianndan taşmasına, başka toprakJan işgal etmesine değil; yoksul ulusiar dahil, her ulus- tan varsıllann, kendi aralannda ve birlik olarak, her ulustan yoksullara karşı örgütlenmiş olma- sına bağlamış. lyı de bu, şu ara aynı anda toplan- mış olan iki uluslararası toplantının, Davos'ta ve Porto Alegre'de, iki ayn ve karşıt birer Enternas- yonal 'çekirdeği' olduğu anlamına gelmiyor mu? Porto Alegre'de 'Mazlumlar'ın, Davos'taki 'Var- sıllar'ın 'EntemasyonaHl Nerede o 'Sosyalizm öldü' diyenler? http://www.prizrna.net.tr/AJLHAN http://www.bilgiyayır»evi.com.tr./ailhan Faks/0-212/2601988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle